Karısını Siktim Ama Benim Suçum Var mı? (Erol 45 Y., İstanbul)
Merhaba 31'ci arkadaşlar. Benim suçum var mı, okuyunca karar verin. Ben Erol, 45 yaşımda dul ve yalnız yaşayan bir adamım. Karısını siktiğim Kemal abi ise 60 yaşında bir adam, çocukluğum ellerinde geçti sayılır. Cimri, tutucu, geveze bir adam. Hele hele içkiliyken kimsenin konuşma şansı yoktur. Çok asabi bir adamdır. Karısı 50'sinde var, ama çok güzel, taş gibi bir kadın, uzun boylu, bebek gibi, dolgun dik gögüslere, pürüzsüz vücuda, yuvarlak iri kalçalara, uzun sütün gibi bacaklara sahip bir kadın. Kemal abi benim yalnız olduğumu ve akşamları içki içtiğimi bildiğinden, canı içki istesin, çenesi düşsün gelir benim eve. Sanki benim ev meyhane! 1-2 duble de içsin, artık o gidene kadar dinle onu. Birgün olsun bana gelirken bir ufak rakı alıp gelmez. Ben nezaman onun evine gitsem, "Evde rakı yok Erolum, al gel de içelim!" der, kendisi alamaz sanki, cimri herif!
O gün de ben yine evimde içiyorum, adam sanki rakının kokusunu alıyor, geldi hemen oturdu çilingir soframa. Birkaç duble içtik, bu başladı kadınlardan, kızlardan, saunalardan falan bahsetmeye, "Böyle yerler varmış, sen biliyorsundur, kadınlar çalışıyormuş!" diye. Beni mi deniyor bu? İlk defa böyle konuşuyordu. "Bilmiyorum abi!" dedim. "Nasıl bilmezsin? Dul adamsın, ne yapıyorsun? Sen bilmezsen kim bilir?" dedi. Aslında saunada takıldığım bir kadın var, ama söylemedim. Neyse rakımız bitti, bu yine başladı, "Biliyormusun, bilmiyormusun? Yoksa ben çıkıp gidip arayıp bulacağım! Yıllardır aynı kadın, aynı am, bıktım!" dedi. Buna, "Dur abi..." dedim ve saunada takıldığım Burcuya telefon ettim, müsait olup olmadığını sordum. Burcu ne olduğunu sorunca, "Bir abiyle geleceğiz, ona bir bayan ayarlarmısın?" dedim. "Ayarlayıp seni arayayım!" dedi. 15-20 dakika sonra Burcu aradı, ayarlamış. Bindik benim arabaya, saunaya gittik. Burcu bir bayan ayarlamış bizim ayıya, yeme de yanında yat! Tek kelimeyle mühtişti! Ne şanslı adam, Burcudan bile çok çok güzel bir kadın!
Burcu tanıştırdı bizleri. Odalarımıza geçtik. Burcu bana önce masaj yaptı, sonra güzel bir sikiştik ve kalkıp banyomuzu yapıp salona geçtik, ben Kemalin çıkmasını bekliyorum. Burcu, "Seninkinin işi çok uzun sürdü, adam hem yaşlı, hem içkili!" dedi. Ben Burcuyla konuşurken, Kemalin girdiği kadın çıkıp yanımıza geldi ve bana, "Burcu seni bana anlattı, yazık, sen böyle ayılarla gezme!" dedi. Benim ilk aklıma gelen şey, Kemal kadının parasını kesmiştir oldu, cimridir çünkü. Ne olduğunu sordum. Kadın da, "Burcunun sana yaptığı gibi, ben de ona hizmet sunmak istedim, önce masajını yaptım, sonra sevişelim dedim, yok dedi, fantazi yapalım dedim, yok dedi, oral anal yapalım dedim, yok dedi! Adam tutturdu direkt hak çukuru diye, gitsin anasının hak çukuruna! Vermedim, haberin olsun!" dedi. "Nerede şimdi?" dedim. "Ne yaptıysa, banyo yapıyor!" dedi. O sırada Kemal de giyinip geldi, "Hadi gidelim Erol!" dedi. Çıktık, binip arabaya gittik. Yol boyunca hiç yorum yapmadık. Bunu evinin önüne bırakınca bana, "Aman Erol kimse duymasın, rezil oluruz!" diye tembihledi. Ben de onayladım ve evime gittim.
Sabah merak ettim, Kemale telefon açtım. Kemal erkenden çıkmış gitmiş evden, telefonu karısı açtı ve "Erol nerdesin? Çabuk bize gel!" dedi. "Ne oldu abla?" dedim, "Telefonda olmaz, bize gel!" dedi, kapadı telefonu. Ulan akşam gitti karısını mı dövdü yoksa? diye düşündüm. Keşke öyle birşey falan olsaydı, çok daha kötü şeyler oldu diye korktum. Neyse, merakla evine gittim. Karısı gecelikle kapıyı açtı, salona geçtik. Ben hemen, "Ne oldu abla?" diye sordum. Karısı başladı, "Sen ne şerefsizsin ulan Erol!" diye. Karısı bana hiç böyle konuşmazdı, durmadan bana hakaretler küfürler ediyor. Ben tekrar ne olduğunu sorunca, "Bak Erol, sen yalnızsın, kadına kıza gidersin, normaldir, ama benim kocamı neden ayartıp götürüyorsun pezevenk!" dedi. Ben afallamıştım, "Ne kadını kızı abla?" dedim. Karısı da, "Akşam nerdeydiniz ulan?!?" dedi. "Evde içtik abla!" dedim. "Erol bana yalan söyleme ulan!" dedi. "Ya neden yalan söyleyeyim abla? Nerden duydun öyle şeyleri?" dedim. "Nerden mi? Kemal gece geldi, uyuyordum, beni kaldırdı, sen de kadınmısın, ne kadınlar var, neler yapıyorlar, diye bana hakaret etmeye başladı. Ne kadını falan diye sordum, Akşam Erol ile saunaya gittik! deyince sesimi kestim, karşı gelsem dayak yiyeceğimi biliyordum!" dedi.
Şok olmuştum, ulan Kemal abi, bu da söylenir mi, hemde karısına, bu kadar gevezelik olmaz, pes yani! Neyse, karısı bana bunları anlatıp, hesap sorarken dayanamadım, "Orada dur bakalım abla! Ben değil, senin kocan saunaya gitmek istedi!" dedim ve olanları olduğu gibi anlattım ve "Ben de, kocan yalnız gidip te sağa sola parasını kaptırmasın diye, bildiğim yere götürdüm!" dedim. "Kaç para verdiniz orospulara?" dedi hemen. Cimrinin karısı da cimri olur! Kaç para verdiğimizi söyledim. "O parayı bana vermez ayı, ama elin oruspularına verir!" dedi. "Korkma abla, parayı verdi ama karıya birşey yapamadı!" dedim. "Nerden biliyorsun? Beraber mi siktiniz orospuyu?" deyince, girdiği kadının anlatıklarını anlattım. Bu hemen, "Ayı evdeki karıyı halleti de, birde oruspuları sikmek mi kaldı?!?" dedi. "Yaa? Halledemiyor mu?" dedim. "Nasıl halledecek? 60 yaşında adam, siki mi kalkıyor sanki!" dedi. Kızgınlığı biraz geçmişti. Benim (Burcuyla) neler yaptığımı sordu, "Sen bari iyi siktin mi karıyı?" dedi...
Ben detaya girmeden, (Burcuyla) yaptıklarımı anlatmaya başladım, ama bana detayları da anlatmam için ısrar etti. Ben de anlattım. Bunları konuşurken benim yarak kazık gibi oldu. Kemalin karısı oturduğumuz koltukta bana iyice yaklaştı, elini bacağıma koydu, sikime doğru okşamaya başladı. Karı resmen kaşınıyor! Ben de onun geceliğinin üstünden bacaklarını okşamaya başladım. Onu öpmek isteyince, önce nazlandı, ama ok yaydan çıkmıştı, benim vazgeçmeye hiç niyetim yoktu. Bunu öperek halının üstüne yatırdım. Önce dolgun gögüslerini emmeye başladım, sırayla emiyordum. Uçları fındık gibi olmuştu. İnliyordu. Bunun geceliğinin altından külotunu çıkarmak isteyince, önce bacaklarını sıkıştırdı, çırpındı. Ben ne yapıp edip bunun kırmızı külotunu çıkardım. Karı yaşına başına bakmadan Tanga giymiş. Tangasını burnuma götürüp kokladım, mis gibi amcık kokuyordu külodu...
Elini iki bacağının arasına sıkıştırdı, amını kapatıyordu. Ben amını açmaya uğraştıkça, "Erol olmaz, yapma!" diyordu. Ben dinlemiyorum tabii, zorla bunun elini çektim, bacaklarını açtım, yumuldum amına. Amını biraz yalayınca bu gevşedi, zevkten inlemeye başladı. Hemen yarağımı çıkarıp geçirdim amına. Bu, "Oooy! Ne sert yarağın var Erolum!" diyordu. Bunun amına girdikçe, bu inliyordu, "Ooh ooh bas, dibime kadar girsin, çıkarma!" diyordu. Ben bunun amını yarım saat kadar siktim ve ikimiz de doruğa çıktık, ben amına boşaldım.
Kısa bir sessizlikten sonra, "Mahvettin beni, kalk üstümden, yıkanayım!" dedi. Üstünden kalktım. Bu banyoya giderken kalçalarına baktım, ulan ne güzel beyaz kalçları vardı. Banyoda bunu ne yapıp edip götten sikmeliydim. Ben de banyoya girdim. "Burda da mı yalnız bırakmıyacaksın?" dedi. "Beraber yıkanalım!" dedim, girdim duşun altına. O beni sabunladı, ben onun her yerini sabunladım. Bunun arkasına geçip götünü de sabunlayınca, bu irkildi ve "Ne yapıyorsun Erol?" dedi. "Ne yaptığımı görürsün şimdi!" dedim ve kasıklarından tutup götüne geçirdim yarağımı. "Aaah, Erol, ıııh, yırttın götümü, çıkar ne olur!" diye bağırmaya başladı. "Dur bağırma orospu, az kaldı!" deyip pompalıyordum. Bu acıdan inliyor, ellerimi tutuyor, ben köklüyorum. Götü amından çok daha dardı, çok geçmeden götüne boşaldım...
Banyodan çıktıktan sonra bana, canım nezaman isterse kendisini sikebileceğimi söyleyip, karşılığında da bundan sonra bir daha saunalara falan gitmeyeceğime dair söz verdirdi.
Şimdi soruyorum size, bende suç var mı?
[Erol]
83 notes
·
View notes
SENEEEE 2017
Üniversitenin en ideal senesi olan 3. sınıftayız. Ne 1 ve 2. sınıfın toyluğu ne de son senenin stresi var. Belki de büyük bir çoğunluğun hemfikir olacağı şekilde, üniversitenin en güzel senesi. Vize ve final haftaları haricinde tamamen gezip eğlenilen, derslere asla girilmeyip belgede sahtecilik ile sınıf geçilen, vampir gibi gece yaşanıp gündüz uyunulan bir ikinci öğretim hayatı, kartta kalan 37 lira 13 kuruş ile o hafta hayatta kalma çabaları, seneye mutlaka eve beraber çıkıyoruz hikayeleri ile geçen koca bir sene...
Tabi her ne kadar bu hayallerle dolu olsa da o sene de diğerleri gibi yalnız yaşamaya devam ettim. Bunun en güzel yanlarından biri de dilediğiniz kişiyi dilediğiniz zaman misafir edebilmek. Ben de bu nimeti yine kullanmaya karar verdiğim bir dönemde 2 arkadaşı o gece yatıya davet ettim. Yatma saatine kadar büyük grubumuz ile yapılan gırgır şamatalar, oyunlar ve yemeklerden sonra misafirlerimden teki gece saat 12 civarında araba ile merkeze gitmeyi teklif etti.
Merkeze gitmek. Bizim durumlarımızdaki insanlar için yapılacak en keyifli aktivitelerden biridir. Hele de özel araçla. Kampüsümüz fazlaca uzak olduğu için merkeze gitmek bizim en fazla ayda 1 defa yaptığımız ve çok geniş kapsamlı gezemediğimiz bir etkinlikti. Fakat şimdi hiç trafiğin olmadığı bir saatte, özel araçla böyle bir teklif gelmişse yeme de yanında yat.
Üçümüz atladık araca, S çevirdi kontağı ama o da nesi? Çalışmıyo. Bir daha çevirdi. Yine çalışmıyo. Bu döngü her defasında, sanki o 1.5 saniyelik zaman diliminde bir mucize olmuş da bu sefer çalışacakmış gibi tekrarlandı. Ama sittin sene çalışmadı. İster istemez biraz tedirgin olduk çünkü araç S’ye emanet. Bir 15 dakika kadar kendi becerilerimizle sorunu çözmeye çalıştık ama beceremedik. Daha sonra ana grubumuzda bu işlerden anlayan 2 kişi daha çağırdık ve toplamda 5 kişi olduk. Onların da gelmesiyle beraber, daha önce 3 kişi iken çözemediğimiz problemi şu anda 5 kişi iken çözemiyor olmuştuk. Gerçekten kayda değer bir gelişme. Bütün bu nafile girişimler sonucunda geriye tek bir çare kalmıştı: vurdurmak.
Evet, Bursa şehrinde yaşamamızdan ve 5 erkek olmamızdan kaynaklı olarak akla pek çok şey gelebilir ama asıl kastedilen şey arabayı fiziki güç ile çalıştırmak. 5 erkeğin bir araya geldiğinde yapabileceği en kayda değer gelişme de zaten budur. Derken birimizi şoför koltuğuna oturttuktan sonra 4 kişi 2 tonluk aracı iterek vurdurma işlemini başarıyla gerçekleştirdik ve illegal sohbetler eşliğinde merkeze vardık. Bu sırada saat 2 civarını bulmuştu.
İlk durağımız küçük bir çay ocağında dünyanın en kalitesiz ürünlerinden yapılmış, en kaliteli tostu yemek oldu. Arpasını yemiş atlar olarak Tophane’den, Emir Sultan’a gidebilmek için yeniden arabaya atladık. Yeniden çalışmaması ihtimaline karşılık yokuşa park ettiğimiz arabayı bu sefer itmeye gerek kalmadan, yokuş aşağı salarak vurdurma işlemini gerçekleştirdik. Evet, bu gece 2. vurduruşumuzdu.
Emir Sultan’a vardığımızda saat 3:30 civarıydı ve ben ilk defa bu kadar işlek bir yerin içinde kendimiz haricinde hiç kimse olmadığını görüyordum. Birkaç güzel sigara eşliğinde Emir Sultan’dan emanetim olan güzel şehr-i Bursa’yı seyre daldım. Yeterince üşüdükten sonra 3. kez vurdurarak mekanımıza geri döndük.
Bu güzel geceyi sonlandırmanın en iyi yolu Türk kahvesinden geçer dedik ve saat 5:30 civarı kahvelerimizi donmuş popomuzun üzerine oturarak yudumladık. Tekrarı kolay kolay yaşanmayacak bu gecenin anlam ve önemini o gün biliyor muyduk? Tabi ki hayır. Son kez vurdurarak sonradan gelen 2 arkadaşı evlerine bıraktık. Yatmaya dönmeden önce son kez mekanımızın en yüksek tepesine çıktık. İn, cin top oynarken son bir kez şehri ayaklarımızın altına alıp birer sigara yaktık. Hiçbir kelime ile anlatamayacağım bir hissin tüylerimi diken diken ettiğini az önceymiş kadar net hatırlıyorum. Saat 6:30 civarıydı.
Gecenin son demlerinde misafirlere feda ettiğim yataktan sonra, tahta sedirin üzerinde, şimdilerde hasretini çektiğim rahatsız ama huzurlu bir uykuya daldım.
8 notes
·
View notes
Likya ve Karya uygarlıklarına ev sahipliği yapmış ve birçok medeniyetin izlerini her karış toprağında hissettiren Muğla, her yıl yerli ve yabancı milyonlarca misafire ev sahipliği yapıyor.
Muğla'ya tatil amaçlı gelen yerli ve yabancı konuklar, deniz, kum, güneşin yanında kültür ve spor turizmini de ayna anda yapma şansına sahip.
Ziyaretçilerine konaklama, yeme içme ve eğlencenin yanında her türlü alternatif turizm olanaklarını ve spor çeşitlerini sunan Muğla, son yıllarda pek çok ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarına başarı ile ev sahipliği yapıyor.
Muğla Valisi Orhan Tavlı, Muğla'nın son yıllarda spor turizminde adından sıkça söz ettirdiğini, ulusal ve uluslararası organizasyonların yanı sıra; ülkemizdeki birçok bölgenin aksine Muğla'nın pek çok farklı noktasında yılın dört mevsiminde sporseverleri cezbedecek çeşitli spor etkinliklerine de ev sahipliği yaptığını açıtladı.
Uluslararası hava oyunları ev sahipliği
Vali Tavlı, “Ülkemizde en iyi Kitesurf destinasyonların biri olan Gökova, el değmemiş doğası ve sadece bu spor için ayrılmış plajı ile Dünya Kiteboard Şampiyonasına ev sahipliği yapmıştır. The Bodrum Cup Yelken Yarışları ilgi çeken organizasyonlardan biri olup, 30 yılı aşkın süredir gerçekleştirilmekte olan yarışlar yelkenciliğin tanınmasında büyük katkı sağlamıştır. Yamaç paraşütü denilince akla ilk gelen lokasyon olan Fethiye Ölüdeniz'de bulunan Babadağ Hava Sporları uçuş koşullarının elverişliliği ile yılın dört mevsimi yerli ve yabancı misafirlere hizmet sunmaktadır. Babadağ rüzgârın yönü, şiddeti ve olağanüstü manzarasıyla her yıl Uluslararası Hava Oyunlarına ev sahipliği yapmaktadır” dedi.
Dünya ralli şampiyonası
Dünyanın en prestijli organizasyonlarından biri olan Dünya Ralli Şampiyonası Türkiye ayağına Muğla'nın üç yıldır ev sahipliği yaptığını belirten Vali Orhan Tavlı, “Muğla, Marmaris ve Datça'nın eşsiz çam ormanları ve muhteşem denizinin güzelliği eşliğinde, dünyaca ünlü ralli pilotlarını ve motor sporları tutkunlarını ağırlamaktadır. İlimiz her yıl olduğu gibi bu yılda Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turunun iki etabına ev sahipliği yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu vesilesiyle bisiklet sporları ilimizde büyük bir ivme kazanmıştır. Yılın her mevsimi yüzme sporunun yapılabildiği ilimiz, Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonası gibi yüzme yarışlarına da ev sahipliği yapmaktadır” dedi.
Dalaman çayında Rafting
Muğla'nın rafting sporu için de uygun koşullara sahip olduğu, özellikle Dalaman Çayı Türkiye'nin en iyi üç rafting parkuru arasında gösterildiğini belirten Vali Tavlı, “Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Rafting Şampiyonası Dalaman Çayında yapılmıştır. 52 kilometrekare alanı, elverişli iklimi ve suyun durgunluğu ile Köyceğiz Gölü son yıllarda kano ve kürek milli takımları tarafından tercih edilen önemli bir su sporları merkezi haline gelmiştir. Bodrum'da son yıllarda düzenli olarak gerçekleştirilen Uluslararası Optimist Yarışları ve Marmaris Uluslararası Yat Kulübünün (MIYC) düzenlendiği Marmaris ERGO-MIYC Kış Trofesi Yat Yarışları da büyük ilgi gören organizasyonlar arasında yer almaktadır. İlimizde ayrıca Dünya Plaj Güreşi Şampiyonası, Türkiye Plaj Güreşi Şampiyonası, Altınpalet Sualtı Görüntüleme Türkiye Şampiyonası gibi önemli spor müsabakaları gerçekleştirilmiştir” dedi.
Vali Orhan Tavlı, uygun iklimi ve coğrafi koşulları sayesinde yılın dört mevsimi her türlü sporun Muğla'da yapılabileceğini ifade ederek, Muğla'nın zengin tarihsel birikimi, el değmemiş koyları, yemyeşil ormanları, mavi yolculuğu, kanyon ve mağaraları, yamaç paraşütü, kitesurf ve safari gibi extrem sporları, zengin ekolojisi, termal suları, nitelikli konaklama tesisleri, sağlıklı ve lezzetli mutfağı, el sanatları ve misafirperver insanları ile dünyanın en gözde turizm merkezleri arasında yer aldığını söyledi.
Bekir Tosun
0 notes