kedimi o kadar çok seviyorum ki, bunu kelimelerle anlatamam. sadece şunları diyebilirim, ne zaman ağlasam, ne zaman kendimi kötü hissetsem ya da ne zaman canım bi şeye sıkılsa hemen hissedip diğer odadan yanima geliyor, kucağıma yatıyor mırıldanıyor, patisini yanağıma koyuyor, bazen gözyaşlarımı tutuyor bazen de beni küçücük patisiyle teselli ediyor. konuşamıyor ama varlığını hissettiriyor, bana varlığıyla iyi geliyor, beni olduğum gibi seviyor, sadece mutsuz olduğumda değil mutlu olduğumda da yanıma geliyor. bu sefer de keyiften yatıyor kucağıma tatlı mırıltısıyla, huzur veriyor.
diyeceğim o ki bazı "insanlar" bi kedi kadar bile olamıyor.. maaleseff
Bugün hava temiz ve güzeldi. Dedim kulaklığımı takıp yürüyüş yapmaya gideyim. Anahtarımı aldım, telefonumu da cebime atarak evden çıktım. Parka gittim, kulağımda kulaklık biraz müzik, biraz poadcast vari takılıyorum. Son turumu da atarken motorlu bir genç oğlan ile arkasında genç bir kız gül bahçesi olan evin yanına yanaştılar. Bahçede de işlenen bir amca vardı. Oğlan amcadan kız için gül rica etti. Amca izin verdi ve bahçesinden bir gül kopararak kıza uzattı, kız o kadar mutlu oldu ki adeta sevinçten zıplıyordu. Oğlan amcaya teşekkür etti ve motora binip gittiler. Onları öyle mutlu görünce insan da mutlu oluyor tabii, keşke her gün böyle güzel şeyler de haber olsa.
Yürüyüşümün sonuna geldim ve evin yolunu tuttum. Evin merdivenine doğru yönelirken bir de ne göreyim? Su kaplarından bir kedicik usul usul su yudumluyor. Normalde oradan geçmem gerekir, fakat bunu yaparsam kedicik korkacak. Bu yüzden suyunu bitirmesini izledim. Suyunu bitirdi ve teşekkür edercesine bir bakış ataraktan bana yol verdi.
Yaptığım yürüyüşlerin herhalde en tebessümlüsü bugün olmuştu.