Tumgik
#kendi kalemimden
yorgunkalem0 · 1 day
Text
Çok önceden yazıp not bölümümde beklemekteydi, küflenmesin istedim.
...
Güldürmeyin beni kabul edelim çok güzel tökezliyoruz bi kere..
Ama belli etmiyoruz.
Hani o kaliteli insan rollerimiz, hani o hep kurban hallerimiz, kırılan heveslerimiz yokmu?
Tam tadında geçsin niyetiniz..
Kimse el değmemiş elmas rolü oynamasın.
Bu kadar yorgunluk bu kadar hissizlik ve bu kadar güvensizlik durduğumuz yerde kiymetlenelim diye sponsor olmadı bize.
Kimse ayranım ekşi demez.
Yeter gerçekten içim kaldırmıyor artık çakma merhamet oyunlarını, sığ düşüncelerinizi ve hatta üslubu bozukken karşısında üslup arayan bencilleri.
Kimse kimseyi olduğu gibi sevmez hep şekil verip değiştirmek ister..
Sokun aklınıza bunu!
24 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 1 month
Text
Saat kaç olursa olsun “sensiz olduğum” zamanı gösteriyor.
197 notes · View notes
gecenaz · 5 months
Text
Kendimden başkasına güvenemiyorum, bir kendimi sevemiyorum yine de.
111 notes · View notes
Text
Kusura bakın.
Makul değilim. Kimseyi memnun etmek için uğraşamam. Hiç bir şeyin ortası olamam. Ya çok severim ya hiç sevmem. Duygularımı uçlarda yaşarım. En ufak sorunu abartıp en büyük sorunlara yokmuş gibi davranabilirim. Ya tam susarım ya hiç susmam. Bir şarkıya takılıp günlerce onu dinlerim. Bir diziye takıp durmadan onu izlerim. Kafamda çözemediğim bir şey olduğunda onu çözene kadar kendimi gerçek dünyadan soyutlarım.
49 notes · View notes
aylakadaminiz · 2 months
Text
Tumblr media
Yitirmiştik mutluluğu.
Sonbahar şarkıları söylemiştik,
Kayıp kelimelerin arkasından.
Yağmurların temizlediği pencereden
Kirlenmiş dünyaya bakıp
Lekesiz hayaller kurmuştuk.
Ağlamıştık belkide
Ya da toz kaçmıştı gözlerimize,
Eskiyen mutlulukları düşününce.
Kitaplara kaptırmıştık kendimizi,
Mutlu sonlara, güzel yarınlara
Çiçek sanıp sarıldığımız kaktüslerin
Yaralarını sarmaya çalışmıştık,
İzlerin kalıcılığını bilmeden.
Bilmiyorduk zaman denen boktanlığı.
Ne varsa bizde mutluluğa dair,
Tebessümleri mesela,
Ya da ufak kalp oyunlarını
Yanında götüreceğini nerden bilebilirdik
Usul usul, hiç de fark ettirmeden
Kendine doğru kaçarken.
Yüklenip bavula yüklediğimiz anıları
Terkettik şehirleri,
Kendimizi terk etmek isterken.
Boşaltacaktık kalbimizdeki yükleri,
Kötü anıları, boğazımızın düğümlerini,
Ne varsa yakan şu göğüs kafesini,
Yollara dökecektik.
Daha yeni alışmışken sıcacık ellere
Bacaklarımızda ısıtacaktık artık
Durmadan üşüyen ellerimizi.
Etrafa gülücükler saçarken,
Asıverecektik yüzümüzü pamuktan iplere
Sayamayacaktık yıldızları
Gülerken parıldayan gözlerden.
Gülümsüyorken birden
Uzaklara dalacağız sadece
Özleyeceğiz şehirleri,
O tatlı kalp oyunlarını,
Düşüneceğiz, çok düşüneceğiz
Başka bir ihtimal var mıydı?
67 notes · View notes
bilinmeyenyazar-a · 3 months
Text
Özür dilemek çok zor değildir ama geri dönüşü çok zor küslükler doğurabilir.
~sadece ben
56 notes · View notes
egesizizmir · 3 months
Text
Çünkü kimse hissetmediği şeyi önemsemek istemiyor. insanlar hissetmeden anlamıyorlardı.
Bizim koca çığlıklarımız onlar için bir fısıltı bile etmiyordu.
62 notes · View notes
name-ihumayun · 5 days
Text
"Allah'u Teâlâ yı
sevmek, O'nu bilmeye ve tanımaya bağlıdır.
Çünkü insan, ancak bildiğini ve tanıdığını sever. Bunun için, Allah'ı sevenler ancak O'na inananlardır."
“Allah’ın sevgisi, insanı karanlıktan aydınlığa çeken bir ışıktır. O’nun sevgisiyle dolan bir kalp, sonsuz bir huzura kavuşur.”
Tumblr media
31 notes · View notes
kucukgokyuzuworld · 3 months
Text
Kendimi dalgalarıyla boğuştuğum denizin kıyılarına vurmuş gibi hissediyorum...
✨️✨️
46 notes · View notes
benimsehrim · 5 months
Text
Ev, bazen insanlardır.
Ev, bazen hayvanlardır.
Ev bazen kitaplardır.
Ev, bazen müziklerdir.
Ev, insanın yaşadığı değil, yaşamak istediği yerdir.
93 notes · View notes
asilentvoiceq · 26 days
Text
üzgünüm sevgilim... sözlerimi yine sana karşı kifayetli kılamadım. anlatmak istediğim herbir satırda sessiz bir çığlık vardı. affet beni sevgilim. sevmekteki beceriksizliğimi sizin için iyi bir sevgili dileyerek örtbas ettim. affet beni sevgilim bu mazlum aşığı , affet...
28 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 1 month
Text
Çok Sevgili Dostum, Jim’e.
Seninle ilk tanıştığımda yedinci sınıfta pat diye çıktın karşıma, hoca “artık o sizin sınıfta aman ha iyi hissettirin, onu hemen alın aranıza.” demişti. Buna gerek yoktu. Sen hemen alıştın aramızda, bir olmuştuk aslında. Ama biz seninle garip bir şekilde anlaşamazdık da. Aynı sınıfta olsak da çok konuşmazdık biz seninle ya. Sen siyahi bir çocuktun, ben ise engelli bir kızdım sonuçta, geldiğimiz yerlerde dışlanmamız normaldi aslında ama burda dışlanan bi ben vardım, hani derler ya, farklıydım duruyordum öylece, orada. Benimle şakalaşırdın ara sıra ama biri beni üzdüğünde ters ters baktığını unutmam asla. Sonra araya tatil girdi ne garip ya. “Kanser” haberini aldık sonra. Yine aynı sınıfta olmamıza rağmen sen tüm seneyi hastahanede geçirmiştin, çok garipti, nerden baksan da. Spor günü vardı uzun bi aradan sonra gördük yüzünü sonra, tedavilerden şişmişti yüzün gözün, eski sen yoktu orda, sesin de çıkmıyordu asla. Konuşmuyordun, küsmüştün adeta. Herkese, her şeye, bi anda. Göz göze geldik bi ara bana uzun uzun baktın o an hiç unutmam asla, hatırlamak istemiyorum, yapamam bida. Konuşmayıp gittin o an “dur” bile diyemedim sana. Şimdi olsan ne derdin bana hiç hayal bile edemem, inan ki ya. O seni son görüşümmüş, düşünebiliyor musun, ha? “Öldü” haberini aldık uzun bir süre olmadan sonra. Üzülmüştü herkes inan ama sanırım en çok ben üzülmüştüm o anda. Kuramadığımız dostluğun sessizliğine kızıyordum her gün her an, orda. İçten içe ya. Senden sonra öğrendim, hiçbir şeyi ertelememeyi ve her ne olursa olsun ağzıma ne gelirse söylemeyi, buna inan burda. Söylemesem de sen benim sessiz dostumdun be küçük adam. Sen hep on üç kaldın gözlerimde, ben ise bak yirmi beş oldum bak şu anda. Garip değil mi sevgili dostum, sen olmak isteyendin yaşayan, ben ise ölümü bekleyen o kızdım her zaman. Kuramadığımız o sağlam bağ için özür dilerim inan, beni koruduğun için de binlerce sana şükran. Aradan geçti on iki yıl ama bende kalan en sağlam ders sendin, garip değil mi ha küçük adam?
On iki yılın ardından bu sana en sağlam vedam.
Güzel uyu.
İyi geceler, Jim.
150 notes · View notes
gecenaz · 4 months
Text
Gittiğim her yerde orada olmamalıymışım gibi hissediyorum. Fazlalık benmişim gibi. İstenmiyormuşum gibi. Bunun bi çaresi yok mu?
121 notes · View notes
aylakadaminiz · 4 months
Text
Tumblr media
Bir gece tüm yaralarından öpeceğim,
Sonra sana şiirler okuyacağım.
Beraber şarkılar söyleyeceğiz,
Dans ta ederiz belki,
Belki biraz sarhoş oluruz,
Ama bu sefer aşktan içeriz.
Belki o gece kollarımda uyumak istersin,
Ya da eski bir şarkı dinleyip saatlerce birbirimizi izleriz.
Ve belkide bir buse göç eder dudaklarından dudaklarıma.
Ya da şarap içip sevişmek isteriz,
Ruhum ruhuna karışmışken tenim nasiplenir teninden.
Çık gel sevgilim ait olmadığın yerlerden,
Kalbim bitap düştü keşke demekten..
73 notes · View notes
karacahil · 4 months
Text
Türkçede ölen biri için "Hayatını kaybetti " denir. Aslında kaybolan veya kaybedilen bir şeyin bulunma ihtimali ve bir de bulucusu vardır. Ama biz burada kaybetmeyi ölüm gibi bir dönüşü olmayan bir göç hâli için kullanıyoruz. Burada "kaybetmenin, bir daha bulunamama" durumunu elbeteki onun başındaki "Hayat" kelimesi mümkün kılıyor. Çünkü kaybedilen çoğu şeyin elbet bir gün ortaya çıkma ihtimali vardır. Ama hayat, tekrar bulunmayacak, ikinci bir defa sahip olunamayacak kadar değerli ve azizdir. Bunun içindir ki hayatını kaybetti deriz. Bir daha bulamamak üzere...
45 notes · View notes
tuhafbirkimse · 8 days
Text
Çantamı alıp arkama bile bakmadan çıkasım var. Tavşanın peşinden deliğe koşup yeni bir kapı aralayasım var. Hayır çözemediğim düğümlerimden kaçmıyorum. Çözülecek düğüm kalmadığı için çekip gidiyorum.
-mr.Monarch
24 notes · View notes