toplaşıp hep beraber mahalledeki dondurmacıya gitmek. yolu uzata uzata geri dönüp mis gibi yeni demlenmiş çayı alıp hasırların üzerine dizilmek. yıllardır görüşmüyor gibi sohbet etmek. ve ardından bahçede namazları kılıp dağılmak :))))
En çok pazar akşamlarını seviyorum ve en çok pazar akşamlarından nefret ediyorum. Hayatıma dair pazar günleri için bir roman yazılır.
Hangi pazardan bahsedeyim? Pazar akşamının tek eğlencesiydi bir zamanlar; Bizimkiler. Önlüklerimi ütülerdi annem pazar akşamları; eve bir ütü sıcaklığı sinerdi. Yarın okul vardı çünkü. Ütü biter, banyo yaptırırdı. Sabahına öğretmen kontrol ederdi, ütülü mü diye önlükler, tırnaklarımıza sonra tek tek bakardı.
Eskiden pazar akşamları Parliament Sinema Kulübü'nun sunduğu pazar sineması olurdu Star'da. Televizyonda gişe filmi izlemeye alışık olmadığımdan mı, sinemaya kırk yılda bir gidebiliyor olduğumuzdan mı bilemem, annem ve babamla yapılan uzun inatlaşmalar sonucunda ikna edip izlediğimden ve filmin sonlarına doğru uykuya yenilip sabahına kahvaltıda babama sorduğumdan mı? Bilmiyorum ama çok önem atfederdim pazarlara.
Geleceğe Dönüş, Rocky, Terminatör, Rambo, Bülbülü Öldürmek, Mad Max, Forrest Gump, Polis Akademisi, Twins ilk aklıma gelenler.
Sonra büyüdüm.
Pazar akşamları, pazartesiye ve dolayısıyla işe gitmeden evvelki son saatler demekti. Kendi odama kapanıp bir şeyler üretmeye ve yalnız kalmaya meyillendiğim yıllar pazar akşamlarını hemen çabucak geçmekle hiç geçmesin arasında kalakalırdım.
Bir pazar gecesi otobüse atladım ve Ayvalık'a gittim. Garson kola fanta ikram ederken, cebimden içki şişesini çıkarıp bardağa doldurdum. Yolculuk boyu daha fazla nasıl sarhoş olurum diye düşünüp şişeleri bitirdim.
Vardığımda Altınoluk sahilinde sabahladım. Denizin muhteşem görüntüsüne ormanların yeşili eşlik ediyorken pazar gecesi rakı eşliğinde sabah dek içip birkaç gün sonra terk edildim.
Bir pazar gecesi Küçükyalı'ya gidip sevdiğimi görmek istemiştim oysa. Yolda gasp edileceğimi, polislerin beni nezarete atıp, bırakmak için uçurum kenarına bir mezarlığa bırakacağını. Ve içlerinden birinin beni uçurumdan aşağı yuvarlayacağını.
Annem bir pazar gecesi bu dünyadan ayrıldı. Nereden bilebilirdim? Bir hastane koridorunda volta atarken, yağmur yağıyordu dışarıda. Epeyce sarhoştum.
Tesadüfen ve kalbimin sesini dinleyerek hastaneye geldiğim o pazar akşamı, annem öldü.