Hani bazen böyle diline birçok şey gelir ona söylemek istersin ona anlatmak istersin ama bir el gelip boğazını sıkar ve sen konuşamazsın sadece ya tebessüm edersin ya da dudakların bir çizgi halinde ona bakmaya devam edersin
3 notes
·
View notes
Tüm kurduğum hayaller beni her ne kadar mutlu etseler de dünyadan bağımı koparıyor.
5 notes
·
View notes
Hayatta hep mutlu olursan hayalini kuracak ne kalır
6 notes
·
View notes
Hayalsiz dolaşıyoruz yirmi birinci yüzyılın sokaklarında
Ah, geri gelir mi bir daha uzaklaşmış duygular
23 notes
·
View notes
eksik,mutsuz,huzursuz, ümitsiz ve umutsuz,hayalsiz yaşanır mı? insanoğlunun yüreği dayanır mı buna.söyle,kolay mı böyle yaşamaya çalışmak.kolay mı kalbini susturmak.kırıkları görmezden gelmeye çalışmak.acıları unutmaya çalışmak.söylesene kolay mı bunların her biri.kolay mı bu düşüncelerle her bir saniyeyi geçirmeye çalışmak.eksik şeyi bulamamak,kolay mı?hem onun acısını hissetmek hem de onu bulamamak yormuyor mu senide.baksana,ben çok yoruldum,gücüm hiç kalmamış gibi.öyle yorgunum işte.
10 notes
·
View notes
İki dünya vardır biri gerçek dünya diğeri hayal dünyası bunu dengede tutmazsan eğer biri diğerini yok eder mesela gerçeklerin ağır olduğu yerde hayal kırıklığı oluşur bu seni hayalsiz bırakır.
22 notes
·
View notes
İçimde zifiri bir siyahlık var , gün geçtikçe büyüyor . Ve beni umutsuz , hayalsiz , keyifsiz , mutsuz birine dönüştürmek için elinden geleni yapıyor. Kurtulamıyorum
188 notes
·
View notes
Ben hayalsiz bir insan, kanatsız bir kuşum.
10 notes
·
View notes
Niyetsiz hayal, hayalsiz nasibi unut bebeğim ❣️😉
22 notes
·
View notes
Bir çok tatlı huzur çaldım hayattan.
Bir çok tokat yedim yerine şefkatsiz.
Şimdi sıfıra indirdim herşeyi.
Hevessiz, hayatsız, hayalsiz.
İyi insan kalmak gayemiz...
Tik tak tik tak... Silineceğiz hepimiz.
Belki anılacağız inceden...
Ne lüzumu var bilmeden, o değeri hissetmeden...
16 notes
·
View notes
hayalsiz kalmak var ya dünyanın en beter olayı. düzeltilmesi zor bir ruh hali.
11 notes
·
View notes
hayatımın sonundayım. yeryüzünü iyileştiremeyeceğimi, insanın onurunu yüceltemeyeceğimi kesinkes biliyorum. o kadar açık seçik, yalansız dolansız, o kadar hayalsiz, içten biliyorum ki, insanın onursuzluğu artık beni zerre kadar üzmüyor... öncesiz sonrasız kaybettim. kaybetmek umrumda değil.
selim ileri - hepsi alev
5 notes
·
View notes
Hayaller, oturabileceğiniz en büyük evdir. Dünyada hiçbir yeteneğe, eğitime, birikime sahip olmadan en kolay yapabileceğiniz şey, parayla, yaşadığınız hayatla, içinde bulunduğunuz koşullarla belirlenemeyecek tek şey hayal kurmaktır.
#kürşatbaşar #yaz
Siz hiç hayalsiz kaldınız mı?
31 notes
·
View notes
"hiç hiçe geçmiş iki yoldaş fırtına"
sen de göreceksin diyordu leke oyunları yönetmeni
sen de göreceksin; dünya kurtarılacak bir yer değil
ve bütün olan biten
yo’kuşlara gönülsüz dikilmiş ağaçların dalgınlığıdır
tam iyileşmeye başlıyorum (bu sık sık oluyor)
başlamak kelimesinin ellerini kelepçeleyip götürüyorlar
kimin götürdüğünü göremedim sözlerinde maske vardı
ağzımı kapalı tutmam ve bunu unutmam için
düş kurmadan yaşanılamayan bir kenti koyuyorlar önüme
oysa ben çocukların ölümle taşak geçtiği yerleri bilirim
umut umutsuzluğa kapılıp yarıştan çekildiğini söylüyor
işte o an soluğumu ayarlayamıyorum
önce bir sis dalgası veriliyor ardından veda duygusu yaratılıyor
sise kızmıyorum, sis bazı havaların geçim kaynağıdır
ama veda duygusunun yaratılması hiç insani değil
mutluluğa fazla ilgi duymuyorum; mutluluğa güvenilmez
dönektir ve bir dediği öbür dediğini tutmaz
tamam bi keresinde kazara mutlu olmuştum
birkaç kuş acıyıp kalbimi yerden kaldırmıştı
sen o kuşlarla arkadaş olup adresimi istemiştin onlardan
beni bulduğunda sarışın ve kıvırcık bir parka
beklemek kelimesini inandırmaya çalışıyordum
yani tam inandırıyordum; aradan beş yıl geçti
sonra bir gün elimde olmadan bir şiir yazdım
adını “pencerelerin yalvarışı” koymuştum
biliyor musun o pencerelerde hiç ev yoktu
uzanıvermiştik öylece soğuk taşların mevsimine
ayaklarımız dünyanın dışında kalmıştı
üşümeyelim diye sigara paketini boşaltıp içinde uyumuştuk
hiç hiçe geçmiş iki yoldaş fırtına gibi
bi keresinde parasız ve hayalsiz kalmıştım
aşktan artakalan zamanlarımda biriktirdiğim hüznü
satılığa çıkardım; öyle çok müşteri vardı ki bekleyen
kazandığım boşluklarla eve ellerim dolu geldim o gün
sen sevilenler ülkesinde bulmaca çözüyordun
soru olmaktan kurtulamayan o kronik soruya takılmıştın
yenilginin başkenti neresidir; karanflya demiştim
bulutperestlikten içeri almışlardı yüzümün yarısını
yarısını da avuçların sahiplenmişti
bir iskemle atıp saatlerce baktım konuşmadan
nasıl da yakışıyordunuz birbirinize; iyileşme olasılığı ve sen
nasıl da öyle dişi toprağın kırık patikasında.
konuşursam sözlerin bitebileceğini sanarak sadece baktım
bilmiyor musun dedi peşimi bırakmayan dramatik buluntular ustası
konuşmaktan değil çok bakmaktan biter sözler
her bakışa bir söz eşlik eder çünkü
ve bakmak kelimesini kelepçeleyip götürmek için geldiler bu kez
izin vermedim (bu sık sık oluyor)
13 notes
·
View notes
hayatinda bir bok basaramamissin gelmis bos bos konusuyorsun yalnizlik odulmus de sonunda herkesin varacagi yermis de hayir kardesim yalnizlik senin ermis alim iste cok dusunen cok bilen zart zurt biri oldugunu gostermiyor. Her yalnizlik tabii ki aptalca degil ama daha 17 25 yas araliginda olan insanlarin bunu boyle lanse etmesi cok aptalca lan ne yasamis olabilirsin amin evladi sen kimsin ya. Yanlizlik kotudur arkadasim 3 5 deney izleseydiniz insanin baska bir insanla iletisimine ne kadar muhtac oldugunu gorurdunuz bunu sacma sapan olumlamak yerine. Kendi kafa yapiniza sahip insanlari bulmak icin caba harcamak yerine oylece orada oturup dunyanin sizin etrafinizda sizin dusuncelerinizle donmesini bekliyorsunuz o kadar narsistsiniz ki. Kendinize bu kadar hayran olmasaniz keske bu kadar aptal olmasaniz. Yalniz olmamak guzel bir sey bir suru arkadasin olmasi istediginde yaninda birini bulabilecegini biliyor olmak harika bir sey. boyle kusmak gibi oldugu icin karisik gidicem. Ayrica gram sakadan anlamiyorsunuz anca begendiginiz bir kac insanin begendigini soyledigi saka turlerine gulmeyi becerebiliyorsunuz. Dark mizahmus cok komikmis zart zurt buna gulucem diye de bazen o kadar kasinti gpruyorsunuz ki cok ozur dilerim ama neden yalniz oldugunuzu anlauabiliyorum. Ayrica o nefret ettiginizi iddia etttiginiz mindsetlerin coguna sahipsiniz hem de baya baya sahipsiniz kafanizda dumduz bir timeline var ortalama türk genci timeline i yasadikca kabulleneceginiz bir timeline. Sevgisiz hayalsiz umutsuz yasamaya o kadar okeysiniz ki yasamasanizfa olur aslinda. Bir noktadan sonra bu pesimizm sadece size degil bize de zarar cunku insanin bir tane gerceklestirmeye calistigi hayali olur onu da en azindan arastirmis olur boyle aptalca hevesle bir seylerdeki tempoyu tabii ki koruayamazsiniz. nefret ediyorum sizden iyi ki cikarmisim hayatimdan
2 notes
·
View notes
Her yere yetişilir, hiçbir şeye geç kalınmaz ama .. Çocuğum beni bağışla . Ahmet Abi sen de bağışla . Boynu bükük duruyorsam eğer içimden öyle geldiği için değil , ama hiç değil . Ah güzel Ahmet abim benim . İnsan yaşadığı yere benzer . O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer . Suyunda yüzen balığa , toprağını iten çiçeğe , dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine , konyanın beyaz antebin kırmızı düzlüğüne benzer . Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir . Denize benzer ki dalgalıdır bakışları . Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına .. Öylesine benzer ki , Ve avlularına (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) , Ve sözlerine (Yani bir cep aynası alım-satımına belki) .. Ve bir gün birinin adres sormasına benzer . Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne .. Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına . Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına , minibüslerine, gecekondularına .. Hasretine, yalanına benzer. Anısı işsizliktir, acısı bilincidir. Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan. Gülemiyorsun ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir. Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi. Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden. Dirseğin iskemleye dayalı -- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben -- Cıgara paketinde yazılar resimler.. Resimler: cezaevleri, resimler: özlem, resimler: eskidenberi..
Ve bir kaşın yukarı kalkık. Sevmen acele, dostluğun çabuk. Bakıyorum da simdi o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde. Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi? Biz eskiden seninle istasyonları dolaşırdık bir bir. O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar, Nazilli kokardı. Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası, kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen. Kadının ütülü patiskalardan bir teni upuzun boynu kirpikleri.. Ve sana Ahmet Abi uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki. Sofranı kurardı. Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı. Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi. Çocuklar doğururdu. Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi. O çocuklar büyüyecek. O çocuklar büyüyecek, o çocuklar... Bilmezlikten gelme Ahmet Abi. Umudu dürt umutsuzluğu yatıştır.
Diyeceğim şu ki yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler. Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse Çocuklar, kadınlar, erkekler.. Trenler tıklım tıklım. Trenler cepheye giden trenler gibi. İşçiler; Almanya yolcusu işçiler. Kadınlar; kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi. Ellerinde bavullar, fileler, kolonyalar, su şişeleri, paketler.. Onlar ki, hepsi bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler.
Ah güzel Ahmet Abim benim. Gördün mü bak dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar. Ve dağılmış pazar yerlerine memleket. Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile. Gelse de öyle sürekli değil. Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün. O kadar çabuk, o kadar kısa. İşte o kadar. Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar? Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar?
Mendilimde kan sesleri.
14 notes
·
View notes