Çocuğun ağlıyor. Duymuyor musun? Gece yarısı o çığlıkları duymuyor musun? Şu acıyı görmüyor musun? Yüzlerinde, hareketlerinde, derilerinde çok açık bir şekilde işaretlenmişti. Açıkça belirtmediler mi? Çocuğunuzun yaptığı her şeyden dolayı hayal kırıklığı içinde orada duruyorsunuz.
Elinden gelenin en iyisini yaptığını düşündün değil mi? Belki bizim de duygularımız olduğunu hiç düşündünüz mü? Rüyalar mı? Hırslar mı? Belki de dinlemeyi öğrenmelisin. Çığlıklarımızı duymak için. Çünkü biz sadece senin mutlu olmanı istiyoruz. Sadece gurur duymanızı istiyoruz. Sadece anlamanızı istiyoruz.
Çocuk... kalemim kırıldı. Gönlüm seni kucaklayamamanın, koruyamamanın kanını döküyor.
Çocuk... düştüğün yerden nice iman tohumu filizlenir. ya benim düştüğüm yer? senin ayaklarının tozunun dibi bile değil. Öyle dipteyim ki çocuk. Çıkar haydi beni bu bataktan.
Çocuk... karşıdan bakınca bir iman kal'ası olan çocuk...
Sen bu ümmete tek başına bir ümmet nasıl olunur gösterdin çocuk...
Biz bir senin yüreğin gibi olabilseydik, sen böyle füzeler karşısında dimdik durmak zorunda olmayacaktın...
Çocuk... topunu cennette meleklerle mi oynarsın şimdi. Bize ne top ne cennet ne ümmetlik... bize bi gözyaşı bıraktın bir de düştüğümüz yerlerin aynasını...