Öyle garip bir insandı ki bir gün öldü ve cesedini gömecek yer bile bulamadılar. Nereye ait olduğunu kendisi bile bilmiyordu çünkü. Ne bir memleketi vardı ne de benim diyebileceği herhangi bir yer. Bir tek kendisi vardı. Fakat artık o da yoktu. Belki de ait olduğu yeri bulduğu için terk edip gitmişti bu diyarı. Bedeni bunu yapamasa da ruhu başarmış olmalıydı. Başka türlü hiçbir şey soğuk yüzünde asılı kalan o huzurlu gülümsemenin sebebini açıklamaya kabil gelemezdi.
Aklım hep bir karış havadadır benim,canım sıkılır gökyüzünü izlerim,insanlara her zaman doğruyu söylerim aldığım cevapsa her zaman doğruyu istemelerine karşın her doğru her yerde söylenmez olur,insanlar doğruyu istedikçe o orantıda doğrudan kaçar bende gerçekleri yüzlerine vurunca ortada bir ben kalır birde ele avuca sığmayan yalnızlıklarım,bunun üzerine bir kahve içerim çünkü bilirimki doğrular insanı hep yalnızlaştırır beni rahatlatacak şeyse kahve ve kitap kokusudur