Tumgik
#kötülüğün şeffaflığı
yorgunherakles · 2 years
Quote
can sıkıntısı acının zaman içerisinde çözülüşünden başka bir şey değildir.
byung -chul han - palyatif toplum
26 notes · View notes
kimsesizbiruh · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
12 notes · View notes
dramatik-buluntular · 21 days
Text
…aranılan şey güzellik ya da cazibe değil artık; look (görünüm). Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. Varım, buradayım değil; görülüyorum, bir imajım var; bak bana, bak! Narsisizm bir değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.
— Jean Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı
12 notes · View notes
korayaker · 2 years
Text
SİYASET-FELSEFE
Lenin Sol komünizm Lenin Nisan tezleri Lenin Proleter devrim dönek  kautsky Lenin devlet ve devrim Lenin Emperyalizm Lenin Burjuva demokrasisi ve proleterya diktatörlüğü Lenin Ne yapmalı Lenin Materyalizm ve Ampiryokritisizm Lenin Bir Adim Ileri Iki Adim Geri Lenin Din Üzerine Lenin Sosyalizm ve Savaş Marx Engels Komünist manifesto Yahudi Sorunu Alman İdeolojisi Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı Ücretli Emek ve Sermaye Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Mao Zedong Çelişki Üzerine Uzatmalı Savaş Üzerine Seçme Eserler -ı-ıı-ııı Kızıl Kitap Josef Stalin Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm Marksizm, Ulusal Sorun Leninizmin İlkeleri Anarşizmi mi Sosyalizm mi Bolşevik parti Tarihi Muhalefet Üzerine Georgi Dimitrov Faşizme Karşı Birleşik Cephe Leo huberman Sosyalizmin alfabesi Politzer Felsefenin başlangıç ilkeleri Politzer Felsefenin Temel İlkeleri Nikitin Ekonomi politik Maksim Gorki Küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi Kalinin Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak Che Guevara Ekonomi ce sosyalist ahlak Paul lafargue Tembellik hakkı A.Şnurov Türkiye proleteryası John Reed Dünyayı Sarsan On Gün Ellen Meiksins Wood Sınıftan Kaçış İbrahim kaypakkaya Seçme eserler Mahir çayan Bütün Yazıları Hikmet kıvılcımlı Türkiyede kapitalizmin gelişimi Emrah cilasun - Mustafa suphi ve yoldaşlarını kim öldürdü Kapitalizm, Arzu ve Kölelik, Frederic Lordon Yeryüzünün Lanetlileri - Frantz Fanon Terry Eagleton Marx Neden Haklıydı Jhon Zerzan Gelecekteki ilkel Paulo Freire Ezilenlerin Pedagojisi Kropotkin- Ekmeğin Fethi Ivan Illich'in Okulsuz Toplum Hüseyin Can Sovyetler ve Kürtler A.Kollontai Komünizm ve Aile N. kruspkaya Halk eğitimi Platon Socratesin Savunması
TOPLUMSAL CİNSİYET
Friedrich EngelsAilenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Clara Zetkin Kadın Sorunun Üzerine – Clara Zetkin Lenin'in Bütün Dünya Kadınlarına Vasiyetleri Auguste Bebel Kadın ve Sosyalizm Alexandra Kollontai Marksizm ve Cinsel Devrim Alexandra Kollontai Komünizm ve Aile Alexandra Kollontai Bir çok hayat yaşadım Sibel Özbudun Marksizm ve Kadın Emek, Aşk, Aile Sibel Özbudun Küreselleşme , Kadın ve Yeni - Ataerki Ricardo Coler Kadın Krallığı Elisabeth Badinter Biri Ötekidir Shulamith Firestone Cinselliğin Diyalektiği Diana Gittins Aile Sorgulanıyor Simon de beauvoir ikinci cins Valeri solanes -Erkek doğrama cemiyeti Judith Butler- Cinsiyet Belası İnsan Sonrası - Rosi Braidotti | Aşk paradoksu pascal bruckner camila pagtlia-Cinsel Kimlikler
PSİKOLOJİ
Sigmund Freud Totem ve tabu Sigmund Freud uygarlığın huzursuzluğu Sigmund Freud Düşlerin Yorumu Joel Kovel Tarih ve Tin Michel Foucault Deliliğin Tarihi Jean Twenge Ben nesli Rollo May Kendini Arayan İnsan Pascale Chapaux-Morelli İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon Erich Fromm Sevme Sanatı Eric Fromm- Özgürlükten Kaçış Sahip Olmak ya da Olmak, Erich Fromm Caren Horney Çağın Nevrotik kişiliği Ben ve Biz - Postmodern İnsanın Psikanalizi, Rainer Funk ..
  POSTMODERN FELSEFE
john zerzan- Gelecekteki ilkel Terry Eagleton Postmodernizmin Yanılsamaları Fredric Jameson, Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı Jean Baudrillard Simülakrlar ve Simülasyon Jean Baudrillard Tüketim Toplumu Jean Baudrillard Kötülüğün Şeffaflığı Jean Baudrillard baştan çıkarma üzerine Rainer Funk Ben ve Biz Postmodern İnsanın Psikanalizi - Zygmunt Bauman Akışkan Aşk / İnsan İlişkilerinin Kırılganlığına Dair Zygmunt Bauman  Akışkan Modernite Yaşam Sanatı, Zygmunt Bauman Jean François Lyotard Postmodern Durum Michel Foucault Özne ve İktidar / Seçme Yazılar Michel Foucault Cinselliğin Tarihi Karakter Aşınması - Richard Sennett Kamusal insanın Çöküşü Richart Sennet Guy Debort- Gösteri toplumu Byung-Chul Han-Psikopolitika
VAROLUŞÇU FELSEFE
Arthur Schopenhauer Cinsel Aşkın Metafiziği Arthur Schopenhauer ,Hayatın Anlamı Arthur Schopenhauer İsteme ve Tasarım Olarak Dünya Emil Michel Cioran Çürümenin Kitabı Terry Eagleton Hayatın anlamı Fernando Pessoa Huzursuzluğun Kitabı Ferdinand celine gecenin sonuna yolculuk Jean Paul Sartre Bunaltı Cesare Pavese Yaşama Uğraşı Franz Kafka Dönüşüm Samuel Beckett Godot'yu Beklerken Hermann Hesse Siddhartha Dostoyevski Yeraltından Notlar Dostoyevski Suç Ve ceza Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Nietzsche Ecce homo Nietzsche Decal Candide - Voltaire Albert CamusYabancı Jhon fante toza zor Terry Eagleton Kötülük Üzerine Bir Deneme
ROMAN VE KLASİKLER
Maksim Gorki Ana Maksim Gorki Benim üniversitelerim Dimitrov  Dimov Tütün Kropotkin Ekmeğin Fethi Jack London’ Demir ökçe John Steinbeck Fareler ve İnsanlar Harper Lee Bülbülü Öldürmek Victor Hugo Sefiller Goethe Genç Werther'in Acıları Balzac vadideki zambak Dostoyevski Suç ve Ceza Dostoyevski Kumarbaz Dostoyevski Budala Dostoyevski Ev sahibem Dostoyevski Yeraltından notlar Stefan Zweig Satranç Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Irvin D. Yalom Nietzsche Ağladığında Lev Tolstoy Anna Karenina Vladimir Bartol Fedailerin Kalesi Alamut Amin Maalouf Doğunun Limanları Harper Lee Bülbülü Öldürmek George Orwel Hayvan Çiftliği Jhon Steinbeck Fareler ve İnsanlar Bir Çöküşün Öyküsü, Stefan Zweig
TÜRK EDEBİYATI
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali Kuyucaklı yusuf Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur Ahmet Hamdi Tanpınar Saatleri ayarlama enstitüsü Yaşar kemal İnce memed Recaizade Mahmut Ekrem Araba Sevdası Mehmet Rauf Eylül Peyami Safa Yanlızız Peyami Safa Fatih-Harbiye Peyami Safa Dokuzuncu Hariciye koğuşu Peyami Safa Bir teredüdün Romanı Namık Kemal İntibah Orhan Pamuk kırmızı saçlı kadın Yusuf atılgan Aylak adam Ahmet Ümit İstanbul Hatırası Sodom ve Gomore, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak Kadri Karaosmanoğlu Alemdağda var bir yılan, Sait Faik Abasıyanık Kemal Tahir- Körduman Yakup Kadri Karaosmanoğlu Yaban
Distopya-Ütopya
Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya 1984 - George Orwell Hayvan çitfliği  George Orwell Ursula K. Le Guin Mülksüzler Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood
Din Tarih ve Antropoloji-Siyaset
Tanrı'nın Tarihi - Karen Armstrong Ludwig Feuerbach-Hristiyanlığın Özü Marx Engels- Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Lewis Henry Morgan-Eski toplum Wilhelm Reich- Cinsel ahlakın boy göstermesi Freud totem ve tabu Claude Levi – Strauss  Yapısal Antropoloji Samuel NoahbKramer Tarih Sümerlerle Başlar Samuel noah Kramer Sümer mitolojisi M. İlin-İnsan Nasıl İnsan Oldu Darwin Türlerin kökeni Turan Dursun Din bu Dine Karşı Din - Ali Şerati Ataların Hikayesi Richard Dawkins Sibel özbudun -Antropoloji: Kuramlar, Kuramcilar Lenin Din Üzerine Karl -Marx Yahudilik Üzerine Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens , Yuval Noah Harari Deccal - Friedrich Nietzsche Ahlakın Soykütüğü- Friedrich Nietzsche Peter Hopkirk İstanbulun Doğusunda Bitmeyen oyun Hans Lukaks kieser- Iskalanmış Barış İsa'nın Çarmıhtaki Yedi Sözü, İhsan Özbek Martin Van Bruinessen Kürtlük Türklük Alevilik
Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim
Erdoğan Çınar Kayıp Bir Alevi efsanesi
Erdoğan Çınar Aleviliğin Kayıp Bin yılı
Ahmet Taşağıgil Gök Tengrinin Çocukları
Jena Paul Roux. Türklerin Tarihi
Tori Bir Kürt Düşüncesi Yezidilik
İrene Melikoff Uyur idik uyardılar
Hamza Aksüt Aleviler
Jenet Hamilton Aanadoluda Heretik Hareketler
Faik Bulut Dersim Raporları
Mehmet Bayrak Dersim Koçgiri
Mehmet Bayrak Alevilik Kürdoloji Türkoloji Belge.
Sean Martin Katharlar
Yalçın Küçük-Tekelistan
26 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Jean Baurillard’ın Kötülüğün Şeffaflığı kitabından bahsetmek istiyorum. Baudrillard son zamanların en iyi filozoflarından.Kötülüğün,cinselliğin,politikanın rengini yitirmesi ve herşeyin şeffaflaşmasını ironik ama bir o kadar da bilimsel bir dille eleştiriyor.Özellikle medya ve siyasetle ilgili bölümlerde okuanların okuması gereken bir kitap.. Her kişi kendi görünümünü arıyor.Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. "Varım, buradayım" değil; "Görülüyorum, bir imajım, bak bana bak!" Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışa dönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı. Simülasyon kavramının en derinini sorgulamamıza neden olan ve içinde yaşadığımız hayatın ne kadar gerçekdışı olduğunu yüzümüze vuran Baudrillard'dan bir şaheser daha. Nietczsche'nin İyinin ve Kötünün Ötesinde isimli kitabından sonra iyi kötü kavramlarını bir de Baudrillard'dan dinleyelim. Nietzsche ile paralel düşünen Baudrillard'ın yorumları en az Nietzsche kadar şaşırtıcı. Okumadan önce yere sağlam basmak gerek. :) Okumak için hazır olmanız gereken kitaplardan. Tam anlamıyla odaklanırsanız müthiş şeyler bulacaksınız kitapta. Gelişim, ilerleme gibi kavramların sosyolojik bir denemesi de diyebiliriz. Bu alanla ilgilenenlerin okuması gereken bir kitap Fransız felsefeci ve toplumbilimci -ki bana göre sosyolog tarafı daha baskın- Jean Baudrillard Öncelikle, anlaması ve bihassa da anlatması, yorumlaması zor bir kitap.
12 notes · View notes
panoptik · 1 year
Text
Vaktiyle beden ruhun metaforuydu, ardından cinselliğin metaforu oldu. Bugün artık kesinlikle hiçbir şeyin metaforu değil;
"Beden metastaz yeridir, simgesel düzenlenme olmadan, aşkın bir hedef olmadan, iletişim ağlarının ve entegre devrelerin yan yanalığına benzer katıksız bir yan yanalık içinde, tüm bu süreçlerin sonsuza değin programlandığı ve mekanik biçimde birbirine eklendiği yerlerdir."
Kötülüğün Şeffaflığı s.14 - Jean Baudrillard
2 notes · View notes
mantikutayr · 5 years
Photo
Tumblr media
‘’artık yalnızca orji ve özgürleşme simülasyonu yapmak, hızlanarak aynı yönde gidiyormuş gibi görünmek geliyor elimizden; oysa gerçekte boşlukta hızlanıyoruz, çünkü özgürleşmenin tüm hedeflerini çoktan ardımızda bıraktık.’’
(orji: her alandaki özgürlüğün patladığı an. simülasyon: gerçekten fiili olarak var olmayan bir şeyi, bir durumu bütün bileşenleriyle birlikte gerçekmiş ve fiilen varmış gibi gösterme durumu anlamına gelir.)
‘’modernliğin görkemli ilerleyişi tüm değerlerde hayal ettiğimiz değişime yol açmadı; değerlerin birbirine dolanıp kendi üzerilerine katlanmasına yol açtı ki, bunun sonucu bizim için tam bir kafa karışıklığı oldu. cinsel, politik ya da estetik alanda belirleyici bir ilkeyi kavramamız artık olanaksızdır.’‘
‘’hepimiz bilinemezciyiz ya da sanatın veya cinselliğin travestileriyiz. ne estetik ne de cinsel bir inancımız var, ama hala bunlara sahip olmayı öğretiyoruz.’’
‘’aranan şey güzellik ya da cazibe değil artık; görüntü.. her kişi kendi görüntüsünü arıyor. kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. varım, buradayım değil, görülüyorum, bir imajım, bak bana, bak! narsizm bile değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.’‘
‘’segalen, dünyanın bir küre olduğunu gerçekten anladığımız andan itibaren yolculuk diye bir şey kalmadığını söylüyordu; çünkü bir kürenin üzerindeki bir noktadan uzaklaşmak bu noktaya yaklaşmaya başlamak demektir. bir kürenin üstünde, doğrusallık garip bir eğrilik kazanır, tekdüzeliğin eğriliğini.’’
‘’iş artık eylem değil bir işlemdir. tüketim artık sadece mallardan bir haz alma değil; bir haz aldırma, gösterge-nesnelerin diferansiyel dizilişi model alınarak belirlenmiş endeksli bir işlemdir. İletişim konuşmak değil, konuşturmak; enformasyon bilmek değil, bildirmektir. ‘’
‘’insan mıyım makine mi? bu antropolojik sorunun yanıtı yok artık.’‘
‘’tüm reklamlar ve politik söylem, akla mantığa açıkça hakarettir.. simgesel alanı, zihnin muhakeme alanını koruyan hiçbir şey yok artık. neyin güzel neyin çirkin olduğuna, neyin orijinal neyin orijinal olmadığına ben karar veremediğim gibi biyolojik organizma da kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veremiyor artık. ‘’ 
‘’kişi artık ötekiyle yüzyüze gelemiyor, ama kendi kendisiyle çatışıyor. bağışıklık sürecinin saldırgan biçimde tersyüz oluşuyla, bağışıklık kodundaki bir bozuklukla ve kendi savunma sistemlerinin yok olmasıyla birey kendi antikoruna dönüşüyor. oysa tüm toplumumuz ötekiliği etkisiz kılmayı, doğal gönderme olarak ötekini yok etmeyi amaçlıyor. iletişim yüzünden bu toplumun kendisine karşı alerjisi artıyor. kendi genetik, biyolojik ve sebernetik varlığı karşısındaki şeffalık yüzünden beden, kendi gölgesinden bile alerji kapıyor. yadsınan tüm ötekilik hayaleti kendi kendini yıkan bir süreç olarak diriliyor. bu da kötülüğün şeffaflığıdır.’‘
‘’eskiden yolculuk yapmak bir yerde olmanın ya da hiçbir yer yerde olmamanın yoluydu. bugün, bir yerde olma duygusunu hissetmenin tek yoludur. kendi evimde, her türlü enformasyonla bir yığın ekranla çevrelenmiş olarak, hiçbir yerde değilim artık.’’
‘’artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. artık ne istediğimizi bilmiyoruz ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. istemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi, ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.’’
ve yedi pencere’den. 
20 notes · View notes
zamankaybolmaz · 6 years
Photo
Tumblr media
Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. "Varım, buradayım" değil; "Görülüyorum, bir imajım, bak bana bak!" Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışa dönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.
Kötülüğün Şeffaflığı / Jean Baudrillard
42 notes · View notes
yantekerlek · 6 years
Text
biçimlerin eklektik baş döndürücülüğü, zevklerin eklektik baş döndürücülüğü: barok'un simgesi de buydu. ama barok'ta yapaylığın yarattığı baş dönmesi tensel bir baş dönmesidir. barok sanatçılar gibi biz de dizginsiz görüntü yaratıcılarıyız, ama gizliden gizliye putkırıcıyız. görüntüleri yok edenlerden değil, görülecek hiçbir şeyin olmadığı bir görüntü bolluğu üretenlerdeniz.
jean baudrillard, kötülüğün şeffaflığı, s.23.
Allah belamızı vermesin. amin.
8 notes · View notes
kedidirokedi · 6 years
Quote
...aranılan şey güzellik ya da cazibe değil artık; look (görünüm). Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. Varım, buradayım değil; görülüyorum, bir imajım var; bak bana, bak! Narsisizm bir değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.
Jean Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı
95 notes · View notes
kaanozer · 6 years
Photo
Tumblr media
Artık yalnızca orji ve özgürleşme simülasyonu yapmak, hızlanarak aynı yönde gidiyormuş gibi görünmek geliyor elimizden; oysa gerçekte boşlukta hızlanıyoruz, çünkü özgürleşmenin tüm hedeflerini çoktan ardımızda bıraktık.
Syf10 (orji: her alandaki özgürlüğün patladığı an. Simülasyon: Gerçekten fiili olarak var olmayan bir şeyi, bir durumu bütün bileşenleriyle birlikte gerçekmiş ve fiilen varmış gibi gösterme durumu anlamına gelir.)
Özgür kalan şeyler sonu gelmez biçimde birbirinin yerine geçmeye ve böylelikle gitgide artan belirsizliğe ve şüphelilik ilkesine mahkumdurlar. Artık hiçbir şey, Tanrı bile sona ererek ya da ölümle yok olmuyor; hızla çoğalarak, sirayet ederek, doygunluk ve şeffaflık yoluyla, bitkinlik ve kökü kazınma yoluyla, simülasyon salgını yoluyla yok oluyor. Bu artık bir ölümcül yok olma biçimi değil, fraktal bir dağılma biçimidir.
Syf10-11 (fraktal: Kar tanesi gibi parçalandıkça benzer motifler sergileyen doğal nesnelere verilen ad)
Gerçekten yansıyan bir şey yok artık. Artık değerler alanında devrim yok; değerler birbirine dolanıp kendi üzerlerine katlanıyor.
Syf11
Bu fraktal evrede, ne doğal ne genel bir denge vardır, gerçek anlamda sözü edilebilecek bir değer yasası yoktur artık; bir tür değer salgınından, değerin genel metastazından, rastlantısal bir şekilde hızla çoğalma ve dağılmasından başka bir şey yoktur. Bu tür çoğalma ve zincirleme tepki her çeşit değerlendirmeyi olanaksız kıldığından değerden artık kesinlikle söz edemeyiz. .. Güzel ya da çirkin, doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü terimleriyle değerlendirme yapmak, bir parçacığın hızını ve bulunduğu yeri aynı anda ölçmek kadar olanaksızdır. İyi, artık kötünün karşıtı değildir; her tanecik kendi yörüngesini izler, her değer ya da değer parçası simülasyon göğünde bir an parlar, sonra diğer parçacıkların yoluyla ender olarak kesişen eğri bir çizgi boyunca boşlukta kaybolur. Fraktal değer şemasının ta kendisidir bu; kültürümüzün de güncel şemasıdır.
Şeyler, göstergeler ve eylemler düşüncelerinden, kavramlarından, özlerinden, değerlerinden, göndermelerinden, kökenlerinden ve amaçlarından kurtuldukları zaman sonsuza dek kendilerini üretirler. Düşünce çoktan yok olmuşken, şeyler işlemeyi sürdürür; hem de kendi içeriklerini hiç umursamadan işlemeyi sürdürürler. Bu koşullarda bu kadar iyi işliyor olmaları bir tuhaf durumdur. Örneğin ilerleme düşüncesi yok oldu ama ilerleme sürüyor. Televizyon kendi görüntüleri karşısında tam bir umursamazlık içinde işliyor. İnsan yok olsa bile böyle devam edebilir. Her sistemin ve bireyin içinde her yanda çoğalabilmek, her yöne yayılabilmek için kendi düşünce ve özünden kurtulma yönünde gizli bir itki var olabilir mi?
Syf12
Düşüncesini yitiren bir şey gölgesini yitirmiş adama benzer; bu şey, kendini kaybettiği bir çılgınlığın içine düşer.
Syf13
Cinsellik artık yalnızca cinsellikte değil, başka her yerdedir.
Syf14
Her şey politik olduğunda artık hiçbir şey politik değildir. Her şey cinsel olduğunda artık hiçbir şey cinsel değildir ve cinsellik tüm anlamını yitirir. Her şey estetik olduğunda artık güzel ya da çirkin olan bir şey kalmaz ve sanat da yok olur.
Bir düşüncenin tamamen gerçekleşmesi, modernlik eğilimin kusursuz biçimde ortaya çıkması olduğu kadar, aynı zamanda bu düşüncenin aşırılığı, kendi sınırlarının ötesine uzanarak yadsınması ve ortadan kalkması anlamına da gelebilir.
Syf15
Modernliğin görkemli ilerleyişi tüm değerlerde hayal ettiğimiz değişime yol açmadı; değerlerin birbirine dolanıp kendi üzerlerine katlanmasına yol açtı ki, bunun sonucu bizim için tam bir kafa karışıklığı oldu. Cinsel, politik ya da estetik alanda belirleyici bir ilkeyi kavramamız artık olanaksızdır.
Syf16
Sanat da modern zamanların estetik ütopyası uyarınca kendini aşıp, ideal yaşam biçimi haline gelmeyi başaramadı. Sanat kendini aşkın bir ideallik haline getiremedi ve gündelik yaşamın genel estetikleştirilmesi içinde dağıldı, görüntülerin katıksız dolaşımı uğruna sıradanlığın trans-estetiği içinde yok oldu… Sanatın her yerde çoğaldığını görüyoruz. Sanat üzerine söylem ise daha da hızlı çoğalmaktadır. Ama sanatın ruhu yok oldu.
Syf17-19
Ne temel kural, ne yargı, ne de zevk ölçüsü var artık. Günümüzün estetik alanında, kendi kurallarını tanıyacak Tanrı kalmadı; ya da başka bir metafor kullanırsak, estetik zevk ve yargıya ilişkin hassas terazi yok artık. Sanatın durumu, tıpkı gerçek zenginlik ya da değere çevrilmesi imkansız olduğundan, artık değiş tokuş edilemeyen ve bundan böyle yalnızca dolaşan paralar gibidir. Sanat alanındaki hiçbir şey bir diğerine karşıt değil. Yeni geometricilik, yeni dışavurumculuk, yeni soyutlamacılık, yeni figürasyon; tüm bunlar tam bir farksızlık içinde bir arada bulunuyorlar. Bu eğilimlerde özgün bir yaratıcılık kalmadığından aynı kültür alanı içinde bir arada bulunabiliyorlar. Biz de bunları derin bir umursamazlık uyandırdıklarından aynı anda benimseyebiliyoruz.
Syf20
Sanat dünyası garip bir görünüm sunuyor. Sanatta ve esinde bir birikme, akış güçlüğü var gibi. Birkaç yüzyıl boyunca göz kamaştırıcı biçimde gelişmiş olan şeyler sanki kendi görüntü ve zenginlikleri karşısında taş kesilip aniden donup kalmışlar. Çağdaş sanatın tüm sarsınıtılı deviniminin ardında, bir tür durgunluk, artık kendini aşamayan ve giderek daha fazla tekrarlayarak, kendi üstüne kapanan bir şey var.
Syf20
Biçimlerin, çizgilerin, renklerin ve estetik kavramların özgürleşmesiyle, tüm kültürlerin ve üslupların kaynaşmasıyla toplumumuz genel bir estetikleşmeye, karşı-kültür biçimleri dahil olmak üzere tüm kültür biçimlerinin terfi etmesine, tüm temsil ve karşı-temsil modellerinin göklere çıkarılmasına yol açtı.
Syf20-21
Batının yaptığı en büyük işin dünyanın ticarileştirilmesi, her şeyi ticaretin yazgısına bırakmış olması olduğu söyleniyor. Oysa en büyük iş, dünyanın estetikleşmesi, kozmopolit biçimde sahnelenmesi, görüntüye dönüştürülmesi, göstergebilimsel olarak düzenlenmesi olmalıdır. Bizim tanık olduğumuz şey, ticaretin maddi kurallarının ötesinde, reklamlar, medya ve görüntüler aracılığıyla her şeyin bir gösterge sanayisine dönüşmüş olmasıdır. En marjinal en sıradan veya en müstehcen şey bile estetikleşiyor, kültürelleşiyor. Her şey söyleniyor, her şey ifade ediliyor, her şey bir gösterge gücüne ya da tavrına bürünüyor.
Syf21
Sanat, yakında yerini uçsuz bucaksız yapay bir müzeye ve zincirinden boşanmış reklamcılığa bırakarak tamamen silinip gidecektir.
Syf21
Görüntüleri yok edenlerden değil, görülecek hiçbir şeyin olmadığı bir görüntü bolluğu üretenlerdeniz.
Çağdaş görüntülerin büyük çoğunluğu-video, resim, plastik sanatlar, görsel-işitsel ve sentez görüntüler, görülecek hiçbir şeyin olmadığı düz anlamda görüntüler; izsiz, gölgesiz, sonuçsuz görüntülerdir.
Syf22
Artık güzel ya da çirkine ulaşamadığımızdan ve değer yargısında bulunmamız olanaksız olduğundan içinde olduğumuz bu noktada umursamazlığa mahkumuz.
Güzel ve çirkin karşılıklı çelişkilerinden bir kez kurtuldular mı bir biçimde çoğalırlar.
Syf22
Cinsel beden günümüzde bir tür yapay yazgıya mahkum edilmiştir. Bu yapay yazgı da trans-seksüelliktir…. Hepimiz trasn-seksüeliz; çünkü potansiyel olarak değişebilir biyolojik yaratıklarız. Bununla birlikte, biyolojik bir süreç de değil bu; hepimiz simgesel olarak trans-seksüeliz.
Syf24-25
Hepimiz bilinemezciyiz ya da sanatın veya cinselliğin travestileriyiz. Ne estetik ne de cinsel bir inancımız var, ama hala bunlara sahip olmayı öğretiyoruz.
Syf26
Aranan şey güzellik ya da cazibe değil artık; görüntü… her kişi kendi görüntüsünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından, ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. Varım, buradayım değil, görülüyorum, bir imajım, bak bana, bak! Narsizm bile değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir tür reklamcı saflığı.
Syf27
Segalen, dünyanın bir küre olduğunu gerçekten anladığımız andan itibaren yolculuk diye bir şey kalmadığını söylüyordu; çünkü bir kürenin üzerindeki bir noktadan uzaklaşmak bu noktaya yaklaşmaya başlamak demektir. Bir kürenin üstünde, doğrusallık garip bir eğrilik kazanır, tekdüzeliğin eğriliğini.
Syf31
İnsan varlığına ait her şey, biyolojik bedeni, zihni, kas ve beyin yapısı insanın etrafında mekanik ya da bilgi-işlemsel protezler halinde dönmektedir.
Syf33
Artık büyümüyor, ur halini alıyoruz… Hiçbir belirgin hedefe göre kendini düzenlemeden büyümeyi sürdüren bir toplumdayız.
Syf33
Bizden kaçan bir şey var ve biz de geri dönüşsüz bir sürecin parçası olarak kendimizden kaçıyoruz. Kendimizi kaybediyoruz; dönüşü olmayan bir noktadan, şeylerin çelişkilerinin sona erdiği bir noktadan geçtik ve süreçlerin tersine çevrilemediği ve anlam da taşımadığı bir çelişkisizlik, zıvanadan çıkma, kendinden geçme ve şaşkınlık evrenine sağsalim girdik.
Syf35
Hayal etmek bile gerekmiyor bugün.
Syf37
Günümüzde medyanın viral bir gücü vardır ve zehirleyicilikleri de bulaşıcıdır. Bedenlerin ve zihinlerin sinyal ve görüntülerle yayıldığı bir kültürün içindeyiz; ve bu kültürün en güzel sonuçları yaratmış olması gibi en öldürücü virüsleri de yaratmasına niçin şaşıralım? Bedenlerin nükleerleştirilmesi Hiroşima’da başladı, ama kitle iletişim araçlarının, görüntülerinin, göstergelerin, programların ve iletişim araçlarının yayılmasıyla belli bir çevrede bedenler sürekli ve ardı arkası kesilmez biçimde nükleerleştirilmektedir.
Syf39
Kitleleri olasılıklar hesabına cancı canlı kurban etmek için kasıtlı olarak moralleri bozuldu, ideolojisizleştirildiler; ama günümüzde tüm görüntüleri istikrarsızlaştıranlar ve politikanın hakikatıyle alay edenler kitlelerdir.
Syf42
Eskiden bir olay gerçekleşmek için vardı, günümüzde ise gerçekleştirilmesi tasarlanan şeydir olay.
Syf43
Çağdaş devrim belirsizliğin devrimidir.
Syf44
Durumumuz gölgesini yitirmiş adama benzer.
Syf45
İş artık eylem değil bir işlemdir. Tüketim artık sadece mallardan bir haz alma değil; bir haz aldırma, gösterge-nesnelerin diferansiyel dizilişi model alınarak belirlenmiş endeksli bir işlemdir. İletişim konuşmak değil, konuşturmak; enformasyon bilmek değil, bildirmektir.
Syf47
Sonu olmayan şeyin durmak için nedeni de olmaz.
Syf48
İnsanlar akıllı makinelar yaratıyor ya da düşlüyorlarsa gizliden gizliye kendi akıllarından umut kestiklerinden ya da dehşet verici ve gereksiz bir aklın ağırlığı altında ezildiklerindendir. O zaman bu aklı kullanabilmek ve onunla eğlenebilmek için aklı makinalara hapsederler.
Syf51
Yapaylığın, gerçekliği üreten şeyle hiçbir ilgisi yoktur; gerçekliği başkalaştıran şeyle ilgisi vardır. Yapaylık, yanılsamanın gücüdür.
Syf52
Makinenin yalnızlığı, tele-kompüter insanın yalnızlığını beraberinde getirir.
Syf53
Makine, insan ne istiyorsa onu yapar; ama buna karşılık insan, makinenin yapmaya programlandığı şeyi gerçekleştirir yalnızca.
Syf55-56
İnsan mıyım makine mi? Bu antropolojik sorunun yanıtı yok artık.
Syf57
Ne rahatlık! Sanal makineler geldi, sorun bitti! Artık siz ne öznesiniz ne nesne, ne özgürsünüz ne yabancılaşmış, ne o ne bu; birbirinizin yerine geçmenin verdiği hayranlık içinde aynısınız. İnsanın insanı yabancılaştırması yok artık, insanın makine tarafından homeostazı var bundan böyle.
Syf58 homeostaz: biyolojik sistemlerin yaşam için en uygun koşullara uyum sağlarken dengelerini korumalarını sağlayan kendi kendini düzenleme süreci.)
Kristal kendi kendinden intikam alıyor… Ameliyat salonları öyle korunur ki hiçbir mikrop, hiçbir bakteri hayatta kalamaz. Oysa gizemli, anormal viral hastalıkların burada doğduğu görülür.
Syf61
Hiçbir topluluk kendi değer sistemine karşı çıkmadan yaşayamaz.
Syf64
Moda sosyolojinin ve estetiğin düşkırıklığıdır. Moda biçimlerin mucizevi salgınıdır ve zincirleme tepki virüsü modanın bu etkisini farklılık mantığının elinden almıştır. Moda zevki kuşkusuz kültüreldir, ama göstergeler oyunundaki o çok hızlı ve ani anlaşmaya borçlu değil midir daha çok? Düşlem çöktüğünde ve virüs yorgun düştüğünde modalar da salgınlar gibi söner zaten.
Syf67
Eylemlerimizde, girişimlerimizde, hastalıklarımızda giderek daha az ‘nesnel’ güdülenim var; bunlar çoğunlukla kendimize duyduğumuz gizli bir tiksintiden, bizi enerjimizden herhangi bir biçimde kurtulmaya iten gizli bir mirasçısız kalma halinden, yani bir eylem niyeti biçiminden ziyade bir defetme biçiminden kaynaklanıyorlar.
Syf70
Tüm reklamlar ve politik söylem, akla mantığa açıkça hakarettir.
Artık hiçbir şeyin bizi hakikaten tiksindirmediği de doğru. Tüm diğer kültürlerin bozulmasıyla ve üşüşmesiyle örtüşen eklektik kültürümüzde kabul edilmeyecek hiçbir şey yok, tiksinti bunun için büyüyor, bu izdihamı, en boktan şey karşısındaki bu umursamazlığı, karşıtların bu yapışkanlığını kusma arzusu bu yüzden var. Her şeyi toptan reddetmenin alerjik çekiciliği, yavaşça zehirleme, yavaşça aşırı besleme, hoşgörü, güçbirliği ve anlaşma şantajı.
Syf71
Simgesel alanı, zihnin muhakeme alanını koruyan hiçbir şey yok artık. Neyin güzel neyin çirkin olduğuna, neyin orijinal neyin orijinal olmadığına ben karar veremediğim gibi biyolojik organizma da kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veremiyor artık.
Syf72
İlkel şiddet hem daha vecd hali içindedir hem de daha çok kurban etmeyle ilgilidir. Bizim şiddetimiz, aşırı-modernliğimizin ürettiği şiddet; terördür. Simülark bir şiddettir bu; tutkudan çok ekrandan doğar, görüntülerin doğasıyla aynı yapıdadır.
Syf73
Bugün simgesel güç silahların ve paranın gücünden daima üstündür.
Syf81
Kötülüğü dile getirmeyi bilmiyoruz artık.
Syf83
Batıda özgürlük ve özgürlük düşüncesi ölümlerin en güzeliyle ölmüştür.
Syf91
Kendi lanetli yanını temizleyen her şey kendi ölümünü imzalar.
Syf101
Kötülük lanetli yan gibidir; kendini harcayarak yeniden üretir.
Syf103
Kişi artık kendi genetik formülünün kanserli metastazından başka bir şey değildir.
Syf115
Kişi artık ötekiyle yüzyüze gelemiyor, ama kendi kendisiyle çatışıyor. Bağışıklık sürecinin saldırgan biçimde tersyüz oluşuyla, bağışıklık kodundaki bir bozuklukla ve kendi savunma sistemlerinin yok olmasıyla birey kendi antikoruna dönüşüyor. Oysa tüm toplumumuz ötekiliği etkisiz kılmayı, doğal gönderme olarak ötekini yok etmeyi amaçlıyor. İletişim yüzünden bu toplumun kendisine karşı alerjisi artıyor. Kendi genetik, biyolojik ve sebernetik varlığı karşısındaki şeffalık yüzünden beden, kendi gölgesinden bile alerji kapıyor. Yadsınan tüm ötekilik hayaleti kendi kendini yıkan bir süreç olarak diriliyor. Bu da KÖTÜLÜĞÜN ŞEFFAFLIĞIDIR.
Syf116
İnsanlığı birleştirme amacı, farklılığı birleştirme amacı, her yerde açmazdadır ve bu açmaz, evrensellik kavramının da açmazıdır.
Syf124
Her şey sisteme boyun eğer, aynı anda da her şey sistemden kaçar. Batılı yaşam tarzına özenen dünya halkları hiçbir zaman bu yaşama katılamadıkları gibi gizliden gizliye de küçümserler. Bu değerler sisteminin merkezinin dışında dururlar. Bu halkların birleşme ve genellikle bağnazca batılılardan çok batılı olma tarzları, Aydınlanma ve ilerleme kırıntılarıyla yaptıkları ufak tefek şeyler, maymunsu bir parodinin tüm özelliklerine sahiptir.
Syf127-128
Biz (batılılar) onların kültürlerini küçümsüyorduk, bugün onlara saygı duyuyoruz. Onlar bizim kültürümüze saygı duymuyorlar, bu kültür için yalnızca sınırsız bir alçakgönüllülük taşıyorlar. Biz onları sömürme ve boyun eğdirme hakkını ele geçirdiysek, onlar da kendilerine bizi aldatma lüksünü sundular.
Syf128
Ötekinin kökünü kazımak için girişilmiş olan her şey ötekinin yok edilemezliğini, yani ötekiliğin sürüp giden kaçınılmazlığını kanıtlıyor.
Syf137
Yolculukta aranan ne keşif ne de alışveriştir, yumuşak bir yurtsuzlaşma, yolculuğur, yani yokluğun yükümlülüğüne giriştir…. Ötekilerde aradığımız şey, belki de yolculuktaki o aynı yumuşak yurtsuzlaşmanın aynısıdır. Özgün istek ve keşfetmenin yerini, ötekinin isteğine ve bu isteğin içinden geçmeye sürgün edilme eğilimi alır. Zaten aşk hareketlerinde ve bakışlarında çoğunlukla sürgünün mesafesi vardır. Dil belirtmekten korkan sözcüklerin içinde yurdundan uzak düşer.
Syf141
Eskiden yolculuk yapmak bir yerde olmanın ya da hiçbir yer yerde olmamanın yoluydu. Bugün, bir yerde olma duygusunu hissetmenin tek yoludur. Kendi evimde, her türlü enformasyonla bir yığın ekranla çevrelenmiş olarak, hiçbir yerde değilim artık.
Syf142
Fotoğrafik olan şey, yalnızca tecavüze uğramış, suçüstü yakalanmış, kendi iradesine rağmen açık edilmiş ve ortaya çıkarılmış olan şeydir. Ne imgesi ne de kendi bilinci olduğundan hiçbir zaman temsil edilmemiş olan şeydir. Yaban ya da bizim yabanıl yanımız kendini yansıtmaz. Kendisine yabanıl biçimde yabancıdır o. En çekici kadınlar kendilerine en yabancı olanlardır. İyi bir fotoğraf hiçbir şey göstermez, o da gösterilemezliği, kendine yabancı olanın başkasılığını nesnenin kökten egzotizmini yakalar.
Syf143
Yalnızca insanlık-dışı olan fotojeniktir… Fotograf bizim cin çıkarmamızdır. Yabanıl toplumların maskeleri, burjuva toplumumun aynaları vardı, bizimse imgelerimiz var.
Syf143
Şu ya da bu sahneyi zevk için fotoğrafladığınızı sanıyorsunuz; gerçekte fotoğraflanmak isteyen o’dur. Siz olsa olsa bu sahneye koyuşun figüranısınız.
Syf144
Herkes diğerine kurduğu tuzakla yaşar.
Syf150
Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi, ama bir başkasına devredilerek genel olarak ilga edildiler.
Syf157
Kadınlar erkeklerin kendilerini erkek sanmalarına izin verirler, oysa kadınlar, gizliden gizliye kendilerinin kadın olduklarına inanmazlar. Çocukların çocuk olduklarına inanmamaları gibi. İnanmaya izin veren, inanandan ve inandırandan her zaman üstündür. Kadının cinsel ve politik özgürleşmesindeki tuzak, tam da kadınları kadın olduklarına inandırmak oldu.
Syf160
Öteki, kendimi sonsuza dek yinelememi engelleyendir.
Syf164
10 notes · View notes
yorgunherakles · 2 years
Quote
kendisiyle uğraşmaz. dışarıya dönüktür.
byung-chul han  - palyatif toplum
18 notes · View notes
kunyekultursanat · 3 years
Text
BAŞKALAŞIM VE DÖNÜŞÜM SARMALINDA YENİ İNSAN
BAŞKALAŞIM VE DÖNÜŞÜM SARMALINDA YENİ İNSAN
[KOMPAKT BİR FORMDA ‘METAMORFİZM İLE ‘TRANSFORMASYON’ ARASINDAKİ FARK VE/VEYA ÖZDEŞİM ÜZERİNE KISA BİR HASBİHAL] Zeki Coşkunsu Editör: Simge Armutçu İlkin, kompakt(özlüce) bir formda, metamorfizm (metamorphosis: başkalaşım) ile transformasyon (transformation: dönüşüm) arasındaki fark ve/veya özdeşim üzerinde duralım: 1- “Metamorfizm (metamorphosis: başkalaşım)”(1) ile şunu anlamak mümkündür:…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Her şey politik olduğunda artık hiçbir şey politik değildir ve politika sözcüğünün anlamı kalmaz. Her şey cinsel olduğunda artık hiçbir şey cinsel değildir ve cinsellik tüm anlamını yitirir. Her şey estetik olduğunda artık güzel ya da çirkin olan bir şey kalmaz ve sanat da yok olur.
— Jean Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı
36 notes · View notes
korayaker · 1 year
Text
SİYASET Lenin Sol komünizm Lenin Nisan tezleri Lenin Proleter devrim dönek kuattscki Lenin devlet ve devrim Lenin Emperyalizm Lenin Burjuva demokrasisi ve proleterya diktatörlüğü Lenin Ne yapmalı Lenin Materyalizm ve Ampiryokritisizm Lenin Bir Adim Ileri Iki Adim Geri Lenin Din Üzerine Lenin Ssosyalizm ve Savaş Marx Engels Komünist manifesto Yahudi Sorunu Alman İdeolojisi Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı Ücretli Emek ve Sermaye Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Konut Sorunu Mao Zedong Çelişki Üzerine Uzatmalı Savaş Üzerine Seçme Eserler -ı-ıı-ııı Kızıl Kitap Josef Stalin Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm Marksizm, Ulusal Sorun Leninizmin İlkeleri Anarşizmi mi Sosyalizm mi Bolşevik parti Tarihi Muhalefet Üzerine Georgi Dimitrov Faşizme Karşı Birleşik Cephe Leo huberman Sosyalizmin alfabesi Politzer Felsefenin başlangıç ilkeleri Politzer Felsefenin Temel İlkeleri Nikitin Ekonomi politik Maksim Gorki Küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi Kalinin Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak Che Guevara Ekonomi ce sosyalist ahlak Paul lafargue Tembellik hakkı A.Şnurov Türkiye proleteryası John Reed Dünyayı Sarsan On Gün Ellen Meiksins Wood Sınıftan Kaçış İbrahim kaypakkaya Seçme eserler Mahir çayan Bütün Yazıları Hikmet kıvılcımlı Türkiyede kapitalizmin gelişimi Emrah cilasun - Mustafa suphi ve yoldaşlarını kim öldürdü Kapitalizm, Arzu ve Kölelik, Frederic Lordon Yeryüzünün Lanetlileri - Frantz Fanon Terry Eagleton Marx Neden Haklıydı Jhon Zerzan Gelecekteki ilkel Paulo Freire Ezilenlerin Pedagojisi Kropotkin- Ekmeğin Fethi Ivan Illich'in Okulsuz Toplum Hüseyin Can Sosvyetler ve Kürtler A.Kollontai Komünizm ve Aile N. kruspkaya Halk eğitimi Platon Socratesin Savunması Arthur Schopenhauer- Eristik Diyalektik
TOPLUMSAL CİNSİYET
Friedrich EngelsAilenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Clara Zetkin Kadın Sorunun Üzerine – Clara Zetkin Lenin'in Bütün Dünya Kadınlarına Vasiyetleri Auguste Bebel Kadın ve Sosyalizm Alexandra Kollontai Marksizm ve Cinsel Devrim Alexandra Kollontai Komünizm ve Aile Alexandra Kollontai Bir çok hayat yaşadım Sibel Özbudun Marksizm ve Kadın Emek, Aşk, Aile Sibel Özbudun Küreselleşme , Kadın ve Yeni - Ataerki Ricardo Coler Kadın Krallığı Elisabeth Badinter Biri Ötekidir Shulamith Firestone Cinselliğin Diyalektiği Diana Gittins Aile Sorgulanıyor Simon de beauvoir ikinci cins Valeri solanes -Erkek doğrama cemiyeti Judith Butler- Cinsiyet Belası
PSİKOLOJİ
Sigmund Freud Totem ve tabu Sigmund Freud uygarlığın huzursuzluğu Sigmund Freud Düşlerin Yorumu Joel Kovel Tarih ve Tin Michel Foucault Deliliğin Tarihi Jean Twenge Ben nesli Rollo May Kendini Arayan İnsan Pascale Chapaux-Morelli İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon Erich Fromm Sevme Sanatı Eric Fromm- Özgürlükten Kaçış Caren Horney Çağın Nevrotik kişiliği  POSTMODERN FELSEFE john zerzan- Gelecekteki ilkel Terry Eagleton Postmodernizmin Yanılsamaları Fredric Jameson, Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı Jean Baudrillard Simülakrlar ve Simülasyon Jean Baudrillard Tüketim Toplumu Jean Baudrillard Kötülüğün Şeffaflığı Jean Baudrillard baştan çıkarma üzerine Jean Baudrillard Neden herşey hala yok olup gitmedi Rainer Funk Ben ve Biz Postmodern İnsanın Psikanalizi - Zygmunt Bauman Akışkan Aşk / İnsan İlişkilerinin Kırılganlığına Dair Zygmunt Bauman  Akışkan Modernite Jean François Lyotard Postmodern Durum Michel Foucault Özne ve İktidar / Seçme Yazılar Michel Foucault Cinselliğin Tarihi Karakter Aşınması - Richard Sennett Kamusal insanın Çöküşü Richart Sennet Guy Debort- Gösteri toplumu
VAROLUŞÇU FELSEFE
Arthur Schopenhauer Cinsel Aşkın Metafiziği Arthur Schopenhauer ,Hayatın Anlamı Arthur Schopenhauer İsteme ve Tasarım Olarak Dünya Emil Michel Cioran Çürümenin Kitabı Terry Eagleton Hayatın anlamı Fernando Pessoa Huzursuzluğun Kitabı Ferdinand celine gecenin sonuna yolculuk Jean Paul Sartre Bunaltı Cesare Pavese Yaşama Uğraşı Franz Kafka Dönüşüm Samuel Beckett Godot'yu Beklerken Hermann Hesse Siddhartha Dostoyevski Yeraltından Notlar Dostoyevski Suç Ve ceza Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Nietzsche Ecce homo Nietzsche Decal Candide - Voltaire Albert CamusYabancı Jhon fante toza zor Terry Eagleton Kötülük Üzerine Bir Deneme
ROMAN VE KLASİKLER
Maksim Gorki Ana Maksim Gorki Benim üniversitelerim Dimitır Dimov Tütün Kropotkin Ekmeğin Fethi Jack London’ Demir ökçe John Steinbeck Fareler ve İnsanlar Harper Lee Bülbülü Öldürmek Victor Hugo Sefiller Goethe Genç Werther'in Acıları Balzac vadideki zambak Dostoyevski Suç ve Ceza Dostoyevski Kumarbaz Dostoyevski Budala Dostoyevski Ev sahibem Dostoyevski Yeraltından notlar Stefan Zweig Satranç Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Irvin D. Yalom Nietzsche Ağladığında Lev Tolstoy Anna Karenina Vladimir Bartol Fedailerin Kalesi Alamut Amin Maalouf Doğunun Limanları Harper Lee Bülbülü Öldürmek George Orwel Hayvan Çiftliği Jhon Steinbeck Fareler ve İnsanlar
Türk Edebiyatı
Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali Kuyucaklı yusuf Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur Ahmet Hamdi Tanpınar Saatleri ayarlama enstitüsü Yaşar kemal İnce memed Recaizade Mahmut Ekrem Araba Sevdası Mehmet Rauf Eylül Peyami Safa Yanlızız Peyami Safa Fatih-Harbiye Peyami Safa Dokuzuncu Hariciye koğuşu Peyami Safa Bir teredüdün Romanı Namık Kemal İntibah Orhan Pamuk Orhan pamuk kırmızı saçlı kadın Yusuf atılgan Aylak adam Ahmet Ümit İstanbul Hatırası Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Yaban
Distopya-Ütopya
Aldous Huxley Cesur Yeni Dünya 1984 - George Orwell Ursula K. Le Guin Mülksüzler Damızlık Kızın Öyküsü
Din Tarih ve Antropoloji
Tanrı'nın Tarihi - Karen Armstrong
Ludwig Feuerbach-Hristiyanlığın Özü Marx Engels- Ailenin ve özel mülkiyetin kökeni Lewis Henry Morgan-Eski toplum Wilhelm Reich- Cinsel ahlakın boy göstermesi Freud totem ve tabu Claude Levi – Strauss  Yapısal Antropoloji Samuel NoahbKramer Tarih Sümerlerle Başlar Samuel noah Kramer Sümer mitolojisi M. İlin-İnsan Nasıl İnsan Oldu Darwin Türlerin kökeni Turan Dursun Din bu Dine Karşı Din - Ali Şerati Ataların Hikayesi Richard Dawkins Sibel özbudun -Antropoloji: Kuramlar, Kuramcilar Lenin Din Üzerine Karl -Marx Yahudilik Üzerine Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens , Yuval Noah Harari Deccal - Friedrich Nietzsche Ahlakın Soykütüğü- Friedrich Nietzsche Peter Hopkirk İstanbulun Doğusunda Bitmeyen oyun Hans Lukaks kieser- Iskalanmış Barış
Martin Van Bruinessen Kürtlük Türklük Alevilik
Nuri Dersimi Kürdistan Tarihinde Dersim
Erdoğan Çınar Kayıp Bir Alevi efsanesi
Erdoğan Çınar Aleviliğin Kayıp Bin yılı
Ahmet Taşağıgil Gök Tengrinin Çocukları
Jena Paul Roux. Türklerin Tarihi
Tori Bir Kürt Düşüncesi Yezidilik
İrene Melikoff Uyur idik uyardılar
Hamza Aksüt Aleviler
Jean Hamilton Aanadoluda Heretik Hareketler
Faik Bulut Dersim Raporları
Mehmet Bayrak Dersim Koçgiri
Mehmet Bayrak Alevilik Kürdoloji Türkoloji Belge.
Hakkı Naşit Uluğ Dersim Medeniyete Açılıyor
4 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
Artık inanamıyoruz; ama inanana inanıyoruz. Artık sevemiyoruz; yalnızca seveni seviyoruz. Artık ne istediğimizi bilmiyoruz, ama bir başkasının istediğini isteyebiliyoruz. İstemek, yapabilmek ve bilmek eylemleri terk edilmedi, ama bir başkasına devredilerek, genel olarak ilga edildiler.
Jean Baudrillard- kötülüğün şeffaflığı
2 notes · View notes