Tumgik
#hayalci
geceteroru · 2 years
Text
Hayalim gerçekleşti gibi görünüyor ama ya hayalim yanlıştı ya da hayalini kurduğum kişi.
9 notes · View notes
azad30altug · 5 months
Text
Olduğum şeyle olmadığım şey arasında,hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.
Fernando Pessoa
Tumblr media
Hayalci,ay ışığında yolunu bulan insandır.Cezasıda şafağı başka herkesten önce görmesidir.
Oscar Wilde
17 notes · View notes
biryerolsa · 8 months
Text
Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim. Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik’i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin, bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçekdışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka dek uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları.
19 notes · View notes
meralmeri · 2 years
Photo
Tumblr media
Hem içeriden hem de dışarıdan görünen bu itaat kör hayalci bir egoya benzer. Bu özgürlük değil şahsi bir dayatmadır hizmetkar için.
Meral Meri
40 notes · View notes
anttemeridiem · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"Ve böylece, hayatları hakkında fikir sahibi olmaya başladık; onlarla olmadığımız zamanların hatırasına sahip olduk. Bir kız olmanın tutsaklığını hissettik, zihni nasıl aktif ve hayalci yaptığını. Ve okudukça hangi renklerin birbirine iyi gittiğini de öğrendik. Anladık ki o kızlar aslında ruhen kadındılar; onlar sevgiyi anlıyordu ve hatta ölümü de ve bizim rolümüz sadece onları cezbediyor gibi görünen havayı yaratmaktı. Anladık ki hakkımızda her şeyi biliyorlardı. Ve aslında onları hiç anlayamadığımızı da." #movies
8 notes · View notes
bedrierdem · 1 year
Text
Hayal et cennette olduğunu,
Denersen bu kolay
Altımızda cehennem yok
Üstümüzde sadece gökyüzü.
Hayal et bütün insanların bugün için yaşadığını
Hayal et ülkeler olmasa
Bunu yapmak zor değil
Uğruna ölücek ve ya öldürülücek bir şey yok
Hayal et bütün insanların
Barış içinde yaşadığını
Bana bir hayalci diyebilirsin
Ama ben tek değilim
Umarım bir gün sende bize katılırsın
Ve dünya tek vucüt yaşar.
Hayal et mal mülk olmasa
Bunu yapabilir misin merak ediyorum
Açlığa ve aç gözlüleğe gerek yok
İnsanların kardeşliği
Hayal et bütün insanların
Dünyayı paylaştığını.
Bana bir hayalci diyebilirsin
Ama ben tek değilim
Umarım bir gün sende bize katılırsın
Ve dünya tek vucüt yaşar..
Hayal Et // John LENNON
Tumblr media
19 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
HAYAL KURMAKTAN VAZGEÇME hayal kurmak çocuklar için rutin gençler için ikame, yetişkinler için zoraki düşünme biçimidir. bu düşünme biçimi günü gelene kadar çocukları bir masal dünyasına, gençleri zor olana tutkunluğa, yetişkinleri ise kolay olanı yapmanın rehavetine demirler. gerçekliği sınırlandırılmış dil ve düşüncenin devingen sınırsızlığının yarattığı uygun eylemde bulunabilme olanaksızlığından zihni kurtarmak bu bakımından insanın kendini bilmesinin ön koşuludur. hayal kurmakla hayalci olmak birbirinden dağlar kadar farklı şeylerdir. haliyle bunların sadece vazgeçme eşikleri değil mayalandıkları beşiklerinden gerçekliğe tosladıklarında oluşan morartı şişliklerine değin her bir şeyleri farklıdır. vazgeçmek kendini ya pes etmeye ya da sktir etmeye yaslayan çabalamayış ve/veya çabalayamayış halinin hissedişteki döşeğidir. vazgeçen bunu ya önemsemediğinden ya da vazgeçildiğinden kaynaklı yapar. nasıl ki gözlerine baktığınız biri sizi görmedikçe görüşmüş olmuyorsunuz aynı şekilde vazgeçtiğiniz şeyi kendinize ait kılamamışsanız ondan da vazgeçmiş sayılamazsınız. hayal kurmaktan top yekun bir vazgeçme teknik olarak mümkün değil iken hayalci biri olmaktan vazgeçme mümkündür. bunun eşiği hayalin gerçeğe çarpıp ufalanmasıdır. eşyaların uçtuğunu ejderhaların olduğunu anne babasının en güçlü insanlar olduğunu sanan bir çocuğun hayal dünyası dünyaya uyum adına gerçeğe sürte sürte törpülenerek bir havuç gibi ömür salatasının içine rendeleniyorsa orada önemli olan salatanın tadıdır. tek başına havuç maydanoz ya da domatesin değil. hayal ve tasavvur etmek de birbirinden farklıdır. çünkü bu iki kavramın gerçeklikle aralarında olan mesafe hem nitelik hem nicelik olarak farklıdır. biri tasvirdir kök olarak diğeri ise hülya. hayal kurmaktan vazgeçme eşiği şayet tasviri dahi mümkün olmayacak olan hayallerden vazgeçme eşiği ise orada bu ne derece yüksekse kişinin kendi gerçekliği karşısında duyduğu ızdırap ve kaçma isteği hiç şüphe yok ki o derece yüksektir. Hayal kurmaktan vazgeçme eşiği: kişi ile yaşama sevinci arasındaki köprülerin yavaştan atılmaya başlandığını gösteren eşiktir.. karşıt düşünce: hayal kurmaktan vazgeçmeyeceksin. hayaller ve o hayallerin gerçekleşme umududur insanları ayakta tutan. tutunmaktan vazgeçmeyeceksin. o hayaller kimi zaman gerçekleşmesi imkansız idealler, kimi zamanda içi boş hülyalar olacak ancak akıl sağlığın yerinde olduğu müddetçe onların peşinden koşmaktan caymayacaksın. çünkü o hayallerdir seni ayakta tutacak olan, bir cesetle arandaki farkı sağlayan... bende ki vazgeçme değil daha çok unutma, yok olma evresinde sanırım. elimden geleni yapıyorum... bir sözü hatırladım: ''Barışa açılan kapalı kapı yoktur sadece yanlış anahtar vardır'' kurulacak çok hayal var aslında seni bekledim, ajanda çok kabardı hatırlamak adına kestiğim kupürler ve notlardan. madem ki kaderimde uzaksın içimde kaybolmadan ve içinde kaybolmadan hayaller kelimelerle hayat bulsun bir kez de olsa ışığı görsünler
bir kavşaktayım. yol ayrılmakta. biliyorum ki seçeceğim yol , hayattaki pişmanlıklarımı bir nebze olsun azaltacak. gitmeli, buradan , bu şehirden , bu hayattan. başka çaresi yok..
Bukowski’nin ne dediğini hatırla:  "aşırı hız yapan hayaller, gerçeklere çarparak durur."
Lev Nikolayeviç Tolstoy- İnsan ne ile yaşar (kitabın incelemesi arşivimde var )
’‘Kıvılcımı söndürmezsen, ateşi zapt edemezsin... ‘‘  "İnsanlar, kendilerine baktıkları için yaşadıklarını sansalar da aslında sadece sevgiyle yaşadıklarını anladım. Seven kişi, Tanrı'ya yaklaşır ve Tanrı da ona yaklaşır. Çünkü sevgi Tanrı'nın ta kendisidir."  Kalbine bir sor, böyle yaşanır mı hiç?  Anladım ki, insanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de, hakikatte onları yaşatan tek şey sevgidir.
youtube
Birinden kötü bir söz işitirsen sessiz kal, kendi vicdanı rahat bırakmasın o kişiyi
Tumblr media
2 notes · View notes
kaanozer · 2 years
Text
24 Ocak
“Duygulu, hayalci, değerleri altüst eden bir insan, başlangıçta günlük hayattaki beceriksizliğinin düşlerinde bulacağı anlatılması güç avuntular ve zaferler için ödeyeceği küçük bir bedel olduğuna inanır.
Sonra düşler dünyasının da belli bir ustalık, bir beciriklilik gerektirdiğini anlar. Ama bunu, kökleşmiş acemiliğinin üstesinden gelebilmesi için iş işten geçtikten sonra öğrenir. Ödemesi gereken asıl bedel de budur.
Sonuçta, ben yaşamda ona tepeden tırnağa fahişe dememi sağlayacak kanıtlar aramaktan başka bir şey yapmıyorum. Kime? Yaşama mı?
İşte ondan öğreneceğin bir şey: Ne zaman onun tartışılmaz, ama hoş olmayan bir düşüncesini okusan, sana hoşgörüyle gülümsüyor ve bunu söz konusu etmene izin vermiyor. Düzenbazlık eden insanlar gibi. Özellikle kendilerine karşı.
İnsan durmadan biriktirir: öfkeyi, aşağılanmayı, acımasızlığı, sıkıntıyı, gözyaşlarını, çılgınlığı; ve sonunda bakar ki, insanı hiçbir şey yapamaz duruma sokan kansere, nefrite, şekere ya da damar sertliğine yakalanmış. Bunun böyle olmaması şaşırtır insanı.”
Cesare Pavese —Yaşama Uğraşı
2 notes · View notes
gundemarsivi · 26 days
Text
Tumblr media
Bağımsızlık Ruhu Ve Direniş
✍🏻 Ekin, 7 Şubat 2019
https://www.gundemarsivi.com/bagimsizlik-ruhu-ve-direnis/
1911-1918 yılları arasında tam yedi yıl savaşan Balkan bozgununu, Sarıkamış felaketini, Kanal hezimetini yaşamış, yüzbinlerce kilometre kareyi çocuklarının kanlarıyla sulamış, varını yoğunu kaybetmiş yoksul, hastalıklı, çaresiz bir millet…
”Şartlar ne kadar kötü olursa olsun hiç vazgeçmeyen” Mustafa Kemal Atatürk.
Sadrazam Damat Ferit Paşa “Anadolu hareketleri, I. Dünya Savaşı’nda terfi etmiş bir kaç subayın işidir. Bu hareketler, alevi sönmüş bir saman ateşinden başka bir şey değildir” diyordu. Anadolu’da İttihatçılık ve Bolşeviklik yapıldığı ileri sürülüyordu.
İstanbul basınında çıkan aleyhtar yazılar Ulusal Mücadeleyi yapanları, hayalci olarak nitelerken ülkenin başına gelen tüm felaketlerin de sorumlusu olarak gösteriyordu. Mustafa Kemal bu fikirlere karşı tam bağımsızlık için “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla karşılık verdi. Türk Ulusu kağnısıyla sırtında cephane taşıyacak, asker yürüyerek ve çoğu kez yarı çıplak ve yarı aç cepheye gidecektir. Yaralılar için, hastalar için ilaç bulunmayacaktır.
Hiçbir Ulus vatanını, bağımsızlığını bu kadar pahalıya kazanmamıştır. Bu nedenle bizim Cumhuriyetimizin rejim değişikliğinden öte anlamları vardır. Bizim Cumhuriyetimiz öncelikle Milli Mücadele’de bir ölüm kalım savaşında şekillenmiştir. Kanla, gözyaşıyla, ateşle yoğrulmuştur. Bağnazlık, cehalet, geri kalmışlık, emperyalizm prangalarını kırıp halkı özgürleştirmiştir.
Tarih unutmuyor. Tarih halkı için savaşanı da, halkına ihanet edeni de yazıyor.
“Milli Mücadele’yi yapan doğrudan doğruya milletin kendisidir, milletin evlatlarıdır. Millet analarıyla, babalarıyla, kardeşleriyle mücadeleyi kendisine ülkü edindi… Milli Mücadele’de şahsi hırs değil, milli ülkü, milli onur gerçek etken olmuştur.”
(Atatürk, 1925)
Ben bu yazımda Milli Mücadele günlerinin isimsiz kahramanlarından birisini Çanakkale Ezineli Rüstem Efe‘yi (Çetinkaya) tanıtmak istiyorum.
Çanakkale Ezineli Rüstem Efe (Çetinkaya) 1887 yılında doğmuştur. Rüstem Efe, işgal üzerine arkadaşları ile birlikte silahlanmış ve Kuvayı Milliye’ye katılarak işgal kuvvetlerine karşı savaşmıştır.
Ezineli Rüstem Efe
Rüstem Efe ve arkadaşları, Yunan birliklerinin Ezine’de işaretlenen evlere baskın yapacağı haberini alınca, Kızılçeşme civarında işgalcilere baskın vermişler ve bu birliğe ağır kayıplar verdirmişlerdir. Daha sonra da Akköy yöresini işgal eden İngiliz askerlerine de Sarımsakçı Köprüsü mevkiinde saldırarak ağır kayıplar vermelerini sağlamışlardır.
Rüstem Efe ve arkadaşları hakkında yazılmış önemli bir kaynak olan Gıyas Yetkin‘in Ateşten Ateşe-Milli Kurtuluşun Halk Cephesi kitabından aşağıdaki alıntıyı paylaşmak istiyorum.
‘‘Yenilmez Efe, Akça Efe ile Dalkıran’ı çok iyi karşıladı. İki gün sonra Ezineli Rüstem de bir mektupla yola çıktı. Yenilmez, Yalı boyundan Akça ve Dalkıran da dağdan giderek Baharlar Köyünde buluşmaya karar verdiler. Yolda Yenilmez ve arkadaşı Musa kalabalık bir Yunan birliğine rastladılar. Derhal ateşe başladılar. Silahlarını atıp kaçan Yunan birliği burada dört ölü, otuz iki silah ve erzak yüklü dokuz atı da bırakıp kaçmıştı. Efeler Altınoluk’tan dağa sarıp Akça’nın kafilesine Doyran’da yetiştiler. Köylülerin de candan yardımlarıyla oradan Baharlar’a geçtiler. Burada Ezine’den Rüstem Efe, Edremit’ten Peynirci Abdullah ve Arnavut Aziz gruplarıyla birleştiler. Yanlarındaki fazla silahları köylülere dağıttılar. Efeler toplanıp durumu konuştular. Ermeni Çetesinin geçtiği yerlerden gelen bir köylüden bu vahşi sürü hakkında bilgi alan Akça Efe:
‘Arkadaşlar, bunların içinde maalesef Anzavurcu Türkler de varmış. Bunlar kılavuzluyormuş gavur sürüsünü. Onun için bir teklifim var. Biz çatışmayı burada değil başka bir yerde yapalım. Hain gavurcuların kulağı deliktir. Bizi burada sarar ve bastırırlar. Onun için bu gece usulca yer değiştirelim.’
Akça’nın fikrini Efeler beğendiler. O gece bütün kafile sessizce bulundukları yol kavşağından ayrılıp bütün çevreye hakim olan çamlık bir tepeye dağıldı. Akça’nın düşüncesinde ne kadar haklı olduğu ertesi sabah anlaşıldı. 14-08-1921 Pazar sabahı gün doğarken gözcüler, çok kalabalık bir düşman birliğinin akşam bulundukları konaklama yerine doğru indiklerini haber verdiler. Az sonra Ermeniler vadiye inip birleştiler. Bu sırada en öndekiler arasında bir karışıklık oldu. Bir silah patladı. Dürbünle bakan Akça:
‘Bizi orada bulamayınca ‘Yalan Söyledi’ diye haberciyi vurdular galiba. Hemen açılıp kuşatalım şu kafirleri. Biz Rüstem Efe ile köyün giriş yollarını keselim. Hüseyin ve Aziz… Biriniz köyün alt başını, biriniz de üst yanını tutarsınız… Dendi Efeler, kuş uçurtmayalım.’
Akça Efe ile Rüstem Efe yolları kestiler. Aradan 20 dakika geçti. Ermeni çetesinin öncüleri köyden çıkmıştı. Köy sokakları arasında koşuşmalar oluyor, bazı evler yanıyordu. Arada birkaç el silah patladı. Az sonra hepsi atlı olan çete tamamen köyden çıktı. Arkadan Rüstem Efe’nin köye girdiğini gören Akça:
‘Yaşa Rüstem Efe, tam zamanında köye girdin.’ dedi.
Çetenin önünde kalpaklı ve başlıklı Anzavurculardan on kadarı, şapkalı Ermenilerin arasında gülüşüp konuşarak ilerliyorlardı. Herkes silahını doğrultmuş, eli tetikte heyecandan titriyordu. Akça’nın silahının patlamasını bekliyorlardı. Bulundukları tepeye kadar sokulan bu sürüye açılan çok şiddetli ateş bilhassa ön safları birbirine karıştırdı. Akça:
‘Dikkat çocuklar! Bombalar!’ diye bağırdı.
İlk bombayı da o fırlattı. Bunu, arkadaşlarının 30’a yakın bombası takip etti. Ön saflar tamamen eridi. Yanlardan Hüseyin ve Aziz, arkadan da Rüstem, sıkı ateş açtıklarından devrilenler çoğalıyordu. Köye doğru sığınmak isteyenler Rüstem grubundan atılan bombalarla yere serildiler. Sağ kalanlar, Yenilmez Efe’nin çok geniş olan sınırında bir gedik açarak, buradan çemberi yarıp kaçtılar. Efelerden üç hafif yaralı vardı. 141 silah toplanmıştı. Bunları köylülere dağıttılar. Akça Efe, dokuz arkadaşı ve Rüstem Efe ile beraber Gemedere Çayı’ndan Ayvacık’ın karşısında olan yol çatına indiler. Yolculardan, Ermenilerin Bahçeli’ye doğru geçtiğini öğrenip o geceyi orada geçirdiler. Ertesi sabah Ezine istikametine doğru harekete geçen Efeler, Ermenileri bir daha bulamadılar. Çünkü bu çete, İngiliz mıntıkasına sığınarak Çanakkale’den Ağunya’ya geçmişti. Rüstem Efe, Akça Efe ile beraber Geyikli çevresine geldi. Hedefi, burada Yunanlıların kurduğu bir erzak ve cephane deposu idi. Depoyu, havaya uçurmak üzere nöbetçiler yemeğe oturduğu bir sırada çevirdiler. Muhafız kulübesinden ateş açan Yunanlıları kısa zamanda zararsız hale getirdiler. Sonra cephane ve erzak deposunun kapılarını kırıp içeri girdiler. Buradaki erzakı, Ermeni çetesinin yaktığı Çamobası halkına dağıttılar. Depoyu da üzerine gaz döküp havaya uçurdular…’’
Ateşten Ateşe-Milli Kurtuluşun Halk Cephesi, Gıyas Yetkin
Kuvayı Milliye’nin isimsiz kahramanlarından olan Çanakkaleli Rüstem Efe ve arkadaşları, kendi bölgelerinde efelenmişler ve işgale karşı kahramanca direnmişlerdir.
Zaferden sonra kasaplık yapan Rüstem Efe, Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e nakledilmesi sırasında, Çanakkale’den alınan toprağı Ankara’ya götüren kişidir.
Milli Mücadele’nin isimsiz kahramanlarından, Kuvayı Milliye Efesi Ezineli Rüstem Efe, 1966 yılında vefat etmiştir.
Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Kahramanlarına saygı ve minnetle…
Unutma;
Vazgeçenler değil, ancak mücadele verenler tarihe geçerler.
Kaynak: Ateşten Ateşe-Milli Kurtuluşun Halk Cephesi-Gıyas Yetkin-1963.
0 notes
geceteroru · 2 years
Text
Seninle ilgili o kadar çok hayal kurdum ki artık gerçekte ne yaşandığını ayırt edemez oldum.
4 notes · View notes
neptune-ian · 2 months
Note
https://www.tumblr.com/neptune-ian/744186438915145728/hi-hope-you-are-doing-okay-i-wanna-ask-if-you?source=share
Rüyada evleneceğiniz kişiyi görmek oldukça ilginç bir durumdur. Küçüklüğümden beri rüyalarımda hep birini görürdüm, deniz kenarında beni beklerdi ama yanına gittiğimde uyanırdım. Daha sonra birine aşık oldum ve o dönemde maneviyatla ilgileniyordum. Bir tür meditasyona başladım, neredeyse her kızın YouTube'da yaptığı atış meditasyonlarına benziyordu. Belki işe yaradı, belki tesadüf oldu, bilmiyorum ama o kişiyle sevgili olduk ama o gece gerçek insanım olduğunu düşündüğüm kişiyi rüyamda gördüm ama yine göremedim. Yüzünden kelimenin tam anlamıyla ışıklar çıkıyordu, sadece elleri dikkatimi çekti. Ve uyandıktan sonra kendimi çok kötü hissettim, sanki ihanet ediyormuşum gibi... Neyse, bir süre sonra erkek arkadaşımla ayrıldık ve o kişiyi birkaç kez rüyamda tekrar gördüm. Önceki rüyalarıma göre çok daha net ve gerçek geldi. Onun sarılışını, dokunuşunu çok net hissettim ve normalde rüyalarımda insanları ne net görüyorum ne de hatırlıyorum ama rüyalarımda o kadar gerçek ki sanki paralel bir evrendeymişiz gibi geliyor. Ve ilginç olan şu ki, insanları zar zor görebildiğim halde rüyamda bir sayı gördüm. Araştırdığımda bunların melek sayıları olduğunu gördüm. Yani bir gün gerçekten benim olanı bulacağım gibi hissediyorum ama fazla hayalci olmamaya çalışıyorum, ayaklarımı hep yere basmaya çalışıyorum. Çünkü bu dünyada her şey değişebilir. Belki kader farklı gelişecek ve birlikte olamayacağız. Ama onun için her zaman güzel dualar ediyorum. Onu tanımadan, tanımadan, kalbimde çok derin bir sevgi var. En azından bana doğru yalnızlığın yanlış birliktelikten daha iyi olduğunu hissettirdi. Rüyamda bana hissettiren o kişiyi bulursam dünyanın en mutlu insanı olurum ama bulamazsam bu benim hayatım ve başrol oyuncusuyum. Kendi hikayemde destekleyici rol olmayı reddediyorum. Belki de kişisel meleklerim bana değerimi hatırlatmak ve yanlış kararlardan uzak tutmak için onu rüyalarımda göstermişlerdir. Ne olursa olsun onun ve benim için en iyi hayatı diliyorum. 🦋
Hi anon!
I am not sure the translation worked so excuse me for my misunderstandings 💙
That is so lovely and I do hope for you both to meet one day, if you can’t for this lifetime maybe the other(s)! You could meet him and just be friends/best friends etc. but your relationship would be heavenly! I wish that for you 🥹
And yes, being grounded in those moments is the best thing one can do! Your future spouse could as well teach you lessons his goal(s) is not just to be someone’s spouse but also someone who makes you feel whole, complete, good and blessed. So yes the Love between you is incredible but that is not just about Love sometimes. There is always more to it 🥰
And yes, being the actor/actress of our own live is so important! We are the one deciding what to do, who to be with, what we want, how to get it… we are our own individuals so indeed we MUST be the protagonist. No one knows better than ourselves, no one knows ourselves better than we do (although they do notice some things about us we are not [completely] aware of).
Our life is like a flower, we have to take care of it. The weather is not always good for the plant so it is our role to do so. We can’t wait for others/opportunites to show themselves to help us — sometimes we have to take action to create those opportunities and find those help!
By wishing you all the love and strength you need anon ! 💙
1 note · View note
melancholymans-blog · 3 months
Text
Hayalperestim..tutku var bu kelimede..
Sizin gibi hayalci değil..🐞
1 note · View note
elestirmen-46-86 · 1 year
Text
Köyünden ettiler
KÖYÜNDEN ETTİLERGüzel yurdumu talan ediyorlarPara için ormanları kesiyorlarYarını hiç düşünmüyorlarTorunlarına ağaç bırakmıyorlarTorunları ağacı bilmeyecekler Köylüyü köyünden ettilerGurbete yollayıp tarlayı çöl yaptılarKöylü ekmezse onlar ne yerlerBelki de talan edenler ot yer Ben hayalci şair metinimAnlayana çalar sazımBelki biraz uzundur dilimNe yapayım söylemeden edemedim Söylenecek çok…
View On WordPress
0 notes
gokyuzumuzbaska · 2 years
Text
"Hayalci olma. Gerçekleri kabullenmekte zorlanma. İşler bizim istediğimiz gibi değil bizim için dilendiği gibi olacaktır. 'Kör bir teslimiyete de hayır, hırçınlığa da.'"
1 note · View note
galibagibi · 2 years
Text
Gece vakti mutfak masasına oturup nasıl bu hale geldiğimi düşündüm. Tek başımaydım ama masa çok kalabalıktı.
33 notes · View notes
endlessnightsstuff · 3 years
Text
Tumblr media
çiçeklerin arasındaki özgürlüğe uçan beyaz kelebeğin hayalleriydi gökkuşağına ulaşmak renklere kavuşmak,
Korkusu ömrünün kısa oluşuydu hayalinin imkansızlığı değil...
74 notes · View notes