Geldin bahçeme çiçekler ektin,sonra gitmeye karar verdin,giderken yeni açmaya başlayan çiçeklerini ezdin geçtin,bahçemi mahvettin,eskisinden de kötü hale getirdin.
Bayan charms içkisinden bir yudum aldı ve arthuru son kez hayatta gördüğü anı düşündü bahçesinde çiçeklerini sulayan bu adamı bir kez daha göremeyecek olması ne yazdık diye düşündü. Elindeki içki kadehini arthurun mezar taşına doğru kaldırdı “şerefe eski dostum” diye mırıldandı “bu dünya da sahip olduklarının ve yeni hayatında sahip olacaklarına kadeh kaldırıyorum” dedi buruk bir tebessümle…
Ve “şerefe” dedi bayan charmsa. “Yaşayamadıklarım ve yaşayacaklarım için kahdeh kaldırıyorum” dedi Arthur sevinçle
"Dışa bakarsan yanılırsın, zira ne cevherler vardır ki bir harabenin içinde, ne nimetler vardır ki kara bir kabuğun içinde, ne eşsiz güller dikenlerin içinde….
Insan da bu misal işte… Sırf beden değildir. Öyle zannedersen hata edersin. Zira dış yanıltır, iç yanıltmaz. Yaş gözden aksa da gönülden gelir. İşte bizim derdimiz de ve vazifemiz de içte olanı görmek değil midir?"