Şöyle bir düşünce var kafamda. Bu kadar hedef cart curt koyuyoruz da tam olarak ne istiyoruz? Mutluluk benim için nedir? Ulaşılacak bir şey olmaması lazım mutluluğum, sürekli bir şey olması lazım.
Mesela benim için mutluluk sürekli iyi ilişkiler sahibi olmak ve iyi insanlarla birlikte olmak, bir şeyler paylaşmak, bir yandan da güzel şeyler üretmek, bunları üretirken de geçimimi sağlamak. Tabi bunlar biraz genel. Biraz örnek vermeye çalışayım.
Mutlu Bir Gün
Mesela mutlu bir günüm nasıl geçebilir? Sabah erken kalkarım, şöyle daha kimse kalkmamışken. Bir çay koyarım, doğayla iç içe bir şeyler yaparım. Ne bileyim belki deniz manzarasına karşı çay içer kitap okurum veya belki sessiz bir yürüyüş yaparım. Ondan sonra huzurlu bir ortamda bilgisayarımın karşısında çalışırım.
Ne iş yaparım bilmiyorum ama şu tarz işler olabilir. Kurduğum birkaç işle ilgilenirim. Veya kimbilir belki yazar olmuşumdur yazarım, ilgi alanlarımda bir şeyler kısacası. Gün böyle geçer herhalde ama çalışma günüm erken biter, maksimum 4-5. Sonrasında çıkarım evden deniz kenarı sevdiğim bir yere giderim, denize karşı bir bira içerim. Sonrasında belki arkadaşlarla güzel bir akşam yemeği, sonra yine arkadaşlarla güzel bir Catan döneriz belki, kırmızı şarap eşliğinde. Sonrasında eve dönüş ve uyku.
Bu rutin beni pek baymaz bence ama illa ki rutinlerin dışına da çıkmak gerekir. Gönül ister ki bu rutin şöyle şeylerle bozulsun. Üç dört günlük bir Ankara seyahati veya bir haftalık yurtdışı veya yurtiçi bir seyahat. Yakın bazı arkadaşlarımızın gelip bende kalması bir süre. Yeni bir proje için bir yerlere gitmek, iş için olur başka bir şey olur. Konser olur, bir konuda konferans olur, çeşitli etkinlikler için seyahat etmek. Bu tarz şeyler işte.
Bu çok zor bir hayat mı, çok zor değil bence, biraz zor, ama çok zor değil. Bu hayata ulaşmak için çalışmak lazım. Peki ilk konumuza geri dönersek, şöyle demiştik, mutluluk sürekli bir şey olmalı, sadece ulaşılabilecek bir nokta değil. Böyle bir hayata ulaşmak için çabalamak da insanı mutlu eder mi? Bence eder.
Tabi böyle sürekli mutluluk nedir, ben mutlu muyum diyen insan pek mutlu mudur sorgulamak lazım. Bunların aklımıza gelmediği günlerde görüşmek dileğiyle.
Ben, hak ettiğim yaşam için aşktan, uykudan, güzellikten, arkadaşlarımdan, eğlenceden en önemlisi gençliğimden vazgeçtim. Bir insanı bazı şeyleri yapmaktan alıkoyan, onu değer verdiği şeylere bağlayan zincirlerdir.
Her şeyini kaybetmiş bir insanı zincirle bir yere bağlayamazsınız.
Bundan sonra hedefime giden yolda önüme çıkan engelleri yolun dışına atmaktan hiç çekince duymayacağım.
İnsanlar, hayatınızın sadece bir döneminde varlar, siz ise hayatınızın başından sonuna kadar. Bu yüzden herkesten, her şeyden önce kendinize önem verin ve engelleri yolun dışına atmaktan çekinmeyin.
evet, 14 mart'ı geride bıraktım. sınav için kalan günlerim azalıyor. eğer sahip olduğum bu zamanı boş geçirsem zamanın ne de hızlı geçeceğini biliyorum. o yüzden bu zamanın farkında olarak ,sorumluluklarımı yerine getirerek, en verimli şekilde değerlendirmek istiyorum. yaptıklarımı kaydederek amacımı sürekli hatırlayacağımı ve süreçten kopmayacağımı düşünüyorum.
• bugün sahurdan sonra bir gün öncesinde çözdüğüm branş denemelerimdeki yapamadığım soruların çözümlerine baktım. sonra uyudum uyandım ve kurstaki tyt denemesini çözmeye gittim saat 1'de deneme bitisinden iftara kadar olan süremi heba ettim. iftardan sonra ise bitkiye başladım, bitkisel organlara kadar geldim. yarın iste bitkinin kalan kısımlarını ders kitabından okumayı ve not çıkarmayı planlıyorum. bir de limit çözmem gerek. pes etmek yok.
"Hiçbir zaman o harika kızlar gibi ,olamamıştı, küçük kız her zaman onlara ,bakıp kendinden imrenirdi, nefret ederdi o incecik fizikleri, güzellikleri, ortamında sevilmesi ,başarılı olması, her zaman kendinde olmayanı isterdi küçük kız ama hedefleri onun için baya zordu" ...
Evet yeni bir seçimin eşiğindeyiz, genç seçmen sayısı oldukça fazla ve seçimin akıbetini belkide genç seçmenler belirleyecek.
Bugün bir çok alanda gençlerimiz hakkında yaşadığımız sıkıntıların doğru seçimi yapmalarından kaygı duymamızın bir sebebi de, çilelere tâlip olmaktan son derece kaçınan, hiçbir bedel ödemeden hedeflerine, isteklerine ulaşmak isteyen gençlerdir.
Oysa bedelsiz, külfetsiz ve cefasız bir zaman ve zeminde hedef sahibi insanların yetişmesi de istediği hedefe ulaşması da bir o kadar zordur, bir hayalden ibarettir. Bugün başarıyı yakalamış hangi kişiye hangi ülkeye baksanız türlü sıkıntılar ve zorluklara katlanarak bunu başarabilmiştir.
Davası için ölümü göze alamayan ve inandığı değerler için şehadete koşar adımlarla gidemeyen gençlerimiz, tamda Batı'nın, Küfrün olmasını istediği dünyacı gençler, dünyacı Müslümanlar olarak yetişiyor. Para ile genel anlamda dünya ile gençlerimizi her türlü dini ve milli değerinden, kutsalından, mukaddesatından, asıl hedefinden uzaklaştıracak adımları, seçimleri kolaylıkla attırıyorlar.
Küfrün, Batı'nın her yönüyle kuşatma altına alarak dönüştürmek istediği günümüz gençliği bedel ödemeye hazır bir heyecanla geleceğe yürümelidir. Evet ülke olarak sıkıntılarımız, problemlerimiz var ama bizler bedel ödemeye, sıkıntı çekmeye, çile çekmeye tâlip olmalıyız ki istediğimiz nimetlere ulaşabilelim. O'nun (c.c) mülkünde sadece O'nun (c.c) istediklerinin geçerli olabilmesi uğruna bir hayat yaşamayı hedef edinmeliyiz ki istediğimiz başarıya istediğimiz hedeflere, istediğimiz rahatlığa ancak ulaşabilelim.
Aksi halde ne kendimiz ne vatanımız ne de mukaddesatımız adına iyi şeyler düşleyebilmemiz mümkün değildir...
kendimi bu aralar iyi olmaya zorluyorum aslında uzun zamandır böyleydi dik durmak zorundaydım çünkü düşersem kalkacak gücüm yoktu. ama düştüm şaşırdık mı hayır. düşündüğümden çabuk bir iyileşme var en azından her gün ağlamayı bıraktım. Hala tam gücümde değilim kendimi iyileştirmeye vakit ayırsam hayatımın diğer alanına geç kalacak gibi hissediyorum. yakında 2024'e gireceğiz nedense diğer yıllara hissettiğim gibi nötr değilim tam benim yılım olacak gibi geliyor. çift rakamları çok sevmem bilmiyorum biraz gözleri yükseklerde gibi durmuyorlar mı tek sayılar daha alçakgönüllü. ama artık anlıyorum ki alçağa bakınca bize ödül veren aferin diyen yok biraz da biz yükseğe bakalım büyük hayaller kuralım. Bir de böyle deneyelim.
"Kendini bilen insan kendisini neyin mutlu neyin mutsuz edeceğini de bilir çünkü. Denemek lazım, hobiler edinip kendini daha iyi tanımak lazım. Kendini bilen insan nasıl yaşaması gerektiğini bilir, daha mutlu yaşar."