Tumgik
#sosyal psikoloji
cuneytyardimci · 14 days
Text
Süleyman Demirel 'i Özleyeceğim Hiç Aklıma Gelmezdi...
SÜLEYMAN DEMİREL ‘İÖZLEYECEĞİM HİÇ AKLIMA GELMEZDİ Süleyman Demirel – Bülent Ecevit – Necmettin Erbakan – Alparslan Türkeş / https://www.aljazeera.com.tr/ Klavye siyaseti yapmak ya da sosyal medya kanalları üzerinden politik polemiklere girmek hiç benim tarzım değildir.  Ancak bu yazıda, sevsek de sevmesek de Türk siyasi tarihinin önemli figürlerinden biri olan Süleyman Demirel ’den biraz…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
lolonolo-com · 2 months
Text
Sosyal Psikolojiye Giriş-2 2022-2023 Vize Soruları
Sosyal Psikolojiye Giriş-2 2022-2023 Vize Soruları 1. Aşağıdaki ifadelerden hangisi “tutum” un üç ögesinden biridir? A) Benlik B) Bireysellik C) Tepki D) Davranış E) Yargı Cevap : D) Davranış 2. Aşağıdakilerden hangisi dinleyicinin merkezi yolu kullanmayı bırakmasını ve rasyonel argümanlarla mesaja direnmesini zorlaştırmak amacıyla kullanılabilen bir ektendir? A) Kişinin kendi fikirlerine…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
trcoffeebyefe · 2 months
Text
Zamanımızı en çok neye harcıyoruz?
youtube
Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoş geldiniz. Hayatımızda ki en değerli şey olan zamanı, pek çok aktivite için harcıyoruz fakat 2024 yılı itibariyle tüm hayatımız boyunca en çok zamanımızı alan aktivitenin ne olduğunu araştırınca çok ilginç bulgular ile karşılaştım. Sizleri daha fazla bekletmeden isterseniz buyrun hemen konunun detaylarına geçelim.
Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz platformlardan abone olarak tüm yayınlara anında ulaşabilir veya [patreon] üzerinden bana destek olabilirsiniz.
Ortalama Yaşam Süresi
Tumblr media
Yapılan araştırmalara göre 2024 yılı itibariyle ortalama yaşam süresinin 78.7 yıl olduğu bulunmuş ama işin iyi yanı 2054 yılına geldiğimizde bu yaşın 81.9 olması bekleniyormuş. Bu yayını dinleyen çoğu kişi bu yaş artışından faydalanacak gibi dursada Project Reboot kurucusu Dino Ambrosi yaptığı araştırmada bu zamanın büyük bir kısmının bizlere yarar sağlamayan aktivitelere harcandığını söylüyor.
Bu arada Project Reboot okul çağında olan bireylerin elektronik cihazlarla olan iletişimlerini daha kullanışlı ve zararsız hale getirmeye çalışan bir kuruluş.
Uyku – 288 ay (24 yıl)
Tumblr media
Konumuza geri dönecek olursak, eğer şu an 18 yaşında iseniz ve bir felaketin başınıza gelmediği varsayarsak 90 yaşına kadar sağlıklı bir biçimde gelebilirseniz, önünüzde tam tamına 864.5 ay var demektir. Fakat hayatımızın ne yazık ki üçte biri uyuyarak geçiyor buda 288 ayın (24 yılın) uykuya gittiği anlamına geliyor. Uykuyu şu an için hayatımızdan çıkarma şansımız olmadığı ve her insanın şartsız koşulsuz uyuması gerektiği düşünülünce bu aslında o kadarda üzücü durmuyor.
Okul ve Çalışma Hayatı – 126 ay (10.5 yıl)
Tumblr media
Hala hayatımızı yaşamak için 576.5 harika ayımız kalmış durumda ve bu süreyi ne yazık ki herkes istediği şekilde kullanamıyor ve işin rengi burdan sonra değişmeye başlıyor. İlk olarak aileden gelen bir varlığınız yok ise veya milyar dolarlık bir şirketi 18 yaşına gelene kadar bulmadıysanız, okul ve çalışma hayatına bu ayları harcamanız gerekiyor.
Yine 2024 senesi için konuşursak, okul ve iş hayatına toplam 126 ay harcıyormuşuz. Bu sürelere okuldan çıkıp dershanede harcadığınız veya mesaiye kaldığınız sürelerde dahil değil. 126 ay neredeyse 10.5 yıla denk geliyor. Pek çoğumuz okul ve çalışma hayatından taviz verecek lükse sahip değiliz ve Dünyadaki popülasyonun pek çoğunun yine bu süreleri harcadığı düşünülünce aslında hala moral bozulacak bir durum yok.
İnsani İhtiyaçlar – 117 ay (9.7 yıl)
Tumblr media
Birde tabi pek çok insanın temel ihtiyaçları için harcadığı süreler var. Bir birey hayatının 18 ayını araba sürerek ve toplu taşımayı kullanarak geçiriyormuş. Yemek yapmak ve yemek içinde 36 ayımızı harcıyormuşuz. Çamaşır yıkamak, bulaşık yıkamak, evi süpürmek gibi genel ev işlerine ise bir 36 ayımız daha gidiyormuş.
Tuvalette ve banyoda geçirdiğimiz ortalama sürede 27 ay olarak bulunmuş. Bu süreler gelecekte teknolojinin yardımıyla çok daha az miktarlara tabiki düşebilir. İnsani ihtiyaçlar olarak bir çatı altında toplayabileceğimiz tüm bu işlere toplam 117 ay yani 9.7 yıl harcıyormuşuz.
Her insan bu işleri kendi yapmıyor tabiki, burda harcadığımız süreleri yeterli miktarda paranız var ise firmalardan hizmet şeklinde alıp bu zamanlarıda kurtarabilirsiniz. Ancak popülasyonun büyük çoğunluğunun elinde böyle imkanlar olmadığı için pek çok insan neredeyse 10 senesini bu işleri yapmak için harcıyormuş.
Bize Kalan Zaman 334 ay (27.8 yıl )
Tumblr media
Tüm bu süreleri harcadıktan sonra sağlınız bozulmaz, bir felakete maruz kalmaz ise 90 yaşına kadar yaşayacak kadarda şanslı iseniz, tam tamına 334 ay yani 27.8 yıl tamamen sizlere kalmış durumda. Hayat amacımızı gerçekleştireceğimiz, sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişilere zamanlar ayırabileceğimiz, hedeflerimizi yerine getirebileceğimiz tam tamına 334 ayımız, yani neredeyse 28 senemiz var.
Hayatta var olma sebebinizi ortaya çıkarabilecek olan bu süre, ölmeden önce bu Dünyaya bırakacağınız imzayı oluşturabileceğiniz dolu dolu 334 ay anlamına geliyor.
Ölmeden önce size kalan bu zamanı Netflix izlemek, sosyal medyada dolanmak, TikTok videolarına bakarak harcayacağınızı büyük ihtimal düşünmemişsinizdir. Fakat 18 yaşında olan bir birey bu zamanın tam tamına %93’ünü ekranlara bakarak harcıyormuş. Yeniden tekrar etmek istiyorum; kalan zamanın %93’ünü ekranlara harcamayı tercih ediyormuşuz.
Bize kalan 334 ayın, keza bu 90 yaşına kadar sağlıklı yaşamamız koşuluyla, bu kadar süreye sahip oluyoruz, bu sürenin 312 ayı ekranlara bakarak geçiriyormuş. Bu süreye iş yerinde ve okulda iken ekranlara baktığımız süre de dahil değilmiş.
Tumblr media
90 yaşına gelip, geri dönüp baktığınızda 18 yaşından sonra hayatınızın büyük kısmını temel insani ihtiyaçlar dışında, ekranlara bakarak geçirdiğinizi düşününce ne kadar fazla insanın hayatını pişmanlıkla bitireceği gerçeği eminim bu yayını dinleyen herkesi derinden sarsmıştır. Sağlığınız yerindeyken ve enerjiniz var iken bu sürede yapabileceğiniz, başarabileceğiniz onlarca şey var iken, sadece ekranlara bakarak bu potansiyeli boşa harcayarak bu hayattan bu şekilde ayrılmak sanırım hiç bir insanın istemeyeceği bir şeydir.
26 yıllık Ekran Süresinin Etkileri
Tumblr media
26 yılın ekranlara bakarak geçmesi bizlerin sadece eğlenmesine yaramıyor aslında çok fazla sayıda olumsuz etkiyide bizlere getiriyor. Ortalama bir TikTok videosu 15 saniye sürüyormuş, websitelerinin %55’i 15 saniyeden daha az sürede kontrol ediliyormuş. Bir gün içerisinde 8 saat 39 dakikanın, her 15 saniyesinde başka bir şeye bakılarak geçirilmesi bizlerin eşi görülmemiş derecede dikkat dağınıklığı yaşamasına sebep oluyormuş. Bundan dolayıda tarihte görülmediği kadar yüksek derecede dikkat dağınıklılığı olan bir toplum haline dönüşmüş durumdayız.
İşin acı yanı ise bu kadar insanın ekranlara bakarak yaşamını geçirmeside tesadüfi olarak ortaya çıkmadı. Bizi ekranlara bağlı kılan tüm sosyal medya platformları ve diğer Teknoloji firmaları bizlerin bu platformlara daha da bağımlı olması için eşi görülmemiş işletme modellerini yıllar önceden tasarladılar. Bilinçaltımızdaki her duyguyu çok iyi okuyup bizlere anlık dopamin salgılatacak tasarımları kendilerine adapte etmiş durumdalar. Uyuşturucadan dahi daha fazla bağımlılık yapan yüz binlerce platforma karşıda bireysel olarak karşı koymak ise oldukça zor.
Geçen yıl Elon Musk’ın biografisini okurken kitabın girişindeki bir bölüm benim oldukça ilgimi çekmişti. Yazar, bizlerin 90’lı yıllarda teknolojiden beklediğimiz en temel şeyin hayatımızı daha kolay hale getirecek yenilikler olduğunu söylüyordu. Tıpkı Jetgillerdeki gibi evimizden gelip bizi alan arabalar, ev işlerini yapan yemek pişiren robotlar gibi teknolojiler sayesinde hayatımız daha kolay hale gelecekti. Ancak teknolojiden beklenen bu gelişmelerin tam tersine, insanların sorunları çözme önceliği arka plana atılıp en kısa sürede büyüyüp en fazla parayı kazandıracak platformlar teknoloji alanında zirveye çıktılar.
Halbuki ana amaç bizlerin hayat kalitesini yükseltecek teknolojilere sahip olmamız iken; hayat kalitemizi düşüren, psikolojimizi bozan, zamanımızı çalan ve bizi bir ürün gibi değerlendiren platformlara sahip olduk. Tüm bu platformlarda farkına dahi varmadan bütün hayatımızın büyük bölümüne el koymayı başardılar.
Son Söz
Konuyu toparlayacak olursak, hayatımıza giren her teknoloji bizlere sadece böyle olumsuz etkileri getirmemiş olsada eğer şu an 18 yaşında iseniz ve 90 yaşına kadar yaşacak kadar şanslıysanız, kalan 334 ayınızı hiç fark etmeden dahi sadece ekranlara bakarak geçirmiş halde kendinizi bulma olasılığınız oldukça yüksek gibi gözüküyor. Her ne kadar ekranlara harcadığımız her süre tamamen boşa harcanan süre olmasada bir ömrü böyle harcayıp harcamamak tamamen bizlerin elinde olan bir seçim.
Bu bölümde hayatımızda ki en değerli şey olan zamanı pek çok insanın ne şekilde kullandığını ve bunun sonucunda neler olabileceğini konuştuk. Umarım sizlere faydalı bilgiler sunabilmişimdir. En kısa sürede yeni yayınlarda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın hoşçakalın.
Referanslar
Ambrosi, D. (n.d.). School services. Project Reboot. https://www.projectreboot.school/school-services
Screen Time Side Effects in kids and teens. Johns Hopkins Medicine. (2023, December 13). https://www.hopkinsmedicine.org/health/wellness-and-prevention/screen-time-side-effects-in-kids-and-teens
Howarth, J. (2023, December 4). Alarming average screen time statistics (2024). Exploding Topics. https://explodingtopics.com/blog/screen-time-stats
0 notes
lworkl · 1 year
Text
14yaşında ilk aldığım ve sevdiğim yabancı toplama kasetteki hitleri dinliyorum bilerek bugün, o yaşa dönmek istediğimi söylemeye gerek yok
Sosyal anksiyete ve zor beğenirlikten mağazadan alamayıp netten kalın mont alabileceğimi hiç düşünmezdim, hiç1ş almamaktan iyidir 221222
Uyandıktan sonra depresiflik ve hayata bağlanabilirmiyim endişesi.Neden yabancıların kölesiyiz ,onlardan neyimiz eksik?rekabet etmeksek köle olmaya devam edicez 231222
Pelin batuya analiz yapacak kadar aşığım, son zamanlarda çok seyrediyorum.1psikoloğa seni arzularıyorum dendiğinde en fazla diyebileceği 1daha gelmemi olur,merak ediyorum, yetişkin psikoloğundan eş çok zor 271222
0 notes
dusuncekatalogu · 2 years
Text
Parasosyal İlişki Nedir? Sosyal Medya Neyi Değiştirdi?
Parasosyal İlişki Nedir? Sosyal Medya Neyi Değiştirdi?
Parasosyal ilişki, bir medya kullanıcısının bir medya kişiliğiyle meşgul olduğu tek taraflı bir ilişkidir. Parasosyal ilişkiler üzerine yapılan araştırmalar tipik olarak bir medya kullanıcısı ile tercih edilen bir medya kişiliği arasındaki arkadaşlık benzeri bağlara odaklanırken, medya kullanıcıları da farklı medya figürleriyle olumsuz parasosyal ilişkiler ve hatta romantik parasosyal ilişkiler…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ruhumdasavas · 3 months
Text
Sen 4 sene psikoloji oku ama hâlâ çocuklarla çalışırken sosyal medyaya çocukların fotoğrafını atmaman gerektiğini bilme. Dijital ayak izi, pedofili, paylaşım hakkı... Hak getire. Çocukların anne babalarından izin alınmış olsa dahi o çocukların sizin paylaşıyor olmanızla ilgili onayı olmadığı sürece (Ki zaten şu an verdikleri onayın da geçerliliği yoktur.) çocukları paylaşamazsınız. 18 yaşınız geçince kendi fotoğrafları hakkında söz sahibidir ve sizi mahkemelerde süründürebilir. İnşallah süründürür de. Sen psikologsun ve maddi yeterliliği olmayan çocuklarla çalışırken çocukların fotoğraflarını atmışsın. Çocukların kıyafetlerinden belli imkânlarının kısıtlılığı. Bu çocuklar ileride sınıf arkadaşları tarafından zorbalığa uğrarsa bunu nasıl yumuşatacaksın? Yapamıyorsanız psikolog olmayın kardeşim. Bilmiyorsanız olmayın. Kimse sizin aptallığınıza katlanmak zorunda değil.
47 notes · View notes
laviniapricity · 3 days
Note
Bölümünden memnun musun mesleki açıdan önü açık olduğunu düşünüyor musun benim kararsız kaldığım bölümde...
Evett memnunum, tereddütlerim vardı ama iyi ki seçmişim diyorum. Yani mesleki olarak bakarsak, çalışılabilecek çok alanı var. Yüksek lisans yaptığın bölüme göre, mesela adli psikoloji okursan adliyelerde falan çalışabilirsin, klinik psikoloji okursan kliniklerde hastanelerde falan çalışabilirsin, gelişim psikolojisi okursan anaokullarında kreşlerde çalışabilirsin ya da işte sosyal psikoloji okursan ürün pazarlama (reklam şirketi gibi) konusunda çalışabilirsin gibi gibi.. Yani seçtiğin dala göre ne kadar iş imkanı olduğu değişir ama yönelebileceğin alan çok fazla.
7 notes · View notes
cuneytyardimci · 2 months
Text
Açgöz Maymun Gibi Yaşıyoruz Çoğu Zaman…
Afrika'da açgöz maymunları yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Arzu ve hırslarının kurbanı olan açgöz maymun bu çok basit tuzağa öyle bir düşer ki; kendi kendine pranga vurduğunun farkına bile varamaz. Tıpkı birçoğumuzun da düştüğü gibi...
AÇGÖZ MAYMUN GİBİYAŞIYORUZ ÇOĞU ZAMAN Afrika’da açgöz maymunları yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Arzu ve hırslarının kurbanı olan açgöz maymun bu çok basit tuzağa öyle bir düşer ki;  Aslında kendi kendine pranga vurduğunun farkına bile varamaz. Tıpkı birçoğumuzun da düştüğü gibi… Açgöz Maymun Afrika’da açgöz maymunları yakalamak için kullanılan zekice hazırlanmış ve fiziken…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
lolonolo-com · 3 months
Text
Sosyal Psikoloji 2023-2024 Vize Soruları
Sosyal Psikoloji 2023-2024 Vize Soruları 1. “Seyirci sayısının basketbol oyuncularının performansına ve motivasyonuna etkisi” konulu bir araştırmada bağımsız değişken aşağıdakilerden hangisidir? A) Spor türü (basketbol) B) Seyirci sayısı C) Seyirci performans D) Oyuncu performansi E) Oyuncu motivasyonu Cevap : B) Seyirci sayısı 2. “Ben kimim?” sorusuna cevap veren bir kişi aşağıdakilerden…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
acid-gramma · 17 days
Note
psikoloji okumanın ve sosyoloji, feminizm üzerine okumalar yapmanın bana kattığı en büyük şeylerden biri insanların evrimsel psikoloji adı altında yıkmaya çalıştığımız tabuları yeniden inşa etme çabasını fark etmek oldu. sosyal psikolojiyle tanıştığım ilk yıldan beri “içgüdü” kelimesini duymaya katlanamıyorum ve hiçbir hocam da kullanmazdı, çoğu içgüdü kavramının artık kullanılmadığını söylerdi (buna sadece sosyal psikologlar değil birçok yeni-freudcu da dahil), ananskm darwin kadın düşmanı bi oc zaten
e iyi de evrimsel psikoloji neyin neden oldugunu sebeplerini isleyip temele oturtuyor, yikilan tabular insa edilsin ataerkil maskulist ortacag yasami bize hukmetsin gibi bi gaye tasimiyor kendi icinde. simdiye ksdar boyle olmus bunun temeli hayvan olmamiz o yuzden bundan sonra da oyle olsun da demiyor kimse. (herhalde) gelisiyoruz baskiliyoruz koreltmemiz gereken seyleri insan ellerimizle koreltiyoruz toplumumuzla yontuyoruz zaten. ama tutup da kadin erkek ayni hatta kadinlarin daha cok sex drivei var baskilaniyor yazik gibi sacmalamaya gerek yok hic ilerici toplum insa edicez diye yozlasmis mutsuz kadin ve erkekler yetistiriyoruz. ideallerdeki gibi olmaz hicbisi ve dengeyle oynamak hem tehlikeli hem ne yaptigini bilmen gerekir aksi halde ayni asiri uc feminizm ya da komunizmde olduhu gibi sacmalamalar meydana geliyo. icgudu yerine durtu diyebilirim sen ve hocalarin tetikleniyorsa🥰🌹
14 notes · View notes
guzyazi · 2 months
Text
oradan oraya bir sohbet
Benim baba dedem ve babam şeker hastalığı ile önce bacaklarını sonra hayatlarını kaybettiler. Abim de şeker hastası olduğunu öğrendi 3 ay önce. Bu durum abimde korkuya sebep oldu tabii. Ölmek değil de sürünmek korkusu, söylediğine göre. Abim 160 kiloydu. 3 aydır sıkı sıkı yaptığı diyet sayesinde 130 kilo şu an.
İnternette bir tane beslenme uzmanının videosuna denk geldim, psikodiyet diye bir şeyler anlatıyor. Beslenme-psikoloji ilişkisi elbette gerçek ama kadının yöntemini sunuş şekli sinirlerimi bozdu. Tahtaya bir şeyler yazmış, o kelimeleri kullandıkça tahtadan o kelimeyi gösteriyor şdlfkg. Videoyu abime attım, kadının salak olduğunu düşündüğüm için. Abim de, abim bile, yılların morbid obezi "Alt tarafı diyet yapacaksın niye her şeyi bu kadar zorlaştırıyorlar" yorumunu yaptı. Tam olarak bu: Her şeyi neden bu kadar girift hâle getirdik ya? Tabii ki bu gereksinimi hisseden herkesin bir uzmana danışması makul ama sosyal medyada ne uzmanlık sorgulanıyor ne de kişi gerçekten bu hizmete ihtiyacı olup olmadığını tartıyor.
Her şeyle ilgili bir danışman var artık ve ben bunun masumiyetine hiç inanmıyorum. Çoğu şey insanın psikolojik boşluklarını ya da dalgalanmalarını finanse etmek olarak çağrışıyor bende artık. Her şey tüketmemiz için çoğalıyor. Bu da işleri bence daha da karmaşıklaştırıyor.
Her karar ya da eylem için birine danışırsak bir yerden sonra irademiz tamamen yok olacak diye düşünüyorum. Burada konuyu biraz dağıtabilirim. Hamileliğimde hayatımda hiç olmadığım kadar prensesleştirildim. Biraz eril ve özgür bir ruhum var, bu bana çok tatsız geldi. Oraya çıkma, onu silme, kayarsın, düşersin, bırak biz yapalım... Bir yerden sonra öyle edilgenleştim ki suyumu kendim doldurabilecekken abim durmadan mataramı doldurduğu için abime aptal aptal matara uzatmaya başlamıştım. Avrupa Yakası'nda her işini Osman yaptığı için Aslı'nın aptallaştığı bir bölüm var. Heh tamamen o. Yâr ben zaten herrr şeyimle Aslı Sütçüoğlu'nun ta kendisiyim.
Dolayısıyla danışılacak bir durumda kalbimiz ve beynimize kulak vermeliyiz biraz. Biraz doğalına, matematiğine bırakmalıyız olayı. "Ben şöyleymişim, ondan şöyle yapıyormuşum" bilgisi, bizi o şey için mücadele etmekten alıkoyup kendimize devamlı hak veren bir tembelliğe itiyor. Bundan çok eminim.
Ama üçüncü paragraftan daha çok eminim.
(Üçüncü paragraf da şey gibi Avrupa Yakası, Selin Yerebakan'ın yaşam koçuyla -Dolunay Soysert- çalışmaya başladığı bölüm şdşfkg)
12 notes · View notes
gulsmentality · 8 months
Note
Salam psixologiya və dedektiv mövzusunda kitab önərə bilərsən?
Salam, dedektivə görə yaxşı önərilərim yoxdu çox maraqlanmıram ama psixologiya olar
Alfred Adler- Bireysel Psikoloji.
Alfred Adler- İnsanı Tanıma Sanatı.
Alfred Adler- Nevroz Sorunları.
Sigmound Freud- Psikanalize Giriş.
Sigmound Freud- Rüyaların Yorumu.
S.Freud, J.Brauer- Histeri üzerine çalışmalar.
S.Freud- Rüyaların Yorumu.
S.Freud- Günlük Yaşamın Psikopatalojisi.
S.Freud- Totem ve Tabu.
S.Freud- Kitle Psikolojisi.
S.Freud- Grup Psikolojisi ve Ego anaıizi.
S.Freud- Espiriler ve bilinçdışı ile ilişkileri.
S.Freud- Psikanaliz ve Uygulama.
S.Freud- Aşkın psikolojisi.
S.Freud- Kendi Kendine Psikanaliz.
Gustave Le Bon- Kitleler Psikolojisi.
G.Le Bon- Maddenin evrimi.
Carls Gustave Jung- Psikolojide tipler.
C.G.Jung- Keşfedilmemiş benlik.
C.G.Jung- Psikoterapi pratiği.
C.G.Jung- Analitik psikolojinin temel ilkeleri.
C.G.Jung- Feminen.
Erich Fromm- Sağlıklı Toplum.
E.Fromm- Çağımızın Özgürlük Sorunu.
E.Fromm- Psikanalizin Bunalımı.
E.Fromm- Freud Düşüncesinin büyüklüğü ve sınırları.
Karen Horney- Nevrozlar ve İnsan gelişimi.
David Buss - Evrim Psikolojisi
K.Horney- Çağımızın Tedirgin insanı.
K.Horney- Kendi kendine psikanaliz.
K.Horney- Kadın psikolojisi.
K.Horney- Psikanalizde yeni yollar.
K.Horney- İçsel Çatışmalarımız.
David Myers- Sosyal Psikoloji.
E.Aronson- Sosyal Psikoloji.
Desmond Morris- Çıplak Maymun (Təkamül Psixologiyası).
Robin Baker- Bebek Savaşları.
Rihard Webster- Beden dili rehberi
Mehmet Çelikyay - Diksiyon, Beden dili ve Hitabet
Joe Navarro- Bədən Dili.
Bu son 3ü bədən dili haqqındadı
Bəzilərinin tərcüməsi olmaya bilər dəqiq bilmirəm hansılardır oxumadıqlarım var içində
10 notes · View notes
trcoffeebyefe · 7 months
Text
Ölünce verilerimize ne olacak?
Öldükten Sonra Verilerimize Ne Olacak? #ölümdensonrakalanveriler #dijitalklonlama #dijitalayakizi #verigüvenliği #sesklonlama #yapayzeka #sosyalmedyahesapları #klonlama #davranışanalizi #türkçepodcast #eğiticipodcast #turkishcoffee
Herkese merhabalar, yeni bir yayına daha hoş geldiniz. Bugün öldükten sonra arkamızdak bırakacağımız tonlarca veriye neler olacağını konuşacağız. Çok iç karartıcı bir başlık olarak gözükse de kendi klonlarımızı yaratmamıza önünü açacak bu yaklaşımı gelin isterseniz daha yakından inceleyelim. Bu arada yaptığım yayınları beğeniyor ve yeni yayınları kaçırmak istemiyorsanız dinlediğiniz…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
emirhaneren · 10 days
Text
Kısa Süren Bir Mahkeme
Bugün burada bir yargılamaya tanıklık edeceksiniz. Evet, sizleri yargılayacağız, sizleri. Sadece sizleri, bir tek sizleri, sizleri anlatmama izin verin lütfen. Yıllarca okul okuyup bilgi sahibi olanlar, şirketlerinizin gösterişini reklamlarla yaparken sefa sürenler, düşüncelerini savunanlar, tartışmalara kitaplarla gelenler, arkasında destekçileri olanlar, bir şey başarma potansiyeli olanlar, acıyı bizim kadar çekmemiş olanlar, hayata kolaydan bakanlar, bizim zorluklarımızı aşmış olanlar, parası ile öne çıkanlar, başarısı ile öne çıkanlar, aklı ile öne çıkanlar, öne çıkanlar, bütün kulağa gelen hikâyelerin ana kahramanları, ne hikmetse hayatı güzelleşmiş olanlar, şansı ile kurtulmuş olanlar, bizde olamayan paraya sahip olanlar, bizim her şekilde değerlendirebileceğimiz parayı kendince harcayanlar, sırf para miktarı yüzünden sövüp saydığımız kişiler, kıskançlığımızdan değil de bize göre yanlış davrananlar, yüzlerine konuşmayı çok sevmediklerimiz…
Bizlere akıllar vermeye kalkmanızın cezasını çekeceksiniz artık. Bazı karşı çıkanlar olsa da avukatlarınız bizim tarafımızdan seçilecekler. Evet bu sefer bizler yargıçlarız. Bu konuşma daha önce de Tutunamayanlar'da gerçekleştiği için uzatmıyorum. Bu sefer biz de değiştik tabii ki. Sizler siz olurken bizler de kendi köşemizde biz olmayı başardık. Bizi soracak olmadan ben söyleyeyim sizlere.
Bizler: Doğruyu ve yanlışı umursamayanlarız ve aslında iyinin biz ne istersek o olduğunu bilenleriz ve dünyanın bizim olduğunu bilenleriz ve tek cümle yazmadan hayatımızı öne sürerek kolayca roman yazabilenleriz ve cümlelerin arasındaki noktalamaların gereksizliğini kabul edenleriz ve okumamamıza rağmen sizden daha bilgili olanlarız ve siyaset ile felsefe ile psikoloji ile bilim ile arası en iyi olanlarız ve dünyanın bütün olaylarını bilmemize rağmen keşfedilmemiş, pırlantavari insanlar topluluğunun en kıymetli üyesiyiz ve sosyal hayatta bildiğimiz veya bilmediğimiz veya düşündüğümüz veya düşünmediğimiz veya kastettiğimiz veya kastetmediğimiz veya başardığımız veya başarabileceğimiz veya başaramadığımız her şey üzerinde ahkâm kesme yetkisine sahip olanlarız…
Gerekli makamlarca verilen karar bellidir. Haklar yerlerine dağıtılmış ve herkesin sözü dinlenmişdir. Sizlere verilen ceza iyi hâl (biz her ne kadar karşı çıksak da) ile hafifletilmişdir. Verilen ceza da şudur: Söylediğiniz sözler iyi olsun olmasın, kötü olsun olmasın, doğru olsun olmasın, yanlış olsun olmasın, gerçek olsun olmasın, mecaz olsun olmasın önemsizleştirilecek ve kısa sürede unutulacaklardır. Zira bu karar, alışık oldukları cezanın ağırlaştırılmış hâlidir.
6 notes · View notes
gizgibim · 2 months
Text
Herkesle konuşma heveslisi insanlardan kendi adıma hoşlanmıyorum. Kendine ait düzgün bir çevren olur onlarla muhabbet edersin.İletisimini de insanı, düzgün bir şekilde yürütürsün. Doyumsuzluk hissi geliyor bana bazen bu çoğu kişiyle iletişim kurmak demek sosyal olmak demek değildir aslından psikolojik açıdan yetersizlik hissini bastırmaya çalışmaktır. Bununla ilgili zamanında psikoloji anlamında çoğu kitap araştırdım, okudum ve yazan kişiler de benzer fikirlerdeydi genelde. Sosyal olmak insanlarla iletişimin iyidir belirli yerlerde uygun sohbetleti yurute bilen mizaca ve kültüre sahipsindir ama habire birini yedekte tutup diğeriyle sohbete devam edeyim demek değildir. İnsanin kişiliğinde de ciddi sıkıntı yaratıyor bu durum. Şöyle ki, zaten çoğu insanla sohbete alışkın birisi eğer birisine daha fazla alışırsa bu sefer onda takılıp kalıyor psikolojik açıdan kutuplaşma gibi bir şey bu. Kup gibi aynı yörüngede yürümeye devam ediyor. Kendinizi tatmin edemediginiz alanlarda konuşup beyni susturmaya çalışmak lihtiyaci sonrasında yanlış kişilerle yaranan bağlar da ortaya çıkara bilir. bu yüzden iletişim kurduğumuz insanların karakter yapısı daha önemli olmalı, daha fazla kişiyle muhabbet edeyim "sosyal" olayım olmamalı.
6 notes · View notes
ruhumdasavas · 3 months
Text
Tumblr media
“Terapiye Başlamak İstiyorum, Kimi Seçeceğim?”
Bir hocam “İnsanın kendine yapabileceği en büyük iyilik bir terapi sürecinden geçip yaşamaya yeniden başlamaktır.” demişti. Terapist seçmek apayrı büyük bir olay. Nelere dikkat edilmeli peki? Bir psikolog olarak temel faktörlerin şunlar olduğunu düşünüyorum:
Lisans ve Akreditasyon: Yasalara göre Türkiye’de ünvan, lisans eğitimiyle alınır. Terapi için tercih edeceğiniz kişinin lisansı ya psikoloji ya tıp (psikiyatri) üzerine olmalıdır. Psikologlar için klinik psikoloji yüksek lisansı şarttır çünkü “psikolog” ünvanı görüşme yapmak için yeterli değildir. Bir psikologla görüşmeyi tercih edeceksiniz lisansının psikoloji, yüksek lisansının klinik psikoloji üzerine olmasına dikkat etmelisiniz. Dilerseniz diplomasını sorun, hakkınız var. Ayrıca eğitimlerin nereden alındığı önemlidir. BDT eğitimi alınmış ama hangi dernekten? Örneğin DATEM iyidir. Cinsel terapi için eğitim alınmış ama nereden? CİSED iyidir. Bilinenin aksine MEB onaylı çoğu belge asılsızdır. Dolayısıyla MEB onayı aldığını söyleyenleri bir irdeleyin derim.
Psikoloğun Alanı: Klinik psikolojinin değindiği birçok alan vardır. İntihar riski varsa varoluşçu psikoloji çalışan bir klinik psikolog daha iyi olabilir. Bir çocukla ilgili bir yardıma ihtiyacınız varsa gelişim psikolojisi odaklı eğitim almış bir klinik psikolog daha yararlı olacaktır. Çift olarak sorun yaşıyorsanız çocuk ergen grubuyla çalışan bir klinik psikologtansa çift terapisti sizin için daha iyidir. Hangi alana ihtiyaç duyuyorsunuz?
Farklı Teknikler: Psikanaliz, BDT, ACT… Tercih edeceğiniz kişi hangi yönelimle çalışıyor ve hangisi size daha uygun? Örneğin depresyon veya anksiyete şüphesi varsa en iyi seçenek BDT’tir çünkü bilişsel davranışçı terapide bilincin yanlışlardan uzaklaşması sonrasında bunun davranışlara dökülmesi prensibi benimsenir. Hangi gruptasınız, neyden muzdaripsiniz? Bu iki sorunun cevabı önemlidir. Ben en çok BDT’yi destekliyorum. Bilimsel temeli en sağlam olan yönelimin bu olduğunu düşünüyorum.
İlaç İhtiyacı Varsa: Psikologlar ilaç yazma yetkisine sahip değildir. Konuşma terapisi yeterli gelmediğinde ilaca başvurulması için bir psikiyatriste yönlendirilebilirsiniz. İlaç kullanmak ilk seçenek olmasa da çoğu zaman faydalıdır özellikle şizofreni gibi beynin işleyişini ciddi anlamda etkileyen hastalıklarda.
Terapötik Bağ: Tamamen kendiniz olabileceğiniz bir ortamdan bahsediyoruz. Duvarsız, özgür biraz da çaresiz olabileceğiniz bir ortamdan. Psikolog, size güven vermelidir. Belli başlı konular hariç görüşme sırasında konuşulan hiçbir şey dışarıya çıkmamalıdır. Bağ vardır, bu bağ güvenlidir ve terapistinizden size doğru yayılan bir anlayış vardır. Koşulsuz, olduğunuz gibi kabul edilirsiniz ve bunu hisseder, bilirsiniz. Açık iletişimde kalmayı deneyin, sürecin verdiği sancı hafifleyecek, emin olun.
Çevrim İçi (Online) Terapi: Yapılan araştırmalar çevrim içi terapinin de fiziksel terapi gibi işlevsel olduğunu gösteriyor. Özellikle pandemi döneminden sonra bu daha da netleşti. Ayrıca çevrim içi terapiler bütçeniz için fiziksel terapilerden daha uygun da olabiliyor. Fakat internetin kesilmesi, bulunduğunuz ortamda seansı kesintiye uğratacak durumların yaşanması süreci zora sokabilir. Diğer bir yandan OKB gibi bir durumunuz varsa yani temizlik gibi konularda ciddi bir kaygınız varsa ve ev sizin için güvenli alansa terapi sürecini evden yürütmek gayet mantıklıdır. Durumunuz nedir?
Bütçe: Klinik psikoloji, psikolojinin en pahalı alanıdır. Eğitimleri, süpervizyonu, klinik açması derken maliyet alır başını gider dolayısıyla bir seansın 1500 lira gibi bir ücret olması maalesef ki doğaldır. Bu durum bütçenizi zorluyorsa dersleri için görüşme yapan ve sembolik bir ücret alan klinik psikoloji yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle görüşebilirsiniz. Okulunuzun psikolojik danışma merkezine başvurabilirsiniz. Belediyelerin ücretsiz imkânlarından faydalanabilirsiniz.
Ekleme -> Sosyal Medya Hesapları: Artık psikologlar sosyal medyayı oldukça aktif kullanıyor fakat nasıl? “Şu üç belirti varsa depresyonda olabilirsiniz.”, “Narsisistik bir partneri alt etmenin yolları” başlıkları gibi içerik üreten kişilerden uzak durun derim. İnsanlar psikologlara “Bölümünü okumuş, bu işi biliyor.” olarak bakarken bir psikoloğun insanları huzursuz hissettirmeye hakkı yoktur. Psikolojik rahatsızlıklar oyun değildir. İnsanları bu şekilde yönlendirmek kimsenin haddine değildir.
Kişiye, sürece, zamana göre değişir fakat terapiye başlamak gibi ciddi bir karar alındığında size eşlik edecek yoldaşı seçmek kritiktir. Bu sizin yolunuz, yoldaşınız size yol göstermeyecek sadece sizinle birlikte yürüyüp yolunuza ışık tutacak ve size anlaşılmanın güvenini sağlayacak. Farkı anlamak önemlidir.
Sevgiler!
32 notes · View notes