Tumgik
#masumiyet müzesi
tarumarimm · 4 months
Text
Birlikte sahaflara gidip kitap alıyorlar, bitpazarına gidip eski plaklar buluyorlar...
Masumiyet Müzesi |Orhan Pamuk
Tumblr media Tumblr media
68 notes · View notes
algosvaliente · 20 days
Text
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu. Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki birkaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti."
Masumiyet Müzesi/Orhan Pamuk
37 notes · View notes
vinceverbatim · 7 months
Text
"
Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu anını yaşadığım bilmez. Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın anını "şimdi" yaşadıklarını içtenlikle (ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar. Çünkü özellikle gençliğinde, hiç kimse bundan sonra her şeyin daha kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi, insan eğer hayatının en mutlu anını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa, geleceğin de güzel olacağını düşünecek kadar iyimser olur.
Ama hayatımızın, tıpkı bir roman gibi artık son şeklini aldığını hissettiğimiz günlerde, en mutlu anımızın hangisi olduğunu benim şimdi yaptığım gibi hissedip seçebiliriz. Yaşadığımız bütün anlar içerisinde neden bu anı seçtiğimizi açıklamak da, kendi hikâyemizi bir roman gibi yeniden anlatmayı gerektirir elbette. Ama en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıyı dayanılabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar.
Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
54 notes · View notes
bitmissinniremm · 4 months
Text
Ona bakarken,çok tanıdık birini görüyormuşum,onu biliyormuşum duygusuydu bu. Bana benziyordu…
24 notes · View notes
dipsiz1kuyuu · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
116 notes · View notes
kendimlesworld · 6 months
Text
Dünya umurumda değildi, çünkü her şey zaten fazlasıyla lüzumsuz ve kabaydı.
25 notes · View notes
izmaritsiz · 5 months
Text
Bakışmak, hiçbir kelime kullanmadan bakışlarımızla karşımızdakine kendimizi anlatma yoluydu elbette. Ama anlatılan şey de, anlaşılan şey de, aslında hoşumuza giden derin bir muğlaklık taşıyordu."
19 notes · View notes
hacegah · 7 months
Text
Tumblr media
"Bakışmak, hiçbir kelime kullanmadan bakışlarımızla karşımızdakine kendimizi anlatma yoluydu elbette. Ama anlatılan şey de, anlaşılan şey de, aslında hoşumuza giden derin bir muğlaklık taşıyordu."
Masumiyet Müzesi
21 notes · View notes
tuhafbirkimse · 4 months
Text
Tumblr media
11 notes · View notes
Text
Bir insanın,başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine,bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi.
Masumiyet müzesi
12 notes · View notes
algosvaliente · 19 days
Text
"Ama en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıyı dayanılabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anların hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden çok daha sadakatle saklarlar."
Masumiyet Müzesi/Orhan Pamuk
14 notes · View notes
yorgunherakles · 1 year
Text
defterimi bırakıyorum. onu nasıl yok edeceğimi düşünecek değilim. cebimde kaç para bulunduğunu bile hatırlamıyorum. bütün ağırlıklarımı bırakıyorum. bedenimin ağırlığını da bilmediğim bir günde ya da saatte bırakıvereceğim.
selçuk baran - bir solgun adam
24 notes · View notes
vinceverbatim · 7 months
Text
"
O sarhoş gecelerimde, uykuyla uyanıklık arasında artık gençliğimin çoktan sona erdiğini, bütün Türk erkeklerine olduğu gibi daha otuz beşime basmadan hayatımın artık şekillendiğini, bundan sonra hayatımda büyük bir mutluluk olmayacağını, olamayacağını acıyla düşünürdüm. İçimdeki onca aşka ve sevme isteğine rağmen, geleceğimin her geçen gün daha dar ve karanlık gözükmesinin nedeninin, siyasi cinayetlerden, bitip tükenmez çatışma, pahalılık ve iflas haberlerinden gelen bir yanılsama olduğunu sezer, bazan kendimi teselli ederdim.
Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
7 notes · View notes
hacyandnana · 1 year
Text
"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım."
"Let everyone know, I lived a very happy life."
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
20 notes · View notes
izmaritsiz · 5 months
Text
‘Füsun’un dört bin iki yüz on üç sigara izmaritini saklayıp biriktirdim. Bir ucu Füsun’un gül dudaklarına değen, ağzının içine giren, kimi zaman filtresine dokunarak anladığım gibi diline değen, ıslanan ve çoğu zaman da dudaklarına sürdüğü ruj ile hoş bir kırmızıya boyanan bu izmaritlerin her biri; derin acıların, mutlu anların hatıralarını taşıyan çok özel, mahrem eşyalardır.
20 notes · View notes
euterpeiz · 11 months
Text
dershanedeki hocam kitap okumayı sevdiğimden dolayı sürekli kitap önerirdi. masumiyet müzesini okuyup bitirdiğinde kitaptaki karakterin yaşadığı aşkın doğru olup olmadığıyla ilgili konuşuruz fikrini merak ediyorum demişti.
bitireli epey zaman geçmesine rağmen boş zamanlarda sürekli kafamı kurcalar tam şuanda da olduğu gibi. kemalin yaşadığı duygular kafasında yarattığı obsesif, takıntılı bir sevgiden mi ibaretti yoksa gerçekten saf sevgi denebilir miydi? okurken empati kurmaya çalışarak istemsizce kemalin sevgisinin hastalıklı olmadığına inandırmaya çalıştım kendimi. sürekli terk edilme korkusuyla yaşadı, göremediği her bir günü kendisine zehir ediyor devamlı onunla ilgili düşüncelere hapsediyordu kendini. müzesini gezerken kemali daha iyi anladığımı hissettim. müzede gördüklerimi elbette kitapta okumuştum ama her birini canlı canlı görmek gerçekten daha farklı hissettirmişti. fusuna ait 4.213 sigara izmaritinden tut da dokunduğu kapı kolunu saklamaya kadar. aşkını ölümsüzleştirmeye çalışıyordu belki de kendi içinde.
herkes hayatının bir yerinde yaşamıştır bunu. sonunu düşünmeden bir şeylere atlamak, sadece mutlu olduğunu düşünüp sonuçlarının neler olacağını umursamamak. kemal de böyle yapıyor. kendi özünü kaybetme uğruna hem de. fusünun babası ölünce kimsenin kaybını umursamadan sadece uzun zaman sonra fusünu görebilecek olma düşüncesinin mutluluğuyla yaşıyordu kemal. hisleri zamanla yormuş bitkin düşürmüş, hissettiği ruhsal ağrılar da fiziksel ağrılara dönüşmüştü. her ne kadar saplantılı tanımına uysa da, okurken kendime yakın hissettiğim karakterlerden ve sevdiğim kitaplardan biri oldu.
10 notes · View notes