Tumgik
#herkes gider kitaplar kalır
nysa19-04 · 3 years
Text
Belki de bir kitap sayfasında yolarımız kesişir...
7 notes · View notes
hisseyab · 4 years
Video
youtube
“Sana kalbimi yollamak isterdim, ama kalbim bende değil ki! Ben, hicranınla inleyen bir rebap. Baktım, göğsümde senin kalbin çarpıyor. Onu yollayamam.” 
● 
Şiirlerin kalbinde uyuyan hikâyeler vardır. Bazıları şairi hayattayken uyanır. Kimi de şairinde saklı kalır. Bakiler, anlatmak yoluna gitmiş hikâyesini. Biz de size aktaralım: Henüz üniversite birinci sınıftayken fakültede birlikte bazı faaliyetlere katıldığı bir arkadaş grubu vardır şairimizin. Bir cuma vakti namaza gitmek için hazırlanır fakat gruptan birlikte gideceği arkadaşını bulamaz. Belki orada bulurum diye kütüphaneye gider fakat orada yoktur. Gruptan bir kız arkadaşı olan Fatma hanımı kitaplar önünde ders çalışırken görünce ona sorar ve “Görürsen benim gittiğimi söyle, o anlar.” der. Çıkmak üzereyken Fatma hanım biraz beklemesini ister, söyleyecekleri vardır. Dışarı çıkarlar, Fatma hanım şiirlerini okumasını ister. Ölümden, hayatın çekilmez oluşundan bahseden çok karamsar şiirlerdir bunlar. Bülent bey böyle şiirler okumamasını tavsiye eder kendisine. Fatma hanım böyle şiirleri sevdiğini söyleyince aralarında şöyle bir konuşma geçer: 
—Yoksa sen aşık mısın kız? —Evet. —Kim bu? —Söylemem. —Haberi var mı bu kişinin? —Hayır, haberi yok. —Peki bu kaba saba bir insan mı, senin bu duygularına ilgi göstermeyecek bir kimse mi? —Hayır aksine çok hassas. —Bizim gruptan mı. —Bizim grupta. —Ben şimdi onu buldum ama sorularıma doğru cevap vermen şartıyla. (Bunun üzerine gruptaki arkadaşlarını tek tek sorar ve hiçbiri değildir.) —Ya hu Fatma neredeyse ben miyim diye sorasım geliyor. Benden başka kimse kalmadı bizim gruptan. —Niye sormuyorsun? —Ben miyim? —Sensin. Fatma hanım hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Yüreğini açar, intihar etmek isteyecek kadar çok sevdiğini anlatır. Bakiler, kendisinin buna değecek bir adam olmadığını, herkes gibi alelade bir insan olduğunu ve bunun çok yanlış bir düşünce olduğunu söyleyerek nasihatte bulunur. On beş gün sonra Fatma hanımı bir pastaneye götürür ve şu cümleleri kurar: “Bak, sen çok iyi bir kızsın. Aileni tanıdım. Ailen de çok asil bir aile. Ve senin maksadın benimle evlenmek, bunu da çok iyi biliyorum. Ama ben seninle evlenecek durumda değilim. Sana karşı ileride mahcup olmak istemiyorum. Gel bu evlenme meselesini, gel bu aşk işini çıkar aradan, iki kardeş gibi okuyalım. Hatta fakülteyi bitirdikten sonra seninle müştereken yazıhane açalım" Fatma hanım bu sözler üzerine çok üzülüp çok ağlamış tabii ve “Ben artık bu fakültede okuyamam.” diyerek fakülteyi terk etmiş. Sömestr tatilinde Fatma hanımın isteği üzerine Yavuz Bülent Bakiler onu Cebeci İstasyonu’ndan uğurlar. Olanlardan kendisini suçlu hisseden ve onun üzüntüsünü duyan şairimizin gönlünden işte bu hikâyesi uzun, buruk dizeler dökülür. Şair: Yavuz Bülent Bâkiler Yorum: Furkan Özdemir (https://www.instagram.com/hisseyab/) 
36 notes · View notes
dogumgunumesajlari · 7 years
Text
Özlü Sözler – güzel sözler
İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır. Goethe
İyi adam olmak için kimseye fenalık etmemek yetmez,iyilik etmesinide bilmelidir.Fenel
İyi adam olmak için kimseye fenalık etmemek yetmez,iyilik etmesinide bilmelidir.Fenelon
İyi görüneceğine, iyi ol. Sallust
İyi olan tek şey bilgi ve kötü olan tek şey de cehalettir. Sokrates
İyi söz söyleyen adamlar, herkesten fazla okuyanlardır. Hoffman
İyiliğe gücün yetmezse,bari kötülük yapma. Feriduddin-l attar
İyiliğin bilgisine sahip olmayana bütün diğer bilgiler zarar verir. Montaigne
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız,ondan hiç söz etmeyin. Blaise pascal
Hayat bir öyküye benzer, önemli olan yani eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.Seneca
Hayat geç kalanları hiç affetmez. Gorbachov
Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar. Seneca
Hayattan korkmayın çocuklar; iyi ve doğru bir şeyler yaptığınız zaman hayat öyle güzel ki. Dostoyevski
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. Montaigne
Hekimlerin yaptığı en büyük hata ruhu düşünmeden yalnız bedeni tedaviye teşebbüs etmeleridir. Eflatun
Her başarı ilk başta bir hayaldi. En büyük çınar bir dalda, en güzel kuş bir yumurtada saklıdır. Hayaller de gerçeklerin tohumu ve yumurtasıdır. D.carnegie
Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil. Clavdius
Her kapıyı açmanın kestirme yolu habire anahtar aramak değil, anahtar adam olabilmektir. R.s.apuhan
Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır. Seneca
Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar. Louis d. Brandeis
Herkes aynı şeyi düşünüyorsa,hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir.W.lippmann
Herkes evinin önünü süpürürse sokaklar temiz olur. Konfuçyüs
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür. Ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez. V.hugo
Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz.ama herkesi her zaman aldatamazsınız. Abraham lincoln
Herşeyin anahtarı sabırdır. Civcivi,yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil. Arnold closow
Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar. Woltaire
Hiç bir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar alçalamaz. Holderlin
Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J.keth moorhead
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz. W.shakspeare
Hiç kimse, başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J.k.moorhead
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı çarpma. Geri dönmek isteyebilirsin. Don herold
İki nimet vardır ki,insanlar onların kıymetini hakkıyla takdir edemezler.onlardan biri sıhhat,diğeri de boş vakittir. Hadis-l şerif
İki şey aklın eksikliğini gösterir: konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak. Sadi
İlim aşağıdakileri yükseltir,cahillik yüksektekileri alçaltır. Sokrates
Kaybedilmiş günlerin en kötüsü, bir defacık olsun, gülmeden geçilenidir. Chamfort
Kelimelerin gücünü anlamadan,insanların gücünü anlayamazsınız. Konfuçyüs
Kendi ana dilini tam olarak bilmeyen, başka bir dilde öğrenemez. B.swaw
Kendi kendimize egemen olmayı öğreten yönetim, en iyi yönetimdir. Goethe
Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir.Andre gide
Kendine hakim olan başkalarına da hakim olur. Konfuçyüs
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler. R. Hull
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez.Andre gide
Kibir bele bağlanan taş gibidir, onunla ne yüzülür, ne de uçulur. Hacı bayram-ı veli
Kim ilim arama yolunda olursa, cennet de onu arama yolunda olur. Hz. Ali (r.a.)
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. M.akif ersoy
Kitaplar, benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir. Çünkü ikiyüzlülük etmeden bana görevimi hatırlatırlar. Benjamin franklin
Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım. Mevlana
Komşunla kavga etme, misafir gider o kalır. Hz. Ebu bekir (r.a.)
Komşunu sev ama bahçe duvarını yıkma. G. Herbert
Kötümserlik kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır. Muhsin ertuğrul
Kurbağayı koltuğa oturtsan,o yine çamura atlar. Arthur miller
Kurnaz insanlar, okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar. Francis bacon
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Mevlana
İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. Hz.ömer (r.a.)
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez. Exüpery
İnsan beynine biçim veren eğitimdir.fidan nasıl bükülüyorsa ağaç da eğilir.Alexander pope
İnsan diliyle değil,yaptığı işlerle konuşmalı. Stehr
İnsan ne kadar çok kitap okursa o kadar çok büyüyeceğin! Bilmelidir. John bangs
İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır. Çiçero
İnsan ne söylediğini bilmeli,fakat her bildiğini söylememelidir. Namık kemal
İnsan, ancak sevdiğinden bir şey öğrenir. Goethe
İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların hz. Allah. Ziya paşa
İnsanın mutluluğunun temeli hak ve adalet konusunda toplanır. Bir insana yapılan haksızlık bütün toplumu yaralar. Hak ve adalet hissi bireylerden başlamalıdır. Ve insan, bireyin mutluluğunun kendi mutluluğu için şart olduğuna inanmalıdır. Pascal
İnsanın şerefiyle yaşayabilmesi için en kısa ve en emin yol, öldüğü gibi görünmektir. Sokrat
İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler. Voltaire
İnsanlar rakamlara benzer,durumlarına göre değer kazanırlar. Napoleon
İnsanlar yanlış yapabilirler , yalnız büyük insanlar yanlışlarını anlarlar. F.von kotzebue
İnsanlar,kötülük karşısında kararsız kalmak hakkına sahip değildirler. Maday
İnsanları niçin öldürüyorsunuz, biraz bekleyin zaten ölecekler. Konfuçyüs
Sürekli olarak kendini yönetebilmek insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. Bertrand Russell
Şüphe, çoğunlukla faydası olmayan bir ızdıraptır. Samuel Hohnson
Tanrım, beni dostlarıma karşı koru, kendimi düşmanlarıma karşı korurum.Voltaire
Tenkit kolay, sanat güçtür. Destouches
Terbiyenin sırrı öğrenciye saygı ile başlar. R.W.Emerson
Tüm uzmanların aynı görüşte olmaları, hepsinin yanılmaları anlamına da gelebilir.B.Russel
Türkiye cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekayı eğitmektir.Atatürk
Türkler her şeyini feda eder, ama istiklalini asla. Lloyd George
Türkler öldürülebilir, fakat yenilgiye uğratılamazlar. Napeleon
Umutla yolculuk etmek, gidilecek yere varmaktan çok daha güzeldir. Robert Louis Stevenson
Unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz,ya da yazılmaya değer şeyler yap. Benjamin Franklin
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar. Sadi
Ümidini kaybetmiş olanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur. Bois
Verilmesi en kolay şey nasihat,alınması en güç şey ibrettir. Droz
Ya başlamamalı, ya da bitirmeli… Ovidius
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil. Konfuçyüs
Ya ümit sizsiniz, ya ümitsizsiniz. Behçet Necatigil
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf
Yanılgı insanlar içindir; ancak silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, fazlaca yanlış yapıyorsunuz demektir. J. Jenkins
Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz. Emerson
Yarın sabah,ne sevdiğiniz kişilerin yüzleri ne de kendi yüzünüz aynı olacaktır. Leo Busçaglıa
Yaşadığımız her an kendi hakkını ister. Goethe
Yaşamak için yemelisin,yemek için yaşamamalısın. Çiçero
Yaşamın gayesi;hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil,hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir. Forester
Yaşamın uzunluğu değil, nasıl yaşanıldığı önemlidir. M.l.King
Yazana zahmet vermeyen yazı, okuyana da zevk vermez. S.johnson
Yerinde söz söyleyen,özür dilemek zorunda kalmaz. Fatih Sultan Mehmet
Yeteri kadar nedeniniz varsa, herşeyi yapabilirsiniz. Jim rohn
Yıpranmak paslanmaktan iyidir. Bishop Cumberland
Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir. Shaekespeare
Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir. Cenab Şahabettin
Yüzünü güneşe çeviren insan,gölge görmez. Helen Keller
Zamanında bir adım atmayan tembel, sonradan yüz adım atmak zorunda kalır.Giovio
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir. Yusuf Has Hacip
İyiyi yapabildiği halde yapmayan bir insan,suç işlemiş olur. Pestolozzi
Kağıda dökünan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır. S.Fobes
Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat. Hz. Ali (r.a.)
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz. Lükuanos
Karanlığa küfretmektense, bir küçük ışık yakın, daha iyi edersiniz. Andre gide
Karanlık geceleri ben uykusuz geçirirken, sen sabaha kadar uyuyorsun.ondan sonra da bana yetişmek istiyorsun. Ne gezer. Zemahşeri
Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.Eflatun
Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler. Francis bacon
Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paylaşmaktır. Byron
Mutluluğun değerini, onu kaybettikten sonra anlarız. Plautus
Mutluluk elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır. B.Goddar
Mutluluk her şeyden önce vücut sağlığındadır. Curtis
Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin, karşındakinin anlayabileceği kadardır.Mevlana
Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz, bir önyargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha güç. Albert einstein
Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir. Bailey
Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün. Nietzche
O da gazi olmak istedi, fakat ona anlatmak gerekti ki, şehid olmayı göze alamayan gazi olamazdı. Arif Nihat Asya
O şekilde yaşamalısın ki, öldüğün zaman tabütçü bile matem tutsun. Mark Twain
Okuma ruhu yüceltir. Voltaire
Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz. Çin sözü
Öğretmek, iki defa öğrenmek demektir. J.joured
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. Ruffini
Öğüt vermek kolay, örnek olmak zordur. La Rochefaucauld
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir: ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Farabi
Önce kendi gideceğin yolu öğren sonra öğretmeye kalk. Buddha
Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.Vince Lombardını
Paylaşılan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan bir acı yarıya iner. Çiçero
Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa; bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney
Propaganda öyle bir sanattır ki, insan başkasının ayağına basarken kendisi “ah” der. Bob Hope
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır. Emerson
Saadet bizim dilediğimizle, allah’ın bizim için dilediği şeyin bir araya gelmesinden doğar. C. Roy
Sabahleyin erken kalkarak, gecenin gündüz olmak izin geçirdiği değişime şahit olmayanlar, yeryüzünde hiçbir şey görmemişlerdir. Alain
Sabahleyin kaybedeceğin bir saatin bütün gün zararını çekersin. William whately
Saf mantıksal düşünce, dünyayı anlamamız için yeterli değildir.gerçeğe ilişkin tüm bilgiler deneyimle başlar, deneyimle biter. Saf mantıksal bir çerçeve içinde sunulan görüşler boş bir gerçektir. Shirley Mc lyne
Sanat tabiatı taklitrten başka bir şey değildir. Seneca
Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir. Balzac
Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur. Benjamin Franklin
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada,kendin olarak kalabilmek,dünyanın en zor savaşını vermek demektir.bu savaş bir başladımı,artık hiç bitmez!… E.e Cummings
Sevmek mutluluğumuzun bir başkasının mutluluğu içine yerleştirmek demektir.Wilheim Van Lubreitz
Sıradan öğretmen anlatır,iyi öğretmen açıklar,yetenekli öğretmen yapar ve gösterir,büyük öğretmen esin kaynağı olur. William a. Ward
Siz kendinize inanın,başkaları da size inanacaktır. Montaigne
Size yol gösterilebilir fakat yalnız yürümek zorundasınız. Şang H. Kim
Sorumluluğunu taşıyacağın fikrin adamı ol. A.Hamdi Tanpınar
Söz yuva gibidir, mana kuş gibi, cisim ırmak gibidir ruh akıp giden şu gibidir. Mevlana
4 notes · View notes
tolgaulusoy · 7 years
Text
Penelopia – Margaret Atwood
Tumblr media
Margaret Atwood (2006). Penelopia. (Çev. Dilek Şendil). İstanbul: Merkez Kitaplar.
Margaret Atwood favori yazarlarımdan birisidir. Şimdiye kadar dört kitabını okudum hiç birinde beni hayal kırıklığına uğratmadı. Penelopia’yı da büyük bir zevkle okudum. Bu küçük romanın orijinal baskısı 2005 yılında Kanada’da yapılıyor, Türkçede de hemen ertesi yıl basılmış. Sonrasında uzun yıllar baskısı yoktu ama yakın zamanda Alfa yayınları bu çeviriyi tekrar basmış. Ama kitabın orijinal ismini değiştirerek Penelope adını vermişler kitaba.
Kitap esasında bir efsanenin farklı bir açıdan yeniden yorumlanmasını içeriyor. Ama ne yorumlama. Herkes bilir Odysseus çok akıllı ve zeki bir adamdır. Hindir ve çoğunlukla da şerefsizin tekidir. Sonrasında tüm Yunan şehir devletlerinin krallarıyla beraber Troya’ya gider. On yıl oarada savaşta kalır. Savaş bitip de herkes evine dönerken o yine dönemez çünkü deniz tanrısı Posedion’u kızdırmıştır ve o da onun evine gitmesine izin vermez. Peki tek çocuğu Telemakosla arkada, evde kalan Penelope ne yapmıştır onun yokluğunda? Onu beklerken nelerle uğraşmak zorunda kalmıştır? Çok sevdiği hizmetçileri Odysseus ve Telemakhos tarafından katledilirken neler hissetmiştir? İşte roman bu efsaneyi Penelope’nin açısından anlatıyor bizlere.
Dedim ya ama ne anlatma. Kurgu şu şekilde Penelope’nin ölümünün üstünde binlerce yıl geçmiştir ve Penelope hala Hades’dedir. Biz modern insanlara bu dallanıp budaklanan ve içine yalanlar karışmış olan hikâyeyi tüm açıklığıyla anlatmak ister Penelope. Çok kıskandığı, herkesin hayran olduğu, uğruna Troya savaşının çıktığı kuzeni güzeller güzeli Helena’nın gölgesi her zaman Penelope’nin yaşadıklarının üstüne düşer. Her zaman ilk istenen Helena olur. Odysseus’da ilk önce onu istemiştir ama alamayınca Penelope’ye talip olmuştur. Helena her zaman arzuları için hiç kimseye hesap vermeyen ve yuvaları yıkan bir kadın oldu. Penelope ise yaşayıp yaşamadığı bile belli olmayan bir herif için yirmi yıl boyunca bekledi. Namusun timsali oldu çağlar boyunca anlatılan efsanelerde ama bunu istedi mi belli değil.
Roman bence feminist edebiyatında köşe taşlarından birisi. Margaret Atwood’u mutlaka okuyun böyle bir üslubu ve anlatıyı her zaman yakalayamazsınız.
3 notes · View notes
sizekitap · 7 years
Text
Sofie'nin Dünyası
Sofie’nin Dünyası Jostein Gaarder Pan Yayıncılık
İLKGENÇLİK KİTAPLARI
  YEŞİM TOPRAKSIZ
    Yolu Sevgiden Geçen Herkes…
  Siz de hissediyor musunuz? Bu coşkuyu, bu sevinci… Bu… bu duyguları. Yaşasın sevgi! Her yerde sevgi! İçimde güneşler patlıyor. Bunu evrenin her köşesine taşımalıyım. Anlıyor musunuz? Anlıyor musunuz?
Tabii ki anlamıyorsunuz.
Anlık ve yoğun duyguları okurlarca anlaşılabilecek bir hale sokmadan, yazarın o anda içinden geldiği gibi anlatması, aklına gelen her şeyi yazması, ortaya anlaşılırlıktan uzak bir metin çıkmasına yol açar çünkü. Yazar derdini olduğu gibi anlatamamış, neler düşündüğünü, neler duyduğunu anlamayı okura bırakmıştır. Mazeret hazırdır: Bu yüce duygular sözcüklere sığmaz! İster istemez akla “dil ne işe yarar” sorusu geliyor. Elbette okur da yazarın o anda kendisine çok kutsal gelen sözcüklere nasıl anlamlar yüklediğini bilebilseydi iyi olurdu. Ne yazık ki böyle bir metin (tamam, çok derin ve muhteşem anlamlar taşıyor olabilir, ama) ancak yazarı için anlamlıdır.
Bu ufak sorun, yazarın peygamberlik görevine gölge düşürmez. Onun işi hâlâ insanlara (hıh!) hiç ama hiç bilmedikleri o muhteşem duyguları anlatmak ve onları bilmemneye davet etmektir. O bir görev insanıdır; seçilmiştir.
Bir yazar bu şeyi yazıp bir yayınevine gider. Benim teorime göre asıl niyeti insanlığa ışık getirmektir; bir ilk gençlik kitabı yazmaya hiç hevesi yoktur. Bu terim ve tabii bu yazın türü işte bu anda doğar: Yayıncının fikri bu şeyi yeni yetmelere satmaktır. Yayıncı lafını bilirse yazar da gurur duyar elbet; amacı kainata yönelik olduğuna göre gençlere yatırım yapmalıdır. Sonuçta “ilk gençlik kitabı” etiketiyle yayınlanmasa da bir süre içinde kitap bu yazın alanında yerini edinir.
Bu tür kitaplar bir yaşa kadar insana anlamlı gelir. Bir yaştan sonra ise okunmaları imkânsızdır. İşin kötüsü herkesin yüreğinin bir yerinde tatlı bir anı olarak bu kitaplardan biri yatar. Ömür boyu da orada durur.
    Martı Jonathan Lıvıngston
  İnsanın on küsur yaşındayken “ilk kitabını” okuması fikri nereden çıktı ki? Yeni ve sahte bir başlangıç yapmanın ne alemi var? O zamana kadar okunanları değersiz, daha sonra okunacakları değerli kılmak niye? Bunu özellikle Martı’dan bahsederken soruyorum çünkü hem küçük (üstelik kitabın çoğunu da resimler kaplıyor) hem saygın olduğu için bu ikinci başlangıç noktası çoğunlukla bu kitap olur.
Kitabın yazarı Richard Bach’ın asıl mesleği pilotluk. Uçmanın verdiği hazzı kendi inancıyla birleştirmiş ve bu yoğun duygusunu okurlarla paylaşmak istemiş.
Kitabın kahramanı Martı Jonathan Livingston, uçmayı öğrenmek için (martılar genelde uçmaz ya) ailesine ve sürüsüne karşı koymuş idealist bir martıdır. Uçmakta diğer martıların yapamadığını görür. Uzaklara gidebilmenin kendisini özgür kıldığını hisseder. Günlük yaşamla, yemekle filan uğraşan sürüsünü sıkıcı ve zavallı bulur. Bir gün Jonathan kendisine doğru yolu gösterecek bir uçuş öğretmeniyle tanışır. Öğretmen ışıklar saçan bir ermiştir:
…tüm yaşamın özü olan o görünmez yetkinliğe ulaşmak için çabalamaktan asla caymamalarını öğütlüyordu. Sonra, konuşurken, tüyleri giderek parlaklaştı ve sonunda o denli parladı ki, hiçbir martı ona bakamaz hale geldi. ‘Jonathan, sevgi üzerinde çalışmayı sürdür.’ Son sözleri oldu bunlar. (s. 62)
Ermiş öğretmeninin yolunda giden Jonathan, sürüsüyle ters düşer. O da erer ve “yüce martının biricik oğlu” olarak anılır (erdiği anda İsa olmuştur yani). Zamanla görevi daha genç bir martıya devretmesi gerekir. Toplumdan dışlanan Fletcher’le tanışır. Bildiklerini ona aktarır. Bu yeni peygamberin sözleri Martı’yı özetler niteliktedir:
Bir martı sınırsız bir özgürlük kavramıdır. Yüce Martının bir görüntüsüdür. Ve bir kanadından öbürüne, tüm bedeniniz düşüncenizin ta kendisinden başka bir şey değildir. (s. 95)
Martı, uzak doğu kökenli bir felsefenin Hıristiyan tarzı bir uyarlaması. Yazarın bu işi birkaç sayfada yapmış olmasıysa kayda değer bir olay.
Richard Bach, Uzak Diye Bir Yer Yoktur adlı kitabında kendini aşmayı amaçlamış ve uzak doğulu felsefesini çok daha az sayfaya sığdırmayı başarmış. “Çünkü önemli olan gerçeği bilmendir. (…) Ama unutma, gerçeğin bilinmiyor olması, onu gerçek olmaktan alıkoymaz.” (s.31) Eşeği sağlam kazığa bağlamak bu olsa gerek. Biz Bach’ı anlamasak da gerçek gerçektir. Açıkçası yazarın bu kitabının, Martı’nın satışına güvenilerek yazılmış ticarî bir ürün olduğuna inanıyorum.
    Sİmyacı’nın Kİşİsel Menkıbesİ
  Paulo Coelho son zamanların en çok ilgi çeken gençlik yazarlarından. Yazar Simyacı’yla üne kavuştu ve Beşinci Dağ’la çok satanlar listesindeki yerini pekiştirdi.
Santiago adlı Endülüslü genç bir simyacı, bir falcıdan Mısır Piramitlerine gidip bir hazine bulacağını öğrenir ve hemen yola koyulur. Bütün Kuzey Afrika’yı kapsayan yolculuğu boyunca torbalar dolusu felsefî deneyim kazanır. Bu deneyimlerin en önemlisi, süphesiz “yüce reis”le tanışmasıdır. Simyacıyla yüce reis arasında derin anlamlarla yüklü şiirsel konuşmalar geçer:
Allah’ın büyüklüğünü görmek istiyorum, dedi reis, sesinde saygı vardı. İnsanın, rüzgara dönüşmesini görmek istiyorum. (…) Rüzgâr bana senin Aşk’ı tanıdığını söyledi, dedi delikanlı güneşe. Aşk’ı biliyorsan, Evrenin Ruhu’nu da biliyorsundur. (…) Bulunduğum yerden (ve dünyadan çok uzaktayım), sevmeyi öğrendim. (s. 150) 
Simyacı’da beni asıl düşündüren nokta kitabın temel fikri olan “kişisel menkıbe” kavramı. Menkıbe aslında yazgı değil, öykü anlamına geliyor. Bir kontrol edilemezliğin yanı sıra bir olmuş bitmişlik, yaşanamazlık anlamı taşıyor. Buna karşın kitapta Santiago’nun bütün eylemleri bu kişisel menkıbeye bağlanmış. İddia edilen şu: Herkesin bir kişisel menkıbesi vardır, yaşamı onu aramak ve gerçekleştirmek içindir, ayrıca yaptığı her eylemin nedeni de yine bu menkıbedir. Bu menkıbe yazgıysa, yani eylemlerimizi kontrol ediyorsa, istesek de istemesek de gerçekleşecektir; bizim Simyacı’dan hiç bir ders almamız gerekmez. Yok yazgı değil de yaşamın amacıysa kitaptan menkıbemizi aramamız gerektiği sonucu çıkıyor. Nasılı kolay: Menkıbemiz bizi menkıbemize götürecek.
Simyacı şiirsel ve heyecan verici bir kitap. Ne var ki Paulo Coelho nedense kitabının tam merkezine bir totoloji yerleştirmeyi uygun görmüş.
    Sofı’nin Mütevazı Dünyası
  Klişeleşmiş “bilgi çağı” söyleminin bir parçası olarak XXI. yüzyıl başarılı ve bilgili insanı tasvir edilir: Bu kişi bir konuda uzmandır, diğer her konuda da “yeterli düzeyde” bilgi sahibidir. Böylece yeryüzünde konuşulan hiç ama hiç bir şeye yabancı kalmaz. Her an söyleyebileceği bir kaç sözü bulunur. Bilgi konusunda iddialı ve mütevazıdır; kendi bildiği “az”ın doğruluğunda inat eder, çünkü bu bilgi o alandaki diğer bilgilerden fedakârlık edilerek kazanılmış bir şahanedir. Yine de her fırsatta kendi alanı dışındaki konularda bilgisinin az olduğunu kabullenir.
Sofi’nin Dünyası’nın yazarı Jostein Gaarder’in böyle bir insan olduğunu tahmin ediyorum. Ne kendi uzmanlık alanı ne de yan alanı sayılabilecek bir alanda her yerinden inat fışkıran bir kitap yazmış. Kitap, felsefe tarihi üzerine bir roman-ansiklopedi. Eğlenceli sürprizler, animasyonlar iyi hoş da, ne yazık ki haklarında sayfalarca bilgi verilen düşünürlerin ne düşündükleri Gaarder’in pek umrunda değil. Bu sayfaların yazılmasının nedeni ise inat; bilmese de bilebileceğini ispatlama inadı. Yazar kendinden o kadar emin ki, ünlü düşünürleri “olsa olsa böyle düşünmüştür” mantığıyla konuşturuyor. Ne de olsa kimseler kendisinden daha fazla okumamıştır.
– Bu lafı biraz daha açar mısın?
– İşçi bir mal ürettiğinde bu malın belli bir satış değeri olur.
– Evet?
– İşçinin ücretini ve diğer üretim giderlerini malın satış değerinden düşersen geriye bir değer kalır. Marx buna artı-değer ya da kâr diyordu.
– Anlıyorum. (s. 451 Marx)
Efendim? Ben anlamıyorum. Hesabı yavaş yavaş bir daha tekrarlayabilir miyiz?
    İpek Ongun:
Bir Misyon İnsanı
  İpek Ongun, uzun yıllardır ülkemizin ilkgençlik yazınında sarsılmaz bir yere sahip. Yaş On Yedi, Bir Pırıltıdır Yaşamak ve Bu Hayat Sizin adlı kitapları yazıldıkları zamandan beri kitapçıların raflarından inmedi. Çünkü ebeveynler ve öğretmenler, onlu yaşlardaki çocukların eğitimini tamamlamak, onlara hayatı zahmetsizce anlatabilmek için İpek Ongun’un kitaplarını almayı bir vicdan borcu olarak görüyorlar.
Zaten Ongun da kitaplarını gençlere değil, onlarla en kolay ve en mükemmel yoldan ilgilenme (hem ucuz hem iyi: Bir geç dönem kapitalizm mitosu) arzusu içinde olan ebeveynlere satması gerektiğinin bilincinde görünüyor. Kitapların kapaklarını kot pantolonlar, papatyalar ve aşırı çekici genç kızlar (o Yaş On Yedi’nin kapağındaki 25’lik bayan da kim acaba?) süslüyor. Arka kapaklarda ise İpek Ongun’un çok sevdiği ve onu çok seven gençlerle (ne de olsa hepsi aynı kalıptan çıkma) çekilmiş fotoğraflar var. Biraz ilgisiz bir baba, bu kitapları almasa, eve gittiğinde “beni sevmiyor musun” sorusuyla karşılaşacağından korkar.
Ongun’un kitaplarında TRT tarzı bir isyan havası seziliyor. Sürekli bir itiraz etme hali söz konusu. Ancak itirazın nesnesi yok. Bir cümlede okul ya da yetişkinler yeriliyor, öbür cümlede barış sağlanıyor. Bu kararsız isyankârlığın gençleri cezbedeceği, kimseye güvenmeyip ellerindeki kitaba güvenecekleri hesaplanmış olsa gerek. Ongun, kitaplarının insan yaşamındaki olağanüstü yerinden emin görünüyor:
Barselona Gold adlı kasetten Placido Domingo’nun Friends Forever ve Michael Jackson’un Heal the World adlı şarkılarını ya da sizin çok sevdiğiniz bir parçayı çalın. Ve müziği dinlerken bu bölümle ilgili şu maddeleri iyice bir düşünün.” (Bu Hayat Sizin s. 126).
Yani bir okurdan, kendisine kitabı okumanın ötesinde zaman ve emek ayırmasını istiyor. Kitap kitap değil çünkü: Ongun, bir gencin duygusal dünyasını biçimlendirmede kendisini öyle yetkin hissediyor ki onun hangi şarkıları dinlerken duygulanabileceğini bile düşünmüş. İçimden bir ses “ya da sizin sevdiğiniz parça”nın yayıncının uyarısıyla eklendiğini söylüyor. Bu ufak yaşama alanı için sonsuz teşekkürler…
İpek Ongun’un misyonu, gençlere (kendi deyişiyle “gücünü sevgi ve bilgiden aldığının artık farkında olan [yani yazarın diğer kitaplarını okumuş] XXI. yüzyıl öncülerine) hiç bilmedikleri, başkalarının onlara anlatmadığı, anlatmak istese de anlatamadığı, kendisi sözünü etmedikçe bilinemeyecek olan bir şeyi aşılamak: Sevgi!
Bu peygamberlik bahsinde İpek Ongun pek de alçak gönüllü sayılmaz:
Şöyle düşünün. Diyelim ben bir kitap aracılığıyla sizlere düşüncelerimi, birikimimi, bilgimi aktarıyorum. Yani bendeki bilgiyi tüketiyorum. Tüketiyorum ama bilgi diğer tüketilen nesneler gibi yok olmuyor, çünkü o bilgi hâlâ bende. Ama siz… zenginleşiyorsunuz! Sizlere verince, bu bilgi çoğalıyor ve sizler bu bilginin ışığında bana mektuplar yazıyor, öneriler getiriyorsunuz. (Bu Hayat Sizin s. 208)
Yazarın bir diğer amacı da kişiliksiz gençlere birer kişilik vermek. Gençlerin bu kişiliği hevesle sahiplendiğini yine Ongun’dan öğreniyoruz:
Gittiğim okullarda gençlerden, “Şimdiye kadar hep bizler için yazdınız. Nasıl davranmamız, neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiği konusunda bizi aydınlattınız [Işık, daha çok ışık!]. Biraz da anne babalarımız için yazsanıza,” önerileri geldi. (Bu Hayat Sizin s. 281)
Sevgili gençler neden “bizim için daha da yazın” demiyor ki? Yoksa Ongunist alternatif hukuk sistemi yeterince olgunlaştı mı?
İpek Ongun, kitaplarının diğer kitaplarla birlikte kütüphanede değil de sevgili gençlerin başucunda durmasını istiyor. Ancak kitaplarında bunu sağlayabilecek tek özellik, bu isteğin doğrudan ifadesi…
    Bir Misyon İnsanı Daha: Gülten DayıoĞlu
  Gülten Dayıoğlu çocuklar ve gençler için kitaplar yazıyor. Yazarın en ünlü kitabının Yeşil Kiraz olduğunu söylesek yanlış olmaz herhalde. Hatta gördüğü ilgi üzerine kitabın ikinci cildi de geçtiğimiz yıllarda yayımlandı.
Gülten Dayıoğlu, Yeşil Kiraz’da köy yaşamı ve değerleriyle kent yaşamı ve değerleri arasında çelişkilere düşen Kiraz adlı bir genç kızı konu ediyor. Yazar, kitaptaki gerilimin iki ucu olarak Kiraz’ın ailesini (köy değerleri) ve arkadaşlarını (kent değerleri) sunuyor. Üzücü olan o ki, kitap için bu kadar önemli olan bu iki öğe de baştan savma bir şekilde oluşturulmuş. Köylüler, aralarında saçma sapan konuşup, iğrençlikler yapıp her tür özgürlüğe karşı çıkan yabanıllar olarak tasvir ediliyor. Kentliler ise içki içip, müzik dinleyip sabah akşam eğlenen namussuzlar olup çıkmış. Anlaşılan Gülten Dayıoğlu’nun Türk toplumu hakkındaki birikimi çoğunlukla gazetelerin üçüncü sayfalarına ve yarı eğitim amaçlı Türk filmlerine dayanıyor. İçleri bomboş karakterleri oluştururken sergilediği insancıllığı da oradan geliyor olsa gerek.
Kitabın yazılış yılı 1992. Yine de Kiraz’ın zengin arkadaşları (bu arada büyük şehirde zenginlerden başkası yaşamıyor) kötü kötü giyinip kötü kötü dans ediyorlar. Kendileri erkekleri toplayıp plaja giderken anneleri konken oynuyor, babaları “kulüp”e gidiyor. Viski içiyorlar. Yazar, 70’li yılların korkutucu namussuz zengin tasarımının tozlarını üfleyip bu tasarımı dekor olarak kullanmış. Dekor diyorum, çünkü bu karakterler kitapta neyin kötü olduğunu göstermekten, daha açıkçası bir genç kıza ibret olmaktan başka bir işe yaramıyorlar. Öyküye bir katkıları yok.
Öyküye katkısı olmayan diğer grup ise Kiraz’ın ailesi ve akrabaları. Köylülerin yalnızca kötülüğü, aptallığı ve cahilliği temsil edebileceğine karar verilmiş. Genç bir kıza yine anlam dolu mesajlar yollanıyor.
Genç kızın kendisine gelince; Kiraz’ın bütün iç dünyası cinsellikten ibaret. İşin kötüsü (her on satırda bir vurgulandığı üzere) Kiraz maalesef çok ama çok güzel. Hal böyle olunca birer kurttan başka bir şey olmayan erkeklerden nasıl kurtulacağını bilemiyor. Kitap boyunca Kiraz cinselliği hem keşfediyor hem keşfetmiyor. Kitabın heyecan verici ve cesur yanı da işte bu.
Gülten Dayıoğlu, kendisini genç kızları erkeklere karşı bilinçlendirmekle görevlendirmiş. Işılay Saygın ekolü korkuya dayalı ahlâk psikolojisini gelecek kuşaklara taşımaya çalışıyor.
  0
.bookmarked-avatar imgmargin: 3px;
Bookmarked By
devamı burada => https://goo.gl/QJl7fV
0 notes
nysa19-04 · 3 years
Text
Bütün bir kuşak benim gibi,
Acılara katlanacak, ağlayacak,
Gülecek, sevinecek,
Ve aldırış etmeyecek Benim gibi!
15 notes · View notes
nysa19-04 · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Ah be fizik niye hayatımızdasın?? skelsksksksksksks
19 notes · View notes
nysa19-04 · 3 years
Text
Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor.
14 notes · View notes
nysa19-04 · 3 years
Text
Kitaplar aşkın somut halidir..
2 notes · View notes
nysa19-04 · 3 years
Text
Yüreğim acı çekmekten korkuyor...
2 notes · View notes
dogumgunumesajlari · 7 years
Text
Duvar Yazıları
Herkes sakız çiğner ama benim gibi patlatamaz.
Hani bazı anlar vardır; insanın nefesi kesilir soluksuz kalır, kalbi hızlı hızlı atar… İşte biz buna aşk dedik,  yardım etmedik. Adam öldü bee!
Aşk çılgınlığın en zevkli türevidir, öpüşmek ise integrali.
Hayat güzel olsaydı doğarken ağlamazdık.
Alkol bütün kötülüklerin anasıdır. Ana gibi yar olmaz.
Ben yalan dünyayı kaldıramıyorken birde sanal dünyayı çıkardılar.
Beni almaya gelen Azrail’e ‘seni seviyorum’ desem o da gider mi senin gibi.
O senden binlerce kez gitmişken, sen ona bir kez daha kalmak için çabalıyorsun ya, kaybediyorsun işte.
İzin verdiğim kadar bilirler beni, gerisi sadece zannettikleridir.
İnsanın en rahat göründüğü zaman, belki de rol yaptığı andır.
Yüz kişiye ‘Ne yapıyorsun?’ diye sorduk ve hepsi de ‘İyidir, sen?’ cevabını verdi. Hiç kimse ne yaptığını söylemedi.
Alarmı bulan kimseye helal olsun, tebrik ediyorum. Yüzyılın en iyi icadı bence ama, kimse inkar etmesin o alarma da ertelemeyi bulan kesin Türk.
Bir insanın yakasına yapışmadan evvel, elleriniz temiz mi, lütfen kontrol ediniz.
Size en çok yardım eden kitaplar, sizi en çok düşündüren kitaplardır.
Sessizliğim, suskunluğum, sözlerim, şiirlerim, hepsi de işgal altında.
Odamın kapısını her seferinde sanki narkotik ihbarı alıp baskına gelmiş gibi açan anneme yıllardır anlam veremiyorum.
Salgın bir hastalık gibi taşıyorum seni sol göğsümde, şimdi sevmeye çalıştığım herkese sen bulaştırıyorum.
Annesinin altın gününü basan genç, 12 adet çeyrek altın, 1 adet Mezdeke kaseti ve 2 tabak kısırla kayıplara karıştı.
Bu hayatta gülmemi isteyen tek kişi fotoğrafçıydı.
Yemişim aşk acısını. Bu dünyada küçük ayak parmağını sehpaya çarpmak gibi bir gerçek var.
Bir kadının dolaplara sığmayan elbiseleri, ayakkabıları olsun, yine de şu sözü ondan duyarsınız ‘giyecek hiçbir şeyim yok ki’
Mezarlık girişinde; ‘Bizde gezerdik siz gibi, sizde geleceksiniz biz gibi’ yazıyor. Lan adam ölmüş, hala laf sokuyo ya.
Benim tek belam sensin, Allah belamı versin.
Komşunun kısır gönderdiği tabağı boş yollamamak için kısır koyup geri gönderilir. Buna kısır döngü diyoruz.
Söyleyin geceye, karanlık bakışlarını dikmesin üzerime.
Vicdanımız, yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe.
Sen gittin gideli hayat durdu. Tv izleyemiyorum, bilgisayarı açamıyorum, baktığım her yer karanlık. Ne olur gel artık elektrik.
Kadın hakkı diye bir şey olamaz. Çünkü hakkı erkek ismidir.
Bize bir dünya verdiniz ama uğrunda yaşanılacak bir şey vermediniz!
Sürat felakettir. ( Kaplumbağa )
Akıllı olup aşık olmaktansa deli olmak daha iyidir.
Gözden uzak olan, gönülden ırak olur. Ama ben seni hala unutamadım.
Yerin kulağı var derler. Benimde kulağım var. Peki, ben yer miyim? Hayır yemem.
Kusura bakma birader, seni birine benzettim. Olabilir, babam çok gezermiş.
Aşk dünya sofrasında yenilen en büyük kazıktır.
Boş şişelerin değil geçmeyen günlerin sarhoşuyum.
Her başarılı öğrencinin arkasında kopya olabilir.
Dikkat Dikkat! 1974 yılında içilen kahvelerin hatırı dolmuştur! Tüm 1974 yılında kahve içenlere duyurulur: Kurtuldunuz!
Bir kazan varmış. Bu kazan çok iyi dans ediyormuş, muhteşem kıvırıyormuş. Bu kazana ne denir? İyi olan kazansın.
Otelimizde hamam böceği bulunmaz, Fareler onları temizliyor.
Ey yükselen yeni nesil! İn ulan aşağı!
İlk görüşte aşka inanır mısın? Yoksa dışarı çıkıp tekrar mı gireyim?
Sen ayrı kıyıda, Ben ayrı kıyıda, aramızda dalgalar var. İyi de ben yüzme bilmem ki!
Eğer biz bu dünyanın içine ediyorsak, bu dünyanın sifonu nerede?
Babama değerimi sordum ‘Dünyalar kadar dedi’. Dünyanın değerini sordum ‘Beş para etmez dedi’
Aşk bir mesele gel sırtımı kesele.
Bu iş yerinde haftada bir gün sigara içmek yasaktır oda bugündür.
Vicdanı tertemizdi. Zira onu hiç kullanmamıştı.
Ben bu gece bekçilik işini gözüm kapalı yaparım arkadaş.
Eğer evrende bizden başka uygarlık yok ise, büyük bir yer israfıyla karşı karşıyayız!
Acele işe, tuvalette kuyruk olmasın.
Dünya bir gündür oda bu gündür.
Birinciler olmasaydı ikincilerde kazanırdı.
Fabrikadan halka satış vardı. Bir sürü halkam oldu.
Aşk karşındakini bulunmaz Hint kumaşı sanmanla hıyarın teki olduğunu anlaman arasındaki geçen zamandır.
Aşk bir havuzdur, içine aptallar düşer. Beni ittiler.
Bağırsak kurtları bağırsakta yaşar, bağırmasak ta.
Ya aşkıma karşılık ver ya da peşinde eskittiğim ayakkabıların parasını.
2 notes · View notes
dogumgunumesajlari · 7 years
Text
Özlü Sözler – güzel sözler
İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır. Goethe
İyi adam olmak için kimseye fenalık etmemek yetmez,iyilik etmesinide bilmelidir.Fenel
İyi adam olmak için kimseye fenalık etmemek yetmez,iyilik etmesinide bilmelidir.Fenelon
İyi görüneceğine, iyi ol. Sallust
İyi olan tek şey bilgi ve kötü olan tek şey de cehalettir. Sokrates
İyi söz söyleyen adamlar, herkesten fazla okuyanlardır. Hoffman
İyiliğe gücün yetmezse,bari kötülük yapma. Feriduddin-l attar
İyiliğin bilgisine sahip olmayana bütün diğer bilgiler zarar verir. Montaigne
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız,ondan hiç söz etmeyin. Blaise pascal
Hayat bir öyküye benzer, önemli olan yani eserin uzun olması değil, iyi olmasıdır.Seneca
Hayat geç kalanları hiç affetmez. Gorbachov
Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar. Seneca
Hayattan korkmayın çocuklar; iyi ve doğru bir şeyler yaptığınız zaman hayat öyle güzel ki. Dostoyevski
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. Montaigne
Hekimlerin yaptığı en büyük hata ruhu düşünmeden yalnız bedeni tedaviye teşebbüs etmeleridir. Eflatun
Her başarı ilk başta bir hayaldi. En büyük çınar bir dalda, en güzel kuş bir yumurtada saklıdır. Hayaller de gerçeklerin tohumu ve yumurtasıdır. D.carnegie
Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil. Clavdius
Her kapıyı açmanın kestirme yolu habire anahtar aramak değil, anahtar adam olabilmektir. R.s.apuhan
Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır. Seneca
Her münakaşanın temelinde birisinin cahilliği yatar. Louis d. Brandeis
Herkes aynı şeyi düşünüyorsa,hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir.W.lippmann
Herkes evinin önünü süpürürse sokaklar temiz olur. Konfuçyüs
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür. Ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez. V.hugo
Herkesi bir defa, bazılarını her zaman aldatabilirsiniz.ama herkesi her zaman aldatamazsınız. Abraham lincoln
Herşeyin anahtarı sabırdır. Civcivi,yumurtaları kuluçkaya yatırarak elde edersiniz, kırarak değil. Arnold closow
Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgara benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi olduğu yerde tutar. Woltaire
Hiç bir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar alçalamaz. Holderlin
Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J.keth moorhead
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz. W.shakspeare
Hiç kimse, başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. J.k.moorhead
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı çarpma. Geri dönmek isteyebilirsin. Don herold
İki nimet vardır ki,insanlar onların kıymetini hakkıyla takdir edemezler.onlardan biri sıhhat,diğeri de boş vakittir. Hadis-l şerif
İki şey aklın eksikliğini gösterir: konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak. Sadi
İlim aşağıdakileri yükseltir,cahillik yüksektekileri alçaltır. Sokrates
Kaybedilmiş günlerin en kötüsü, bir defacık olsun, gülmeden geçilenidir. Chamfort
Kelimelerin gücünü anlamadan,insanların gücünü anlayamazsınız. Konfuçyüs
Kendi ana dilini tam olarak bilmeyen, başka bir dilde öğrenemez. B.swaw
Kendi kendimize egemen olmayı öğreten yönetim, en iyi yönetimdir. Goethe
Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir.Andre gide
Kendine hakim olan başkalarına da hakim olur. Konfuçyüs
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler. R. Hull
Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez.Andre gide
Kibir bele bağlanan taş gibidir, onunla ne yüzülür, ne de uçulur. Hacı bayram-ı veli
Kim ilim arama yolunda olursa, cennet de onu arama yolunda olur. Hz. Ali (r.a.)
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. M.akif ersoy
Kitaplar, benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir. Çünkü ikiyüzlülük etmeden bana görevimi hatırlatırlar. Benjamin franklin
Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım. Mevlana
Komşunla kavga etme, misafir gider o kalır. Hz. Ebu bekir (r.a.)
Komşunu sev ama bahçe duvarını yıkma. G. Herbert
Kötümserlik kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır. Muhsin ertuğrul
Kurbağayı koltuğa oturtsan,o yine çamura atlar. Arthur miller
Kurnaz insanlar, okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar. Francis bacon
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Mevlana
İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. Hz.ömer (r.a.)
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez. Exüpery
İnsan beynine biçim veren eğitimdir.fidan nasıl bükülüyorsa ağaç da eğilir.Alexander pope
İnsan diliyle değil,yaptığı işlerle konuşmalı. Stehr
İnsan ne kadar çok kitap okursa o kadar çok büyüyeceğin! Bilmelidir. John bangs
İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır. Çiçero
İnsan ne söylediğini bilmeli,fakat her bildiğini söylememelidir. Namık kemal
İnsan, ancak sevdiğinden bir şey öğrenir. Goethe
İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların hz. Allah. Ziya paşa
İnsanın mutluluğunun temeli hak ve adalet konusunda toplanır. Bir insana yapılan haksızlık bütün toplumu yaralar. Hak ve adalet hissi bireylerden başlamalıdır. Ve insan, bireyin mutluluğunun kendi mutluluğu için şart olduğuna inanmalıdır. Pascal
İnsanın şerefiyle yaşayabilmesi için en kısa ve en emin yol, öldüğü gibi görünmektir. Sokrat
İnsanlar ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybederler. Voltaire
İnsanlar rakamlara benzer,durumlarına göre değer kazanırlar. Napoleon
İnsanlar yanlış yapabilirler , yalnız büyük insanlar yanlışlarını anlarlar. F.von kotzebue
İnsanlar,kötülük karşısında kararsız kalmak hakkına sahip değildirler. Maday
İnsanları niçin öldürüyorsunuz, biraz bekleyin zaten ölecekler. Konfuçyüs
Sürekli olarak kendini yönetebilmek insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. Bertrand Russell
Şüphe, çoğunlukla faydası olmayan bir ızdıraptır. Samuel Hohnson
Tanrım, beni dostlarıma karşı koru, kendimi düşmanlarıma karşı korurum.Voltaire
Tenkit kolay, sanat güçtür. Destouches
Terbiyenin sırrı öğrenciye saygı ile başlar. R.W.Emerson
Tüm uzmanların aynı görüşte olmaları, hepsinin yanılmaları anlamına da gelebilir.B.Russel
Türkiye cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekayı eğitmektir.Atatürk
Türkler her şeyini feda eder, ama istiklalini asla. Lloyd George
Türkler öldürülebilir, fakat yenilgiye uğratılamazlar. Napeleon
Umutla yolculuk etmek, gidilecek yere varmaktan çok daha güzeldir. Robert Louis Stevenson
Unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz,ya da yazılmaya değer şeyler yap. Benjamin Franklin
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar. Sadi
Ümidini kaybetmiş olanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur. Bois
Verilmesi en kolay şey nasihat,alınması en güç şey ibrettir. Droz
Ya başlamamalı, ya da bitirmeli… Ovidius
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil. Konfuçyüs
Ya ümit sizsiniz, ya ümitsizsiniz. Behçet Necatigil
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf
Yanılgı insanlar içindir; ancak silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, fazlaca yanlış yapıyorsunuz demektir. J. Jenkins
Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz. Emerson
Yarın sabah,ne sevdiğiniz kişilerin yüzleri ne de kendi yüzünüz aynı olacaktır. Leo Busçaglıa
Yaşadığımız her an kendi hakkını ister. Goethe
Yaşamak için yemelisin,yemek için yaşamamalısın. Çiçero
Yaşamın gayesi;hoşa gitmeyen şeylerden kaçmak değil,hoşa gitmeyen şeyleri yenmektir. Forester
Yaşamın uzunluğu değil, nasıl yaşanıldığı önemlidir. M.l.King
Yazana zahmet vermeyen yazı, okuyana da zevk vermez. S.johnson
Yerinde söz söyleyen,özür dilemek zorunda kalmaz. Fatih Sultan Mehmet
Yeteri kadar nedeniniz varsa, herşeyi yapabilirsiniz. Jim rohn
Yıpranmak paslanmaktan iyidir. Bishop Cumberland
Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir. Shaekespeare
Yüksek tepelerde hem yılana, hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir. Cenab Şahabettin
Yüzünü güneşe çeviren insan,gölge görmez. Helen Keller
Zamanında bir adım atmayan tembel, sonradan yüz adım atmak zorunda kalır.Giovio
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir. Yusuf Has Hacip
İyiyi yapabildiği halde yapmayan bir insan,suç işlemiş olur. Pestolozzi
Kağıda dökünan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır. S.Fobes
Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat. Hz. Ali (r.a.)
Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz. Lükuanos
Karanlığa küfretmektense, bir küçük ışık yakın, daha iyi edersiniz. Andre gide
Karanlık geceleri ben uykusuz geçirirken, sen sabaha kadar uyuyorsun.ondan sonra da bana yetişmek istiyorsun. Ne gezer. Zemahşeri
Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.Eflatun
Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler. Francis bacon
Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paylaşmaktır. Byron
Mutluluğun değerini, onu kaybettikten sonra anlarız. Plautus
Mutluluk elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır. B.Goddar
Mutluluk her şeyden önce vücut sağlığındadır. Curtis
Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin, karşındakinin anlayabileceği kadardır.Mevlana
Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz, bir önyargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha güç. Albert einstein
Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir. Bailey
Ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün. Nietzche
O da gazi olmak istedi, fakat ona anlatmak gerekti ki, şehid olmayı göze alamayan gazi olamazdı. Arif Nihat Asya
O şekilde yaşamalısın ki, öldüğün zaman tabütçü bile matem tutsun. Mark Twain
Okuma ruhu yüceltir. Voltaire
Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz. Çin sözü
Öğretmek, iki defa öğrenmek demektir. J.joured
Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. Ruffini
Öğüt vermek kolay, örnek olmak zordur. La Rochefaucauld
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir: ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Farabi
Önce kendi gideceğin yolu öğren sonra öğretmeye kalk. Buddha
Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır.Vince Lombardını
Paylaşılan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan bir acı yarıya iner. Çiçero
Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa; bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney
Propaganda öyle bir sanattır ki, insan başkasının ayağına basarken kendisi “ah” der. Bob Hope
Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır. Emerson
Saadet bizim dilediğimizle, allah’ın bizim için dilediği şeyin bir araya gelmesinden doğar. C. Roy
Sabahleyin erken kalkarak, gecenin gündüz olmak izin geçirdiği değişime şahit olmayanlar, yeryüzünde hiçbir şey görmemişlerdir. Alain
Sabahleyin kaybedeceğin bir saatin bütün gün zararını çekersin. William whately
Saf mantıksal düşünce, dünyayı anlamamız için yeterli değildir.gerçeğe ilişkin tüm bilgiler deneyimle başlar, deneyimle biter. Saf mantıksal bir çerçeve içinde sunulan görüşler boş bir gerçektir. Shirley Mc lyne
Sanat tabiatı taklitrten başka bir şey değildir. Seneca
Sanatın vazifesi, tabiatı kopya etmek değil, tabiatı ifade etmektir. Balzac
Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur. Benjamin Franklin
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada,kendin olarak kalabilmek,dünyanın en zor savaşını vermek demektir.bu savaş bir başladımı,artık hiç bitmez!… E.e Cummings
Sevmek mutluluğumuzun bir başkasının mutluluğu içine yerleştirmek demektir.Wilheim Van Lubreitz
Sıradan öğretmen anlatır,iyi öğretmen açıklar,yetenekli öğretmen yapar ve gösterir,büyük öğretmen esin kaynağı olur. William a. Ward
Siz kendinize inanın,başkaları da size inanacaktır. Montaigne
Size yol gösterilebilir fakat yalnız yürümek zorundasınız. Şang H. Kim
Sorumluluğunu taşıyacağın fikrin adamı ol. A.Hamdi Tanpınar
Söz yuva gibidir, mana kuş gibi, cisim ırmak gibidir ruh akıp giden şu gibidir. Mevlana
0 notes