Ben her zaman kendimle konuştum, kendimle arkadaş oldum. Dışarıdaki insanlarla hiçbir zaman samimi olamadım. Bir insan hayatıma girdiğinde, o insanın hayatımda fazlalık olduğunu hissettim. Çünkü yalnızlığa o kadar alıştım ki, bir insan hayatıma girdiğinde onu yok olarak kabul ediyorum.
Her şeyi unuturum ama, bir gece kimse duymasın diye ellerimle ağzımı kapatıp ağladığımı unutmam ben o gece öldüm, ben o gece büyüdüm, ben o gece yıkıldım...
"Ben hakkımı helal etmiyorum. Sende affetme Allah'ım. Canım çok yandı kalbim çok kırıldı o kadar çok ağlayıp yandım ki geçmişte kalsa da yaşananlar hiçbirini unutmadım. Buna sebep olanlardan razı değilim. Ahımı alana dar gelsin dünya. Beddua değil bu koşulsuz verdiğim bir emek.."
Tam diyorum oluyor düzeliyor her şey, o artık var ve sevicek diyorum...
Ama sonra bakıyorum sadece kendi umutlanmalarım , diyeceklerimle kalıyorum. Çok zor, nasıl anlatırım, nasıl yansıtırım bilemiyorum. Çok seviyorum ama sevilemiyorum. Nerde hata yapıyorum?
Sırf üzülmesin diye çabalıyorum fakat ben çabaladıkça kırılan ben oluyorum. Ne kadar adil bir yarış bu, ne kadar eşit bir sevgi! şüpheli...
Bana diyor ki; bende seni , senin beni sevdiğin kadar seviyorum.. fakat haberi yok ki benim onu ne kadar sevdiğimden. Bana kör, sağır olmuş meğersem ondan böyle dermiş sonralar anladım bunu. Evet anladım! Fakat çok geç oldu...
O kadar geç oldu ki herkes kendi evinin yolunu tutumuştu o vakit. Herkes kendi yoluna ,çizdiği çizgiye bakıyordu artık.
Geri dönüşü olmayan yollar bazen sizin bizim onların hayatını etkiler.. kimisi yıkılır ve kendini yeniden inşa eder, kimisi ise yıkılır ve yıkılır ardından daha da çok yıkılır sonu gelmez. İşte hayat o an bitmiştir aynı onun bittiği gibi...
Umutların bitti ise ne olur bilir misiniz?
Ben söyleyeyim hemen: acılarını içine gömen sanki duyguları alınmış gibi yaşayan ve gerçekten çok seven insan kalır geriye:))