Tumgik
#yılmaz sözleri
13replik · 1 year
Photo
Tumblr media
gibi dizi sözleri
7 notes · View notes
ibrahimli11 · 1 year
Text
Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemek gibidir ve bilirsin o nehir asla durmaz.
~4N1K
19 notes · View notes
yaaburneeslogger · 2 years
Text
Karantina'dan ne yapsam kurtulamıyorum.
3391 kilometre bir yol var önümde sıfır kilometreye düşürmeye çalıştığım.
Sınır veya sınırsız,bir önemi yok bunun.
Bir asansörün iniş çıkışı gibi hayatım.
Kar küresinin içinde gibiyim hızla sallanıp kar tanesi gibi gökyüzünden yeryüzüne doğru yol almaya çalışan.
Enkaz altında kalmışım gibi sanki, yokmuşum gibi.
Benim kurtulmaya ihtiyacım varmış gibi...
No:26 ,daire 7'de kalıyorum; artık beni bulun:')
34 notes · View notes
yarenim · 7 months
Text
Tumblr media
12.10.23
1 note · View note
ensoz · 9 months
Photo
Tumblr media Tumblr media
(Eda nur Yılmaz Alın yazısı: Gönül dağı şarkı sözleri gönderdi)
1 note · View note
alican-disbudak · 2 years
Text
Yılmaz Yıldız - Kız Meryem
yılmaz yıldız - kız meryem şarkı sözleri
Bahçeye Biber Ektim De,Kız Meryem Meryem MeryemNe Zaman YeşerecekYar Oğlan Oğlan Oğlan Senin O Gavur Gocan DaKız Meryem Meryem MeryemNe Zaman GeberecekYar Oğlan Oğlan Oğlan Kale Kaleye Karşı DaKız Meryem Meryem MeryemKalenin Altı Çarşı DaYar Oğlan Oğlan Oğlan Gel Beraber Gezelim DeKız Meryem Meryem MeryemDosta Düşmana Karşı DaYar Oğlan Oğlan Oğlan Söz & Müzik: AnonimProdüktör: Orhan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
chaoticdreamfart · 5 months
Text
Oğuz Yılmaz.
Sız kıymetli arkadaşlarıma.
Armağanim olsun.
Beğeniler için çok.
Teşekkür ederim.
👍👌👍✌️👌👍
Tumblr media Tumblr media
Sen benim yalnızlığıma laf edeceğine.
Oturda yaptığın kahbeliğe ağla.
Hem sen beni başkalarıyla.
Olabilmek için yanlız.
Bırakmadın mi ben senin.
Orospu Kalbine hiç.
Laf ediyormuyum.............✍️
Tumblr media Tumblr media
İnsanı koruyan derdidir yaralanmayan. gönülde gül açmaz bazı sözlerin muhatabı. kulaklar değil kalplerdir duyuyorsa. zorlamaaaa manzarası ne kadar güzel olursa. olsun seni inciten pencereyi kapat.
Vesselam bu kadar basit.....✍️
Tumblr media
👆👆 Tatli
Prensess👑
Deli kızın deli sözleri.
İyi geceler.........✍️
110 notes · View notes
Text
söylenmiş sözleri tekrarlamaktan ve incinmekten yine eski yaralarımızdan korkuyoruz
Yılmaz Erdoğan
50 notes · View notes
nefretim-kazand · 10 months
Text
BOZKURT DÜŞMANLIĞI
“Pirincin içindeki siyah taştan değil, beyaz taştan sakının”
Türklerin; millî kültür değerlerinin en önemlilerinden biri sayılan “
Bozkurt”a karşı düşmanlık, elbette ki oldukça eski yıllara dayanır.
Ancak,
Türk olup da mankurtlaşmamış bir zümrenin Bozkurt düşmanlığı yapması oldukça yeni sayılır.
Türkler ilk anayurtlarında yaşarken, düşmanları başta varlığı olmak üzere, Türklerin her şeyine düşman iken, elbette ki kendilerine mânevî güç verdiğine inandıkları bütün kültür değerlerinin yanında Bozkurt’a da düşman idiler.
Türkler İslâmiyet’i kabul ettikten sonra ise, Bozkurt’u bir totem olarak gören bâzı zavallılar da, artık Bozkurt motifinin Türkler için bir değer olamayacağını ileri sürerek, onu sevenlere karşı düşmanlık beslemeye devam etmişlerdir.
Halbuki bundan önceki sohbetimizde açıkladığımız gibi Türklerde Bozkurt hiçbir zaman totem olarak alınmamış, ona tapınılmamıştır.
O sadece atalarından kalan ve millî kültür değerini ifade eden bir sembol olarak bilinmiştir.
Yine, Türkün büyük düşmanlarından birisi olan SSCB döneminin ilk yıllarında Lenin, araştırmacı tarih yazarı İlhan Bardakçı (Murat Bardakçı’nın babası) ile yaptığı bir konuşmada:
-- “Türkiye’de komünizmi yerleştirmek için önce onlara dinlerini, milliyetlerini unutturmak ve kafalarına yerleşmiş olan şu Bozkurt efsanesini söküp atmak lâzımdır” demiştir.(Dr. Tahsin Ünal, Türklüğün Sembolü Bozkurt, Millî Ülkü yayını,6.Baskı,s.21,Konya-1976).
Yakın zamanlarda ise; İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde ve 1970′lerden sonra da solun desteğinde Bülent Ecevit’in yanında bulunan özellikle Başbakanlığı döneminde bâzı kişilerce aşırı derecede Bozkurt düşmanlığı yapılmıştır.
Bunların dışında ise, kendilerini Atatürkçü gören bâzı gâfiller de bu rüzgâra kapılarak Bozkurt düşmanlığında bulunmuşlardır. Sadece örnek olarak 1974′de yaşanan hazin bir olay basına şöyle yansımıştır:
“Sene içersinde yapılan bir aramada bir ülkücü öğrencinin üzerinde Atatürk’ün zamanında basılmış olan Bozkurtlu paraların örneği bulunmuş ve bu paralar suç aleti olarak alınmıştır.”
Halbuki Atatürk’teki Bozkurt sevgisi; gelmiş-geçmiş hiçbir devlet adamında ve döneminde yaşanmamış ve O’nun bu sevgisinden ötürü de kendisine gerek yabancı ve gerekse bâzı vatandaşlarımız/yazarlarımız “Bozkurt” demişler.
Peki, Atatürk’e Bozkurt diyenler kimlerdir? İşte bunlardan sizlere verebileceğim birkaç örnek:
ATATÜRK’E BOZKURT DİYENLER
Ziya GÖKALP- 1918′de Malta zindanında iken arkadaşlarına söylediği Atatürk hakkındaki sözleri
“Mustafa Kemal Paşa Türkün efsanelerinde yaşayan Bozkurt gibi kurtarıcı bir şahsiyettir.”
Cumhuriyet gazetesi- 15 Aralık 1933,s.1-5(manşet)
Le Mois(Fr.dergi)- Cumhuriyetin verdiği haber.
Benoist Mechin- Kurt ve Pars Mustafa Kemal(kitap)
H.C.ARMSTRONG- Bozkurt (Doğrudan kitap adı).
Behçet Kemal Çağlar- Dolmabahçe’den Anıtkabire
Fazıl Hüsnü Dağlarca-
Mehmet Ateşoğlu- Atatürk’ün Türkçülüğü, Türk Yurdudergisi, C.2, S.8(290), Kasım-1960, s.39-40;
Şevket Süreyya Aydemir- Tek Adam (kitap)
Gülçin Çandarlıoğlu- “Türk Destanlarında Bozkurt”
Bozkurt özel sayı, 19 Mart 1968, s.11.
Lord Curson- Atatürk’ü anlattığı eserinde.
Berlin Türk Ocağı- Bozkurt Atatürk (bildiri), 19 Ocak 1974.
Genç Arkadaş(dergi)- S.1, 15 Ocak 1975, s.2.
Dr.Tahsin Ünal- Türklüğün Sembolü Bozkurt,6. baskı
Konya-1976, s.36,41,55.
Taner Ünal- O Bir Bozkurttu(kitap) İstanbul-1995.
Atillâ İlhan- O Sarışın Kurt, İstanbul-1998.
Yılmaz Öztuna- Bozkurt Nedir? Türkiye gazetesi, 26 Nisan 1999, s.1.
Yavuz Bülent Bâkiler- Bozkurt Atatürk, Türkiye gazetesi, 31.3.2001.
Yusuf Koç/Ali Koç- Türk Milliyetçi Hareketinin Lideri Başbuğ Atatürk,2.baskı, Ankara-2005,s.VII; Emekli General Veli Küçük, s.2-3.
Sami Yavrucuk- Yeniçağ gazetesi(Köşesinde birçok).
Ertuğrul Afşın- Bozkurt Atatürk Adsız dergisi,S.2,
Kasım-1972, s.5-12.
Hulki Cevizoğlu- AKP’den Farkınız Ne? Yeniçağ gazetesi, 17 Temmuz 2007, s.10.
Tabii ki örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Bu konudaki incelemelerim devam etmektedir. Onun için bu kadarlık bir açıklamayı yeterli görüyorum.
———————
(1) Millî kimliğini kaybetmişler için kullanılır. Kelime dilimize romanlarıyla ünlü Kırgız Türkü yazar Cengiz Aytmatov tarafından kazandırılmıştır.
(2) Nejdet Sançar, “Okullarımızda Bozkurt Düşmanlığı”, Ötüken dergisi, S.4, Nisan-1970, s.2.
(3) ”Bucak İlçesinde Olup Bitenler”,Bozkurt(dergi),
S.23, Ağustos-1974, s.4-5.
Tumblr media
🇹🇷🇺🇿🇹🇲🇲🇳🇦🇿🇭🇺🇰🇬🇰🇿🤘🐺𐱅𐰇𐰼𐰰🐺🤘
10 notes · View notes
menemennpastirma · 8 months
Video
youtube
Yılmaz Yıldız - Doktor & Sen Cambazsın (Oyun Havası)
Sözleri: Hiç böyle yapılır mı Seven aldatılır mı Ben aşkından ölürken Yalnız yatılır mı
Doktor bana bi çare Eriyom pare pare O zilliden fayda yok Yenisine bi çare
Hep böyle kalmayacak Günlerimiz gün olacak İkimizin de aşkı Bir gün toprak olacak
Başın dara düşünce Koşuyorsun bana sen Söyle canım söyle bana Yedek parçamıyım ben
Sen Cambazsin ben cambaz Aşkta cambazlik olmaz Demedimmi canım sana İki cambaz bi olmaz
Darılmak yok sözüme Bakma artık yüzüme Duyduklarım doğruysa Git görünme gözüme
#müzik #şarkı #OyunHavası #YılmazYıldız #DoktorVeSenCambazsın #Doktor #SenCambazsın
Kaynak: https://youtu.be/GECsUAiltZs
2 notes · View notes
13replik · 11 months
Photo
Tumblr media
gora replikleri, gora sözleri
3 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Karanlık Kuşatması...
Tumblr media
Bir yazgı, bariz bir kadermiş gibi bu coğrafyanın her gününde belirgin bir karanlık ile baş başa konuluyor insanlık. Tüm dönüşüm, vahim olanın sınırlarına demirleyen insanlık için behemehal yepyeni sınavları bildiriyor. Erk, muktedir, iktidar klikleri, burada şurada veya beride yönetimler eliyle bu katran karanlığının cismani hali kalıcı kılınıyor her an, hemen her dem bambaşka temsillerle birlikte. Cürüm bir istikamet dahilinde yol çizgisi eyleniyor artık. Cerahat mihmandar addediliyor. Kötülüğün en denenmiş hallerine yeniden ve illa ki bir biçimde başvurularak kurulan / kurumsallaştırılan cinai hal, toplamda bariz o aralıksız vahamet tablosunu güncelliyor. Buna vesile kılınıyor. Bilcümle hayatın ehvenden ayrımı var ediliyor her gün biraz daha açık. Her gün biraz daha aleni bir gayretle bütünlüklü ve entegre olarak. Bir dönüşüm belirgin bir devinim halini ezberci, yerle yeksan etmeye hep teşne bir akılla var eder devlet / devletler. Bugünün dünyasının suna geldiği her türden ol müşterek hakkın hakkaniyetsiz bir biçimde alt edilme meselesidir odaklanılan. Zifiri tam kapkaranlık bir ortamda, devam olunan seyrüseferin var edeceği tek şey kıyamettir oysa, insan elli kıyamet.
Bütünüyle dönüşüm diye çıkagelen şeyin bariz bir eksiltme sistematiği olduğu artık ama ve fakatsız ortadadır. Cerahat kutsanır oldukça ortaya çıkan kıyamet figürü de kesintisiz bir halle devam olunan bir eylemselliğe dönüşür. İnsan insanın kurdudur bahsinin hemen karşılığına denk düşen eylemler, var edilmiş göz korkutucu hamleler, aralıksız şişirilerek güncellenen nefret edimiyle, pompalanmaya devam eden ırkçılık ile bir düzlem olduğu gibi çöküşlere mahkum edilir. Bir asra yaklaşmış olan demokrasi deneyimini sonsuz bir biçimde sakatlamaya devam diyen, onarılmayacak kadar çürümeye rehin etmeyi hala ve hala matah addeden bir aklın tezahürü her günün kıyamet kılınmasının da köşe bentlerini bildirir. Daha geçtiğimiz günlerde var edilmiş Amedspor’un sahadaki mücadelesini alt etmek için ortaya atılan cerahatli tavır, Kürd’e karşı savunula gelen nefret bunun bir açık yüzeyidir. Her durumda nefretten medet umulan, bununla bir istikamet belirlenmeye devam olunan, buna çabalanan bir zeminde cehennem zaten her güne yapışıp kalmıştır ki o cerahate hala yer vardır, hala sineye çekilendir, hala üstünkörü geçiştirilendir.
Artı Gerçek’ten aktaralım: “Afyon İl Jandarma Komutanı Yılmaz Kırgel'in bugün saat 19.00’da Hes İlaç Afyonspor’la karşı karşıya gelecek olan Amedspor’a karşı kışkırtıcı ifadeler kullandığı görüntüler gündem oldu.
Müsabaka öncesi Afyonsporlu oyuncuların antrenmanını ziyaret eden Kırgel, “Gönlümüz sizlerle. Sizin işiniz futbol oynamak. Siz de onu gerçekten güzel yapıyorsunuz. Geri kalanı bize bırakın. Gerçekten Afyon’un sizin kazanmanıza ihtiyacı var. Hele hele Mersin’de yaşadığımız o terör eyleminden sonra gönlümden geçeni söylüyorum: Şöyle bir 5-0 eze eze yenerseniz, buradan onları göndeririz” dedi.
Kırgel'in bu sözleri Hes İlaç Afyonspor'un resmi twitter hesabından yayınlandı. Söz konusu paylaşım tepkilerin ardından silindi.
'Sözlerim Maksadımı Aştı'
Kırgel, gelen tepkilerin ardından "Maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade ederim" açıklamasını yaptı.
Kırgel, yaptığı yazılı açıklamada, stadyumda bulunduğu sırada oyuncular ile arasında geçen sohbetin izni ve bilgisi olmaksızın kaydedildiğini belirtti.
Kırgel'in açıklaması öyle: "Maksadım sporcularımıza devletimizin tüm güvenlik unsurlarının maçın ruhuna yakışır şekilde gerçekleşmesi ve sonuçlanması için görevi başında olduğunu anlatmaktan, sporun ruhuna yakışmayacak herhangi bir olumsuzluğa sebebiyet vermemeleri gerektiğini ifade etmekten ve maçla ilgili motivasyonlarını artırma gayretinden ibarettir. Bir futbol karşılaşması üzerine kendi aramızda yaptığımız sohbetin bu noktaya çekilmesinden ve maksadımı aştığını anladığım sözlerimin yanlış anlamalara sebebiyet vermesinden dolayı duyduğum üzüntüyü ifade eder, müsabakanın sporun ruhuna uygun centilmenlik içerisinde geçmesini dilerim."”
Katran karanlığının her nasıl bir memleketi kuşattığına dair yetkin bir örnektir tek başına ol Kırgel efendinin var ettiği. Bir spor müsabakasını, taarruz yahut da savaş sahnesinin ta kendisine dönüştürmek için alttan verilmiş mesajın, Kürdü yeniden düşman bilmenin ve had bildirme cüretinin sunduğu cerahat kendiliğinden o korkunç karanlığı göstere gelir. Bay komutan için bunlar basit, kendi aralarında konuşmaya devam edecekleri mesellerdir. Ne de olsa ötekisi onlar için herhangi bir şeydir. Eşyanın tabiatına uygunlukla apoletlerin verdiği özgüvenle birlikte bir halkı hedef kılmanın nesi mesele edilebilir ki değil mi? Ol maksat aşıldı lafzının sadece ve sadece duyan, gören oldu artık kısmından ileri gelmesini ne yana bırakabiliriz ki sahiden? Cerahat ile bütünleşik kılarak hayatın ehvenini sürekli olarak yerle bir ederek, nefretten gayrısını tahayyül dahi etmeyerek hangi güzel güne varılır ki? Kimsenin sorgulamayacağı, dahası maçı oynayanlar dışında kimsenin belki de haberdar olmayacağı bir maç savaşa dönüştürülmesinin neye faydası olacaktır ki? Ki o maç boyunca, Allah tektir, ordusu Türktür gibi bir akıl tutulması pankarttan nice ayrımı var eden “Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdır” bahsine sanki o mücadele eden takımı temsil ediyormuş gibi PKK dışarı laf salatasına her şeyin birbirine karıştırıldığı bir zeminde kim nasıl doğruyu fark edecektir, bu ayrım, bu hiddet, bütün bu kör karanlıkla gönenç kılınan insanların yurdunda, nasıl, ne zaman, ne şekilde? Diyarbakır Barosu suç duyurusunda bulunur, pekiyi bundan Adalet makamı bir sonuç tüm o ayrıma karşı nihai bir karar, hüküm bildirecek midir, mesele ortadadır.
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Jîna Mahsa Amini için sokağa çıkan kadınlar, "Bu yaygın itiraz ve birliktelik çürümüş hakimiyeti derinden sarsmıştır. Özgür yaşayacağımız bir dünyayı mücadelemizle yaratacağız" dedi.
İran’da “ahlak polisi” tarafından işkenceyle katledilen Jîna Mahsa Amini için sokağa çıkan kadınlar, birçok kentte açıklama ve yürüyüş gerçekleştirdi.
Ankara
Ankara Kadın Platformu, Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Ancak açıklamayı engelleyen polis, 9 kadını darp ederek, gözaltına alındı. Polisin saldırı ve gözaltına rağmen kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganıyla Yüksel Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Polisin saldırısı ve gözaltısına bu esnada bir kadın, “Dinci ve gericilerin eylemlerine müdahale etmeyip bize saldırıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.
Yüksel Caddesi’ne varan kadınların açtığı “Kadın dayanışması sınır tanımaz” pankartını yırtan polis bir kez daha saldırdı. Saldırı esnasında ekip aracına bindirilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekilli Semra Güzel’in danışmanı Ebru Özel, daha sonra serbest bırakıldı.
Eylem sırasında gazetecilerin görüntü alması da engellenmek istendi.
Kentte etkili olan yağışa rağmen eylemlerini sürdüren kadınlar, buradan geçtikleri Meşrutiyet Caddesi’nde açıklama yaptı. Son olarak Mülkiyeliler Birliği’ne geçen bir grup kadın, burada kısa bir açıklama gerçekleştirdi. Kadınlar, Jîna Mahsa Amini için “ses çıkarmaya” devam edeceklerini vurguladı.
Gözaltına alınanlar arasında bulunan 4 İranlı kadının, işlemlerinden sonra Geri Gönderme Merkezi'ne gönderileceği belirtildi.
Mersin
Mersin Kadın Platformu, Alanya Sokağı girişinde açıklama yaptı. Kürtçe, Türkçe ve Arapça “Jin jiyan azadi” ile “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları atan kadınlar, Jîna Mahsa Amini’nin fotoğrafının yanı sıra “Hepimiz Mahsa Amini’yiz” pankartı taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Fatma Kurtalan’ın da katıldığı açıklamada konuşan Ceren İnan, İran’da direnişin başladığı günden bu yana 200’den fazla kişi yaşamını yitirdiğini, en az 5 bin kişinin ise tutuklandığını aktardı.
Türkiye’nin İran’ın uzağında olmadığını ifade eden İnan, şöyle devam etti: “Siyasal İslam’ın yaşamımız, haklarımız, bedenlerimiz üzerindeki kadın düşmanı politikalarını, İran dinci faşist molla rejiminin kadın düşmanı politikalarından tanıyoruz. Tek adamlar ve tek adamların rejimleri dünyanın her yerinde kadın düşmanlığıyla iktidarlarını kuruyor. Ama nafile çünkü karşılarında onlara kafa tutan, susmayan, itaat etmeyen en büyük güç yine kadınlar. Bize dayatılan ahlakı, hapsetmeye çalıştıkları aileleri, mecbur etmeye çalıştıkları güvencesizliği, maruz bıraktıkları erkek şiddetini tepe taklak edecek güce sahibiz. Bugün İran’da yarın her yerde dünyayı yerinden oynatacağız.”
Açıklamanın ardından kadınlar, saçlarını keserken İran ve Rojhilat’ta direnişlerini sürdüren kadınlara destek verdi. Eylem, söylenen Arapça şarkı eşliğinde sona erdi.
Hakkari
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Kadın Meclisi, parti binası önünde açıklama ve oturma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme, Hakkari ve Yüksekova Barış Anneleri Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Şubesi’nin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. “Kadınların zafere yürüdüğü yüzyılda, dikta rejimlerine boyun eğmeyeceğiz” pankartı taşınan açıklamada, Amini’nin fotoğraflarının bulunduğu dövizler ile kadınların kesilen saçlarının yapıştırıldığı ağaç dalı taşındı.
Açıklamayı yapan HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Sinem, “Şu iyi bilinsin ki, kadınlar başta olmak üzere ezilenlerin mücadelesi ve direnişi engellenemeyecek. Şuan dünyanın her yerinden alanlarda kadın mücadelesini büyüten ve İran’da direnen kadınlara ve bir kez daha selam olsun” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı. “Jin jiyan azadî” ve “Biji berxwedana jinan” sloganlarının atıldığı eylem, söylenen şarkılarla sona erdi.
İstanbul
İstanbul’da Kadınlar Birlikte Güçlü, Kadıköy Eminönü İskelesi önünde bir araya gelerek protesto eylemi düzenledi. Eylem öncesi Kadıköy’ün birçok noktasına ve eylemin yapılacağı yere polis tarafından barikat kuruldu. Ancak barikata rağmen binlerce kadın bir araya gelerek, “Jin, jiyan, azadi”, “Nan, kar, azadi”, “Zen, zedengi, azadi” sloganları atıp, “Jin, jiyan, azadi”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Diktatöre ölüm”, “Diktatör İran” ve “Mahsa’dan sonra her şey bir saç teline bağlı” dövizleri taşıdı.
Açıklamayı okuyan Emekçi Kadınlar (EKA) üyesi Delal Erol, “İran sokaklarında ‘Jin, jiyan, azadi’ sesi yükselirken direniş de büyümeye devam etti. İran İçişleri Bakanlığı, ‘İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi tarafından emredildiğini’ söylediği bir soruşturma kararını açıklarken, aynı anda protestoya katılanlar bir bir gözaltına alındı. İran rejimi Kürt halkının yoğun yaşadığı bölgeler başta olmak üzere halkın üzerine ateş açmaya, saldırmaya başladı. Direniş başladığından bu yana 200'den fazla kişi hayatını kaybederken, en az 5 bin kişi İran rejimi tarafından tutuklandı. Tutuklananlar arasında 16 basın mensubu da bulunmakta” dedi.
Kadınların şeriata göre dizayn edilmeye ve kadınların iradesinin yok edilmeye çalışıldığını belirten Erol, “Mahsa’nın katledilmesi tüm dünyada erkek devlet şiddetine karşı mücadele eden biz kadınların öfkesi oldu. Çünkü aynı erkek egemenliğini, aynı erkek şiddetini yaşadığımızı biliyoruz. İran rejiminin dayatmalarına benzer ahlak dayatmalarına maruz kalıyoruz, hayatlarımız giderek kısıtlanıyor. Hayatlarımızdaki şiddet sarmalı İran’da da Türkiye’de de bizzat erkek devlet tarafından örgütleniyor. Bugüne kadar kazandığımız hiçbir şey, bizlere egemenler tarafından bahşedilmedi. Hepsini yaşamlarımız pahasına mücadele ederek ellerimizle kazandık. Şimdi bizleri tahakküm altına alan erkek egemenliğine karşı tüm dünyada birlikte yükselteceğimiz kadın mücadelemizle özgürlüğümüzü kazanacağız” diye belirtti.
Eylemin ardından kadınlar saçlarını kesti. Daha sonra, İran müziği eşliğinde dans eden kadınlar, “Jin jiyan azadi” sloganıyla eylemi sonlandırdı.
Diyarbakır
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) da, Dünya Kavşağı’nda gerçekleştirdiği eylemle Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesini protesto etti. “Jin jiyan azadi” pankartı açan kadınlar, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Jin jiyan azadî” dövizleri taşıdı. “Kadınlara değil katillere barikat”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Jin jiyan azadî” sloganı atan kadınların yürüyüşünün polis tarafından engellenmesi üzerine burada açıklama yapıldı.
Açıklamayı yapan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, yürüyüşün engellenmesine tepki göstererek, “Buradan Diyarbakır Valiliği’ne soruyoruz: Koruma kararına rağmen katledilen kadınlar neden korunmadı? Kadın tecavüzcüleri ve tacizcileri kol gezerken kamu düzenini sağlamak için neler yapıyorsunuz? Genç kadınlar üzerinden özel savaş politikaları ile fuhuşa zorlanılan kadınları korumak için kamu düzenini nasıl sağlıyorsunuz? Uyuşturucunun Diyarbakır’da 9 yaşa kadar indiği bir kentte kamu düzenini sağlamak için neler yapıyorsunuz? Bozulanın kamu düzeni olmadığını çok iyi biliyoruz. Bozulan, sizin erkek iktidar sisteminiz. Bunu hepiniz çok iyi biliyoruz ve evet korkmaya davam edin, sizin o tekçi, kadın düşmanı, militarist iktidarınızı bugün engellemeye çalıştığınız bu kadınlar yıkacak” dedi.
Atasoy, İran’da kadınlar öncülüğünde gelişen mücadeleyi tarihsel olarak niteleyerek, şöyle dedi: “Dicle Amed Kadın Platformu olarak bugün burada yürüyerek isyan eden kadınların çığlıklarını daha fazla duyurmak ve kadınların özgürlük mücadelesindeki kararlılığı bir daha göstermek için bir araya geldik. Ama Diyarbakır Emniyet ve Valiliği keyfi bir biçimde bize bu yürüyüşün kamu düzenini bozacağını söyleyip, binlerce polisi buraya yığdı. Ne olursa olsun kadınlar özgülüklerine sahip çıkacaklar, kadınlar geleceklerine sahip çıkacaklar. Her hâlükârda bugün ve bundan sonrada bu mücadeleyi daha kararlı bir biçimde tüm bedellerine rağmen devam edeceğiz.”
Bir yazgı gibi, karanlık dört bir yanda var edilirken, onca kuşatma, bir dolu hakkaniyet yıkıcı hale, dönüştürmek ve anlamak yerine sessizleştirme gayretine rağmen kadınlar ses verir yeniden. İran’dan Türkiye’ye, buradan şuraya her anlamda zaruri bir dönüşüm, illa ki devletlinin gerek gördüğü hal diye dayatmaların birbiri peşi sıra bina olunduğu, canlar söz konusu olduğunda paldır küldür çalınabildiği bir yerde, hukuksuzluk ve bayrakların örte geldiği cinayetler silsilesi karşısında bir itiraz var edilir. Türkiye’de Bakur Kürdistan ekseninde var edilmiş olan hak tanzimi için eylemler gibi, İran’da, Rojhilat’da var edilmek istenen şey de o kadar anlamlı bir reddiye halidir. Devlet, devletlinin suna geldiği yıkıcılık karşısında sözle, eylemle, eyleyerek bir tek doğrunun o da insani müşterek olana dair bir direniş sergilenir. Yerle bir eden, kuşatan, dışlayan, ezberlerle köşeye kıstırmaya ant içen, dönüştürdüğü kısmı yeterli görmeyip daha ağır zulümleri var etmeye teşne olan, olagelen iktidar pratiklerine karşı kadın, yaşam ve özgürlük nidası herkesi, belki de dünya genelinin handiyse tamamı için de bir ussal uyanış meselesi olarak can alıcı bir halde var olmaktadır. Mahsa Amini sonrasında, yüz kadar insanın resmen katledildiği, dahası anbean, günbegün yepyeni kırımlara imza atılabilecek bir yere dönüşen İran ölçeğinden, her durumda bir yıkım cenahı halinde kendini yükseltmeye devam eden yeni Türkiye nam sahaya, birlikte ezilenlerin mücadelesi ya hep beraber kazanacaktır, ya hep beraber bütün o ihtimalleri yerle yeksan ederek, yerle bir olacaktır. Bulunduğumuz araf bunun tezahürünü barındırandır.
Kesin, kati, bütün anlamlarıyla birlikte hayatın kuşatılması, kötülüğün bir normatif haline indirgenmesinin refakatinde var edilir. Buna teşne olunur. Cerahat bir öyle bir böyle ama her dem güncellenerek kurgudan öte hakikat kılınmaya çalışılırken derman aranmasın hiç bulunmaya çalışılmasın istenir. Karanlık sanki bir yazgıymış gibi yeknesak makamdan bu sahnenin her gününde, bu coğrafyanın köşe başlarında yöneten katı sayesinde bir demirbaş kılınmaya çalışılıyor. Yok yere değil, arasız, fasılasız bir halde yinelene gelenler birbiri peşi sıra icrasına düşülen hamlelerle hayat o karanlığın esiri kılınmaya çalışılıyor. Bir yanda ilerleme, bir yandan modern zamanlar denilirken hiç olmadığı kadar yalın bir geçen, geçmişin sularında ilerlemeye çalışılıyor. İyi de bunca kötülüğün, kör karanlığın bir biçimde karanlıktan menkul bir çağın dipsizliğine karşı müşterekler nasıl muhafaza edilecektir. Düşünmeden, sorgulamadan, sormadan, tahayyül edilen karanlığa itirazı var etmeden hangi gün iyi olabilir ki? Hayat istemi, tahayyül ve görüşlerin yerle bir edilme istemiyle kuşatıldığı yerde, karanlık lafta değildir, artık anlıyor muyuz? Bütünüyle dünya dediğimiz yaşadığımızı varsaydığımız kürenin artık pirüpak masmavi, tozpembe hayaller ihtiva eden, muktedirin es kaza olur verdiği kadar özgürlüklerin yaşatılabildiği bir sahne olmadığını anlamak için daha kaç sınama lazımdır, sahiden elzemdir, sahiden!
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: In The Name Of Hope – Khamoosh v/Mohit.art
5 notes · View notes
tanrisalkaygilar · 2 years
Text
Yusuf'um...Umarım iyisindir canım sevgilim, en sonda ki mektubunda oraların çok soğuk olduğundan bahsettin. Üstünü sıkı giyin, sakın üşütme. Beni de sorarsan ben çok iyiyim, sadece seni çok özlüyorum. Seni özledikçe kitap okuyorum, burada kitap bulmak biraz zor. Bu yüzden aynı kitabı yüzlerce kez okuyorum, Hüseyin adında bir gardiyan var bana kitap getireceğini söyledi. Sanki o an, kitap gelince seninle buluşacakmışım gibi hissettim. Yazmamı daha da düzelttim, geçen mektubunda bana benden daha güzel yazıyorsun artık yazmışsın, senden bu sözleri duymak beni çok mutlu ediyor. Yazdığım her harfte, okuduğum her kelimede sen varsın. Sürekli aklımdasın, ama bu ara çok yoğun bir kış geçireceğimizi söylüyorlar, biraz korkuyorum hasta olursun diye. Kendine çok dikkat et tamam mı sevdiğim. Ziyaretlerin uzun süre iptal olması beni bitirdi, yeşil gözlerine hasret kaldım. Bana seslenmeni bile özledim, bazen rüyalarıma giriyorsun. Uzun süre oldu ve sesini unutmaktan çok korkuyorum. Sürekli adımı söyleyişini aklıma getiriyorum. Bana verdiğin vesikalık fotoğrafı sürekli gizli gizli açıp bakıyorum. Görenlere kardeşim dedim, bazıları benziyorsunuz diyor. Seven sevdiğine benzermiş zamanla derler, inanmazdım ama doğru sanırım. Geçen gün uyurken elimde tutuyormuşum ve düşmüş. Sabah göremeyince aklım çıktı ama neyse ki aklımı kaybetmeden buldum. Şu yasak hemen bitse de gül yüzünü küçük kağıt parçasından değil de canlı görsem. Her gün gardiyanlara soruyorum ne zaman biter bu durum diye ama yakında bitermiş. O zamana kadar beni mektupsuz koyma sevdiğim. Buradan çıkacağım günü ise iple çekiyorum, o günü düşünmek beni daha da dinç tutuyor. Bu arada annemin, babamın, kardeşimin mezarını sürekli ziyaret ettiğini yazmışsın, Allah senden razı olsun. Beni çok mutlu ettin. Seni çok seviyorum canımın parçası, kendine dikkat et. Allah'a emanet ol. yılmaz
2 notes · View notes
smilekeles · 2 years
Text
Senin
için
yaz,
hep aynı bulutlarla geliyor.
Kalbine sokulan yeşiller sararıyor
ve yazgısı iklimlerin,
hep daracık pencerende kalıyor...
Senin
için
şu upuzun sokaklardaki görkemli bahçelerde
kısacık güller oturuyor.
Sahillerde takalar,
şehirlerde kışkırtıcı sevinçler dolaşıyor...
senin
için
yalnızlık,
kalbine bir kez daha kırbacıyla giriyor.
Eski güftelerin sözleri birden ayaklanıyor...
Senin
İçin
odalar, sofalar utanıyor.
O saat bulvarlara serseri yağmurlar yağıyor.
Yağıyor…
Sen eskiyen bedenini kederle ovuşturuyorsun.
Sen şehrin dinmez uğultusunda
geceye şarkılar söylüyorsun...
Senin
için
yoksul ve mahcup evlerde fokurdayan demliklerin buğusu
gözlerine düşüyor.
Anılar defter sayfalarında kurutulmuş çiçekler gibi susuyor.
Susuyor...
Senin
için
terk edilmiş bir adam şimdi şiirler yazıyor;
göğsünde yerin bomboş duruyor…
/Herkes seçti adamını ey kadın.
Herkes... Sana bıraktı yalnızlığını!/
Senin
için
sensiz her günümü bir yüzyılla saydım.
Yeni bir yangına milat var artık.
Düştü tetiği yüreğimin yığıldım
kaldım...
Yılmaz Odabaşı/1997,Anka
2 notes · View notes
aykutiltertr · 4 days
Video
youtube
Kasımpaşalıyım - Elif Buse Doğan ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hicaz ...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 https://youtu.be/LB1d2dZsEpU ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Kasımpaşalıyım - Elif Buse Doğan ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Hicaz 9/8 Roman Düğünü) Türk müziğinin efsanevi sanatçısı Selami Şahin’e saygı niteliğinde hazırlanan ‘’Selami Şahin Şarkıları 2’’ albümü, birbirinden iddialı sanatçılar eşliğinde dinleyicilerle buluşmaya devam ediyor. ‘90’larda Güllü’nün sesinden kulaklarımıza yer etmiş ‘’Kasımpaşalı’’, Elif Buse Doğan’ın eğlenceli yorumu ve Emre Doğan’ın düzenlemesiyle albümdeki yerini alıyor. Şarkı Sözleri • Lyrics Gelip geçme kapımızın önünden Ben başka bir baroya sevdalıyım Gelip geçme kapımızın önünden Ben başka bir baroya sevdalıyım Sen treni çoktan kaçırdın Sen treni çoktan kaçırdın Ben çiçeği burnunda nişanlıyım Yakında düğünüm var oh nişanlıyım Kasımpaşalıyım, eli maşalıyım Çok şugarım ama yandan façalıyım Kasımpaşalıyım, eli maşalıyım İçtim kafam kıyak biraz cilalıyım Sen bana göre değilsin güzelim Ben sosyete romanım havalıyım Sen bana göre değilsin güzelim Ben sosyete romanım havalıyım Davul bile dengi dengine Davul bile dengi dengine Sen kofti barosun ben aynalıyım Yakında düğünüm var oh nişanlıyım Söz: Selami Şahin Müzik: Selami Şahin Düzenleme: Emre Doğan Davul: Gencay Kıymaz Perküsyon: Mehmet Akatay Gitar: Salih Sakarya Bas Gitar: Emre Doğan Yaylı Kompozisyon: Hüseyin Kemancı Yaylılar: İstanbul Strings Trompet: Atakan Gözetlik Kanun: Nurullah Ejder Vokal: Koray Avcı, Hacer Akça, Emre Parlak Stüdyo: EBD Music, Hazel Music, Bej Recording Studio Mix: Emre Doğan Mastering: Çağlar Türkmen Yönetmen: Kaan Yorulmaz Edit: Emirhan Gündüz Color: Musap Çelik VFX: Ferhat Kesici Yer: Marakeş, Fas Yapım: Lider Müzik Yapımcı: Selami Şahin Prodüktör: Mehmet Lider Şahin, Fikret Emirhan Şahin, Meryem İrem Şahin Müzik Direktörü: Mehmet Lider Şahin Süpervizör: Vedya Muraben Basın & Radyo PR: Razaki İletişim Danışmanlık: Yavuz Hakan Tok, Filiz Saral, Emre Siyahoğlu, Onur Yılmaz Kapak İllüstrasyon: Ethem Onur Bilgiç Kapak Tasarım: Berkcan Okar Elif Buse Doğan Bu maddenin konusu kayda değerlik yönergelerini sağlamayabilir. Konudan bağımsız ve güvenilir kaynaklar kullanarak maddeyi geliştirebilir ve kayda değer olduğunu ispat edebilirsiniz. Maddenin kayda değerliği kanıtlanamazsa Vikipedi'nin silme politikası gereğince hızlı silinmesi, kayda değerliği tartışmalı ise silinmeye aday gösterilmesi yerinde olacaktır. Kaynak ara: "Elif Buse Doğan" – haber · gazete · kitap · akademik · JSTOR Bu madde Haziran 2023 tarihinden bu yana işaretli olarak durmaktadır. Elif Buse Doğan Doğum 16 Mart 1993 (31 yaşında) Kocaeli, Türkiye Tarzlar Türk Halk Müziği Azerbaycan müziği Pop müzik Meslekler Şarkıcı Sunucu Etkin yıllar 2013-günümüz Müzik şirketi Poll Production  · Esen Müzik  · Avrupa Müzik Resmî site Elifbusedogan.com Elif Buse Doğan (d. 16 Mart 1993, Kocaeli), Türk müzisyen. Biyografi Elif Buse Doğan 1993 yılında Kocaeli'de doğmuştur. 2008 Yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Konservatuvar Türk Halk Müziği Bölümü’nden mezun olmuştur. Ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarını tamamlamış ve yüksek lisansını bu bölümde sürdürmektedir. Diskografi Albümleri Bihaber (2015)[1] Elif Zamanı (2018) EP'leri Akustik Türküler (2022) Akustik Türküler 2 (2022) Single'ları[2] Gel Sevduğum (2016) Telli Turnam (Tarık İster ile birlikte) (2019) Bir Nefes Gibi (2019) Küp İçindeki Nişasta (2020) Yaş (2020) Yandırdın Kalbimi (2020) Kendine İyi Bak (2020) Göçmen Kızı (2020) Yazı Bir Dert Kışı Bir Dert (2021) Mağusa Limanı (2021) Eller Kıskanır (2021) Yalan Dünya (Deep Mix) (2022) Çanakkale İçinde (2022) Samsak Döveci (2022) Samsak Döveci (Club Mix) (2022) Suya Gider Allı Gelin (2022) Yare Gidin Turnalar (2022) Beyaz Giyme Toz Olur (2022) Bir Alo De (Yaşar İpek ile birlikte) (2022) Gesi Bağları (2022) Aşk Sana Benzer (2022) Neriman (2022) Unutamazsın (2022) Silfanlım (2022) Sazım (2022) Can Yarim (2022) Sazım (Trap Versiyon) (2022) Ödülleri ve adaylıkları Yıl Organizasyon Kategori Sonuç 2020 46. Altın Kelebek Ödülleri En iyi Halk Müziği Kadın Sanatçısı[3] Kazandı Kaynakça ^ "ALBÜMLER". Elif Buse Doğan. 13 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2022. ^ "Arşivlenmiş kopya". 8 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2022. ^ "En İyi Halk Müziği Kadın Şarkıcı - Elif Buse Doğan". Kanal D. 7 Temmuz
0 notes
alican-disbudak · 2 years
Text
Onur Yılmaz - Eski Şarkılar
onur yılmaz - eski şarkılar şarkı sözleri
Yine akşam oldu düşeriz kavun rakıyaHer kadeh ayrı keder yeter Allahım yeterMasada dost mavrası akar gider şişe şişeHep O eski şarkılar gençliğimi çaldılar Ah O eski Şarkılar Dert değil ceza banaHep içinden söylermişsin oda geçmiş zamanlaHiç değer bilmemişim meğer ne çok sevmişimAllahım cezasını kes bu gelmişin geçmişin Söz-Müzik: Onur YılmazDüzenleme: Serkan BozYönetmen: Onur YılmazGörüntü…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes