Tumgik
#çağdaş yaşam
felsefesitesi · 10 months
Text
DMY Felsefe yeni yazı
DMY Felsefe, yeni felsefeler :) : https://www.dmy.info/aptallik-caginda-miyiz/
Aptallık çağında mıyız?
Tumblr media
İşte bolluk, bilgi, sosyal medya, mekan, küreselleşme ve daha nicelerinin çağındayız; bu mucizeler için yoksunluğun zirvesine, dolayısıyla aptallığın da altın çağına sahibiz. Fırsatların bir bedeli olması şaşırtıcı değil. Rahatlık bizi geride bıraktı, konfor bizi yatalak etti. Zevkler bizi zevk arayan, başka faaliyetler aramayan bireyler haline getirdi. “Rahatlık hırsı öldürür. Hedeflerinizin ve hayallerinizin peşinde koşarken rahatsız olun ve buna alışın.” Robert T.Kiyosaki Hayat konforla ilgili değil, rahatsızlıkla, yaratma rahatsızlığıyla, meydan okumayla, başarıyla, deneyimle ilgili. Kolaylık için yaşamıyoruz, zorluk için yaşıyoruz. Oyunlarda, günlük etkinliklerde veya herhangi bir mücadelede zorluğu her zaman daha yüksek bir seviyeye ayarlıyoruz; sadece üstesinden gelmek için. Onlar için
7 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Söz Neye Yarar...
Tumblr media
Her yer alabildiğine simsiyah, kapkaranlık! Her gün bir öncesini aşan, bir öncesinden çok daha açık bir biçimde o mahvın sembolleriyle donatılıyor. “Cerahat”, gökten değil yerden hiç değil doğrudan ekranlardan, sokağa düşen gölgelerden, baş amirinden, rezil faşistine hep bir biçimde süreğen kılınarak güncelleniyor. İstem dışı, yok yere değil dosdoğru tümü birden yıkıcılık ekseni güncellenirken simsiyah, kapkaranlık bir yerin istikameti de açıkça belirleniyor, dipsiz bir dehliz. Ezber edilmiş cümlelerin, hep aynı yerden çıkagelen alenen akla seza demeçlerin, eylem ve kanun hamlelerinin paralelinde yeni ülke nam sahnenin her nasıl bir istimlak işlemine tabi olunduğu artık giz değildir. Cerahat yüceltildikçe erkan için iktidar makamının öncelikleri sıralanarak, duraksamak nedir bilinmeksizin karanlığın tonları arasında dolaşıma çıkılır. Laf olsun diye değildir hiçbir şey, her şey tastamam belli bir hesap kitap döngüsü içinde, sadece çok daha fazla eza ve daha derin, kalıcı bir siyahın imali içindir, zifiri karanlık.
Yirmi bir yıllı iktidar pratiğinin suna geldiği her şey benzerini daha öncesinde görmemiş ola gelenler için acı bir tecrübenin ta kendisidir. Bütünüyle dünü sırtlanarak, yepyeni bir ülkeyi var ediyoruz / edeceğiz bak bu seçimde ettiğimizi kanıtlayacağız derken baş amir ile avenesi olmakta olan o kapkaranlık hallerin yekununda bir ülkenin demirbaş kılınma halidir. Bütün, derli toplu bir biçimde var edilmiş olan şey kapkaranlık bir temsilyetin ta kendisidir, budur artık ülke. Bunca doğrudan var edilmiş müdahalelerle bir biçimde tüm o hayat imgesinin zayi edildiği yerdir yeni ülke. Her şeyin, hemen her yerin simsiyah, zifiri kapkaranlığa rehin olunmasının köşe bentleri sürekli güncel kılınan yerdir işte yeni, yeni, yepyeni ülke. Bir bahis açalım şurada, Bianet’ten aktaralım. “Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Amasra’daki iş cinayetine değinen Buldan şunları söyledi:
“41 yaşam hikâyesini kaybettik”
“Ölümün adı kara. Amasra’da 41 canı, 41 yaşam hikâyesini kaybettik. Acımız gerçekten çok büyük, üzüntümüz derin. Kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Evet, tarifsiz bir acı yaşıyoruz. Bu kesinlikle bir kaza değildir, göz göre göre gelen bir cinayettir.
“Amasra Soma’nın, Ermenek’in, Zonguldak’ın, Elbistan’ın, Siirt ve Şırnak’ın devamıdır. Hayatların yok olup gitmesinin nedeni denetimsizliktir, cezasızlıktır, kâr hırsıdır, üretim baskısıdır. Kâr azalmasın diye gerekli önlemlerin alınmamasıdır.
“Bir yılda 1359 işçi hayatını kaybetti”
“AKP-MHP iktidarının yönetim zihniyetinin bu ülkeyi nasıl işçi mezarlığına çevirdiğine hepimiz tanığız. Sadece bir yıl içerisinde 1359 işçi hayatını kaybetti.
“AKP Genel Başkanı bir de çıkmış bütün boyutlarıyla soruşturulacağını söylüyor. Buna nasıl inanalım? Hemen ardından da “kader planı” diyerek tedbirsizliği ve katliamı meşrulaştırma çabası içerisine girdi.
“Kesinlikle kader planı değildir. İşçilerin canı ve kanı üzerinden yapılan kâr ve sömürü planıdır asıl sebep. Emekçinin canı üzerine kurulan zenginler sofrasıdır asıl sebep.
“Cezasızlık şirketleri cesaretlendiriyor”
“İktidarınızın bu konudaki sicilini Soma’dan çok iyi biliyoruz. Tam 8 yıl oldu ve ortada adalet yok. 301 madencinin katledilmesinin sorumluları iktidar tarafından korundu, kollanmaya da devam ediyor. Üstelik işçilerin kafasına tekme atan özel kalem müdürünüzü de ekonomi ataşesi yaparak ödüllendirdiniz.
“Soma için hukuk mücadelesi veren Sevgili Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay tutukludur. Buradan kendilerine selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyorum. İşte tam da bu cezasızlık politikasıdır maden şirketlerini asıl cesaretlendiren.
“Sayıştay uyardı, gereği yapılmadı”
“Sayıştay'ın denetimlerinde tespit ettiği risklerle ilgili olarak Türkiye Taş Kömürü İşletmesine ciddi uyarılarda bulunulmuş. Ama kimse dinlememiş. Bu uyarıların gereği yapılmadı. İşçinin canı azalabilir ama kâr asla azalmasın! İşte bu iktidarın zihniyeti tam da budur.
“HDP olarak, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız ve kapatılmasına asla izin vermeyeceğiz. Yaşamını yitiren bir madencinin eşi “Üzerini örtmeyin, bu bir cinayettir” diye haykırdı. Biz de buradan söz veriyoruz. Evet, Amasra’yı unutmayacağız, unutturmayacağız. Üzerinin örtülmesine asla izin vermeyeceğiz.
“Parti olarak elbette ki heyetimiz ilk günden Bartın’a gitti, gerekli incelemelerde bulundu. İşçilerle ve sendikayla görüşmeler gerçekleştirdi. Raporumuzu da en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacağız.
“Türkiye’nin en büyük işletmesi AKP”
“Ülke olarak yaşadığımız yoksulluğun, sefaletin, ölümlerin ve adaletsizliklerin nedeni AKP-MHP iktidarının oluşturduğu büyük rant ve talan düzenidir. Rant düzenleri her yerinden patlamaktadır. Kirlilik, artık halının altına sığmayacak boyutlara varmıştır. Sayıştay raporları çürümenin boyutlarını çok net ortaya koymaktadır. Bartın’da iş sağlığı ve güvenliğine gelince kaynak yok ama başka yerlere gelince kaynak çok.
“Merkez Bankası bürokratları için hukuka aykırı bir biçimde yapılan 45 milyon liralık özel sağlık sigortası harcamasına bolca para var, TMSF bürokratlarının 18 milyon liralık özel sağlık giderine para var ama işçinin can güvenliği için bu ülkede kaynak ne yazık ki yok!
“Bartın’da ve diğer maden işletmelerinde iş güvenliği için gerekli ekipman ve teçhizata kaynak yok ama günlük mal ve hizmet giderine 5 milyon TL harcayan Saray için sınırsız kaynak var. Türkiye’nin en büyük işletmesi de AKP’dir, Saray’dır. Türkiye’yi resmen işletiyorlar.”
Bütünüyle simsiyah nedir, neye tekabül eder bugün bu raddede, Pervin Buldan’ın anlaşılır kılmaya çalıştığı imgelemden görünendir. Yaşamın çarçur edilmesinin, her durumda dini bir siyasi angajman haline dönüştürüp, onunla insanları bir iş cinayetinde dahi hizada tam ve eksiksiz tutma gayretinin hazin suretini işler bütün konuşması boyunca. Şirketleşmiş ol büyük şirketlerin var ettiği kötülüğe hami, bunu kılavuz bilen, gören ve belleyen bir aklın her nasıl büyük bir kötülüğe devam ettiği Bartın, Amasra Maden cinayeti sonrasında da en kestirmeden bilinendir, görünen köye kılavuza hacet yoktur. Malum yirmi dört saatlik sürede çıkartılan naaşlardan kıvanç, her şeyi, hemen her türden olduğu gibi kötülüğü, akla seza yıkımı, bildiğiniz cinayetin ta kendisini kader diye geçiştirmekten kaçınmayanların karşısında hayat ne alemdedir? Medeniyetini yok ederek, çürüterek, katlederek, kesintisiz bir biçimde zapturapt altına almak için dayatmaları var ederek, aralıksız terörü sahiplenip, can yakarak var edenlerin elinde Amasra’da, Ermenek, Şırnak, Soma gibi unutturulacak bir mesele mi kalacaktır? Simsiyah dediğimiz vakit çıkagelen bu cerahat halinin sunduğu her şey kötülük dolu bir ülkeyi bildirirken, bu cinayet silsilesi karşısında kim / kimler, her nasıl hesap verecektir!
Ayça Söylemez’in Bianet’teki haberidir: Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Barın, Amasra’daki iş cinayetine dair savcılığa başvuru yaptı.
Başvuruda, olayın meydana geldiği ocakta, işçi eksikliği, metan sorunu, kömür tozu sorunu başta olmak üzere çok ciddi ve ağır ihlallerin söz konusu olduğunu belirttiler.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığına dün iletilen dilekçede, iş cinayetinin meydana geldiği ocağın, 14 Ekim 2022 saat 18:15 itibarı ile “suç mahalli” olmasına rağmen, şüphelilerin halen etkin şekilde tasarrufta bulunduğu bir alan olduğu ifade edildi:
“Şüpheli sıfatını taşıyacak kişilerin buraya müdahalesi engellenmeli. Halen kamu gücünü kullanabilen kişiler olmaları, idari ve diğer yetkilerini kullanarak delil karartma ihtimallerinin yüksek olması, gerçekleşen işçi katliamının toplumda çok büyük infial yaratması nedeniyle tutuklanmaları, aynı gerekçelerle haklarında gerekli diğer emniyet tedbirlerinin alınması gerekmektedir.”
Savcılık dün ocakta inceleme yaptı, bugün de keşif için maden ocağına gidecek.
“TTK yetkilileri suç mahallinden uzaklaştırılmalı”
Dilekçede, madenlerde daha önce meydana gelen iş cinayetlerine dair soruşturma süreçleri hatırlatıldı:
“Soruşturmada şüpheli sıfatında olma olasılığı olan kişilerin etkin bir şekilde ocak içerisinde bulundukları ve tüm sürece müdahale ettiklerini gözlemledik. Soma, Ermenek ve Karadon'da yaşanan maden katliamlarına ilişkin soruşturma/kovuşturma süreçleri göz önüne alındığında;
“Sulh Ceza Hakimi ve bağımsız bilirkişi heyetleri vasıtası ile keşif yapılması, bu süre boyunca başta Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ve Amasra Taş Kömürü İşletme (TİM) Müessesesi müdürlüğünde yetkili pozisyonda bulunanların tamamının suç mahallinden uzaklaştırılması; idari görevlilerin soruşturma yapmasına izin verilmemesi ve delillerin kaybolmaması için soruşturma makamı tarafından önlem alması gereklidir.”
“Bağımsız bilirkişi” talebi
Savcılığa yapılan başvuruda, soruşturmada bağımsız uzmanların görev alması gerektiği ifade edildi:
“Keşif sırasında bağımsız bilirkişiler (maden havalandırması konusunda uzman, maden iş sağlığı güvenliği konusunda uzman, elektrik konusunda uzman, maden jeolojisi konusunda uzman) bulundurulması;
“Bilirkişilerin gerek bu işletme gerekse başka işletmeler ile bağlantısının olmamasının sağlanması;
“Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile irtibata geçilerek bağımsız bilirkişilerce olay yerinde keşif sırasında gözlem yapılmasına, uzman mütalaası alınmasına imkan tanınması gereklidir.”
Riskler biliniyordu, önlem alınmadı
Dilekçede, iş cinayetiyle ilgili şu değerlendirme yer aldı:
“İşçi sayısındaki eksiklikler, metan sorunu, kömür tozu sorunu başta olmak üzere Sayıştay, TKK faaliyet raporlarında ve birçok kurum ve kuruluş tarafından çeşitli yıllarda defalarca tespit edilmiş ve raporlanmıştır. Bu eksikliklerin yaratacağı riskler bilinmesine rağmen uzun yıllar boyunca giderilmemesi özellikle şüphelilerden üst düzey yönetim kadrosunda bulunanların kusur ve sorumluluklarını arttırmaktadır.
Yeraltı maden işletmeciliği yüksek risk barındıran bir çalışma alanıdır. Risklerin yüksek olması, ortaya çıkması muhtemel risklerin çok daha özenli bir şekilde planlanması, riskleri gözönünde bulundurarak üretim faaliyetinin yürütülmesi, güncel teknolojik olanaklardan yararlanma ile bu alandaki riskler çok rahatlıkla minimize edilebilir ve ortadan kaldırılabilir.
Dünyanın birçok ülkesinde yeraltı maden işletmeleri faaliyetlerine devam etmekte, fakat ülkemizde olduğu gibi işçi ölümleri olmamakta ve benzer nitelikte maden katliamları yaşanmamaktadır. Bu durum, Enerji Bakanlığı, TTK, TKİ başta olmak üzere kamu kurumlarının, işçi sağlığı ve iş güvenliğini merkeze almayan, güncel bilimsel ve teknolojik gelişmelerden faydalanmayan sadece daha fazla üretim ve kar amaçlı hareket ettiklerini, olası riskleri ve işçi ölümlerini umursamadıklarını göstermektedir.
TTK, SGK ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurumu'nda bölgenin denetiminden sorumlu görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmemiş olması da bu katliamın nedenlerinden biridir. Gerekli denetimler ve alınması gerekenler tedbirler yapılmış olsa 41 maden işçisi yaşamını yitirmemiş olacaktı.
Şüphelilerin, az sayıda işçiyle çok daha fazla üretim yapmak ve kar hırsı nedeniyle göz göre gelen bu işçi katliamını umursamadıkları, hiçbir önlem almadıkları açıkça görülmektedir.”
Şüphelilerin tutuklanması istendi
ÇHD’nin Savcılıktan talepleri şöyle:
“Belirlenecek şüpheliler ve soruşturma sırasında ortaya çıkacak faillerin tespiti ile tutuklanmalarına;
Delillerin toplanabilmesi ve delillere erişim yetkileri bulunan şüphelilerin delil karartmasının engellenmesi için şüphelilerin maden sahasına girişinin yasaklanmasına;
Teknik inceleme için gerekli olan bilgi ve belgelerin öncelikle maden işletmesine ait idari bina içerisindeki örneklerine vakit kaybetmeksizin el konulmasına, aynı zamanda TTK ve ilgili kurumlardan onaylı örneklerinin temin edilmesine karar verilmesini talep ederiz.”
Gerek Ayça Söylemez’in Bianet’te aktardığı gibi, gerekse de mecliste Özgür Özel’den ol Erkan Baş’a kadar bir elin parmaklarını geçmeyen bir temsilin / vekilin ısrarla bildirdiği bir ihmal silsilesi kırk bir insanın hayatına mal olmasıdır. Devletlinin kendisini kanunların yerine konumlandırdığı bir sahnede, ihmal, örtbas etme, sorunları çözmeme nihai anlamda o yıkımı da beraberinde getirir. Sağır sultanın duyduğu, sayıştay raporunda aleni bir biçimde devlet kurumu / ilgili bakanlık ve işletmenin sorgulandığı, çözüm yollarına dair önerilerin var edildiği bir zeminde, kulağın üstüne yatılarak kapatılan şeyin bugün bir kırıma dönüştüğü gerçekliği değilse nedir ki simsiyah! Yetkili nam temsilin, cinayetin ta kendisi var edildikten sonra, o cinayet mahallinde halen bulunabilmelerinin hesabını kim, kimler nasıl verecektir? Öncesi ve sonrasında çıkagelen her detayla, Soma, Ermenek, ol Şırnak gibi pek çok başka yerde, yüzlerce insanın canını çalan bir kara düzen temsilinin, kömür için verilen mücadelede yaşam hakları ellerinden alınanlar unutturulduğu gibi bu hal, şu şartlarla o Bartın da mı unutturulmak istenmektedir, nedir yani? Gerisi haberin sınırları içerisindeki yetkilileri, yetkilerini kullanıp inisiyatif almaya çağıran metindedir, sahiden görüyor musunuz?
Her yer simsiyah, alabildiğine kapkaranlık kılınıyor. Cerahat öylesine, laf ola beri gele bir mesel olmaktan öte, elle tutulabilir, gözle görülebilir, hayatın tam da merkezine odaklanıp durulurken ortaya çıkan imge simsiyah bir hali bildiriyor. Grup toplantılarında sallana sallana, mangalda kül bırakılmadan var edilen nutuklardaki dozajın tersinde bambaşka bir yarayı var eden, dönüştüren bir akım var artık. Hayatın enerjisini sömüren, gündelik halin ortasında yükseltilen yıkım, sınırlandırma, yok etme hallerini yutmaya devam diyen bir akıl / akım / eylem toplamı var ediliyor. Biyolojik politikanın ekseni, düzen diye çıkagelen akım / mekanizmanın suna geldiği her şey çok daha kalıcı / derin yıkımlara çıka geliyor. Birinci haftasını geride bırakan bir yaranın, mevzu, mesel olunmasının ister adına dezenformasyon yasası deyin, isterseniz iktidar / muhalefeti şehit / kurban diye durulsun o halle örtülmesinin utancında hangi gün aydınlık kalabilir ki? Simsiyah, kapkaranlık bir hal dört bir yanı kuşatmaya devam ederken, sözün, esirgenen her şeyi geri kazanabilmek adına bir eylem olduğunu kim fark edecektir? Ne zaman anlamına varılacaktır ki! Onca afaki, o kadar değersizleştirilen yaşam idesini bir seçim / sandık, gündelik laf ebelikleri, sonsuz bir gümbürtü daha örtbas ettirebilecek midir, etsin midir? Ya sonrası, ya ötesi, ya bir sonraki küçük kıyamet...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Amasra Madeninde Bekleyiş – AP – New York Post
2 notes · View notes
dokmimarlik · 2 months
Text
Botter Apartmanı (Casa Botter)-Tarihin Konaklaması
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sbluebirds · 5 months
Text
Mehmet Duraklı - Silver
Tumblr media
Mehmet Duraklı, eserlerinde kendine has üslubu ve temalarıyla tanınan bir yazardır. Türkiye'de doğup büyüyen Duraklı, küçük yaşlardan itibaren çok çeşitli kültürel etkilere maruz kaldı. Çocukluğunun çoğunu okuyarak ve yazarak geçirdi; edebiyata olan tutkusu onu sonunda yazar olarak kariyer yapmaya yöneltti. Duraklı'nın geçmişi ve erken yaşam deneyimleri, yazı stilinin ve eserlerinde araştırdığı temaların şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Duraklı, yayımlanmış çok sayıda eseri ve adına övgülerle kendini başarılı bir yazar olarak kanıtlamıştır. Edebiyat dünyasına yaptığı katkılardan dolayı Türk Dil Kurumu Roman Ödülü, Sait Faik Hikâye Ödülü gibi ödüllere layık görülmüştür. Mehmet duraklı yazarlık kariyeri, karmaşık temaları ve fikirleri genellikle kişisel deneyim ve kültürel kimlik merceğinden keşfetme kararlılığıyla karakterize edilmiştir. Çalışmaları, duygusal derinliği ve insan ilişkileri ile toplumsal meselelere ilişkin incelikli araştırmaları nedeniyle geniş çapta övgüyle karşılandı.
Duraklı'nın edebi üslubu, anlatım, edebi dil ve üslubun benzersiz bir karışımıyla karakterize edilir. Fikirlerini ve temalarını aktarmak için canlı imgeler, metafor ve sembolizm dahil çeşitli teknikler kullanıyor. Duraklı'nın çalışmaları sıklıkla kimlik, aidiyet ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı temalarını araştırıyor. İnsan deneyiminin inceliklerini yakalama ve okuyucularda derin bir duygusal düzeyde yankı uyandıran hikayeler yaratma becerisiyle tanınıyor. Duraklı, yazılarıyla çağdaş Türk edebiyatının önde gelen seslerinden biri haline geldi ve eserleri dünya çapındaki okuyuculara ilham vermeye ve ilgilerini çekmeye devam ediyor.
429 notes · View notes
testimblog · 2 months
Text
MUTİİNTERİOR - DEVASA+ (2)
Tumblr media
İç Mimarlıkta Estetik ve Fonksiyonun Buluşma Noktası: Muti Interior
İç mimarlık, yaşam alanlarınızı ve iş mekanlarınızı güzelleştiren, işlevsel hale getiren ve kişisel tarzınızı yansıtan bir sanat ve tasarım alanıdır. Muti Interior olarak, bu önemli disiplini ustalıkla icra ediyor ve müşterilerimize en yaratıcı ve özgün iç mekan tasarımlarını sunuyoruz.
İç mimarlık nedir diye soracak olursanız, iç mekanların planlanması, tasarımı ve dekorasyonu ile ilgilenen bir sanat dalı olduğunu söyleyebiliriz. Muti Interior olarak, uzun yıllara dayanan deneyimimizle iç mekanları dönüştürüyor ve müşterilerimizin hayallerini gerçeğe dönüştürüyoruz.
İstanbul'un en önde gelen iç mimarlık firması ve iç mimarlık firmaları olarak  Muti Interior, müşterilerine özel tasarım çözümleri sunan bir firmadır. İster evinizin iç mekanlarını yenilemek isteyin, ister işyerinizin atmosferini değiştirmek isteyin, bizimle çalışarak hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
İç mimar arıyorum diyenler için Muti Interior, güvenilir ve kaliteli bir seçenektir. Profesyonel ekibimiz, müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayarak, en iyi iç mekan tasarımlarını oluşturmak için çalışıyor. Modern ve çağdaş tasarım anlayışımızla, mekanlarınıza estetik ve işlevsellik katıyoruz.
İç mimar firmaları arasında öne çıkan Muti Interior, iç mekan tasarımı konusunda uzmanlaşmış bir ekibe sahiptir. Eğer siz de iç mimar arıyorsanız, doğru adrestesiniz. Bizimle iletişime geçerek, hayallerinizdeki yaşam alanını tasarlamak için ilk adımı atabilirsiniz.
Daha fazla bilgi ve referanslar için web sitemizi ziyaret edebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz. Muti Interior olarak, iç mekanlarınızı yeniden şekillendirirken, estetik ve fonksiyonellik açısından en iyi sonuçları elde etmenize yardımcı olmak için buradayız.
442 notes · View notes
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Öfkeden ve acıdan yanarak bir yandan adım adım olup bitenleri izliyor bir yandan da uzaktan neler yapabiliriz, yediğimizden uyuduğumuzdan daha az nasıl utanabiliriz diye uğraşıyoruz. Üç gündür çok yazıldı çizildi. Tarihsel bir felaketle karşı karşıyayız. Art arda iki büyük deprem ve on farklı bölgeye yayılmış, şehirleri yok etmiş bir yıkım. Akıldan, bilimden, teknolojiden, erdemli siyasetçilerden ve her ne yapıyorsa etiğe uygun yapan insanlardan yoksun olmanın bedelini ödüyoruz. Yozlaşma ve çürüme öyle büyük, öyle uzun zamandır var ki üstüne bir de devletin ve kurumların çöküşü ile gelen organizasyon sorunları eklenince afetlerde görmeye alışkın olduğumuz hizmetler bile aksadı. Masum insanlar, büyük mağduriyet içindeki bu halk böyle terk edilmeyi hak etmemişti. Kendi yaramızı kendimiz sarıyoruz yine. İmam Hatip ve İlahiyat mezunu, tasavvuf yüksek lisansı yapmış afetlere müdahale müdürümüz afetlerle çok da ilgili olmadığından organizasyonu yine deneyimli, bildik isimler ve STK’lar yapıyor. Herkes tek yürek olmuş çabalıyor. Büyük kısmı fay hatları üzerinde olan bu şehirlerde bir daha asla benzer bir yapı stoku yükselmemeli. Yatay mimari, çelik konstrüksiyon, sekiz dokuz şiddetinde depreme dayanıklı özel teknolojiler kullanılmalı. Konunun uzmanı değilim, uzmanları bilir. Bu ülkeye, bizim ekonomik koşullarımıza uygun bir depreme göre yapı rejimi ortaya çıkarılmak zorunda. Aynı rant çevrelerine asla yol verilmemeli buralarda. Yoksulluğun sonuçlarını görüyoruz. Hepimizi yeniden politize etmesi gerek bu depremin. İşçi hareketine/partisine, yeşiller hareketine/partisine destek verebilir, üye olabiliriz. Siyasetin iyiden doğrudan yana bir şekle, kıvama girmesi için daha politik yaşamaya odaklanmamız gerektiğini derinden hissediyorum. Nitelikli eğitim ve siyasi katılım için çabalamalı. Geleneksel siyasetin bize asla sağlıklı kaliteli barınma hizmeti vermeyeceğini, asla çağdaş akılcı ve barışçıl bir dünya kurmayacağını idrak etme vakti. Yeni binalar, güya deprem sözleşmesine göre yapılmış binalar çöktü. Bazıları sahtekârlık nedeniyle bazıları zemin çürük olduğu için. Ölümden sonra yaşam olabilir olmayabilir ama doğumdan sonra iyi bir yaşam olmalı. O bebekler, çocuklar, o çaresiz insanlar bunu hak etmiyor. Değerliyiz ve değerli olduğumuz bir dünyayı kurmak zorundayız. - Nilay Özer (8 Şubat 2023) - Fotoğraf: Khalil Hamra (Nurdağı, Gaziantep, 7 Şubat 2023)
51 notes · View notes
iosonoturco · 2 years
Text
her insanı ürpertirdi cüzzamın adı bile eskiden. insanlar ailesinden olanları canlarını ciğerlerini bırakırlardı karanlık odalarda. ta ki idealist bir kadının radarına yakalanana kadar bu illet hastalık. 1958 yılında bir akıl hastanesini gezerken kapalı bir hücrede hiçbir akıl problemi yokken çıplak, kimsesiz ve yalnız bırakılmış bu hastaları gören türkan saylan iktisadını bu alanda yapmaya karar vermişti. haksızlığa kalan hayatının hiçbir yerinde de boyun eğmeyeceği gibi ilk büyük devrimlerinden birine kalkışmıştı. eğitimlerini tamamlayıp köy köy gezdi anadoluyu. ahırlara kitlenen ve kaderine terk edilmiş insanların kapısındaki kilidi kırdı ve tek tek uzandı eli hepsine.
Tumblr media
cüzzamı söküp atmak yetmedi içindeki idealist duyguları köreltmeye. daha fazlasını istedi cumhuriyetin yetiştirdiği bu nadide kadın. kendisi de cumhuriyete hep borç bildi eğitimini ve bu cumhuriyet altında eğitim alamayan tüm çocukların hatta özellikle kız çocuklarının okuması için sayısız proje yürüttü. devletin başında darbeler, ekonomik krizler, paramiliter dinci örgütler ve radikal terör eylemleri varken ilgilenemediği eğitim konusunda bayrağı en önde tutan eğitim derneği oldu. sayısız okulun açılışına katkıda bulundu bir o kadar da seferberlik ilan etti bu okullara öğretmenler bulunabilmesi için. cüzzamdan sonra radarına aldığı kriz kız çocuklarının eğitimiydi ve bu güçlü kadının altından kalkamayacağı sorun yoktu. başlıca baba beni okula gönder, kardelen ayşe, tuncelide bir kızım var öğretmen olacak gibi projelerle anadoluda kız çocuklarının okuma oranının arttırlımasına katkıda bulundu. bu kızların okuduğu okullara da yarım milyondan fazla kitap bağışında bulundu.
Tumblr media
daima ilerici, atatürkçü ve devrimci çizgisinde her yanlışın karşısında dururdu. okuttuğu 12binden fazla kız çocuğu yurtlarında ��cretsiz kaldı ve yarısından çoğu yurtta kaldığı eğitim hayatı boyunca burs aldı. kendi kurduğu ve başkanı olduğu çağdaş yaşamı destekleme derneği devlet tarafından faydalı kuruluş seçildi. 12 den fazla eğitim evi açtı ve bu eğitim evlerinde ders gören öğrencilere insan hakları, atatürk ve devrimleri, cumhuriyet vatandaşlığı gibi dersler verdirdi. tuncelide okuyamayan 192 kız öğrenci için 1998 yılında 100m tllik eğitim desteğinde bulundu. ve 99 depreminde yalova’da 4 kişilik 102 ailenin yaşayacağı, 102 prefabrik ev, çamaşırhaneler vb. eklentilerle birlikte bir yaşam alanı, bölgede 10 rehabilitasyon merkezi 10.000 öğrencinin eğitim gördüğü 169 derslik, 5 üretim projesi (şal, yaygı, reçel, çiçek üretimi, kermes), 462 öğrencinin barındığı 7 yurt yapıldı.
Tumblr media
yaptıklarını saymaya daldığım hanımefendinin bu anlamda büyük bir geçmişi var ve bunu sıkılmadan bitirmen bir yolu yok. kendisiyle görüşü uysun uymasın herkesin gördüğü her haksızlığa karşı çıkan bu kadının hayatında da bir çok sağlık problemi oldu. 2 kere kansere yakalandı ve 2 kere kemoterapi gördü. 1 kere yendi meme kanserini bir kere yenildi. son 17 yılında hayatının bu illet ile savaştı. gözlerini kapattığında ise hayata, elinin dokunduğu onbinlerce kız öğrencinin gözünde tekrar açtı gözlerini. atatürk'ün kurduğu cumhuriyette ona layık bir doktor, kadın, devrimci ve vatansever olduğu için kendisine çok saygı ve sevgi duyuyorum. huzur içinde uyumaya devam et✨
35 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Türk'ün Töresi
Ulusun birliğini han, hanı töre, töre ulus yararına hanı yönetenleri bağlar. Töreyi çiğneyen hanın kellesi alınırdı.
Türklerde hukuk töredir. Törenin yerini Cumhuriyet devrimleri ile birlikte hukuk ve adalet aldı.
Türk devlet geleneği müslümanlık ile bozulmaya başladı.
İslamiyet’ten önce Türklerde devlet değil töre kutsaldı. Çünkü devleti herkesi eşit gören töre (hukuk) yaşatır anlayışı hakimdi. Bugün ki gibi kendini ayrıcalıklı ve üstün görenlerin hukuk anlayışını reddeden bir anlayıştır.
Törenin adaleti herkesi bağlardı. Toplumu temsile seçilenler töreye en başta titizlikle kendileri uyar uymayanları uydurur veya gereği neyse o yapılırdı.
Töre bu sebeple kimse tarafından bozulması mümkün değildi.
Kişiler değişse bile kurallar (töre) değişmediği için devlette devamlılık huzur içinde devam ederdi.
En sağlam devlet yönetme sistemi Türk töresidir.
Bedevi töresi ile farkı şudur; bedevi töresi gücü ele geçirene biat ve itaat ister, Türk töresi herkesi hukuk önünde eşit gören ve kimsenin kimseden üstün olmadığı anlayışı savunur.
Sömürge etmek isteyenlerin işine Türk töresi asla gelmez. Hedef olma sebebi budur.
Bedevi töresinde devleti yöneteni ele geçirdiğiniz zaman her türlü talanı yapmak mümkündür.
Türk'ün töresinde töreyi değiştirmek mümkün olmadığı için sömürge ve talanın ayrıcalıklı ve kendini üstün görenlerin yaşam bulma şansları yoktur.
Bu sebeple hedef alınmış ve unutturulmuş yerine kültürümüze ait olmayan Emevi ve Abbasi kültürü dini istirmar eden anlayışı ile Selçuklu ve Osmanlı imparatorluğu döneminde devlet yönetme kültürü olduğu için her iki devlet varlığını sürdürememiştir.
Arap coğrafyasında bedevi töresi hakimdi.
Bedevi töresi geleneği ile “Emirül mümine biat ve itaat farzdır” anlayışı yerleşti. Emevi ve Abbasi emirleri İslam dinini kendi çıkarları doğrultusunda tepe tepe kullanarak dini siyasete alet ederek bugün tanınmaz bir din haline gelmesine sebep oldular.
Günümüz siyasetindeki halk eşittir devlet başkanı anlayışının, biat et rahat et anlayışının ve lider eleştirilmez düşüncesinin tarihi kökleri işte bu bedevi töre anlayışının devamıdır.
Dini siyasete alet ederek sömürge düzenini yaşatan bu zihniyet Cumhuriyetin ilanı Türk töresi en çağdaş şeklini alarak bir insanlık projesi devrimini gerçekleştirmişti.
Türk’ün yüzyıllar önceki töresi çağdaş dünyanın katılımcı demokrasi anlayışının ta kendisidir.
Bu anlayışın hedef alınma sebebi Cumhuriyet devrimlerinin Türk töresini en çağdaş yöntemler ile sonsuza kadar yaşatma kararlılığıdır.
Sultanlık veya padişahlık benzeri anlayış bedevi töresinin sömürgeyi sürdürülebilir hale getirmek amaçlı bir yönetim anlayışıdır.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi Sultanlık korku ve tehdide dayalı biat ve itaat etmeyi sağlayan bir kültürün ürünüdür.
Saltanat sefil, rezil, işbirlikçi, korkak ve menfaate satılan alçak insanlar yetiştirir.
Cumhuriyet ahlakı erdeme dayalı bir yönetim anlayışı olduğu için cesur, erdemi yüksek yurdunu ve ulusunu seven namuslu insanlar yetiştirir.
Cumhuriyet bu sebeple Türk ulusunun vazgeçmesi mümkün olmayan töremizi çağa uygun yaşatacak olan tek devlet yönetme anlayışıdır.
] Önder KARAÇAY [
15 notes · View notes
cagdasyatirim · 11 months
Text
Kadının özgür, eğitimli, üretken olduğu her toplum hızla kalkınıyor. Kadınlar eşit haklara, çağdaş yaşam ölçütlerine, kendilerini geliştirme fırsatlarına sahip olduklarında tüm ülke kazanıyor. Güçlü kadın, güçlü Türkiye anlamına gelir..
3 notes · View notes
aynodndr · 2 years
Text
Tumblr media
O CAN!...
ADAM GİBİ ADAM
O; 51 yaşında...
O; “Yollarda bulurum seni” şarkısıyla tanındı.
O; “Anadolu Rock” şarkılarıyla ünlendi.
O; 1998’de sahnede 12 saat kalarak dünyanın en uzun konserini verdi.
O; KTÜ, AÜ, ODTÜ ve Bilkent’te okudu, mali sıkıntıdan tamamlayamadı.
O; gençlik yıllarında büyük geçim sıkıntısı çekti.
O; aykırı bir adamdı.
O; kopan gitar tellerini dahi parasızlıktan yaptıramadı.
O; parayı hiç sevmedi.
O; sanat yaşamına 12 albüm, 1000’den fazla konser, 2 kitap, yüzlerce ödül sığdırdı.
O; söylediği ‘İzmir Marşı’yla, o gür sesiyle “... Yenibahçeli Şükrü’ye, yüzbaşı Seyfettin’e, Kuva’cı kahramanlara, Sütçü İmam’a, Ayşe Çavuş’a, Asker Selime’ye, Kara Fatma’ya, diğerlerine... Çanakkale’de, Conkbayırı’nda, Adana’da, Maraş’ta, Sakarya’da, Antep’te ve İzmir’in dağlarından Mustafa Kemal’lere selam olsun, selam olsun..” coşkusuyla kalplerimize kazındı.🇹🇷
Ve O, çok yardımseverdi.
Bir süre önce..
Bilen biliyor,
Sıkıntıda olan herkese elini uzattı.
245 öğrenciye burs, 4 bin 216 aileye yardım, 136 medical cihaz temini, bin 414 etkinlik, 331 kan ve kök hücre kampanyası faaliyetlerden bazıları..
O diyor ki; “Yaşama hakkı, nefes alma, yemek, su gibi, canlının hayatını devam ettirebilmesi için gerekli asgari şartların sağlanmasıdır. Yaşam hakkı ise sosyal, kültürel, ekonomik olarak çağdaş olanaklara ulaşabiliyor olmasıdır. Her birey, bedeli toplum tarafından ödenmekte olan sosyal, kültürel, hayati ihtiyaçlardan eşit olarak faydalanmalıdır.
İyilikleri herkese “bulaştırmaya” çalışıyor.
Hayırseverlere teşekkür olarak; evine gidip kahvaltı, yemek hazırlıyor, birlikte vakit geçiriyor, şarkı söylüyor.
Helal sana “Ahbap”.
Helal sana .....💙
HALUK LEVENT ADAM❤🇹🇷
7 notes · View notes
epifizz · 2 years
Note
Bir çok insandan daha bilgilisin bilmenin sınırı yok ama en azından çabalıyorsun bu günümüzde çok az bulunan bir özellik. Ben de bir şeyler öğrenmeye olabildiği kadar bilmeye çalışıyorum ama sonra biri çıkıp diyor ki dünya düz. Ulan diyorum neye yarıyor çabalamak çok moralim bozuluyor. Sana da oluyor mu epi?
Birçok değişik tasarıda iyi, üstün ya da erdemli sayılan edimlerin hemen hemen hepsinin temelinde öğrenme ya da ileri kavrama yetisinin yattığını görürüz. En basitinden bireysel bir iyi yaşam adına her şeyden önce kişinin kendini ve kendi olanaklarını tanıması-öğrenmesi gerektiği gerçeğiyle karşılaşırız. Kendimizi, hayatı, anlamı, ötekini öğrenmek ona dair kavrayışımızı artırmak asli bir gereksinimdir adeta. Aristotales, "Bütün insanlar, doğaları gereği bilmek isterler." derken aslında bilmenin, öğrenmenin asli konumuna vurgu yapmaktadır. Aristotales tam da bu sebeple bilme çabasını, bilgi sevgisini kendi etiğinde en iyiye yerleştirmiştir. Bu kavrayış, etiğin en temel yapısını açığa çıkartır: Öğrenme bizatihi olarak kendi başına bir "iyi" edimi teşkil ettiğinde bu eylem etkinlik halini alır yani kendi amacına içselleştirilerek ödülü bu etkinliğin sonucuna değil bizzat kendisinin eylenmesine yerleşir. Böyle bir bakışta öğrenmek aslidir, onun seni götürdüğü yolun her yeri ödüllerle doludur. Öğreniyor olmanın ikincil ödülleri değersiz demek değildir bu; bilgi hayatının kendisinde barındırdığı, insanı besleyen boyutlarından, kendini ve çevreni fark ettiğin, artmakta olan (ama asla tam olarak tamamlanacağına inanmadığım) bütünlük hissinden bizzat keyif almaktır bahsettiğim.
Ben böyle bakıyorum bu yüzden cehaletin içinde olan insanlara nasıl aşağı seviyede bakıp onlara öfke duyuyorsan aynı seviye atfını yapma cüretini ben de gösterdiğimde elimden yalnızca kendini öğrenmeye kapatanlar için üzülmek geliyor. Başkaları öğrenmiyor diye öğrenmeye çabaladığım için üzülmüyorum, çünkü öğrenme çabamın kendisi bana haz veren yanlar taşıyor. Bazen bu insanların haz etkinliklerini sığ buluyorum ama sonra insanları böyle yargılamanın bana düşmediğini hatırlatıyorum kendime. En nihayetinde ben her şeyden önce kendimi bilmeye çabalıyorum, bu sebeple öğrenme edimim her şeyden önce benimle ilgili başkalarının benim aksim hayatı yaşaması da beni germiyor ya da verdiğim çabayı baltalamıyor. İnsanlar benim gibi bakmak ve yaşamak zorunda değil sonuçta ve onların doğrularının ve yaşamlarının benim için anlamı olmasa dahi bilgi değeri taşıyan yanları neden olmasın? Ben, içinde olmaya çabaladığım bu arayış yolunun kendimce ödüllerinin bizzat kendinden keyif almaya bakıyorum sadece ve bunu yaparken başka bir yaşamı atlama gafletine düşmek istemiyorum.
Bir insan bana "dünya düz" dediğinde ondan öğrenebileceğim şeylere bakıyorum. Elbette kendisinden kitabi bir bilgi edinemem ancak dünyaya bakma şeklinin, algısındaki seçici aşırı şüpheci ve bazı konulara odaklanan yobaz inancının, modern dünyanın yarattığı bu post-truth "tapınakçıların" kendilerinde taşıdığı modern mistikliğin ve çağdaş bilmezliğin barındırdığı özgün boyutların da bana öğreteceği bir şeylerin muhakkak olacağını düşünürüm. En vasat şeyde bile öğrenilecek şeyler vardır diye düşünmekteyim, öğrenme yaşamı içerisinde kibirle yargılamaya ve seçici olmaya başlarsak zamanla bilgi akışını kesip kendimize örmekte olduğumuz duvar içerisinde sıkışmaya başlarız, genişlemeyen bir benlik de gerçek cehalete yani bilmek istemeyen insana denktir benim için ki ben bunu istemem. Biraz normatif konuştum gibi oldu ama bu yazdıklarımın hepsinin koca bir bence olduğunu belirtir, güzel günler dilerim :)
6 notes · View notes
seovas · 3 days
Text
Aydınlatma ve Dekorasyonun İncelikleri
Gelişen teknolojiyle birlikte, iç mekan tasarımı ve dekorasyonunda kullanılan aydınlatma ürünleri de önemli bir evrim geçirmiştir. Özellikle duvar aplik ve LED avize gibi modern ve şık seçenekler, genç odalarının atmosferini başarılı bir şekilde tamamlamaktadır.
Duvarlara monte edilen duvar aplikler, aydınlatma ihtiyacını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda estetik bir görüntü sunar. Bu tür aydınlatma ürünleri, genç odalarında yerden tasarruf etmek isteyenler için ideal bir seçenektir. Duvarlara yerleştirilen aplikler, odaya hoş bir dolgunluk ve derinlik hissi katarak, gençlerin odadaki aktivitelerini rahatlıkla gerçekleştirebilmelerini sağlar.
Öte yandan, LED avizeler de modern bir tarz arayışında olan genç odaları için popüler bir tercih haline gelmiştir. LED teknolojisi, enerji verimliliği ve uzun ömür sunmasıyla dikkat çekerken, dekoratif açıdan da geniş bir yelpaze sunmaktadır. Renkli veya renksiz seçenekleriyle gençlerin tercihlerine hitap eden LED avize, odanın ambiyansını değiştirerek gençlerin kişisel tarzlarını yansıtmasına olanak tanır. Ayrıca, ayarlanabilir parlaklık seviyeleri sayesinde, gençlerin ders çalışma, dinlenme veya eğlence gibi farklı ihtiyaçlarına uyum sağlayabilen bir atmosfer oluştururlar.
Genç odası avize modelleri arasında da oldukça çeşitlilik bulunmaktadır. Örneğin, genç odası avize modelleri kategorisindeki ürünler, gençlerin yaşam alanlarının stilini yansıtan modern ve şık tasarımlara sahiptir. Farklı boyutlarda ve şekillerde sunulan bu avize modelleri, genç odalarına renk ve canlılık katmak için ideal seçeneklerdir. Ahşap detaylara sahip olanlar, doğal bir dokunuş sunarken, metalik ve geometrik formdaki tasarımlar, odalara çağdaş bir hava katmaktadır.
Duvar aplik ve LED avize gibi modern aydınlatma ürünleri, genç odalarının dekorasyonunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu ürünler, hem aydınlatma ihtiyacını karşılamakta hem de gençlerin odalarını kişiselleştirmelerine yardımcı olmaktadır. Genç odası avize modelleri ise farklı tasarım seçenekleriyle gençlerin tarzını yansıtırken, odalara estetik bir görünüm kazandırmaktadır. Bu yeni nesil aydınlatma ürünleri, gençlere hem pratiklik hem de görsel bir zenginlik sunarak, yaşam alanlarında keyifli ve özgün bir atmosfer oluşturmanın önemli bir parçasıdır.
0 notes
kuturkoglu · 7 days
Text
Uğraş Nedir: Hobiler ve Tutkular Üzerine
Uğraş, genellikle boş zamanlarımızda keyif aldığımız, bizi motive eden ve hatta bazen profesyonel yaşamımıza yön veren aktivitelerdir. Bu yazımızda uğraşın ne olduğunu, çeşitlerini, önemini ve hayatımızdaki yerini ele alacağız.
Tumblr media
Uğraşın Tarihi
İnsanlık tarihi boyunca uğraşlar, bireylerin kendilerini ifade etme ve stres atma yollarından biri olmuştur. Antik çağlardan itibaren insanlar, sanat, müzik ve el işleri gibi çeşitli uğraşlarla zamanlarını değerlendirmişlerdir. Günümüzde de uğraşların çeşitliliği ve erişilebilirliği artmıştır.
Uğraş Türleri
Uğraşlar kişisel ilgi ve yeteneklere göre değişiklik gösterir. Hobiler, spor yapma, sanat çalışmaları veya bilimsel araştırmalar, en popüler uğraş türlerinden bazılarıdır.
Uğraşların Kişisel Gelişime Etkisi
Bir uğraş edinmek, psikolojik olarak bireyi rahatlatır, stres ve anksiyeteyi azaltır. Aynı zamanda sosyal çevre edinme ve sosyal becerilerin gelişimine katkıda bulunur.
Uğraş Seçimi
Uğraş seçimi kişisel ilgi alanlarına ve zaman ile maliyet gibi faktörlere göre değişebilir. Önemli olan, bireyin bu aktiviteden keyif alması ve kendini geliştirebilmesidir.
Uğraşlar ve Çağdaş Yaşam
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, özellikle pandemi döneminde insanlar yeni uğraşlar edinmiş veya var olan uğraşlarını internet üzerinden devam ettirme yoluna gitmişlerdir.
Uğraş ve İş Hayatı
İş hayatındaki stres ve yoğunluk, bireylerin uğraşlarını ihmal etmelerine yol açabilir. Ancak iş-stres dengesi sağlandığında, uğraşlar iş hayatındaki yaratıcılığı ve verimliliği artırabilir.
Çocuklar ve Uğraşlar
Çocukların erken yaşta uğraş edinmeleri, onların sosyal, fiziksel ve bilişsel gelişimlerine büyük katkılar sağlar. Çocuklar için uygun uğraşlar, onların ilgi alanlarını keşfetmelerine ve özgüvenlerinin gelişimine yardımcı olur.
Uğraşlarla İlgili Zorluklar
Her ne kadar uğraşlar faydalı olsa da, zaman yönetimi ve motivasyon kaybı gibi zorluklar yaşanabilir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için düzenli pratik ve hedef belirleme önemlidir.
Başarılı Bir Uğraş İçin İpuçları
Başarılı bir uğraş sürdürebilmek için düzenli pratik yapmak, topluluklara katılmak ve sürekli olarak yeni bilgiler edinmek gerekir.
Uğraşlar ve Sosyal Medya
Sosyal medya, uğraşları paylaşma ve bu konuda topluluklar oluşturma konusunda büyük fırsatlar sunar. Bu platformlar, benzer ilgi alanlarına sahip kişilerin bir araya gelmesine ve deneyimlerini paylaşmasına olanak tanır.
Gelecekte Uğraşlar
Gelecekte uğraşlar, teknolojik gelişmeler ve küresel trendler doğrultusunda evrilecek ve daha interaktif hale gelecektir. Yeni uğraş türlerinin ortaya çıkması beklenmektedir.
Uzman Görüşleri
Bu alanda uzmanlar, uğraşların bireyler üzerindeki olumlu etkileri ve bunları nasıl daha verimli hale getirebileceğimiz konusunda tavsiyelerde bulunmuşlardır.
Sonuç
Uğraşlar, hem kişisel hem de sosyal açıdan bireyler için büyük önem taşır. Hayatımızda bize enerji veren, motive eden ve hatta bazen yön veren bu aktiviteler, sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz parçalarıdır.
Makalenin Tamamı: Uğraş Nedir: Hobiler ve Tutkular Üzerine
0 notes
haberlerhaber · 1 month
Text
Ordu'da Saç Ekimi: Estetik ve Güvenilir Çözümler
Ordu, Türkiye'nin kuzeydoğusunda yer alan, doğal güzellikleriyle ünlü bir şehirdir. Gerek doğal zenginlikleri, gerekse tarihi ve kültürel mirasıyla turistlerin ilgisini çeken bu şehir, son yıllarda sağlık turizminde de önemli bir noktaya yükselmiştir. Özellikle saç ekimi gibi estetik cerrahi işlemler, Ordu'da da popüler hale gelmiştir.
Saç ekimi ordu merkezleri, çağdaş teknoloji ve uzman doktor kadrosuyla dikkat çekmektedir. Son derece modern tesislerde, uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirilen saç ekimi işlemleri, hastalara hem estetik hem de güvenilir çözümler sunmaktadır. Ordu saç ekim merkezleri, deneyimli ve uzman cerrahlar eşliğinde, hastaların bireysel ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş tedavi planları sunmaktadır.
Saç ekimi Ordu'da, sadece estetik kaygıları değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal etkileri de göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmektedir. Saç dökülmesi, bireylerde özgüven kaybına ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, Ordu saç ekim merkezi, hastalarına sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da destek olmayı amaçlamaktadır. Bu sayede, saç ekimi sadece bir estetik müdahale değil, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artıran bir tedavi yöntemi olarak öne çıkmaktadır.
Ordu'da saç ekimi yaptırmayı düşünen bireyler için, doğru merkezi seçmek son derece önemlidir. Uzman bir doktor kadrosuna, modern teknolojiye ve hasta memnuniyetine önem veren saç ekimi merkezleri, başarılı sonuçlar elde etmek için en uygun ortamı sunmaktadır. Bu sayede, Ordu'da saç ekimi yaptıranlar, hem estetik görünümlerini yeniden kazanmakta hem de güvenilir ve kaliteli bir hizmetten memnun kalmaktadır.
0 notes
testimblog · 2 months
Text
MUTİİNTERİOR - DEVASA+
Tumblr media
İstanbul'un Önde Gelen İç Mimarlık Ofisleri: Muti Interior
İç mimarlık, yaşam alanlarınızı ve iş mekanlarınızı estetik açıdan zenginleştiren, fonksiyonel ve konforlu hale getiren bir sanat ve tasarım alanıdır. İstanbul'un en prestijli iç mimarlık ofislerinden biri olan Muti Interior, müşterilerine yenilikçi ve özgün tasarım çözümleri sunmaktadır. Biz, müşterilerimizin beklentilerini anlayarak, onların hayallerini gerçeğe dönüştürmek için çalışıyoruz.
İstanbul'da iç mimarlık ofisi veya iç mimarlık ofisleri arayanlar için Muti Interior, güvenilir ve kaliteli bir seçenektir. Profesyonel ekibimiz, her proje için özel olarak tasarlanmış çözümler sunarak müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmaktadır. Modern ve çağdaş tasarım anlayışımızla, mekanlarınıza özgünlük ve karakter katıyoruz.
İç mimarlık istanbul hizmetleri konusunda uzmanlaşmış Muti Interior, müşterilerine en iyi hizmeti sunmak için her zaman yanındadır. İster evinizin iç mekanlarını yenilemek isteyin, ister işyerinizin atmosferini değiştirmek isteyin, bizimle çalışarak hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
Muti Interior, iç mimarlık sitesi olarak da müşterilerine çeşitli hizmetler sunmaktadır. Web sitemizde projelerimizi inceleyebilir, referanslarımızı görebilir ve bize ulaşarak randevu alabilirsiniz. Bizimle çalışarak, mekanlarınızı yeniden şekillendirirken, estetik ve fonksiyonellik açısından en iyi sonuçları elde edebilirsiniz.
Mimarlık ofisi arayanlar için Muti Interior, İstanbul'un en iyi iç mimarlık firmalarından biridir. Bizimle birlikte çalışarak, yaşam alanlarınızı ve iş mekanlarınızı tasarlarken, kalite ve estetiği bir arada bulabilirsiniz. Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edebilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz. Muti Interior olarak, hayallerinizdeki mekanı tasarlamak için sabırsızlıkla bekliyoruz.
607 notes · View notes
hamiltyum · 1 month
Text
AĞaÇ Ev TasarImInda Geleneksel ve Modern UnsurlarIn BİrleŞtİrİlmesİ MÜmkÜn MÜdÜr?
Ağaç Ev İnşaatında Kullanılan Sürdürülebilir Uygulamalar Nelerdir?
Tumblr media
Ağaç ev tasarımında, geleneksel ve modern unsurların birleştirilmesi, hem estetik açıdan zengin bir görünüm hem de fonksiyonel bir yaşam alanı oluşturmak adına mümkündür. Geleneksel tasarım unsurları ahşap işçiliği detayları, doğal renk paletleri ve organik formaları içerir. Modern tasarım ise minimalist çizgiler, büyük cam yüzeyler ve yenilikçi malzeme kullanımıyla öne çıkar. Bu iki tasarım tarzını birleştirmek, ağaç evlerin hem geleneksel hem de çağdaş bir atmosfer sunmasına olanak tanır. Geleneksel ahşap işçiliği detayları, ağaç evin mimarisinde önemli bir rol oynar. Ağaç evlere bakmak veya daha fazla bilgi almak için https://www.tabiatahsap.com/ web adresini ziyaret edebilirsiniz.
Ağaç Evlerin Özellikleri Nelerdir?
Ağaç ev inşaatında kullanılan malzemelerin ve uygulamaların sürdürülebilir olması, çevre dostu bir yaklaşımı vurgular. Bu süreçte birçok sürdürülebilir uygulama mevcuttur. İnşaat için kullanılan ağaç malzemelerinin kaynağının sürdürülebilir ormancılık yöntemlerinden gelmesi önemlidir. Ormanların dengeli bir şekilde yönetilmesi, ağaçların sürdürülebilir bir şekilde kesilmesini sağlar. Ağaç evlerin enerji verimliliği göz önüne alınarak tasarlanması da sürdürülebilirlik açısından kritiktir. İyi yalıtılmış duvarlar, enerji tasarrufu sağlar ve ısı kayıplarını minimize eder. Ağaç evler, doğal malzemelerin kullanımı ve sürdürülebilir tasarımıyla öne çıkan özel yaşam alanlarıdır.  Ağaç evler ahşap gibi doğal malzemeler kullanılarak inşa edilir. Bu sıcak ve doğal bir atmosfer yaratır. Sürdürülebilir uygulamalar ve enerji verimliliği ile çevre dostu bir yaşam alanı sunar. Yenilenebilir enerji kaynakları ve su tasarrufu sistemleri gibi özellikler bu evlerde sıkça bulunur. Ağaç evler, rustik ve şık tasarımlarıyla estetik açıdan çekici bir görünüm sunar. Geleneksel ve modern tasarım unsurlarının birleşimi, benzersiz, özgün evlerin ortaya çıkmasını sağlar.
Tabiatahsap.com
0 notes