Tumgik
#şiir kitapları
atesbocegimmisin · 4 months
Text
İnsanlar böyledir; yabancıyı dışlarlar, kendilerine benzemeyeni de... Sonra alışırlar hatta ona kendilerini beğendirmek için yarışırlar.
Tumblr media
Sevinç Çokum // Gözyaşı Çeşmesi
41 notes · View notes
nimhandeee · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Hepsini al, sevgilim, ne sevgi varsa bende,
Çoktan senin olmayan ne sevgi sağlarsın ki?
Gerçek der misin ona eline geçirsen de
Sevdiklerimin hepsi sende değil mi sanki?
Sevgilimi alırsan gerçek sevgi uğruna
Ses çıkarmam onunla keyif sürdüğün için;
Sevgilime sırt çevirip el uzatırsan ona,
Kendini aldatırsan suçun büyüğü senin.
Tatlı hırsız, yine de bağışlarım suçunu
Sen varımı yoğumu aşırsan bile benden;
Oysa daha acıdır, sevenler bilir bunu,
Güzel sürtük, kötülük iyi görünür sende;
Biz düşman olmayalım canevini söksen de.
45 notes · View notes
sulupilav · 2 years
Text
Tumblr media
15 notes · View notes
bellatrixx3 · 4 months
Text
Yorulan ruhsa, uyku dinlendirmiyor.
32 notes · View notes
geceyamurundakibirii · 4 months
Text
Tumblr media
31 notes · View notes
sokaktakiyabanci · 3 months
Text
D: canımın acısı ne zaman geçecek
Y: bilmiyorum.
D: anladım, peki senin ki ne zaman geçecek?
Y: senin ki geçtiğinde...
Duru ~ yağız/Raylarınhapishanesi
33 notes · View notes
resoranos · 6 months
Text
insan bir şiire ne kadar bakılabilirse o kadar bakıyor işte
3 notes · View notes
yazarbirkelebek · 1 year
Text
"sor gücün sormaya yetiyorsa, var mıymış gönlümü bin parçaya böldüğünün bir sebebi"
5 notes · View notes
bigcollections · 4 months
Text
KADİKOYANTİKAALANYERLER - PRO+
Tumblr media
Kadıköy Antika Alan Yerler: Edebiyatın İzinde İkinci El Kitaplar Edebiyat tutkunları, nostaljiye özlem duyanlar ve kitap dostları, Kadıköy Antika Alan Yerler'i keşfedin! Sadece bir kitap alanlar satış noktası değil, aynı zamanda edebiyatın büyülü dünyasına kapı aralayan bir deneyim yaşatan bu yer, ikinci el kitap alanlar için bir cennet. Edebiyatın İzinde İkinci El Kitaplar: Geniş Koleksiyon: Kadıköy Antika Alan Yerler, geniş bir koleksiyon sunarak farklı dönemlere ait ikinci el kitapları bir araya getirir. Eski kitaplar alanlar seçeneği ile, nadir bulunan eserler ve klasikler, bu adresin raflarında sizi bekliyor. Edebiyatın Değerleri: Her kitap, kendi içinde bir hikaye barındırır. Kadıköy Antika Alan Yerler, eski kitapların değerini bilir ve bu değeri koruyarak kitapseverlere sunar. Antika kitaplar arasında dolaşırken, unutulmaya yüz tutmuş eserlerle karşılaşabilirsiniz. Kitap Alanlar ve Satanlar: Eğer siz de kitaplarınızı paylaşmak ve yeni kitaplar edinmek istiyorsanız, Kadıköy Antika Alan Yerler'i ziyaret edebilirsiniz. İkinci el kitap alanlar yerler için uygun bir alışveriş ve takas platformu sunar. Nostaljik Atmosfer: Kitapseverler için önemli olan sadece kitapların içeriği değil, aynı zamanda kitapların bulunduğu atmosferdir. Kadıköy Antika Alan Yerler, nostaljik bir atmosfer sunarak sizi geçmişe götürür. Kadıköy Antika Alan Yerler ile Kitap Dünyasına Yolculuk: Unutulmaz Anılar: Her kitap, okuyucusuna unutulmaz anılar yaşatır. Kadıköy Antika Alan Yerler, eski kitaplar aracılığıyla geçmişe bir yolculuk yapmanızı sağlar. Koleksiyonerler İçin Fırsat: Nadir bulunan eserleri arayan koleksiyonerler için Kadıköy Antika Alan Yerler, önemli bir fırsat sunar. Eserler arasında gezinirken, koleksiyonunuzu zenginleştirecek pek çok özel baskıya ulaşabilirsiniz. Edebiyatın Zenginliği: Kadıköy Antika Alan Yerler, edebiyatın zenginliğini keşfetmek isteyen herkesi bekliyor. Klasiklerden modern eserlere, şiir kitaplarından tarih kitaplarına kadar geniş bir yelpazede seçenek sunar. Kadıköy Antika Alan Yerler'i ziyaret edin, kitap kokulu bir dünyada gezinin ve edebiyatın büyüsüne kapılın. Kadıköy Antika Alan Yerler ile kitap alım satım hizmetlerinin büyülü dünyasında keşfe çıkın!
1K notes · View notes
Text
Tumblr media
Bir Yılın Son Günleri  Bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın Bu kadar el değmemiş Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri Her sonda,her başlangıçta ve her defasında Alır gibi başkasını karşımıza Perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza Sorgulamak kendimizi Öğrenmek ikimizin anadilini,ikinci belleğimizi Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz Karanlık günlerimizin kenar süslerini
Tumblr media
Biterken yılın son günleri Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini Gençlik ikindilerini Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.
Tumblr media
Bir yıl daha bitiyor Düşlerim ,tasalarım,yarım kalmış onca şey Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden Bana mı öyle geliyor Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman İnsan yaşlanırken?
Tumblr media
Kırdım mı incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Dağınık yatağım,mutsuz yatağım Çoğalttım mı eksiklerimi? Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Hançer kıvamındaki o karamizah tadını Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama Yeni bir yıla Ama nedense herşeyin tadı dağılıyor ağzımda Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta
Tumblr media
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Bırakılmış mektuplar Ve yurdumun her karış toprağında tefrika edilen karanlık Ey hayatıma girenler ve çıkanlar Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
Tumblr media
O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime açılan pencereleri, Durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına, Zamanı düşünüyorum;koyuluyorum Anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyüceliği,tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri İşimin başına dönüyorum içimde ıssız bir gönül erinci
Tumblr media
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum "içtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum.
Tumblr media
Sabahları açık penceremin soluduğu kent Nabzında yüzyılın dağınık sancısı Dumanı üzerinde tüten yıkıntılar Hangi anlamı kuşanabilir şimdi yeni bir yıl Umutsuzluk sözlüğünden karşılıklar aranırken hayata Hangi söküğünü dikebilir bu yaralı kuşak Hangi yüreğe öğretilebilir unutmak!
Tumblr media
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hala bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Murathan Mungan
123 notes · View notes
atesbocegimmisin · 4 months
Text
İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkûmdur.
Victor Hugo // Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Tumblr media
17 notes · View notes
nimhandeee · 2 years
Text
Tumblr media
🌺🌺🌺
21 notes · View notes
lorianaworld · 2 months
Text
“Kitap okumayı seviyorum, bu beni rahatlatıyor ama sadece okumak da değil, onları tam anlamıyla anlamak istiyorum, her şeyi bilmek istiyorum ben. Yazarları, o kitapları yazdıkları yerleri, yazma sebeplerini, yaşadıkları dönemi, o dönemin şartlarını… Sadece raftan bir kitap almak ve kütüphanemi doldurmak istemiyorum.” Dilimi dudaklarımda gezdirip ıslattım ve nefes alarak devam ettim. “Jane Austen'in masasına dokunmak istiyorum mesela, Dante'nin Beatrice ile karşılaştığı o sokaktan geçmek istiyorum. Hemingway'in kendini öldürdüğü o silaha dokunmak istiyorum. Notre Dame Katedrali’nde ‘yazgı’ kelimesini arayıp parmaklarımı o duvarlarda dolaştırmak istiyorum. Bence insan sırf matematikte başarılı diye tıp okumamalı; evet, benim için çok kolay olurdu ama bende bir insanı iyileştirme güdüsü yok, yolda gördüğüm birini hastaneye götürebilirim ama onun yarasına dokunamam ya da bir başkası sırf çok iyi ezber yapıyor diye hukuk okumamalı, önemli olan vicdan sahibi olması olmalı, adaletli olması; meslekler derslerdeki başarıya göre değil, insan ruhuna göre seçilmeli. Ailem benim ruhumda edebiyatın olduğuna inanmıyor çünkü onlar bakarken hiç şiir okumadım, onlar etrafımdayken elimde sadece test kitaplarım vardı, bu biraz da benim suçum, onlara kendimi anlatamadım.”
66 notes · View notes
bellatrixx3 · 1 month
Text
"Ama önce sen kendini inşa etmelisin dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla."
11 notes · View notes
sezginer35 · 5 months
Text
Günaydın millet..
Tumblr media
youtube
Cemal Süreya
(Cemal Süreya’nın Güz Bitiği Kitabında “Keşke yalnız bunun için sevseydim seni” dizesiyle son bulan 20 şiir)
İKİ KALP
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
EŞDEĞERİYLE YAN
Eşdeğeriyle yanyana yürürken
Cehennem sokağında birey olmak,
Ve en inceldikten sonra
İlkel sözcüklerle konuşmak seninle.
Saat beş nalburları pencerelerden
Madeni paralar gösteriyorlar,
Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık,
Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.
Hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
ÇEKİRGE BULUTU
Çekirge bulutu içinde
Koynuma soktuğun ekin;
Çalgılar iki durur sürgün ilinde,
Bir gözü mavidir bir gözü blue.
Gölgede boy atmış top fesleğen,
Bir ilkokul bahçesinde görmüştüm seni,
Marienbad ilkokulu, Nişantaş’ta;
Bir çocuk yeşil örtüyü çekiverdi.
Hızla geçen otobüslerin ardında benzeşmek…
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
SÜLÜNÜN YÜZÜ
Sülünün yüzü bir atmosfer olayıdır.
Rasgele yazarı avcıdan öğrendim:
Yaban ördekleri donmasın diye,
Suya nöbetleşe kanat vururlar.
Ve işte şamandırasıyla Beşiktaş’ınız,
Çapraşık bir yüzyılı geriye atar;
Tanrım siz şu uzun Anadolu’yu
Çocukluk günlerinizde mi yarattınız?
Senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İLKOKULU BİTİRDİĞİ
İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi,
Saçında kurdelesi Lozan gibi;
Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de
Hemeninden göğe huthutler çizildi.
Gelecek zaman oldu şimdiki zaman;
Irmak aşağı inen güz parçası,
Çok süslü bir halkın arasından,
Benimsin!
İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
BİLGİSAYAR OLARAK
Bilgisayar olarak kullanılmış bir gölü
Selçukluya pragmalar taşıyan Gazali
Bir ilk aptallığı düğüm sayarak
Yadsımış dört yanı hep yukarı bakmış.
Bu yüzden önündeki ayna kırılır kırılmaz
İntihar etti sayılmış tasavvuf ehli,
Yine bu yüzden doğduğu an
Kaymaya başlamış Osmanlı yıldızı,
Baktım yeri toparlıyor ayak izleri
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
AFYON GARINDAKİ
Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;
Varto depremini düşün, yardım olarak Batı’dan
Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni.
Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?..
Eşiklere oturmuş bir dolu insan
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
DAHA BEN
Daha ben ilk kazmayı vurmadan
Elime gelen Karabitki’li testi,
Nefertiti’nin mutfağı sayılan yerde
Koyu sır yeni hicret yollarını kesti.
Terimler eşekarıları sözcüklerin,
Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler,
Önlerine katarak insan ve hayvan listelerini
Sabah akşam kapınızın önünden geçirirler.
Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?…
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İÇTİM O
İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim,
Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle
Ayışığını paylaşırdı bacakları,
Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm.
Put’unu cezalandırıyor kır delisi;
Oğlan iki ev ötede, Londra’dan gelmiş;
Yazsınlar felaketlerin hep çift geldiğini,
Garson acıması tutmuş içkievini.
Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR MİNELİ
Bir mineli altın saat,
Bir altın köstek ve madalyon
Bir roza maşallah,
On iki miskal inci.
Madalyonunu ve boncuğunu
İttim içeri,
Gözlerimizin dibi karıştı
Dağyollarının uzak dumanı gibi.
Ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
METİNLERDE BULUŞTUK
Metinlerde buluştuk kopkoyu deyimlerde,
Koşut ve eş zamanlı okuduk kimi kitapları;
O arada iki de defterimiz oldu,
Biri babasına daha çok benziyor.
Bir türlü kotarılamayan uğraş,
Ç harfini daha yeni dönmüşüz;
Gözlerimizde İbni Sina bozukluğu,
Dostumuzsa, Bodrum’da, dönmez geri.
Uzaklardaydın, oracıkta, öbür kıtada,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
KÜÇÜK ANNE
Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.
Genceli Nizami’nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki…
İkinci bir parıltı var senin bakışlarında
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
18 ARALIK
18 Aralık 1985’te o salonda
Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?
Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,
Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi.
Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis’yi
14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,
Şöyle yazmamış mıydı defterine:
“Bugün kayda değer bir şey yok..”
“Kehanet” adlı kısacık bir şiir buldum
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
HİÇBİR SEMTTE
Hiçbir semtte berberin olmadı,
1954-1980 yılları arasında,
26 yılda 28 ev değiştirdin;
Leke kuşağı nasıl bilmez seni!
Arabesk nedir diye düşünmüştünüz:
Şebboy sesli bir cümbüş, eza içinde;
Eşitlik midir komedya, içtenlik mi,
Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın?
Yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
MUTSUZLUK GÜLÜMSEYEREK
Mutsuzluk gülümseyerek gelir, adıyla süslenmiştir;
Banliyo treninde rastladığımız
Sınav saatini kaçırmış liseli kız,
Hep kazanırsın ey çözümsüzlük!
Ey otobüssever ey Troya yolcusu!
Anımsarsın günlerce konuşup durmuştuk
O İB(ipekböceği) sesli kadını;
Birinin Grönland’ı olmaya hazırlanıyordu.
İki çay söylemiştik orda, biri açık,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR KIŞ
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
PİRİ REİS
Piri Reis geri çekmiştir haritasını
Azmayı çoktan unutmuştur hayvanlar;
Başlamıştır Sultanahmet sürüncemesi,
Kızlar yatakta yan yatmaya başlar.
Ben atımı böyle dört sürüyorum ya,
Yetişmek için mi, bilmem, kaçmak için mi?
Ya sen? Neden sende tehlike anlarına
Bunca hazırlıksız olma özeni?
Bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
BİR ÇİÇEK
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
GECE BİTKİLERİNDEN
Gece bitkilerinden korkuyorum,
Hayır, geceleri bitkilerden!
Gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır
Bana açtığın her telefon.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
An ki fıskiyesi sonsuzluğun
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
ATI’LAR DELTALARA
Atı’lar deltalara gömülen atı’lar,
Saçı’lar fiyortları öpen saçı’lar,
Kutu’lar, Haliçlerden susmuş kutu’lar,
Takı’lar eski aşkları imler takı’lar.
Bol dökümlü gömleğinin içinde
Sırtını ve karnını dolanan
Ve sonunda sincap olan
O kuş.
Seni o kadar yakından görünce,
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
64 notes · View notes
sokaktakiyabanci · 3 months
Text
Top tüfek sıkın birbirinize, nede olsa anlamayacak kalpleriniz gerçeği. ~gamzep
33 notes · View notes