Gözlerini kapatsana evladım, sen artık bir kızsın. Nasıl yaşarsın? Baskılara boyun eğme sakın! Sesini çıkarmayı unutma ha amanın! Herkesin düşüncesi var, sana yansicak, unutma sakın. Her zaman bir çaba içinde olacaksın. “Tek başına yapamazsın” dicekler bunu da kulağına küpe takının. “Kocan olunca yaparsın” lafını çokça duyacaksın. “Okuyup ne yapacaksın?” dicekler aldanma sakın, “kadın dediğin böyle giyinir mi aman Allah’ım” diyen olursa üzülme sakın. Bu senin bedenin senin kararın, düşüncesi fesat olanın kalbi de çirkindir, unutma güzel evladım. Göz yaşını akıtacaksın, birinin silmesini hiç bir zaman bekleme güzel kızım, bağımsız olmayı hak edenlerdensin, güven, kendine inan her daim. Yapabilirsin, inan kendine evladım, herkese örnek olucak kadar sağlam bassın ayakların. Hiç bir yere sığmayan kız evladı olma sakın, ne istediğini daima bil ve onu almayı unutma tamam mı ötekileştirilen güzel kızım?
Gece olduğunda gündüzü, gündüz olduğunda da geceyi özleriz. Hep uzaktakini özleriz. Vuslat bir niyettir. Bizim aşkımız bizde olmayandır. Eskiler insanoğlu bir terazidir, kefesi göz, ibresi akıl demiş. Yani her insan etrafını gözleriyle tartar, gördüğüyle muhakeme eder. Aklıyla da karar verir. Karşımızdakini ne yazık ki kıyafetiyle, makamıyla, mülküyle değerlendirir olmuşuz. Ne acı... Siz hiç ipek şal ile gezen fakir, yamalı çul ile gezen zengin gördünüz mü? Oysaki hadis-i şerifte: "Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar." (Müslim) buyrulmuştur. Mevlana ise bu konuda " Acı su da tatlı su da berraktır. Sakın görünüşe aldanma. Görünüşte herkes insandır ama gerçekte insan; hâl ehli olandır." demiştir. Lakin bir kişinin kalp gözü kör olduktan sonra içerideki hazineyi görmesi asla mümkün değildir.