Tumgik
#Duyarlık
mehmetkosk · 2 years
Text
3.10. Rehberlikte Etik ve Bilgilerin Saklanması
3.10. Rehberlikte Etik ve Bilgilerin Saklanması
REHBERLİKTE ETİK VE BİGİLERİN SAKLANMASI Bölüm HedefiBu bölümü bitirdiğinizde;• Meslek etiğinin işlevlerini,• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde benimsenen temel ilkeleri,• Kuralları ve• Rehberlikte etik ve bilgilerin saklanması konularını öğrenmiş olacaksınız. Eğitim kurumları ile rehberlik ve araştırma merkezlerinde RPD hizmetlerini yürüten personelin uyması gereken etik ilkeler…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
huzursuzlugun-blogu · 5 months
Text
Tumblr media
İnsan bazı olayları yaşamanın heyecanını kaybedince, aynı olayları tekrar yaşarken daha ustalaşıyor; yaşamanın akışına kapılmadığı için daha üstün bir yaratıkmış gibi görünüyor başkalarına. Oysa duyarlık bitmiş.
25 notes · View notes
breatth · 11 months
Text
Tumblr media
"İnsan bazı olayları yaşamanın heyecanını kaybedince, aynı olaylar tekrar yaşarken daha ustalaşıyor; yaşamanın akışına kapılmadığı için daha üstün bir yaratıkmış gibi görünüyor başkalarına. Oysa duyarlık bitmiş."
Oğuz Atay / Günlük
48 notes · View notes
venusunruhu · 2 years
Text
Unutulsun bir gövdeye duyulan hasret
Unutulsun bu alışılmış duyarlık
O kadar sade, o kadar kalabalık ki
Unutulmaya değer onların insan gövdeleri
Ve unutulmalı mutlaka
Dolsunlar diye yüreklere
Dolsunlar damarlara.
Ölü mü denir
Ölü mü denir şimdi onlara.
Edip Cansever
Tumblr media
13 notes · View notes
bilgeyim · 1 year
Text
Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristikleri paylaşırlar: Keskin bir duyarlık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Kurtlar ve kadınlar, doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar. Sezgileri çok güçlüdür; yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler; tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar.
Ancak ikisi de sürekli avlanmış, taciz edilmiş ve yanlış bir şekilde obur, sapkın, son derece saldırgan ve hasımlarından daha az değerli olarak tanımlanmıştır. Hem vahşiliği hem de ruhun vahşi yanlarını yok eden, içgüdüsel olanın soyunu kurutan ve arkada hiç iz bile bırakmayanlar için, ikisi de birer hedef haline gelmiştir. Kurtların ve kadınların kendilerini yanlış anlayanlar tarafından yok edilmesi çarpıcı bir benzerlik taşır.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
9 notes · View notes
kaanozer · 2 years
Text
“Duyarlık arttıkça, acının yoğunluğu da artar.” * Anlamı net olmayan bir tümce; özgün metin şöyle: Dov'è più sentimento, lì è più ne' martiri gran martire.
4 notes · View notes
sanatakislari · 2 months
Text
Tumblr media
DUINO AĞITLARI
Bu dizi, Rilke’nin şiirinin doruk noktasıdır. Stundenbuch’ta Tanrı’ya yapılan mistik bir ibadet ve “yaşam”ın çocuksu bir kararsızlıkla olumlanması olarak başlayan, Malte Laurids Brigge’nin Notları’nda Rilke’ye “cehennemi bir uçurumun kıyısında sallanan bu yaşama katlanmak aslında olanaksız” dedirten duyarlık, Duino Ağıtları’nda yaşamın kendi başına bir varlık olarak kutsanmasıyla olumlu bir nitelik kazanır. Rilke 1925’te “Duino Ağıtları’nda yaşamın ve ölümün olumlanmasının sonuçta aynı şey olduğu ortaya çıkar” diye yazar. Bu şiirler, özgür ve “köksüz” bir bilincin ve “çağdaş” insanın durumunu yansıtan yeni bir mit olarak ele alınabilir. Nietzsche gibi Rilke de Hıristiyanlığın aşkınlık ve içkinlik düalizmine karşı çıkar. Onun yerine yaşamı, ölümü, yeryüzünü, uzayı ve zamanın bütün boyutlarını kuşatan “kozmik iç mekân”a dayalı bir tekçiliği savunur. Rilke’nin miti imgelerle örülü bir kozmolojiye dayanır, burada bütün gerçeklik, ortaçağ mitlerini andırır biçimde melekten hayvana kadar uzanan hiyerarşik bir düzenin parçasıdır. Sonunda bu kozmoloji, sistematik ve tutarlı bir yaşam ve varoluş öğretisine dönüşür. Buna göre insan, duyu algılan yoluyla görünen her şeyi görünmeyene çevirmekle yükümlüdür. Şair de, “Dokuzuncu Duino Ağıtı”nda ve daha çarpıcı biçimde Die Sonette an Orpheus’la olduğu gibi, insanlığın Tanrı’nın önündeki temsilcisidir. Ölümünden sonra Rilke’nin bu görüşlerini yeni bir “yaşam” dini olarak karşılayanlar çıktığı gibi, ölçüsüz bir estetikçiliğin ifadesi ya da şairin kişisel yeteneğinin gücüyle kendini kurtarma çabası diye yorumlayıp karşı çıkanlar da olmuştur.
0 notes
karyatidsblog · 4 months
Text
“Dov'è più sentimento, lì è più nei martìri gran martire: Duyarlık arttıkça, acının yoğunluğu da artar.” [CI]
[Leonardo da Vinci, Yazılar, Kehanetler, Düşünceler, s. 71, Çev: Kemal Atakay, YKY]
23’ Bodrum/Mugla
1 note · View note
olumsuzsozler · 7 months
Text
Tumblr media
Ben yoktu. Madde ilktir: düşünce, bilinç, duyarlık çok yüksek bir evrimin ürünleridir. İşte doğa bilimlerinin içgüdüsel olarak kabul ettikleri materyalist bilgi teorisi budur.
Vladimir Lenin
0 notes
falcibaba · 8 months
Text
Aşk Büyüsü Belirtileri
Tumblr media
Aşk Büyüsü Belirtileri
Tumblr media
Aşk Büyüsü Belirtileri Aşk büyüsü belirtileri, bir kişinin üzerinde yapılmış olan aşk büyüsünün varlığını gösteren işaretlerdir. Aşk büyüsü, bir kişinin duygusal olarak başka bir kişiye bağlanmasını sağlamak amacıyla yapılan bir tür büyüdür. Bu büyünün etkisi altında olan kişi, bazı belirtilerle kendini gösterebilir. Aşk büyüsü yapılan kişi genellikle aşık olduğu kişiye karşı sürekli olarak düşünür. Bu düşünceleri kontrol edilemez derecede yoğundur ve kişi sürekli olarak aşık olduğu kişinin hayalini kurar. Aşk büyüsü etkisi altında olan kişi, aşık olduğu kişiyle sürekli olarak iletişim kurmak ister ve ona bağlılık hisseder. Aşk büyüsü belirtileri arasında fiziksel olarak da bazı değişiklikler gözlenebilir. Bu kişi, normalden daha enerjik ve huzurlu olabilir. Ayrıca kendini sürekli olarak mutlu ve coşkulu hisseder. Bu durum, aşk büyüsü yapılan kişinin normal davranış kalıplarından farklılık gösterdiğinin bir göstergesidir. - Aşk büyüsü yapılan kişi sürekli olarak aşık olduğu kişiyi hatırlatan şeylere karşı duyarlık gösterebilir. - Kişinin düşlerinde sık sık aşık olduğu kişiyle ilgili senaryolar yer alır. - Aşk büyüsü yapılan kişi, aşık olduğu kişiyi sürekli olarak düşünerek zamanını harcar. Aşk Büyüsü Belirtisi Açıklama Duygusal Bağlılık Aşk büyüsü yapılan kişi, aşık olduğu kişiye karşı güçlü bir bağlılık hisseder. Sürekli Düşünme Aşk büyüsü etkisi altındaki kişi, aşık olduğu kişiyi sürekli olarak düşünür ve hayalini kurar. Enerji ve Coşku Aşk büyüsü yapılan kişi, normalden daha enerjik ve coşkuludur.
Aşk Büyüsü Nedir?
Aşk büyüleri, insanların duygusal ilişkilerini etkileme amacıyla yapılan büyü çalışmalarıdır. Bu büyüler genellikle insanların aşık olmalarını sağlamak, sevgi ve tutkuyu artırmak, ilişkideki sorunları çözmek veya ilişkiyi güçlendirmek için kullanılır. Aşk büyüleri tarih boyunca farklı kültürlerde ve inanç sistemlerinde var olmuştur ve insanların hayatlarında önemli bir role sahip olmuştur. Aşk büyülerinin temel amacı, kişinin duygusal enerjisini manipüle etmektir. Büyü yapılan kişi, büyünün etkisi altında olduğu sürece etkileyici, çekici ve karşı konulmaz bir hale gelir. Bu durumda, büyü yapan kişi büyüyü yaptığı kişiyi yönlendirebilir ve kontrol edebilir. Ancak, aşk büyüleri etik dışıdır ve başkalarının iradesini istismar etmek anlamına gelebilir. Bu nedenle, aşk büyüleri yapmak veya yapılmasına izin vermek yerine sağlıklı bir ilişki için iletişim, saygı ve özveri gibi olumlu çözümler tercih edilmelidir. Aşk büyüleri genellikle bir medyum veya büyücü tarafından yapılır. Bu kişiler, büyüyü yapmak için gerekli olan ritüeller, sözler, semboller ve malzemeler hakkında bilgi ve deneyime sahiptir. Aşk büyüleri, genellikle kişinin saç teli, fotoğrafı veya kişisel eşyaları gibi nesneler kullanılarak yapılır. Büyücü, bu nesneleri kullanarak kişinin enerjisini çeker ve büyüyü yapar. Aşk büyüleri çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilir. Birçok insan büyülerin etkisini ve sonuçlarını merak etse de, aşk büyülerine başvurmadan önce iyi düşünmek ve alternatif çözümleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Aşk büyülerinin etik olmayan yanlarından kaçınarak, ilişkilerimizi daha sağlıklı ve güçlü bir şekilde geliştirmeye odaklanmalıyız.
Aşık Olma Belirtileri
Aşık olma, bir kişiye karşı derin bir romantik ve duygusal bağlantı hissetme durumudur. Herkes aşık olabilir, ancak aşık olmanın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. İşte aşık olma belirtileri: - 1. Sık Sık Düşünme: Aşık olduğunuzda, aklınızdaki ilk şey sevdiğiniz kişi olur. Onu sürekli düşünürsünüz ve her anına odaklanırsınız. - 2. Kalp Çarpıntısı: Aşık olduğunuzda, kalbinizin hızlanması ve çarpıntı hissi yaşamanız normaldir. Sevdiğiniz kişiyle zaman geçirdiğinizde, heyecanınız artar ve kalbiniz daha hızlı atar. - 3. Mutlu Olma: Aşık olduğunuzda, sevdiğiniz kişiyle birlikte olduğunuzda mutlu olursunuz. Onunla gülümsemeye başlarsınız ve hayatınızdaki diğer şeyler daha anlamsız hale gelir. Aşık olma belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve herkes farklı şekillerde hissedebilir. Ancak, bu belirtiler genellikle aşkın varlığını gösteren ortak işaretlerdir. Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, muhtemelen aşık olmuşsunuz demektir!
Aşk Büyüsü Nasıl Anlaşılır?
Aşk büyüsü nasıl anlaşılır? Bir ilişkideki tuhaflıkları ve belirtileri fark etmek bazen zordur. Ancak bazı ipuçları sizin veya sevdiğiniz kişiye bir aşk büyüsü yapıldığını düşündürebilir. Aşk büyüsünün belirtileri arasında, ani bir ilgi veya takıntılı davranışlar göstermek, sürekli düşüncelere kapılmak, rüyalarda sürekli olarak aynı kişiyi görmek ve sürekli olarak onunla ilgili konuşmak bulunur. Aşk büyüsü yaygın olarak insanlar arasında kullanılan bir sihir pratiğidir. Bu büyü türü, aşk ilişkilerini etkilemek ve istenilen kişi üzerinde etkili olmaktır. Aşk büyüsü genellikle kişisel nedenlerden dolayı yapılmaktadır. Bunlar arasında, kaybedilen bir sevgiliyi geri kazanmak, bir kişiye olan aşkı etkilemek veya başka bir kişiyle ilişki yaşamak yer alabilir. Aşk büyüsü genellikle gizli ve belirtileri fark etmek bazen zordur. Ancak bazı ortak işaretler vardır. Bir kişide ani bir ilgi veya takıntılı davranışlar gözlemliyorsanız, bu aşk büyüsü yapıldığına dair bir işaret olabilir. Ayrıca, sürekli olarak sevdiğiniz kişi hakkında düşünüyor, rüyalarınızda onu görüyor ve sürekli olarak onunla ilgili konuşuyorsanız, aşk büyüsü yapıldığına dair bir olasılık vardır.
Aşk Büyüsü Etkileri
Aşk büyüsü, insanların duygusal ilişkilerinde istedikleri sonuçları elde etmeye yardımcı olan bir büyü çeşididir. Birçok kişi, aşk büyüsünün etkili bir şekilde uygulandığında ilişkileri olumlu yönde etkileyebileceğini düşünmektedir. Ancak, aşk büyüsünün etkileri her zaman olumlu olmayabilir ve bazen beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Aşk büyüsünün etkileri kişiden kişiye değişebilir. Büyünün amacına ve nasıl yapıldığına bağlı olarak, etkiler farklılık gösterebilir. Bir aşk büyüsü, kişinin sevdiği kişi tarafından daha fazla ilgi görmesini veya daha güçlü bir bağ oluşmasını sağlayabilir. Bu büyü çeşidi, ilişkideki sorunları çözebilir veya kişiler arasındaki iletişimi artırabilir. Bununla birlikte, aşk büyüsünün etkileri bazen beklenmedik sonuçlar doğurabilir. Bir kişiye karşı istenmeyen duyguların ortaya çıkması veya bağımlılık gibi problemlerin oluşması gibi durumlar görülebilir. Aşk büyüsü, ilişkide kontrol kaybına yol açabilir ve kısıtlamalar getirebilir. Bu nedenle, aşk büyüsü yapmadan önce iyi düşünmek ve bir uzmana danışmak önemlidir. - Aşk büyüsü, sonuçları itibariyle dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır. Bir ilişkide doğal olarak oluşması gereken duygusal bağın yapay bir şekilde sağlanması, uzun vadede olumsuz etkilere yol açabilir. Aşk büyüsü yapmadan önce, iyi bir iletişim ve anlayışın gerekliliği unutulmamalıdır. İnsanların duygusal ilişkilerinde kendi kendilerine başarılı sonuçlar alabilmeleri için, büyü yerine kendi içlerindeki potansiyeli keşfetmeleri önemlidir.
Aşk Büyüsü Bozma Yöntemleri
Sevgi, insan hayatının önemli bir parçasıdır ve herkesin hayatta bir kez olsun aşık olduğu biri vardır. Ancak, bazen bir ilişkide ya da aşkta sorunlar ortaya çıkabilir ve bu sorunlar çözülmezse, aşk büyüsü gibi bazı yöntemlere sığınılabilir. Aşk büyüsü, kişilerin arasındaki sevgiyi ve bağı güçlendirmek, ilişkiyi düzeltmek ya da birini geri kazanmak amacıyla yapılan bir tür büyüdür. Aşk büyüsünün etkileri oldukça güçlüdür ve çoğu zaman istenilen sonuçları verir. Ancak, bazen insanlar bir ilişkiden ya da aşktan çıkma isteğiyle karşılaşabilirler. Bu durumda, aşk büyüsünü bozmak önemli bir adımdır. Aşk büyüsü bozma yöntemleri, büyünün etkisini ortadan kaldırmak ve kişiyi özgürleştirmek için kullanılır. Aşk büyüsünü bozmak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında dua etmek, meditasyon yapmak, enerji temizliği yapmak gibi spritüal çalışmalar yer almaktadır. Ayrıca, profesyonel bir medyumdan yardım almak da etkili bir yöntem olabilir. Medyumlar, büyünün etkisini kırmak ve kişiyi aşk büyüsünden kurtarmak konusunda uzmanlaşmışlardır. Bu şekilde, kişi eski haline geri dönebilir ve normal bir hayata devam edebilir. - Aşk Büyüsü Bozma Yöntemleri: - Yöntem Açıklama Dua etmek Aşk büyüsü etkisini kırmak için dua etmek etkili bir yöntemdir. İçtenlikle ve samimiyetle yapılan dualar, büyünün etkisini yok edebilir. Meditasyon yapmak Meditasyon, zihni arındırma ve negatif enerjilerden kurtulma sürecidir. Aşk büyüsü etkisini ortadan kaldırmak için düzenli meditasyon yapabilirsiniz. Enerji temizliği yapmak Enerji temizliği, negatif enerjileri ve zararlı etkileri ortadan kaldırmak amacıyla yapılan bir çalışmadır. Aşk büyüsü etkilerinden kurtulmak için enerji temizliği yapabilirsiniz. Aşk Büyüsü İçin Uzman Tavsiyeleri Aşk büyüsü, bir kişinin diğerine olan duygusal bağlılığını artırmayı amaçlayan bir tür büyüdür. Birçok insan, aşk ilişkilerinde zorluk yaşadığı veya sevgiye ihtiyaç duyduğu durumlarda aşk büyüsüne başvurabilir. Ancak, aşk büyüsü yaparken dikkate almanız gereken birkaç uzman tavsiyesi vardır. İlk olarak, aşk büyüsü yapmak istiyorsanız, bu konuda uzmanlaşmış birinden yardım almanız önemlidir. Doğru büyü yöntemini ve malzemelerini kullanmak, etkili bir sonuç elde etmenize yardımcı olacaktır. Uzman bir medyum veya büyü uzmanı, deneyimleri ve bilgisiyle size doğru yolu gösterebilir. İkincisi, aşk büyüsü yaparken karşı tarafın rızasını almanın önemini unutmamalısınız. Bir kişiye karşı istemediği bir büyü yapmak, etik olmayan bir davranıştır ve sonuçları olumsuz olabilir. Karşı tarafın iznini almak, ilişkinizin temeli olarak sevgi ve saygıya dayanmasını sağlar. - Aşk büyüsü yaparken doğru zamanı seçmek de önemlidir. Duygusal ve hassas bir süreç olan aşk büyüsünü yapmak için uygun bir zaman seçmek, sonuçları olumlu etkileyebilir. Örneğin, dolunay veya önemli bir tarih gibi enerjilerin yüksek olduğu bir zamanda büyü yapmak, etkinliğini artırabilir. Aşk Büyüleri ile ilgili diğer yazılarımı da inceleyebilirsiniz. Read the full article
0 notes
edebiyatsoylesileri · 2 years
Text
Necati Cumalı / Sait Faik’teki insancıl özü hep kendime yakın bildim
Tumblr media
Makedonya 1900 adlı yapıtı ile Sait Faik Armağanı’nı kazanan Necati Cumalı, Abasıyanık hakkında şunları söylüyor: “Konularını duyuları ile değerlendirirdi. Öyküleri hep bu tutumu ile bağlantılıdır. Başkalarında kusur olan dağınıklık onun büyüsünü oluşturur.”
Öykü anlayışınızı kısaca açıklar mısınız? 
- Öykü, yaşamımızda en çok yeri olan bir türdür. Herkes, hemen hemen her gün, hem de günde birkaç kez başkalarına öyküler anlatır, ya da başkalarından öyküler dinler. Okuldan dönen çocuk, evde anasına babasına, okulu, öğretmenleri, yolda gördükleri ile ilgili olaylar anlatır. Ertesi gün okula gidince, bu kez evde olanlarla ilgili olarak arkadaşlarına yineler bu işi. Karı kocanın evde bir araya geldiklerinde hep böyle anlatacakları olaylar, izlenimleri vardır birbirlerine. Bu anlatılanlar hep öykü özellikleri taşırlar. Nedir ki, çok kişi bu işi yaparken sözlü bir kültürün, geleneğin, ya da okuyarak öğrendiklerinin kalıpları içinde kalır. O kalıplar içinde görür, kurar, anlatır anlatacaklarını. Öykücü ise, alışılmış kalıpların dışında, yaşamında, çevresinde, başkalarının göremediği öykü bütünlükleri bulan, sonra da bunu kendine özgü bir biçim içinde anlatan kişidir. 
Sait Faik, bütün yazdıklarıyla izlenimciydi denilebilir. Öykülerinin kendine özgü bir büyüsü vardı. Bu büyü yazdıklarına kendini verişinden geliyordu. Duyuları ile değerlendirirdi konularını. Sevdiği sevmediği insanlar vardı. Sevdiklerinden söz ederken rahatlar, sözü uzatır, sevmediklerinden söz etmek zorunda kaldıkça sıkılır, kızar, küfür ederdi sanki. Öykülerinin başlama, gelişme, bağlanmaları hep bu tutumu ile bağlantılıdır. Başkalarında kusur olan dağınıklık onun büyüsünü oluşturur. Örneğin ünlü öykülerinden birini, “Kameriyeli Mezar”ı alalım. Bir koy, sonra martı yumurtaları üstüne uzayan betimlemeler, derken Hüseyin Avni’nin mezarını görür. Mezar taşının uyandırdığı çağrışımları sayar döker, beklenilmedik bir karşılaşma ile Hüseyin Avni’nin dulu üstüne kulağına gelen konuşmalar ile öyküyü tamamlar. Birbiri ile ilgisiz görünür ilk bakışta bu olaylar. Oysa o kendine özgü bir duyarlık ile yaşar anlattıklarını. İçtenliği, kendini öyküsüne adayışı ile bağışlatır dağınıklığını. Ona benzemeye çalışanların çoğunda eksik olan bu büyü, bu yazdığını yaşamaktaki kendini tüketiş, adayıştır. 
Sait Faik’in öykülerindeki insancıl özü öteden beri hep yakın bildim kendime. Sait Faik’in deneyinden çok şeyi öğrenerek, kaparak, yararlanarak yetiştim diyebilirim. Ama ben izlenimci değilim. Öykülerimde konu birliğine, duruluğa bağlıyım. 
1976’da yayımlanan öyküleriniz, yirmi yıl önce yayımlanan ve yine Sait Faik Armağanı’nı alan “Değişik Gözle” adlı kitabınızdakilerle yan yana getirilince nasıl bir gelişim çizgisi ortaya çıkmaktadır? 
- “Değişik Gözle” benim kişiliğimi açıkça bulduğum dönemin öykülerini bir araya getirir. Pek erken gelmiş bir kitap sayılmaz. Sabırla, daha önce yazdığım, ya da tasarladığım pek çok öyküyü yok ederek vardım o aşamaya. 
“Değişik Gözle”nin üçüncü baskısı bu yıl, on yeni öykümü topladığım “Kente İnen Kaplanlar” ile tek cilt halinde çıktı. İki kitabı bir arada okuyanlar yadırgamadı, eskimiş bulmadı “Değişik Gözle”deki öykülerimi. 
Sait Faik Armağanı’na aday olan kitaplardan hangilerini okudunuz? Kendiniz katılmamış ve seçiciler kurulunda yer almış bulunsaydınız oyunuzu hangisine verirdiniz? 
- Ödüle hangi kitapların katıldığını henüz tam olarak bilmiyorum. Okuyamadığım pek çok kitap var henüz. Katıldığını duyduklarım arasında Tarık Dursun K.’nın “Bahriyeli Çocuk”u var. Henüz okuyamadım. Ama Tarık, usta, kişiliği olan bir öykücüdür. Jüri üyesi olsam kitabı üzerinde dikkatle dururdum herhalde. Bu arada yeni bazı öykücülerimizin kitaplarını okudum. Okuduklarım arasında Ayşe Kilimci, “Yapma Çiçek Ustaları” ile umut veren bir yazar. Nedir ki, öykülerinde henüz ayıklanmamış çok değişik etkiler var. Biçim araştırmalarına çok kaptırıyor kendini. Ben genellikle sevdim öykülerini. Onun yaşında onun anlatım ustalığına, tümcelerinin sağlamlığına varmış öykücü sayılıdır bizde. Nedir ki, öbür öykü kitaplarını henüz okumadığım için oyumu ona verirdim diyemiyorum. 
1974’de Madaralı Roman Armağanı ilk kez verilirken, “Yağmurlar ve Topraklar” adlı romanınızın değerlendirme dışında tutulmasını istemiştiniz, katılma koşulu aranmadığı halde. Bu tutumunuzu göz önüne alarak sizden, Türkiye’de ödül ve armağanlar üzerine görüşlerinizi öğrenmek istiyoruz. 
- Ödüller, ödülü alanın değerini saptadığı kadar verenlerin de değerini açığa vurur. Dayanışmaların, önyargıların, duygusallığın ağır bastığı jüriler vardır. Bakarsınız nesnel değer ölçüleri bir yana bırakılır, kendiliğinden yönetmelik dışı bazı ölçüler oluşur bu türlü jürilerde. Toplumumuzun yapısına göre olağan karşılanması gereken bir tutumdur bu. Örneğin Madaralı ödülü köy çıkışlı yazarlara, kırsal bölgeleri anlatan romanlara veriliyor. Orhan Kemal ödülü ise polisin, 141., 142. maddelerin gadrine uğramış yazarlarla uğrayanları konu alan romanlara. Her iki ödülde bu tutum hemen hemen gelenekleşti. Ben karşı değilim buna. Ödüllerin kendilerine özgü nitelikleri olmasını hoş karşılarım kendi payıma. Nedir ki, o ödüllerin yönetmeliklerine de geçmelidir bu özellikler, herkesçe bilinmelidir. 
Bir de bunun tersi bir durum var bizde. Jüriden değil de ödüllere katılanlardan geliyor. Atatürk’ün görüşlerine, dilde özleşmeye karşı bir yazar Türk Dil Kurumu Armağanı’nı, Sait Faik’i kötüleyen bir yazar, Sait Faik Armağanı’nı bekleyebiliyor. Yani bu türlü yazarlar da hiçe sayıyor yönetmelikleri. 
Ödüller hakkında bir de şunu söylemek isterim. Verilen ödül ya yerini bulur ya da bulmaz. Toplumun benimsediği, değerini kabul ettirmiş bir sanatçıya verilen ödül, kamuoyunun da desteğini kazanır. Jüri bir bakıma kamuoyunun sözcüsü olur kararında. Kamuoyunun desteğini almayan ödüller boşunadır. Değersiz bir yapıta verilmişse o yapıtı kurtaramaz. Bizde olduğu gibi bütün dünyada böyledir bu. İvan Bunin, Nobel armağanı aldı diye, Gorki’den üstün sayılmıyor bugün. 
Edebiyatın çeşitli dalları (şiir, roman, oyun, öykü) ile uğraşmanızın sanatınıza ne yönden etkisi oluyor? 
- Hem olumlu hem olumsuz etkileri oluyor. Örneğin, şiirde ulaştığım yalınlık, düzyazıda yalınlığa ulaşmamda yardımcı bir deney oldu. Oyun yazmak, konuları sahne kurallarına göre düşünmek, diyalog yazmak alışkanlığı, öykülerimi, romanlarımı, daha sağlamlaştırdı kanısındayım. Tiyatroda konu kurulur, sergilenir, bağlanır. Öykülerimi de bu kural içinde düşünmek yerleşmiş bir alışkanlıktır bende. 
Değişik dallarda çalışmamın olumsuz yanı ise şu: Bir türden öbürüne geçerken her seferinde bocalarım. Şiir yazıyorsam, söz gelimi, o ara başka bir şey yazamam. Mektup bile. Şiirden öyküye geçince de beş on gün toparlayamam söyleyeceklerimi. Yazdıklarım tekdüzeliği girip çalışmam kolaylaşmaya başladı mı, kuşku ile karşılarım yazdıklarımın değerini. Tür değiştirmek zorundaymışım gibi gelir bana. Kolaylıktan daima kaçınırım. 
(Milliyet Sanat dergisi / Mayıs 1977)
0 notes
izimbozada · 2 years
Photo
Tumblr media
İstanbul bugün bana aşklardan ve doğal güzelliklerden söz ediyor!❤️ 🫶 Dünyanın hiçbir yerinde, eşi bulunmayan en şöhretli şehir olan İstanbul kadar fotoğrafı çekilmiş bir kent var mıdır bilmiyorum… Gezecek çok yeri var bu şehrin. İlk ziyaretimi Anadolu Yakası’ndaki Beylerbeyi Sarayı’na yapıyorum. Tam bir göz ziyafeti sunuyor bana Beylerbeyi Sarayı. Dönemine özgü tasarımının, birbirinden apayrı hacimlerin son derece kendinden emin ve serbest tarzda bütünleştirilmiş olmasına hayran kalıyorum... Bahçedeki bitkilerin mülhem süslemeleri de başka bir âlem… Dönemin oyma ustalarını saygıyla anıyorum. Tadını çıkara çıkara, sakin sakin gezerek zevk aldığım bir yer oluyor Beylerbeyi Sarayı. 🏠 Saraydan sonra kıyı boyu yürüyerek Bosphorus Palace Hotel’e ( @bosphoruspalacehotel ) geçiyorum. Burası müze tarzı romantikleştirmenin en nadide örneği. Kusursuzluğu her yerde aynı derinlikte ve aynı güzellikte Bosphorus Palace’in. Kıvrımlı, çiçekli, dallı, allı güllü, filizli onca oyma ahşap mobilyalar, adam boyu pencereler ve çok çarpıcı bir manzara ! 🗝️ 30 metrekare genişliğindeki ve uçtan uca Boğaz manzarasına hakim, jakuzili Palace odalarında kalıyorum. Sabah uyandığımda gün henüz doğmamıştı ve bana ninni gibi gelen dalgaların çağıltısı tıpır tıpır sesler çıkarıyordu. Başka da çıt yok. Resmen bir düş gibi… Nefes kesici İstanbul’a vaktiyle neden güzel bir kent demişler, burada kaldıktan sonra daha iyi anlıyorum. 🍳 Kahvaltıdan sonra yürüyerek sokaklarda gezintiye çıkıyorum. Kapalı kapıların, yarı aralık pencerelerin, kımıltısız duran perdelerin yarattığı izlenimlerden sonra Çengelköyde soğanlı börek ve çay keyfi yaparak günümü taçlandırıyorum. Tarihi ve zarafeti yaşatmak ve birleştirmek duyarlık ve saygı gerektirir kuşkusuz, Bosphorus Palace işte böyle bir duyarlık ile 26 yıldır konuk ağırlıyor. Özel gün kutlamaları, romantik akşam yemekleri ve sabah kahvaltıları konusunda da epey revaçta olan bir yer Bosphorus Palace. Neticede bütünün estetik bir değeri var burada. Mutfaklarında da içten bir özen hakim. Oda fiyatları için kendileri ile iletişime geçebilirsiniz: 0216 422 00 03 Her yaştan çocuklu aileler için de ideal. 👨‍🌾 Özel günleriniz için değerlendirin derim👍 (Bosphorus Palace Hotel) https://www.instagram.com/p/CjPhgAcMShE/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
ezgiguher · 2 years
Text
Estetik
Güzel duygusuyla, güzel olanın algılanmasına ilişkin durumlarla ilgili sanat terimi. Genel olarak güzel sanatları kapsayan kavramlar bütünü. Bu terim ilk kez antik çağda Yunan yazarlarınca ortaya atıldı. Platon felsefenin konusu olan doğru kavramının törebilimin konusu olan iyi ile birleşerek estetiğin konusu olan güzel kavramını yarattığı görüşündeydi. 18. Yüzyılın ilk yarısı sona ererken A.G.Baumgarten estetiğin kapsamını dört ayrı bölümde ele alıyordu. Bunlardan birincisi duyular ve zihin için çekici, hoş olan nesnenin incelenmesi; ikincisi güzel nesneler üretimi anlamına gelen sanatın incelenmesi; üçüncüsü estetik duyu, eğitim ve kültürünün incelenmesi; dördüncüsü de güzel nesnelerin kişide uyandırdığı duygunun incelenmesi idi. Baumgarten’in yanı sıra Leibniz ve İngiliz deneycileri estetiği bir duyarlık bilimi olarak kabul ettiler.19. Yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde, Olgucu Estetik akımı sanatsal yapıtların ruhbilimsel ve toplumbilimsel yanlarına eğilmeye başladı. Daha sonra estetik akımları ‘Olgucu’ estetik ve ‘Öznelci’ estetik olmak üzere ikiye ayrıldı. Çağdaş estetik araştırmalarının büyük bölümü ise sanat bilimleri diye adlandırılmaktadır. Vladimir Propp, Claude Bremond, Tzvetan Todorov gibi kuramcılar görsel sanatlar estetiğinden, edebiyat göstergebilimin etkisiyle, sanat nesnelerinin yapısıyla anlamı arasındaki ilişkileri aydınlatmak amacıyla yararlandılar. Günümüzde sanat bilimleri başlıca iki alanı kapsamaktadır: biri, estetik yargının çocukluktan erginliğe kadarki evrimini ve estetik tercihlerimizin kişisel ve toplumsal (kültürel, eğitsel, çevresel vb.) etkilerini; öteki de bir sanat yapıtı karşısında öznenin araştırıcı etkinliğini ve duygularını harekete geçiren algısal öğelerini inceliyor.
0 notes
oyylesinebirii · 2 years
Text
'İnsanların çoğu sınırlı bir hayal gücüne sahiptir. Duyumlarını uyaracak ölçüde yakınlarında gerçekleşmeyen bir olaya ilgi göstermek pek içlerinden gelmez; ama aynı şey gözlerinin önünde, doğrudan duygularına dokunma mesafesinde gerçekleşirse, bu olay önemsiz bile olsa, hemen aşırı bir duyarlık gösterirler. Böylelikle normalde nadiren görülen tepkilerini ölçüsüz ve abartılı denebilecek bir sertlikle telafi etmiş olurlar.'
- Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat / Stefan Zweig -
0 notes
galerisoyut · 2 years
Photo
Tumblr media
Galeri Soyut / Çankaya, 24 Haziran – 22 Temmuz 2022 tarihleri arasında, Himmet Gümrah’ın 1980 – 2022 yılları arasında ürettiği eserlerinden seçilen “Retrospektif” isimli kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Gallery Soyut / Çankaya is hosting a personal painting exhibition titled “Retrospective”, selected from the works produced by Himmet Gümrah between 1980 and 2022, between June 24 – July 22, 2022. Bir sanat insanı, eğitimci ve ressam olarak ; sanat eğitimine başlamamın 46, mezuniyetimin 41. Yılında tekrardan geriye dönüp sanat yaşantımı, yaptıklarımı, yapamadıklarımı ve yapacaklarımın sorgulamasını yaparken, sayı olarak çok ve süregelen, aynı zamanda da değişken, üreyen şeyler yaptığımın farkına vardım. Bu hem benim için hem de insanlık ve sanat dünyası için bir kazanımdı. Bu birikimi düzenlediğim sergilerle, katıldığım canlı performanslarla elbette belli dönemlerde izleyici ile buluşturdum. İlk kişisel sergimi açtığım 1984 yılından bu güne 22 sergi açmışım. Bu sergilerin bir kısmı turne şeklinde oldu. Her sergimde farklı teknik, yöntem ve konularla kendimi yeniledim. Yağlı Boyadan (1978-1999) Kuru pastele(2000-2006), Akrilik Boyadan (2006-…) Kolaja, yüzlerce resim ürettim. Bu üretimlerimin örneklerini bir arada siz izleyici ile buluşturmak üzere bu sergiyi kurguladım. “Sanat ile doğa, yaşam ve Tarih arasında barışık birlikteliğin farkında olarak, bu farkındalığı bireysel duyarlık, deneyim ve kavrayış yeteneğiyle öznel bir yapıya kavuşturan Gümrah, bir başka deyişle günlük yaşamda yer alan birçok nesneyi, tarihi ve arkeolojik unsurları estetik objeye dönüştürür.” Öğrenciliğim de dahil olmak üzere avangart ve özgün olmanın peşinde koştum. Kendi yaşam alanımdan beslenip dünya sanatçısı olmanın çabasını şiar edindim. Sanatı sanata hizmet için yaparak, kendime özgü teknik ve anlatım yöntemlerimi kullandım. Projemi önerdiğim Soyut Sanat Galerisi önerimi kabul ederek farklı dönemlerden örneklerle oluşturduğumuz sergiyi (24 Haziran-20 Temmuz 2022) sizlerle buluşturdu. Bu türden sergiler için erken değil mi? Sorularına verilecek cevap ise; aktif kırk altı yılı ve yaşımın geldiği durumu cevap olarak verebilirim. Her sanatçının yarım yüzyıla yakın bir dönemin (Galeri Soyut) https://www.instagram.com/p/CfG9Lr1scjl/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
lanausee44 · 2 years
Text
Edebiyat, aşkın, tutkunun ve cinselliğin sanatsal yaratı niteliği edinmesine bile katkıda bulunmuştur. Edebiyat olmasaydı erotizm olmazdı. Aşk ve haz, daha yoksul olur, duyarlık ve incelikten yoksun kalır, edebiyattaki düşlemlerin sunduğu yoğunluğa erişemezdi. Garcilaso, Petrarca, Góngora ya da Baudelaire okumuş bir çiftin, hazzın değerini bilme ve hazzı yaşama konusunda, televizyondaki bayağı dizilerin aptala çevirdiği cahil insanlardan daha ileri olduklarını söylemek abartı sayılmamalıdır.
Edebiyata Övgü, Mario Vargas Llosa
107 notes · View notes