Tumgik
#demans
dremraz · 7 months
Text
Tumblr media
Sağlıklı bir yaşam sürmenin demans üzerinde etkileri var mıdır? Bu sorunun cevabı, demansın nedenlerine ve türlerine bağlı olarak değişebilir. 
Demans nasıl bir hastalıktır
Demans, beyin fonksiyonlarında ciddi bir azalmaya neden olan bir hastalıktır. 
Demansın en yaygın türü Alzheimer hastalığıdır, ancak:
Vasküler demans
Lewycisimcikli demans
Ön temporal demans
Fontotemporal demans ve 
Korsakoff sendromu gibi diğer türleri de vardır. 
0 notes
Text
Selülit, Demans ve İnmeden Koruyor
Selülit, Demans ve İnmeden Koruyor Augusta Üniversitesi’nden Alexis Stranahan ve çalışma arladaşları beden yağının, defans ve inme arasındaki bağlantı ile ilgili araştırma yürüttüler. Selülit, Demans ve İnmeden Koruyor Erkeklerde fazla yağlar organların etrafında birikirken, kadınlarda cildin altında birikiyor. Bu da selülite yol açıyor. Fazla kilolu dişi fareler üzerinde yürütülen deneylerde…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medya-press · 2 years
Text
Sabah uyandığında adını bile hatırlamıyordu! Evdeki sızıntı beynini mahvetti
Sabah uyandığında adını bile hatırlamıyordu! Evdeki sızıntı beynini mahvetti
Avustralya’da yaşayan Amie Skilton ve kocası 2016 yılında New South Wales’teki yeni dairelerine taşındı. 37 yaşındaki beslenme uzmanı Amie, taşındıktan iki ay sonra kendini iyi hissetmemeye başladı. Eve taşındığından beri alerjileri gün geçtikçe artıyor ve aynı zamanda anlam veremediği bir yorgunlukla da mücadele ediyordu. Bütün bu sorunlarla uğraşırken birden 10 kilo aldı ve bununla birlikte…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
seslimeram · 2 years
Text
Bir O Yana, Bir Bu Yana Sallanıyor Ülke
Tumblr media
Bir tahakküm veçhesi üzerinde bir o yana, bir bu yana savruluyor milli ve yerli ülke. Belli bir gelecek, beka, öte ve yarınlar denilip durulurken var edilmiş olan katran karanlığının o rotasına yepyeni tahakküm nesnellikleri ekleniyor. Baş amirle, avenesinin suna geldiği bir yönetim biçemi olarak savunduğu eylem ve kararların yekununda tahakküm bariz bir hal, sabit kılınıyor ne es kaza ne gelip geçici. Yirmi yıllık iktidar direncini devam ettirmek ile o kanıksanmış ülkenin ötesindeki vahameti sürekli farklı adlarla yeniden imal etmek açık aleni bir biçimde davasına düşülendir. Hayat biyopolitik bir kurgudur artık. Yeni normal ülkenin yönelimi, bekası, şimdiden savunulan bir andan berisine taşırılan bütün o eylem ve hamleler nesnelliği üstünden bina edilendir. Cerahat artık denetim, gözetim ve tabi ki tahakkümün ayrışmaz bir ögesidir. Yeni ülke bu hallerle var edilendir. Bir tahakküm hal ve veçhesi mutlak değişmez, yorumlanamaz, yeniden düzenlemez olarak cerahat kültünü besliyor. Her şey aleni, hemen her bir şey biteviye oluyor. Her şey var edilirken hiç ama hiçbir şey olmuyormuş gibi davranılması salık veriliyor. Her tavsiye olunan 1984 yazını dahilinde Orwell’in değindiği bir kara tragedya döngüsüne iliştiriliyor. Bir gün doğru ola gelen şey, ertesi gün yalan / yanlış / hatalı / eksik ilan ediliyor.
Bir gün bir anlığına tamam denilen ertesi gün tam tersi istikametten riyayla, inkarla açık, aleni bir biçimde boğuluyor. Mamafih yirmi birinci yılını kutlayan bir siyasi partinin var ettiği her şey, yirmi yıllık iktidar tahayyülünün sonucunda ulaştırdığı zemin biz hariç her bir öteki kötüye çıkıyor. Yalan doğru ilan edilirken, inkar olunan ertesi gün yeniden ve hiç bitimsiz sahip çıkılırken, tümden başkalaşmış bir ülkeye uyanılıp dururken sanki hiç ama hiçbir şey olmuyormuş gibi yapılmaya devam olunan yer gerçektir. Binbir tahakküm veçhesi üstünden bir o yana bir bu yana savrulup duruyor memleket. Ama öyle ama böyle bu savrulma denkliği daha önce deneyimlenmiş olanın ötesindeki bir yıkımla beraberce iş bu sahada güncelleniyor. Her yeni gün, her anlamda tanımlanmış, bilindik olanın çok daha ötesindeki bir rezilliği bünyesinde barındırıyor. Yolun, yordamın anlam ve tahayyül edilenin ötesindeki çapraşık, eğik, kötücüllük ile bütünleşmiş olan yeni ülkenin tezahürü bir de böyle çıka geliyor. Yeni ülke, tahakkümün rotasında bilinmeyeni değil tam aksine bilinmiş olanları, bilindik ve aşina hale gelenlerin izlerini takip ederek, kimi zaman aynı ve birebir olanı taklit ederek yönlendirilir, bu kadardır.
Mezopotamya Ajansından aktaralım: “Batman’da konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara değinerek, “Yine 3 maymunu oynamaya hazırlanıyorlar. Tüm dünya Rojava’daki direnişe can borçlu” dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Batman İl Örgütü’ne atama kongresi yaptı. Roza Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen atama kongresine, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Parti Meclisi (PM) üyeleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Mehmet Rüştü Tiryaki, yerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanları Songül Korkmaz, Mehmet Demir, HDP PM üyeleri, Barış Anneleri Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ve HDP Batman il yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganlarının atıldığı kongrede, “Uyuşturucuya, savaşa, tecride karşı harekete geç” , “Örgütlü toplumla özgür yaşama doğru” ve “Kadın özgürlük zamanı” pankartları kongre salonuna asıldı.
Yoğun katılımın olduğu kongre, saygı duruşuyla başladı. Daha sonra ilk olarak konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kongrenin iktidarın gözaltı ve tutuklama politikalarına bir cevap olduğunu belirtti.
‘Baskı Politikalarına Bir Yanıt’
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise, örgütlenmenin önemine değinerek, “Batman mücadelede önemli bir yer tutuyor. Bugün burada düzenlenen kongre ile gözaltı ve sindirme politikalarına cevap olundu. Bir kez daha Batman halkı, baskılar karşısında yılmadığını gösterdi” dedi. Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarını hatırlatan Aydeniz, buralarda kullanılan kimyasal silah iddialarına değinerek, ekledi: “Amaçları Kürt kazanımlarını yok etmek. 100 yıllardır bu saldırılar var. Başur’daki saldırılar ihanet ile gerçekleşiyor. Bu ihanete 4 parça Kürdistan halkı cevap olacak. KDP şuan ihanet içinde. Şuan Kürtlerin ittifakına en büyük engel KDP’dir. Kürt kazanımlarının düşmanı da KDP. Onlar bilsin ki ne ihanet ne de kimyasal saldırılar mücadeleyi geriletecek. Bu mücadelenin kazananı biz Kürtler olacağız. Kürt halkı 4 parçada kazanan olacak. Kaybeden ihanet içinde olanlar olacak.”
‘Amaçları Daiş'i Canlandırmak’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyon tehditlerine de değinen Aydeniz, “DAİŞ gibi bir örgütü sonlandıranlara karşı şuan büyük bir saldırı hazırlığı var. Devletlerin ikiyüzlülüğü ortaya çıktı. Türkiye’nin taleplerine olumlu bakıyorlar ve bu saldırılara karşı yine 3 maymunu oynamaya hazırlanıyorlar. Tüm dünya Rojava’daki direnişe can borçlu. DAİŞ gibi insanlık dışı bir örgüt yok edilme aşamasına getirildi. Ancak Türkiye’nin buraya saldırıları ile bu cani örgüt tekrardan canlandı. Bu canlanma yeni saldırıları beraberinde getirdi. Türkiye ve kapitalist devletler, bu örgütü canlandırmak için ellerinden geleni yapıyor. Kürtlere karşı kinleri o kadar büyük ki DAİŞ’in canlanması onlar için önemli değil. Bu örgüte karşı nasıl büyük bir direniş gösterildiyse onu canlandırmaya çalışanlara karşı da mücadele büyük olacaktır” dedi.
‘Kaos Tecridin Kalkmasıyla Biter’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin devam ettiğini söyleyen Aydeniz, şunları söyledi: “Tecrit sonlandırılmadığı sürece kaos da sonlanmaz. Bu tecrit insanlık dışı bir hal almış durumda. 2013’de Öcalan’ın duruşu ile demokrasi ileri bir aşama aldı. Ancak buna tahammül edemeyen demokrasi düşmanları savaş başlattı. Barışa karşı faşizan bir saldırı başlatıldı. Bu saldırılar ekonomiden tutun yaşamın birçok alanından kendini hissettirdi. Öcalan, özgür kalana kadar Kürt halkı mücadelesini büyüterek devam ettirecek. Tecrit olduğu sürece bu ülkede kimse özgürlükten ve demokrasiden bahsedemez. Sessiz kalan muhalefet partileri bu bilinçle projelerini ortaya koymalı.”
Yapılan konuşmaların ardından DBP Batman İl Örgütü’ne atanan Eşbaşkanlar Rukiye Onat Günül ve Burhan Eğlenti, il yöneticileriyle birlikte tebrikleri kabul etti.”
Tahakküm veçhesi üstünden bir o yana, bir bu yana savrulmaya devam ediyor ülke ülke diye çıkagelen. Demokratik Bölgeler Partisinin etkinliğinde çıkagelen isyana meram da bu bahsi tamamlayan, tanımlayan bir sunumu var ediyor. Bir asırdan uzunca bir süredir devam olunan devletli politikalarının zaruri / zahmetli yolları, hep ama her dem engelleri ile var ettiği, yok saydığı bir halkın temsili üstüne yeni sözler söylemenin gerekliliğini bir kere daha bildiriyor. Kırk küsur senedir var edilmiş olan katran karası bir gizli / örtük adı hiçbir zaman tam konulmayacak olagelen savaşın yıkımı / yok ediciliği karşısında kelam, mana ve meramın neden elzem olduğu görünür kılınıyor. Kürd halkının kazanımlarına tek bir gün değil daimi bir ket vurmanın yolunda yürünmesinin ibretlik suretlerine itirazı var edilir bir kere daha.
Bakur Kürdistan’ı sathı mahallinde çıkagelen bütünlüklü kuşatma hiç bitimsiz var edilen tahakküm karşısında, mücadelenin dört parçalı Kürdistan’da neden elzem olduğu artık anlaşılırdır. Dünyanın gözleri önünde yok edilmenin kıyısına terk-i diyar edilmiş Kürd, Ezidi, Süryani, Mıhellemi, Arap, Ermeni ve dahi Yahudi halklarının Rojava’da kurduğu birliktelik, mücadele etme çabasının karşısında çıkagelen yüz yıllık o kör karanlık zaten en başından bu yana anlattığımız tahakküm nesnelliğinde sağa sola ve hep her dem gerisin geriye koşa duran ülkeyi işaret etmektedir. Bu hale, bu bağnazlığın var ettiği süre giden yok saymalara karşı meram sorgulanabilir kılındığında şimdilerde un ufak edilmiş barışa dair de bir çaba, çıkarsama, tahayyül ve çözümleme var edilebilecektir bir yerlerde. Bunu görmek sahiden de zor mudur hala ve hala? Nedir ki yani?
Bianet’ten aktaralım: “Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın grubu, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Aysel Tuğluk hakkında cezasının infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesine yönelik başvuruyu reddetmesine ilişkin açıklama yaptı.
"AYM'nin çelişkili Aysel Tuğluk kararını kabul etmiyoruz" denilen açıklamada, Kandıra 1 No'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt siyasetçi ve hasta mahpus Aysel Tuğluk'un iki seneyi aşkın süredir demans hastalığı ile mücadele ettiği hatırlatıldı.
AYM'ye yapılan başvuruda, Aysel Tuğluk hakkında tedbir kararı uygulanarak cezasının infazının ertelenmesi ve tahliye edilmesi talep edilmişti. Başvuruya ilişkin ara kararını kuran AYM ise Tuğluk'un tahliyesinin reddine ve hakkında tedbir kararı uygulanmasına karar verdi.
Bu bağlamda yazılı açıklama yapan Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın, "Kabul etmiyoruz" diyerek Tuğluk için "derhal tahliye" çağrısında bulundu:
"Ağır sonuçlar doğuracak siyasi bir karar"
"Aysel Tuğluk'un cezaevinde tek başına yaşamını idame ettiremeyeceğini, hastalığının her geçen gün daha da ağırlaştığını gösteren çok sayıda bilimsel rapor, reçete ve belge Anayasa Mahkemesi'nin önünde duruyordu.
"Ama AYM, siyasi saiklerle hareket eden Adlî Tıp Kurumu'nun adaletsiz raporlarıyla karar verdi. Hem de büyük çelişkilerle!
"AYM 'nörolojik rahatsızlığın zamanla ilerleyebileceği, bir başkasının yardımı olmadan zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz, cezaevi koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez duruma gelebileceği ihtimali'ne dayanarak tedbir kararı verirken, Aysel Tuğluk'u cezaevi koşullarına mahkûm etti.
"Tarihe geçecek bu çelişki yalnızca bu ülkedeki adaletsizlik silsilesine eklenecek yeni bir vaka değil, bir insanın, hasta bir mahkumun, Aysel Tuğluk'un yaşamına mal olacak kadar ağır sonuçlar doğuracak, kabul edilemez bir tutumdur! Hem de çok kısa bir zaman önce demans hastası Çevik Bir'in tahliye edildiği şu şartlarda bu apaçık siyasi bir karardır.
"Kabul etmiyoruz"
"Biz, ülkenin ve dünyanın dört bir yanından binlerce kadın olarak Aysel Tuğluk'un göz göre göre unutmaya, unutturulmaya mahkum edilmesine izin vermiyoruz! Kaybedecek bir gün bile yok, Aysel Tuğluk derhal tahliye edilerek bir an önce tedavi olanaklarına kavuşturulmalı.
"AYM kararı sebebiyle kararın muhatabı olan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına bir kez daha yapılacak olan hukuki başvurunun, Aysel Tuğluk'un hemen tahliyesini içeren taleplerin de takipçisiyiz."
Tedbir kararı uygulanmasına da hükmeden AYM, kararda şu ifadelere yer vermişti:
"Başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik tedbir kararı verilmesine, tedbir kararı kapsamında başvurucunun tedavisine devam edilmesinin yanı sıra, nöroloji ve psikiyatri polikliniklerinde düzenli bir şekilde muayenesinin sağlanmasına, hastalığının seyri ve ilerleme durumuna göre belirli aralıklarla cezasının infazının ertelenmesi ve tahliyesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesine, başvurucunun halen Kocaeli 1 No'lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutulduğu gözetilerek Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının Anayasa Mahkemesini süreç hakkında gecikmeksizin bilgilendirmesine."
Ne olmuştu?
Aysel Tuğluk, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunduğu dönemde, 29 Aralık 2016'da tutuklanmıştı.
Tuğluk, hakkında hazırlanan iddianamede, DTK Eş Başkanlığı döneminde yaptığı açıklamalar ve faaliyetleri nedeniyle suçlanmıştı.
16 Mart 2018'de kararını açıklayan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Aysel Tuğluk'a "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla 10 yıl hapis cezası vermişti. Yapılan itirazların ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi de Tuğluk hakkında verilen hapis cezasını onamıştı.
Son olarak ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim Kobani eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Tuğluk için tutuklama kararı verilmişti.
Seka Devlet Hastanesi tarafından 15 Mart 2021'de Tuğluk'a demans tanısı konuldu.”
Tahakküm boyutunun sıradan insanlara her nasıl denk getirildiğine dair bir utanç verici surettir Aysel Tuğluk’un başına getirilenler. Bütünüyle bir menzildeki demokrasi pratiği ve sözünü savunma iradesini var etmiş, bir Kürd, bir kadın her şeyden önce yurttaş olagelen birisine karşı böyle bir afaki kötülüğün halen devam ettirilmesidir mesele belki de en başından. Tümüyle Kürd Özgürlük Mücadelesinde bedeller ödemiş, gerek vekilliği sırasında, gerekse paldır küldür kaldırılan dokunulmazlığı sonrasında sivil hayatında tümü ile bütün bütün bir halkın meramını ortaya sermiş, asıl derdin ne olduğunu bildirmeye çaba sarf etmiş bir insanın ben buradayım dediği için tutsaklığının bu evresindeki zulüm nedendir? Her anlamda, demans teşhisi konulmuş bir yurttaşın, daha yaşatılan acılara dair hiçbir sözünün / kelamının işitilmediği bir zeminde Kürd sorunu böyle arada, derede seçilen insanların hayat haklarıyla oynayarak mı çözülecek / nihayetlenecektir. Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine dair Ermeni iddialarının, mezara naaşı verdirmeme çabası ve türlü çeşit işkencenin de katara eklendiği vakit kim nasıl hesabını verecektir ki! Anayasa Mahkemesi 'nörolojik rahatsızlığın zamanla ilerleyebileceği, bir başkasının yardımı olmadan zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamaz, cezaevi koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez duruma gelebileceği ihtimaline dayanarak tedbir kararı verirken, Aysel Tuğluk'u cezaevi koşullarına mahkum kılmasının herhangi bir makul sebebi lafta dahi olsa var edilebilir mi? Kim nasıl bunca vebalin altından kalkabilecektir? Dahası yıllardır sürdürüle gelen bir ötekileştirme, tehdit unsuru olarak görme, dışlama, hedef alma ve bir iki değil binlerce yurttaşın / emekçi ve siyasetçinin rehin kılındığı bir Kürd hareketinden hangi yüzle “eşitlik” bahsine kanması beklenecektir, her nasıl?
İktidar direncini, sınır içi, sınır dışı, gün içi ya da günbegün var ettiği tahakkümün ne bir sınırı, ne bir duru durağı söz konusudur. Biçimlendirilen ile çıkagelen Türkiye hakikatinin her nasıl bir ucubelik haline dönüştüğü / bütünleştirildiği artık az çok belirgindir. Vahim olanın içinde debelenmeye devam eden bir ülkenin, demokrasiden, eşitlikten, adalet ve tüm o hürriyet mefhumlarından ırak kılınmasının halidir. Bir yazınsal sınırlarında kalanı bugün hakikat olarak yaşayan, her gününde var eden, bütün yaraları, taşıdığı onca yüke rağmen her gün bir o kadarını daha katara ekleyen bir yerde hangi mefhum, hangi çaba, hangi öncelik ile bütün bu tahakküm döngüsü aşılabilecektir ki sahi ama sahiden de? Hiç düşünüyor musunuz? Bir o yana bir bu yana savrulmaya alıştırılan bir zeminde bu kadar açık kaypaklık, süreğen hale getirilmiş nefret, biteviye linçler arasında bir hayat mefhumu söz konusu edilebilecek midir? Baş amirle, avenesinin ve tüm siyasi aktörlerinin birlikte, bir yönetim biçemi olarak savunduğu eylem ve kararların yekununda tahakküm bariz bir hal, sabit kılınıyor ne es kaza ne gelip geçici. Bunlar söz konusuyken o yıkıcılığın bir dibi bir sonu söz konusu edilebilir mi?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Kobane! - Maryam ASHRAFI
0 notes
sinerjiportfoy · 2 years
Link
0 notes
cevikmedya · 2 years
Text
Demans Nedir? Belirtileri nelerdir?
Demans unutkanlıkla alakalı olan birçok hastalığa verilen genel bir isimdir. #demans #alzheimer #unutkanlık #sağlık
Demans unutkanlıkla alakalı olan birçok hastalığa verilen genel bir isimdir. Özellikle yaşlılarda görülen demans halk arasında bunama olarak da adlandırılabilir. Demans Nedir? Demans; hafızayı, düşünmeyi ve becerileri etkileyen bir grup semptomu tanımlar. Demans tek bir hastalık değildir. En sık gözlenen türü olan Alzheimer bütün demansların yaklaşık %60 ila %80’inden sorumludur. inme sonucu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
fadedday · 5 months
Text
Tumblr media
Photography by Marc Deman
272 notes · View notes
crownomancer · 2 days
Text
Tumblr media
First snow.
89 notes · View notes
wildtornado-o · 6 months
Text
Tumblr media
Captains dancing <3 (Click for better quality) (In order: Granby, Little, Chenery, Harcourt, Tharkay, Laurence, Roland, Demane, Berkley, Warren, Sutton)
Kofi
Pairs under cut :)
Tumblr media Tumblr media
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
74 notes · View notes
chimaerakitten · 4 months
Text
AU where Laurence didn’t manage to convince Harcourt not to send her baby with Riley at the end of VoE so the crew is hauling a toddler around all throughout Crucible of Gold
55 notes · View notes
heathcliffgirl1847 · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
tem cats B) and modern clothes
249 notes · View notes
Text
Bonkörlük Alzheimer Belirtisi mi?
Bonkörlük Alzheimer Belirtisi mi?
Bonkörlük Alzheimer Belirtisi mi? USC Keck Tıp Fakültesi Bilim insanları, finansal eli açıklık ile Alzheimer hastalığının erken evreleri arasında bir bağlantı olduğunu buldular. Bonkörlük Alzheimer Belirtisi mi? Journal of Alzheimer’s Disease’de yayınlanan çalışmada, Demans veya bilişsel bozukluğu olmayan ortalama yaşın 69 olduğu 67 yetişkin İle gerçekleştirilen deney bahsedildi. Deneyde…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
presidentheartbeat6 · 14 days
Note
I'm always delighted to see more of Captain (dad) Laurence in education mode.
Tumblr media Tumblr media
well, at least sipho's having a good time.
49 notes · View notes
leclercskiesahead · 3 months
Text
Tumblr media
Carlos and his hiking gang
44 notes · View notes
mostlybrunettes · 2 months
Text
Tumblr media
42 notes · View notes
bichobolitach · 10 months
Text
Tumblr media
Laurence just goes around collecting kids
120 notes · View notes