"Gün boyu, sıra sıra, tüylerden bir donanma, yüreği çarpan bir gök gemisi, geçip gitti minicik sonsuzluğundan pencerenin, arayıp sorduğum, çalıştığım, gözleyip beklediğim. Kum kulesi ve denizsi boşluk kavuşuyorlar orada, kucaklayıp türküyü ve devinimi.
Yukarıda gökkatları açılıyor. Böyleydi işte: yüreği çarpan keskin, dikaçılar geçti kuzeye ve batıya doğru, boşluğa, yıldızlara, tuzun ve yalnızlığın kayalığına, denizin saatlerini bozduğu yerde. Kuşlardan bir açıydı dümen kırmış demirin ve karın enlemine dümdüz yollarında dur durak bilmeden giden"
Şimdi size bu fotoğraftaki yorgunuluğun hikayesini anlatacağım. Düşünün 2 büyük depreme de evde yakalanmışsınız ve sonunda ailenizi de alıp Malatya'dan Denizli'ye yola koyulmuşsunuz. Hava belki son 10 yıldır hiç olmadığı kadar soğuk ve belki son 20 yıldır hiç yağmadığı kadar kar yağıyor. Depremde kolunuza duvar yıkılmış kolunuzda ezikler var ağrıdan hissizleşen bir kolunuz var ama yaklaşık 40 saat süren bir yola çıkıyorsunuz. Normalde bu yol 12 saat sürüyor. Kar, tipi ve uykusuzluk ile 40 saat direksiyon başındasınız. 3 günlük bir uykusuzluk ve beraberinde olan migren ağrıları. Şartlar olabildiğince kötü yani. Yolculuğun 18. saatinde navigasyonun sizi yanlış yola sokmasıyla Ankara ile Aksaray il sınırları arasında yüksek bir rakımda tenha bir köy yolunda kara saplanıyor aracınız. Telefon çekmiyor kilometrelerce yürüyorsunuz çeken ufak bir yer buluyorsunuz. 112'yi arıyorsunuz yardım çağırmak için. 112 sizi Aksaray 112'ye orası da Aksaray Afad'a yönlendiriyor. Aksaray Afad size Aksaray il sınırında olmadığınızı söyleyip Ankraya 112'ye aktarıyor ve Ankara 112'de sizi Ankara Afad'a yönlendiriyor. Ankara Afad size bütün araçlarının deprem bölgesine gittiğini ayrıca sizin Ankara il sınırında olmadığınızı söylüyor. Siz de öfkeyle "Kardeşim ben neredeyim Türkiye'deyim" diyorsunuz. Neyse bir şekilde kendi çabanızla bölgedeki Jandarmaya ulaşıyorsunuz onlar da yaklaşık 3 saat sonra normal bir araçla geliyor. 3 kişi arabayı yaklaşık 2 saat boyunca kardan çıkarmak için itiyorsunuz ve sonunda o perişan olan kolunuzla gerisin geri dönüyor otobana çıkıyorsunuz. Yaklaşık 8 saat karda kaldığınız için perişan bir haldesiniz. Ve daha 400 kilometreden fazla yolunuz var. Ailenizde hastalar ve yaşlılar var. Herkesin sabrı son haddine dayanmış. Ama şükür ki neredeyse 40. Saate doğru amcanızın evine kendinizi atıyorsunuz. Geride bıraktığınız yok olmuş bir memleket, yamulmuş bir yuva, enkaz altında kalan bir geçmiş, yıkık dökük bir gelecek ve yolculuğun son saatlerinde abdest almak için durduğunuz bir yerde çektiğiniz bu fotoğraf kalıyor. Rabbim tekrarını bu millete yaşatmasın. #deprem #malatya #göç #kaçış #hayat #yorgunluk #ağrı #zorluk #fotoğraf #anı #felaket #şok #memleket https://www.instagram.com/p/CpSda7ZjKRJ/?igshid=NGJjMDIxMWI=
Her insanın gitmeye hakkı vardır, onu kalmak için ikna etmesi gereken ülkesidir -koca koca laflar etmeye meraklı siyasetçiler ne derse desin. "Ülken senin için ne yapabilir diye sorma, sen ülken için ne yapabilirsin, onu düşün." Milyardersen, üstelik kırk üç yaşında ABD başkanı seçilmişsen bunu söylemek kolay! Ama ülkende ne çalışabiliyor, ne tedavi olabiliyor, ne barınabiliyor, ne eğitim alabiliyor, ne özgürce oy kullanabiliyor, ne görüşlerini ifade edebiliyor, ne de sokaklarda dilediğin gibi dolaşabiliyorsan, John F. Kennedy'nin bu meşhur sözü kaç para eder ki? Beş para etmez!
Önce ülken sana karşı belli taahhütleri yerine getirecek. Orada tüm haklara sahip bir yurttaş olarak görüleceksin, baskıya, ayrımcılığa, hak etmediğin mahrumiyetlere maruz kalmayacaksın. Ülken ve yöneticileri sana bunları sağlamak zorunda, yoksa sen de onlara hiçbir şey borçlu olmazsın. Ne toprağa bağlılık, ne bayrağa saygı. Başın dik yaşayabildiğin ülkeye her şeyini verirsin, her şeyi, hatta hayatını bile feda edersin; ama başın yerde ya-şamak zorunda kaldığın ülkeye hiçbir şey vermezsin. İster doğduğun ülke, ister seni kabul eden ülke söz konusu ol- sun. Yüce gönüllülük yüce gönüllülüğü, umursamazlık umursamazlığı ve aşağılama da aşağılamayı doğurur. Özgür varlıkların anayasası böyledir ve ben de başka bir anayasa tanımıyorum.