Meclis, 11 Mart 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için toplanmıştı. Günün sloganı “3’e 3”tü. Adalet Partisi (AP) sıralarından “3’e 3” sesleri yükselirken Süleyman Demirel şevkle ve heyecanla en ön safta yerini almıştı. “3’e 3”le kastedilen; Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu'nun idamlarının rövanşı olarak Deniz Gezmiş’in, Yusuf Aslan’ın ve Hüseyin İnan’ın canlarının alınmasıydı.
Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk askerî darbesi olan 27 Mayıs Darbesi (1960) sonrasında yargılanarak asılmıştı. Askerden intikam alınamıyordu. Askerden hesap sorulamıyordu. Bu üç idamın sancısı 1972 yılında ellerinde kan olmayan üç çocuktan çıkarılıyordu.
Mecliste Süleyman Demirel’in gözleri kendi grubunun üzerinde dolaşıyordu. Meclis oylamasında Demirel önce bir elini, arkadaki sıralarda bir tereddüt hissedince de iki elini birden kaldırmıştı. İki eliyle birden Deniz Gezmiş’lerin idamını istiyordu. İdam için havaya kalkan eller yeter sayıyı veriyor ve “zafer” Demirel’in yüzünde bir tebessüme dönüşüyordu.
* * *
Dönemin tanıklarından gazeteci Altan Öymen, idamların oylandığı günkü meclisi şöyle anlatmıştı:
“Süleyman Demirel, Mobilya Yolsuzluğu'ndan yargılanan yeğeni Yahya Demirel'le ilgili olarak '25 yaşında çocukla uğraşıyorlar' diyor. 6 Mayıs 1972'de ise idam edilen Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idam kararları oylanıyordu. Süleyman Bey ise AP Grubu'nun en önünde oturuyordu. Elini 'İdama evet' için kaldırdığında arkasına dönüp baktı, herkesin kaldırıp kaldırmadığını kontrol ediyordu. Sonra vakur bir ifadeyle önüne döndü. İdamlar kabul edilmişti. Deniz ve Yusuf da 25 yaşındaydı. Süleyman Bey onlar için hiç '25 yaşında çocuklar' demedi. İdam edilmelerini istedi. İsteğine ulaştı da...”
* * *
Deniz Gezmiş ve arkadaşları ise yargılandıkları Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) davasında verdikleri savunmada Demirel için şunları söylemişti:
“İddianame'de bizim Anayasa'yı cebren ilgaya teşebbüs ettiğimiz ileri sürülmektedir. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi, bu ülkede Anayasa'yı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa'yı ihlal edenlerse ortadadır. Anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa'yı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. Ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler.
Bile bile iddia makamı bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir. İddia makamı bizim vermekte olduğumuz Bağımsızlık Savaşı'na karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na karşı, reformlara karşı ve bu nedenle bizim Anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir. Çünkü Süleyman Demirel hâlâ ortada gezmektedir. Kudreti yetiyorsa Süleyman Demirel hakkında aynı şekilde dava açın, onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır.
Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dâhil sizlersiniz. Çünkü Amerika sizin döneminiz sırasında Türkiye'ye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız. Ve Demokrat Parti iktidarına 10 yıl ses çıkarmadınız. Ta ki 38 yurtsever subay ses çıkarana kadar ve onları devirene kadar. Ve bugün aynı savcılar bu şahıslar hakkında da idam kararı istemektedir. Süleyman Demirel'in Anayasa'yı ihlaline ve despotizmine ve ülkeyi Amerika'ya satmasına ses çıkarılmadı.”
* * *
6 Mayıs 1972’de canları elinden alınan Deniz Gezmiş’in, Yusuf Aslan’ın, Hüseyin İnan’ın anılarına ve yüreklerindeki “Bağımsız Türkiye” aşkına saygıyla...
16 notes
·
View notes
AŞK OLSUN SANA ÇOCUK AŞK OLSUN
Haksın ve Hakkın varlığı
Aydınlat bu karanlığı
Zalime göster darlığı
Yetiş ya Bozatlı Hızır
Kainatı yaradanın aşkına
Resulullah Muhammed’in aşkına
Kerbela’da inleyenler aşkına
Yardım eyle himmet eyle Ya Hızır.
Bugün 6 mayıs . İki önemi var 6 Mayısın ANADOLU BOZKIRINDA.
Birincisi Hıdrellez Türk dünyasında baharın gelişini müjdeleyen bayram olarak kabul edilen Hıdırellez sadece ülkemizde değil, Asya ve Balkan ülkelerinde de kutlanan Hıdırellez’in kökeni Hızır peygambere kadar uzanmaktadır. Bilindiği üzere Hz. Hızır zor durumda olanın imdadına yetişir, bereket ve şans getirir. Bu nedenle de kendisine karaların peygamberi denilmektedir. Denizlerin peygamberi olarak kabul edilen Hz. İlyas ile buluştuğu güne ise Hıdırellez denir. Yani karaların ve denizlerin peygamberinin buluşması binlerce yıldır baharın müjdesi, umudun ışığı, zorlukların üstelerinden gelmelerini için müjde olarak kabul edilir. Hikayeye göre Hızır ve İlyas kardeşler abu hayat suyunu bulmaları için Kral tarafında görevlendirilmişler. Kral kendilerini eğer bana abu hayat suyunu bulup getirmezseniz ikinizi de öldürürüm diye uyarmış, Hızır ve İlyas dağ, taş ve ovaları adım adım günlerce dolaşmışlar ve yorgun düşmüşler. Karanlık çökünce, bir yerde durup bir şeyler yemişler ve uyumaya başlamışlar. Gece uyurlarken Hızır abu hayat suyunun nerde olduğunu rüyasında görür. Bir coşkuyla, uykusunda uyanır. İki kardeş, gece karanlıkta, abu hayat suyun olduğu yere giderler. Hızır ve İlyas abu hayat suyunu bulurlar, ama suyu bulduklarında krala götürme yerine. Düşünürler ki, Kral bu suyu içerse ölümsüz olacak ve insanlara hep zülüm edecektir. Daha sonra abu hayat suyunu kendileri içerek insanlığa hizmete dönüştürmüşlerdir.
“Hızır , bir ilaç yapar ve bunu bir saksağana verir der ki,
- Bu ilacı götürüp insanların üstüne serpiştir ki, artık uzun ömürlü olsunlar, çok erken yaşlanmasınlar!
Saksağan gelip bir çam ağacına konar. Ve Hızır’ın sözünde durmayarak ilacı onun kulları yerine kendi başına serper. Bu arada ilaç ortalığa saçıldığından, bundan hem çam ağacı ve hem de ağacın altında bulunan bir yılan nasibini alır.
Bu nedenle insanların ömrü kısadır. Ama saksağanın, çam ağacının ve yılanın ömrü bir hayli uzundur.”
Hızır bereketin simgesi, "Hızır uğrasın" en sık kullanılan bereket umududur. Hacı Bektaş’ta bereket örneğine çokça rastlanır. Hacı Bektaş’a kalabalık bir topluluk ziyarete gelir. Kadıncık Ana evde hiç un bulunmadığını bildirir. Hacı Bektaş bütün un çuvallarını silktirir. Biriken bir avuç unu yoğurup "Hızır uğrasın" der ve üstünü örter. Ekmek pişirmeye başlarlar. Ama hamur bitmez, köyün bütün gelinleri ve kızları gelir pişirirler günlerce bitmez. Ancak örtüyü açmak suretiyle hamuru bitirirler.
Hızır hayattır. Diriliğin tazeliğin simgesidir. Yarınların umududur. Gittiği yerde ölümü kovar, her şeye can verir umut aşılar. Her yıl altı may��sta kardeşi İlyas’la buluşarak doğaya can verir. Anadolu’daki tüm insanlarda, Kızılbaş Aleviler'de Hızır, özlem ve umudun atlısıdır. Türkiye’nin dört bir köşesinde Hıdrellez ateşi gelenekselleşmiştir.
İKİNCİ ÖNEMLİ OLAY
Aşk olsun aşk olsun aşk olsun çocuk sana aşk olsun
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Elbette Türkiye’de en uzun koşuysa devrim
Onun en güzel yüz metresini yüz metresini koştu.
İkinci önemli olay ise darağacına kurban ettiğimiz 3 fidan. Gençliğinin baharında bir ip ile hayatları çalınan üç önder kişi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan.
Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm! Diyerek dar ağacına giden üç insan. Atatürk’ün kurduğu nice kanlar dökerek elde edilen ülkenin Emperyalist ülkeler tarafından göz göre göre işgal edilmesine ve ekonomik yönden bağımlı hale gelmesine tahammül edememe gayesiyle giriştiği eylemler sonucunda sonu darağacında biten bu yiğit devrimciler. Türkiye bu kuşağa minnet borçlu tarihte bu kuşağın aklanması gerek çektikleri işkencelerinin karşılıklarının verilmesi gerek.,
Deniz Gezmiş babasına yazdığı son mektupta şunları dile getiriyor.’, Baba mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil Türkiye’de yaşayan Kürt ve Türk halkının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara’da 1969’da ölen arkadaşım Taylan Özgür’ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul’a götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. Oğlun Deniz Gezmiş. Merkez Cezaevi Sana ben her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni… Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Baba, biz Türkiye’nin ikinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da… Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi… Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları… Düşün baba; Bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. Size sesleniyorum ki bu Türkiye’de ben ve benim gibilerin olacağına ve bizim izimizde tam bağımsız Türkiye için çalışacaklarına var gönlümle inanıyor.
Ve şimdi öldürdüklerini zannedenler arkalarına bir baktıklarında yüz binlerce Deniz Yusuf ve Hüseyin gördüler… Bir öldüler bin geldiler… Ezilip un geldiler, bizi vurmak kurtuluş mu ifadesini haykırdı geride kalanlar….
Ve Türkiye'deki insanlar hala eğitime muhtaç, aç açıkta hala çağdaş uygarlığa adım atamamış.!
Ve Türkiye’ de hala insanlar Tam Bağımsız Türkiye diye haykırmakta!
Ve Türkiye’deki halk diyor ki vatan onu parsel parsel satanların değil uğrunda ölenlerin darağacına gidenlerin sürgünler yatanların vatanıdır.
Ve günümüz Türkiyesi sadakaya razı olmayan halk, hırsızlığa arsızlığa boyun eğmemiş halk din ile dil ile ırk ile kandırılmamış halk hala onurlu bir şekilde yaşamakta ve hala Tam bağımsız Türkiye sevdasında olsun diyelim bizimde duamız bu olsun bugün!
Ayşegül ODABAŞIOĞLU
Read the full article
0 notes
Son düştüğüm pusu. Yakalandığım.
Tarlanın içinde. Çukurda.
Tarla. Vıcık vıcık çamur. Her yan çamur. Bir yandan da aralıksız yağmur yağıyor, sulusepken.
Parkamın başlığını başıma geçiriyorum.
Bir çukurun içindeyim.
Çepeçevre sarmışlar.
Bütün arabaların farları üzerimde.
Sağıma soluma yağmur gibi mermi yağıyor. Mermiler, düştüğü yerden çamurları savuruyorlar havaya.
Yattığım yerden yukarıyı gözlüyorum, çukurun üstünü.
Sanki donanma fişekleri atılıyor üstümde. Korkunç güzel bir renk cümbüşü tepemde.
Birazdan bir bomba sallayacaklar üzerime diyordum, ölüp gideceksin.
Çocukluk günlerim gelip geçti gözümün önünden nedense
Sonra gözümün önünden gelip geçen şeyler arasında ansızın, bir sevgili.
Filistin’deki çocuklar
Ölen arkadaşlarım
En çokta taylan
İnsanlığın geleceğini; ve senin o günleri göremeyeceğini düşünüyorsun;
“Nasılsa öleceğim” diye düşündüm
Bir devrimci nasıl ölmesi gerekiyorsa öyle ölmeli.
''Erdal Öz'e anlattıklarından''
Gülünün Solduğu Akşam
61 notes
·
View notes
Milyarla yıldız arasından tanırım onu çünkü seyredince güzelleşir sevginin ışıltısı
8 notes
·
View notes
Hayvanlar Çiftliği
1984
Ben Kirke
Bir Ömür Nasıl Yaşanır-İlber Ortaylı
Madalyonun İçi
Momo
Fahrenheit 451
Körlük
Simyacı
Kavgam- Adolf Hitler
Asılacak Kadın
Elif Şafak- Baba ve Pic
Aziz Nesin- Taşlamalar
Harry Potter- Felsefe Taşı
Darağacında 3 fidan
Sudaki iz
Bülbülü Öldürmek
Karantina Serisi
Aziz Nesin- Merhaba
Aziz Nesin- Koltuk
Aziz Nesin- Kördöğüşü
Aziz Nesin- Surname
Aziz Nesin- Zümbük
Aziz Nesin- Gıdı Gıdı
Zülfü Livaneli- Gölgeler
Zülfü Livaneli- Konstantiniye Oteli
Zülfü Livaneli- Kardeşimin Hikayesi
Zülfü Livaneli- Rüzgarlar Hep Gençtir
Canan Tan- Eroinle Dans
Canan Tan- İz
Canan Tan- Piraye
Canan Tan- Kelepçe
Elif Şafak- Mahrem
Elif Şafak- Araf
Elif Şafak- Pinhan
Elif Şafak- Siyah Süt
Börü
Fareler Ve İnsanlar
Otomatik Portakal
Veronika Ölmek İstiyor
Güneşi Uyandıralım
Kabil
İlber Ortaylı- Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Çi
Mustafa Kemal
Havvanin üç kızı
Bukre
Kırmızı Pazartesi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Aklından bir sayı tut
Fesleğen
Leyla'nın Evi
Charlie'nin Çikolata fabrikası
Gölgesizler
Osmancık
Fakat Müzeyyen Derin Bir Tutku
İlyada
Mart Menekşeleri
Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun ki
Çalıkuşu
Düşüncenin Gücü
Süt Lekesi
Bir bilim adamının romanı-oguz Atay
Bu kitaplardan elinde olup da hediye etmek isteyen var mı ?
49 notes
·
View notes
Kütüphanemden 1 - Alice Harikalar Diyarında - Lewis Carroll
2 - Çavdar Tarlasında Çocuklar - Jerome David Salinger
3 - Arkadaşım Deniz Gezmiş - Doğu Perinçek
4 - Darağacında Üç Fidan - Nihat Behram
5 - Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
6 - Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz* - Melisa Kesmez
7 - Kırmızı Eğrelti Otunun Büyüdüğü Yer - Wilson Rawls
8 - Bir Çift Yürek - Marlo Morgan
9 - Kızım Olmadan Asla & Çocuk Sevgisi Uğruna - Betty Mahmudi
10 - Çoluk Çocuk - Patti Smith
11 - Ak Zambaklar Ülkesinde - Grigoriy Petrov
12 - Kağıt Ev - Carlos Maria Dominguez
13 - Aramızdaki En Kısa Mesafe - Barış Bıçakçı
14 - Kayıp Aranıyor - Sait Faik Abasıyanık
15 - Rıfat Bey Neden Kaşınıyor - Aziz Nesin
16 - Sodom ve Gomore - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
17 - Notre-Dame’ın Kamburu - Victor Hugo
18 - Zargana - Hakan Günday
19 - Nazik Alet - Aziz Nesin
20 - Ziverbey Köşkü - İlhan Selçuk
21 - Ne Güzel Günlermiş - Aydın Boysan
22 - Başucumdaki Müzik - Kürşat Başar
23 - Uçurtma Avıcı - Khaled Hosseini
24 - Bütün İyiler Biraz Küskündür - Nilay Örnek
25 - Kızlarıma Mektuplar Yaşamdan Satırbaşları - Emre Kongar
26 - Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marquez
27 - 80 Günde Devrialem - Jules Verne
28 - Küçük Prens - Saint-Exupery
29 - Baba Öyküler - Jehan Barbur
30 - Adı: Aylin - Ayşe Kulin
31 - Bir Dinazorun Anıları - Mina Urgan
32 - Barbarın Kahkahası - Sema Kaygusuz
33 - Veda - Ayşe Kulin
34 - Ekmek Kavgası - Orhan Kemal
35 - Hayvan Çiftliği - George Orwell
36 - Pygmalion - G. Bernard Shaw
37 - İsmail ve Babamın ‘68 Kuşağı - Necdet Neydim
38 - Faşizme ve Alman İşgaline Karşı Silahlı Direnişte Kadınlar - Ingrid Strobl
39 - Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin
40 - Biz Kimden Kaçıyorduk Anne ? - Perihan Mağden
41 - Anna Karenina - Lev Nikolayeviç Tolstoy
42 - Nar Ağacı - Nazan Bekiroğlu
43 - Baharda Yine Geliriz - Barış Bıçakçı
44 - Don Quijote - Miguel De Cervantes
45 - Hangi Atatürk - Atilla İlhan
46 - İstanbul’un Kuytu Köşeleri - Aydın Boysan
47 - Kalabalıkta Yüzler - Valeria Luiselli
48 - İnsanın Düşünmekten Canı Yanar mı ? - Nevşin Mengü
49 - Kara Yarısı - Mahir Ünsal Eriş
50 - Fikrimin İnce Gülü - Adalet Ağaoğlu
51 - İhtilalin Mantığı (Ve 27 Mayıs İhtilali) - Şevket Süreyya Aydemir
52 - Çok güldük, ağlamayalım - Kürşat Başar
53 - Venedik Taciri - William Shakespeare
54 - Bir Gazetecinin Hayatı 28 Yıl Sonra Abdi İpekçi - Erhan Akyıldız, Tufan Türenç
55 - Martı - Jonathan Livingston
56 - Canım Aliye, Ruhum Filiz - Sabahattin Ali
57 - Şimdiki Çocuklar Harika - Aziz Nesin
58 - İpek Yolu - Peter Frankopan
59 - Sodom ve Gomorra - Marcel Proust
60 - Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli
61 - İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit
62 - Budala - Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
63 - Son Ada - Zülfü Livaneli
64 - Savrulanlar: Dersim 1937-1938 Hatta 1939 - Yalçın Doğan
65 - Sherlock Holmes El Kitabı - Ransom Rings
66 - 68'den 78'e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokaklar - Hikmet Çetinkaya
67 - Cehenneme Övgü: Gündelik Hayatta Totalitarizm - Gündüz Vassaf
68 - Bitmeyen Kavga - John Steinback
69 - Küçük Kadınlar - Luisa May Alcott
70 - Ateşten Gömlek - Halide Edib Adıvar
71 - Vatan Yolunda - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
72 - Persepolis - Marjane Satrapi
73 - Takunyalı Führer - Ergün Poyraz
74 - Sessiz Ev - Orhan Pamuk
75 - Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde - Marcel Proust
76 - Çılgın Kalabalıktan Uzak - Thomas Hardy
77 - Eski İstanbul Hatıraları - Sadri Sema
78 - Yalan Yıllar - Can Kozanoğlu
79 - Peter Pan - J.M. Barrie
80 - Hürriyet O Manşetler: Yazarların Kaleminden Manşetlerin Öyküsü - Tufan Türenç, Sefa Kaplan
81 - İlk Modernler : Yirminci Yüzyıl Düşüncesinin Kökenlerine İlişkin Profiller - William R.Everdell
82 - Fethiye’den Antalya’ya Likya Yolu - Metin Yeğin, Barış Doğru
83 - Sen Benim Hayatımsın - Ferzan Özpetek
84 - Memleketimden İnsan Manzaraları - Nazım Hikmet
85 - Günden Kalanlar - Kazuo Ishiguro
86 - Bu Vatan Böyle Kurtuldu - Erol Mütercimler
87 - Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk
88 - Nazım Hikmet’in Aşkları, Sevdayım Tepeden Tırnağa - Emin Karaca
89 - Grimm Masalları I - Grimm Kardeşler
90 - Aldatmak - Paulo Coelho
91 -Seyyahatname - Aziz Nesin
92 - Ev Ödevi - Nermin Gürbilek
93 - Kanadı Kırık Kuşlar - Ayşe Kulin
94 - Uygarlık Tarihi - Server Tanilli
95 - James Dean : Mutant Kral - David Dalton
96 - Ozan Beedle’in Hikayeleri - J.K.Rowling
97 - Mythology - Edith Hamilton
98 - Ozan Beedle’in Hikayeleri - J.K.Rowling
99 - Kolera Günlerinde Aşk - Gabriel Garcia Marquez
100 - The Complete Works of William Shakespeare - Stanley Wells, Gary Taylor, John Jowett, and William Montgomery
101 - Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck
102 - Atatürk - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
103 - Ben Sana Küskünüm İstanbul - Halit Çapın
104 - Son Kuşlar - Sait Faik Abasıyanık
105 - Savaşın Çocukları: Girit’ten Sonra Ayvalık - Ahmet Yorulmaz
106 - Babıali ve Sadrazamları - Nazır Şentürk
107 - Gazeteci - Tufan Türenç - Erhan Akyıldız, Tufan Türenç
108 - Saka Kuşu - Donna Tartt
109 - Gazap Üzümleri - John Steinbeck
110 - Anne Kafamda Bit Var - Tarık Akan
111 - Klişe Hayatlar Matbaası - Can Yılmaz
112 - Donumdaki Para - Muzaffer İzgü
113 - Türkan - Ayşe Kulin
114 - Muhtelif Evhamlar Kitabı - Ömür İklim Demir
115 - Grace Kelly - Donald Spoto
116 - Düşünüyorum Öyleyse Vurun - İlhan Selçuk
117 - Rahşaniçe - Fatih Dağıstanlı
118- Bir İstanbul Var idi - Burhan Arpad
119 - Republic : Plato - Robin Waterfield
120 - Veba Geceleri - Orhan Pamuk
121 - Devlet Ana - Kemal Tahir
122 - Olağanüstü bir Gece - Stefan Zweig
123 - Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal - Erol Mütercimler
124 - İnce Memed - Yaşar Kemal
125 - Türkiye Günlüğü - Dr. Hulki Cevizoğlu
126 - Kavim - Ahmet Ümit
127 - Benim Beyoğlum - Atilla Dorsay
128 - İbrahim Kaypakkaya - Nihat Behram
129 - Daha - Hakan Günday
130 - 12 Eylüle Doğru Koşar Adım - Cüneyt Arcayürek
131 - Zeytindağı - Falih Rıfkı Atay
132 - Çocuk Kalbi - Edmondo De Amicis
133 - 12 Eylül ve Şeriat - Uğur Mumcu
134 - Marilyn Monroe ve Bilinmeyen Hayatı - J. Randy Taraborrelli
135 - Bu Roman O Kız Okusun Diye Yazıldı - Enver Aysever
136 - Constantinople : The Way It Was and The Green Mosque at Bursa - Louis Marie-Julien Viaud (Pierre Loti)
137 - Özgürlüğün Rengi Mavidir - Cem Seymen
138 - Allah ile Aldatmak - Yaşar Nuri Öztürk
139 - İstanbul Kırmızısı - Ferzan Özpetek
140 - Son İstanbul - Murathan Mungan
141 - Cevdet Bey ve Oğulları - Orhan Pamuk
142 - Mutlu Aşk Yoktur - Louis Aragon
143 - Sokağın Zulası - Ahmet Ümit
12 notes
·
View notes
Nihat Behram’ın Darağacında Üç Fidan kitabını okuduğumda bir otobüs yolculuğundaydım.
Hayat hikayelerini biliyordum.
Deniz’in Yusuf’un ve Hüseyin’in (3 fidanın) ama kitabınında bu kadar etkileyeceğini bilmezdim.
Kesintisiz 40 sayfa okumuştum gözyaşlarımla ve beni hala hiç bir kitap öyle etkilemedi.
Tekrar okumak istedim o ya cesaret edemedim ilk okuduğum o anın büyüsünü bozmak istemedim. Ruhunuz şad olsun. 🖤🌸
Şiir bitti! Kurudu esin çağlayanı umudun
Dindi suların tendeki çılgın uğultusu
Öpüşlerin düşlerin filizleri yolundu
Kimse ağlamıyor özlerken... Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin
Bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak
gülüşler kıvılcımsız
Can bitkin, dil tutsak... Şiir bitti!
Bulandı yüreğin özgür sesi
Çığlığı duyulmuyor sevincin... Şiir bitti! Bozuldu ışıktan büyüsü duyguların
Korkunun da ucuzları türedi coşkununda
Erdem sığlaşıp özüne yabancılaştı
dal kuru, dalga uysal
Herkes her şeyin sahtesine alışkın Şiir bitti! Dindi rüzgarın tükenmez gücü
Ağıtlar yetim,türküler öksüz. Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk
Alaycı çalgılar dökülüyor şarkılardan
Hüzün sürgün aşk yılışık... Sokakta sabrın tiryakisi ruhsuz bir kalabalık...
Tek umut ki yaşam bitti demeye varmıyor dilim
O da çocukların sesleri...
Nihat Behram Şiir Bitti.
22 notes
·
View notes
Darağacında üç fidan...
"Vatan onu parsel parsel satanların değil, uğrunda darağacında gidenlerin vatanıdır."
20 notes
·
View notes
Books beside your bed, Kiss me twice, One I want x
books beside your bed (top 5 books)
a well tempered heart
merdivende üç şair (a turkish one)
1984
a tale of two cities
darağacında üç fidan (also a turkish one)
kiss me twice (are you alright today)
no not at all but you know i’m trying
one i want (name one thing you want but can’t have)
stable mental health :)
ask me paper rings questions!
6 notes
·
View notes
Darağacında üç fidan...
12 notes
·
View notes
Nihat Behram - Darağacında Üç Fidan
https://yadi.sk/i/8zriRLYxvzkaew
4 notes
·
View notes
6 Mayıs 1972
Darağacında üç fidan!
Gezmiş!
İnanmış!
Aslan gibi kükremiş!
✌️✌️✌️
* * *
Görsel: Gürbüz Doğan Ekşioğlu
26 notes
·
View notes
Darağacında üç fidan!
Unutmadık unutmayacağız!
“Bir yangın ormanında püskürmüş genç fidanlardı.
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardır.
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalarlardı.
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı”(A.İlhan)
2 notes
·
View notes
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...
// (Attilâİlhan)
#DenizGezmiş #YusufAslan #Hüseyinİnan
18 notes
·
View notes
Devrimin kitapları demişsin peki piyasada devrim kitapları nı neden göremiyor uz. Ülkemizde hala devrim i tam anlamıyla benimsemiş olan birileri varmıdır
Öncelikle “Devrim’in kitapları”, yani benim ismim ‘Devrim’ .. Bundan kastım, bu bloğun benim yazdığım, satın alıp okumuş olduğum kitapların alıntılarından oluşuyor olduğunu temsil ediyor olmasından ileri gelmektedir. Senin sorduğun ikinci kısma gelirsek ise, bu ülkenin her karışı devrimdir. Ki piyasada devrim kitaplarını sürekli görmektesinizdir. Hali hazırda Nutuk bile bu ülkenin 1.dünya savaşından cumhuriyetin gelişimini gösteren bir devrim hareketini anlatır. En basitinden ise bir aşk öyküsü bile devrimi nitelendirebilir, bu devrim perspektifinizle alakalıdır. Siyasal olarak bakarsan; iktidar insin, muhafazakar kesim düşsün, güncel yeni organik aydınlar gelsin, organik kriz olsun, hegemonya yıkılsın.. Toplumbilimsel olarak bakarsan; bu toplum değişsin, bu kafalar düzelsin, toplumumuz moderliğe ve çağdaşlığa erişsin.. Mesela örnek olarak Türkiye’nin ilk zamanlarında sırasıyla tavsiye edebileceğim; Ziya Gökalp ve Şerif Mardin’in kitapları bunlara örnek olabilir, Türkiye’de ki toplumsal değişmenin öncüleri nasıl olmuşlar görebilirsin. Bireysel ve felsefi devrime bakarsan ise, insanın kendi öz gelişmesini dert edinmen gerekir.. Okullardaki bireysel eğitimlerin güncelliğinden tut, aile içindeki ilişkiler, eril merkeziyetçiliğin kalkması ve hatta birinin bir başkasına aşık olması bile devrim olabilir. Bu ülkede çok fazla devrim kitabı var yani. Ancak senin derdin bu değil tabi.. Siyasal devrim üzerine odaklısın sanırım. Ülkemizde de çok fazla devrim yazarı var, Nihat Behram mesela bir devrim girişimini anlamak için okunması gereken yazarlardan birisidir, özellikle ‘Darağacında üç fidan. Hatta bunları okumadan önce 1980li yıllara kadar Türkiye nasıl bir gelişim göstermiş onu okuyun, çok akıcı ve beğenerek okuduğum Gazanfer Kaya’nın bir kitabı var “Toplumsal değişme sürecinde siyaset ve özgürlükler” bunu kesin okuyun bence.. Son sorunun üstünde duracak olursak da, tabi ki de var ancak senin devrimden beklentin ile başka insanların beklentileri birbirine uymuyor olabilir, hepimiz aynı acıları çekmiyoruz sonuçta.. Karl Marx bile devrim ihtimali için yedek iş gücü ordusunu göstermişti. Yani ezilen, işsiz kalan işçiler birbiriyle aynı acıyı çektiklerinden ortak bir bilinç geliştirecekti ve bu da devrim’i zorunlu kılacaktı. Türkiye’de en çok satılan siyasal kitaplardandır ‘Komünist Manifesto’ ancak ben komünistim diyen kişilerin %80′i okumamıştır, aynı ben müslümanım diyen kişilerin %90′ının Kuran’ı okumaması gibi. Neyse çokta uzatmayayım, bu konu uzadıkça uzar çünkü.. umarım açıklayıcı olmuştur cevabım ^^
17 notes
·
View notes
Birleşik Kamu-İş Samsun İl Temsilcisi Onur Gündüz, “Darağacında üç fidan, yüreğimizde sonsuz bir orman oluşturmuştur” sosyal medya paylaşımı nedeniyle 30 Kasım’da yargılanacak.
0 notes