Tumgik
#kendinden yazar
ruhsuzbirsair · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Ben seni bulduğumda
Yağmur yağıyordu oysaki
Kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordu
Anlayamamıştım o zaman bu yağmurun sebebini
Sonra gözlerim, gözlerini aradı yağmurun altında
O zaman anladım ,ne kuşlar sebepti nede güneş bu durumdan muzdaripti
Yağmuru sen
Fırtınası ise bendim oysaki
Bu fırtınada güneş habersiz kalmıştı
Oysaki bulutlar toplanmıştı bizim tepemizde...
Yağmur sagnaktı ama tek ikimiz ıslanıyorduk bir güneşin golgesinde...
175 notes · View notes
imsoniacure · 1 month
Text
Bazen kendime o Kadar cok iyi gelmek istiyorum ki.
20 notes · View notes
asilentvoiceq · 3 months
Text
hiçbir zaman anlamadılar beni belkide sesim yok diye anlamak istemediler
17 notes · View notes
black-dark1 · 2 months
Text
Leya: "bu kitapta sevdiğim satırlardan biride șu;" dedi, kendinden emin bi şekilde masadan kitabı alıp sayfaları karıştırarak. "Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum." -Oğuz Atay "Aynı yazar başka bi yerde ne demiş biliyor musun?" Diye sordu Leya'ya. Sonrasında elinden kitabı alıp başka bi sayfayı açtı ve okudu; "Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Beni daha kimler anlamadı..."
18 notes · View notes
kitapsevenbiriii · 4 months
Text
Okumak çok güzel bir şey. Anlatamadıklarını, yazamadıklarını yazarlar şairler yazıp anlatıyorlar. Kendinden bir şeyler buluyorsun, birilerinin seni anladığını hissediyorsun. İçinizde garip bir his oluşmuyor mu okurken? Mesela kendinizden bir parça bulurken o satırda, kalbinizde bir kıpırdama, yerinizde duramama...Hiç olmuyor mu böyle şeyler? Okurken kendini orada buluyorsun ya hani, tam da karakterin yanında bir seyirci olarak duruyorsun o çok güzel. Bu hissi okurken tadabiliyorum. Ama üzüldüğüm nokta şu ki çoğu yazar ve şairi görme fırsatım olmadı. Yazarlara hep farklı bir açıdan bakmışımdır. Duyguları,hayata farklı pencereden bakıyorlardır bence. Bir yazarla denk gelip oturup saatlerce dinlemek isterdim. Böyle güzel eserler ortaya koyanlar nasıl bir hayat geçiriyor, nasıl bakıyorlar dünyaya anlamak isterdim...
"Okumadığın gün karanlıktasın."
18 notes · View notes
tanriningolgesi · 1 year
Text
“sevgili kan, su düğümlenir ve sana senden giderek varılırmış. yanılgı bir uyku dışı kabus, uyuyabilmen için bildiğim tüm ninnileri duvarlarına yazdım. seni kendimden azat ediyor, yoluna koyulan tüm taşları kabul ediyorum. sektirerek suya attığın her taşı böbreklerime denk getiriyorum. sonuncusu yedi kez sekiyor, göremezsin ama ben hissediyorum.
üstüne sakın alma- böbrek ağrım burada başlamıyor.
bazı şeyleri çözmenin bedeli düğümlenmektir. bu büyüyü çözüyorum. kanı olmayan şeyler, kalbe ihtiyaç duymuyor. benimkini gözüne bırakıyorum, buna insanlar kalp gözü diyorlar. oysa büyücüler biliyor. insan gözü hariç hiçbir parçasıyla görmüyor. kalp kolay oluşmuyor ama insan bir kez yaşıyor.
bir gün beni görebil diye kalbim harici bir bardak su bırakıyorum. içmeni ve yoluna gitmeni diliyorum.
suyun akışı değişir. korkmadığını biliyorum.”
ölümü bilerek yaşama yükü insana verilmemiştir. insan dönüşmez. öldüğümde anladım, insan ölümü deneyimleyemez. 
unutmak mümkün değildi ama hatırlamak çarpandı. üçe aşık olmayı hatırlamak acıyı ikiye çarpıp, dörde bölünmekti. ancak o insan öldüğünde ceza biter ve asıl ceza başlardı. 
her akşam üstü bir sonraki gün günahımın bedelini ödeyebilmek için parçalarım dikilir, boynum tavana asılıp kurumaya bırakılırdım. ne acır, ne acımazdım. ne susardım, ne konuşurdum. buna sırat cezası denirdi. bir insanla eşitlenmeyi dilemenin günahı buydu, yolsuzluktu. akan zamanın içinde öylece kurumaktı. 
-her yaratılan kuruduğunda hatırlar hamurunu-
taş çatlar, su buharlaşırdı.
Nua’da şöyle yazar: “insan her şeyi kendine benzetir, kendine benzemeyeni kendine uyarlar.” insan her şeyi kendinden bilir sevgilim. büyücüler öldürülür, şifacı kadınlar kazığa geçirilirdi. yanmak ölüm değil, dönüşümdü.  insan bilinmeyeni sevmez, insan harici bir şey olmayı göze alamazdı. cehenneminin ateşle kaplı olması bu yüzdendi.
bir şeylerin yarım kalması hali insanı dehşete düşürür. oysa büyücülerin dünyanın kalbinden çıkarttığı en narin bilgilerden biri de budur: bazı şeyler yarımken tam, tamken yarımdır. insanın tanrısı bile tamken kusursuzdu. insan yaratanında kusur bulsa, ona inanmazdı. bu yüzden tanrısında bile mükemmelliği arardı. 
29 notes · View notes
acid-gramma · 21 days
Note
anon: ciddi ciddi bisiler yazar kendinden de ornek vererek tavsiye verir
nej: ama kiz hicbisiyim iyi degil hayat bitti diyor
AJBSAJDHSJDJJSD PATLADIM
🤧🤧🤧🤧🤧🤧
5 notes · View notes
dolunay66 · 1 year
Text
Stendhal Sendromu
Sanatın İnsanı Kendinden Geçiren Gücü
Bir sanat eserinin karşısında baş dönmesi, kalp atışlarınızda hızlanma, kendinizde geçme gibi durumlarla hiç karşılaştınız mı? Eğer cevabınız "evet" ise Stendhal Sendromu'na yakalanmışsınız demektir.
"Peki, bu sendrom nedir, nasıl ortaya çıkar, insanları nasıl etkiler?" diyorsanız incelemeye başlayalım.
Nasıl Ortaya Çıktı?
1989'da İtalyan bir psikiyatrist Graziella Magherini araştırmaları sırasında Fransız bir yazar olan Marie Henri Beyle'in 1817 tarihindeki Floransa gezisi sırasında yazdığı günlükleri okur.
Marie Henri Beyle - ki mahlası Stendhal'dir- Floransa'da Santa Croce Bazilikası'nı gezerken Giotto'nun freskleriyle süslenmiş bazilika önünde dikilip kalır ve günlüğüne "Orada, kapının sağında Michelangelo'nun mezarı, ötesinde Alfiere'nin mezarı. Bu büyük İtalyanı tanıyorum. Sonra Machiavelli'nin mezarı, önünde Michelangelo, gerisinde Galileo. Ne büyük adamlar! Ne muhteşem bir koleksiyon! Duygularım öyle içten ki neredeyse dindarlığa ulaşacağım. Bu kilisenin melankolik dindarlığı ve hala bitmemiş basit ahşap tonozlu kemerleri. Bunların hepsi ruhumda canlı bir şekilde konuşuyor. ....Floransa’da olmaktan, o muhteşem insanların mezarında dolaşmaktan dolayı kendimden geçmiştim. Bu yüce güzelliğin düşüncesi beni avuçları içine almıştı. Bir an ilahi hislere gömüldüm. O an her şey ruhuma sahicilikle hitap etmeye başladı. Ah, keşke unutabilsem. Kalbim hızla atmaya başlamıştı. Hayat gözlerimin önünden çekilmişti, yürürken yere yuvarlanıp gitmekten korktum." şeklinde duygularını yazar.
Magherini, bu notları okuduktan sonra son 10 yılda Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'ne yatırılan 106 turistin de benzer duygu durumlarına sahip olduğunu fark eder. Stendhal'in günlüklerinden dolayı bu duruma "Standhal Sendromu" adını verir.
Stendhal sendromu başka isimlerle de anılır. Floransa'da meydana geldiği için "Floransa Sendromu" ve kişinin sanat eserlerinin aşırı ihtişamı ve güzelliği karşısında kendinden geçme halini yansıttığı için de "Sanat Zehirlenmesi" ve "Hiperkültüremi" şeklinde de isimlendirilir.
Nasıl ortaya çıkıyor?
Sanat eserinin aşırı güzelliği, görkemi ve yüceliği karşısında adeta huşuya gelme halini yansıtan bu sendrom kendini baş dönmesi, kalp atışlarında hızlanma, baygınlık veya halüsinasyon şeklinde kendini gösteriyor. Yani psikolojik nedenlerle ortaya çıkan ve bedensel hastalıklarla kendini gösteren psikosomatik bir rahatsızlık.
Bu durumu merak eden araştırmacılar, Medici Sarayı'nı ziyaret eden ziyaretçiler üzerinde bir araştırma yaparlar. Fresklerle süslenmiş şapeli gezen ziyaretçilerin kalp atış ve nefes alış hızlarını, tansiyonlarını, göz ve kas hareketlerini incelemeye alırlar. Hem kameralarla takip yapılır hem de duygularını yazmaları istenir. Çalışmada ziyaretçilerden bazılarında eserleri incelerken yüz kaslarında gevşeme, göz bebeklerinde küçülme, kalp atış ve nefes alış hızlarında değişmeler gözlenir. Ziyaretçilerin bazıları duygularını "yoğun duygulanma ve hoş bir yorgunluk yaşadım" şeklinde belirtir.
Tıp literatürüne girmiş olan bu sendrom bazılarına abartı olarak gelebilir. Ancak durum bu kadar basit değil. Çoğu insan farklı şekillerde de olsa bu sendromun farklı versiyonlarını yaşıyor. Okuduğunuz bir kitaptan aşırı etkilenme, dinlediğiniz bir müziğin etkisinden uzun süre çıkamama veya dini bir yerin sizin tüm manevi duygularınızı harekete geçirmesi hali gibi örnekler çoğaltılabilir. Bu durum sizin bir duruma ya da sanat eserine yüklediğiniz anlamla ilgilidir. Eğer siz sanat eserlerinden anlayan, onlardaki estetiği gören biriyseniz bu durumdan etkilenirsiniz. Ancak hayatınız boyunca sanat eserlerine sadece bir tablo, bir heykel ya da bir mimari yapı olarak baktıysanız ve en fazla önünde durup fotoğraf çektirip bir kere olsun ondaki güzelliği fark etmek için bakmadıysanız elbette ki sizin için Stendhal sendromu bir abartı veya bir saçmalık olarak kalacaktır.
Tumblr media
31 notes · View notes
aynodndr · 3 months
Text
Tumblr media
BİRAZ GÜLÜMSEYELİM😊
Hiç düşündünüz mü?😊🤔
1-Tarzan’ın neden sakalı yoktur? Köse değilse, traş olmayı ormanda nasıl öğrenmiştir?🙃
2- Az sonra sizi muayene edeceğini bile bile, jinekoloğunuz siz soyunurken neden odayı terk eder?😱
3- Pillerinin bittiğini bilmemize rağmen, uzaktan kumandanın tuşlarına neden daha sert basarız?
4- İnsanlar neden yüksek binalara çıkıp dürbünle aşağıya bakmak için para verir?😅
5- Domuzlar terlemezken, insanlar neden “Domuz gibi terledim!” derler?🤗
6- Asansör düğmesine birden fazla kez basmak asansörü daha mı hızlı getirir?
7- Neden bozulan otobüsün ya da minibüsün yolcuları bizim otobüsümüze aktarıldığında onlara mültecilermiş gibi bakarız?
8- Neden insanlar birbirlerine sarılınca sağa-sola sallanırlar?🤗🤗
9- Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıkınca kafalarını eğerler? Yağmura duyulan saygıdan mıdır, yoksa ondan tırstığımız için midir?
10- Neden dükkanını kapatıp giden esnaf, kapıya “10 dakika sonra döneceğim” yazar,
ne zaman gittiğini nasıl anlarız ?
11- Düğünlerde neden “Dom Dom Kurşunu” ile göbek atılmaktadır? “Bir avcı vurdu beni, bin avcı beni yedi” gibi sözler eşliğinde kendinden geçen başka milletler var mıdır?🎻🎶🎺
12- Cumartesi ve Pazartesi’nin neden kendi isimleri yoktur?😅
13- Dolmuşlardaki fiyat tarifesinde “en kısa mesafe” neden “indi-bindi” olarak tabir edilir? Önce inilip sonra mı binilir? Bir terslik yok mudur?
14- Bulmacalarda boru sesinin karşılığı neden hep “ti”dir? Bulmacaları hazırlayan arkadaşlar hiç “ti” diye ses çıkaran boru görmüşler midir?
15- Neden ilanlarda “doktordan temiz araba” diye yazılır? Hipokrat yemininde” arabamı
temiz kullanacağım” şeklinde bir madde mi vardır?
Bir arabayı sadece doktorlar mı temiz kullanır?🙄
16- Fred Çakmaktaş ve Barny Moloztaş'ın soyadları neden Türkçe?
Gülse BİRSEL
5 notes · View notes
kaybolanrenkler17 · 1 year
Text
Tumblr media
8 notes · View notes
ruhsuzbirsair · 6 months
Text
Pişmanlık asla kaçamayacağın bir canavar; elleri bazen öldürür, bazen sertçe yakalar.
Sagopa Kajmer
Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım
71 notes · View notes
imsoniacure · 1 month
Text
Bazen birinin ağladın mı diye sormasını istiyorum hiç belli etmesemde.
19 notes · View notes
asilentvoiceq · 3 months
Text
"kalp kırmayı sevmem." derdim. gördüm her şeyi kalınca kalpsiz...
11 notes · View notes
postmodernhekimdervish · 11 months
Note
Sana zahmet olmazsa bana borderline kişilik bozukluğunu açıklayıcı bir kaç şey yazar mısın doktorcuğum. İnternetten baktım ama oturtamadım kafamda.
Tutarsız davranışlar, aşırı öfke tepkileri, dürtüsel atak davranışlar, kendine zarar verme eğilimleri (ama asla vermezler çünkü kendileri çok kıymetlidir), yalnız kalmaktan korkma, terk edilme korkusu, zaman zaman psikozu düşündüren algı bozuklukları, duygularında aşırılık, iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür, yani kişiler ya hep iyi ya hep kötüdür, şiddet ve tehdit edici davranış patlamaları, kendinden başka kimseye değer vermeme, empati yoksunluğu vardır. Ülkemizde pek çok bipolar hastasının aslında borderline olduğu düşünülüyor. Bipolar, histrionik, narsistik kişilik bozukluklarıyla çok karışıyor. Diğer adı zaten sınırda kişilik bozukluğu. Yani karışmaya çok açık zaten. Bu kişilerin çocuğunda çocukluk döneminde bedensel, cinsel ve duygusal kötü muamele öyküsü bulunur. Şimdi okuyunca herkes kendinden bir parça bulur kesin. Çünkü ben fakültedeyken pek çok hekim arkadaşın aha bu ben dediğini duymuştum ders sırasında asdffhhjjk aslında hepimiz biraz sınırdanız yada histrioniğiz yada narsistiz vs. Önemli olan bazı duyguları yönetebilmemiz. Yönetemediğimiz noktada iş tanı almaya geliyor işte. Ama siz yine borderline biriyle pek uzlaşmaya çalışmayın, onlarla pek uğraşmayın. Keza zor tanı alırlar zaten. Kişilik bozuklukları çoğunlukla öyledir aslında. İçgörü yoktur, süper ego tavandır. Allah hidayet versin hepimize ne diyem.
Tumblr media Tumblr media
5 notes · View notes
ahmetcumhur-blog · 9 months
Text
Tumblr media
Büyü
Çok fazla hisseder yazan bir kadınbu kendinden geçişleri ve kehanetleri!
Bisikletler ve çocuklar ve adalar
yeterli değildiler sanki; yas tutanlar ve dedikoducular
ve sebzeler asla yeterli olmadılar sanki.
Yıldızları uyarabileceğini düşünür.
Bir yazar özellikle bir casustur.
Sevgili aşk, ben o kızım.
Çok fazla bilir yazan bir adam,
büyüleri ve fetişleri!
Ereksiyonlar ve kongreler ve üretimler
Yeterli olmadılar sanki; makineler ve kalyonlar
ve savaşlar hiçbir zaman yeterli olmadılar sanki.
Kullanılmış mobilyadan ağaç yapar.
Bir yazar özellikle düzenbazdır.
Sevgili aşk, sen o adamsın.
Kendi kendimizi hiçbir zaman sevmeden,
ayakkabı ve şapkalarımızdan bile nefret ederek,
birbirimizi severiz, yapmacıklı, yapmacıklı.
Ellerimiz açık mavi ve nazik.
Gözlerimiz berbat itiraflarla dolu.
Ama biz evlenince,
çocuklar nefret içinde terk ederler.
Çok fazla yiyecek var ve hiç kimse tamamen bırakmadı
tüm tuhaf bolluğu yiyip bitirmeyi.
Anne Sexton
6 notes · View notes
Note
Kitabın adı nedir, yazarı kimdir? Pek güzel bir alıntıymış, paylaştığınız için teşekkür ederim.
Selamün aleyküm kardeşim. Önceki alıntılar da belirttiğim ve kitap bitince paylaşacağımdan sonrakilerde gereksinim duymamıştım kusurumu maruz görünüz.
(10 sayfa kalmışken sordunuz paylaşalım o vakit)
Tumblr media Tumblr media
Kaleminden çıkan kelamları beğendiğimiz bir yazardır. Psikolog olması kitaplarında her insanın kendinden birşeyler bulmasını sağlıyor. Bazı insanlar senin farkedemediğin şeyleri söyler bazen de yakınır yazar ise bunun nedenlerinden bahsediyor ve çözüm yolu sunuyor. İlk kitabı çok etkisi altına almıştı(kendine iyi davran güzel insan) kıymetli bir arkadaşım ile sorunlar yaşadığımda okumuştum ve bir iç muhasebe yapmıştım. Bazen kendimizi sorgulayıp eleştirmemiz ve kendi değerimizi bilmemiz gerekk..
Arkada da kitabı özetlemiş hocamız. (Parladığı için internetten alıntıladım)
Her kitap her insan için yazılmaz. Kendinizi bulamayabilirsiniz yazarın videolarına da bakıp öyle okumakda fayda var. Ve yazılma sırasıda önemli.. Bu 3. kitabı
Faydalı olması temennisiyle
7 notes · View notes