Tumgik
#insan bencil mi
Text
Tumblr media
Neydi anlatılmak istenen? İki meleğin bir bütün olması mıydı aşk? Yoksa iki kişinin bir olması mıydı yaşam.. Karşılıklı tek kanadı kırılmış iki insan bir gün bir yer de karşılaşıp bir bütün olabilir miydi?
Melek; iyi niyetli, dürüst, açıksözlü olduğu için mi iyiydi şeytan; hak edene hak ettiğini gösterip,gamsız, bencil olduğu için mi kötüydü?
Ey sevdiğim... neydi doğru olan sen mi ben mi?
Kanadım kırıldı artık bir Melek değilim :)
59 notes · View notes
endergelisenataklar · 10 months
Text
ben kapitalizmim ve kızlarınızı barbie’lerle büyüttüm, sizden estetik operasyon için para istiyorlarsa bu şaşılacak bir durum değil. ben kapitalizmim ve çıkarlarım uğruna üstünüze moda endüstrisini saldım. sonuç: 17 yaşındaki kızların %78’i dış görünüşlerinden rahatsız. ben kapitalizmim ve bir kadının bir moda dergisini 15 dakika karıştırması kendi vücuduna duyduğu memnuniyetsizliği %50 artırmaya yetiyor. ben kapitalizmim ve işyerlerinde çalışıyor olmak yerine protesto gösterilerine katılan insanlar beni çıldırtıyorlar. dünya çapında yükselen anarşi, bu inatçı protestolar da neyin nesi? yeni apple ürünlerini beğenmediniz mi? ben kapitalizmim ve bakış açınızı öyle bir değiştirdim ki, hırsız ve elitist bir ceo’nun hayat hikayesi sizin için “azim ve başarı hikayesi”. ben kapitalizmim ve ortalama bir insanın günde 5.5 saat tv izlediği bir toplumda alaşağı edilmek gibi bir kaygım yok. ben kapitalizmim ve steve jobs tabii ki çok önemli biriydi, ancak %1’inizin ihtiyacı olan makineleri ucuz işçilerle üretmekte çok mahirdi. elbette bütün kapitalistler birer “aziz” gibi konuşacaklar, tıpkı bill gates gibi, 150 milyon dolarlık 66.000 m2 bir evde yaşayan bir aziz. insan haklarını falan unutup kapitalizme iyice dalın. fred shuttlesworth da steve jobs gibi dün öldü ama hanginiz onu tanıyorsunuz ki? ben kapitalizmim ve dün en mutlu günlerimden birini yaşadım, bencil bir kapitaliste, gaddar bir patrona aziz muamelesi yapmanız müthişti. ben kapitalizmim ve benim yüzümden ortalık miras kavgaları yüzünden kanlı bıçaklı olmuş akrabalarla dolu. ahlakınızı o kadar bozdum ki babanız ölüm döşeğindeyken aklınızdan geçen şey kardeşlerinizle mirası nasıl bölüşeceğiniz. hepiniz birer yalancısınız çünkü kendinize istediğiniz şeyi elde edince mutlu olacağınızı söyleyip duruyorsunuz. her yıl 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz bir koşu bandının üstünde fazla yediklerinizi eritmek için ter döküyorsunuz. ben kapitalizmim ve benim yüzümden dünyada 600 milyon obez ve 1.4 milyar aç insan var. ben kapitalizmim ve starbucks için kahve temin eden bir çiftçinin oradan bir bardak kahve satın alabilmesi için 3 gün çalışması gerek. ben kapitalizmim ve batı dünyasından her yıl 3.5 milyon kişi uzak doğu’ya seks turlarına gidip çocuklarla ilişkiye giriyorlar. ben kapitalizmim ve uzak doğu’da 6-12 yaş arası kızlar 200 dolar gibi komik bir miktarla seks kölesi olarak satılıyorlar. ben kapitalizmim ve “serbest piyasa ekonomisi” dünyanın en büyük yalanı. ben kapitalizmim ve amerikalılarının %24’ü eğer milyarder olmaları için gereken bu olsaydı bütün ailelerini reddedebileceklerini söylüyor. ben kapitalizmim ve kadınlara sesleniyorum. lütfen birer obje haline geldiğinizi aklınıza getirmeden victoria’s secret’a koşun. victoria’s secret ülkelerine türkiye de ekleniyor, incecik bir parça çamaşıra 80 dolar verince çok çok mutlu olacağınızı garanti ediyorum. ben kapitalizmim ve bütün zavallı kölelerim yarın akşam vogue fashion’s night out’un tadını çıkaracaklar mı?ben kapitalizmim ve 15 yaşındaki bir çocuğun ipad alabilmek için böbreğini sattığını duyunca zevkten dört köşe oldum. ben kapitalizmim ve madonna’nın sadece londra’da 8 evi var, ortalama 600 evsize barınak olabilecek büyüklükte. ben kapitalizmim ve tayland’da disney fabrikası için çalışan bir çocuğun disneyland’e girecek parayı çıkarması için 55 gün çalışması gerek. afrika kıtası dünyanın altın rezervlerinin %90’ını elinde bulundurmasına rağmen, dünyada sadece 4 tane afrikalı milyarder var. ben kapitalizmim ve afrika kıtasından her sene 8.5 milyar dolar değerinde pırlanta çıkıyor, kıtanın açlık sorununu çözmeye yetecek miktar. ben kapitalizmim ve siz pırlantalara bayılırsınız, hindistan’da 1 milyon kişi günde sadece 1.2 dolar kazanarak o pırlantaları üretirken. dünyayı sarışın kadınların güzel olduğuna inandırdım, bu yüzden asya kıtasında 300 milyon kadın düzenli olarak beyazlatıcı sabun kullanıyor. ben kapitalizmim ve sizin hayatlarına özendiğiniz hollywood yıldızlarının % 64’ü kokain bağımlısı. ben kapitalizmim ve yılda 20 milyon çocuk açlıktan ölürken siz aynı tişörtü haftada iki kez giymeye utanıyorsunuz.
ben kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, artık farkına varın, taptığınız tek tanrı benim. ben kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, müslümanlar 5 yıldızlı kabe manzaralı otellerinde “ibadet” ederlerken? ben kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, müslümanlar kutsal topraklarına gittiklerinde bile alışverişe koşarken? ben kapitalizmim ve siz hangi tanrıdan bahsediyorsunuz, bütün dünya hristiyan bayramı noel’i sırf alışveriş yapıp eğlenmek için “kutlarken”? abd’de 7 milyon evsiz insanın olduğundan kimsenin haberi yok çünkü tv’de gördüğünüz amerikalılarının hepsi havuzlu villalarda yaşıyorlar. ben kapitalizmim ve yine başardım. bütün kadınları dolapları tıka basa dolu olduğu halde giyecek hiçbir şeyleri olmadığına inandırdım. dünya nüfusunun %50’si dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin %1’ine sahip. dünya nüfusunun %1’i dünya kaynaklarının ve zenginliklerinin %50’sine sahip. ben kapitalizmim ve bankacılar benim evlatlarım. amerikalılarının %85’i ekonomik durumlarını iyileştirebilecekse faşist bir hükümeti seçebileceklerini söylüyor. işte kapitalin gücü. siz özgür bırakmayan, fikirlerinize sansür vuran, en sonunda polis kurşunuyla öldüren bir devleti kendi elinizle kurmanız ne tuhaf. sizin ağzınızı burnunuzu kırıp hapse tıkmaları için bir devlet kuracak parayı, kendi vergilerinizle sağlamanız ne kadar tuhaf. amy winehouse gibi bağımlılara acırken hepinizin birer bağımlı olduğunu unutmanız ne kadar komik, zavallı tüketim bağımlıları. ben istediğim kadını elde ederim, biraz altın, biraz pırlanta, biraz şan şöhret, birkaç güzel vaat, tamamdır.
34 notes · View notes
uzaktansevdim · 1 year
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. O kalbin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o kalbinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan . Gelip canımı istesen veririm.
Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum. Kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen. Varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece.
Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım.
Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım.
Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
🌃 🍂
102 notes · View notes
aynodndr · 5 months
Text
Tumblr media
💞Neydi sevgi???
Sevgi emekti,
Sevgi vefaydı.
Başka...
Şems-i Tebrizi, “Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca / Dağı bile taşır insan aşık olunca, inanınca” diyor…
Özdemir Erdoğan şarkısında, “Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir / Bazen küçük bir an için ömür bile verilir” diye anlatıyor sevgiyi…
Halil Cibran, “Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka” diyor…
Mevlana, “Sevgi karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir; size yolunuzu gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez” diyor.
Fuzuli’ye sormuşlar, “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” diye; “Sevmek” demiş.. “Çünkü, sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın”…
Nazım Hikmet, “Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. Ne güzel de darma duman ediyorsun beni” diyor dizelerinde…
Dostoyevski der ki: “Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil; o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.”
Can Yücel, “Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın, bense hep arkandan ağladım” diyor…
sevgi neydi...🌺
11 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 1 year
Text
The late Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu TELLS…
—— I told Ms., who I know as a married, divorced, sane person in her fifties, about the book I was working on, called “Before Marriage”.
Dogan said.
“If I were to remarry in my current mind, I would like to see how you act in these four situations to get to know the person better. Do you want me to tell you?"
I asked him to explain, he briefly explained as follows:
1- When he was hungry, I would look at how he felt and how he behaved. If he is emotionally immature, the hungry person becomes impatient and selfish.
2- When he was angry, how he spoke, how he behaved when he was angry about something, I would watch carefully.
The anger of the selfish person and the anger of the mature person are different.
I would say the best indicator of a person's maturity is how he manages his anger.
3- What does he do when he feels lonely?
Does he turn himself in, offend the world and take an attitude that blames him, or can he be friends with his loneliness and accept these aspects of life with calm maturity?
4- How does he act when he is tired?
Whether a person is selfish or not shows how he feels and behaves best when he is tired.
A mature person who understands the importance of the relationship acts by thinking of others, no matter how tired they are.
I thanked him and decided to share what he said with you.
Dogan Cuceloglu
Tumblr media
Rahmetli Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ANLATIYOR…
—— Evlenmiş boşanmış, elli yaşlarında aklı başında biri olarak tanıdığım Hanımefendi’ye üzerinde çalıştığım “Evlenmeden Önce” adlı kitaptan söz ettim.
Doğan Bey, dedi.
“Şimdiki aklımla yeniden evlenecek olsam, kişiyi daha iyi tanımak için şu dört durumda nasıl davrandığını görmek isterdim. Anlatmamı ister misiniz?”
Anlatmasını rica ettim, kısaca şöyle açıkladı:
1- Aç olduğu zaman nasıl hissediyor ve nasıl davranıyor, ona bakardım. Duygusal bakımdan olgun değilse, aç insan sabırsız ve bencil davranmaya başlıyor.
2- Öfkeli olduğu zaman, bir şeye kızdığı zaman nasıl konuşuyor, nasıl davranıyor, dikkatle gözlerdim.
Bencil insanın kızgınlığı ile olgun insanın kızgınlığı farklıdır.
Diyebilirim ki bir insanın olgunluğunun en iyi göstergeci öfkesini nasıl yönettiğidir.
3- Kendini yalnız hissettiği zaman ne yapıyor?
İçine kapanıp dünyaya küsen ve onu suçluyan bir tavır içine mi giriyor, yoksa yalnızlığıyla dost olup, hayatın bu hallerini de sakin bir olgunlukla kabul edebiliyor mu?
4- Yorgun olduğu zaman nasıl davranıyor?
İnsanın bencil olup olmadığını en iyi yorgunken nasıl hissettiği ve davrandığı gösterir.
İlişkinin önemini kavramış olgun insan ne kadar yorgun olursa olsun diğerlerini de düşünerek davranır.
Kendisine teşekkür ettim ve söylediklerini sizinle paylaşmaya karar verdim.
Doğan Cüceloğlu
—— أخبرت السيدة ، التي أعرفها كشخص متزوج ، مطلقة ، عاقل في الخمسينيات من عمرها ، عن الكتاب الذي كنت أعمل عليه ، بعنوان "قبل الزواج".
المرحوم أ.د. دكتور. دوغان كوسيلوغلو يقول ...
قال دوغان.
"إذا كنت سأتزوج مرة أخرى في ذهني الحالي ، أود أن أرى كيف تتصرف في هذه المواقف الأربعة للتعرف على الشخص بشكل أفضل. هل تريدني ان اخبرك؟"
طلبت منه أن يشرح بإيجاز ما يلي:
1- عندما كان جائعاً كنت أنظر إلى ما يشعر به وكيف يتصرف. إذا كان غير ناضج عاطفياً ، يصبح الجائع أنانيًا ونفاد الصبر.
2- عندما يغضب ، كيف يتكلم ، كيف يتصرف عندما يكون غاضبًا على شيء ما ، كنت أراقب بعناية.
يختلف غضب الشخص الأناني عن غضب الشخص الناضج.
أود أن أقول إن أفضل مؤشر على نضج الشخص هو كيفية تعامله مع غضبه.
3- ماذا يفعل عندما يشعر بالوحدة؟
هل يسلم نفسه ويهين العالم ويتخذ موقفًا يلومه ، أم يمكنه أن يكون صديقًا لوحدته ويقبل جوانب الحياة هذه بنضج هادئ؟
4- كيف يتصرف وهو متعب؟
سواء كان الشخص أنانيًا أم لا يظهر كيف يشعر ويتصرف بشكل أفضل عندما يكون متعبًا.
الشخص الناضج الذي يفهم أهمية العلاقة يتصرف من خلال التفكير في الآخرين ، بغض النظر عن مدى تعبهم.
شكرته وقررت أن أشارككم ما قاله.
دوجان كوسلوغلو
https://instagram.com/nevzat.boyraz44
39 notes · View notes
sevgilimee · 1 year
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim. Gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu çok farklı bir şey, çok güzel bir şey ama ne bulamıyorum. Her duyguyu tattırıyor bana. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu, sanki sesin dünyanın en güzel sesi, yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya, varlığın mutluluk senin. Ben çokaşığımsanaço...ooookk. Her zerrene muhtacım ben. Sen olmadan olmuyor ben, ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerini tutmak ve hiç bırakmak istemiyorum. Çok güzelsin beee. Gülümsemen zaten, beni benden alıyor. Gördüğüm en güzel gülümseme. Birşey var bakışlarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Ben sana iyi ki benimsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel kadını oluyorsun. Dayanamıyorum. Bir gülüşe ömrünü atıp adamalık insansın. BENİMSİN. Benim ömrüm, benim aşkım, benim nefesim. HERŞEYİMSİN. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güçlenirmiş, ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini bu kadar çok kıskanıyorum. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Seniçoo....oookkkkseviyorum, sanaçooo...oookkkaşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
64 notes · View notes
by-hulusi · 7 months
Text
✍️
Evlenmiş boşanmış, elli yaşlarında aklı başında biri olarak tanıdığım Hanımefendi'ye üzerinde çalıştığım EVLENMEDEN ÖNCE adlı kitaptan söz ettim.
Doğan Bey, dedi, şimdiki aklımla yeniden evlenecek olsam, kişiyi daha iyi tanımak için şu dört durumda nasıl davrandığını görmek isterdim.
Anlatmamı istermisiniz? Anlatmasını rica ettim, kısaca şöyle açıkladı:
1- Aç olduğu zaman nasıl hissediyor ve nasıl davranıyor, ona bakardım.
Duygusal bakımdan olgun değilse, aç insan sabırsız ve bencil davranmaya başlıyor.
2- Öfkeli olduğu zaman, bir şeye kızdığı zaman nasıl konuşuyor,
nasıl davranıyor, dikkatle gözlerdim.
Bencil insanın kızgınlığı ile olgun insanın kızgınlığı farklıdır.
Diyebilirim ki bir insanın olgunluğunun en iyi göstergeci öfkesini nasıl yönettiğidir.
3- Kendini yalnız hissettiği zaman ne yapıyor? İçine kapanıp dünyaya küsen ve onu suçluyan bir tavır içine mi giriyor, yoksa yalnızlığıyla dost olup, hayatın bu hallerini de sakin bir olgunlukla kabul edebiliyor mu?
4- Yorgun olduğu zaman nasıl davranıyor?
İnsanın bencil olup olmadığını en iyi yorgunken nasıl hissettiği ve davrandığı gösterir. İlişkinin önemini kavramış olgun insan ne kadar yorgun olursa olsun
diğerlerini de düşünerek davranır.
Kendisine teşekkür ettim ve söylediklerini sizinle paylaşmaya karar verdim.
Yaşam deneyiminiz içinde yukarıda ifade edilenler size anlamlı geliyor mu?
• D. CÜCELOĞLU
12 notes · View notes
Text
Yalancı Bahar
İçimde ölmeye ramak kalmış dizeleri suluyorum her gün, her gece; ölmelerine izin verirsem bende ben kalmaz, işte o vakit biterim. Gün, hecelerce gecelere devriliyor, birileri kalıyor, öteki olanlar gidiyor ve biz sadeliği yaşamda ararken kendi içimizde kendimizi tozu dumana katıyoruz çoğu zaman. Farkına varmanın, ruhsal boşluğun ve ‘ders’ adı altında ihanetlerin kökeni bu olsa gerek. Savrulmadan kendini bulamıyor insan. Kayıp vermeden, çoğalamıyor. Yazdıkça, kendine esir olduğunu zannediyor yazar; uyku tutmuyor, sabah telaşı büyüyor ve upuzun bir yaşamak gibi kayboluyor kendi tümcelerinde. Olsun, gideni tutmak demek; özünden taşmak ve kendine kalamamak demektir. Sana yaramayanı, bağlamanın telinde kopup elini kanatanı daha kalbine varmadan atacaksın. Yaralar ancak böyle iyileşir, ancak bu şekilde yolunu bulur insan.
Kayıp vermeden, aslında kaybedenin kendisi olmadığını anlayamıyor insan. İçin dışın didinen bir zafer ve ekmek arası hor görülen köfte kalıyor unutmalarda. Yaşamın, azami ve asgari müşterekte buluştuğu bir sarmalı var. Bu yüzden düşmeden kalkamıyor insan. Çok da abartma acılarını, hepsi bana dersti de, geç. Çünkü sen üzülürken birileri hep gülüyor. Faili meçhul cinayetler örüyorlar üstelik kalbine. Yaşamak mümkünken ölmek niye? Dolu dolu mutlu olmak varken, acıda ısrarcı olmak niye?
Garip tezatlarla dolu hayat; düşün, gülün bile dikeni var. Hangi diken, gülden evvel kendini yaralamış ki? Hepsi gülün suçu…
Bak! Saat, unutmalara imkansız; yaşamalara bir heves var yine… Kalkmak, düşmenin aslından kopup kendi bağrına düşmesidir insanın ve herkesten önce sadece kendini sevmesidir.
Anlatabildim mi?
Anlattım kendime, yine kendimi.
Döne döne çarpsa da kendine insan; “alo” dediği vakit en önce yine kendi yardımına koşar. Bencildir çünkü insanoğlu, eğer öyleyse sevmekte de Bencil olmalı. Sana söz, sana köz, sana güzden önce yaz olmayana hiçbir şey olmamalı.
Anlatabildim mi?
Anladım. Yağmurun kirpiklerinden telaşlar düşerse gönlüne, ses çıkarma ve bekle. Elbet güneş açar.
Hangi kış, sonsuz ki?
Öptüm sevgili kendim, gözlerinden.
Haydi, uyuyup tazelenelim ve yalancı baharları geride bırakıp hep, baharın kendisi olmaktan ümidi kesmeyelim.
Dilara AKSOY
18 notes · View notes
musfika-hanim · 8 months
Text
en son yazdığım postu okuyan M.. kardeşim mesaj attı.. "abla eş seçimi önemli, duyduğun, dinlediğin kadınların hikayelerini baz alarak, bu tür seçimleri önleyici cümlelerin, anlatacakların vardır muhakkak yazar mısın" diye. direkt ona yazmak yerine buraya da aktarmak istedim. yazacaklarıma bir nevi attığım post kaynak olacağı için oradan yola çıkarak yazacağım. belki sonra da çevreden gözlemlediklerimi ve tecrübelerimi de eklerim.
....
bize gelen yardım talebinde bulunan aileler genellikle yetim, onun dışındakilerde orta yaş ve üstü maddi yetersizlik sebebi ile geçinme zorluğu yaşayan, çocuklarının ve kendilerinin her türlü ihtiyacını karşılayamayacak durumda olan kadınlar. ve neredeyse yüzde doksanı da eşleri yüzünden bu halde. ya keyfi çalışmayan adamlar, ya iş beğenmeyenler ya da zaten vasıflı olmadığı için iş bulamayanlar. hal böyleyken, yani kadınlar maddi sıkıntı yaşayınca eşlerinden beklentileri karınlarının doyurulması ve elzem ihtiyaçlarının giderilmesi oluyor. inanın sevgisizliği, ilgisizliği dert edecek konumda değiller, gündemleri bu değil çünkü gerçekten çok zor durumdalar, çaresizler. eş seçiminde yanlış karar verdikleri için de pişmanlar tabi. burası güneydoğu ve çoğunun çocuk yapmada sınırları yok, korunma yöntemlerini günah kabul eden, eşini buna engelleyen erkek sayısı az değil. genellememek kaydıyla kendi konforları, öz bakımları, eğlence ve sosyal hayatları ailelerinden önde gelen adamlar. benciller, taştan ekmeğini çıkarabilecek yapıya sahipler ama yorulmak onlara göre değil. evlerinde, cadde kenarlarındaki kahvehanede otursunlar, hiç yorulmasınlar, bir yerlerden para, yardım gelsin diye beklesinler, kendi çabaları sıfırken hanımlarını tüm yardım kurumlarına muhtaç etsinler vs. bu metinden yola çıkarak söyleyecek olursam, yani eş seçiminde karar mekanizmasını oluşturacak seçenekleri sıralarsak "vicdanlı, merhametli, ne olursa olsun helal daire sınırı içinde nafakasını temin edebilecek beceriye sahip, pısırık olmayan, tuttuğunu koparan, önce ailesinin ihtiyaçlarını giderebilecek kaygısı olan, sevgisini saklamayacak, zorda olduğu ya da herhangi bir konuda sıkıntıya girdiğinde kendi köşesine, içine kapanmayacak, evdekilerle irtibatını kesmeyecek, onlarla dertleşebilecek, kendi kendine gizem yaratıp günlerce iç dünyasında depresif davranmayacak, öfke kontrolu sağlam, adaletli" ve daha birsürü özelliğe sahip olması gereken kişiler.
insan evlilik yolunda adımlar atarken bu yukarıda sayılanların çoğunu göremez aslında. görüştükçe, farklı ortamları beraber paylaştıkça kişinin karakteri az da olsa falsolar verir. ileride çocuklarının babası olacak kişiyi de seçeceği için birsürü konuda gözlem yapması gerekir kişinin. aslında basit gözlemler bunlar. görüşülmeye yeni başlanılan günler diyelim kibarlığını ölçmek mesela "masaya oturacağınız vakit önce sizin oturmanızı bekler mi yoksa lap diye önce kendi mi oturur, yer hususunda fikrinizi alır mı, beraber yürürken size yol veriyor mu, bir yere glrileceği zaman önceliği size veriyor mu, girdiğiniz mekanlarda garson vs muhatap olduğu kişilere nasıl davranıyor, küçümseyici kibirli tavrılar sergiliyor mu, çabuk sinirleniyor mu, onun yanında iken kendinizi güvende mi yoksa tedirgin mi, değerli mi manasız mı hissediyorsunuz. siz konuşurken sizi nasıl dinliyor, dinliyor mu, sevgi cümleleri kurarken yapmacık mı hissettiriyor yoksa gerçekten içten olduğu geçiyor mu size. aile büyüklerine saygılı mı, onlardan nasıl bahsediyor, aile ilişkisi kopuk mu bağlı mı, annesi ile olan yakınlığının sınırı ne biliyorsunuz bazı erkekler annelerine bağımlı yaşıyor öyle mi? "
bu kişi beni sever, sayar, korur, değer ve önem verir, bana zarar vermez, haklarımı gözetlr, hasta olsam ilgilenir, çocuklarımızı çok sever, onlarla oyun oynar, benim hobilerime de saygı duyar, yetemediğim, yorulduğum zaman benimle beraber aynı işi yapar, başkalarının yanında beni rencide etmez.. diyebiliyor musunuz?
inanın sayfalarca cümle kurulabilir. farkındaysanız hep hissel tavırlara takıldım çünkü bir insan birini gerçekten çok severse çokta merhamet eder çok merhametli olan da hiçbir koşulda eşine zarar vermez. bu yazılanlar sadece beyefendiler için gerekli cümleler değil hanımefendiler için de muhatap cümleler. insanlar zamanla tanınan varlıklar, foyaları sonradan çıkan mahluklar da var. Allah en iyisine, en hayırlısına denk getirsin. aklıma gelirse metine eklemeler yaparım. M.. kardeşim posta istinaden bazı fikirler istedi ve mecburen buradaki şahitliklerime dayanarak çıktı çoğu. sonrakiler de tecrübe ve yine çevreden izlenimler.
acizane sürçi lisan ettiysem affola.
selametle
11 notes · View notes
korelist · 4 months
Text
Tumblr media
GHOST DOCTOR // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb : 7,9 Benim puanım: 8
Drama: Ghost Doctor
Hangul: 고스트 닥터
Director: Boo Sung-Chul
Writer: Kim Sun-Soo
Date: 2022
Language: Korean
Country: South Korea
Cast: Rain, Kim Beom, Uee, Son Na-Eun, Sung Dong-Il
Bizim küçük tilkimiz büyümüş başrol olmuş eyy ahali. Bir çıt fantastik, bir tık medikal bir dizi ile karşımızda. Konusu her ne kadar ilgi çekici olsa da Kim Beom için başladığımı inkar edemeyeceğim. Dizi ortalamanın üzerinde beklediğimden daha keyifliydi. Genel oyuncu kadrosu başarılıydı. Hikayesi eğlenceliydi. Özellikle Rain’i ilk kez izledim oldukça başarılı buldum.
Cha Young-Min(Rain) öğrencilik yıllarında nasıl bir insan olduğunu, nasıl bir doktor olmak istediğini unutmuş, empatiden yoksun kibirli, küstah ve bencil ama çok başarılı bir kalp cerrahıdır. Hastanenin yıldızıdır. Eski karısı Jang Se-Jin (Uee) bir gün babasını kurtarması için ondan yardım ister. Bu hanım kızımızı Marriage contract dizisinden tanıyoruz. Bir türlü sevemedik. Young-Min ameliyatta çok başarılı bir iş çıkarmasına rağmen hasta uyanmaz. Aynı günün akşamında da kendisi bir trafik kazası geçirip komaya girer.
Go Seung-Tak (Kim Beom) ise Young-Min ile asla anlaşamayan onun stajyerlerinden biridir. Aynı zamanda hastane sahibinin torunu olduğu için son derece rahat ve şımarık bir tiptir. Aslında Young-Min’in tam zıttı diyebiliriz. Teoride çok başarılıdır. Bütün soruların cevaplarını biliyordur. Ama pratikte eline neşter alamaz. Diğer bir stajer doktor olan Oh Soo-Jung(Son Na-Eun) ile yakın arkadaştırlar. Bu hanım kızımızı da Cinderella and the Four Knights dizisinden tanıyoruz. Bunu da pek sevememiştik. Özünde dizideki dişil enerji çok zayıftı. İki kadın oyuncuda birbirinden vasattı diyebilirim. Donuk, ruhsuz ve dizinin kimyasıyla uyuşmuyorlardı.
Dizinin fantastik kısmı ise Seung-Tak’ın ruhları duyabiliyor, görebiliyor olmasıydı. Komaya giren Young-Min’i görebilen tek kişinin asla anlaşamadığı ve taban tabana zıt karakterdeki stajyeri olması diziyi ilginçleştiren noktalardan biriydi. Dizinin kadınlarının aksine diğer yan roller oldukça başarılıydı. Özellikle komadaki hayalet kadrosu ve o kadronun başındaki Tess’i canlandıran deneyimli oyuncu Sung Dong-Il.
Bütün bu bir araya geliş olduktan sonrasında, hikaye bize şunu soruyor; başarılı doktorumuz neden komada? Ameliyatı başarılı geçen hasta neden uyanmadı? Stajyer doktorumuz başaralı hayalet ile anlaşıp kendini geliştirebilecek mi? Komadan ne zaman çıkacak ya da çıkacak mı? Dizinin genel konusu işte bu soruların etrafında dönüyor.
İzlemesi kolay, insanı yormayan keyifli bir diziydi. Konusu eğlenceliydi, yer yer strese soksa da dozunu güzel ayarladı. Arada derede kalmış bir dizi olduğunu düşünüyorum. Abartılan onca dizi varken, biraz daha öne çıkmayı hakkediyor. Ayrıca başlarken dediğim gibi küçük tilkimiz Kim Beom bence kendini kanıtlamış.
OST:
Shin Woo - Fly Away
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
3 notes · View notes
sade1-adam · 1 year
Text
Tumblr media
Neydi sevgi ?
Sevgi emekti
Sevgi vefaydı
Başka..... Şems-i Tebrizi, “Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca / Dağı bile taşır insan aşık olunca, inanınca” diyor…
Özdemir Erdoğan şarkısında, “Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir / Bazen küçük bir an için ömür bile verilir” diye anlatıyor sevgiyi…
Halil Cibran, “Sevgi tamamlanmaktan başka bir şey istemez...” diyor…
Mevlana, “Sevgi karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir; size yolunuzu gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez” diyor.
Fuzuli’ye sormuşlar, “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” diye; “Sevmek” demiş.. “Çünkü, sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın”… Nazım Hikmet, “Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Aklıma gelişini seveyim.
Ne güzel de darma duman ediyorsun beni” diyor dizelerinde…
Dostoyevski der ki: “Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil; o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.”
Can Yücel, “Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep
bıraktın, bense hep arkandan ağladım” diyor…!
37 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
Seninle en son konuşmamızın üstünden 20 gün geçmiş. Mesajların artık çok aşağılarda yer alıyor. Oysaki hep en üstler de olurdun. Son konuşmamız da bana "değiştin" demiştim. Değimişim.. öyleymiş yani... oysaki tek yaptığım şey diğer arkadaşlarıma biraz olsun vakit ayırmaktı. Sahi şu söz ne kadar doğru " bir insana bir çok kez iyilik yap, ama gelsin tek yanlışında sana cehpe alsın." Ama bunları kendin olarak dediğini düşünüyorum. Dolduruşa, gaza geldin. Sen bu değildin. Ben hiç bir zaman bencil bir insan olmadım. Hiç bir zaman. Hep herkes iyi olsun, onlar üzülmesin, ben üzüleyim diyen biriydim. Sahiden değişir miydim? 7 yıldır değişmeyen ben 2 günde değişir miydim? 7 yılda hiç mi tanımadın beni? Ben seni herkese karşı savundum da sen beni kendine karşı savunamamışsın. Senin için bir çok insanı karşıma aldım, kavga ettim. Sen gelmişsin bana o da böyle düşünüyor diyorsun. Yazık değil mi sahiden bana da? Yazık değil mi bize...
Unutma! Değişen bensem, değiştiren sizsiniz.
9 notes · View notes
aynodndr · 25 days
Text
BEN HİÇ MÜKEMMEL DEĞİLİM
Belki de sıradan biriyim de onu demeyeceğim...
Yıllar önce ilk kez başımı örtmeye başladığımda hissetmiştim bu absürtlüğü... Ben gayet dini bütün doğru yolda mikemmel bi insandım ve keşkem herkes de benim gibi olabilseydi...
Bunun çok komik olduğu zamanla anlaşılıyor nafile...
İnsan olmak müthiş büyük bir yolculuk, müthiş imtihan takdir edersiniz ki...
Fakat alnı secdeye gelip şükür ki iki rekat namaz kılan , beheyt şu insanlar niye bu kadar kâfir diyor içinden...
Dedesinin halası hacı olan seccade olayında fetva veriyor, güncel meselelere dair kıyas yapıyor...
Yengesi mimar olan , şehircilik konusunda eleştirel bir bakış koyuyor ortaya...
Sivil toplum kuruluşunda iki kediyi doyuran, bencil pinti hasis insanlar iki lokmanızı paylaşsanız ölür müsünüz diyor...
Hasbelkader bi hocanın rahle - i tedrisine girenler , diğerlerine cahil cühelâ...
Hakezâ az biraz mürekkep yalayanlar el âleme benim bildiğim kadar unuttuğum da var halbukise diyor...
Hele hele sosyal medyada sütte leke var bizde yok yani o kadar...
Yok aslında birbirimizden farkımız...
Kimi ayakkabıya düşkün, kimi boğazına, kimi kendini övmeye, kimi kendini aşşalatmaya, kimi mal mülke, kimi cins - i lâtiflere , kimi kumara, kimi kafa bulmaya...
Aczini fakrını bilmeyen , bilmiyor aslında hiçbir şey ve başkasına dudak bükmekten yaşayamıyor kendi hayatını...
Öğretmen, diğer öğretmenlerin anlattığına yapayanlış der... Hocam sizden önceki hocamız böyle dedi yoooo ne haddine ? Hababam Sınıfı 'ndaki gibi biri eski edebiyatı diğeri yeni edebiyatı mühimseyen hocalar gibi...
Halbuki ennnn mühimi eski edebiyattır :)))
Doktor , size bakan diğer doktor bunu nasıl görmedi hayret atlamış galiba sanırsam herkes ben gibi mükemmelliyetçi ve titiz mi ki diyor...
Mühendis, kasap , manav , imam...
En iyisi benem diyor...
Hani tasavvufta tevazu ve incelik şöyle anlatılır:
" Haram yollardan bir miktar para kazanan adam bari iyi bir şey yapmak niyetiyle parayı bir dergaha bağışlamak ister...
Hacı Bektaş- ı Veli 'ye gider , kabul edilmez. Mevlâna 'ya gider , onlar kabul eder...
Adam olanlara bir anlam veremeyip Mevlâna ' ya sorar :
Hacı Bektaş 'ın kabul etmediğini siz neden kabul ettiniz ?
Mevlâna şöyle der:
- Biz bir karga isek Hacı Bektâş-i Veli şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektâş-i Veli dergâhına gider ve Hacı Bektâş-i Veli'ye Mevlâna’nın hediyeyi kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektâş-i Veli'ye sorar.
Hacı Bektâş-i Veli de şöyle der:
- Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten o senin hediyeni kabul etmiştir. "
Keşke böyle olabilsek...
Konuylan ilgili dinlenilesi şarkı:
"Öyle dudak büküp hor gözle bakma...
Bırak küçük dağlar yerinde dursun...
..........
Bir gülüşün var ki kaş çatar gibi...
En güzel sözlerin azarlar gibi... "
Nüket Belsan Taşören
3 notes · View notes
lillyy1905 · 2 years
Text
Ne desem nasıl başlasam bilmiyorum sevgilim o gözlerin beni hayata bağlamak için mi yoksa öldürmek için mi var bilmiyorum. Ben senin o gözlerinde öyle bir kayboluyorum ki bulamıyorum bir daha kendimi çok zor toparlanıyorum. Bu, bu çok farklı bir şey ben bunun adını bilmiyorum koyamıyorum adını. Çok güzel bir şey bu ama ne bulamıyorum her duyguyu tattırıyor varlığın resmen. Elimde olsa sesine sarılırım göz bebeklerini öperim şuan gelip canımı istesen veririm. Başkasının yanında nefes alsan yanındakini öldürmek istiyorum kimse görmesin seni istiyorum ama olmuyor işte. Ya ben seni bir başkasına gülerken görmeye tahammül edemiyorum bir başkasının sesini duymasını bile istemiyorum öyle seviyorum ki gülüşün güneşin doğuşu sanki sesin dünyanın en güzel sesi yüzün huzur. Baştan aşağı mutluluksun sen ya varlığın mutluluk senin. Ben çok aşığım sana çoookk. Her zerrrene muhtacım ben senin. Sen olmadan olmuyor ben ben olamıyorum. Bir gülüşünü görsem ömrüm boyunca karşına oturur izlerim seni öylece. Dedim ya bir elim sana deyse diğer elim kıskanır. Öyle seviyorum ki gözümden sakınıyorum seni. Gözlerimden sakınıyorum seni görüyorlar diye sana bakıyorlar diye. Ben seni aldığım nefese kattım öyle yaşıyorum. Elimde olsa saklarım seni kaburgalarımın içine öyle kal diye. Öyle birşey ki sanki hiç elimi bırakmamışsın gibi hep yanımdaymışsın gibi hiç gitmemiş gibi. Öyle birşey ki seni bıraksam kendimi de bırakırım. Gözlerine bakarken yeniden doğduğumu hissediyorum. Sığınacağın insan ben olmak istiyorum. Evin olmak istiyorum mutluluğun üzüntün kızgınlığın. Herşeyin olayım istiyorum. Çok bencil davranıyorum belki ama başka türlü yapamam. Senin aşkından kafayı yerim yoksa. Güleceksen birlikte ağlayacaksanda birlikte ağlayalım istiyorum. Ellerine gelelim. Tutmak ve hiç bırakmak istemediğim ellerin. Çizgilerine kadar ezberlemek istediğim ellerin. Çok güzeller be. Gözlerine hiç gelmiyim bence. Gördüğüm en güzel yeşil gözlerden daha mükemmel kahverengi gözlerin. Birşey var bakıslarında beni dinlendiren. Sanki kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.. Kirpiklerinin gözlerinin üstündeki muhteşem sıralınışı. Anlatabiliyor muyum ? Ben sana mükemmelsin diyorum her hücrenle. Gülümseyince dünyanın en güzel adamı oluyorsun. Dayanamıyorum. Sen varya sanki kendini bir menekşenin rengine , bir gülüşe katıp ömrünü adamalık insansın. Benimsin. Benim ömrüm benim aşkım benim nefesim. Herşeyimsin. Sen muazzam bir hatasın ve ben bundan asla ders çıkaramayacağım. Kalbimin her ritmi seninle atıyor benim. Gülüşünle bakışınla sevişinle. Sonsuza kadar benim ol istiyorum. Dünya üzerinde yaşanacak iyi kötü her ne varsa seninle yaşamak istiyorum. Ayrıca boynun sevgilim gezegenin en güzel kuytusu. Ben sensizliği yalnızlık sayıyorum sevgilim kim olursa olsun yanımda. Sen yoksan ben tamam değilim bütün değilim. İnsan düşe kalka güclenirmiş ben sen ellerimden tutunca güçleniyorum. Sen ellerimden tuttuğun kadar güçlüyüm. Yutkunamadığım tek cümlesin sen benim. Hani kaç kere dedim ya şu kız sana dokundu koluna girdi sana baktı diye. Kıskanıyorum sevgilim. Ben ilk defa birini kıskanıyorum yemin ederim. Bakmasınlar dokunmasınlar sana öylesine bile dokunmasınlar. Sana çok aşığım sevgilim. Seni son nefesimle seviyorum.
68 notes · View notes