Davanız ne kadar değerli ise sizde o kadar değerlisiniz. Davanız için ne kadar fedakarlık yapabiliyorsanız siz o kadar davanıza sadıksınız.
Gazzeli, Filistinli kardeşlerimize bakıyorum da hepsi tam tevekkül, tam teslimiyet içinde İslam davası uğruna, Mescid-i Aksa uğruna her şeylerini kaybetmeye canları da dahil hazırlar.
-Eşi ve tüm çocukları ölen bir babaya bakıyorsunuz "Filistin'e davamıza feda olsun" dediğini görüyoruz.
-Evini, her şeyini kaybeden birisinin, mal mülk gelir gider, "İslâm davası uğruna, Mescid-i Aksa uğruna, Allahın yoluna feda olsun" dediğini görüyoruz.
-Mücahitlere bakıyorsunuz hepsi elindeki kısıtlı imkanlara rağmen "Kudüs davası uğruna, Mescid-i Aksa uğruna' şehit olmak için yola çıkmışlar.
Gazze'li, Filistin'li kardeşlerimiz bu imtihanlarını kazanmışlar. Onlar davaları kadar değerli, davaları uğruna fedakarlıkları kadar davalarında sadıklar, sabitler.
Asıl imtihan olanlar bir avuç siyonistin zulmünü izleyen bizleriz, İslâm ülkeleri, İslâm ümmetidir. Asıl haline ağlanması gerekenler bizleriz,
cesaretini yitirmiş, cihad ruhunu yitirmiş, dünyalık zevklerinden, konforlu hayatlarından hiç taviz vermeyen, kardeşleri ölürken gündemi maç olan, eğlence olan Kudüs diye bir davası olmayan Müslümanlardır.
AY'lar dan Kasım ,
bize Dava İNSAN'ı Lazım ...
Nef's-i ile Savaşan ...
Fitne ye sebeb vermemek için özen gösteren Lazım,
BEN demeyen ... Acaba Sen kimsin ( yani Ben kimim )
Diye kendini Sorgulayan ve
HİÇ'lik makamı ( Nef's-i Terbiye ) için ALLAH'a yalvaran Lazım...
Düşünelim 'BEN' dediğin yaratık ALLAH'ın kendi RUH'un dan Üflemesi ile ALLAH'ın Esmalarından yaratılan yokluksun ...
ALLAH'ın Esmalarını alırsak ... ne SEN kalırsın, ne de BEN ...
Sadece ALLAH c.c var ...
SONBAHAR başka bir Güzel ... SÜBHANALLAH ...
- "Tuhaf! var`la yok, eşit olur mu?
Mesela ben şimdi varım. Yarın yok olacağım.
Benim varlığım ve yokluğum arasında bu iki durum arasında fark yok mu?" dedim.
Deli başını çevirdi. Kahkahayı kopardı:
- "Vay! Sen varsın ha!" dedi.
-"Acaba var mısın?"
-Ancak ALLAH var.
-Ben dediğin şey ALLAH esmasından oluşmuş bir “yok”luktur.
-Ben varım zannını terk edersen senden geriye esmâ (ALLAH isimleri) kalır.
-Esmâ ise hiçbir zaman sen olmadı.
ALLAH c.c. var!
( Amak-ı Hayal - Filibeli Ahmed Hilmi efendinin eserinden ufak bir bölüm )
https://youtu.be/dA-Wg_rjxI8?feature=shared çok hoş bir uygulama yapmışlar ve no thanks uygulamasından farkı sebebini de açıklıyorlar. destek olalım indirip👏🏻👏🏻 saygılar
I wonder….are Dava, Kii and Miyuki self conscious about their stretch marks?
(Nudity? ahead. Irkens are featureless, so I'm not sure if this counts.)
Dava is actually very proud if her stretch marks. She considers them battle scars; which in old Irken culture they are. She personally modeled for thousands of drawing/ painting/ tapestry weaving students/ enthusiasts in her hive/ allied hives.
If you didn't include her stretch marks in your depiction of her, Dava took great offense.
Kii started to become self-conscious of the stretchmarks on her stomach after her fourth or fifth jubilee. They were a painful reminder of her failed birth attempts.
Modern tallests on average are especially self-conscious about their appearances. Miyuki was under a lot of pressure from the control brains in terms of job performance to begin with. She became overly critical of her body towards the end of her reign. Her flaws reflected the flaws of her empire; as the mentality was drilled into her.
Dava, in all honesty, had the right attitude towards her stretch marks. ALL very tall drones end up covered in stretch marks. The measuring process leaves a drone covered in them.
Tallests tend to continue to grow as they age, which forms new stretch marks, even if skin care routines make the majority of them fade.
Seni çok yorduk, Hakkını helâl et Cumhurbaşkanım. Düşman oklarını takip ettik, yolumuz hep sana çıktı. Mutlak Galib olan Allahu Teâlâ'dır. Rabbim sırtını yere getirmesin, selamet versin🤲🏼🇹🇷