Bugün benim doğum günümdü .19 Yaşıma bastım. Bugün en mutlu günüm olması lazımken en nefret ettiğim gün oldu! Hayatımı bu hale getiren herkese teşekkür ederim...

Büyük denizlere açıl demiyorum, lakin bir kez açılmışsan tufandan korkma.

Sigaradan öldüm sanacak herkes. Bilmeyecekler ki benim katilim sensin.

Seninle şöyle...Sadece ikimiz, bomboş bir alan, yıldızlı bir gökyüzü, ay olmasa da olur senin ışığın yeter bana sevgilim...

Söz ver bana bizi hiç bırakmayacaksın'

Ne kadar doğal. Ne kadar içten. Ne kadar masum.Tamamen simsiyah bir kalpten çıksa ne fark eder, gökyüzünden düşse ne fark eder? Aşk böyle midir gerçekten? Ciddi midir? Sevmek nedir? Ses güzelliği mi, ten güzelliği mi ?İnsan neden acı çektireni sever, açı çektirene koşar? İnsan neden inatçıdır sevgili dostlarım?

Ne güzel söylemiş. Bloguma huzur katan sesi ve tınısını sizinle paylaşmak istiyorum Tuğba hanımın. Zevkinize uyar ise dinleyiniz efendim.

Zira gece çöküyor kalplerimize yine. Olmadık.

Olduramadık.

------------------------

Bir güzelin âşığıyım erenler...

Gündüz hayâlimde gece düşümde 

Kumdan kuma savuruyor yel beni...

Hissedilen şeylere kılıf uydurmayı sevmiyorum, tıpkı 'gözden akan iki damla yaşa ağlamak demeyi sevmediğim gibi'.

Biraz buruk bir duygu yüklenirse yüreğine, gözlerin zamanla takılırsa uzaklara, hele kulakların zamansız deli gibi çınlarsa, bil ki seni özlemişimdir'

beni geçtim, sen sevilmeyi özleyeceksin.

Seni tanıyana kadar en korkak adamı Bihter sevdi sanırdım.

"Güle sormuşlar: Neden dikenlisin? Beni yalandan değil gerçekten seven tutabilsin diye" demiş

Can Yücel

"Bu kadar,bu kadarı fazla artık ağrı var her yanımda... "

Belki delirdik de belirdik , bak hala buradayız'

Duman-Kırmış Kalbini

Çok güzel seveni,

Çok güzel üzerler...

Ben sana aşık oldum. Bir kaldırımda, bir yağmurda, bir yıldızın altında, ayın ışığında... Ben sana durduğumuz aynı gökyüzünün altında aşık oldum.

Sana benliğimden tek bir cümle söyleyebilirim; Seni Seviyorum... 

Ellerin nerede? Ya beni de götür ya da gitme. Bilirsin sensiz ben hiç yaşayamam ki ölürüm hasretinle'

Seksendört-Ölürüm Hasretinle

"Beraber Sokrates tartışabilir miyiz dersin? Devlet kitabını yerden yere vurabilir miyiz? Akademiden içeri girebilir miyiz el ele? Marx'la Engels'e kafa tutabilir miyiz? Ya da aynı kitabı okuyup aynı satırların altını çizebilir miyiz? Aynı mısrada takılır mı gözlerimiz? Gecenin dördünde birlikte maç izleyebilir miyiz? "

"Ha, ne dersin?"

Ne yani, papatyada bir yaprak daha olsaydı beni sevecek miydin?