Tahmini ne zaman hayatın güzelliklerini yaşamaya başlarız? Zira vaktimiz azalıyor. Yoksa geri kalanında da yaşanacak güzelliklerden sadece haberdar olarak mı geçireceğiz?
İyi hissetmiyorum ama kötü değilim. Sadece iyi hissetmeyi ve mutlu olmayı tekrar öğrenmesi gereken duygusal hafızasını yitirmiş biri gibiyim. Yani bir şeyler oluyor ve ben de tamam şimdi şöyle yapman gerekiyor direktifleri ile ilerliyorum. Hayatımı yaşıyor değil de üçüncü bir gözden seyrediyor gibiyim. Ne edebiyat kastım he aman herkes gibi coğrafya kader işte aşko yahu
Yazıklar olsun 1.5 milyar İslam alemine seyrediyor çocuk katili israili batılı siyaset çiler de kahrolsun isaili destekleyen lere lanet olsun çocuk katilleri
İntiharından önceki gün, "Artık sabahı da kaplıyor acı." diye kısa bir not düşen Pavese, 27 Mayıs'ta günlüğüne şunları yazar;
Güçsüzlüğüm ve hiçbir şeye bağlanmayışım yüzünden bir girdabın içine girdim; güçsüzlüğümü seyrediyor, onu iliklerimde hissediyorum, beni ezen bu sorumlulugu yuklenemiyorum. Bunun tek çözümü var: İntihar.
Bir şey sona ermek üzere. Oturmuş sigaranı tüttürürken içini kemiren, seni tedirgin eden bir şey olduğunu seziyorsun.
Gündelik hayatın dertleri mi seni korkutan? Hayır. Seni korkutan içindeki boşluk. Ben hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını çıkarabilen rahat bir insan olamadım. Şu dünyada henüz değerini kaybetmeyen çok az şeye karşı anlayışsız, duyarsız ve duygusuz olan insanların bulunması beni neredeyse çıldırtacaktı. Bundan böyle kendi içimde bir çıkış noktası aramanın boşuna olacağı duygusuydu bu karmaşık duruma ilk tepkim.
Birtakım şeylerden düzenli ve inançlı olarak vazgeçen insan, hayatını işte bu vazgeçtiği şeyler üstüne kurar. Gözü yalnız bunları görür. Yaşadığım farkındalık şuydu: İntiharı düşünen bir insan için en kötü şey kendisini öldürmesi değil, bunu düşünüp yapmamasıdır. İntihar düşüncesi bir alışkanlık haline gelince ortaya çıkan manevi çöküntü kadar aşağılık bir şey yoktur. Sorumluluk, vicdan, irade gelişigüzel yüzüp durur bu ölü denizde, sulara gömülse bile rastgele bir akıntıyla yeniden ortaya çıkar. Acının düzenli vuruşları başladı işte yine. Her akşam hava kararırken yüreğim gece oluncaya kadar sıkılıyor. Acının çirkinleştirdiğini, alıklaştırdığını, ezdiğini fark ediyorum. Bir zamanlar dünyayı duymamı, yoklamamı, ona yaklaşmamı sağlayan her duyum sanki kökünden kesilip kangrenleşmiş gibi.
Ve son olarak: "Bir insanı küçük düşürmenin en korkunç yolu, onun acı çektiğine inanmamaktır".
Kefeteler şeytan olup insan eziyor it soyu yahudi ermeni geçmişi unutup bir gemi ile yahiduler Filistine geliyor naziler bizim soyumuzu yok edecek bize yardım edin diyor o gün kucak açan Filistin nazilerin kovdugu yahudulere kucak açan masum bebeklere kıyan kucak açtığımız yahudi şerefsizler iyilik bilmeyen nankörler bu gün canımızı fena yakıyor çoluk çocuk demeden katletiyor birde amarikan denen orosbu çocuğu firansa İngiltere daha sayamadığım ne kadar terörist varsa bir avuç Filistine coktuler dünyada 2 milyar Müslüman var seyrediyor israilin katliamini bu kadarmi aciz muhammad mustafanin ümmeti Allahin Kutsal kulu şimdi içimden geleni söylüyorum tüküreyim sizin muslumanliginiza yazıklar olsun size amarikanin kölesi olmuş suidi Arabistan muslumanim deyip Kutsal toprakları satan şerefsizler sizi köle eden ermenilere boyun egmeye devam edin bu gün Filistine yapılan yarın suphesizki size yapılacak vahşete kör olduğunuz bu gün yarın vahşet kalbinizde göreceksiniz Allah belanızı versin hain muslumanim diye gecinenler canım yandigi kadar isyanım ondan daha büyük vahşet aksiyon filmi gibi seyreden mahlukatlar göreceğiz sizin çakala yem olduğunuz günü işte o gün bize gelecek ve zevkle seyredecegiz leş olduğunuz günü doktugunuz kanda bogulacaksiniz ebabil kuşları gün gelecek ağızlarında Bi taş tanesi ile sizi helak edecek Allaha inancı olan asla kaybetmez verdiğimiz şehitler üstünüze kabus olacak yahudi soyunu kurutacak 😡😡😡
Herkes dünyayı kendi penceresinden seyrediyor. Kimine karanlık, kimine aydınlık açılıyor camlı çerçeveler. Bazen sevinç , bazen de odalara sığamayan hüzünleri taşıyor kanatlarında...
Ben dünyaya küstüm. Yemek yemeyi, su içmeyi ve hatta nefes almayı bıraktım. Öyle ki, sevdiğim şeyleri yapmayı bile bıraktım. Sevdiğim insanlarla konuşmayı, sevdiğim müzikleri dinlemeyi... Dışarıya daha az çıkar oldum. İnsanlarla daha az konuşmaya başladım. Odamdaki perdeleri hiç açmıyor, tüm gün yatağımda uzanıyorum. Uzandığım yerden tavanı seyrediyor, ölmeyi bekliyorum.