Tumgik
#yumruklamak
dezi-467 · 2 years
Quote
Kızgınlığı kolayca arındırabilirsin, biraz zarar vererek, birkaç eşyayı kırarak ya da kum torbasını nefesin kesilene kadar yumruklayarak. Ama kırgınlık öyle değil, çok daha karmaşık... Kırgınlık kalpte onarılır. Lakin kırgınlığın geçip geçmediğini de asla bilemezsin... Sözcükler sustuğu anda aklından ilk geçen nasıl kırıldığındır.
Kırgın çocuk için
13 notes · View notes
samsarania · 10 months
Text
Merhaba.
Bugün benim doğum günüm.
Bu dünyaya gözlerimi açalı tam 24 yıl oldu.
İlk defa bu yıl kendime kuracak cümle bulmakta zorlanıyorum.
Hayatımda çok şey değişti. Ben çok değiştim.
Yaşadığımız, nefes aldığımız sürece değişim kaçınılmaz derdim ama bazı değişimlerin insanı nefessiz bıraktığını daha önce deneyimlememiştim.
Bazen o kadar yalnız kaldım ki, yalnızlığın hücrelerime işlediğini hissettim. Kuyulara haykırmak, duvarları yumruklamak, bulduğum en kuytu köşeye saklanmak istediğim çok an oldu ama ben öylece yerimde oturdum.
Kafamın içinde birçok sel, birçok yangın ve deprem yaşandı ama ben yine parmağımın ucunu bile kıpırdatamadım.
‘Büyümek böyle bir şey mi?’ diye sordum kendime defalarca, cevabını da alamadım.
Hep eleştirdiğim o asık suratlı yetişkinlerden biri olmaktan korkar hale geldim.
Ya bir gün, yolda yürürken kafasını kaldırıp gökyüzüne bakmayı unutan, etrafında uçan küçük bir kelebeği göremeyecek kadar körleşmiş, kendini dinlemekten, kendini anlamaktan kaçan birine dönüşürsem diye çok korkuyorum.
Herkes gibi olmaktan çok korkuyorum.
Aşkın farklı yüzleri ile de tanıştım bu yıl. Söylenmeyen her duygunun kölesi olurmuş insan. Ve yaşanmamış ihtimaller hep galip gelirmiş yaşanan gerçeklere.
Olsun diyorum yine de. Olsun. Aşkın varlığını bir ömür tatmamış biri olmaktansa acısına bile binlerce kere şükürler olsun.
Yetişkin olma sancıları, ergenlikten daha meşakkatliymiş kısacası.
Yaşadığım iyi veya kötü her şeye rağmen mükemmel bir yaştın 23, çünkü bir daha geri gelmeyeceksin.
Düştüğünde kalktığın, kendi sırtını kendin sıvazladığın, her şeye rağmen iyiliğe ve güzelliğe tutunduğun, öğrenmekten ve deneyimlemekten kaçmadığın için teşekkür ederim canım ruhum.
Ve sevgili 24,
Senden en büyük arzum kendini defalarca yeniden keşfetmen. Hayallerinin temelini atman ve her duyguna sıkı sıkı sarılmaya devam etmen. Çünkü sana çok inanıyorum, çok.
Bazen zor olacak olsa da her gecenin sonu sabahtır ve insan en çok kırıldığı yerlerden ışık alır.
İyi ki doğdun Diloş!
Hoş geldin 24.
67 notes · View notes
oluruvar · 4 months
Text
Boks yapmak istiyorum ya da bi şeyleri tekmelemek ve yumruklamak ya da direkt herhangi biriyle kavga etmek yumruk yumruğa ama hapse girmek istemem. Stres attıktan sonra da sarılabiliriz. Fight club gibi deli deli tarikat kuralım falan gibi değil ama, tek seferde dövüşelim ve bitsin gitsin. Şu anda insanların one night stand olayını daha iyi anlıyor gibiyim
8 notes · View notes
bira-kopugu · 1 year
Text
30.04.2022 06:20
bu hep böyle oldu diye böyle olmak zorunda değil. korkuyoruz, en ufak değişimden bile. hamam böceğinden ne farkımız var? düşüncelerimi yakalayamıyorum. değişmeyen tek şey; klişe olarak değişimin kendisi mi yoksa değişemeyen kalıplaşmış şeyler mi? saçmalama, sence bu kadar basit olabilir mi? daha derine daha derine, bir daha, bir kere daha. bazı geceler nefesim kesiliyor ve de o anlarda en derin dalgaların üzerinde usulca süzülen bir yaprak gibi hissediyorum kendimi. tırnaklarımla kazıdım ulan tırnaklarımla! şimdi karşıma geçip de hangi hakla hor görebiliyorsunuz beni? üzerimdeki tonlarca ağırlığın ne kadarını omuzlarınızda hissettiniz, peki ya kaç kere her adımının sonrasını düşünürken kaosun içinde oradan oraya salınarak var olmaya çalışan bir karahindiba gibi düşünerek kendinizi sakinleştirmeye çalıştınız? ezilmek isterken ezilemeyen atlas gibi, ya da bir kayanın üzerinde her adımı matematiksel ve neden-sonuç olarak şekillenebilecek bütün yollarıyla ele alan le penseur gibi. gülüyorum bilmiyorsun, kusuyorum bilmiyorsun. şeytanı korkuttuğumu biliyorum. rüzgarda en güzel salınan da benim, un ufak olmak istedikçe her geçen gün devleşen de. insan olmanın, varlığının çok ötesine geçtiğimi farkediyorum artık. daha büyük şeyler olmalı, bir şeyler değişirken ya tam yıkıcı olmalı ya da kapsayıcı bir şekilde yapıcı. tarihi bir düşünsene. bütün insanlık tarihini ve de o yüce, muhteşem insanları ve tarihe yön veren düşüncelerini, buluşlarını. düşündün mü? peki anladın mı? düşüncelerini ya da muhteşemliklerini değil. ne kadar çok olduklarını! o yüzden her şeyin seni içine çekerken bilerek seni yalnızlaştırmaya ve dizginlemeye çalıştığını fark etmelisin. bileklerim kırılana kadar duvarları yumruklamak istiyorum, prometheus gibi cezalandırılıp her sabaha kahkaha ile uyanmak ve de kargamı her gelişinde büyük bir tebessümle selamlamak. şuan! bak tam olarak şuan! evet evet tam olarak şuan! lütfen şuanın varlığının farkına varamadığını ve de bunun seni çıldırtmıyor oluşundan bahsetme bana. çünkü sadece şuana sahibiz. güzel tezatlık: sahip olduğumuz tek şeyin bizi çıldırtacak ya da çıldırtamayacak olması. güzel. hayat sana hiç bir şey vermeyecek ki başkalarının hayalini yaşadığının bile farkında olmadan her zaman başka hayallerin olacak. olacak ki meşgul olasın, olacak ki düşünemeyesin. o yüzden aramayı bırak. sadece kendi öz benliğini ve kendini tanımaya çalış. kendinle konuş, kendinle çeliş, en çok kendinle kavga et, en çok kendine kız. bunu becerebilen o kadar az insan var ki bunu bir nimet olarak gör. sokaklarda geçirilen çocukluklar. para denilen kağıt parçaları peşinde koşarken hayatını (zamanını) satan gençler. sürekli herkesin bir şeyleri nasıl yapman gerektiğini söylemesi ve de onu söyleyen insanların aslında hep senin gibi olmak istediklerini farkettiğin zaman; kendinden ödün vermenin acısını yine kendinden çıkarmaya çalışıp da çıkaramayarak geçen en güzel yıllar. gençliğimiz imrenmek olmuş. oysa bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz bilmiyoruz. belki de sinirimiz alenen olan şeye karşı bilmiyormuşuz gibi davranmaktandır? çocukluğumuzu çaldılar, en güzel yıllarımızı çaldılar, tırnaklarımızla bir yerlere gelirken bütün parmaklarımızın kırıldığını umursamadılar ve de umursamadıkları gibi onların suçu değilmiş gibi bizi ötekileştirdiler. zaten onların umursamasını beklemiyorduk zira o sapağı geçeli çok olmuştu fakat umursayamayışımızı serseriliğimizden sandılar oysa sadece var olmaya, yolumuzu bulmaya çalışıyorduk. şimdi ise her gece sinirle karışık, kırık parmaklarımızla kendimize zarar verirken gülerek buluyoruz kendimizi. ve de onlar! onlar biz gülüyoruz diye bize kızıyorlar. bile bile yanlış yapmak istemenin, bile bile duvara karşı son sürat arabayı sürmenin ve de tüm bunlar olurken yüzümüzdeki gülümsemenin ne demek olduğunu anlayamayacaklar! ama gün geldiğinde tek seferlik de olsa bütün bilekler, bütün parmaklar, bütün düşünceler ve galaksiler onların üzerinde un ufak olacak. yarattığınız yaratık gün geldiğinde sizin de kapınızı çalacak. bu belki ben ya da herhangi biri olmayacak ama elbet o kapı bir gün çalınacak; teker teker, tırnaklarımızla bir yerlere gelmeye çalışırken kırılan parmaklarımızla. evet parmaklarımızla, her birimizin.
8 notes · View notes
draqe · 9 months
Text
sen kim duvar yumruklamak kim ya dizi mi çekiyoruz
4 notes · View notes
gokkusaginda · 11 months
Text
Kafamı yumruklamak istiyom ama hücrelerime üzülüyom o yüzden sadece soğuk kahve icip buz kemiricem
4 notes · View notes
schizophreniapan · 8 months
Note
Kendimi kötü hissediyorum. Canım birşeyler yapmak istiyor ama hepsinden vazgeçiyor zevk vermeyeceğini bilerek. Yaşamak anlamsız ve yorucu görünüyor gözüme. Eskiden nadiren hissederdim böyle anları. Şimdi sıklaştı, sıklaştı ve beni boğuyor. Düzelmeyecek gibi. Sorsan biliyorum aslında bir zaman sonra bu hissin yerini iyi hislerin alacağını. Kabul etmiyor ama ruhum, napayım? Hiç geçmeyecek gibi. Hiç kapanmayan bir yara taşıyorum sanki. Hiç kapanmayan, arada sırada kanayan, acısı zaman zaman hafiflese de hiç dinmeyen bir yara gibi. Ne olacak bilmiyorum. Terapi diyorum, psikolog diyorum ama sanki bu depresyon bedenimden ve zihnimden hiç silinmeyecek gibi. Anlatamayacak gibiyim. Anlamayacaklar gibi. 'Gibi'lerin arasında sıkıştım kaldım. Kaçmak istiyorum ama sonra nereye, diyorum kendime. Gidecek yerim mi var sanki? Soluklanacak bi durağım bile yokken nereye kaçayım ben? Kaçsam bile bu dertleri üzerimden atıp nasıl koşayım? Yapmışlar ki, bırakmıyolar. Her şeyin güzel olacağına dair olan inancımı yitirdim artık. Hiçbir şey hiçbir zaman hiçbir şekilde güzel olmayacak. Hep bir burukluk, hep bir kargaşa ve hep bir kavga olacak içimde. Ne kadar kaçsam, ne kadar koşsam da dinmeyecek. İçimden söküp atamayacağım şeyler var. Siz nerden anlayacaksınız ki beni? Bazen intiharı düşünüyorum ama o da anlamsız geliyor. Yaşamanın anlamsızlığı ölümün üzerine de sinmiş. Ölsem ne olacak, diyorum. Ölsem ne olacak hiç yaşayamamışken? İnsan yaşamadan ölmemeli. Daha yaşamayı öğrenemedim. Nasıl yaşanır bilmiyorum ve bunu öğrenmeden bu dünyadan gitmemin bi anlamı yok. Anlamlı şeyler yapmak istiyorum. İyi günler
Nasıl bir durumda olduğunu çok iyi anlıyorum. Ben 6 yıldır ağır depresyon tedavisi görüyorum. Bu teşhis konulduktan sonraki takip süreci bunun öncesi de var tabi... Sana yardım edebilir miyim? Sanmıyorum. Ben 6 yılda Amerika'dan özel getittirilen kırmızı reçeteli ilaçtan normal sarı reçeteli ilaca düştüm. Bu 6 yıl boyunca herşeyi yaptım. İntihar girişimlerim çok oldu. Büyük krizler geçirdim. Hatta bu krizlerden geriye ciddi sakatlıklarım kaldı. Öpüştüm, seviştim... Kendini öyle tehlikeli durumların içine attım ki ölümlerden döndüm. Yeni hobiler edindim. Gitar ve bateri çaldım. Resimler yaptım. Kilden heykeller yaptım. Taş topladım deli gibi. Futbol oynadım. Kickbox yaptım. Kedilerle, köpeklerle oynadım hatta onlarla dertleştim. Çünkü insanlara güvenim yoktu (hala yokta konumuz bu değil). Bu süreç içerisinde hem kalp hastalığım için hem kan kanseri için tedavi gördüm. Hayatım o kadar saçmaydı ki... Bir gün bana edebiyat öğretmenim 'neden yazmıyorsun?' diye sordu. Yazmaya başladım. İlk başlarda kendimi zorladım. Sonra sonra kriz anlarında duvarları yumruklamak yerine yazmaya başladım. Yaptığım her şeyde kendimi zorladım. Zorladım çünkü birşeyler yapmam lazımdı. Kafamdaki seslerden, travmalarımdan, çaresizlikten, kendimden kaçmak için. Ve şu an durmuş geçmişe bakıyorum. Keşke yapmasaydım dediğim şeyler illaki var ama iyi ki yapmışım. Çünkü ben bu süreçte çok güçlendim. Benim elimden tutan yanımda olan kimse yoktu. Ailem bazı şeyleri doktorumdan öğrendiğinde benimle aylarca konuşmadı. Tek dedikleri şey 'Allah'tan korkumuza şu an sana bakıyoruz' du.
Sırf bunları söyledim diye benim yaptıklarımı yapma. Daha akıllıca davran. Yardım al. Yardım almaktan sakın korkma ve sadece yap. Canın istedi diye yap. Merak ettiğin için yap. Yapmak için yap. Ama yap... Herşey düzelicek. Yıldızlara bak, bir hayvanı sev, bir çiçek kokla, resim çiz, çizemesen bile karala birşeyler.
Edebiyat öğretmenim bana şey diyordu sürekli
Bir odanın içindesin. Oda güzelliklerle dolu. Tam ortada bir lamba var. Birisi senin odanda ki o lambanın üstünü siyah bir çarşaf ile örtmüş, seni o güzelliklerden mahrum bırakmış. Sen ise o örtüyü kaldırmıyorsun. Nedeni sana kalmış. Ama o örtüyü ne kadar erken kaldırırsan senin yarayına.
Bazı şeyler bizim elimizde bir noktada. Biraz çabalarsak başarabiliriz.
1 note · View note
delibalkesitleri · 1 year
Text
Beynimi elime alıp sus lan artık diyerek yumruklamak istiyorum
4 notes · View notes
radioserhead · 1 year
Text
Beni siz delirttiniz
Evet, evet, evet siz, siz
Bazen herkes beni deli ediyor. Sinirden kuduruyorum. Her yeri yumruklamak istiyorum. Her şeyi yumruklamak istiyorum. Bağırmak istiyorum. Deli gibi bağırmak istiyorum. Boğazım parçalanana kadar bağırmak istiyorum. Etrafımdaki her şeyi fırlatmak istiyorum. Etrafımdaki her şeyi kırmak istiyorum. Etrafımdaki herkesi kırmak istiyorum. Peki ne yapıyorum? Oturuyor, müzik dinliyor, oyun oynuyorum. Çünkü böylesi daha güzel.
2 notes · View notes
elirluna · 1 year
Text
OFFFFFFTTFFFFFFFFDTFFFFFFFF biseyleri firlatmak parcalamak duvarlari yumruklamak istiyorum
2 notes · View notes
ucusmode · 2 years
Text
Sadece kum torbası yumruklamak icin bile spora gidilirdi azıcık gücüm olsaydi
10 notes · View notes
aslandogdu · 1 year
Text
Uçurumdan aşağı iten elle, düşme diye tutan el aynı olduğuna mı üzülüyorsun, düşememenin omuzunda bıraktığı yüke mi ağlıyorsun. Bunu anla, sonra duvarları yumruklamak için kalkarsın ayağa.
3 notes · View notes
gurbetgibi · 2 years
Text
Bi insan sabah uyanınca neden ağaç yumruklamak ister bu çok garip çok tehlikeli konu komşu ne derr sonra
2 notes · View notes
sibidikkokarca · 2 years
Text
5 tane sokak röportajı klibi izledim 1-2 dakikalık ve ona rağmen duvarı yumruklamak istiyorum. Benim bu ülkeye sabrım kalmadı ülkeyi terk edin aq sikerim ülkesini
2 notes · View notes
kahvecekirdegiblog · 2 years
Text
Bişeyleri yumruklamak iyi gelirdi ama sakince müzik dinledim.
3 notes · View notes
iahaber · 3 months
Text
Tumblr media
İA HABER AJANSI Türkiye’de görüşmüşlerdi: Suratını yumruklamak istedim https://bbcturk.com/turkiyede-gorusmuslerdi-suratini-yumruklamak-istedim/30704/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr www.bbcturk.com https://iahaber.com
0 notes