Tumgik
#kast
Text
Tumblr media
TONIGHT WE SUFFER
Live Gotham Knights finale on:
WE DESERVED BETTER
On KAST
The room will be open on June 27, 2023, from:
ET 08:15 p.m. : EP12 – City of Owls ET 09:00 p.m. : EP13 – Night of the Owls FINALE LIVE
Come and suffer with us. We have cookies.
12 notes · View notes
baneart · 10 months
Text
Tumblr media
Sel's got a political marriage to Honami, but that ain't gonna stop him from banging his bodyguard on the regular. (TEEHEE ITS KAST, LUCKY BOI.)
8 notes · View notes
carolinareyestorres · 6 months
Text
Tumblr media
0 notes
magyarokpontlife · 7 months
Photo
Tumblr media
Az Esterházy kastély tervrajza, valószínűleg Nicolaus Jacoby munkája, 1774 #magyar #Magyarország #magyartájak #népviselet #magyargasztro #példaképeink #népzene #magyartudósok #kastély
1 note · View note
atevegter · 7 months
Text
3040 Geen muzikaal talent
We kopen de piano in 2007 voor 1750 euro. We hebben dan net bij de staatsloterij een bedrag van 1200 euro gewonnen, dus netto betalen we maar een luttel bedrag voor deze muzikale huisgenoot, die ons in de loop der jaren veel leert, met name hoe om te gaan met frustratie en onvermogen. Mijn muzikaal talent is niet zo groot als ik zou willen en de piano maakt aan alle illusies rigoureus een…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
verstaym · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
iab8ecebw717a · 1 year
Text
Amateur masturbation Kinky milfs playing with weird sex toys brutal german bukkake fuck party orgy Compilation of young girls playing on web cam Latino guys getting butt fucked and gay stories demon xxx It is very Big Tit Cam Girl Makes Me Cum Sexy young Latina getting dressed and teasing on periscope Dungeon master fucks his slave doggy style Astonishing redhead Miko Dai gets screwed Zoe Parker Daisy Stone and Victoria Gracen In Payback Time
0 notes
birdsandpaper · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
I figured I should post these, although I'm planning to make some changes to featherwing asters and none of these outfits are fixed.
So this is just a collection of Asterlites.
In order: - Lasver (Wonder) - Inern Asterlite, Luu, featherwing - Sanost (Guide) - Inern Asterlite, Sol, leatherwing - Vende (Tower) - Inern Asterlite, Forsaken, glasswing - Ikrav (Twilight) - Inern Asterlite, Luu, featherwing - Lady Aesta, Blade of the Beyond - Inern Asterlite, Ras, featherwing - Kast (Scar) - Norn Asterlite, Sol, leatherwing - Stark (Strength) - Norn Asterlite, Sol, leatherwing - Coluris (Freedom) - Inern Asterlite, Sol, leatherwing
The differences between Norn and Inern asterlites are often between their size/height and how much fluffier they are. Norns are more likely found in the Northern regions, where it was much colder. While Inerns are pretty much everywhere. There is a third classification of asters called the Shal, who are the "Lost" asterlites.
Their "halos" are a physical representation of their souls, and they do reflect on their strengths in the bases of terms. They are brittle and distance from their halos will cause intense manic behaviours, or even death. Luu halos, more complex in design, mean they are more likely to be "smarter" more likely to hold careful conversations for solutions. Sol halos, least complex in design, mean they are stronger or "brutish", more likely to handle their problems with force. Ras halos are special, having the most complex design, often with multiple parts. They possess a magical prowess and will often have a specific magical ability. Lady Aesta's halo, for instance, is a magical weapon.
0 notes
baaaaaaaam · 28 days
Text
Tumblr media
777 notes · View notes
baneart · 10 months
Text
Tumblr media
Another Shark/Squid hybrid from the alphabet series. Kast! He is paired with my friend's OC, Sel who is part of the Hohojiro clan, the one where Shiver is from
7 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Aynı Bağ, Aynı Gemi, Yine O Türkiye
Tumblr media
Hayatın ederinin, anlamının, çözümlemesinin, tahlilinin her şeyin hemen her bir şeyin bir biçimde paldır küldür mahvedilmesine devam olunuyor. Ülke ülke olmaktan çıkartılırken, oluşturulan simsiyah fauna,bildiğiniz tüm anlamlarıyla birlikte yekpare bir biçimlendirme hali içinde duraksamayan bir cerahati söz konusu ediyor. Bütün tırpanlanırken her şekilde hayat mefhumu derdest olunuyor. Laf değil, izaha muhtaç bir mübalağa değil artık alenen göstere göstere şekillendirilen bir denklem / döngü içerisinde hayatımız elimizden bir an, bir saniye, bir tek gün, saat için değil tastamam uzun soluklu / daimi olarak çalınıyor. Ne hakkın ne hukukun varlığı söz konusu ediliyor artık. Yaşama düşürülmüş gölgelerin sorgulanmasından dahi imtina edilmesi bekleniyor. Veriliyor mehter, basılıyor coşkulu bir hepimiz aynı ama hep aynı gemideyiz nakaratlı, aynı bağın gülüyüz biz şarkısı, dönemsel değil yekpare belli bir süreklilik içerisinde hayat tarumar edilirken, sanki her şey yolundaymış yalanına itimat, özene bezene seçilmiş bir riya ikliminin pratiklerine rehinelik gerçek kılınıyor.
Hayatın ne ederinin, ne anlamının, ne çözümlemesinin, ne tahlilinin ne de herhangi bir şey ya da tahayyülünün geriye izi kalmasın diye dört koldan saldırganlık güncelleniyor. Her şey düzenin devamlılığı adına, her gün biraz daha sertleşen, daha önce bilinmemiş ola gelen bir cenahtan türetilen hallerle / eylemlerle şekillendiriliyor. Son kertede olan, olmasına müsaade edilenlerle hayat akışı mahvediliyor. Tek tip bir insan prototipinden mülhem, tek bir bakışa haiz, sürekli teslimiyetçi, her dem riyaya, yalana tamah edecek, bunları bilse de sorgulamayacak bir cenahın imali güncelleniyor. En son geçen hafta bir pazar esnafının şu seslenişi duyurulur: “Ben her şeyi bu adamın sayesinde kazandım. ‘çalıyorlarmış’ benim sorunum değil kardeşim. Biz de çalıyoruz. Biz de vergi kaçırıyoruz burada. 100 tane mal satıyoruz, 20 tane fiş kesiyoruz. Yalan mı kardeşim? Çalmayan var mı Allah aşkına?” dedi. O video ‘hırsız’ etiketiyle sosyal medyada gündem olur.”
Biçimlendirilen ile varılan ülkenin, anlatılanlarla hakikat kılınanların arasındaki uçurum günbegün açılırken, madun siyasetin, fundamentalist figürlerin, siyasal islamı bir halden, bir biçimde vurgunun paravanı kılanların eliyle memleket hırsızlık ile kuşatılıyor. Sözün, sesin, anlamın ve dahası yaşatılan onca fecaat yekuna rağmen o yağmadan pay kapabilme halinin üstünden bir pazarcının açık ettiği gibi, ne var canım biz de çalıyoruz itirafları çıka geliyor. Hayat normalmiş gibi her şey yolundaymış gibi yapmalara devam olunuyor o bahisle. Bunun için bile birbirlerine düşülüyor sanal alemde, tam da muktedirin arzusu olarak çıkagelen itirazsız biat için bir sınava dönüştürülüyor her şey. Akparti’nin kuruluş temellerinden çıkışıyla, har vurup harman savuran, her şeyi satıp paraların bölüşüldüğü, hikayenin sonunun bildiniz o’na çıktığı bir zeminde, imam / cemaat fikriyatı bir ayrışma halini daha var eder. Herkesin bunu sineye çekmesi gerektiğini zikredenler bize “hırsız” diyemezsiniz diyenlerin şanlı kavgalarına sahne olunurken, misal sokak röportajlarında, cepçiler işlerine devam eder, kadrajın kenarından. Bugün hayat tahayyülünün böylesine bariz bir biçimde un ufak edilebiliyor oluşunun bir sebebi de, bütün gümbürtü hemen her fecaat göz önünde yapılırken hep yanlış yönlere bakılmasından kaynaklanır.
Paldır küldür mahvın boylu boyunca şeceresi aleni dökülmeye devam olunur bir yandan da. Evrensel Gazetesinden aktaralım: Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), Temmuz 2022 resmi enflasyon oranlarını açıklamasının ardından bir rapor yayımlayan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek emeklilerin gıda enflasyonunun yüzde 120,6, en yoksul ikinci yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonunun yüzde 122, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunun enflasyonu ise yüzde 139,7 olarak gerçekleştiğini kaydetti.
TÜİK, Temmuz 2022 resmi enflasyon oranlarını açıkladı. TÜFE’de (2003=100) 2022 Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 2,39, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 45,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 79,60 oranında artış gerçekleşti.
"AKP 20 Yılda Enflasyonu 50 Puan Arttırmış Oldu"
TÜİK tarafından yayımlanan resmi enflasyon oranlarının farklı gelir gruplarını yansıtmadığı vurgulanan DİSK-AR raporunda şu ifadelere yer verildi:
"Resmi enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir. Bu nedenle DİSK-AR olarak TÜİK’in ham verilerinden yararlanarak emeklilerin, dar gelirlilerin, düşük gelirlilerin hissettiği enflasyonu yeniden hesaplıyoruz. Yaptığımız hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 94,7 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 120,6 oldu. Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 102,8 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 122, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 139,7 olarak gerçekleşti.
Dördüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 93,7 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 69,6 oldu. Böylece en yoksul gelir grubu yüzde 140 oranında gıda enflasyonu hissederken, en yüksek gelir grubu ise yüzde 70 oranında gıda enflasyonu hissetmiş oldu. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor.
Öte yandan yüzde 79,6 olan resmi enflasyon oranı AKP dönemi için yeni bir rekor anlamına geliyor. Aralık 2002’de yüzde 29,7’lik bir enflasyon devralan AKP 20 yılda enflasyonu 50 puan artırmış oldu."
Hayatın ederinin, anlamının, çözümlemesinin, tahlilinin her şeyin hemen her bir şeyin bir biçimde paldır küldür mahvedilmesine devam olunuyor. Türkiye İstatistik Kurumunun ol döngü içerisinde hakikatten değil edepsiz bir yalancılık / bolca riya ile mütemadiyen sayı, göstergeleri eğip bükerek toz pembe bir memleket portresi ortaya çıkartırken, sıradan olan insanların yaşam haklarının gasbı devam olunandır. Disk’in Araştırma Komisyonunun var ettiği, suna geldiği, görünür kıldığı o pejmürde rakamlar silsilesinin ötesinde hayatların her nasıl çarçur edildiğidir. Düzenin suna geldiği her şeyin bir biçimde eksiltme, bir halde ve istemle azaltma, yoksunlaştırma, yoksulluk olarak çıka geldiği bildirilir. Sınıfların aleni bir biçimde tarumar edilip, zengin ve fakirler olarak iki gruba bölüştürülen iş bu ülkede hayatın normatif kavramı toptan zayi edilendir. Yoksulluk güncellendikçe, her yanda bir başka daraltma var edildikçe hayatın ehven ile olan teşviki mesaisi sekteye uğrar. Rapordan görünen ülke pratiğinin toptan, afaki, belirgin bir biçimde yarınsız, hep ama her dem boşa çalışmak, sarf edilen emekle elde edilen gelirin bir hiçe tekabül ettiği yer hakikate dönüştürülür. Muktedirin enflasyonu yirmi yılda yüzde elli arttırdığı bir saha, bir yerin bina edilmesi tam gaz devam olunandır. Yolun, yordamın, anlam ve uzam arasında cereyan eden gündelik yaşam aksinin toptan çürümeye terk edildiği yerde her şey alenidir, her şey kapkaranlık kılınandır, fark ediyor muyuz?
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Roboski’yi ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine, “İktidara gelirsem bu olayı açığa çıkartacağım ve failleri yargılayacağız” dediğini belirten Roboskili aileler, "Failler yargılanmadan helalleşmeyeceğiz" dedi.
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyüne yönelik 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 katledildi. Yaşanan katliama sessiz kalınması ve ardından AKP’nin, “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” açıklamasına rağmen katliamın üstü kapatılmaya çalışıldı, Roboskî katliamı soruşturma dosyası yıllarca mahkemeler arasında gidip geldi. Askeri savcılık, dosya hakkında Ocak 2014'te takipsizlik kararı verirken, hukukçuların itirazı ise reddedildi. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru da reddedilince aileler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Ancak AİHM de, aileler adına başvuru yapan avukatların eksik belgeleri geç göndermelerini gerekçe göstererek başvuruyu "kabul edilemez” buldu ve başvuruyu reddetti. Avukatların daha sonraki yıllarda yeniden soruşturma açılması için yaptığı başvurulardan da bir sonuç alınamadı.
Roboskili ailelerin adalet arayışı 11 yıldır sürürken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,“Helalleşme Buluşması” kapsamında dün Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyüne geldi. Burada, TSK'ye ait savaş uçaklarının bombalaması sonucu katledilen 34 yurttaşın aileleriyle bir araya geldi. Ailelerin taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, adalet getireceğinin sözünü verdi. Aileler köye gelen her yetkilinin 11 yıldır kendilerine söz verdiklerini ancak yerine getirilmediğini söyledi. Roboskili aileler, faillerden hesap sorulmadan helalleşmenin olmayacağını belirtti.
‘Hesaplaştıktan Sonra Helalleşeceğiz’
Katliamda ağabeyi Vedat Encü’yü kaybeden Barış Encü, 11 yıl önce yaşanan katliamı hatırlatarak, “F16’larla tonlarca bomba yağdırdılar abim ve kuzenlerimin üstüne. 34 insan öldükten sonra buraya nice insanlar geldi. Gelen her defasında farklı sözler verdi. Avrupa’dan da insanlar geldi. Ancak şuana kadar Roboski’ye adalet gelmiş değil ve sağlanmış değil. Buraya gelip söz verenlerin sözleri olduğu yerde kaldı. Burada bize söz verdiler ama buradan çıktıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ettiler. Kılıçdaroğlu’nun buraya gelmesi çok önemli ve anlamlı ancak bize icraat lazım. Sadece söz vermeyi biz kabul etmiyoruz. İlleri ki zamanda iktidara gelme durumunda Roboski’ye adalet getirilmeden herhangi bir barışı kabul etmiyoruz” dedi.
Roboski faillerinin mahkemede yargılandıktan sonra barış ve kardeşliği kabul edeceklerine işaret eden Encü, “Helalleşmeyi ancak bu şekilde kabul edebiliriz. Başka şekilde helalleşmeyi şahsım ve ailem adına kabul etmemiz imkansız. Biz artık olayın neticelenmesini istiyoruz. Bugün verilen sözler diğerleri gibi havada kalmasın” diye belirtti.
‘Tek Kişi Kalsam Da Tazminatı Almayacağım’
Devleti yönetenlere seslenen Encü, şunları söyledi: “Roboskili ailelere, ‘maddi zorluk çektiririz ve bu şekilde tazminat almalarını sağlarız’ gibi şeyler yapmasınlar. Biz 11 yıldır tazminatı almamışız, yüz yıl daha geçse olayın failleri yargılanmadan para almayacağız. Bunların hepsi geçicidir. Bizim için maddiyat önemli değil, maneviyat önemlidir. Ben abimi çöplükte bulmadım. 34 kişi de benim canımdır, kanımdır. Bunların faillerinin yargılandığını görmeden bu davadan hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğim. Bu ailelerden tek bir kişi kalsa davamızdan vazgeçemeyeceğiz. Türkiye’de adalet ve barış Roboski’den geçer.”
‘Kimseyle Helalleşmeyeceğiz’
Katliamda oğlu Erkan Encü’yü kaybeden Felek Encü, Roboski’ye adalet gelmeden ve çocuklarını katledenler yargılanmadan kimseyle helalleşmeyeceklerini ifade ederek, “Katliamın üzerinden 11 yıl geçti. Halen ‘FETÖ yaptı’ diyorlar. Mademki FETÖ yapmış o zaman deyin ki; bu 34 can için bunları aldık ve yargılayacağız. Roboskili aileler de gelip bu faillerle yüzleşsin. Belki o zaman söyleyecek bir şeyler buluruz. Ama kesinlikle Roboski’ye adalet gelmeden helalleşmeyeceğiz. Zaten helalleşmek zor bir şeydir. Biri gelip çocuğunu öldürüyor, sonra da sen ona bir şey olmamış gibi hakkını helal edeceksin. Böyle bir şey olmaz. Bugüne kadar ne birileri tutuklandı, ne de bize adalet geldi. Biz her gün çocuklarımızın mezarına giderek özlem gideriyoruz. Kimsenin bize bunu yaşatmaya hakkı yoktu. Biz yoksulduk ve kendi halimizdeydik. Bize çok sözler verildi ama o sözler çocuklarımızın mezarları üstünde kaldı ve bizleri unuttular. Bizim artık kimseye inancımız yok. Failleri bulmadan ve yargılanmadan biz onlarla helalleşmeyeceğiz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ‘Failleri Yargılayacağız’ Dedi
Mehmet Ali Tosun’un Babası Zeki Tosun, Kılıçdaroğlu ile yaptığı sohbeti şu şekilde anlattı: “Eğer buraya adalet gelmezse ve siz de şu andaki hükümet gibi çocuklarımızın katillerini ve olayları örtbas etmeye, gizlemeye çalışırsanız ve dünyanın gündemine getirmezseniz ve bu katiller yargılanmazsa aramızda helalleşme olmaz. Biz Kılıçdaroğlu’na, ’eğer gerçek anlamda Roboski’ye adalet getirirseniz, maddi ve manevi hakkımızı gündeme getirirseniz, o zaman sizinle helalleşeceğiz’ dedik. Kılıçdaroğlu’nun buraya gelmesi de bize moral verdi ve çok memnun kaldık. İktidara gelirlerse bu sözleri yerine getireceklerini söylediler. Onlara inancımız var. Kılıçdardaroğlu bize, ‘iktidara gelirsem bu olayı açığa çıkartacağım ve failleri yargılayacağız’ dedi. Bize verdiği söz buydu.”
‘Adalet İstiyoruz’
Mehmet Ali Tosun’un annesi Fadile Tosun ise şunları kaydetti: “Çocuklarımızın faillerini cezalandırmadan devlete hakkımızı helal etmeyeceğiz. Çünkü Çocuklarımıza hakaret ettiler. 34 çocuk da günahsızdı. Kılıçdaroğlu elini vicdanına koysun; 11 yıldır biz adalet istiyoruz ama Roboski’ye adalet gelmedi. Bunun aksine bizleri mahkemeye veriyorlar. Bize para cezası kesiyorlar. Bize, ‘siz çocuklarınızın davasının peşinde koştunuz’ deniliyor. Artık hiçbir anne ağlamasın. Biz faillerinin yargılanmasını ve Roboski’ye adalet gelmesini istiyoruz. Bunun dışında devletin hiçbir şeyini istemiyoruz.”
Hayatın ederinin, anlamının, çözümlemesinin, tahlilinin her şeyin hemen her bir şeyin bir biçimde paldır küldür mahvedilmesine devam olunuyor. Roboski Katliamının on bir yıllık koca mazisinde adaletin hiçbir biçimde var edilememesinin utancından belirgin kılınıyor o mahvetme hali. Bütünüyle Kürdün yaşam hakkının ilhakının, tescilli, azılı zorbaların oh olsun çığlıklarının, yamacında yöresinde insanları ayrıştırmaya devam edenlerin refakati ve tüm çıplaklığıyla çiğlik dolu hallerinde bir utanç yüzleşmeyi bekliyor. Ailelerin meram eylediği şey ortada, hakikatte bunu bildirecek o sorumluları ( ki herkesin bildikleri malum olanlar ) hakim olan yargının elinden kurtarıp, adalet önünde hesap vermelerini var edecek ve bunu sağlayacak olana özlemle yıllar geçiyor. Epey geçkin de olsa memleketin o kurucu temsilinin, siyasi partisinin nihayetinde bir yarayı görme çabası, sorgulaması elbet mühimdir. Lakin on bir koca yılda, masumiyetlerinin tahrip edilmesinden, sadece Kürd kimliğinden olmaları nedeniyle, yitirilen ve yası tutanların karşısında zorbalığı tercih eden bir madun siyaset aksiyonu karşısında hayatın adaleti her ne zaman tecelli edecektir, sahiden de? Roboski ve ötesinde ve berisinde olan, var edilmiş tüm kırımların birer kalıcı kırılmaya mahal verdiği, yüzleşmek için adalet tahayyülünün hiçbir türlü tam anlamıyla var edilemediği yerde, eşit yurttaşlık, yaşam hürriyeti, katillere dokunmak hala bunca zor mudur? Mesele, o yaşamın çürütülmesi, acılarla insanların yaşatılmaya halen devam olunmasının zorunluluğu düşündürücü değil midir? Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte ortaya çıkan iradenin peşi sıra hakkaniyetle yüzleşme adımlarının atılmasına daha kaç zaman vardır?
Dönüşümsüz yollardan geçiyor bir ülke! Geriye dönülemeyecek kadar ağır, gerisin geriye bir gidişata rehin ediliyor bir ülke! Toptan, benmerkezci, kötücül, hep ama her dem çokça fecaat, daha dibine doğru bir yıkımın kollarında yürüyor bir ülke. Mahvetmenin kuralları, yol haritaları, hayatın sıradana ait olanın üstünde tepinen bir toplamla güncellemeler var ediliyor işte bu sahnede, şu sahanlıkta. Ekonomik girdaptan, pandemi açmazına, biteviye sürdürülen nefret siyasetinin, bir gün Yahudi, bir gün Ermeni, bir gün Alevi, bir gün Kürd halkına, temsillerine, inançlarına ve siyasetlerine denk düşürüldüğü bir zeminde topyekun ve baskın bir çürüme imal edilendir. Yaşam pratiğinin sakatlandığı yerde, bambaşka olay ve olgular gündem kılınırken, cerahate dönüp de bakan kimseler yoktur. Bir asırlık olduğu zikredilen demokrasi deneyiminin / ittir kaktır da olsa sunula gelen hak, hukuk ve adalet kavramlarının aşındırılmaya devam olunduğu bir zeminde hayat mahvedilmeye her anlamda mahkum kılınır. Onur, haysiyet, ahlak, edep, birlik ve beraberlik daha eklenecek onlarca edim / eylemin lebalep bu katran karanlığında zehirlenmesi söz konusu edilendir. Bütünüyle gördüğümüz, tek bir biçimde değil, bir anlığına değil sürekli olarak kendisini yeniden var edebilen bir yok etme tahayyülü yeni ülkenin de yegane gerçekliği kılınıyor bir kere daha. Riyanın, yalanın, kötülüğün, hırs ve mevki için atılan her türden tavizin ve bolca rantın sahnesi kılınıyor bir ülke. Aynı gemideyiz masalı, aynı bağın gülüyüz bizler zikredilirken, o bağ da, şu gemi de su almaya devam ediyor.
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Unnamed – Mix Media – Serpil ODABAŞI
0 notes
magyarokpontlife · 8 months
Photo
Tumblr media
Az Esterházy kastély tervrajza, valószínűleg Nicolaus Jacoby munkája, 1774 #magyar #Magyarország #magyartájak #népviselet #magyargasztro #példaképeink #népzene #magyartudósok #kastély
0 notes
atevegter · 2 years
Text
2652 Ikea Kallax
Zaterdag gaan we na de rommelmarkt naar Ikea. Een bezoekje aan Ikea verloopt tegenwoordig sneller dan vroeger, toen we de hele winkel door sjouwden en met een te volle wagen bij het magazijn arriveerden waar we onze eigenlijke belangstelling inlaadden, waarna we met de Family-pas afrekende bij de kassa. Daarna mochten we een hotdog. Eindeloze middagen waren het. Nu volgende we de borden Online…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
thefemaleformsblog · 7 months
Text
1K notes · View notes
drrobertkast · 2 years
Text
Scientists Show That Reversing Biological Aging Is Possible with HBOT
Tumblr media
A former member of the Medical Advisory Committee for the Florida Department of Business and Professional Regulation, Dr. Robert Kast is the executive director of Physician Alliances for Stem Cell Assurance. A board-certified obstetrician/gynecologist with more than 30 years’ experience, Dr. Robert Kast runs his own practice in Boca Raton. He offers patients treatments for infertility and aging.
Aging can be scientifically reversed, going by the results of a groundbreaking 2021 study in Israel. In the study, researchers were able to reduce the biological aging process of adults aged 64 years and older using hyperbaric oxygen treatment (HBOT). They achieved this by shortening the length of DNA telomeres.
DNA governs the cellular processes responsible for sustaining human life. At the ends of all DNA sequences are telomeres, protective layers that maintain the structural integrity of DNA, enabling them to function normally. Young people have long telomeres, but as they age, their telomeres shorten, compromising DNA and exposing the body to age-related diseases like cancer and heart disease.
In the Israeli study, researchers led by Dr. Shai Efrati of the Sagol Center for Hyperbaric Medicine and Research administered HBOT to 35 adults aged 65 years and older. HBOT basically involves giving patients oxygen in pressurized surroundings. The researchers administered this treatment over a number of sessions and measured participants’ blood before the study, on the 30th and 60th sessions. They found that in just three months, they had grown patients’ telomeres by over 20 percent. On top of that, they had reduced senescent cells (aged cells whose DNA have little-to-no telomeres) by up to 37 percent. The findings showed that reversing biological aging was possible and formed the basis of the development of an HBOT-based anti-aging protocol.
0 notes
montereybayaquarium · 9 months
Text
Time tune into the Friday feeling! 🎵🎵
Now throw your claws in the air  And wave ‘em like you just don’t care  And if you like fish and grits and all those decaying bits Then everybody say, “O-yea-yer!”
Tumblr media
The Japanese spider crab uses its claws—the two front legs—to scavenge a quick lunch of leftover scraps that fall down to the seafloor from above. Decayed dinner? O-yea-yer!
1K notes · View notes