Tumgik
#Evlilik ve aile
naftalin2027 · 17 days
Text
Haya ve iffet silinmeye çalışılıyor...
Osman Nuri Topbaş Efendi
7 notes · View notes
zayiflamamlazim · 3 months
Text
Başım ağrıyor, gözüm daha doğrusu. Başparmağım acıyor. Bir çok şeyi yazmak anlatmak istiyorum. Anlatmaktan da yorulur muyum, rahatlar mıyım bilmem. Ş ile olan yolumuza son sürat devam ediyoruz. Neydik, ne olduk? Bu süreçte ailem o kadar yıprattı ki beni. Malum kışın zaten benim evimde kaldılar. Babama banka kartımı verdim. Evin ihtiyaçlarını alsınlar diye. Biraz da sus payı olarak gördüm bence. Her akşam eve geldiğimde bir çok boş sorular ile beynimi yediler. O niye böyle şu niye şöyle 50 tane gereksiz ve saçma sorular ile muhattap oldum. Bana sürekli savunma yaptırmak zorunda bıraktılar. Her günden nalet ettim, eve gelirken içim huzursuz oldu. Ş ile aram bozulacak diye endişelendim. Kafama saçma sapan düşünceler ektiler. Daha ortada bir şey yok düğün takısı konuşmaya başladılar. Karşı taraf da yapmayacak insanlar değil. Bunu söyleyince sen onların kızı olmuşsun, bizi silmişsin, zaten kafanda bitirmişsin, biz kimiz ki diye yalandan tribe giriyorlar. Ben ise kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Babam sürekli para hesabı yaptıkça midem bulandı. Evdeki iğneyi dahi kendi kazandığım para ile ben aldım, aylarca kredisini ödedim her şeyin. Ama şimdi sanki evimi onlar düzmüş gibi karşı taraf onu bunu yapsın diye bekliyorlar, bir de "yapmaz isem değersiz olurmuşum" masraf edince mi değerli olacağım? Bir insan evladına nasıl böyle bir öğüt verebilir. Gittiklerinde tekrar gelmemelerini söyledim. Annem de iki de bir Ş ile beraber olacağımdan korkuyor. Zamanında cinsel eğitimi bırak regl olmanın ne demek olduğunu bile öğretmeti akıl edemeyen annem zevk alırım diye o kadar korkuyor ki kaç kere utanmadan babamın yanında saçma sapan cümleler kuruyor. Tövbe estağfurullah. Bu bilinçaltıma işleyecek ve ileride bundan dolayı psikolojim daha çok etkilecenek diye çok korkuyorum.
Her şeyin haricinde, kendi kendilerine mekan bakıp bana 4 5 saat içerisinde karar vermem konusunda çok büyük baskı yaptılar. Alternatif nedr diye bile bakamadan ayarlandı. Sonra karşı tarafı aramışlar hemen siz de ayarlayın diye. İnsanları zorda bıraktılar. Şimdi ise "Ne güzel işte ayarlandı" diyebiliyorlar.
Annemin babamın çocuk, evlat yetiştirmekten hiç haberi olmadığını biliyordum, görüyorum. İnsan bir şeyler öğrendikçe daha çok anlam verebiliyor. Zaten ergenliğe kadar büyük hatalarınız var bir de bu süreçte aynı kalıpları neden tekrarlıyorsunuz? Babam hala evlenince ona para gönderip göndermeme derdinde. 30 yıldır yaptıramadığı ev var. Kendimi bildim bileli bu öyle. Benim 15 16lı yaşlarıma kadar her gün ayyaş gezen babamın şimdi aklı başına geldi. Geçen aklıma bir anım geldi, ağlamamak elde değil ki?
Ben lisedeyim, lise 1 olması lazım. Annem yok o ay evde. Babam gece 2de kendisi ile beraber 2 sarhoşu daha eve getirmişti. Abim de vardı, uyuyordu. Babam beni çağırdı, o 3 sarhoş adama kahve yaptırdı. Tepside servis yaptırdı. Sonraki gün de sakın bunları annene anlatma diye tembih etmişti. O zaman her gün kavga ettikleri için yine öyle olacak diye günlerce çok korkup hiçbir şey dememiştim. Şimdi ise kendisinin 10 yıl major depresyonda olduğunu o dönemleri hiç hatırlamadığını felan söylüyor. Öyle ya da değil. Bunun ceremesini abimle ben çektik. O dönem kendisi gezip tozup har vurup harman savurdu. Şimdi ise sanki yatırım borsası hesabıymışız gibi bizden beklenti içerisine giriyor. Annem ise zaten her gün ya babaannem ile ya da babam ile kavga ederdi. Bizi de çok döverdi. Karşılık verip gücümün yettiği güne kadar beni dövdü. Tabi ki karşılık verecektim. Sırtımda odun kırıldığını zamanı ben biliyorum. Burda oldukları süre boyunca, beraber kaldığımız süre boyunca zaten iş yerinde full stresli olan günümün gecesini de zehir ettiler. Gizli gizli yürüyüşe çıkıp kalıp kalıp çikolata yedim. Ona da çok karışırlar çünkü. "giydiğin hiçbir şey olmaz, çok yeme" "çirkin görünürsün yeme" "elbise giyceksin yeme" "böyle gelin olmazz yeme" bir kere bile kızım sen her halinde çok güzelsin cümlesini duymadım ki..
Sevilmeye alışmam çok zor oluyor. Bazen gerçek mi? Ş beni seviyor mu? Ben sevilecek biri miyim? Tüm bunları nasıl geride bırakıp bir aile kuracağım? Vücudumu beğenir mi? Karnım, göbeğim, ameliyat kaza izlerim? Ailemle iletişim şeklim sadece kavga etmek. Bu yüzden asla bir arada kalamıyoruz.
Kendimi iç kavgada sakinleştirip Şye bunların hiçbirini yansıtmıyorum. Ağlıyorum, gözlerim doluyor. Ş bana sesini yükseltince gözlerim doluyor hemen, ağlıyorum. Kimbilir kafamda hangi dönemi yeniden yaşıyorum?
2 notes · View notes
murat-o41 · 5 days
Text
Götçü Enişte
Almanya'dan selamlar, adım Müge. 30 yaşındayım, 12 senelik evli ve 2 çocuk sahibi bir ev hanımıyım. Kocam tabiri caaizse evlat olsa sevilmez bir tip. Çok yobaz ve meymenetsiz birisi. Sex konusunda da aynı şekilde yobaz. Ön sevişme bilmez, oral sex bilmez, anal sex bilmez, yatakta klasik misyoner pozisyonundan başka bir şey bilmez, üstüme çıkar, işini 2 dakikada bitirir ve arkasını dönüp horlaya horlaya uyur. Benim tatmin olup olmamamı umursamaz. Çocuklarımız var diye ve ailemin zoru ile devam eden bir evlilik işte. 
Ağustos ayında çocukları görümcemlere bırakıp kocamla Türkiye'ye izine gittik. Annem ve babam da 6 ay Türkiye'de ve 6 ay Almanya'da yaşayan insanlar. Babam 57 yaşında, sağlık sorunlarından dolayı erken emekli. Annem ise 45 yaşında. İşte, zamanında annemi Almanya yüzünden kendinden 12 yaş büyük babamla evlendirmişler. Neyse, asıl konuya gelelim. Biz Türkiye'ye geldik ve ilk günden Ankara'da yaşayan annemlere vardık. Hoş beş, muhabbet, yemek falan derken ilerleyen saatlerde kızkardeşim Elif de kocası Önder'le geldi. Onlar da aynı apartmanda annemlerin üstündeki dairede oturuyor. Kızkardeşim benden 2 yaş küçük, kocası Önder de benden 3 yaş büyük. Ama kızkardeşim benden çok şanslı. Eniştemiz Önder çok yakışıklı, efendi ve gerçekten cana yakın biri... 
Ertesi gün kocamla ben daha önceden rezervasyon yaptığımız Kızılcahamam kaplıcalarındaki otele gittik. Kaplıcadaki tatil günlerimiz devam ederken kocama memleketi Elazığ'dan telefon geldi. Orada mirastan kalan bazı tapu işlerini halletmesi gerekiyormuş. Yol uzun diye ben gitmek istemedim ve annemlerde kalırım diye düşündüm. Kocam yola çıkınca ben de babamı telefonla aradım ve durumu anlatıp beni kaplıcadan almasını istedim. Babam da, "Kızım benim işlerim var, akşama anca gelirim, sen atla bir taksiyle git eve. Evde kimse yok, annen eski mahalleden kadınlarla güne gidecekti, ama sende anahtar var nasıl olsa!" dedi. Annemlerin evinin anahtarı her aile bireyinde vardır. 
Babamın dediği gibi taksiyle eve gittim. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdim. Görünürde evde kimse yoktu, ama içerden çok değişik sesler geliyordu. Acaba eve hırsız mi girdi diye çok korktum. Sessizce odalara baktım, ama sonunda seslerin yatak odasından geldiğini anladım. 
Kapı yarı açıktı. Kapı aralığından içeri baktığımda gördüğüm manzaraya inanamadım. Enişte bey kızkardeşimi domaltmış, koskocaman yarağıyla götünü adeta parçalarcasına sikiyordu. Duyduğum sesler meğerse karyolanın arada sırada duvara çarpma sesleriymiş. Karı koca arasında olur böyle şeyler diye düşündüm, doğrusu o anda neden annemlerin yatağında sikiştikleri sorusu aklıma hiç gelmedi. Tam dönüp gidecekken, "Önder yeter, götüm uyuştu!" sesiyle şok oldum, bu kızkardeşimin sesi değildi. Kadın domalık pozisyonda yüzünü yastığa gömdüğü için yüzünü göremiyordum, ama bu annemin sesine benziyordu. Ama babam annemin evde olmayacağını söylemişti. Yok, yok bu annem olamaz diye düşündüm. 
Önder'in siktiği kadının kim olduğunu anlamak için kapı aralığından gizlice seyretmeye devam ettim. Öyle fena sikiyordu ki, kadını resmen kıskandım. Ama kimdi bu kadın? Kadın, "Önder boşal artık, büzüğümü hissetmiyorum!" diye yalvarmaya başladı. Ama Önder'in yarak gerçekten hayvani bir şeydi. Kadının göte bir makine gibi girip çıkıyordu ve kalınlığı nerdeyse bileğim kadar vardı. Yalan yok, o anda Önder'in yarağına içim gitti. En sonunda Önder, "Amına koduğumun orospusu geliyorum, çabuk ağzına al, bir damlasını ziyan edersen sülaleni sikerim!" dedi. O koca yarağı kadının götünden çıkarıp yatağa uzandı. Kadın ağzına almak için doğrulup dönünce beynimden vurulmuşa döndüm, bu annem idi! 
Annem ağzına boşalttığı yarağı öyle bir yalıyordu ki, ne var ne yok döllerin hepsini yaladı yuttu. Sonunda yarağın başına bir öpücük kondurup Önder'in göğsüne yattı. İki sevgili gibi öpüşüp sarılmaları beni resmen delirtti. Hele yarağı eline alıp, "Ben buna kurban olurum, beni bağımlısı yaptın!" demesine iyice kudurdum. Annem bunu nasıl yapardı? 
Tumblr media
Hem anneme, hem Önder'e o kadar kızmıştım ki, içeri girip ikisinin de yüzüne tükürmek geçti aklımdan. Ama annem babamla 10 senedir yatakta bir sey yapamadıklarını bize anlatmıştı. Onun için sesimi çıkarmadım ve izlemeye devam ettim. Annem Önder'in inik yarağını ara sıra ağzına alıp emiyor, sonra yine öpüşüyorlardı. Yarak yeniden sertleşince, Önder, "Hadi domal da bir kere daha sikeyim götünü!" dedi. Annem, "Önder oğlum, Elif'i sabahlara kadar sikiyorsun, sonra da beni perişan edene kadar sikiyorsun, sen nasıl bu kadar azgınsın anlamıyorum?" diyerek halen Önder'in yarağıyla oynuyordu. Önder de, "Kızın ayda yılda bir götten veriyor, sen her defasında, o yüzden sana doyamıyorum aşkım!" dedi. 
Önder ısrarla annemi yeniden domaltmaya çalışırken, annem, "Nolur bu günlük yetsin, götüm biraz kendine gelsin. Hem Elif'in mesaisi bitmek üzere, almaya gitmeyecek misin?" diyerek giyinmeye başladı. Ben de oradan sessizce ayrıldım ve evden çıktım. Saşkındım, ne yapacağımı bilmiyordum. İki saat kadar sokaklarda dolaşıp geri annemlere geldim. Baktım içerde annem, Elif ve Önder oturmuş çay içiyorlar. Annem sanki taze gelin gibi çay servisi yapıyordu. Önder utanmadan, "Anne sana zahmet oluyor, ben koyayım!" dedi. Annem de gülümseyerek, "Sen sonra koyarsın oğlum!" deyince kafayı yedim. Neyse, ben de oturdum, hep beraber çay kahve derken akşam oldu, babam da geldi. Yatma vakti gelince Elif'le Önder yukarıya kendi dairelerine çıktılar. Ben de annemlerin misafir odasında yattım... 
Sabah kahvaltıda hep beraberdik. Annem yine damadına yalakalık yapıp çayını koyuyor ve sürekli ikramlarda bulunuyordu. Cevizdi, baldı, kaymaktı, fındık ezmesiydi falan. Eee tabii iyi siksin diye aygırını besliyordu. Bir ara Önder güya anneme yardım etme bahanesiyle mutfağa gitti. Ben de bardağımı alıp sessizce arkasından gittim. Önder çay koyan annemin boynunu öpüp götünü avuçluyordu. Annem de sanki liseli kızlar gibi cilve yapıyordu. Rezil edeyim şunları, bağırıp çağırayım diye içimden geçti, ama bu bir aile felaketi olur diye sesimi çıkarmadım... 
Ertesi gün sabah kocam aradı ve "Gel de arsaların bir kısmını senin üzerine yapalım!" diye beni Elazığ'a çağırdı. Ama ben gitmek istemediğim için, "Nasıl gelirim yalnız başıma, yol bilmem yordam bilmem!" dedim. O sırada Önder hemen atladı ve "Baldız istersen ben götüreyim seni? Benim zaten Kayseri'ye gitmem gerekiyordu. Seni Elazığ'a bırakıp ben Kayseri'ye dönerim!" dedi. Kızkardeşim de, "Abla git Önder'le işte, valla çalışıyor olmasaydım ben de gelirdim sizinle!" deyince, annem de istemeye istemeye onay verdi. 
Hazırlıkları yaptıktan sonra yola koyulduk. Önder'in Transporter aracıyla gidiyorduk. Ankara Elazığ arası nerden baksan 750 km vardı. Kayseri'yi geçtikten sonra, Önder, "Baldız bir mola verelim, hem bir şeyler yeriz, hem lavobaya gideriz!" diye bir dinlenme tesisine çekti. Önder bana karşı çok nazik ve efendi davranıyordu. Ama ben ona halen kızgındım, hem bacımı hem anamı idare ettiği için. 
Yemeklerimizi yedik, çay içtik tekrar yola koyulduk. Yolda ordan burdan sohbet ederken konu evliliğe geldi ve benim evliliğimin nasıl gittiğini sordu. Ben de, "Anlatılacak öyle ahım şahım bir şey yok, enişte sen anlat, sende ne var ne yok?" diye sordum. Eniştem de kızkardeşimle çok mutlu olduğunu ve herşeyin gayet iyi gittiğini söyledi. Aile olarak da bizleri çok sevdiğini anlattı. Bir ara yol kenarındaki bahçelerde meyve ağaçlarını görünce, "Baldız şurdan biraz meyve toplayalım, yolda yeriz!" diye sağa çekti aracı. 
İndik, ağaçlardan biraz elma topladık. Arabanın yanında ayakta birer elma yerken, Önder, "Baldız sizin ailenin genlerinde var galiba, kızkardeşin de, sen de, hatta annen de çok güzelsiniz, halen genç kız gibisiniz!" diye iltifata başladı. En sonunda ben dayanamayıp, "Önder, bacımı siktin, annemi siktin, sıra bana mı geldi?" dedim sertçe. Önder, "Baldız sen ne diyorsun?" diye kem küm edince, "Annemi siktiğini gördüm, hiç utanmıyor musun sen?" diye kızmaya başladım. 
Tumblr media
Önder, "Bak baldız, ben anneni zorlamadım, aksine o beni baştan çıkardı. Ne kadar dirensem de neticede ben de bir erkeğim, sonunda dayanamadım!" dedi. Ben halen kızıyordum, o ise aksine sakin sakin anlatıyordu. "Baldız, bana teşekkür edeceğine kızıyorsun. Ben olmasaydım mahallede annenin üzerinden geçmeyen herif kalmayacaktı. Annenin adı orospuya çıksa daha mı iyi olurdu?" deyince ben daha da sinirlenip buna bir tokat attım. 
Anında o da bana bir tokat atıp, "Kendine gel baldız! Sen de anan gibi yaraksızlıktan kudurmuşsun, kocan seni sikemiyor galiba!" diyerek Transporterin sürgülü kapısını açtı ve beni kolumdan tutup içine zorla soktu. Koltukların üstüne beni yatırıp üstüme çıktı. Camlar siyah filmle kaplı olduğu için bir gören olur korkusu da yoktu. Ben kurtulmaya çalışırken Önder elini eteğimin altına sokup külodumun içine daldırdı. Bir yandan amımı parmaklıyor, bir yandan da, "Anan gibi yanıyorsun orospu!" diyerek boynumu boğazımı öpüyordu. Ben neresi denk gelirse yumrukladıkça o istifini bozmadan işine devam ediyordu... 
Sonunda külodumu yırtarak çıkardı ve bacak arama kafasını sokup amımı yalamaya başladı. O andan itibaren benim debelenmem ve karşı koymam bitti, kendimi bıraktım. Vücudum zangır zangır titriyor, resmen işer gibi ağzının dolusu akıyordum. Önder resmen diliyle beni sikiyordu ve böyle bir şeyi ilk defa yaşıyordum. Sonunda kemerini çözüp pantolon ve boxerini çıkardı, yarağını ağzıma dayadı. İlk başlarda ağzımı açmasam da zorla ağzıma soktu. Bir yandan da sürekli küfür ediyordu, "Amına koduğumun kaltağı, seni yarak manyağı yapacağım. Ananı bacını nasıl bunun müptelası yaptıysam seni de yapacağım!" diye. Am siker gibi ağzımı sikiyordu... 
Sonra tekrar beni altına aldı. Boynumu boğazımı öperek o koca yarağını vıcık vıcık sulanmış amıma kökleyince gözüm karardı resmen. Sanki içimi yarıp girmişti. Bu nasıl bir yaraktı böyle, ölüyorum sandım. Kanırta kanırta amıma öyle bir girip çıkıyordu ki, altıma işer gibi akıyordum. Beni 10 dakika siktikten sonra domaltıp arkama geçti. Bir süre de domaltarak sikti amımı. Sonra sikini amımdan çıkarıp göt deliğimi yalamaya başladı. Fakat yalamıyor sanki diliyle götümü sikiyordu. Niyetini anlamıştım, götümü de sikecekti. Kocamla götten hiç yapmadığımız için hem korkuyordum, hem heycan yapıyordum. Sonra yarağının başına tükürüp o hiç sikilmemiş daracık götüme dayadı. Yüklendi, fakat ne kadar zorlasa da girmiyordu... 
Çekilip bir süre daha yaladı götümü ve götümün deliğine bolca tükürük bıraktı. O koca yarağı yine dayadı ve bu sefer yavaş yavaş girmeye başladı. Başı girdiğinde ben ölüyorum sandım. Resmen götüm yırtılıyor sandım. Sonunda saçlarımın altından ensemi ısıra ısıra götüme köküne kadar soktu. Birkaç dakika içimde bekledikten sonra götüm alıştı ve sikmeye başladı. Koca yarağını götüme makine gibi durmaksızın köklerken bir eliyle de amımı ve klitorisimi okşayarak beni peş peşe orgazm ediyordu... 
Ne kadar sikti götümü bilmiyorum, ama sonunda içime itfaiye hortumundan akar gibi döllerini fışkırttı. Yarağı halen içimde kazık gibiyken, "Nasıl, hoşuna gitti mi orospu?" diye sordu. Ama ne kadar hoşuma gitmiş olsa da, "Götümü dağıttın orospu çocuğu!" dedim. Önder gülerek, "Anan da ilk seferinde öyle diyordu, ama şimdi büzüğü uyuşana kadar yemeden duramıyor!" deyip götüme yeniden pompalamaya başladı. İnanamıyordum, içimden çıkarmadan ikinciye sikiyordu. Yaklaşık 15 dakika daha götümü siktikten sonra birden çıkarıp, "Aç ağzını amına koduğumun kaltağı, yut hepsini!" diye bağırdı. Korkak bir çocuk gibi dönüp ağzımı açtım ve hepsini yuttum... 
Arabada pet şişelerle su varmış, elma bahçesine girip temizlendik ve tekrar yola koyulduk. Fakat daha 2 dakika gitmeden birden yavaşlayıp kenara çekti. Ben ne oldu diye merak ederken, kızkardeşimi, annemi ve kocamı arayıp şanzumanın arıza yaptığını, çekici çağıracağını, servise gitmemiz gerektiğini, merak etmemelerini söyleyip kapadı telefonu. Ben tabii şanzımandan falan anlamadığım için, "Çok mu büyük bir arıza?" diye sordum. Önder pis pis sırıtarak, "Arabanın şanzımanında bir şey yok, saat gibi çalışıyor, senin göte doyamadığım için uydurdum!" dedi ve dönüş yapıp Kayseri'de bir otele sürdü arabayı. Önder'e, "Sen az orospu çocuğu değilsin!" dedim, ama bunu yapması çok hoşuma gitmişti. 
Otelden bir oda tutup çıktık odaya. Önce birlikte bir duş alıp yatağa geçtik. Bu sefer hiç acele etmeden öpüşerek, emişerek, yalaşarak bir saate yakın ön sevişme yaptık. Sonra da tadını çıkara çıkara amlı götlü sikiştik. Bazen tam sikişin ortasında telefon çalıyordu, yarağı götümdeyken ya ben kocamla konuşuyordum, yada Önder kızkardeşimle veya annemle konuşuyordu. Arayanlara, şanzımanın bir parçasının değişmesi gerektiğini, onu da anca yarın değiştirebileceklerini, o yüzden bu gece zorunlu olarak Kayseri'de kalmamız gerektiğini anlattık. Ve sabaha kadar sikişip, öğleye kadar da uyuduk. 
Sikişmediğimiz anlarda da ben göğsüne yatıp sürekli yarağıyla oynadım, ya da ağzıma alıp emdim. Yarağını bir saniye bile bırakasım gelmiyordu. Şimdi annemi çok iyi anlıyordum :)
87 notes · View notes
bilgeyim · 4 months
Text
Kadın kadının yurdu mudur, kurdu mu?
"Kapalı kadınlara tahammül edemiyorum" diye bir cümle duyuyorum başka kadınların ağzından. Kadının kadına bunu yapması gerçekten çok üzücü. Peki kapalı olan da açık olan kadınlara tahammül edemiyorsa? Komşumun evinde kahve içtim birkaç hafta önce benden biraz büyük gelini vardı. Kapalı ve iki çocuk annesi. Önyargı yapıp "Buyur işte erkenden evlenmiş, çocuk yapmış, ev hanımı, dindar, dar görüşlü vs." diye düşünebilirdim. Komşuya ilk kez gitmiştim, zaten yabancı bir ortamdı yarım saat kahve içip çıkacaktım. Bana ne kadının gelininden... Ama iki saate yakın oturdum uzun zamandır kimseyle yapmadığım kadar derin bir sohbete girdim kadınla. O da beni başım açık diye yargılamadı belli ki. Hayat, evlilik, aile, annelik üzerine harika bir sohbetti ve nokta atışı tespitler yaparak zihnimde bir pencere açtı. Çünkü kitap okuyan biriydi. "Ben hamileyken çocuklarıma kitap okumaya başladım" diyen bir bilinçli anneydi. Çocuklarıyla iletişimine hayran kaldım. Çıkarken birbirimize telefon numaramızı verdik ve bana bir gün oturmaya gelmesi için sözleşmiştik.
Ben dindar değilim diye, alkol kullanıyorum diye açık görüşlü mü oluyorum. Başı kapalı olan direkt dar görüşlü, yaftası alıyor zaten. Orta yol bulmak mümkün değil mi? Bi arkadaşım evlendiği gün başörtüsünü çıkardı, babası "Başını açarsan seni öldürürüm" dediği için kapalı gelinlikle başını örterek evlendi. Ertesi gün hayatına evli ve başı açık bir kadın olarak başladı. Mesela ben de açık biri olmama rağmen sırt dekolteli gelinlik giyemedim çünkü annem istemezdi. Ama ben sırt dekoltesi aşığı bir insanım. Annem çocukluğumdan beri kıyafetlerime hep karıştı, düğünde bayramda azıcık kısa ya da kolsuz elbise giysem "YANACAKSIN" diye korkuttu. Ve ben evlenir evlenmez ilk alışverişte kendime kısacık kot şort aldım. Artık özgürdüm ve istediğim şekilde giyinebilirdim, bana karışan annem olmayacaktı. Şimdi çok aptalca geliyor o kot şortu 3 kez bile giymedim aslında. Açık büyüyen, kapanma baskısı görmeyen, akranlarına göre arkadaş çevresine karışılmayan, daha özgür büyüyen bir kız olduğum halde böyle bir kodlama varmış kafamda. O yüzden hele ki baskıyla kapanan bir kadını yargılamaktan sen koru yüce tanrım. Yetişkin ve kendi rızasıyla örtünen biriyse zaten kimsenin söz hakkı yok ki. Tıpkı benim ne giyeceğim konusunda kimsenin söz hakkı olmadığı gibi. Ben hiç rahatsız olmuyorum, farklıyız diye başka bir kadını damgalamıyorum. Oturup iki çift laf etmeden kimse kimseyi bilemez. Pek alâ açık olduğu halde düşünce tarzı bana uymadığı için tahammül edemediğim, arkadaşlığı bitirdiğim kadınlar da oldu. Bana da tahammül edemeyen vardır kedi sevgim çok yüksek diye ya da bakış açımız çok başka diye. Asıl mesele şu, saygı duymak zorundayız.
46 notes · View notes
Text
Karim ve Baldiz
Selem arkadaşlar  biz İstanbuldan ben Volkan 28 karim  merve 27  baldizim meltem 30  .Anlatacaklarim gerçek ve halen yaşanan sex hayatimizdir .
Biz karimla üniversite yıllarında tanışıp  guzelbirlikteliğimizi evlilikle sonuçlanmıştık karim zengin bir ailenin küçük kızı biraz şımarık ve hür ruhlu bir yapıya sahip bende Ankarada doğmuş büyümüş tutucu bir aileden gelen birisiyim birbirimizi severek evlendik .Düğün hediyesi babam  sahibi olduğumuz binadan bir daire hediye etti buda sorunların başlangıcı oldu karimla ailem arasında anlaşmazliklar olmaya basladi  .Karimla ikimizin arasi superdi ve sex hayatimizda super herturlu fantaziyi kurup uyguluyorduk en çok istediğimiz 3 lü sex hariç . Diş doktoru olmuştum arkadaşımla bir yer açtık güzel gidiyordu iş hayatımızda ama bir gün eve geldiğimde karim ağlıyor eşyalarını toplamış ben dayanamıyorum artık ailene dedi konuştuk olanları anlattı ben ailemin yanına indim sordum sorun ne diye annem gelin gibi olmadı hiç açık giyiyor falan babam bize göre aile deyiller dedi ben ikimiz birbirimizi seviyoruz sizdede  öyle olacak dedim kabullenin artık dedim yukarı ciktim karımı İstanbula ailenin  yanına götüreyim biraz kafan dağılsın dedim buraktim .
Zaman geçtikçe ipler geriliyordu daha çok babam boşanin olmaz böyle demeye başladı  ben hafta sonları istanbula gidip gezip otelde cilginlargibi sevisiyorduk bazende annesinden kalıyor baldiz ve annesiyle babasıyla daha samimi olmaya başladım  5 hafta böyle geçti  perşembe günüydü kayinpeder telefon açtı oğlum hafta sonu istanbula gelince bize gel direk konuşacaklarim var dedi tamam dedim .Karımı aradım ne oldu diye  oda yok birsey ikimizin geleceği için konuşacak senle dedi ben perşembe  öğleden sonra istanbula gittim akşam oradaydım  yemek masası hazırdı bir yandan yemek yerken kayın peder konuya girdi hemen  oğlum ikinizin bu durumu iyiye gitmiyor sana teklifim var size buradan daire alcam birde  kendi adına dış doktoru merkezi açman için destek olurum  buraya istanbula yerleşin dedi .Ben bir yandan ailemin tepkisi bir yandan güzeller güzeli karim  düşünürken kayın valide istersen gidip bakalım evinize beğenirsen maddi açıdan biz  herseyi karşılayacağız siz mutlu olun yeterki dedi .Neyse gittik lüks deniz manzaralı güzel yerdi onlarda yakındı zaten ben ikna olmuştum ama babamın vereceği tepkiyi biliyordum sonra geri eve geldik kayın peder  kararını ver tapu işlemleri için haber bekliyorlar benden dedi  bende tamam dedim .Karim baldiz ben gece kulübüne gittik biraz eylendik onları eve buraktim karimla biraz konuştuk lütfen aşkım kabul et burda istediğimizgibi yaşarız istedigin bütün fantazileri yaparız dedi biraz seviştikten sonra herseyimi yapcaz dedim evet aşkım istedigin herseyi dedi anlamıştı nedemek istediğimi ama güzel dul ablasını kast etmemiştim ben  baldiz o sırada kahve getirdi kahve içte  öyle git kendine gelirsin dedi oda katıldı bizle sohbete bize ben sizgibi birbirini seven bir evlilik yaşayamadım lütfen birbirinizi bırakmayın dedi karim o sirada beni dudağımdan öptü sonra ablasının dudagindan ben sadece yutkundum şaşırmıştım  ben karim için herseyi göze alırım bizi kimse ayıramaz dedim ve gece 1 olmuştu ben yarın işlerim var gideyim dedim yolda aklimda gözümün önünde sadece karimin ablasını öptüğü sahne vardı  sabaha karşı eve geldim 3 saat uyup kalkıp hasta randövülerim vardı öğleye kadar işlerimi bitirdim eve gittim tekrar uydum akşam uyandığımda karim  video göndermiş açtım ben şok olmuştum baldizla karim  tam benim karımı hayal ettiğim şekilde am dudakları birbirine sürterek sevisiyorlardi  ikiside sen de gel katıl bize diyordu baldiz burda olmaz evinizde ilk gecesi olabilir ama diyordu beni ikna etmek için her yolu deniyorlardi ben 5 sefer tekrar  izledikten sonra karımı aradım gercekmiydi ben ruyami gördüm dedim hayır aşkım gerçek senin için supriz yaptık dedi ben de sözünüzü tutarsanız tamam dedim .Biz dünden razıyız seni bekliyoruz ama bir sorun var  burda kaldığım sürece yalayıp yutuyor beni her gece ablam dedi . Bende şimdi babalara  geçiyorum onlarla konuşacağım babana söyle başlayın tapu işine dedim çok sevindi . Babamlara atlattım istanbula gidiyorum falan diye tahmin ettigimgibi kızdı iç guveği olmuşsun aferim sana defol gözüm görmesin dedi bende çıktım gittim arkadaşıma telefon açtım dış doktorunu ona devredeceğimi istanbula gideceğimi söyledim bir yerde buluşup konuştuk kafaları çektik o gece sonra istanbula gittim pazartesi  işlemler başlattık temizletip Ankara'daki ev eşyalarını getirmek için bir firmayla anlaştım 10 gün içinde hersey bitmişti yerleştik ilk akşam yemeğini karimin ailesiyle beraber yemiştik terasta kayinpederle küçük bir kaçamak yapıp viskilerimizi içip  sohbet ettik sonra musade istediler kalktılar baldiz kalmıştı ama   biraz oturup sohbet ettik içmeye devam ettik karimla ikisi kalkıp geliyoruz bekle bizi burda dediler yarım saat sonra yatak odasına gel aşkım diye mesaj  gelmisti kalkıp gittim trans paran fantazi sex kıyafeti ile yatakta uzanmış beni bekliyorlardı karimin yanına uzandım ikisi öpüşüyorlardi bende karımı okşuyor kulak memesini boynundan öpüyor bir yandan baldızı izliyordum karim elimi ablasının kalçalarına götürdü ben okşayarak göğüslerine doğru ciktim birbirimizi öpmeye başladık üçumuzun dili birbirine dolanmışti sanki baldızı ortaya aldık üzerindeki çıkarıp çırılçıplak kalmıştı karim bir taraftan ben diyer taraftan göğüslerini emiyor amini okşuyorduk sonra aşağı doğru indik karimla beraber baldızı am dudaklarını yapıyorduk sonra ben karimin arkasına geçtim onu yalamaya başladım bacaklarını açıp am dudakları birbirine surtmeye başladılar onların izlemesi aldığı zevk benim hayalimdeki gibiydi hersey yanlarına yatıp onları izliyordum sonra taş gibi olmuş sikimi yalamaya başladılar ikisini izliyordum karim baldiza ilk sen dedi baldiz sikimin üzerine oturdu sonra karim kafama oturdu baldızı yanan kaygan ami sikimin üzerinde zipliyordu bende karimin arka deliğini am dudaklarini emiyor yaliyordum sonra karim sikime oturdu baldiz yüzümdeki dudaklarimdaki karimin zevk sularını yalayıp yutuyor öpusuyorduk o na sende gel hadi dedim kafama oturmasını söyledim sikimin üzerinde zıplayan karimla bir birlerini okşuyor öpüşüyorlardi bende baldızı am dudaklarından akan zevk suyunu emiyor arka deliğini yaliyor dilimi içine sokuyorum zevk aldığı inlemesinden çıkardığı seslerden belliydi sonra kalktip ikisini yan yana domalttip sert sikmeye başladım sırayla baldiza arkadan izin varmi dedim açık büfe istedigin yerden dedi yavaşça sikimi arka deliğine bastırdım karim kalcasını iki eliyle açıyor yakından izliyordu çık diye bir sesle arka deliğine kaymisti sikim biraz bekledim  yavaş yavaş pompalamaya başladım çıkarıp krem sürüp tekrar girdim baldiz daha çok zevk alıyor karim ablasının  am dudaklarını okşuyor bir yandan bizi  izliyordu fazla geçmeden ikimizde boşaldik  ben son damlasına kadar içinde bekledim sonra ucumuzde nefes nefese uzandik herkez mutluydu dinlendik duşa gidip birseyler içip ikinci postaya başladık birbirimizi yaliyor sevisiyor yatakta düğüm olmustuk  ilk karımı sonra baldızı orgazm etmiştim sonra karim kendi isteği ile anal yapmak istedi karim ara sıra yapsakta benim istemem  yüzünden zorunlu yapardı bu sefer yalayıp yavaşça girdim sanki arka deliği sikimi vakumlargibi gitgel yapıyordu karim önümde baldiz altında göğüslerini emiyor bir yandan amini koşuyordu karim  bir anda hizlanarak orgazm oldu ben arka deliğinden çıkıp baldızı parmakları arasından amina girdim iki elimle omuzlarından tutarak sert sikmeye başladım daha çok lütfen aşkım sert işte böyle diye inliyor du amindan çıkıp arka deliğine girdim tekrar kısık sesle ohhhhh çok güzelmiş birdaha yap aynısını dedi amina sert bir kaçkez girip sonra arka deliğine girdim hızlanarak pompalamaya basladim o sirada boşaldik ikimizde ilk defa böyle orgazm oluyordu karim yatağa uzandık  baldiz ben karim bitkin haldeydik sabah 4 olmuştu  ucumuzde uyup kalmışız uyandığımda saat 11 di not yazmışlar biz annemgile kahvaltıya gidiyoruz akşama iyi dinlen aynısından istiyoruz yazmışlar kalkıp duş aldım eczanesi arkadaşımın önerdiği viagra türü hapı ve kayganlaştirici aldım akşam bizde tekrar başladık bu sefer daha profesyonel ve istekliydi ikisi  o günden sonra her fırsatta yapıyoruz vibrator ve belden başlamalı sex oyuncağı aldık sırayla tost yapıyoruz 
346 notes · View notes
gulnarsultan · 1 year
Text
Tumblr media
》 Dragon and Rose 《
  Your eyes watched your children play while your hand gently caressed your enlarged belly. Even if you didn't look when you heard the door opening, you knew who was coming. Your children were running towards the door saying "Dad" in unison. Even the youngest of you could barely walk towards his father. After you put your children to sleep in the evening, you and your husband were left alone. As you tried to sleep, you were trying to understand how your life had changed from being a young lady of Highgarden to being the mother of eight children with the baby in your wife. Your husband's pulling you into his bosom caused your thoughts to be unfinished. Your spine shudders when you remember what he did to marry you. The first thing Maegor did the moment he captured his father's dragon was to try to take you as his wife. There were big fights, but in the end, his stepbrother had to accept his request. She had seen very little of your family since marriage and was very forbidden to communicate. As long as you played the role of a good wife, you would be safe from Maegor's wrath. For the sake of yourself, your children, and many others, you had no choice but to play the happy marriage game. Most importantly, you are ready to do anything for your children to have a good family life.
》 Ejderha ve Gül 《
Eliniz genişlemiş karnınızı nazikçe okşarken gözleriniz çocuklarınızın oynamasını izledi. Kapının açıldığını duyduğunuzda bakmasanız bile kimin geldiğini biliyordunuz. Çocuklarınız hep bir ağızdan "Baba" diyerek kapıya doğru koşuyorlardı. En küçüğünüz bile babasına zar zor yürüyebiliyordu. Akşam çocuklarınızı uyuttuktan sonra kocanızla baş başa kaldınız. Uyumaya çalışırken, Highgarden'ın genç bir hanımı olmaktan, karındaki bebekle sekiz çocuk annesi olmaya hayatının nasıl değiştiğini anlamaya çalışıyordun. Kocanızın sizi bağrına basması düşüncelerinizin yarım kalmasına neden oldu. Seninle evlenmek için ne yaptığını hatırladığında omurgan ürperiyor. Maegor'un babasının ejderhasını yakaladığı anda yaptığı ilk şey seni karısı olarak almaya çalışmak oldu. Büyük kavgalar olmuş ama sonunda üvey kardeşi onun isteğini kabul etmek zorunda kalmış. Evlendiğinden beri aileni çok az görmüştü ve iletişim kurması çok yasaktı. İyi bir eş rolünü oynadığın sürece Maegor'un gazabından güvende olursun. Kendiniz, çocuklarınız ve diğer birçokları için mutlu evlilik oyununu oynamaktan başka seçeneğiniz yoktu. En önemlisi, çocuklarınızın iyi bir aile hayatı yaşaması için her şeyi yapmaya hazırsınız.
222 notes · View notes
engereken · 1 year
Text
Kadinlardiyor - Silver
Evlilik, çok önemli bir aile kurumudur. İyi günde kötü günde beraberce paylaşımlarda bulunulacak belki de çocuklar ve torunlar ile çiçeklenecek bir müessesedir. Evlenme fobisi günümüzde yoğun olarak rastlanılan bir durumdur.
Evlilik korkusu altında pek çok farklı neden yatabilir. Tabii ki sırf evlenmek için zorlama kararlar, evliliklerin kısa sürmesine neden olabilir. Fakat doğru ve karşılıklı sevgi ve saygıdan emin olunan evlilik kararı, oldukça keyifli bir ömür geçirmeye yardımcı olabilir. Evlilik sendromu da sıkça karşılaşılan bir vakadır. Bu konularda terapi veren uzmanlardan destek çok yararlı olur. Bu ve benzeri konu ile sorular için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
284 notes · View notes
hasanmisim · 16 days
Text
SAÇ BİR DEĞERE BAĞLANMAK İÇİN KESİLİR,
TIRAŞ BİR ADANMADIR.
Tumblr media
Bugün ilk defa dükkânına girdiğim berber “saçın uzamış, epeydir tıraş olmamışsın” dedi.
Ben de kendisine “Tıraş bir adanmadır, saç bir değere bağlanmak için kesilir” dedim.
Berber: “Olur mu öyle şey, saç uzadığı için kesilir.” dedi
Ben de kendisine “Hayır, örneğin damat tıraşı, evlilik akdine riayet etmenin nişanıdır. Kişi bir aile kurduğu, eşine/helal kazanca/hanenin kutsallığına bağlandığı için tıraş olur” dedim.
“bilmiyordum” diye cevap verdi berber.
Berbere dedim ki: “Eskiden AHİ gelenekte mesleğe kabul edilen çırağın saçı kesilir, şed bağlanırdı. İşte o tıraş, ‘bağlanma’ demektir.”
Berber şaşırdı.
Sonra şöyle devam ettim: “İhramdan çıkmak için saç tıraşı olmak gerekir. İhramdan çıkma aşamasına geldiği hâlde tıraş olmadan elbise giyen kişi, ihram yasağı işlemiş olur. İşte bu tıraş ‘Ben kendimi Allah’ın emirlerine adadım’ demektir.”
Berber: “Yapma yahu” dedi.
Ben: “Hz. Âdem cennetten düşünce Allah’a iltica etti, af diledi. Allah onun tövbesini kabul edince Hz. Cebrail’i gönderdi. Hz. Cebrail, Âdem’i tıraş etti ve ona cennetten lokma getirdi.”
Berber: “Vay be..” dedi.
Berber: “O halde tıraş Hz. Cebrail’in mesleği imiş. Biz kutsal bir mesleğe girmişiz” diye ekledi.
Ben de “Zaten ‘meslek’ kelimesi ‘sülûk’* demektir. Sen mesleğinle tekkedesin” dedim.
Berber dedi ki: “Kardaş sen ne iş yaparsın.”
Ben de: “Bunları anlattığım için kimisi bana ‘şaman’ ve kimisi ‘kafayı tozuttu’ diyor” dedim.
Sonra ikimiz de sustuk.
*Sülûk: Bir yola girme, bir yol tutma
(Alıntı)
11 notes · View notes
monnaarsa · 4 months
Text
Herkes seni kpss çalışan biri olarak görürken sen aile, arkadaş, para, akraba zorbalığı, evlilik için yaş geçiyor hissi, mental, duygusal açılardan her anlamda çöküş dönemindesindir ve kimse bunun farkında bile değildir...
13 notes · View notes
naftalin2027 · 3 months
Text
Evliliklerin olmazsa olmazları diye iddialı bir giriş yapmayayım ama bazı şeyler vardır ki, sürdürülebilir bir evlilik için olmazsa olmaza yakın yerdedirler. Yoksa bir taraf mazlum olurken diğer taraf zalim olur. Herkes için geçerli olmama ihtimali olan bu şartlar nelerdir:
1. Evlilik=Geçinmeye niyeti olmaktır. Bir taraf evliliğini kurtarmaya çalışırken diğer taraf kurtarılacak kişi rolünden çıkmıyor, evliliğe benim de katkım olsun demiyor, daha da yokuşa sürüyorsa bu evlilik çok gitmez. Bir tarafın pili bitince evlilik de bitecektir.2. Evlilik sevmekle, sevmek fedakarlıkla doğru orantılıdır. Herkes sevdiği kadar fedakarlık yapar. Ağızdan çıkan seviyorum sözleri fedakarlıkla desteklenmiyorsa kuru kuruya sevmek evlilik kurtarmaz. Karşı taraf için kendinden ne kadar esniyorsan o kadar evliliğini düşünüyorsundur3. Evliliklerin temeli saygıya dayanır. Sayan insan sevmiyorsa da değer veriyordur. Değer veren de günü gelince sevecektir. Saygının ölçüsü de dışarıda sergilediğimiz tavrı evden eksik etmemektir. Dışarıda bağırmayız evde de bağırmayacağız. Nezaketi elden bırakmayacağız.4. “Ama benim karakterim bu” inanışı evlilikler için doğru inanış şekli değildir. Seni olduğun gibi annen kabullenir ve eşin annen değildir. Değişeceksin! Sessiz biriysen biraz konuşmayı öğreneceksin. Kabaysan inceleceksin. Yoksa karakterini de al da git sözüyle karşılaşırsın.5. Sürdürülebilir evlilik “ben” değil “biz” merkezli olur. Bir yarın hep karşı tarafta olacak. Bileceksin ki karşıya yaptığın muameleyi kendine yapıyorsundur. Müsamaha bekliyorsan müsamahakar olacaksın. Merhamet bekliyorsan merhamet edeceksin. Nikah tek kişilik işlem değildir.6. Evliliğin uzaktan bağlantı ile yürümesi zordur. Ayrı şehirlerde evlilik yürür ama gidilmeyen yollarda da dikenler biter. Evlilik bir çatı altında beraber yaşamaktır. Çatılar farklı ise birinde kar yağarken diğerine güneş vurur. Bu da zamanla ayrılıklara sebebiyet verir.7. İnsan evleneceği kişiyi tanımalı ama bir insanın da kolay kolay tanınamayacağını bilmeli. Evlilikle tanıma sürecinin devam ettiğini bilmeli. Evlilik ara ara şifreli kapıların açılmasıdır. Zamanla beraber tanıma süreci tamamlanır. Tanıdıkça da evlilik tamamlanır
Maddeler uzar gider. Dualar ise bitmez. Allah evliliklerimizi O’nun razı olacağı kıvama getirsin. Evlerimizden mutluluğu, bereketi, huzuru eksik etmesin. Gönlümüze genişlik versin, gönlümüzü eşimizle gül eylesin. Kaprislerden arınmış, karşıdakini anlayan bir yuva ihsan eylesin.
9 notes · View notes
acid-gramma · 1 month
Note
Nej ya hayatımın en güzel yıllarını adadığım adam bütün o yılları boşa harcadığımı fark ettirecek bir şey yaparsa ve onun o yaşlarında olan bir erkek olduğu için bile hâlâ şansı olacakken ben sadece midemle akciğerim yer değiştiriyormuş hissiyle dımdızlak ortada kalırsam? Sen şimdi tanımadan evlenme o zaman bunu da mı ben diyim oeç gibi bi şey dersin ama neler değişiyor şu hayatta, değişmese zaten eski sevgililerimiz eski sevgilimiz olmazdı. Çok duygusal biriyim ve bahsettiğim gibi yılların, yaşanmışlıkların söz konusu olduğu üzücü bir durumda kendimi ipe bile verebilirim maalesef. Senin laflarına çok önem veriyorum, o zaman sen ilişki yapma desen gerçekten yapmam. Bir şey de lütfen.
bu korkuyla yasanmaz hayatim. evet degisebilir hatalar yapilabilir ama olay zaten iliskiyi o hatalar yapilmayacak kadar iyi hale soktuktan sonra huzura kavusmak. birbirinizi torpuleyeceksiniz iliskiniz boyunca. iyileriniz kotuleriniz bi sure sonra ayni olacak dogrunuz yanlisiniz ayni olacak. partnership budur, saglikli iliski budur. evet sen gencligini guzelligini zamanini vereceksin iliskiye ama o da bir cok sey verecek? oyle silip atilacak her seyi cope atacak hata yapmaya korkar erkek de. hala degerliyim ve hala benim icin oyun bitmedi diye silip atamaz o da gecmisini. eger toksik bir iliskiniz yoksa ve artik rahatlik ve huzur disinda cok bisi yoksa iliskide bi anda senin eleman 180 derece donup cok korkunc biri haline gelmeyecek. ha diyelim orta yas krizine falan girdi 45 yasinda uckuru agir basti iliskinizi bozdu, e napalim hayatin sonu degil ki. boyle olan evliliklerde genelde o noktada kadin kisisi de erkekten soguyor. naparsa yapsin ben cocuklarimla ilgilenirim hayatimla ilgilenirim isin sonunda eve gelsin yeter aileme baksin kafasina giriyor. evlilik ve aile hayati kismen kadin icin de bitmis oluyor ve farkli seyleri oncelikliyorlar. para gibi, hayat standartlari gibi. senin umrunda olmadigi surece dusundugun kadar zarar vermeyecek yani. ama ben 80yasinda el ele gezecegim mutlu bir iliski hayal ediyorum dersen o is kumar gercekten. umarim su anda yaptigin secim dogru bir secimdir, harcadigin zaman ve yatirim dogru bi yoldur da ustte bahsettigim gibi sikko bi iliskiyi umarsizca devam ettirmek zorunda kalmazsin. bu yuzden es secimi cok onemli iste. meyilleri ve kotu bi potansiyeli olan erkeklerle eglenmelik bile zaman kaybetmemek lazim
14 notes · View notes
haziranzede · 2 months
Text
insanın en çok da anlaşılmaya ihtiyacı var. seni anlayan, fikirlerine saygı duyan, sürekli seninte kit etmeyen insanlara...
herkes seninle aynı düşünmek zorunda değil. ne aile, ne arkadaşlık, ne evlilik anlaşılmadığın ve sürekli olarak tenkite maruz kaldığın bir ortamda insan yeşeremez. olsa olsa kurur solar.
8 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 10 months
Text
Özünde şefkatin olmadığı bir sevgi, tükenmeye ve tüketmeye mahkûmdur. Belki de bu yüzdendir, Bediüzzaman Hazretleri şefkati aşktan daha yüce bulur. İnanılmaz bir tespit. Hakikaten sevdiğine şefkat ettiğinde sevgin ona şifa, etmediğinde ise bela oluyor. Zehirli bir bala benzer şefkatten mahrum olan sevgi. Başta tadı cezbeder ama zamanla zehirler muhatabını. Evlilik değil, şefkatten mahrum olan kalp öldürüyor aşkı. İşte bu yüzden, eş tercihinizde en büyük kriteriniz şefkatli bir kalp olsun genç hanımlar.
Hastalandığınızda size "abartma, iyisin" diyeni değil, "kötü hissettiğini biliyorum, ben yanındayım" diyebileni seçin.
Bir beklentinizi dile getirdiğinizde size "hiç mi yapmıyorum yani, ne yapsam memnun olmuyorsun" diyeni değil, "bundan sonra bu isteğine daha çok önem vereceğim" diyebileni seçin.
Bir hayalinizi veya kararınızı paylaştığınızda size çocuk muamelesi yapıp "izin vermiyorum" diyeni değil, "kararına saygı duyuyorum" diyeni ya da en azından "saygı duyuyorum ama şu sebeplerden ötürü bu kararın sonucunun senin için iyi olmayacağını düşünüyorum" diyebileni seçin.
İkinizi ilgilendiren bir konu olduğunda (çocuk, aile ziyareti, tatil, yaşanacak şehir, ortak eşya tasarrufu vs), "bu konuda sen ne düşünüyorsun?" diyebileni seçin.
Kendisinde sizi rahatsız eden bir durumu dile getirdiğinizde, "tamam, tamam" deyip aynı durumu ısrarla devam ettireni değil, "affedersin, bundan sonra daha dikkatli olurum" deyip gerçekten dikkat edeni seçin.
Büyümüş ve çocukluğunu geride bırakmış birini, siz söylemeden size yardım edeni, birlikte vakit geçirmek için çabalayanı, size güven vereni ve güveneni, mutlu olduğunuz şeylerle mutlu olanı, tartıştığınızda çözümcül davranıp meseleyi olgunca konuşmak isteyeni, birlikte eğlenebildiğinizi, size saygı duyanı, sizinle sohbet etmekten sıkılmayanı, ilgisini belli etmekten çekinmeyeni, sadece kırgın olduğunuzda değil her zaman sizi düşüneni, kısacası sevginin her dilini kullananı tercih edin.
Lütfen sadece namaz hassasiyeti var diye veya dini ortamlarda aktif diye birini hayatınıza ortak etmeyin. Önceliğiniz ruhlarınızın uyumu olsun. Farklı mizaçlı eşler de isterse pekâlâ mutlu olabilir tabii ama isterse. İsterse. Her ikisi de.
Hülya Ertem
24 notes · View notes
yalnzardc · 10 months
Text
Bazı hanımlar öyle bir nişan yapıyor ki insan merak ediyor düğüne ne kaldı, gelinlinkten farkı olmayan elbiseler ile düğünden farkı olmayan kutlamalar yaptıktan sonra bir daha düğün yapmaya ne hacet kalıyor, bilhassa bu çağ da borç harç böyle bir israfa ne gerek var anlamıyorum.
Esasında nişân hadisesi başlı başına gereksiz değil mi kız isteme, söz, nişân hepsi aynı manada değilmi çağır yakın ahbabı nişanı da istemeden sonra kesiver olsun bitsin işte, bazı hadiseleri uzatmak sündürmek iki tarafı da yıpratıyor Rabbim muhafaza etsin düğüne bile varamadan son buluyor çoğu birliktelikler.
Evlilik maddi ve manevi açıdan zaten taraflar için zorlu bir süreç bir de bunu bilhassa aile tarafından katmerlenmesi yeni bir yuva kurmak isteyen geçnlere yapılan bir haksızlık bence.
Sırf bu gibi hadiseler için mahremiyet ve tesettürden taviz verilen işin şeri boyutuna hiç değinmiyorum bile, girersek çıkamayız. Günler geçtikte bakalım gözlerimiz daha neler görecek, Rabbim hayretsin...
18 notes · View notes
zayiflamamlazim · 5 months
Text
Sabahtan beri çok agresiftim. Hayata karşı negatiflik vardı üzerimde, hiç keyfim yoktu. Uzun yıllar tek yaşayan birisi olduğum için özel alanım kalmadı. 1 aydır annemle babam bende kalıyor. Her şeye müsamaha göstermekten inanılmaz yoruldum. Haftasonu Ş ile birlikte abimin yanına gittik tanışmaya. 3 gün aynı ilde idik. İlk gün görüştük, 2. Gün görüşmedik abimle. 3. Gün de Şye kahvaltıya gidelim dedim. 2 kere söyledim bunu oralı olmadı. Sonra ben de tamam sen bilirsin dedim. Annemle babam bir sürü laf etti. Benim de ister istemez moralim bozuldu ve Şye söyledim. Tartıştık 2 3 saat. Sonra barıştık. Eve geldim, bugün de babamla tartıştık. Sebebi de Ş. Sürekli eleştiriyor, yargılıyor. Tam bir ruh hastası gibi davranıyor. Öyle de zaten. Bu konudan çok bunaldım, çenesini kapatmasını söyledim. Yarıyolda bırakıp gittim. Eve gidip kavgayı büyütüp evlerine gitmelerini söyleyecektim. Şimdi bir parkta tek başıma göz pınarımda düşmeyen gözyaşı ile oturuyorum. Hiç çalışmayıp ev hanımı olduğumu hayal ettim bir an. Kendi rutinimde, kendi tempomda. Bilmiyorum ne kadar süre yapabilirdim. İnanılmaz yorgunum. Mental olarak sürekli bir tartışma ve savaş halindeyim. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Psikolojik destek almayı düşünüyorum o kadar özel alanım yok ki nerede konuşacağım evde bilmiyorum. Kendi evliliği çok başarılı olmuş gibi sürekli benim ilişkim ile ilgili yorum yapıyor babam. Bir hastalığı var mı? Hastalığı varsa olmaz diyor. Çok komik değil mi? 30uma 2 yıl kalmış bir kadın olarak babamı bu konuda ikna etmemi bekliyor. Ne acı. Asıl ruh hastasının kendisinin olduğunu bilmiyor, sürekli gelecekten korkuyor. Başına bir şey gelir korkusu var. Dahası bunu bana empoze etmeye çalışıyor. Bu hep böyle oldu, yıllarca sürdü. Hayata karşı korkarak yetiştirdi. Şimdi gelmiş evlilik ile ilgili tavsiyeler veriyor. Ben yıllarca annemle babam boşansın diye dua ettim. Anneme sorsan da bizim için boşanmamış. Benim öyle bir talebim olmadı ki? Kendi düzenim bozulmasın, elalem ne der diye boşanmadı. Başka bir sebebi yok. Her gün evde kavga gürültü, küfür kıyamet. Birbirlerine karşı bizi şahit gösteriyorlardı. Geçen anneme bunları unutmadığımı söyledim. Hemen demagoji yapmaya başladı.
Aile sadece uzaktayken güzel. Bu hep böyle olmuştur. Benim ailemse? Varlığında da yokluğunda da hep dert oldu.
12 notes · View notes
saireyn · 1 year
Text
Vadideki Zambak - Honoré de Balzac
Tumblr media
Asıl adı Honore Balssa olan Honoré de Balzac, 20 Mayıs 1799 tarihinde Fransa’nın Tours şehrinde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlardan beri yazına olan ilgisiyle bilinen Balzac, kariyerine trajedi türünde eserler üreterek başlamıştır. Ancak, bu türdeki eserlerinin beğenilmemesi neticesinde roman türüne yönelmiştir.
Edebiyat dünyasının en ünlü eserlerinden biri olarak kabul edilen ünlü eseri “Vadideki Zambak”, ilk kez Fransız yazar Honoré de Balzac tarafından 1835'te yayınlanmıştır. Yıllar içinde onlarca dile çevrilen bu eser edebiyat tutkunlarına ilham vermeye devam ediyor.
“Bir yürek sizin için açıldığında, bir kulak sizi dinlediğinde, bir bakış size karşılık verdiğinde mutluluğun sonsuzluğunu ancak siz hissedebilirsiniz.”
Vadideki Zambak Romandaki Karakterler
Félix de Vandenesse: 20 yaşında olan Felix romanın ana karakteridir. Roman Félix'in bakış açısıyla anlatılır.
Madame de Mortsauf (Henriette): Lenoncourt Dükü'nün kızı ve Monsiuer de Mortsauf'un eşidir.
Monsieur de Mortsauf: Henriette'in kocasıdır. Oldukça huysuz ve zor bir kişiliğe sahiptir.
Lady Dudley: Félix'le aşk yaşayan bir İngiliz soylusudur.
Natalie de Manerville: Félix'in Henriette ve Lady Dudley den sonraki sevgilisidir.
Vadideki Zambak Romanının Teması
Realist ve natüralist bir tarza sahip olan Balzac’ın bu romanında da kır yaşamını, felsefik bakış açılarını ve özel yaşamı işler. Roman, aile yaşamında kimi zorluklar yaşayan bir genç olan Félix'in, mutsuz bir evlilik sürdüren Henriette ile aralarındaki ilişkiye odaklanır. Romanın başlıca temaları; karakterler arasındaki karmaşık ilişkilerin yanı sıra sınıf yapıları, toplumsal normlar, aşk, ihanet ve hırsı içerir.
“Dakikalar, mutluluk getirmesi beklenen yüzyıllardır...”
Vadideki Zambak, Louis-Philippe dönemindeki tarihi Paris atmosferinde, karakterlerin kişisel ilişkilerini ve ahlaki açmazlarını araştırır. Balzac'ın tarihsel kavrayışı ve derinliği, bu kitabın çok beğenilmesine ve onun en ünlü eserlerinden biri haline gelmesine neden olur.
Balzac, bu eseriyle birlikte edebiyat çevrelerinde büyük saygınlık kazanmıştır. Balzac'ın benzersiz yazı stilinin klasik bir örneği olan Vadideki Zambak, günümüzde de Fransız edebiyatının önemli başyapıtlarından biri olarak görülmektedir.
“İnsanlarda gerçekleşmeyecek umutlar uyandırmayın.”
Bu yazımda, Fransız edebiyatının başyapıtlarından biri olan Vadideki Zambak romanını tanıtmaya çalıştım. Kitap incelemelerine ve tanıtımlarına yer verdiğim yazılarımdan haberdar olmak için takipte kalın. İyi okumalar dilerim…
Yıldız TOKMAK
Kaynaklar:
Honoré de Balzac, Vadideki Zambak
Vikipedi
https://www.turkedebiyati.org/vadideki-zambak-balzac/
31 notes · View notes