Felsefi düşünce açısından karanlık çağ olarak bilinen Orta Çağ döneminde aslında birçok araştırma, inceleme yapılmıştır. Bu araştırmaların genel sebebi ise dünyanın nasıl ve ne kadar kusursuz olduğunu kanıtlamak olmuştur. Üstelik bu çalışmalarda elde edilecek sonuçların, genel bir kuralı olmalıydı. Aristoteles'in düşünceleriyle çelişmemesi.
Bu temel, Aristoteles'in yaklaşımını benimseyen dini otoritelerin, kendini daha güçlü konumlandırması ve tüm alanlarda söz sahibi olmasını sağlıyordu. Kısacası, inanç ve düşünceyi uzlaştırmak hedefleriydi. Çünkü akıl yoluyla yöneltilen eleştiriler, saldırılar ancak akıl yoluyla bertaraf edilebilirdi, kilise bunun farkındaydı. Aristoteles'de akıl yolunu temsil ediyordu.
Özellikle Yüksek Orta Çağ diye tanımlanan 11. yüzyıldan Rönesans'a kadar olan süreyi dışarıda tutarsak, felsefenin amacı dini öğretileri temellendirmek ve dinin kendisini açıklamasını sağlamaktı diyebiliriz. Skolastik Felsefe olarak da bilinen Orta Çağ felsefesinde, felsefeyi yapanlar manastır ve katedrallerde yetişmiş din adamları olduğu için felsefeye biçilmiş bu amacı çok yadırgayamayız. Düşünün ki, bilimsel ve mantıklı tedaviler yerine dini amaçlı tedavilerin, din adamlarının dualarının tedavi olarak kullanıldığı bir dönemden bahsediyoruz...
Akdamar Island fascinates with its view in every season 🤍
Akdamar Island, which is one of the most visited places in Van and has a different beauty every season of the year, attracts attention with its historical and natural beauties.
balatın her köşesine aşığım ama demir kilisenin yeri ayrı, bir gün fırsatınız olursa dünyada eşi benzeri kalmamış tek demir kilise olan bu kiliseye uğrayıp kaliteli zaman geçirmenizi tavsiye ederim. Benim için tek bir kez gidilecek bir yer değil, dini bir anlam yüklemeden kendimi huzurlu hissettiğim bir yer, arada kendime gelmek için tramvaya atlayıp on dakikada burada olmayı seviyorum. her bir detayını resmetmeyi de epey keyifli buluyorum, bir anlığına da olsa dünyadan uzakta belki eski bir zamanda hissetmeyi seviyorum.
not: arada gittiğim yerleri paylaşmayı seviyorum. kendimi bir rehber gibi hissettim ama yakınında olupta bu güzel yere hiç gitmemiş olan insanlar olduğunu biliyorum bir zamanlar ki ben gibi.
Victor Hugo yaşamı, yazdıkları, düşünceleri ve duruşunu örnek aldığım bir insan ve yazardır.
Öğrendiğim çoğu konuda kendisine hakkını teslim etmem lazım.
Okul, öğretmen, kilise ve papaz konusunda söylediği tespitler insanlığın her çağında gerçekliğini koruyor.
Diyor ki;
✓ Her kasabada ışık saçan bir öğretmen, her kilisede bu ışığı söndürmeye çalışan bir papaz vardır.
Bu durumun aynısının ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşama veda ettiği günden beri yaşandığını tarihi akışı ile anlattığım da sizde bana hak vereceksiniz.
Tarih bundan sonra da çok şey yazacak ve söyleyecek. Tarihin kalemi olmak sorumluluk ister.
✓ Köy enstitülerinin her okulunda öğretmenler ve yetiştirdiği öğrenciler ışık saçmaya başlayınca ülkemiz üzerinde planları olan iç ve dış mihraklar harekete geçtiler. Neler yaptıklarını başka yazılarımda detaylı anlattım.
✓ Işık saçan okullar kapatılarak yerine insan beynini ortadoğu din masalları ile çölleştiren imam hatip okulları açtılar hala öğrenci bulmakta zorlanan bu tür okulları açmaya nesilleri heba etmeye devam ediyorlar. İmam hatip okullarını siyasetin arka bahçesi olarak gören zihniyetleri hatırlayın.
✓ Yetmedi, okulun ve öğretmenin olduğu her yere rakip olarak cami ve imam yerleştirdiler. Her yaşta insanın ışığını sömürenin yolu bu şekilde açılmış oldu. Namaz zulme karşı çıkmak demektir. Günde beş vakit zulme karşı çıkmak yerine, sömürgeye şükür namazları kılındı/kılınmaya devam ediyor. Camiler siyasetin şubesi diyanetin bankası oldu. İmamlar siyasetin ve para toplamanın temsilcisi oldular. İmam hatip okullarında yetişen insanların çocuklarının kuran kursu adı altında aynı ordunun neferi yapma çabaları diyanet+cemaat+tarikat ortaklığı ile sürüyor.
✓ Yetmedi, sömürgeci küresel sermayenin uşağı sınıfların çıkarına tüm toplumun cahil bırakılarak cennet ödülü, cehennem tehdidi ile hallerine şükretmelerini sağlayarak sömürge düzenine karşı helal gelmemesi adına cemaat ve tarikatlar sahaya sürüldü. Devleti ele geçirmek kavgasına tutuştu cemaat ve tarikatlar. Toplumun bu rezilliği destekleyen yapısı hadlerini aşamalarının yolunu açtı.