Tumgik
#cinsiyet eşitliği
Text
Ne diyordunuz? Hah adalet. Yere göğe sığdıramadığınız adaletiniz işinize yaradı mı? Kaç yıl yatacak o katil? Kaç yıl bakacaklar güzelce ona? Yemeğini, suyunu verecekler. Sıcak bir yerde uyuyacaklar. Sonra çıkacaklar. Varile koyup üstüne beton döktüğü o kadın geri gelecek mi? Gelmeyecek. Adaletti değil mi? Namustu değil mi? Yere göğe sığdıramadığınız namusunuz var ya hani. Hepiniz namus bekçisisiniz zaten. Hepiniz namusunuzu koruyorsunuz değil mi? Neden? Namus 'kadın'da. Namus kadında değil. Namussuz kadın değil. Sevgilisiyim, kocasıyım, babasıyım, abisiyim diyerek kadını öldüren siz namussuzsunuz. Hepiniz zaten sözde 'namuslusunuz'. Ben bir kadını vahşice öldürene namuslu demem. Sevgilisi, karısı, kızı, kardeşi akşam dışarıda diye ona 'Namusumuzu iki paralık ettin.' diyerek öldürene namuslu demem. Namus iğrenç zihniyetinizle ağzınıza sakız edebileceğiniz bir şey değil. Namus, kadına değer verende. Namus, can dediğini sevende. Namus, anlamını bilende. 
12 notes · View notes
cinsiyetesitligi4 · 2 years
Text
Cinsiyet Eşitliği ile ilgili röportaj
Hep söylediğimiz şey " Eşitlik"
0 notes
pateralba · 6 months
Text
Tumblr media
ÖTEKİNİ ANLAMAK
Bu konuda cinsellik, cinsiyetçilik, kadın düşmanlığı, kadın hakları, feminizm, eşcinsellik, toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitliği, marksizm ve bu olguların ilişkilerini inceleyeceğiz.
Cinsellik bireylerin arzu ve duygularıyla birlikte içine girdiği bir etkinliktir. Neyin cinsel organ olduğunu ise iktidar ilişkileri belirler. O halde cinsellik oldukça farklı eylemi kapsıyor ama bu eylemlerin makbul olanları egemenlik ilişkisine göre belirleniyor. Fakat cinsellik üst-yapıyı belirleyen üretim ilişkilerinden bağımsız değildir. Yani üretim tarzları tarih boyunca evrimleşen kendi cinsel yasalarını dayattı. Dolayısıyla üretim araçlarının ortak mülkiyeti, cinsellik hakkındaki düşüncelerimizi de değiştirecektir. İlişkilerde rekabetçi toplumdan kalan önyargı ve şiddetin yerini sevgi ve yoldaşlık alacaktır. Cinsel özgürlük ancak sosyalizmle birlikte politik, ekonomik ve toplumsal özgürleşme sonucunda gerçekleşecektir.
Bu bağlamda, bu egemenlik ilişlileri mevcutken cinsiyetçiliğin de kaçınılmaz olduğu görülüyor. Hatta çalışmalar, yetişkinlerin bebeklerin tepkilerini bile cinsiyetlerine göre yorumladığını gösteriyor. Bir bebek ağladığı zaman kız olarak tanıtıldıysa üzgün, erkek olarak tanıtıldıysa kızgın olarak yorumlanıyor. Ve bu fark cinsiyetçilik seviyesi arttıkça belirginleşiyor. Cinsiyetçilik ilk olarak düşmanca ve korumacı olarak ikiye ayrılıyor. İlki erkeğin otoritesinden kaynaklanıyorken, ikincisi erkeğin kadına bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Yine ilkinde egemen kadını ezerken, ikincisinde kadını üstün görüyor. Bu iki cinsiyetçik birlikte olduğunda ise çelişik duygulu cinsiyetçilik oluyor. Teorik olarak ise üç alt boyutu var.
1. Paternalizm: Kadınların gelişmemiş varsayılarak erkeklerin haklarında karar vermesi gerektiği düşüncesi.
2. Cinsiyet farklılaşması: Kadınların biyolojik olarak farklı olması sonucu cinsiyet rollerine sıkı sıkıya bağlı olmaları gerektiği düşüncesi.
3. Heteroseksüellik: Kadınların mahremiyet arzularıyla ve çekicilik yoluyla erkek üzerinde güç elde etme korkusu ve gerilimi.
Ayrıca cinsiyetçi iş ayrımcılığı emek piyasasındaki eşitsizlik türlerinin en başta gelenlerindendir. Bu eşitsizlik cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğini de beraberinde getirir. Yatay ve dikey olarak iki biçim alır. Kadın ve erkeklerin farklı işlerde çalışması yatay, aynı işte eşitsiz dağılımı ise dikey ayrımcılıktır. Ve her ikisi de doğal değildir. Bu durumda erkeklere düşen görev ise dili daha dikkatli kullanmaktır. Dil, algılarımızın, düşüncelerimizin ve kültürümüzün kurallarını ve anlamlarını iletir ve bu sebeple davranışlarımızı kısıtlama ve yönlendirme gücüne sahiptir. Yani kültürel normları sürdürürken başka jenerasyonların bellekleri de bu işleyişe uygun olarak şekillenir. Dilde devrim yapmak bizim elimizdedir.
Tam da bu noktada toplumsal cinsiyet kavramı, toplumsal cinsiyet kimliklerinin ve rollerinin siyasal alanda ve tarihsel olarak kolektif insan pratiğiyle kurgulandığı için aynı zamanda değiştirilebilir olduğunu da gösteriyor. Toplumsal cinsiyet, genelde doğumda atanan cinsiyet ile uyumlu olduğu varsayılarak, kadınlık ve erkeklik ile ilişkilendirilen toplumsal ve kültürel cinsiyet normlarını ifade eder. Toplumsal cinsiyet formları çevreseldir ve sonradan öğrenilir. Bu sebeple sorgulanabilir ve değişirler. Toplumda atanan cinsiyete bağlı olarak kadın ve erkek olarak atanan ikili cinsiyet sistemi vardır. Oysa toplumda interseks bireyler vardır. İnterseksler farklı tanımlanan dış cinsiyet organlarına, iç üreme organlarına ya da iç salgı bezlerine sahiptirler. Bu bireyler gay, lezbiyen, biseksüel ya da heteroseksüel yönelimli olabilirler. Bu durumda kişi kendini bedensel özellikler, dış görünüş ve cinsiyet ifadesinden bağımsız olarak ait hissettiği cinsiyet kimliği ile tanımlayabilir. Bu durumda bazen kişinin cinsel kimliği ve doğumda atanan cinsiyeti örtüşmezse trans bireylik ortaya çıkar. Cinsiyet kimliği ikilik dışı olduğunda, kadın ya da erkek olmadığında ise her iki atanan cinsiyet de reddedilir. Trans olmayan kişiler için ise na-trans ifadesi kullanılır. Bu kişilerin hepsini kavrayan hak temelli perspektif ise LGBTİ+ olarak tanımlanır. Toplumsal cinsiyet rolleri ise toplumun bireyden beklentileri ile şekillenir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ise kadınların ve erkeklerin biyolojik ve fizyolojik farklılıklardan bağımsız olarak toplumsal yaşamın her alanına eşit olarak katılmalarıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakkıdır ve LGBTİ+ bireyleri de kapsar. Sırasıyla Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve İngiltere Psikoterapi Konseyi’nin belirttiği gibi eşcinsellik hastalık değildir, ruhsal bir bozukluk değildir ve hastalık olmadığından dolayı tedavisi de yoktur. Toplumsal cinsiyet eşitliği, fırsat eşitliğinin ötesinde bu eşitsizliklerin sona ermesi talebini öne çıkarıyor. Burada eşitliğin aynılık demek olmadığını da vurgulamak gerekiyor. Yani eşitlik ve farklılık karşıt kavramlar değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin reddedilmesi anayasanın 10. maddesine (10. madde “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” der) ve CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi) dahil uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.
Ama bunlara rağmen durum nedir? Kadın bağımsız, başarılı, erkeğe ihtiyaç duymayan, kendilik bilincine sahipse, arka planda olmaya razı olmayan anne ya da ev kadını rolleriyle yetinmeyerek sesini yükseltiyorsa, düşüncesini savunuyorsa, yani belli bir güce sahipse, çoğunlukla erkek ondan nefret ediyor. Kadınlara karşı antipati ve düşmanlık edilen bu bu kadın düşmanlığına mizojini deniyor ve mizojinizm bir hastalıktır. Mizojinizm kadının iş yaşamındaki varlığından rahatsız olma, yaptığı işlerin değersizleştirilmesi, evdeki yaşamı ile sınırlandırılması, ona yönelik dışlama eylemleri, iş yaşamında terfi alamaması, kız çocuklarına karşı negatif ayrımcılık yapılması ve kız çocuklarını ciddiye almama olarak kendini gösteriyor. Mizojinizm tedavi edilmezse fırsat eşitsizliği gibi komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır. Mizojinizm erkeklerin erken yaşlarda, annesi, ablası, öğretmeni, kız arkadaşları vb. gibi güvendikleri bir karşı cins tarafından travmatik şekilde hayal kırıklığına uğraması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Peki bu içselleştirilmiş kadın düşmanlığına karşı ne yapmalıyız? Kadın erkek eşitliği için verilen mücadeleyi destekleyebiliriz. Düşünce ve davranışlarımızın farkında olmaya ve değiştirmeye çalışabiliriz. Zamanımızı ve sözlerimizi kendini kadın olarak tanımlayan bireyleri güçlendirmek, yükseltmek ve desteklemek için kullanabiliriz. Kendini kadın olarak tanımlayan birinin başarısının, güzelliğinin bize zarar vermenin aksine beraber daha güçlü olduğumuzu fark edebiliriz. Kendini kadın olarak tanımlayan bireylere düşüncelerini paylaşabilecekleri, davranışlarının eleştirilmediği “güvenli alanlar” sağlayabiliriz. Sonraki jenerasyonlara kabul edici, sevgi dolu ve en önemlisi eşit bir ortam sunmak için uğraşabiliriz.
Kadın Hakları Bildirgesi
- Kadınlar özgür doğarlar, özgür yaşarlar ve erkeklerle eşit haklara sahiptirler.
- Her siyasi topluluk, özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve baskıya karşı koyma anlamında kadınların ve erkeklerin haklarını korumak zorundadır.
- Devletin egemenliği, kadın ve erkeklerin birliği olan ulusa dayanır.
- Kadınların doğuştan sahip oldukları haklar, erkeklerin baskısı yüzünden engellenmektedir. Bu engellemeler, her şekilde ortadan kaldırılmalıdır.
- Her türlü yasal düzenlemeler ve genel ahlak kuralları topluma zarar veren bütün kötü davranışları ortadan kaldırır.
- Yasal düzenlemeler yapılırken, kadın ve erkek sürece katılmalıdır. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Kadın ve erkek ayırımı yapılmadan herkes bütün mevkilere kabul edilmelidir.
- Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir ve erkeklerle birlikte aynı yasalara tabidirler.
- Yasaların koyduğu cezalar zorunlu durumlar içindir ve kadınlar, suç teşkil eden davranışları yüzünden yasalara başvurulmadan cezalandırılamaz.
- Suçlu bulunan kadınlara, sadece yasaların öngördüğü cezalar uygulanmalıdır.
- Kadın veya erkek, hiçbir kimse düşünceleri yüzünden mahkum edilemez.
- Kadınlar düşüncelerini özgürce ifade edebilirler, bu onların en önemli hakkıdır.
- Kadınların hakları güvence altına alınırken, onlara bir ayrıcalık tanınmamalıdır.
- Vergi ödemede kadınlar ve erkekler arasında bir ayırım yoktur, herkesten eşit katkı talep edilir.
- Kadınların, erkeklerle eşit vergi ödeme ilkesi, sadece vergilerin toplanması ve kullanılması sürecine kadınların katkıda bulunmaları durumunda kabul edilir.
- Kadınlar kamu harcamalarına erkeklerle birlikte katılırlar ve gerektiğinde resmi makamlardan mali konularda bilgi talep edebilirler.
- Anayasa, hakların güvence altına alındığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul edildiği bir toplumda olur. Bireylerin çoğunluğu, yasaların yapımına katılılmalıdır.
- Kadın için de erkek için de mülkiyet hakkı vardır.
Eski de olsa, ülkemizde kadın hakları konusunda yaşanan problemeler sürüyor ve bu bildirge hala canlılığını koruyor. Bunun yanı sıra kadın hakları ile ilgili anayasal ve cezai kurallar bulunmaktadır.
Maddelerle Anayasada Kadın Hakları
10 - Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin yasa önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.
36 - Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
41 - Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
42 - Eğitim ve öğrenim hakkı yönünden, ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
48 - Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Bu hak kadınlar için de geçerlidir.
49 - Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Bu hak kadın için de önemli ve geçerlidir.
50 - Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
67 - Seçme ve seçilme siyasi faaliyettir. Bu haklar vatandaşların yasada gösterilen koşullara uygun olarak kullanılmaktadır. Seçme, seçilme ve bağımsız olarak ya da bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakları olup bu haklar kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
68 - Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir. Bu hak, kadınlar yönünden de geçerlidir ve uygulanmaktadır.
70 - Her Türk, Kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez. Burada, açıklanan hak kadınlar için de geçerlidir.
72 - Vatan hizmeti her Türk vatandaşının hakkı ve ödevidir.
74 - Vatandaşlar yetkili makamlara ve TBMM’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Bu hak dilekçe vermekle yerine getirilmektedir. Bu hak kadınlar için de geçerli bir haktır.
76 - Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Bu husus kadınlar için de geçerlidir.
101 - Cumhurbaşkanlığı seçilmesi için 40 yaşını dolduran yüksek öğrenim diplomasına sahip her Türk vatandaşı aday olabilir. Bu hak kadınlar için de geçerli bulunmaktadır. Yani kadınlar da cumhurbaşkanlığı seçilme hakkına sahiptir.
Maddelerle Türk Ceza Yasasında Kadınlar Hakkında Kurallar
3 - Türk Ceza yasasının uygulanmasında, kişiler arasında dil, din, milliyet, mezhep, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri vs. yönünden ayrım yapılamaz. Hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz. Bu kural kadınlara karşı işlenen suçlar ile kadınların işledikleri suçlar yönünden de geçerli ve önemlidir.
4 - Ceza yasalarını bilmemek mazeret sayılmamaktadır. Yasayı bilmiyorum savı hüküm ifade etmemektedir. Kadınlara karşı işlenen suçlarda da bu kural uygulanmaktadır.
20 - Ceza sorumluluğu şahsidir. Hiç kimse başkasının eyleminden dolayı sorumlu tutulamaz. Bu kural kadınlar için de geçerlidir. Ayrıca suç (eylem) dolayısıyla öngörülen güvenlik önlemleri niteliğindeki yaptırımlardan kadınlar da yararlanır, onlar için de uygulama söz konusu olur.
31 - Eylemin (fiilin) işlendiği sırada, işleyenin yaşı uygulanacak, cezalar yönünden önem arz eder. Bu kurallar kadınlar için de uygulama konusu olur. Eylemi (fiili) işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan kız ya da erkek çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Bunlar hakkında ceza kovuşturması yapılamaz. Ancak, çocuklara özgü güvenlik önlemleri uygulanabilir.
Eylemi (fiili) işleyen, fiili işlediği sırada (12) yaşını doldurmuş olup da (15) yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması ya da davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği eylemin (fiilin) hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde bu kişiler ( kız ya da erkek) hakkında suç ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (9) yıldan (11) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu halde her eylem (fiil) için verilecek hapis cezası (7) yıldan fazla olamaz.
Eylemi (fiili) işlediği sırada , (15) yaşını doldurmuş olup da (18) yaşını doldurmamış olan kişiler (kadın ya da erkek) hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (18) yıldan (24) yıla, müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde (12) yıldan (15) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların 1/3 ü indirilir ve bu halde her eylem (fiil ) için verilecek hapis cezası (12) yıldan fazla olamaz.
77 - a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tabi kılma.
f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
g) Zorla hamile bırakma.
h) Zorla fuhuşa sevketme.
ile ilgili eylemler (fiiller ) siyasal, felsefi, ırki ya da dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suçları oluşturmaktadır.
Bu suçlardan kadınlarla ilgili, onlara karşı yapılan ;
a) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.
b) Zorla hamile bırakma.
c) Zorla fuhuşa sevketme.
eylemleri de cezalandırıldığı gibi, kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet ya da köleleştirme, kadını (kişiyi) hürriyetinden yoksun bırakma, bilimsel deneylere tabi kılma, kadına cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı gibi işlenen fiiller (eylemler) de cezalandırılmaktadır. Kasten öldürme halinde eylemi yapana ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğer sayılan eylemler için de, (8) yıldan az olmamak üzere hapis cezası uygulanır.
Bu suçlardan dolayı zaman aşımı işlememektedir.
80 - Kadınları ;
a) Zorla çalıştırmak,
b) Hizmet ettirmek
c) Fuhuş yaptırmak,
ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak yahut kişiler üzerindeki denetim olanaklarından ya da çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren ya da sevk eden veya barındıran kimseye (kadın-erkek) (8) yıldan 12 yıla kadar hapis on bin güne kadar adli para cezası verilir.
Bu suçlarda, mağdur (kadın ya da erkeğin ) rızası geçersizdir.
Burada açıklanan kurallar, bu eylemlere uğrayan kadınlar hakkında da uygulanır.
82 - Bir insanı (kadını) kasten öldüren kişi müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürmede nitelikli haller ;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle,
işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur. Kadınlara yönelik kasten öldürme eylemlerinde bu kural göz önünde tutulmaktadır.
84 - Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, (2) yıldan (5) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm kadını intihara azmettiren ve kadının intiharı için TCY nin 84 üncü maddesinde açıklanan eylemleri (fiilleri) işleyen hakkında da aynen uygulanır.
86 - Kasten bir kadının (başkasının) vücuduna acı veren ya da sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunması halinde bu eylemi yapana (1) yıldan (3) yıla kadar hapis cezası verilir.
Kasten yaralama suçunun ;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla, işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
87 - Kasten yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, (yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza), bir kat artırılır. Bu hüküm yaralamaya uğrayan mağdur kadın için de uygulamada göz önünde tutulur.
Bundan başka , kasten yaralama (fiili) eylemi ;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, TCY 86 ncı maddesinde belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, bu cezalar TCY nin 87 nci maddesinin birinci fıkrasına giren hallerde (5) yıldan, üçüncü fıkrasına giren hallerde (8) yıldan az olamaz.
89 - Taksirle bir insanın (kadının ) vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ancak taksirle yaralama fiili(eylemi), mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
Bundan başka taksirle yaralama eylemi (fiili), mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, belirlenen ceza, bir kat artırılarak hükmolunur.
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır. Ancak, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmamaktadır.
90 - İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapılması, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası sorumluluğu getirir. Ancak ; insan üzerinde rızaya (izne) dayalı olarak yapılan bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için ;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın(iznin) yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
gerekli bulunmaktadır. Bu hususlar kadın üzerinde yapılacak deneyler için de göz önünde tutulmaktadır.
Kız ve erkek çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğu gerektirmemesi için yukarıda açıklananlardan başka,
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
b) Rıza (izin) açıklama yeteneğine sahip (kız ya da erkek) çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması gerekmektedir.
Hasta olan insan (kadın veya erkek) üzerinde rıza (izin) olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, (kadın veya erkek) kişi üzerinde yapılan rızaya (izne) dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu doğurmayacaktır. Burada açıklanan kadının ya da erkeğin rızasının (izninin), denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması zorunlu bulunmaktadır.
94 - Hukuken geçerli rızaya (izne) dayalı olmaksızın, kadından (erkekten) organ alan (5) yıldan (9) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.
Hukuka aykırı olarak, ölüden (kadın ölüsü, erkek ölüsü) organ veya doku alan kimse, (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında da yukarda açıklanan ceza uygulanır.
Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden ya da aşılayan da (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
Hukuken geçerli rızaya (izne) dayalı olmaksızın kadından (ya da erkekten) organ alan bu alma sonucunda, organı alınanın ölmesi halinde kasten öldürme suçuna ilişkin kurallara tabi olur.
94 - Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel ya da ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştirmek işkence yapmaktır. Bu suç kadına yönelik yapılması halinde, kamu görevlisi yapmış olursa (üç) yıldan (oniki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun ;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadın ya da erkek ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
işlenmesi halinde, (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası uygulanır.
c) Fiilin(eylemin) cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, (on ) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
d) İşkence suçunun işlenişine katılan (iştirak eden) diğer kişiler de kamu görevlisi gibi ceza alır.
e) Bundan başka suçun (eylemin) ihmali davranışla işlenmesi halinde de verilecek cezada bir indirime gidilmez.
f) Burada açıklanan suçtan dolayı zaman aşımı işlemez.
Açıkladığımız bu kurallar kadınlara karşı işlenen bu tür suçlarda da söz konusu olup uygulanmaktadır.
95 - Bundan başka işlenen (eylem) fiilden zarar gören yani mağdur olan ;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
neden olmuşsa, yukarıda açıklanan ceza, yarı oranında artırılır.
Ayrıca işkence (eylemleri) fiilleri mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
neden olmuşsa, bu takdirde yukarıda açıklanan ceza, bir kat artırılır.
İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, suçu işleyen müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.
İşkence (fiili) eylemi mağdurun vücudunda kemik kırılmasına neden olmuşsa bu takdirde de işkenceyi yapana (sekiz) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu anlattıklarımız kadına karşı işlenmişse açıklanan cezalar, işkenceyi yapana aynen uygulanacaktır.
96 - Bir kimsenin (özellikle kadının) eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren (kişi) hakkında (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Ancak;
a) Çocuğa (kız ve erkek) beden ya da ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadın ya da erkeğe) karşı,
b) Gebe kadına karşı,
c) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe karşı (kadın ya da erkek) işlenmesi halinde, suçu işleyen hakkında (üç) yıldan (sekiz) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
99 - Rızası (izni) olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bundan başka; tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya (izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına mahkum olur. Ancak bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza (izin) gösteren kadın hakkında (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Rızaya (izne) dayalı olsa bile, gebelik süresi (on) haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi (yirmi) haftadan fazla olmamak ve kadının rızası (izni) olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmemektedir. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
100 - Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, (bir) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Ancak (on) haftadan az olması halinde bu kuralın uygulanması söz konusu olmayacaktır. Zira burada istemeden çocuğunun herhangi bir nedenle düşmesi halinde, isteme koşulu oluşmadığından ceza verilmesi gerekmeyecektir.
101 - Bir erkek veya kadını rızası (izni) olmaksızın kısırlaştıran kimse, (üç) yıldan (altı) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılması durumunda verilecek ceza 1/3 oranında artırılır.
Bundan başka rızaya (izne) dayalı olsa bile, kısırlaştırma (fiilinin) eyleminin yetkili olmayan bir kişi tarafından yapılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
102 - Cinsel davranışlarla bir kimsenin (kadının ya da erkeğin) vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdur olanın şikayeti üzerine (beş) yıldan (on) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Cinsel saldırının sarkıntılık düzeyinde kalması halinde de, (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir.
Eylemin (fiilin) vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi halinde, (oniki) yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
Bu eylemin (fiilin) eşe (kadına) karşı işlenmesi halinde soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdur eşin şikayetine bağlı tutulmuştur.
Cinsel saldırı suçunun ;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye (kadına) karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye (kadına,çocuğa) karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi halinde, yukarıdaki açıklanan cezalar yarı oranında artırılır.
Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde de ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusu olmaktadır.
Bundan başka, eylem (fiil) sonucu mağdur bitkisel hayata girmiş olması yahut ölümü halinde de eylemi yapan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
104 - Cebir, tehdit ve hile olmaksızın (onbeş) yaşını doldurmuş çocukla (kız çocuğu, erkek çocuğu) cinsel ilişkide bulunan kişi şikayet üzerine (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun (kız, erkek) evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın yine (on) yıldan (onbeş) yıla kadar hapis cezası verilir.
105 - Bir kadını, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, (üç) aydan (iki) yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
Eylemin (fiilin) çocuğa (kız ya da erkek çocuğu) karşı işlenmesi halinde (altı) aydan (üç) yıla kadar hapis cezasına karar verilir.
Suçun;
a) Kamu görevinin ya da hizmet ilişkisinin veya aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi halinde yukarda belirtilen ceza yarı oranında artırılır. Ancak bu (fiil) eylem nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış olursa verilecek ceza bir yıldan az olamayacaktır.
109 - Bir kimseyi (kadını ya da erkeği ) hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, (bir) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası verilir. Ancak bu (fiil) eylemi işlemek için ya da işlerken (cebir) zorlama, korkutma (tehdit) ve hile (aldatma) kullanırsa, (iki) yıldan (yedi) yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Bu suç ;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişiyle birlikte,
c) Kamu görevi nedeniyle, (yerine getirilen)
d) Nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, (kamu görevinin sağladığı)
e) Üstsoy, altsoy veya eşe (kadın, erkek) karşı,
f) Çocuğa (kız,erkek) veya beden ya da ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan (kadın, erkek) kişiye karşı,
işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde de verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
Suçun, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca (bin) güne kadar adlî para cezasıa hükmolunur.
112 - Zorlama ya da korkutma kullanılarak yahut hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Kişinin (kadın, erkek, çocuk) eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına,
c) Öğrencilerin (kız, erkek) toplu olarak oturdukları binalara girilmesine, kalınmasına engel olunması halinde eylemi (fiili) işleyene (iki) yıldan (beş) yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
114 - Bir kimseye (kadın, erkek) karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya ya da olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden ya da siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası verilir.
115 - Zorlama ya da korkutma kullanılarak, bir kimseyi (kadın, erkek) dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
116 - Bir kimsenin (kadın, erkek) konutuna, konutunun eklentilerine rızasına (iznine) aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun (kadın, erkek) şikayeti üzerine, (altı) aydan (iki) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, ceza hükümleri uygulanmaz.
Ancak fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
120 - Hukuka aykırı olarak bir kimsenin (kadın, erkek) üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
121 - Kişinin (kadın, erkek) belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, kabul etmeyen (altı) aya kadar hapis cezasına hüküm giyer.
123 - Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye (kadın, erkek) ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun (kadın, erkek) şikayeti üzerine bu eylemi yapana (üç) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
125 - Bir kimseye (kadın, erkek) onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte hakarette bulunma ya da sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, (üç) aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza 1/6 oranında artırılır.
Eylemin (fiilin), mağduru (kadın, erkek) muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, aynı cezaya hükmolunur.
a-) Hakaret eylemi (fiili) kamu görevlisine (kadın, erkek) karşı görevinden dolayı,
b-) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c-) Kişinin (kadın, erkek) mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
134 - Kişilerin (kadın, erkek) özel hayatının gizliliğini ihlal eden, (bir) yıldan (üç) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde de verilecek ceza bir kat artırılır.
232 - Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden (örneğin eş olan kadın) birine karşı kötü muamelede bulunan (iki) aydan (bir) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yönetimi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek ya da bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanana (kişiye), (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
233 - Hamile olduğunu bildiği eşini ya da sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk edene (üç) aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen (kişiye), (bir) yıla kadar hapis cezası verilir.
227 - Bir kimseyi (özellikle kadını) fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, (iki) yıldan (dört) yıla kadar hapis ve (üçbin) güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhuşa teşvik sayılır.
Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi (örneğin bir kadını) fuhuşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılarak hükmolunur.
Fuhuş veya fuhşua teşvik suçlarının eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Fuhuşa sürüklenen tedaviye veya psikolojik terapiye tabi tutulabilir.
İlkel komünal toplumdan hemen sonraki ilk toplumlar arasında kadının doğurganlığından dolayı söz sahibi olduğu anaerkillik görülür. Neolitik yaşam ve toprağa bağıl yerleşik düzen sağlanırken saban kullanmaya başlanması ile Tunç çağında ise ataerkil toplum yapısına geçiş başlar. Buna karşı 1. dalga feminizm 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında kadınların temel haklarına yönelik beklentileri dile getirmeye başlamıştır. Oy kullanma talepleri ve eğitim hakları bu dönemde talep ettikleri haklar arasındadır. İkinci dalga feminizm ile 1960’lı yıllar ise kadınların kendi bedenleri üzerinde söz sahibi olmak istedikleri dönemi kapsar. Üçüncü dalga feminizm ise 1990’lı yıllarda kadına yönelik şiddete karşı başlar ve cinsellik temalıdır. Feminizm felsefe, sosyoloji ve politikayla da kesişir. Feminizm kadın - erkek eşitliği, kadınların iş ve eğitim alanlarında eşit hak sahibi olması, her alanda istenen bir eşitlik anlayışı, şiddetin önlenmesi, tecavüz ve tacizlerin son bulması gibi konular üzerinde şekillenir ve kadın hareketleri ile bir bütündür. Feminizm kendi içinde bir bütünlük göstermediği için farklı feminist bakış açılarının oluşmasında etkilidir. Modern feminizm, liberal feminizm, kültürel feminizm, radikal feminizm, postmodern feminizm ve sosyalist feminizm bu bakış açıları arasındadır. Batılı feminizm, trans feminizm, siyah feminizm, ayrılıkçı feminizm, islami feminizm, varoluşçu feminizm ve yerli feminizm, eko feminizm, kesişimsel feminizm, geleneksel marksist feminizm, anarşist ve duruş feminizmleri, farklılık feminizmi de bunlarla ilişkilendirilebilir. Feminizmin biyolojik bir dişilik kavramı ile ilgisi yoktur. Feministler haklı olarak kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların eşitsizlik nedeni olamayacağını savunur. Feministler mücadelesini erkekleşmek için değil insan haklarının sağlanması için yürütürler. Feminizm erkek düşmanlığı olan bir öfke hareketi değil, eşitlik için bir adalet arayışıdır. Erkeklerin üstün olduğu anlayışa karşı çıkmak kadının üstünlüğünü savunmak değildir. Ataerkil düşünce ile hareket eden kadınlar, feminizmi, en az ataerkil erkekler kadar tehlike olarak görür. Erkek egemenliğine karşı saldırganlık olarak görülen feminizm, adaletsizliğin normalleşmesine karşı çıkmaktır. Yani sosyalist feminizm herkes içindir. Bu sebeple önce marksist açıdan feminizmi inceleyip konuyu kapatacağız. Çünkü diğer türlü feminizmler tıpkı milliyetçilik gibi burjuva kadın ile proleter kadını aynı cinsiyetin üyesi olarak göstererek sınıfları örten niteliktedir.
Bugünkü modern feminizmin kökleri burjuva devrimlerine dayanıyor ama feminist değerler uzun yıllarca sosyalist mücadelenin içerisinde var oldu. Marksizm, olması gerektiği gibi, kadınların kurtuluşunu sınıf bağlamı içerisinde inceledi. Marx “Mülkiyetin olduğu yerde insanların ilişkisi ve de kadın - erkek ilişkisi bir ticarete dönüşür.” der. Kadın - erkek eşitliği sosyalist bir toplumun önkoşuludur. Çünkü mülkiyetin egemen bağlarından kopmak bir önkoşuldur. Tarihsel materyalizm toplumsal ilişkilerin egemen olan üretim ilişkilerinden, yani üretim biçiminden kaynaklandığını ortaya koyar. Kapitalizm insanlar dahil her şeyin metalaştığı ilişkiler yaratır. Geçim kaynağının kolektif olarak üretilip tüketildiği küçük ölçekli toplumlarda cinsiyet rolleri arasındaki ilişkilerde eşitlik vardır. Yani kadın - erkek ilişkilerini özselleştiren ve toplumsal cinsiyeti tarihi bağlamından çıkaran açıklamalar ise herhangi bir kurtuluş programı ortaya koyamaz. Marksizm kadınların kurtuluşu fikrinin merkezi bir konu olduğunu gösteriyor. Kadın sömürüsünün temelinde cinsiyetçi iş bölümü vardır. Kadın sömürüsünü ve cinsiyetçiliği küresel emek bağlamından koparmak kadın hareketinin büyümesine engeldir. Feminizm, marksizm için nesnedir ve marksizm feminizmden değil nesnellikten öğrenir. Feminizm burjuva ideolojisidir, burjuva ideolojisi tarih dışı insan soyutlamasıyla sorunları metafizik şekilde saptayan sınıflı toplumun akıl yürütmesidir. Sosyalist feminizm ise kadın ezilmişliğinin ciddi sosyolojik, psikolojik ve ideolojik olgusu altında maddi bir temel olduğunda ısrar eder ve niteliği itibarıyla marksist feminizm ile radikal feminizm anlayışlarının ikisinin de özelliklerini barındıran melez bir feminist ideolojidir.
0 notes
yesilhaber · 6 months
Text
İGDAŞ, "İŞ'te EŞİTLİK" projesiyle kadın istihdamını artırıyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde İGDAŞ tarafından başlatılan “İŞ’te EŞİTLİK” projesi, kadın istihdamını artırma hedefiyle başladı. Projenin lansmanı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Özden’in katılımıyla gerçekleşti. Bu proje, sadece İGDAŞ çalışanlarına değil, toplumun tamamına olumlu etkiler sunmayı amaçlıyor. İGDAŞ ve Yanındayız Derneği iş birliğiyle…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
melisasimsekk · 1 year
Text
Tumblr media
1 note · View note
bunedycom · 1 year
Text
CHP'den AB fonuyla LGBT propagandası
CHP’den AB fonuyla LGBT propagandası
Avrupa ülkelerinin ve finans baronlarının dayatması olarak gündemden düşürülmeyen Lezbiyen Gay Biseksüel Trans (LGBT) oluşumlar, Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üzerinden yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. CHP’nin Kadına Şiddet Sorunu için Çözüm Raporu’nda belediyelerde toplumsal cinsiyet eşitliği kurullarının oluşturulması istendi. CHP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Masası’nda yer alan Doç.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cagdasyatirim · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
nesrin-c · 3 months
Text
En eski hikâyedir Kadın;
Saçından iktidar,
makyajından medeniyet devşirilen.
“Erkek” ve “Erken” kelimelerinin arasında nefes
almaya çalışırken Kadın;
Boynunda cinsiyet künyesi,
alnında namus fünyesi,
dünya'nın orta yerinde, ortasından taşır kederi…
Aşık olunası, hatta aşktan öldürülesidir nazarda.
Bu yüzden yaşayan her kadına ölü bir çiçek,
ölen her kadına canlı bir çam ağacı hak görülür
başucuna.
Herkes yaşamı boyunca bir kadını öldürür hattı
zatında.
Kimi doğururken,
kimi doğurduğu tarafından.
Kimi alın terinde boğar,
kimi şehvetine adak tutar.
Bazıları çok severek,
bazıları hiç sevmeyerek öldürür.
Bazen de yok sayarak dizlerinin üzerine düştüğü
caddelerde,
Kim vurduya sarılarak gönüllü linç'in ellerinde
Ahir hakkı töredir, gelenektir, günahtır.
Altından da örse huzuru,
Kuyumcuda bozdurulur gülüşü…
Kendi yuvası açık cezaevi,
sokakta namusu saman alevi…
Yürüse suç,
ağlasa ayıp,
koşsa edepsiz
ve
ölse kadersiz…
Kadın olmak yağmuru doğurup,
Yıldırımda alev almak gibi bir zûl mevsimidir.
Bayrak diken,
zehir biçen,
ırmak ören kadınlar…
Torna yürekli,
keman saçlı,
bağlama kaşlı
köy bakışlı,
kent yorgunu
evlat vurgunu,
koca şehidi kadınlar…
Acısı sendikasız,
sözü pankartsız
düşü yasak,
yolu tutsak.
Kadınsa haykıran,
sesi uzak…
Şimdi bir bulut al kendi payına,
Bir kadının kaderini kuşan hayat namına,
Bir dakika katlanabilirsen onun yerinde
Yerinde; Onsuz huzur olmadığını anlayacaksın..
Herkes bir şeyler söyledi kendine göre;
bir kadın döktüre döktüre susuyordu.
“İnsan esasen ne erkektir ne de dişi.
Cinsiyetin farklı olmasının amacı, cinse özgü biçim farkını oluşturmak olmayıp
yalnızca üremeye yarar…”
Marie Le Jars de Gournay;
Kadınlarla Erkeklerin Eşitliği Üzerine.
185 notes · View notes
bazenmahir · 2 months
Text
Öncelikli olarak eşim ve tüm dünya emekçi kadınların gününü kutlarım.
Bugün, dünya üzerindeki emekçi kadınlar için ayrılmış özel bir günü kutluyoruz. Ancak biz sosyalistler ve kadınlar için , bu gün sadece bir kutlama değil, mücadele ve dayanışmanın bir ifadesidir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü,sadece çiçeklerle, hediyelerle geçiştirilecek bir gün değildir. Bu gün, kadınların emeğini, mücadelesini ve haklarını hatırlatan bir gündür. Kapitalist düzen içinde kadınlar, sürekli olarak sömürülmekte ve ezilmektedir. Ücret eşitsizliği, cinsiyet ayrımcılığı, ev işlerinin görünmez kılınması ve kadına yönelik şiddet gibi sorunlar, günlük yaşamın acı gerçekleridir.
Ancak kadınlar, bu zorluklarla başa çıkmak için bir araya gelmelidir. Dünya Emekçi Kadınlar Günü, sadece sorunları hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda birlik olma ve mücadele etme günüdür. Biz sosyalistler emekçi kadınların sadece bir gün değil, her gün hak ettikleri saygıyı, eşitliği ve adaleti talep etmek için mücadele etmeliyiz.
Bugünü kutlarken, geçmişteki kadınların mücadelesini hatırlamak ve gelecek nesillere ilham olmak da önemlidir. Rosa Luxemburg, Clara Zetkin, Emma Goldman ve diğer birçok sosyalist kadın, kadınların emek ve özgürlük mücadelesine öncülük etti ve sosyalist kadınlarda onların mirasını sürdürmek için mücadele etmelidir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü, sadece kadınların değil, tüm insanların özgürlüğü ve adaleti için bir çağrıdır. Biz sosyalistlerin ve sosyalist kadınların bu çağrıya yanıt vermek için mücadele etmeye devam edeceğine inanıyorum. Gelecek, eşitlik ve adalet için birlikte mücadele edenlerindir.
18 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 10 months
Text
Sonra evlerimizi görse Resulullah ﷺ ? 😔
Her akşam eşimizle, kızımızla, oğlumuzla ailecek izlediğimiz dizilerimizi görse? Girdiğimiz internet sitelerini, abone olduğumuz YouTube kanallarını, takip ettiğimiz sosyal medya hesaplarını ve Youtuberları görse Efendimiz?
Namaz kılmayan çocuklarımızı, tesettür nedir bilmeyen kızlarımızı, televizyonun ve sosyal medyanın esir aldığı evlerimizi görse?
Aile hayatımızın cinsiyet eşitliği projesine, AB uyum yasalarına, pozitif ayrımcılığa göre düzenlenmeye çalışıldığını görse Efendimiz?
Müslüman Hanımlara
27 notes · View notes
baybaykus · 24 days
Text
İyi dayanmış yinede...
.değilmi İhsan Kardeşim. Ekrem İmamoğlu'nun yap(a)madıklarına bakar mısınız?
"bu eziyet gavura yapilmaz"!?
imamoğlu gerçekten iyi dayanmiş!
imamoğlu belediye başkani olduktan sonra yapilanlar;
+ “galata kulesi, ibb'den alındı.
+ haydarpaşa ve sirkeci gar ihalelerinde ibb haksızca elendi.
+ içişleri bakanlığı, istanbul vakfı'nın kurban bağışı toplamasına izin vermedi.
+ halk ekmek büfe sayısının artırılmasını akp'li meclis üyeleri önce reddetti, sonradan toplumsal tepkiyle kabul edildi. daha sonra da ilçe belediyeler büfelerin kurulmasına engel çıkardı.
+ metro için alınan krediler bakanlıkta aylardır onay bekliyor.
+ taksim gezi parkı, ibb'den alındı.
+ cumhurbaşkanı aylardır sadece bir imza atmadığı için, 300 otobüs alım kredisi halen kullanılamadı.
+ ukome'nin yapısındaki değişiklikle belediye azınlığa düşürüldü ve taksi düzenlemesi defalarca reddedildi.
+ ibb'nin pandemide topladığı bağış hesaplarına bloke kondu.
+ normalde temmuz ayında kullanılacak olan maliye katkı payı ibb'ye, ülke tarihinde ilk defa 15 gün önce, yani imamoğlu yönetime gelmeden önce ödendi ve yaklaşık 1 milyar liranın tamamı imamoğlu göreve gelene kadar harcandı.
+ kiptaş'ın akp döneminde; değerinin çok üstünde aldığı arsalar, imamoğlu seçildikten sonra, meclisteki akp çoğunluğuyla yeşil alan ilan edildi.
+ danıştay'ın kararıyla, 25 yıldır belediye başkanında olan belediyeye bağlı iştiraklere yönetici atama yetkisi meclis'e devredildi.
+ ekrem imamoğlu seçimi kazandıktan hemen sonra, ibb'nin iştirak şirketlerinden hamidiye su'ya kamu kurumları ambargo uygulamaya başladı.
+ ibb şirketi beltur'un işlettiği 48 hastane kantini, sağlık bakanlığı'nın sözleşmeleri yenilememesi nedeniyle kapandı.
+ taksim meydanı için 209 bin 728 istanbullunun oy kullandığı projenin uygulanabilmesi için beklenen onay, koruma kurulu'nda tam bir yıldır bekletiliyor. cevap yok, açıklama yok!
+ kanal istanbul projesinin güzergahındaki mülkiyet tartışmaları sürerken tapu ve kadastro genel müdürlüğü, belediyelerin tapu bilgilerine ulaşımına kısıtlama getirdi. böylece kanal istanbul güzergahındaki mülkiyet değişiklikleri, bakanlık imkân verirse öğrenilebilecek.
+ iski'nin yönetim kuruluna atanması için imamoğlu'nun önerdiği 2 isme, bakanlık halen onay hatta cevap dahi vermedi.
+ ekrem imamoğlu'nun inceleme talimatı verdiği akp dönemine ait 40 yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturma dosyasına içişleri bakanlığı el koydu.
+ cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi teklifi, ibb meclisi'nde akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
+ ibb'nin geçmiş dönemde; cumhurbaşkanlığı'na 480, akp genel merkezi'ne 8, akp il başkanlığı'na 62, irak devlet başkanı'na 6, tbmm başkanlığı'na 54, okçular vakfı'na 4, tügva'ya 5 araç tahsis etmesine valilik soruşturma izni vermedi.
+ ibb başkanı imamoğlu hakkında, “ya kanal ya istanbul” afişleri nedeniyle soruşturma açıldı.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu hakkında, fatih türbesi'nin dışında (ki orası fatih türbesi de değilmiş) ellerini arkadan bağladığı için inceleme başlatıldı.
+ ak parti döneminden kalma borç nedeniyle, ibb'nin metro inşaatı için yurtdışından kredi olarak aldığı 565 milyon lirası haczedildi.
+ şu ana kadar hiçbir kamu bankası ibb'ye 1 lira kredi vermedi, bu konuda geri dönüş bile yapılmadı.
+ toplumsal cinsiyet eşitliği şube müdürlüğü kurulması teklifi; ak partili ibb meclis üyeleri tarafından, “istanbul sözleşmesi başımıza dert oldu. bu işin içinde lgbt var” gerekçesiyle reddedildi.
+ birinci derece deprem bölgesi olan bahçelievler için, deprem komisyonu kurulması önergesi, ibb meclisinde ak parti'li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi.
+ ibb'nin önceki ak parti yönetimi, olimpiyat oyunları hazırlık ve düzenleme kurulu'na aktarması gereken 269 milyon lirayı ödemedi. ak parti yönetiminin 2016-2019 arasında ödemediği borç, imamoğlu yönetimine kaldı.
+ ibb'nin kasımpaşa'da bulunan tarihi divanhane eski karakol binası'ndaki yıkımın durdurulması için kültür bakanlığı 2'nolu koruma kurulu'na yaptığı başvuru reddedildi.
+ ibb'nin tüm girişimlerine rağmen, osmanlı mirası kasımpaşa divanhane karakolu yıkıldı
+ esenler belediyesi, ibb'ye ait arsaların imar planlarını değiştirdi. belediye hizmet alanı veya sosyal tesis alanı statüsünden çıkarılan arsalar, açık otopark alanına dönüştürüldü. yapılan bu plan değişiklikler ile, ibb'nin esenler ilçesine hizmet götürmesi engellenmiş oldu.
+ istanbul'a daha nitelikli bir itfaiye hizmeti sunmak için verilen 'itfaiye müdürlüğü' kurulması teklifi, ibb meclisinde ak parti grubu tarafından reddedildi.
+ istanbul ve paris arasında işbirliği protokolü raporu, devlet politikası olmamasına rağmen; “fransa'nın türkiye aleyhindeki tutumu” gerekçe gösterilerek ak parti ve mhp grubu tarafından reddedildi.
+ adalar kaymakamlığı, ibb'nin adalar için özel ürettirdiği çevre dostu 60 elektrikli aracın kullanımına uzun süre izin vermedi.
+ bağcılar'da 11 yıldır ibb tarafından kurs merkezi olarak kullanılan ismek binası, akp'li bağcılar belediyesi tarafından diyanet işleri başkanlığı'na tahsis edildi.
+ türgev'in sözleşmeleri fesheden ibb'ye açtığı davada mahkeme, kararı iptal etmişti. bunun üzerine ibb istinaf yoluna başvurmuştu. mahkeme ibb'nin istinaf talebinin reddine karar verdi, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerini de davalı ibb'ye bıraktı.
+ tügva; büyükada vapur iskelesi'ni mahkeme kararına rağmen boşaltmadı, tahliye ise engellendi.
+ akp'li ümraniye belediyesi, ibb'nin yetkisinde olmasına rağmen kavşaklara elektronik denetleme sistemleri (eds) kurarak trafik cezası kesecek.
+ ibb'nin metrolar için gündeme getirip mücadele verdiği internet; bakanlığa bağlı marmaray ve u harfi olan metrolara gelirken; ibb metroları için hâlâ izin bekleniyor.
+ ibb, okul öncesi eğitim döneminde olan 19 bin 592 çocuğun yaşadığı kağıthane'de kreş yapmak için kağıthane belediyesi'nden yer göstermesi talebinde bulundu. akp'li kağıthane belediyesi, ibb'nin talebine 16 aydır yanıt vermedi.
+ cumhurbaşkanı kararıyla; marmara denizi ve adalar “özel çevre koruma alanı” ilan edildi.
bu kararla; adalar'da imar planı yapma ve onaylama yetkisi, ibb elinden alınarak bakanlığa geçmiş oldu.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun açtığı bağcılar meydanında akp'li bağcılar belediyesi, ibb bayraklarını söküp kendi bayraklarını astırıp meydana gelen ibb araçlarının önünü kesti.
+ istanbul'da halk ekmek büfesi işletmecisi 59 yaşındaki gazi rıfat arslan, nisan ayından bu yana işlettiği büfeye akp'li üsküdar belediyesi'nin elektrik bağlamadığını söyledi.
+ sayıştay, ibb tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin 3-6 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz halk süt desteği verilmesini ve 0-4 yaşında çocuğu olan annelere tanıdığı ücretsiz ulaşım hakkını mevzuata aykırı buldu.
+ ibb'nin 750 minibüs ve 250 dolmuşu taksiye dönüştürüşü, mahkeme kararıyla durduruldu.
+ haydar ali yıldız başkanlığındaki beyoğlu belediyesi ekiplerinin ara arterlerdeki çöpleri ibb'ye bağlı istiklal caddesi'ne süpürüp kaçtıkları ortaya çıktı.
+istanbul'da cumhur ittifakı'nın yönettiği 25 ilçede ibb'ye ait toplam 393 halk ekmek büfesi var. akp'li ilçe belediyeleri bu büfelerin 149'una elektrik bağlanmasını engelliyor.
+ akp'li bayrampaşa belediyesi, recep tayyip erdoğan'ın 2003 yılında attan düştüğü parkı ibb'ye devretmiyor. parkın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu belirten ibb, parka kreş ve mahalle evi gibi alanlar yapmak istiyor.
+ içişleri bakanlığı; koridorlarda konuşulan 'ibb'de bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisaklı olduğu' yönündeki iddialarla ilgili teftiş başlattı.
+ içişleri bakanlığı, il tanıtım günleri düzenleme yetkisini ibb'den alarak valiliğe verdi.
+ ibb'nin “insani su hakkı” olarak ücretsiz verdiği sudan, maliye bakanlığı kdv almaya başladı.
+ ekrem imamoğlu'nun, “yuvamız istanbul” projesi kapsamında; arnavutköy'e yapmak istediği kreşe, mahkeme kararına rağmen ak parti grubu yine engel çıkardı. daha önce park alanına aldığı parseli akp grubu bu kez de “meydan alanı'na” alarak kreş yapımını engellemiş oldu.
+ ntv kanalında istanbul büyükşehir belediyesi'ne ait reklamlara izin verilmedi. ibb, ntv'ye reklam vermek için doğuş grubu ile iletişime geçti. doğuş grubu reklamların içeriğini gördükten sonra reklamları yayınlamaktan vazgeçti.
+ ibb'nin belediye bünyesinde çalışacak 5 bin yeni taksi teklifi ukome'deki bakanlık temsilcilerinin oylarıyla 13. defa reddedildi.
+ ekrem imamoğlu'nun duyurduğu istanbul vakfı'nın kız çocuklarına temassız işlemle yardım toplaması, istanbul valiliği tarafından engellendi; yasal işlem başlatıldı.
+ ibb başkanı ekrem imamoğlu'nun mobese kameraları ile izlenmesi skandalının araştırılması için mecliste verilen önerge, akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
+ibb'nin yeşil alana yapıldığı için yıkım kararı aldığı zeytinburnu'ndaki suudi şirkete ait kaçak satış ofisi, çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından imar planı değiştirilerek yasal hale getirildi.
+ vatandaşlar tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için ibb'ye bağışlanan ve yaklaşık 2 yıldır blokeli bulunan 6.2 milyon tl'lik bağış parası, kaymakamlığın kararıyla el konularak kamuya aktarıldı.
+ ibb'nin, milyonlarca ziyaretçiyi alabilecek hipodromu restore edip turizme kazandırmak için mülk sahibi maliye hazinesi'ne yaptığı başvuru, 2 yıldır cevapsız bekliyor.
+ çekmeköy'deki bir dere yatağı, iski'nin itirazına rağmen, ibb meclisi'ndeki akp ve mhp grubunun oylarıyla imara açıldı.
+ ibb meclisi akp grubu, tügva genel merkezi tarafından 2019 yılından beri işgal edildiği için ibb'nin hukuki süreç başlattığı yaklaşık 1000 metrekarelik ibb arazisinin, akp'li eyüpsultan belediyesi'ne 10 yıllığına bedelsiz tahsisi için teklif sundu.
+ galata kulesi ve taksim gezi parkı'nın ardından, yerebatan sarnıcı üzerindeki tarihi talat paşa konağı'nın mülkiyet hakkı ibb'nin elinden alınarak vakıflar genel müdürlüğü'ne devredildi.
+ sancaktepe belediyesi ibb'nin yaptığı çalışmaları halktan gizlemek için, bildiri panolarının önüne saksı içindeki çam ağaçları dizdi.
+ istanbul valiliği, istanbul büyükşehir belediyesi'nin sultanahmet meydanı'nda her yıl gerçekleştirdiği ramazan ayı etkinliklerine bu yıl izin vermedi.
lütfen bu bilgiyi kopyalarak whatsapp'da, telegram'da, singal'de yayın! bu işin lamı cimi yok bu zihniyetin yaratacağı tehlikenin farkına varın. yapılanlar imamoğluna değil, istanbul halkına yapılmış bir ihanettir!
6 notes · View notes
turqlands · 2 months
Text
"BU EZİYET GAVURA YAPILMAZ"!?
İMAMOĞLU GERÇEKTEN İYİ DAYANMIŞ!
İMAMOĞLU BELEDİYE BAŞKANI OLDUKTAN SONRA YAPILANLAR;
+ “Galata Kulesi, İBB’den alındı.
+ Haydarpaşa ve Sirkeci Gar ihalelerinde İBB haksızca elendi.
+ İçişleri Bakanlığı, İstanbul Vakfı’nın kurban bağışı toplamasına izin vermedi.
+ Halk Ekmek büfe sayısının artırılmasını AKP’li meclis üyeleri önce reddetti, sonradan toplumsal tepkiyle kabul edildi. Daha sonra da ilçe belediyeler büfelerin kurulmasına engel çıkardı.
+ Metro için alınan krediler bakanlıkta aylardır onay bekliyor.
+ Taksim Gezi Parkı, İBB’den alındı.
+ Cumhurbaşkanı aylardır sadece bir imza atmadığı için, 300 otobüs alım kredisi halen kullanılamadı.
+ UKOME’nin yapısındaki değişiklikle belediye azınlığa düşürüldü ve taksi düzenlemesi defalarca reddedildi.
+ İBB’nin pandemide topladığı bağış hesaplarına bloke kondu.
+ Normalde temmuz ayında kullanılacak olan maliye katkı payı İBB’ye, ülke tarihinde ilk defa 15 gün önce, yani İmamoğlu yönetime gelmeden önce ödendi ve yaklaşık 1 milyar liranın tamamı İmamoğlu göreve gelene kadar harcandı.
+ KİPTAŞ’ın AKP döneminde; değerinin çok üstünde aldığı arsalar, İmamoğlu seçildikten sonra, meclisteki AKP çoğunluğuyla yeşil alan ilan edildi.
+ Danıştay’ın kararıyla, 25 yıldır belediye başkanında olan belediyeye bağlı iştiraklere yönetici atama yetkisi Meclis’e devredildi.
+ Ekrem İmamoğlu seçimi kazandıktan hemen sonra, İBB’nin iştirak şirketlerinden Hamidiye Su’ya kamu kurumları ambargo uygulamaya başladı.
+ İBB şirketi BELTUR’un işlettiği 48 hastane kantini, Sağlık Bakanlığı’nın sözleşmeleri yenilememesi nedeniyle kapandı.
+ Taksim Meydanı için 209 bin 728 İstanbullunun oy kullandığı projenin uygulanabilmesi için beklenen onay, Koruma Kurulu’nda tam bir yıldır bekletiliyor. Cevap yok, açıklama yok!
+ Kanal İstanbul projesinin güzergahındaki mülkiyet tartışmaları sürerken Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, belediyelerin tapu bilgilerine ulaşımına kısıtlama getirdi. Böylece Kanal İstanbul güzergahındaki mülkiyet değişiklikleri, bakanlık imkân verirse öğrenilebilecek.
+ İSKİ’nin yönetim kuruluna atanması için İmamoğlu’nun önerdiği 2 isme, bakanlık halen onay hatta cevap dahi vermedi.
+ Ekrem İmamoğlu’nun inceleme talimatı verdiği AKP dönemine ait 40 yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturma dosyasına İçişleri Bakanlığı el koydu.
+ Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi teklifi, İBB Meclisi’nde AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
+ İBB’nin geçmiş dönemde; Cumhurbaşkanlığı’na 480, AKP Genel Merkezi’ne 8, AKP İl Başkanlığı’na 62, Irak Devlet Başkanı’na 6, TBMM Başkanlığı’na 54, Okçular Vakfı’na 4, TÜGVA’ya 5 araç tahsis etmesine valilik soruşturma izni vermedi.
+ İBB Başkanı İmamoğlu hakkında, “Ya Kanal Ya İstanbul” afişleri nedeniyle soruşturma açıldı.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Fatih Türbesi’nin dışında (ki orası Fatih Türbesi de değilmiş) ellerini arkadan bağladığı için inceleme başlatıldı.
+ AK Parti döneminden kalma borç nedeniyle, İBB’nin metro inşaatı için yurtdışından kredi olarak aldığı 565 milyon lirası haczedildi.
+ Şu ana kadar hiçbir kamu bankası İBB’ye 1 Lira kredi vermedi, bu konuda geri dönüş bile yapılmadı.
+ Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Şube Müdürlüğü kurulması teklifi; AK Partili İBB Meclis üyeleri tarafından, “İstanbul Sözleşmesi başımıza dert oldu. Bu işin içinde LGBT var” gerekçesiyle reddedildi.
+ Birinci derece deprem bölgesi olan Bahçelievler için, deprem komisyonu kurulması önergesi, İBB meclisinde AK Parti’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi.
+ İBB’nin önceki AK Parti yönetimi, Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu’na aktarması gereken 269 milyon lirayı ödemedi. AK Parti yönetiminin 2016-2019 arasında ödemediği borç, İmamoğlu yönetimine kaldı.
+ İBB’nin Kasımpaşa’da bulunan tarihi Divanhane Eski Karakol Binası’ndaki yıkımın durdurulması için Kültür Bakanlığı 2’Nolu Koruma Kurulu’na yaptığı başvuru reddedildi.
+ İBB’nin tüm girişimlerine rağmen, Osmanlı mirası Kasımpaşa Divanhane Karakolu yıkıldı
+ Esenler Belediyesi, İBB’ye ait arsaların imar planlarını değiştirdi. Belediye hizmet alanı veya sosyal tesis alanı statüsünden çıkarılan arsalar, açık otopark alanına dönüştürüldü. Yapılan bu plan değişiklikler ile, İBB’nin Esenler ilçesine hizmet götürmesi engellenmiş oldu.
+ İstanbul’a daha nitelikli bir itfaiye hizmeti sunmak için verilen ‘İtfaiye Müdürlüğü’ kurulması teklifi, İBB meclisinde AK Parti Grubu tarafından reddedildi.
+ İstanbul ve Paris arasında işbirliği protokolü raporu, devlet politikası olmamasına rağmen; “Fransa’nın Türkiye aleyhindeki tutumu” gerekçe gösterilerek AK Parti ve MHP Grubu tarafından reddedildi.
+ Adalar Kaymakamlığı, İBB’nin Adalar için özel ürettirdiği çevre dostu 60 elektrikli aracın kullanımına uzun süre izin vermedi.
+ Bağcılar’da 11 yıldır İBB tarafından kurs merkezi olarak kullanılan İSMEK binası, AKP’li Bağcılar Belediyesi tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi.
+ TÜRGEV’in sözleşmeleri fesheden İBB’ye açtığı davada mahkeme, kararı iptal etmişti. Bunun üzerine İBB istinaf yoluna başvurmuştu. Mahkeme İBB’nin istinaf talebinin reddine karar verdi, istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerini de davalı İBB’ye bıraktı.
+ TÜGVA; Büyükada Vapur İskelesi’ni mahkeme kararına rağmen boşaltmadı, tahliye ise engellendi.
+ AKP’li Ümraniye Belediyesi, İBB’nin yetkisinde olmasına rağmen kavşaklara elektronik denetleme sistemleri (EDS) kurarak trafik cezası kesecek.
+ İBB’nin metrolar için gündeme getirip mücadele verdiği internet; bakanlığa bağlı Marmaray ve U harfi olan metrolara gelirken; İBB metroları için hâlâ izin bekleniyor.
+ İBB, okul öncesi eğitim döneminde olan 19 bin 592 çocuğun yaşadığı Kağıthane’de kreş yapmak için Kağıthane Belediyesi’nden yer göstermesi talebinde bulundu. AKP’li Kağıthane Belediyesi, İBB’nin talebine 16 aydır yanıt vermedi.
+ Cumhurbaşkanı kararıyla; Marmara Denizi ve Adalar “Özel Çevre Koruma Alanı” ilan edildi.
Bu kararla; Adalar’da imar planı yapma ve onaylama yetkisi, İBB elinden alınarak bakanlığa geçmiş oldu.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açtığı Bağcılar meydanında AKP’li Bağcılar Belediyesi, İBB bayraklarını söküp kendi bayraklarını astırıp meydana gelen İBB araçlarının önünü kesti.
+ İstanbul’da Halk Ekmek büfesi işletmecisi 59 yaşındaki gazi Rıfat Arslan, nisan ayından bu yana işlettiği büfeye AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin elektrik bağlamadığını söyledi.
+ Sayıştay, İBB tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin 3-6 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz Halk Süt desteği verilmesini ve 0-4 yaşında çocuğu olan annelere tanıdığı ücretsiz ulaşım hakkını mevzuata aykırı buldu.
+ İBB’nin 750 minibüs ve 250 dolmuşu taksiye dönüştürüşü, mahkeme kararıyla durduruldu.
+ Haydar Ali Yıldız başkanlığındaki Beyoğlu Belediyesi ekiplerinin ara arterlerdeki çöpleri İBB’ye bağlı İstiklal Caddesi’ne süpürüp kaçtıkları ortaya çıktı.
+İstanbul’da Cumhur İttifakı’nın yönettiği 25 ilçede İBB’ye ait toplam 393 Halk Ekmek büfesi var. AKP’li ilçe Belediyeleri bu büfelerin 149’una elektrik bağlanmasını engelliyor.
+ AKP’li Bayrampaşa Belediyesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003 yılında attan düştüğü parkı İBB’ye devretmiyor. Parkın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu belirten İBB, parka kreş ve mahalle evi gibi alanlar yapmak istiyor.
+ İçişleri Bakanlığı; koridorlarda konuşulan ‘İBB’de bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisaklı olduğu’ yönündeki iddialarla ilgili teftiş başlattı.
+ İçişleri Bakanlığı, il tanıtım günleri düzenleme yetkisini İBB’den alarak valiliğe verdi.
+ İBB’nin “insani su hakkı” olarak ücretsiz verdiği sudan, Maliye Bakanlığı KDV almaya başladı.
+ Ekrem İmamoğlu’nun, “Yuvamız İstanbul” projesi kapsamında; Arnavutköy’e yapmak istediği kreşe, mahkeme kararına rağmen AK Parti grubu yine engel çıkardı. Daha önce park alanına aldığı parseli AKP Grubu bu kez de “Meydan Alanı’na” alarak kreş yapımını engellemiş oldu.
+ NTV kanalında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait reklamlara izin verilmedi. İBB, NTV’ye reklam vermek için Doğuş Grubu ile iletişime geçti. Doğuş Grubu reklamların içeriğini gördükten sonra reklamları yayınlamaktan vazgeçti.
+ İBB’nin belediye bünyesinde çalışacak 5 bin yeni taksi teklifi UKOME’deki bakanlık temsilcilerinin oylarıyla 13. defa reddedildi.
+ Ekrem İmamoğlu’nun duyurduğu İstanbul Vakfı’nın kız çocuklarına temassız işlemle yardım toplaması, İstanbul Valiliği tarafından engellendi; yasal işlem başlatıldı.
+ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kameraları ile izlenmesi skandalının araştırılması için mecliste verilen önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
+İBB’nin yeşil alana yapıldığı için yıkım kararı aldığı Zeytinburnu’ndaki Suudi şirkete ait kaçak satış ofisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imar planı değiştirilerek yasal hale getirildi.
+ Vatandaşlar tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için İBB’ye bağışlanan ve yaklaşık 2 yıldır blokeli bulunan 6.2 milyon TL’lik bağış parası, kaymakamlığın kararıyla el konularak kamuya aktarıldı.
+ İBB‘nin, milyonlarca ziyaretçiyi alabilecek hipodromu restore edip turizme kazandırmak için mülk sahibi Maliye Hazinesi’ne yaptığı başvuru, 2 yıldır cevapsız bekliyor.
+ Çekmeköy’deki bir dere yatağı, İSKİ’nin itirazına rağmen, İBB Meclisi’ndeki AKP ve MHP grubunun oylarıyla imara açıldı.
+ İBB Meclisi AKP Grubu, TÜGVA Genel Merkezi tarafından 2019 yılından beri işgal edildiği için İBB’nin hukuki süreç başlattığı yaklaşık 1000 metrekarelik İBB arazisinin, AKP’li Eyüpsultan Belediyesi’ne 10 yıllığına bedelsiz tahsisi için teklif sundu.
+ Galata Kulesi ve Taksim Gezi Parkı’nın ardından, Yerebatan Sarnıcı üzerindeki tarihi Talat Paşa Konağı’nın mülkiyet hakkı İBB’nin elinden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi.
+ Sancaktepe Belediyesi İBB’nin yaptığı çalışmaları halktan gizlemek için, bildiri panolarının önüne saksı içindeki çam ağaçları dizdi.
+ İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Sultanahmet Meydanı’nda her yıl gerçekleştirdiği ramazan ayı etkinliklerine bu yıl izin vermedi.
Lütfen bu bilgiyi yayın! Bu yapılanlar İmamoğluna değil, İstanbul halkına yapılmış bir ihanettir!
5 notes · View notes
oluruvar · 1 year
Text
Yirmi üç yaşımdayım ve abim aşırı bağnaz olmadığı halde, sevgililik gibi konulardan cinsiyet eşitliği gibi konulara kadar rahatça konuşmamıza rağmen ilk kez regl olduğumu ve bu nedenle kötü hissettiğimi söyleyebildim. Toplumumuz çok boktan be. Babama bi kez bile regl olduğumu söyleyemedim mesela. Ağrıdan geberirken bile "ne oldu" dediğinde "karnım ağrıyo" dedim. O da anlamazdan geldi. Annem keşke böyle yetiştirmeseydi. Babam keşke böyle bağnaz olmasaydı. Nys en azından abimle biraz daha gelişmiş gibiyiz
10 notes · View notes
otadam · 10 months
Note
Bildiğin iyi bir şaka varmı birden fazlada olabilir
Cinsiyet eşitliği.
İnsan hakları.
1 note · View note
epifizz · 1 year
Note
Eşitlik nedir epi eşit olduğumuz herhangi bir gerçeklik var mı sence?
Eşitliği değerlendirebilmemiz için en az iki farklı nesneye ihtiyacımız vardır. Bu nesneler, birbirini eşlik bakımından kıyaslayacağımız kadar ortaktır ancak bu kıyaslamaya ihtiyacımız olacak kadar da ayrıksıdır. Tamamen aynı iki şeyin eşitliğini kıyaslayamam ancak belirli kıyas ortaklığı taşıyan iki farklı duruma eşit tavır sergileyebilirim.
Burada iki unsur çıkıyor karşımıza. Bir doğal olarak eşitlik ve bir da tavır olarak eşitlik. Bazı unsurlar doğal olarak eştir, ortak kümededir. Örneğin kadın ve erkek'in eşitliğini konuşalım. Mesela Antik Çin kehanet kitabı Yi-Ching'de kadın ve erkek bir karşıtlık olarak sunulur, ama karşıtlık olarak sunarken bile bu iki cinsiyeti karşı karşıya getirebilmesi için ortak bir nokta bulunması gerekir. Pet şişe ile kadın karşıttır demekten çok daha makul gelir çünkü bu ifade. Buradaki en temel ortak nokta insan olma noktasıdır. Farklı cinsler insan olma hususunda doğal olarak eşittirler. Bu eşitlikten yola çıkarak farklılıkları kıyas edebiliyorum zaten. Bu farklılıkları da bağlamları içerisinde değerlendirip farklılıklarına eşit muamele gösterirsem bu da tavırsal bir eşitlik olacaktır. Kadın ve erkek, cinsiyet olarak farklı olsa dahi hukuki tavırda toplumun bireyi olarak cinsiyetleri önemli olmaksızın bir vatandaş olarak eşittirler mesela ve yalnızca bu sıfatla muamele görmelilerdir.
Eşitlik aynı olmayı içerir ama aynı olmaktan fazlasına da sahiptir. Eşit olduğumuz birçok unsur var bu sebeple. Ancak, "hangi konularda eşit olmalıyız?" sorusu, bir gereklilik dizaynı olması sebebiyle etik ve ideolojik bir sorudur. Mesela günümüzde ekonomik eşitlikten söz edemeyiz ve bu belirli bir sınıfsallığı doğurur: Ekonomik olarak eşit olanların sınıfsallığını. Mesela ekonomik olarak eşit olmamamız eğer temel ortak noktalarımızda tesis edilmesi gereken eşitlikleri ihlal ediyorsa o zaman düzeltilmesi gereken unsurlar barındırıyor demektir. Çünkü insan olarak halihazırda eşit olduğum unsurlar ihlal ediliyorsa bu hukuki ve toplumsal olarak korunması gereken hakların ihlalidir. Gereken diyorum çünkü burada etik ve ideolojik bir bakış sunuyorum. Bu noktada baktığımda hepimizin deneyimi farklı osla dahi bir “varlık”, “varoluş” olarak eşit olduğumuzu görüyorum. Toplumun üyesi olarak, biliş kabiliyeti olarak “insan” olarak eşit olduğumuzu görüyorum. Hissediyor ve arzuluyor olarak “tüm canlılar” olarak eşit olduğumuzu görüyorum. Eyleyen, kendini inşa eden ve merak eden olarak “özgürlükte” eşit olduğumuzu görüyorum. Eşitlik, ortaklık taşıdığımız ve bu niteliklere bağlamlanan her boyutumuzdur. Ancak biz bunu atlayarak bazen birbirimize haksızlık ediyoruz. Yani eşit olduğumuz gerçeklikler var demekten öte birçok anlamda eşit olduğumuz gerçeği var demek daha uygun olacaktır.
6 notes · View notes
cagdasyatirim · 1 year
Text
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde Türkiye, 146 ülke içinde 124.sırada!
Meclis’te kadınların temsiliyet oranı %17! (Avrupa’da sondan 3.sıra)
İstihdama kadınların katılım oranı %32! (Avrupa ortamalası %64)
Kadınların zaten yaşadığı yeterince zorluk var; bir de kendilerine yapıştırılan etiketlerle uğraşıyorlar…
Yıllardır eğitimlerimde kullandığım bu videoyu yeniden paylaşmak istedim…
Erkek iddialı bir yönetici olunca “lider”; kadın ise “hırslı” oluyor…
Erkek pek çok şeyi bir kenara bırakıp bir konunun üstüne gidince “adanmış”; kadın ise “bencil” oluyor…
Erkek hakimiyet kurduğunda “güçlü”; kadın ise “dominant” oluyor…
#toplumsalcinsiyeteşitliği #meclisinyarısıkadınolmalı #güçlükadınlar #güçlükadınliderler
2 notes · View notes