Gideceğimiz yollar bitmez bu hayatta,sadece yolun sonunda varıp olmasını istediğimiz şeyler değişir…
Gözümüzü kapattığımız zaman ki karanlık ve açtıktan sonra gelen aydınlıkta katettiğimiz yol yine aynıdır…
Yolu ya başarı ile tamamlarız yada önümüze engeller çıkar atlatamayız…En kötüsü de budur aslında ki biz bunu bilemeyiz hiçbir zaman ve sadece olasılık olarak düşünebiliriz…
Kısacası eğer içimizde çok güçlü bir “ben” var ise gittiğimiz yollar hep istediğimiz şeylere çıkar…
Birini sürekli olarak kaybetmenin insanı korkaklaştırdığını fark ettim. Birikerini kaybetmemek için kişiliğinden ödün veren insanları anlayabiliyorum artık. Sevdiğiniz birini kaybetmek kötü bir deneyimdi.
Dudakları burnuma ve alnıma da bir öpücük bıraktı. "Arya" diye fısıldadı ismimi. "Ben içimdeki senle baş edemiyorum. Çok kelimesi yeterli gelmiyor bana. Sadece senden ve seni sevmekten ibaretim sanki."
Bazı şeyler yakar, kavurur, üşütür. Bu tek taraflı bir acı değildir. O ateş sıradan bir ateş değildir. Özüne yani hakikatine ulaşmak için hiçbir şey kolay değildir. Yaşamak gerekir, o acıların içinden geçmek gerekir.
Yol, başladığı gibi bitmeyi de bilen ama bitmeyen, daralıp genişleyen, yapan, onaran, yeniden var eden yegâne şey. İnsandan başlayıp insanla bitmenin başka adı. Doğaya, şiire, geçmişe ve geleceğe uzanan bir el. "Yollar yormasın seni" derler ya hani, yol yormaz insanı, durmak, oturmak, gidememek yorar.
İlk aşkımdan bu yana ilk defa birine aşık olduğumu hissettim. Nasıl bir şey olduğunu da unutmuşum. Bir insanın hiçbir kusurunu bulamamak, mükemmelliği görmek ve yaşamak istemek ama asla yaşayamamak. Evet . Acı tatlı dedim gülerim ağlarım.
Bir ay olmadı daha sadece ağlıyorum.
Yanındayken bile ağlamak geliyor içimden . Boğazım düğümleniyor. Göğsümün sıkıştığını hissediyorum günlerdir. Sürekli burnumda sızı var. Bi anda geliyor bazen yutuyorum ve akmasına izin vermiyorum o yaşların. Sanki hiç ulaşamayacağım, hiçbir zaman beni yeteri kadar sevmeyecek hatta hiçbir şeyi kendinden daha fazla sevemeyecek gibi hissediyorum. Ya da etrafındaki değerli gördüğü insanlardan biri olamayacakmışım gibi hiçbir zaman . Bu düşüncelerin aslında düşünce değil bunlar garip tarifi imkansız hisler ve bana hissettirdiklerini tarif edemiyorum
Yanında uzanırken bile sanki kilometrelerce uzağındaymışım gibi hissettirdi bana. Dokunurken bile arada cam varmış gibiydi. Hem ordaydım hem de değildim. Hayal meyal hatırlıyorum büyülenmiş gibiydim. Ya da aşktan sarhoş olmuş dedikleri şey gibiydi. O anda olduğumu kabullenemedim ve kendime kızdım hissettiklerimden dolayı. Kendimi küçümsemek en büyük hatam galiba.