Al bu kalp senin, içinde en temiz hayallerim, Masal teninde okudum aşkı, hislerim bayağı derin,
Al senin, bu kol, bu göz, bu can, elimle besledim.
Bir sağ elim benimle kalsın sana yazmayı özlerim..♠️♠️♠️
Takmayacaksın, takarsan daha çok üstüne gelirler...
Yürüyüp geçeceksin, hep yürüyüp geçeceksin. Ben öyle yaptım. Hep yürüdüm. Herkesin her şeyi anlamasını bekleyemezsin. Sen yürüyüp gideceksin. Anlayan anlayacak. Anlamayan anlamayacak; dünyanın hepsine yetişemezsin ki....
Kelimenin tam anlamıyla tükenmekti bu. Mahrum kalmaktı her şeyden. Tahammülsüzlüğün son safhasıydı. Kaybedilen bir süre, belkide yıllardı. İnsandık biz... Haliyle müsaittik kırılmaya, üzülmeye, incinmeye. Bazen mutluluğa, sevince, neşeye müsaittik. Uzaklara savrulacak her bir düşünceyede açıktı genelde kapılarımız. Başlangıç ve bitiş arasındaki ince çizgiydi hayatlarımız. Gelişimize gidişimize şahit olan bir dünyaya aittik hepimiz. Yaşanmışlıklarımız, anılarımız, köşeye bir yere bıraktığımız izlerimiz ve kayboluşlarımız vardı. Dört duvar arasında ölümle cebelleştiğimiz anlar vardı.
İnsandık biz...
İnsanlar yaşamaya, duvarlar ise o yaşantılara şahit olmaya mahkûmdu. Bir de hayat vardı. Elimizden kayıp çığlıklarımıza aldırış etmeden usulca kayan bir hayat...