Watty platformuna bir kitap yazıyorum. Uzun zamandır bu kitabın bölümlerini hazırlıyorum. Çok sevdiğim bir yazarın yeni bir kurgusunu gördüm, okumaya başladım benim kitabındaki kurgunun olay örgüsü ver yerler zaman farklı ama olay örgüsü resmen aynı. Benim hayattaki şansımda bu... neyse linç eğilirim korkusuyla kuruşunu baştan tasarlayan ilk insan benimdir yüksek ihtimalle.
EVET AI'DEN YARARLANARAK VAMPİRLİ HİKAYE YAZIYORUM EĞER BEĞENİRSENİZ WATTPADDE YAYINLIYCAM. KÜÇÜK BİR KESİT:
Loş ışıklı tiyatroda Selin kendini kaderinin kavşağında buldu. Yeni edindiği vampir doğasının ağırlığı, boyun eğmez bir yük gibi üzerine çöküyordu. Öfke, hüsran ve kaybettiği insanlığına duyduğu derin özlem damarlarında dolaşarak içinde yanan arzuyla iç içe geçti. Ve orada, gölgelerin arasında, onu dönüştüren esrarengiz figür duruyordu, ilişkileri karmaşıklıklar ve anlatılmamış hikâyelerden oluşan bir labirentti.
Karanlık ve gizemli gözleri, önünde uzanan çalkantılı yolculuğu yansıtan binlerce sır barındırıyordu. O da ölümsüzlüğün zincirleriyle bağlıydı, bu zamansız varoluşta bir yol arkadaşıydı. Selin'in gözyaşları yanaklarından sessizce süzülürken, bir piyanistinki kadar zarif, parmakları uzun ve sofistike elleriyle uzandı. Nazik bir dokunuşla gözyaşlarını sildi, dokunuşu mehtaplı bir gecede kadife bir esintinin dokunuşu gibi hem rahatlatıcı hem de rahatsız ediciydi.
"Sevgimi haketmiyorsun!" Dedim gözlerim dolu dolu.
"Hak ediyorum," dedi kararlılıkla gözlerimin içine bakarken. "Hem de sonunda kadar hak ediyorum..."
Acıyla gülümsedim.
Ona doğru bir adım atarken aramızda ki mesafeyi an aza indirgedim. Gözümden bir damla yaş akarken hala gülümsüyordum.
Bu kez acıyla,
Bu kez ayrılık acısıyla gülümsüyordum ona.
"Haklısın," dedim. "Sevgimi gerçekten sonuna kadar hak ettin, o kadar hak ettin ki sonumuz geldi..."
Tepkisiz gözlerle gözlerimin içine bakıyor, fiziksel hiçbir tepki vermiyordu. Oysa ki o gözlerde ne yaşam bulmuştum. O gözler için neler yapacağımı tahmin bile edemiyorken... sonumuzu getirmişim haberim yokmuş.
"Bak!" Diye bağırdım bu sefer. "Bana bak! Seni iyileştireceğim diye benliğimi kaybettim ben!"
"Bu mu sonuna kadar hak ettiğin sevgim! Bu mu senin hakkın?"
Öylece oturmuş, batan güneşin yavaşça kaybolmasını izliyorduk. İkimiz de yorgunduk, ikimizde solgun. İkimizi de meşguliyetleri, sorunları, dertleri vardı. Ve biz sadece oturmuş bütün gün bizi aydınlatan ışığın başkalarını aydınlatmak uğruna gidişini izliyorduk. İkimiz de birbirimize bir şey anlatmıyorduk ama ikimizde birbirimizi çok iyi anlıyorduk. Sahi, kaç kişinin hayatına anlatmasa bile anlayan biri çıkardı ki? İnsan kaç kişiyle saatlerce susarak oturmaktan bir saniye bile rahatsız olmadan, içinde bir "keşke bu an hiç bitmese" endişesiyle oturabilirdi? En önemlisi, kaç kişi sahip olduğu bu insanı hak ederdi bilemiyorum. Ama umarım ben onun kıymetini bilebilirdim.
Nefret ettiğim insan tipi; kendinde olan hatayı bir türlü kabul etmeyip, başka bir insanın hatalarını görünce de büyütüp çok biliyormuş havalarına girmesi, pes dedirtiyor.
• Bu konseptin gelecek teması ne olsun sizce? Hangi türlerden/konulardan sufleler istersiniz? • En çok hangi diyaloğu/repliği beğendiniz? — • Daha fazlası için takip edin. • Kaydedin, belki işinize yarar. • Arkadaşlarınızla paylaşmayı da unutmayın. ✌🏼 . . . . . #wattpad #wattpadturkey #yazar #yazarlıkatölyesi #wattpadtürkiye #kitaplar #replikler #yazarlık #yazarlar #dialogue #hikaye #kitap #kitapönerisi #jzstuffwriter #yazarlıkipuçları https://www.instagram.com/p/CnFSZuZKTIB/?igshid=NGJjMDIxMWI=
Ancak, kayıtsız yüzler denizinin ortasında, yüzeyin ötesini gören biri vardı - Ata adında beklenmedik bir sırdaş. Sevimli ve alçakgönüllü bir inek olan Ata, Selin'i kenardan sessizce izlemiş, kalbi konuşmaya cesaret edemediği bir aşkla şişmişti. Gerçek nezaketi ve entelektüel hüneri onu kendisine çekti, sohbetleri, ruhunu boğan yalnızlıktan bir mola oldu.
Selin ve Ata, her geçen gün popülerliğin ve toplumsal beklentilerin sınırlarını aşan benzersiz bir bağ kurdular. Toplumun sıklıkla talep ettiği maskeler olmadan gerçek benliklerini açığa çıkararak hayallerinin ve tutkularının derinliklerine daldılar. Felsefe sevgisi ve piyano tuşlarında dans eden hünerli elleriyle Selin, zayıf noktalarını ve popüler, sarı saçlı Selim'e olan gizli aşkını paylaştı.