Bazı şeyleri boş vermem gerektiğinin farkına varmaya başladım. Boş vermedikçe ve oluruna bırakmadıkça herşey daha zor ve içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
Anladım ki bazen, olduğu gibi kabullenip kadere tevekkül etmek gerekiyor. Çünkü mutluluk birazda tevekkül etmekle başlıyor.
Ve kabullenmek, acı bir şurup tadında olsa da bazen, yutkunmak gerekiyor. ✒️📖
"Sevdiğin zaman kiç kimseyi bir eşya gibi sahiplenme. Onun gökyüzünde bir yıldız olduğunu düşün ve bulutlu havalarda bile orada olduğunu bil, sevginle insanları zincirleme."
Özlüyorum ama geri gelsin istemiyorum. Konuşmak istiyorum ama yazmak istemiyorum. Umrumda değil ama aklıma geldiğinde üzülüyorum. Seviyor muyum? Unutuyor muyum? bilmiyorum. Yürümeye ikna edip yol ortasında öylece bıraktığınız herkesin gölgesi başka yerlerde önünüze düşecek umarım zaman sana hayatın boyunca yanında olmasına ihtiyaç duyacağın kişiyi geçmişinde nasıl yok ettiğini gösterir...
Günden güne bir çöküş yaşıyorum. Terk edilmiş bir evin hâlini almaya başlıyorum. Bir şeyler çok yoruyor beni , ne olduğunu bilmiyorum. Yıkıldı yıkılacak bir evden , enkaza döneceğim biliyorum. Fazla düşünmenin sonuçları bunlar , biraz kaybetmenin hırsı var . Bildiğim bir şeyler var ama bilmediklerim daha fazla . Enkazlar toplanır , bir köşeye atılır . Öyle olacağım biliyorum .
Biri sizden bir defa gittiyse ve geri dönmek istediyse affetmeyin. Biri sizi aldattıysa ve üstüne üstlük geri döndüyse affetmeyin. Biri size yalan söylediyse affetmeyin. Biri sizin güveninizi kırdıysa affetmeyin. Çünkü bir şeyi yapan bir daha yapar, yapmaz diye bir şey yok. Affetmeyin.
Bir gün, oturup saatlerce kitaplardan, şarkılardan, filmlerden konuşabileceğim birini bulacağım. Bu da kendime sözüm olsun. Çünkü Jack London’ın dediği gibi, “Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşamaya değerdir.”
En çok neye üzülüyorum biliyor musun, Piraye? Sevileceğimi sanıyordum, ben de. Beni de görecekler diyordum içten içe. Gördükleri ise ne? Kalbinin onarılmasını bekleyen bir kız çocuğu? “E, noldu desene” onarmadan daha çok kırıp kaçıp gittiler öylece, Piraye.