Tumgik
#bazı zamanlar
gezginkral · 8 months
Text
Bazen etrafından akan kalabalık içindeki gürültü arasında kendi içinde sessiz kalırsın…
2 notes · View notes
sehirdegeceyarisi05 · 11 months
Text
Ne demiş Sezen Aksu
"Zamanı geri alma şansım olsaydı, merhabadan ilerisi olmazdı bazı insanlara."
25 notes · View notes
kedilisuvari · 9 months
Text
Küçükken beynimi durduramadığım için ağlamıştım
14 notes · View notes
heeviidar · 11 months
Text
Uzun uzun mesajlar göndermeyi bıraktım,ısrar etmeyi bıraktım,insanlara bana nasıl davranacaklarını öğretmeyi bıraktım,değersiz hissettiğim yerden kendimi uzaklaştırmayı başardım.Hayatta yalnız kalmak,beş para etmeyen insanlarla çevrili olmaktan çok daha iyiymiş..
Bana yazılmış sanki bu…
3 notes · View notes
gecmisgecmiste · 1 year
Text
Boşlukta kaldım, mental olarak sıfırım. Hiçbir şey umrumda değil. Bu zor günler geçecek mi? Yoksa alışacak mıyım? İlerimi göremiyorum yani yalnızlığın dibini yaşıyorum diyebilirim. Geçmişteki kafesimden çıkamıyorum. Ve sen hep aklımdasın. Senin uğruna feda ettiklerim bana hiçbir şey katmadı. Her yanınla bana zarar verdin, bunu bile bile yaptın. Zaten benim bir yanım eksikti hep senle tamamlamak isterdim. Ya her neyse, ben artık çok ama çok sıkıldım .
6 notes · View notes
sunsblogs · 7 months
Text
ANNEOKULU - DEVASA+
Tumblr media
Anne adaylarının ve babaların sıklıkla hamilelik ve doğumla ilgili birçok sorusu ve endişesi vardır. Yeni ve bebek bekleyen anneler için değerli kaynaklardan biri de doğum öncesi bakım, emzirme ve bebek bakımı gibi konularda çeşitli dersler ve atölye çalışmaları sunan anne okuludur. Bu dersler, annelerin kendilerini daha güvende hissetmelerine ve annelik yolculuğuna hazırlıklı olmalarına yardımcı olacak değerli bilgiler ve destek sağlayabilir. Ek olarak, anne okulu, yeni anneleri kendi toplumlarındaki diğer ebeveynlerle buluşturarak bu heyecan verici ve zorlu dönemde bir topluluk duygusu ve destek sağlayabilir. Bebek gelişimini anlamak ebeveynler için çocuklarının düzgün bir şekilde büyüyüp gelişmesini sağlamak açısından çok önemlidir. Bebek gelişim tablosu, bebeğin zaman içindeki büyümesini ve gelişimini izlemek için kullanılan bir araçtır. Bebeğin boyunu, kilosunu ve baş çevresini düzenli aralıklarla ölçülerek olası sorunlar tespit edilebilir ve uygun müdahaleler sağlanabilir. Ebeveynler ayrıca bebeklerinin ilerlemesini izlemek ve gelişimsel dönüm noktalarını karşıladıklarından emin olmak için büyüme çizelgelerini kullanabilirler. Her bebeğin kendi hızında geliştiğini ve bazı değişikliklerin normal olduğunu unutmamak önemlidir. Ancak ebeveynlerin bebeklerinin büyümesi ve gelişmesiyle ilgili endişeleri varsa çocuk doktorlarıyla konuşmaları gerekir. Hamilelik, anne adayları için heyecan verici ve zorlu bir dönem olabilir ve semptomlar açısından ne beklenmesi gerektiğini ve ne zaman tıbbi yardım alınması gerektiğini bilmek önemlidir. Yaygın hamilelik belirtileri bulantı, yorgunluk ve sırt ağrısını içerir. Bu belirtiler genellikle normal olmakla birlikte, daha ciddi bir soruna işaret edebilecekleri zamanlar da vardır. Örneğin hamile bir kadın vajinal kanama, şiddetli karın ağrısı veya fetal harekette ani bir azalma yaşarsa derhal tıbbi yardıma başvurmalıdır. Anne adayları bilgi sahibi olarak ve gerektiğinde tıbbi yardıma başvurarak sağlıklı bir hamilelik ve doğum sağlamaya yardımcı olabilirler. Yeni doğmuş bebeğe su verilir mi? İki isimli erkek isimleri, İkili kız isimleri gibi konularda daha fazla yardıma ihtiyacınız var ise web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
2K notes · View notes
layezalll · 7 months
Text
İyi ya da kötü yok
Hatta suçlu veya suçsuz birilerini de aramıyorum,
Sadece bazı zamanlar var,
bazı noktalar var
Atılması gereken adımlar
Yanında olunması gereken anlar,
Söylemesi gereken sözler 
Bir de bunların hiçbirini yapmayan, sonrada karşılık bekleyen insanlar var.
237 notes · View notes
photographss-world · 5 months
Text
Ben inanıyorum...
Güzel şeyler düşünen insanlar güzel günler yaşayacak. Belki zaman alacak, belki biraz güç olacak, belki bazı zamanlar da yoracak ama sonunda her şey güzel olacak.
Güzel günler göreceğiz güneşli günler.
Yeni hafta sağlık, huzur ve mutlulukla gelsin ve yüreğinizden geçen tüm güzellikleri çıkarsın karşınıza🥰🎈🌈🌟🌸💦🦩
💜Herkese💙 kalbinin ❤ renginde💚 bir gün💛 dileğiyle🧡
ᧁüꪀꪖꪗᦔıꪀ.🌞🍜🌳🕊
187 notes · View notes
gezginkral · 8 months
Text
Gideceğimiz yollar bitmez bu hayatta,sadece yolun sonunda varıp olmasını istediğimiz şeyler değişir…
Gözümüzü kapattığımız zaman ki karanlık ve açtıktan sonra gelen aydınlıkta katettiğimiz yol yine aynıdır…
Yolu ya başarı ile tamamlarız yada önümüze engeller çıkar atlatamayız…En kötüsü de budur aslında ki biz bunu bilemeyiz hiçbir zaman ve sadece olasılık olarak düşünebiliriz…
Kısacası eğer içimizde çok güçlü bir “ben” var ise gittiğimiz yollar hep istediğimiz şeylere çıkar…
2 notes · View notes
Text
Karımla Karavan Anılarımız! (1) (Gökhan 48 Y., İzmir)
Merhabalar. Adım Gökhan. Bundan 4 sene önce başlayan ve evliliğimi fırtınalı bir şekilde alevlendiren olaylar silsilesini anlatmak istiyordum. O dönemler devletin yurt dışında çalışarak önemli bir mevkiinden müdür olarak 48 yaşında erkenden emekli olmaya hak kazanmış birisiydim. Karım Handan ise 32 yaşında, bembeyaz tenli, sarı saçları olan, düzgün ve şişmana kaçmadan hafif balık etli, dolgun vücutlu, göğüsleri 90C, kalçaları ise yuvarlak, hatlı ve kendini belli edecek şekilde olan bir kadındı.
Takdir edersiniz ki eşimle aramda 16 yaş gibi ciddi bir yaş farkı vardı ve bu yaş farkını her ne kadar kendime kompleks yapmasam da, bazı anlarda ciddi bir rakip gibi görebiliyordum. Bu sebepten ötürü yatakta olsun, aşk hayatında ol sun, romantizmde olsun ve maceraperest şeylerde olsun (Benden daha geçmedi!) havası verebilmek için sürekli kendimi kanıtlama gayreti içerisindeydim. Karım da bazen kavga ettiğimizde, bazen de takılmak ve beni sinir etmek için, "İstesem senden daha gencini bulurdum, ayağını denk al!"� derdi ve beni kızdırırdı.
Her ne kadar bunu sorun etmiyormuş gibi gözüksem de, içten içe bu ihtimalin doğruluğunu bilerek sinir olurdum. Neticede ben artık 50'li yaşlarına yaklaşmış, saçlarında ufak tefek beyazlar çıkan, sırf karısının yanında daha da yaşlı durmamak için düzenli olarak diyet yapan, cilt bakımı yaptıran, spora giden bir erkektim; karım Handan ise 30'lu yaşlarının başında, gayet alımlı, kendini her türlü erkeğe beğendirebilecek bir kadındı. Hatta son birkaç yıldır eşim ile aramızdaki yaş farkının iyice belirginleşmesiyle birlikte dışarıdan gelen delici bakışların bile farkına varmaya başlamıştım.
Bu ufak girizgahtan sonra, seks hayatımızı ve belki de evliliğimizi canlandıran, beni de ilişkimiz hakkındaki tüm endişe ve kaygıdan kurtaran o malum güne geçmek istiyorum. Lakin daha öncesine yine ufak birkaç şey anlatmak isterim. Ben emekli olduktan sonra, karımla birlikte en büyük hayalimiz olan karavan alma işine iyiden iyiye tutulmuştuk. Söylediğim gibi hem yurt dışı görevi, hem de iyi bir makamdan emekli olduğum için güzel de bir tazminat almıştım ve elimize geçen tazminat ile birlikte, yaptığımız birkaç aylık araştırmanın sonucunda Mayıs ayında güzel bir karavan almıştık.
Karım özel okulda bir öğretmenlik yaptığı için yaz aylarına kadar beklememiz gerekiyordu gezi yapabilmek için, ancak bu benim açımdan bir problem değildi. Ben de o sırada bu yeni karavana alışmaya çalışıyor ve onun ufak tefek eksiklerini gideriyordum. Zaten para konusunda da pek sıkıntımız olmadığı için karımın esasında çalışmasına bile gerek yoktu; ancak o prensipler gereği çalışmak istiyordu.
Haziran ayının ilk haftasından sonra okullar da kapanınca önümüzde 3 aylık muazzam bir boşluk oluştu. Ben zaten emekliydim ve beni eve bağlayan bir şey yoktu; karımın da 3 ay boyunca tatilde olması sebebiyle kendimize bir rota çizdik. İlk rotamız (daha önce hiç karavanla seyahat etmediğimiz için) daha bildiğimiz yerler olacaktı. O yüzden de İzmir'den başlayarak Akdeniz'e inecek ve Mersin'e kadar gidecektik. Sonraki seyahat durağımıza (eğer vakit kalırsa) oradan sonra karar verecektik. Biraz da yol bizi nereye götürürse mantığındaydık.
Haziran ayının 16'sında, sabahın ilk saatlerinde yola koyulduk. Gayet güzel geçiyordu ve istediğimiz yerde durup, istediğimiz yerde devam ederek birkaç gün boyunca seyahat etmiştik. Her gittiğimiz yerde denize girmeye ve bol bol gezmeye de çalışıyorduk. Eşim vücudunu sergilemeyi seven ve bundan çekinmeyen bir kadındı. Ben de asla baskıcı bir erkek olmadım. O zamanlar gerçekten böyle bir hissim yoktu ve karıma bakılması veya bakılmaması pek dikkatimi çekmiyordu. Bundan hoşnut durumda olup olmama gibi bir hissiyatım yoktu. Karım ne isterse giyebilir diye düşünen bir erkektim sadece.
Ancak her şeyi değiştiren şey, yolculuğa çıkışımızın 3. günü olan 19 Haziran'da meydana geldi. Karımla o gün bir şey yüzünden tartışmış ve sinirlerimizin de gergin olmasından dolayı daha önce etmediğimiz şekilde ciddi ve ağır bir kavga etmiştik. İkimiz de birbirimizle konuşmuyor, sadece yola bakıyorduk. Tam hatırlamasam da Muğla civarlarında bir yerde devam ederken bir otostopçu genç gördük. En fazla 19-20 yaşlarında olan bu genç muhtemelen üniversite öğrencisiydi ve yaz tatilini değerlendirmek için otostop çekerek geziyordu. İkimiz de otostop konusunda pek bilgili insanlar değildik, çünkü geldiğimiz ailelerin maddi durumları, yaşadığımız yerler gereğince bugüne kadar otostop çekmemiş veya otostopçu almamıştık.
O an o çocuğu almamı sağlayan etken neydi bilmiyorum, ama bir anda arabayı yavaşlatmaya başladım. Karım, uzun süren sessizliği bozarak, "Alma o çocuğu!" dedi; lakin onun dediğinin tersini yapacağım ya, "Alacağım!" diyerek arabayı durdurdum. Tabii daha o bir şey söyleyemeden çocuk hemen karavanın kapısını açarak içeriye geçti. Karım bana öyle ters ve hırçınca baktı ki (Demek sen benim dediğimi yapmazsın, görürsün o zaman!) der gibi bir ifade vardı yüzünde. Çocuk teşekkür ederek karavanın içindeki koltuğa oturdu.
Ben de ortamdaki gergin havayı ve sessizliği dağıtmak amacıyla çocuğa birkaç soru yönelttim. Adı Akın'mış, tahmin ettiğim gibi 19 yaşında ve üniversite öğrencisiymiş. Tüm sene boyunca biriktirdiği parayla birlikte o da bizim gibi gezgin olarak tatil yapmak istiyormuş. Ben o çocukla sohbet ederken, eşimin sinsi planlar yaparak beni yenmeye çalışacağını tahmin edemiyordum tabii. Aşağı yukarı çocuğu 40 kilometre kadar götürecek, sonra onu ayrılması için bir anayolun ayrımında bırakacaktım.
Birkaç kilometre gittikten sonra karım ayağa kalktı ve yanımdaki koltuktan, arkaya geçti. Üstünde, kalçalarının altına kadar gelen bir mini kot şort ile hafif dekolteli bir askılı bluz vardı. Göremiyordum ama karım ayağa kalkıp tüm endamını sergilediğinde, eminim bu 19 yaşındaki genç, karımı baştan aşağı süzmüştü. Karım, işveli bir sesle, "Bir şey içer misin Akıncığım?" dedi. Akın biraz tutukça bekledikten sonra, "Zahmet olmazsa soğuk bir şeyler alırım." dedi. Karım ona bir şeyler ikram ettikten sonra yanımdaki koltuğa oturmak yerine arkada, çocuğun oturduğu koltuğa oturdu. Ben de dikiz aynasından yola bakıyormuş gibi yaparak onları seyrediyordum.
Sohbet bir yerden sonra ben odaklı olmaktan çıktı ve karım ile Akın arasındaki bir diyaloğa döndü. Ben de bir şey demeden yolu takip ediyor ve ara ara da onları izliyordum. Karım bacak bacak üstüne atmış, saçıyla oynayıp ara ara da şuh gülüşler atıyordu. Amacını anlamıştım; beni kıskandırmak ve biraz da kızdırmak istiyordu. Onun oyununa gelmeyeceğim diye hiç sallamıyormuş gibi yapıyordum. Hatta güneşi bahane ederek güneş gözlüğümü takmıştım ki, onları izliyor olduğum belli olmasın diye; ama maalesef hayatımın hatalarından (veya önemli davranışların dan) birisini yapıyordum.
Ona müdahale etmeyip, tepkisiz kaldığımı gören karım biraz daha işi abartarak, konuşurken çocuğa dokunmaya başladı. Davranışları beni bile dimdik eden karım, bu 19 yaşındaki gencecik çocuğun eminim aklını almıştı. Zaten çocuk da oturuş pozisyonunu sürekli değiştirerek, erekte olmuş sikini saklamaya çalışıyordu. Ben ise halen olanları önemsemiyormuş gibi yaparak güneş gözlüğümün altından karımı ve çocuğu izliyordum. Karım o kadar şuh hareketler yapıyor, o kadar tutkulu ve istekli davranıyordu ki, beni bile dimdik etmişti. Karımın en iyi becerdiği şeylerden birisi de, istediği an istediği yerde bir hareketiyle erkeği tahrik edecek kadar becerikli olmasıydı. En yorgun olduğum ve seks istemediğim anlarda bile defalarca kez beni azdırıp benimle sevişmişliği vardı. Tabii benim yaşlarımda bir adam bile dayanamıyorken, 19 yaşında bir çocuğun buna dayanmasını beklemek mümkün değildi.
Bir ara artık ses gelmemeye ve konuşmalar kesilmeye başladı. Dikiz aynasından bir kere daha baktığımda ise karım ile Akın'ın öpüşmeye başladığını gördüm. Akın tamamen gözlerini kapatmış ve olan bitenden habersiz bir şekilde (belki de, Adam arabayı sürüyor, ben arkada karısını götürüyorum!) diye düşünerek öpüşüyordu; ancak karımın gözleri açıktı ve çocuğu öperken bir yandan da beni kesiyordu. O da aptal birisi değildi, elbette onları izlediğimi biliyordu, ama ses çıkartmadığım için onları görmediğimi (!) düşünerek elini çocuğun sikine attı pantolon üzerinden. Karmaşık duygular içerisindeydim; bir yanım çocuğu hemen arabadan atmak istiyordu, ama bir yanım da bu anın keyfi içinde olanların seyrinin doğal bir biçimde sonlanana kadar ne olacağını görmek istiyordu. Müdahale etmedim ve ben müdahale etmedikçe de karım biraz daha işi uçlara sürüklemeye başladı.
Yaklaşık 5 dakika sonra bir fermuar sesi duydum. Karım oturduğu yerden kalkmadan çocuğun önüne doğru eğilerek sakso çekmeye başlamıştı. Akın ise kasıntı ve tedirgin bir şekilde (Acaba fark eder mi?) endişesiyle birlikte mükemmel bir zevk alarak koltukta oturuyordu. Karım, dudaklarını iyice aralamış ve Akın'ın sikini yavaş yavaş, tadını çıkartırcasına emiyordu. Akın'ın dimdik, taze ve kalın siki, karımın dudaklarının arasında iyice ıslanmıştı. Karımın o güzel saksosundan sonra artık geriye kalan tek şey seks olmuştu.
Benden herhangi bir tepki gelmeyince karım yavaşça ayağa kalktı. Hemen üstünkörü, sanki bir bar tuvaletinde yaparmış gibi çabucak bitirmek istercesine şortunu ve külotunu aynı anda indirip, Akın'ın kucağına oturdu. Sırtı Akın'a dönük bir şekilde, Akın'ın sikini yavaşça am dudaklarına dayadı ve bir anda içine aldı. Karım zevkle zıplıyor ve sözde sesini duyurmamak ister gibi de dudaklarını sıkarak inlemesini azaltmaya (!) çalışıyordu. O an aniden direksiyonu sağ ve sola çevirerek şeritlerde zigzag çizmeye başladım ve karımın dengesini bozarak tamamen o çocuğun kucağında oturmasını sağladım. O da anlamış olacak ki, "Hayatım bir sorun mu var?" diye seslendi. Onları sözde göremeyeceğim bir yerde oldukları için bir yandan benimle konuşuyor, bir yandan da Akın'ın kucağında zıplamaya devam ediyordu. "Hayır canım, misafirimizle ilgileniyor musun? Çok trafik var ilgilenemiyorum pek!" dedim.
Karım gülerek, "İlgileniyorum canım, merak etme!" dedi. Birkaç dakika kadar sonra Akın ile eşimin fısıldaşarak konuştuklarını duydum. Fısıltıları duyuyordum, ama ne konuştuklarını anlayamıyordum; fakat karımın hareketlerinden, Akın'ın boşalmaya yakın olduğunu anladım. Herhalde üstünden kalkar ve başka bir yere boşaltır diye düşünmeme rağmen, karım yine aynı hızla hoplamaya başladı ve en sonunda Akın'ın, ne kadar zorlasa da tutamadığı, ufak bir iniltisini duydum. Karımın amına boşalmıştı. Çocuk ne kadar panik olduysa, karım üstünden kalkar kalkmaz hemen toparlandı ve ineceği yere daha 24 kilometre varken, "İzninizle ben burada ineyim." diyerek karavandan indi. Karım ve ben baş başa kalmıştık...
[Gökhan]
71 notes · View notes
1duygusalhikayem · 9 months
Text
Sen beni hiç tanımadın. Sadece tanıdığını sandın.
Bazı geceler seni düşünmekten nasıl mutluluk
duyduğumu bazı gecelerde ise seni düşünmenin
bana nasıl acı verdiğini hiç bilmedin. Sana nasıl
tutkuyla bağlı olduğumu, senden vazgeçmeyi hiç
istemedim. Sen hayatıma da dokundun. Bana
hayat da verdin, nefes aldığımı da hissettirdin.
Ama şimdi her şey bana bir o kadar uzak
imkansız geliyor. Hayatlarımıza bir daha
girmeyeceğimizi hatta belki sonsuza kadar seni
göremeyeceğimin farkındayım. Ben senin için
sıradan biriydim. Herkesle aynıydım. Bir zamanlar
sevdiğin ama çok kısa bir süre sonra senin için
sıradanlaşan biriydim.
Belki de en çok canimı yakan şey budur.
Sen benim için o kadar farklı, anlamli ve özelken
benim senin için herkesle aynı olmamdı. Sen beni
tanıdın ama aslında hiç tanımadın. Bakışlarımın
ardındaki korkuyu, merakı ve düşünceleri hiç
bilemedin. Hayatinda bu kadar olmadığım birinin
hayatında kalmaya daha fazla çabalayamazdım.
Kalbim artık buna dayanmıyordu.
Sensiz olmak istemiyorum lakin iliklerime kadar
da sensizliği tadıyorum. Işte bu yüzden bu
satırları beni tanıdığını sanıp aslında hiç
tanımamış olan sana adıyorum
202 notes · View notes
heeviidar · 2 years
Text
Sırtımı dönmedim ama içimde hâlâ bir şeyler sana kırgın. Affedemiyorum.Seninle aramızda olan bu uçurumu da aşamıyorum. Beni tükettin.
3 notes · View notes
vardir1sebebi · 1 month
Text
"Bazı zamanlar ağlamamak için her şeye gülmelisin.''
79 notes · View notes
dilaveerdem · 3 months
Text
Bizimle sohbet ederken dikkat etmeniz gereken konular. Rahatsız olduğumuz bazı konular ve merak ettiğiniz sorulara cevaplar. Okursanız daha iyi iletişim kurarız.
*Evliyiz. Kaç yıldır evli olduğumuz nasıl tanıştığımız kimseyi ilgilendirmez. Gerek olmayan kişisel bilgileri vermiyoruz. Zaman içinde samimi olduğumuz kişiler bunları zaten öğrenir.
*İsimlerimiz, yaşlarımız ve cinsel eğilimimiz blog girişinde yazılı.
*Selam yazıp ardından çıplak resim atan kişilerin hiç şansı yok.
*Blogumuzu takip etme zahmetinde bile bulunmayıp bizimle seksting yapmaya kalkanların hiç şansı yok. Takip yoksa sekste yok.
*Bizim birlikteliğimizi eleştirip kocan nasıl kabul ediyor, sen nasıl kadınsın niye izin veriyorsun gibi eleştirilerde bulunanları engelliyoruz.
*Fotograf atarız diye bizle sohbet edecekseniz hiç şansınız yok. Biz canımız isterse samimi olup güvendiğimiz kişi ya da kişilere atarız. Fotograf için gelmeyin. Avucunuzu yalarsınız.
*Vardiyalı çalışıyoruz. Bazen bir hafta denk gelmiyoruz. İkimizinde işi yoğun ve yorucu. Sürekli online olamıyoruz. Selam yazıp üç dakika sonra cevap vermiyoruz diye tribe girmeyin. Zaten müsait olunca tüm yazanlara cevap vermeye çalışıyoruz.
*Bir iki cümle yazıp Tumblr dan çıktığımız zamanlar oluyor. Sanki sizi memnun etmek için burda hesap açmışız gibi cümleler yazmayın. (Bazı mallar, bizimde müsait olmadığımız zamanlar olabileceğini anlamıyor.)
*Sürekli günün her saati Tumblr da değiliz. Elimiz cinsel organımızda dolaşmıyoruz. Her yazanla seksting yapacağız diye bir garanti yok.
*Sanal sohbeti ve sekstingi seviyoruz. Reel arayışımız elbette ki var. Ama öncelikle çok aşırı güven gerekir.
*Reelde yapmak istediğimiz şeyler; Öncelik tek bayan. Sonra eş değiştirme. Sonra bir çiftle aynı anda birliktelik. Son olarak tek erkek. Hepsi için zaman ve güven şart.
*Bizim evliliğimizin tabanı özgür seks üzerine kurulu. Dilersek reelde Dila istediği kişi ya da kişilerle, aynı şekilde Erdem dilediği kişi ya da kişilerle seks yapabilir. Bir birimize bu konuda kısıtlama getirmiyoruz.
*Kimseden maddi bir beklentimiz yok. Kimseden hediye istemiyoruz. Kimseye maddi bir karşılık vermeyiz.
*Sohbetlerin yüzde doksanını Dila yapıyor.
*Tumblr kullanmayı bilmeyen arkadaşlara hatırlatma. Tumblr da gönderileri sıraya koyabiliyorsunuz. Biz online değilken otomatik olarak paylaşım yapıyoruz. Paylaşım yapıyoruz diye aktif olduğumuzu düşünmeyin. Paylaşım yaptın burdasın neden yazmıyorsun diye mal mal cümleler yazmayın.
74 notes · View notes
noksanbiri · 6 months
Text
cumhuriyet.
bazı zamanlar aklım durur. cumhuriyetin kazanımlarını ve faziletlerini anlamayanlara şaşar kalırım. üstelik bu çoğunlukta hiç az değil. bomboş özgüvenden. yersiz yersiz çıkışlardan. körü körüne cahilliklerden bahsediyorum. bana göre cumhuriyet ne mi?
cumhuriyet bir anaydı. anadan öte babaydı. yüzyıllar boyunca canından ve malından başka sual edilmeyen. hiçbir zaman diliminde eğitilmeyen. köle gibi çalıştırılan anadolu insanına varlığıyla değer katandı o.
topluma hiçbir zaman katkı sunmayan, üretmeyen, inandığımız dini kendine göre ölçüp biçip yorumlayıp kendine adam devşiren dervişleri, bir sülük edasıyla garibanları emen eşkiyaları baştan aşağıya tepeleyendi o. Anadolu kadınını geldiği yerden. zorbalıklardan. törelerinden. obasından bir erkekten farkının olmadığı yerden. hayvandan aşağı gören it oğlu itleri yerin dibine sokandı o. eğitimsiz, hastalıklı ve bakımsız, hastalıktan kırılan Anadolu çocuklarını sporla, sanat ve sanayi ile üretimle tanıştırandı o. bugünde sevdiğim birinin dediği gibi. dini kalben, insanı kalben sevmeye öğretendi o.
uzun lafımın kısası. 'bana göre'
Cumhuriyet bir mucizedir. bu mucizeyi atalarım başarmıştır. zorluklarla. acılarla. şehitlerle. ve onların bu zorlukla başardığını korumak ise benim en büyük vazifemdir.
yaşasın Cumhuriyet.
yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.
ilelebet. son kuvâyi milliyetçiye dek, toroslarda tüten son yörük çadırına dek. nice yüzyıllara.
113 notes · View notes
layezalll · 8 months
Text
İyi ya da kötü yok
Hatta suçlu ve suçsuz birilerini de aramıyorum,
Sadece bazı zamanlar, bazı noktalar var.
Atılması gereken adımlar, yanında olunması gereken anlar, söylenmesi beklenen kelimeler var.
Bir de bunların hiçbirini yapmayan, sonrada karşılık bekleyen insanlar var.
175 notes · View notes