Tumgik
#emsal
ilmiyyat1453 · 2 years
Text
Tumblr media
“Hiç şüphesiz kadın, aile içinde hayatî bir rol icra eder. Çünkü kadın bir medresedir… İslam kültürünü kesbetmiş eğitimli bir anne bir eğitim ve ıslah okuludur. Hakk’a sımsıkı sarılan, fikir ve davranışlarında mutedil bir anne çocukların yetişmesinde, Müslüman bir ev ve ailenin oluşumunda çok hayati bir rol oynar. Çünkü kadın sürekli olarak ailenin fertleriyle birlikte olur. Bu yönüyle kadın evin iç işlerini temin eden en önemli öğedir.”
“Kadın, anne olmak vasfıyla bizim geleceğimizi inşa eden biricik insandır. Belki de bunun için cennet -“kadınların” değil de “annelerin ayağının altındadır!-“
“Modern dönem, sorumlulukların değil, hakların vurgulandığı bir dönem. Bu da evlilik gibi, aile gibi, haklara riayeti göz ardı etmese de daha ziyade sorumlulukları vurgulayan kurumların zayıflaması anlamına geliyor. Zayıflatan unsur, aileyi bir taraftan özgürlük karşıtı, diğer taraftan ise baskıcı bir kurum olarak imlemektedir.”
“Kullandığımız kavram ve kelimeleri medeniyetimize ait olmayanlarla değiştirdikçe onların inşâ ettiği cümleler de zamanla düşünce kodlarımıza nüfuz etti.”
“Ev nasıl bir mühendislik ölçülerine göre inşa ediliyorsa yuvanın tesisi de dinî ölçülere göredir.”
“Gitgide, muhalefet ettiğimiz bir sistemin parçası, bırakınız parçasını, kuklası oluyoruz. Düzen değişmiyor; biz değişiyoruz!”
“Mestûre bacılarımız neden diploma uğruna başlarını açmak için bu düzenin kapısında kuyruğa girebilmişlerdir? Neden İslâm’ın izzeti birilerinin aklına hiç gelmemiştir de, dine düşmanlık ile soluk alıp veren bu bâtıl güruhdan tahsil için icâzet isteme zilletine katlanılmıştır?”
“İslam sadece erkeğin çalışmasını, kendisini kurban etmesini isterken, kapitalizm hem erkeğin çalışmasını hem de kendisinin çocuklarını ve karısını çalıştırmasını, kurban etmesini istemektedir.”
“Kişi hayır sahasında kendisini unutursa, çocuklar da kendi nefislerini unuttuğu gibi babalarını ve annelerini de unuturlar. Dolasıyla insan nefsini tezkiye etmeli, islam’ın akide ve ahlakını kuşanmalıdır.”
“Evlerin ferahlığını, hoşluğunu eşyanın kalitesinden ziyade oturanların değeri yükseltir… Onların ruh hali mekâna siner.”
“Bugünkü gençler emsal bulamıyor… Bu nesle emsal olacak ve örnek ittihaz edebilecekleri şahsiyetleri tanıtmak lazım. Çünkü gençlik, taklit meylinin galebesi mevsimidir.”
.
Telegramda رحلة العلم adlı kanaldan alıntıdır.
47 notes · View notes
mustafakemalbatur · 2 months
Text
Türk vatandaşlığının kazanılması ve dava
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan 410,55 TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 2.590,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere, xx xx tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
0 notes
cehennemindibindeki · 7 months
Text
"Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Oylesine kırdın ki bütün inanclarimi
Beni bensiz bıraktın
Beni sensiz bıraktın "
1 note · View note
femmelunee · 5 months
Text
Siz damladı dudaklarımdan Bayım,
Siz aktı gönlümden damla damla,
Siz ,siz ,siz ,
Sadece siz ,
Zihnimde bir armoni şekilde,
Sağa bakıyorum sizi görüyorum,
Sola bakıyorum sizi görüyorum,
Gözlerimi kapıyorum gülümsüyorsunuz,
Söyleyin bana bayım ,
Gülüşlerinizi cennetten mi çaldınız,
Gözlerinizdeki ateş cehennemden bir emsal mi,
Söyleyin Bayım,
Nedir bende bu kadar varken ,
Aynı zamanda bu kadar olmayışınızin yegane sebebi,
Susmayın bayım,
Ben paramparçayım,
Yinede her bir parçamda varsınız,
Nasıl bir sevaptır ki bu sizi bana getiren,
Nasıl bir azaptir ki bu sizsizlikle demlenen,
Ellerim üşüyor bayım,
Sizin ellerinize muhtaç bekliyor,
Gelin bayım,
Yetmedi mi ayrılık,
Vuslat bayım,
Size ,
Yanlız size...
Kırılmış bir kadın
122 notes · View notes
mesut-sems · 4 months
Text
Tumblr media
55 notes · View notes
anonimbeyy · 5 months
Text
Efendiler,
Siz yahudiyi tanımadan onunla mukavemet edemezsiniz!
İbn batuta tarihinde tâ orhan gazi döneminde saraydaki bütün hekimlerin yahudi olduğunu yazmaktadır. Orhan Gazi senin ikinci padişahın ikinci?
Fatih'in baş hekimi yahudidir ve onu zehirlemiştir bununla ilgili bugün papalıkta araştırmalar bile yapılmıştır.
Kanunin gelini nur banu sultan yahudi bir ailenin kızıdır.
Bunun gibi tâ eskiden beri süregelen onlarca emsal vardır. Ne yazık ki hiç bir müslüman evladı tarihinden ibret almamış bu hâle gelmesinin esbabını tahkik etmemiştir!
Tumblr media
29 notes · View notes
guzyazi · 9 months
Text
"camdan dışarı değil, kendinden içeri bakıyordu."
Fotoğraf çekmeyi sevenler bilir ki güzel bir ışık, güzel bir kompozisyonla birleştiğinde bu anı yakalayabilmişseniz dünyalar sizindir. Bu; peşinde koşulması, yakalanması gereken bir şeydir fakat bunu şimdi son model telefonlar bizim yerimize akıllıca yapıp sosyal medyada sonsuzca önümüze seriyor. Bir şeyin kıymetli oluşu onu elde etmenin zorluğuyla aynı yoldan gelirken tersi de mümkün oluyor böylece. İşte, benim de fotoğraf çekmeye eskisinden daha az heyecanlanmamın nedeni, çok fazla güzel içeriğe çok fazla maruz kalmam oldu. Bir coşkunun elimden alınışı kadar beni üzen ne var, bilmem. Bazen bu teknolojinin, yeteneklilere yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnsanı artık çok az şeyin etkileyebildiğini düşündüğümüzde etkilenişlerimizin tükenişi evet ciddi bir haksızlık oldu bize.
Aynı şekilde güzel olmak, iyi giyinmek gibi göreceli olduğu iddia edilen birçok estetik de değerini yitirdi. Sirkülasyonu bol, hep üstüne çıkılabilir, ardı kesilmeyen bir alan olduğundan bir emsal yaratmıyor. "Ee tamam güzel işte" kadar kanıksanan bir mesele oldu üzerine divan mazmunları yaratılan dış görünüş. Kimsenin "aurasında" boğulunmuyor. Herkes "çok". Yoruyor.
Tüm bunların üzerine sadeci akımlar çıkmıştı. O sadeliği hatırlayın. O minimalist yaşamlar bile ne kadar "çok"tu aslında. Lüksün minimalistliği. "Bir berjer yeterli!" Berjer, on bin dolar. "1+0'da yaşıyorum!" Lokasyon: Galata Kulesi karşısı. Her şey çok ama çok uyumlu. O kadar düşünülmüş ki ta buradan beynimin kıvrımları ağrıyor. "Daire" denen programı asla seyredemedim bu yüzden. Kafanı mutfak dolabınla su ısıtıcını takımlamaya patlatmışsın, ne minimalizm ama.
Bir yerlere gitmek de anlamını yitirdi. Dünyanın her yerine gidip her anı karşı tarafa aksettirmek gezmenin ön koşulu. Bir şeyin çaba, ilgi ve hobiyle yapılmasının yerini "geri kalmayayımcılık" aldığı için Japonya'ya gidebilmenin büyülü bir yanından bahsetmek artık çok zor.
Maddesel olanı sonuna kadar emdiğimiz bu son yirmi yıldan sonra müthiş bir anlama dönüş bekliyorum. Her şey gizemini yitirdiğinde büyüsünü de yitirdi. Bir şeylere doyamamanın, uzun uzun bakmanın, üzerine günlerce düşünmenin kabuğu hâlâ var elbette. Dışarıdan biri seslense bile içimizle dolup oradan çıkmazsak bazen, o çekildiğimiz kendi kabuğumuzdur. Ve orada, öz denilen yerde durup kendimizi istediğimiz bir zamanın ya da zamansızlığın gökyüzüne asabiliriz. Bunu gerçekten yapabiliriz.
9 notes · View notes
doriangray1789 · 7 months
Text
ROBİN HOOD U YANLIŞ OKUYUNCA
ek MTV den beklenen gelir 36 miyar TL
KKM ye ödenecek faiz gideri ise 59 milyar TL....
SORAMADIĞIN SORULAR ın başında deprem vergileri, depremlerde toplanan yardımlar, itibardan tasarruf.... vb geliyor soramiyorsun ki... bir daha yazayım
ek MTV den beklenen gelir 36 miyar TL
KKM ye ödenecek faiz gideri ise 59 milyar TL
iktidar yarın ek emlak vergisi ek şu bu hedehöy vergisi alınması yönünde karar alırsa AYM ne yapacak? zira bu karar emsal oldu - ki daha önceki emsal iptal kararlarını bir nevi ret ederek... Buna güvenen vatandaş da bireysel iptal davaları açmıştı şimdi onlarda hem vergiyi hem dava masraflarını vb ödeyecek yani hak kaybı...
Bu duruma nasıl geldik ? ekonomi politikalarını sorgulayan var mı? ...yok
sofrasindaki 2 domates 1 e düşmüş ama çok şükür
yahu en düşükte eşitleniyoruz eğitimde sosyal haklarda ücretlerde yaşam kalitesinde hemen herşeyde en düşük seviyelerde eşitleniyoruz
Çocuklarının okullarda öğle yemeğinden tasarruf ederek ek vergi zam vs yaparak halkın tepesine binilirken birilerinin KAÇ UÇAĞI KAÇ ARABASI VAR sorusuna "yeteri kadar" şeklinde cevap verilebiliyor
Emeklinin adı alınmazken birileri ihale için yağmur altında beklemeyi yarabbi şükür sayabiliyor
ama yine de her koşulda halinden mutlu olan bir kesim var ve bunun ardında cehalet dava sevgi aidiyet vb olduğunu sanmıyorum... bunlarin senden benden alınip doyurulan bir kesim olduğuna inanıyorum.... ilişkiler girift ve tamamen duygusal 💰 ... ilişkiler mevcut bu düzenin devamında yana olmayı gerektiriyor
SONUÇ FAKİRDEN AL ZENGİNE VER
Tumblr media
4 notes · View notes
delifurkan · 1 year
Text
insanlar bazen bana “kinci misin?” diye soruyor, ben de hic dusunmeden evet diyorum. ilk trafik kazamda bana carpan doblo surucusu amcaya dava actim. ehliyetsizdim, adam beni kusurlu goruyordu. butun emsal davalari arastirdim, ilgili kanun maddelerini arastirdim, gittim ilk celsede sundum hakime. 
adam davaya sahte sahitle geldi. sahte degil de sahidi, adamin lehine konustu. ben de gittim bilirkisi raporlarina ulasip kazayla ilgili kroki bile hazirlamistim. sahit salak bi’ ifade verdigi icin acigini bulmak kolay olmustu. sonra sahit de yalanci sahitlikten ceza aldi.
neyse 2.5 yil bu sekilde bi’ fiil mucadelenin ardindan herifin omur boyu ehliyetine el koydurdum. 
bunun gibi 500 tane hikayem olsa bile, sirf bu hikaye icin dahi “evet” derim.
13 notes · View notes
name-ihumayun · 1 year
Text
Tumblr media
NEBEVÎ NASÎHATLER:
EMSAL BİR İLMÎ USÜLLERE UYGUN TAHLİL-TENKİT
Balıkesir Müftüsü Celal Sürgec hocaefendi
HAZRETİ AİŞE VALİDEMİZ EVLENDİĞİNDE KAÇ YAŞINDA İDİ?
DELİL 1:
Hazreti Aişe'yle Efendimiz (sav)’in evliliği hicretten sonra olduğu herkes tarafından ittifakla kabul edilir.
Hz. Ebû Bekir’in ilk kızı olan Esmâ Vâlidemiz (Hz. Âişe’nin ablası), hicretten 27 sene önce, 595 tarihinde doğmuştur.
(Nevevi, 2/97)
Allah Resûlü’nün hicreti esnasında (622) Esma validemiz, Zübeyr ibn Avvâm ile evli ve o gün 6 aylık hamiledir.
Bir diğer ifadeyle o gün 27 yaşındadır ve Âişe Annemiz ile ablası Esmâ Vâlidemiz’in arasındaki yaş farkı 10’dur.
(Beyhakî, Sünen, 6/204)
Buna göre (595+10=605) Âişe Vâlidemiz’in doğumunun 605; hicret esnasındaki yaşının da ablası Esma’dan on yaş eksik (27-10=17) olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Rasulullah (sav) ile evliliği, hicretten 7 ay sonra (İbn Sa’d, Tabakât, 8/58) gerçekleştiğine göre, demek ki bu sıralarda Âişe Vâlidemiz’in yaşı, 17’yi aşmış, 18 yaşına yaklaşmış demektir.
DELİL 2:
Aişe validemiz yıllar sonra Mekke’nin ilk dönemlerinde inen bir sûre olan, Kıyame Sûresi’nin iniş zamanı sorulduğu zaman: “ Ben Mekke’de sokaklarda oynayan bir çocuk iken Kıyame Sûresi’nden şu ayetler nazil oldu” diye cevap vermesi, onun yaşını tespit etmemiz açısından önemli bir işarettir.
Bu sûre Mekke döneminde, Nübüvvetin gelişinin 3. ya da 4. yılında nazil olmuştur.
Aişe validemizin de oyun oynayacak ve dile getirilen sûreyi aklında tutacak bir yaşta olması gerektiğini dikkate alırsak; o günlerde en az 6–7 yaşlarında olması icap edecektir.
Hz. Aişe’nin Efendimiz (sav) ile evliliğinin, Nübüvvetin 13. yılında gerçekleştiğini hatırlarsak, demek ki bu evlilik, Kıyamet Sûresinin nazil olmasından yaklaşık 10 yıl sonra olduğunu kabul etmek zorunda kalacağız.
Böyle olunca da Aişe validemizin evlendiğinde yaşının en az 17 yada 18 olduğu anlaşılacaktır.
DELİL3:
Aişe Validemiz Hicri 58. yılda, 74 yaşlarında vefat etmiştir.
Eğer o 74 yaşında vefat etti ise, Efendimiz’den sonra 48 yıl dul olarak yaşadı demektir.
Allah Resulü ile evliliği de 9 yıl sürmüştür. Demek ki, Aişe validemiz, Efendimiz Daru’l-Beka’ya hicret ettiğinde (74-48) 26 yaşında idi.
9 yıl evlilik süresini çıkardığımız da (26-9) 17/18 yaşlarında evlendikleri anlaşılmaktadır.
DELİL 4:
Aişe Validemiz önce Mekke’de Cübeyr ibn Mut‘im ile uzun bir süre nişanlı kalmıştı.
İbn Adiyy ailesinin, “Aişe oğulları Cübeyr'in dinini değiştirir” korkusuyla nişanı feshettiği de bilinen bir gerçektir.
Bu durum dahi tek başına, Aişe'nin Peygamberimiz (sav) ile nişan döneminden önce zaten evlilik yaşına çoktan gelmiş ve pek çoklarının talip olduğu genç bir kız olduğunu göstermektedir.
Eğer burada ters bir durum olsa idi münafıklar, yahudiler ve müşrikler efendimize demediğini koymazlardı.
Konu hakkında herhangi bir tepki olmadığına göre toplumun kabullerine uygun bir evlilik gerçekleşmiştir.
DELİL 5:
Adet görme/ hayz, kızlar için ergenliğin ölçüsüydü. Dini ve hukuki sorumluluğun başlangıcını teşkil ediyordu.
Sadece İslam değil, tüm inançlarda, kızlarda evlilik yaşı hayz ile başlar.
Araplarda da kızların yaşı, hayz görmeye başladıktan sonra sayılmaya başlanırdı.
Söz konusu Buhari rivayeti esas alınırsa, yine Hz. Âişe’nin 18 yaşları civarında evlendiği anlaşılmaktadır.
Son zamanlarda "çocuk gelin" haberi üzerinden  Efendimiz (sav)’in aile hayatı üzerinde olumsuz bir algı oluşturmaya yönelik zemin hazırlamak suretiyle İslam'ın tartışılır hale getirilmesini ve özellikle gençler nezdinde dine mesafeli bir duruş üretilmesi hedeflenmektedir.
Bu tezyif projesine karşı bu çalışmayı yaptım..
Takdirlerinize arz ediyorum..
(Celal Sürgec
Balıkesir il Müftüsü)
Gördüğünüz üzere bazı sapık adamlar gündemdeki evlilik üzerinden peygamberimize de dil uzatmaya başladılar.  Bu yazıyı elinizden geldiğince etrafınıza yayın, gönderin. Onların dil uzatmalarına hiç olmasa elimizden geldiğince mani olalım.
9 notes · View notes
hattabi · 2 years
Note
Kuranın kitap halinde toplanmasına sahabeden kaviller toplamışsınız ama harekelenmeye dair bir kavil toplamamışsınız. Kendi sözlerinizi eklemişsiniz. Kuran'ın harekelenmesi hicri ikinci asırda gerçekleşen bir şey. Sahebelerden buna delil bulamazsınız. Dilediğinizi güzel bir maslahat sayıyorsunuz ve dilediğinizi her bidat dalalettir sınıfına atıyorsunuz. Kurana hareke eklenmesi hakkında söylediğiniz sözler sizin kendi sözleriniz. Bu hicri ikinci asırda olmuş bir şey. Buna dair Kur'an'da veya Sünnette bir emir var mı? Eğer ihtilaf kaybolsun, ümmete faydası olsun diye bu da güzel bir maslahattır derseniz, birisi de size karşı gelir ve o da, Süyuti ve diğer alimler gibi bu günde toplanıp Peygamber ص'in hayatına dair bir şeyler anlatmanın, yemekler tertip etmenin, fakire fukaraya karşı ziyafetler vermenin güzel bir maslahat olduğunu ve bunun cahillikle bocalamış halka, hem peygamber sevgisi bakımından hem de doğru olanı hatırlatmak bakımından güzel olduğunu ve sevap kazandıracağını söyler. Eğer maksadınız kendi meşrebinize uydurmak değil de, el-Malik ve eş-Şatibi gibi bid'atlara dar kapsamlı bakmak ise, bunu onlar gibi bir düşünün.
Söz, idrak edenler için kısa tutulur, ancak bazıları için cildler halinde kitap telif etmek gerekiyor demek ki. Dilediğimi maslahattan saydığımı iddia etmeniz hiç hoş olmamış, zira bu konuda gerekli usulü açıkladığımı düşünüyorum. Kurân'ın harekelendirilmesi bahsettiğim minvalde olduğu için tekrar zikretmeye hacet duymadım. Kurân'ın harekelendirilmesi hakkında onlarca rivayet bırakabilirim. Hatta bunu kerih ve caiz gören onca Tâbiîn imâmlarını da. نقط المصحف (Kurân'ın harekelendirilmesi) hicri 2. Yüzyılda başlanmamıştır. Bu işi ilk üstlenen Ebû'l Esved ed-düeli (h. 69) olarak bilinir. Bir rivâyete göre Alî, diğer rivayete göre Ömer, bir diğerine göre Muaviye radiyallahu anhum, bir diğer rivayete göre de Abdulmelik b. Mervan (Haccac b. Yusuf aracılığıyla Nasr b. Asım'ı) tarafından görevlendirilmiştir. Daha sonra ise talebesi İbn Ya'mer (h. 89) bu işi üstlenmiş ve bu şekilde Kurân'ın harekelenmesi günümüze kadar ilerlemiştir. Buna dâir Kurân ve sünnette bir emir veya nehiy olmadığı için Mesalih-i Mürsele deniliyor. Bunda bir mefsedetin defi söz konusu olduğu için maslahattır. O da Kurân'ın korunmasıdır. Nitekim bu konuda gelen nakilde bedevi biri tevbe süresini okuyan birine denk gelip إن الله بريء من المشركين ورسوله ayetinde ِرسوله ifadesini cer ile okuduğunu duyunca mananın değişmesi ile "Allâh, Rasulünden beri mi oldu? Muhakkak O, ondan beri olduysa bende ondan beriyim" şeklinde ki yanılgısı sebebiyle bu mefsedetin önüne maslahat ile geçildiği rivayet edilir.
Sizin bahsettiğiniz emsaller ise hangi mefsedeti doğurabilir ki, maslahat gereği yapılması mümkün olsun? İnsanlara peygamber sevgisini kazandırmak için birçok meşru yol varken, neden böylesi bir yola (kandillere) başvurulsun? Bence siz bu kaidenin şartlarını ve bid'at ile mesalih-i mürsele arasındaki farkı araştırın derim.
Vesselam.
7 notes · View notes
mustafakemalbatur · 2 months
Text
KKDF İADESİ HAKKINDA KARAR. İADE EMSAL KARARI
İlgili karar ihracat işlemi için yurtdışından gelen ödemenin daha sonra çeşitli nedenlerle ihracatın yapılamaması ve ardından iade edilmesine yönelik verilen emsal nitelikte çok önemli bir karardır. KKDF kesintisinin usulsuz, haksız olarak yapılmış olmasına yönelik kesinleşmiş önemli bir karardır. İdare mahkemesinden alınan karar ve KKDF kesintisi nedeniyle istinaf aşamasında alınan emsal karara aşağıda ulaşabilirsiniz.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
DAVACI                            :
VEKİLİ                               : AV. MUSTAFA KEMAL BATUR
DAVALI                               : BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
VEKİLİ                               :
                                              Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı – Barbaros Mahallesi Ardıç Sokak No:10 Ataşehir/İSTANBUL
DAVANIN ÖZETİ              : Davacı şirket tarafından, xx.xx.xx tarihinde haksız olarak kesildiği ileri sürülen xxx.xxx.xxx-TL KKDF bedelinin iadesi talebinin reddine ilişkin xx.xx.xxxx günlü, xx sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu iddia edilerek iptali ile kesilen xxx.xxx.xxxx-TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ     : Yapılan işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul x. İdare Mahkemesi’nce duruşma için önceden belirlenerek taraflara tebliğ edilen xx.xx.xxxx günü saat 10:00’da davacı şirket vekili Av. Tuğçe Hacer Aslan ‘nın ve davalı idare vekili  ‘ın geldiği görülerek duruşma açılıp gelen taraf vekillerine usulüne göre söz verildi, duruşma bitirildikten sonra dava dosyası incelendi, işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından, xx.xx.xxxx tarihinde kesilen xxx.xxx.xxxx-TL KKDF bedelinin iadesi talebinin reddine ilişkin xx.xx.xxxxgünlü, xx sayılı işlemin iptali ile kesilen xxx.xxx.xxx-TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
12.5.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin 1. maddesinde; kalkınma planı ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak yatırımların yönlendirilebilmesi ve ihtisas kredilerinde kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla 1211 sayılı Kanun’un 3098 sayılı Kanun’la değişik 40. maddesinin II-(b) ve (c) fıkralarına dayanılarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nezdinde “Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu” kurulması hükme bağlanmış; 2. maddesinde, teşviki öngörülen yatırımlar ile ihtisas kredilerinin bu Kararın kapsamında bulunduğu belirtilmiş; 3. maddesinde, Fonun kaynakları ile Fona yapılacak kesinti oranlarına yer verilmiş; 4. maddesinde de Fona kesinti yapılmayacak krediler açıklanmıştır.
              Yukarıda yer alan Kararnameye dayanılarak Fona yapılacak kesintiler ile bu Fondan ihtisas kredilerine ödenecek primlerin oranı uygulamaya ilişkin esas ve usullerini belirlemek amacıyla çıkarılan 6 sıra no.lu Tebliğ’de, Kararname’ye paralel düzenlemelere yer verilerek, 2. maddesi uyarınca da bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışından sağladıkları kredilerden % 3 oranında fon kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun, Bakanlar Kurulunun kredilerin kalkınma planlarının amaçlarına uygun olarak yönlendirilmesi için fon kurmaya, kaldırmaya, kaynağını kredilere tahakkuk ettirilen faizlerden veya sair suretlerle sağlamaya yetkili olduğuna ilişkin 20. maddesinin 1 numaralı fıkrasının (b) bendi, 3.7.2001 tarih ve 24451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4684 sayılı Kanun’un 16. maddesinin (e) bendi ile 1.1.2002 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış, aynı Yasanın Geçici 3. maddesinin (d) bendinde ise, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintilerinin, bu konuda yeni birdüzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunacağı ve doğrudan bütçeye gelir yazılmak üzere hesaplarına intikal ettirileceği, kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye ve onbeş puana kadar yükseltmeye ve tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; xx.xx.xxxx tarihinde davacı şirket ile xx. S.A. tarafından sözleşmeye istinaden davacı şirketin Türkiye İş Bankası A.Ş. xx Şubesinde bulunan hesabına xxx.xxx.xxx USD ödeme bedeli gönderildiği, sözleşmenin şartları yerine getirilemediğinden sona erdirilmesi üzerine ihracatın gerçekleştirilemediği, davacı şirket tarafından peşin ödeme bedelinin geri gönderilmesi aşamasında söz konusu bedelin yurtdışından sağlanan kredi olarak nitelendirilmesi suretiyle Türkiye İş Bankası A.Ş. xx Şubesi tarafından %3 oranındaKKDF kesinti bildirimi ile tahakkuk ettirilerek davalı idareye ödendiği, davacı şirket tarafından, sözleşmenin sona erdirilmesi nedeniyle iade edilen ve hiçbir işlem görmeyen bedelin kredi olarak nitelendirilmesi ve buna bağlı olarak KKDF kesintisi yapılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek iptali ile KKDF bedeli olarak kesilen xxx.xxx.xxxTL’nin iadesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda; KKDF kesintisi yapılmasına neden olan olayın, davacı şirket ile xx  S.A.arasında sözleşme şartlarının birtakım nedenlerle yerine getirilememesi nedeniyle sona erdirilen ve bu nedenle davacı şirket tarafından peşin ödeme bedelinin yurtdışına iade edilmesinden kaynaklandığı görülmektedir.
Bu durumda yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve tarafların dosyaya sunmuş olduğu belge ve bilgilerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu KKDF kesintisinin, davacı şirketin xx S.A. ile akdettiği ancak birtakım nedenlerle sona erdirilerek iade edilen peşin ödeme bedeli üzerinden gerçekleştirildiği dolayısıyla davacı şirket tarafından yurtdışından sağlanan bir kredinin söz konusu olmadığı, davacı şirket tarafından iade edilen bedelin fon kaynağı olarak “yurtdışından sağlanan kredi” şeklinde nitelendirilmesinin ve bu nitelendirmeye dayanılarak iade bedelinden KKDF tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Anayasanın 125. maddesi ile düzenlenen, idarelerin her türlü işlem ve eylemlerinden doğan zararları tazminle yükümlü olduklarına yönelik kural uyarınca, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline, davacının tazmin talebinin kabulü ile, xxx.xxx.xxx-TL’nin davalı idarece davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan xxxxxxxTL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen xxxxxxx-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücreti avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, xx.xx.xxxx tarihinde karar verildi.
KESİN KARAR İSTİNAF
İstinaf Yoluna Başvuran (Davalı)    : Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili                                                   :
Karşı Taraf (Davacı)                         :
Vekili                                                   : Av. Mustafa Kemal Batur
İstemin Özeti                                       : Davacı şirket tarafından, xx.xx.xxxx tarihinde haksız olarak kesildiği ileri sürülen xxx.xxx.xxx-TL KKDF bedelinin iadesi talebinin reddine ilişkin xx.xx.xxxx günlü, xx sayılı işlemin hukuka aykırı olduğu iddia edilerek iptali ile kesilen xxx.xxx.xxx TL’nin davacıya ödenmesi istemiyle açılan davada; mevzuat hükümleri ve tarafların dosyaya sunmuş olduğu belge ve bilgilerin birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu KKDF kesintisinin, davacı şirketin xx S.A. ile akdettiği ancak birtakım nedenlerle sona erdirilerek iade edilen peşin ödeme bedeli üzerinden gerçekleştirildiği dolayısıyladavacı şirket tarafından yurtdışından sağlanan bir kredinin söz konusu olmadığı, davacı şirket tarafından iade edilen bedelin fon kaynağı olarak “yurtdışından sağlanan kredi” şeklinde nitelendirilmesinin ve bu nitelendirmeye dayanılarak iade bedelinden KKDF tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu öte yandan, Anayasanın 125. maddesi ile düzenlenen, idarelerin her türlü işlem ve eylemlerinden doğan zararları tazminle yükümlü olduklarına yönelik kural uyarınca, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal haklarının davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davanın davanın kabulüne ilişkin İstanbul x. İdare Mahkemesi Hakimliğince verilen xx.xx.xxxx tarih veE: 202x/xxxx, K: 202x/xxxx sayılı kararın, KKDF kesintisinin mevzuata uygun olduğu davacının dilekçede belirtilen hususlarla ilgili idareye yaptığı herhangi bir başvurusunun bulunmadığı iddialarıyla kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti                              : Kararın hukuka uygun olduğu, istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRKMİLLETİADINA
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi xx İdari Dava Dairesince gereği görüşüldü:
07.06.1988 tarih ve 19835 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12.05.1988 tarih ve 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının amaç başlıklı 1 inci maddesinde ” Kalkınma planı ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak yatırımların yönlendirilebilmesi ve ihtisas kredilerinde kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla 1211 sayılı Kanunun 3098 sayılı Kanunla değişik 40 ıncı madde II-b, c fıkralarına dayanılarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde ‘Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’ kurulmuştur.” düzenlemesi yapılmış, 20.06.2001 tarih ve 4684 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 3 üncü maddesinin (a) bendinde “Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintileri, bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmeye devam olunur ve doğrudan genel bütçeye gelir yazılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirilir. Kesinti oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya onbeş puana kadar yükseltmeye veya kesintiyi tümüyle kaldırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu kesintiler vergi kanunlarındaki tahakkuk ve tahsilat hükümlerine göre takip edilir. Kaynak Kullanımını Destekleme Fonundan ihtisas kredilerine ödenmesi gereken destekleme primleri nedeniyle bankalara ödenmemiş birikmiş borçlar, Hazinenin görev zararı borcu olarak kabul edilir ve bu borçların tasfiyesine ilişkin hükümler çerçevesinde işlem yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
01/01/2013 tarih ve 28515 sayılı Resmi Gazete’de 02/01/2013 tarihinden itibarenkullanılacak kredilere uygulanmak üzere yayımlanan 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları döviz ve altın kredilerinde KKDF kesintisi oranı; ortalama vadesi bir yıla kadar olanlarda %3, ortalama vadesi 1 yıl (1 yıl dahil) ile 2 yıl arasında olanlarda %1, ortalama vadesi 2 yıl (2 yıl dahil) ile 3 yıl arasında olanlarda %0,5, ortalama vadesi 3 yıl (3 yıl dahil) ve üzerinde olanlarda %0 olarak belirlenmiştir.
07/06/1988 tarih ve 19835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki “Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar“ın “Müeyyide Uygulaması” başlığını taşıyan 8. maddesi, 96/9006 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 5. maddesi ile yeniden düzenlenmiş ve “Müeyyide uygulaması ile ilgili olarak,
a) Zamanında ve tam olarak yatırılmayan fon kesintileri ile fon kesintisi indirimi uygulanan kredilerde, vergi, resim ve harç istisnası uygulaması paralelinde, ihracatın veya taahhüdün gerçekleşmemesi veya ihracat veya taahhüdün kısmen gerçekleşmesi durumunda indirimli uygulanan fon kesintileri tama iblağ edilir ve tahsili gereken fon kesintileri bankalar, özel finans kurumları veya finansman şirketlerinden, …
Fon’a yatırılması gereken, fon kesintisi istisnasının uygulandığı, destekleme priminin ödendiği tarihler ile Fon’a yatırıldığı tarih arasında geçen süre için ve bu sürede yürürlükte bulunan cezai faiz oranları üzerinden hesaplanacak cezai faizi ile birlikte geri alınır.
d) Fon kesintisi indirimi uygulanan ithalat işlemlerinde, vergi, resim ve harç istisnası uygulaması paralelinde ihracatın veya taahhüdün gerçekleşmemesi veya ihracat ve taahhüdün kısmen gerçekleşmesi durumunda indirimli uygulanan fon kesintileri tama iblağ edilir ve tahsili gereken fon kesintileri, fon kesintisi istisnasının uygulandığı tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süre için ve bu sürede yürürlükte bulunan cezai faiz oranları üzerinden hesaplanacak cezai faizi ile birlikte gümrük idarelerince firmalardan tahsil edilir.
İlgili idarelerin maddi hata veya hatalı yorumu sonucu ödenen destekleme primlerinin geri alınmasında cezai faiz tahsil edilmez. Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu’nca yapılacak incelemeler sonucunda ihracat ve taahhüdü mücbir sebep halleri nedeniyle gerçekleşmediğine karar verilen kredilere ait fon kesintileri alınmaz.
Bu madde esaslarına göre Fon’a yatırılacak tutarların ve bunlara tahakkuk ettirilecek cezai faizlerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. Cezai faiz oranı, 04/11/2000 tarih ve 24220 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/09/2000 tarih ve 2000/1387 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yeniden kanuni faiz oranının iki katı olarak belirlenmiştir.
12/05/1988 tarih ve 88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında 6 nolu Tebliğ‘in 2. maddesinde de aynı yönde düzenlemeler yer almıştır
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ile x Amerikada faaliyet gösteren xx S.A.arasında xxxxxxxx adlı ürünün ihracı için xx.xx.xxxx tarihinde sözleşme yapıldığı, bu şirket tarafından xx.xx.xxxx tarihinde ürün bedeli olarak xxx.xxx.xxx USD ödeme bedelini davacı şirketin İşbankası xx Şubesinde bulunan hesabına yatırıldığı, bu dönemde Covit-19 pandemisi nedeniyle xx.xx.xxxx tarihli ve xx sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ ile Hidrojen Peroksit ihracatının yasaklandığı, bu Tebliğin ilanı üzerine davacı şirketin ihracatın gerçekleşeceği şirket ile yazışma yapılarak xxxxxxxx ihracatının yasaklandığı ve sonrasında ise üretiminin sağlanamadığının bildirildiği, xx S.A’nın bedelin iadesini talep etmesi üzerine xx.xx.xxxx tarihinde bu bedelin iade edildiği, peşin ödeme bedelinin geri gönderilmesi aşamasında söz konusu bedelin yurtdışından sağlanan kredi olarak nitelendirilmesi suretiyle Türkiye İş Bankası A.Ş. xx Şubesi tarafından %3 oranındaKKDF kesinti bildirimi ile tahakkuk ettirilerek davalı idareye ödendiği, davacı şirket tarafından, sözleşmenin sona erdirilmesi nedeniyle iade edilen ve hiçbir işlem görmeyen bedelin kredi olarak nitelendirilmesi ve buna bağlı olarak KKDF kesintisi yapılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek KKDF bedelinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile KKDF bedeli olarak kesilen xxx.xxx.xxx-TL’nin iadesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin, Hidrojen Peroksit adlı ürünün ihracı için döviz olarak peşin ihracat bedeli aldığı, Hidrojen Peroksit cinsi eşyanın xx.xx.xxxx tarihli ve x sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ ile Hidrojen Peroksit ihracatının yasaklanması nedeniyle ihracatının gerçekleştirilmediği görülmektedir.
Davacı şirketin döviz olarak aldığı peşin ihracat bedelinin ihracatın gerçekleşmemesi nedeniyle 1 yıldan önce iade edildiği, ortada gerçek anlamda bir ihracaatın bulunmaması karşısında ihracat nedeniyle yurt dışından temin edilen döviz cinsi bedel iade işleminin kredi olarak değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Nitekim, Danıştay 10.Dairesinin 11.03.2019 tarih veE: 2016/763, K: 2019/1890 Sayılı kararı da bu yöndedir.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen 08.04.2014 tarih ve 39861 sayılı ve 10.06.2016 tarih ve 62668 sayılı,25.04.2014 tarih ve 47678 sayılı özelgelerde,3 yıldan önce yurt dışına iade edilen ve karşılığında ihracat gerçekleşmeyen peşin ihracat bedellerinin yurt dışından sağlanan kredi olarak değerlendirilmesi ve %3 oranında KKDF kesintisine tabi olması gerektiği açıklamasına yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, Covit-19 pandemisi nedeniyle xx.xx.xxxx tarihli ve x sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Kayda Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ ile Hidrojen Peroksit ihracatının yasaklanması   nedeniyle davacı şirket tarafından Hidrojen Peroksit adlı ürünün ihracatının gerçekleştirilemediği ve ihracatın gerçekleşmemesi olayının mücbir sebep olarak kabul edilecek bir olaya dayandığı dikkate alındığında yapılacak ihracat karşılığında döviz cinsinden davacı şirketin  Türkiye İş Bankası A.Ş. xx Şubesine yatırılan peşin ödeme bedelinin iadesinden Türkiye İş Bankası A.Ş. xx Şubesi tarafından %3 oranındaKKDF kesinti bildirimi ile tahakkuk ettirilerek davalı idareye ödenen bedelin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde bu gerekçeyle hukuka uyarlık dava konusu işlemin iptali ile kesilen KKDF’nin davacıya iadesine ilişkin mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dilekçede ileri sürülen iddialar söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, aşağıda dökümü gösterilen kanun yolu aşamasına ait yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuranın üzerinde bırakılmasına, posta gideri için alınan paranın kullanılmayan kısmının ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak, xx.xx.xxxx tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu karar önemli olmakla beraber emsal niteliğindedir.
Tam metne ulaşmak için: https://www.batur.av.tr/blog-post/gerceklesmeyen-ihracat-sonrasi-kkdf-kesintisi-ve-iadesi
0 notes
bugunbirazleylayim · 2 years
Text
gevezelik ediyorum çünkü elimde içinden çıkamadığım bir iş var ve yardım isteyecek kimsem de yok :ı yarın sabaha bankada olması gerekiyor ama hiç kalmadığım bir ikilemde kaldım
arsa binadan mı gitsem emsal indirgemeden mi?!?
7 notes · View notes
etaali · 1 year
Text
Tumblr media
Yaşamında oldukça mütevazi ancak Bilimsel ve Kültürel kalkınma hamlelerinde inanılmaz bir azmi var.
Belirli aralıklarla Şairlerle biraraya geldiğine dair görüntüleri zaten bilirsiniz.
"Evimizde uykudan önce mutlaka kitap okunur" diyordu, bir sözünde...
İslam'ın irtica, Müslüman'ın mürteci sayıldığı bir dönemde onun bilimsel gelişmelere dair kuvvetli ilgisi, çok özel bir farkındalık...
İyi ki var. İyi ki aynı çağda yaşadık.
Yoksa hezeyanlarını din diye yutturmaya çalışan şarlatanların, kıymetsizliğini kıyafetiyle örtmeye çalışan bezirganların, bir ömür yerinden kalkmayanların dine dair yük oluşlarına nasıl itiraz ederdik?!
Onu emsal gösterince, onun yaşamını irdeleyince, onun yol göstericiliği esas alınınca, bir Âlimin aynı zamanda Aydın olduğu, İlim ve Bilim ile barışık olduğu, Tolstoy'dan haber verdiği, Şehriyar'a aşina olduğu, Felsefe, Mantık, Ahlak alanlarında sözü olduğu çıkıyor ortaya...
Dün ise Endüstriyel kazanımlar fuarındaydı...
3 notes · View notes
okutgrd · 1 year
Text
Küçük Günahlar Nasıl Temizlenir?
Tumblr media
Bismillahirrahmanirrahim.
"Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız." (Nisa/31) "Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır." (Hud/114) "O iman edenler, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar. Onlar öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlarlar." (Şura/37 "İyilik işleyenler küçük kusurlar hariç, büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan uzak dururlar. Şüphesiz senin Rabbin, bağışlayıcılığı geniş olandır..." (Necm/32) Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi. Ebu Hureyre(r.a) tarafından rivayet edilen bir hadis şöyledir: Hz.Peygamber(aleyhissalatu vesselam)'ın şöyle söylediğini işittim; "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?" 'Bu hal,' dediler, 'onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!' Aleyhissalatu vesselam: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu (Buhari, Mevakit 6; Müslim, Mesacid 282, 666; Tirmizi, Emsal 5, 2872; Nesai, Salat 7, 1, 231; M). Yine Ebu Hureyre(r.a) tarafından rivayet edilen başka bir hadis ise şöyledir: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki; "Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir ramazan diğer ramazana hep kefarettirler. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler" (Müslim, Taharet 14, 223; Tirmizi, Salat 160, 214). "Nerede ve hangi halde olursan ol Allah'tan kork. Kötülük işlemişsen hemen bir iyilik yap ki, o iyilik kötülüğün günahını silsin. insanlara güzel muamelede bulun." (Tirmizi, Birr ve Sıla, 55; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 5; Darimi, Rikak, 47) OKU
4 notes · View notes
trerdem35 · 1 year
Text
RT @Darkwebhaber: Yargıtay'dan emsal karar: Resmi tatil günlerinde 1 saat dahi yapılan çalışma için tam yevmiye ödenmeli https://t.co/ikQcZwolyY
RT @Darkwebhaber: Yargıtay'dan emsal karar: Resmi tatil günlerinde 1 saat dahi yapılan çalışma için tam yevmiye ödenmeli https://t.co/ikQcZwolyY
— erdem* (@trerdem35) Nov 20, 2022
from Twitter https://twitter.com/trerdem35
2 notes · View notes