Tumgik
#rüya ve yaman
azizefan · 7 months
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Rüya + Yaman in episode 1x2
46 notes · View notes
solumadokunma · 1 year
Text
2016'da Öldürülen 261 Kadını İsimleriyle Anıyoruz
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz 261 kadının isimleri...
03 Şubat 2017, Cuma 00:03
bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler 2016’da en az 261 kadın ve kız çocuğu öldürdü. Öldürülen kadınların altısı Suriyeliydi. İkisi ise trans kadınlardı.
2016’da öldürülen her dört kadından biri ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma/birliktelik teklifini reddedildiği için öldürüldü.
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz kadınların isimleri şöyle:
Ocak
Sultan Sarı, Şükran Akçakoca, Songül Demir, Fatma K., Gülden Çobanoğlu, Diya Hudra, Duygu Şen, Zeliha Kara, Hediye Yolcuoğlu, Hümeyra Korkmaz, Rabia Kızılkaya, N.S., Güler Subaşı, Yeliz Tokçak, Nafiye Kirişçiler, Leyla Laman, Hülya Okatan, Leyla Kuruçay, Serap Çınar, Nurhan Eriş, Dervişe Kara, Hacer Kara, Pembe Canal, Aliye Canal, Edibe Demirbilek, Bahar Turhan, Nurcan Arslan, Türkan Akal, Fahriye Halil
Şubat
İsmet Çiftçioğlu, Tülin Türe, Yıldız Tongul, Tuğba Taş, Şener Çakmak, Gülay T., Türkan T., Gül T., Nurcan Çakmak, Nesrin Aksoy, Hatice Aksoy, Kübra Acar, Elif Zelal Yeni, Hamiyet Uğur, M.B., Burcu Akkuş Kaya, Zeynep Çelebi, Güler Taflan, Burcu Acar, Hülya Aydın, Zeliha Köse, Türkan Sarıkaya, Selma Kiraz
Mart
Fatma Karakoyun, Emine Baştan, Beysun Özkanışlı Düz, Şeker Buse, Yasemin Altun, Safiye Geyik, Hilmiye Demitürk, Müzeyyen Neşeli, Demet Karataş, Nermin Akçay, Şükran Durmaz, Ayşe Şöhmelioğlu, Sebahat Özdemir, Sueda Üçoğlu, Gönül Çakı, Tenay Çakı, Aysun S, N.T.B., F.A., Aynur Gökhan , Özlem Koç, Neslihan Kızılkaya, Ayşegül Şimşek, Elena Carnelia, Sibel Çadırcı, Latife Çetinkaya, Elveda Battal, Hediye Durmaz
Nisan
Emine A., Gönül Gürbüz, Serap Demir, Filiz Coşkun, Hülya (Rüya) Polat, Gülcan Demir, Rita Darı Winkler, Hatice Öztürk, Güllü Çelik, Emine Uysal, Sultan Zora, Fatma Kızılçelik, Simge Alay, İlknur Keskinsoy, Özgecan Arslan, Nuborakhon Usmonova, Şerife Yılmaz, S.M.A, Gülseren A.
Mayıs
Fazile Özmen, Neşe Adıgüzel, Asmer Gruyeva, Güner G., Dilek Adıgüzel İnanç, Necmiye Ceren Baran, Rukiye Sezer, Elmas Başdüzen, Ghada Shekhousi, Behiye Güçlü, Zeliha Uygur, Zübeyde Ünlü, Fatma Kayıkçı, Esra Güvem, Gizem Bulut
Haziran
Ceren Demirkan, Sibelcan Çobandedi, Meryem Özcan Şanlı, Emine Türken, Sultan Bayram, Damla Kozak, Yıldız Eryılmaz, Afife Barsal, Serpil Sağır, Esra Adıgüzel, Abide Demirli, Zeynep Nalbant, Cansel Bağlı, Özlem Gülyaprak, Ayla Coşkunlar, Seda Erol, Nezahat Durmaz, Fettaha A., Selma Güngör, Gizem Ekinci, Bahar Akbaş, Asiye Özbay
Temmuz
Özlem Sarıkurtbay, Güleser Şimşek, Banu Demirok, Yıldız Çakır, Fatma Baloğlu, Fatma Şengül, Menel İsmail, Nurcan Efe, Sibel Çelik, Arzu Nevruz, Şükran Gülçelik, Medine Özata, Anakız Dorum, Güler Dursun, Şehriban Akbaş, Berivan B., Aysun Ural
Ağustos
Kader Kaya, Esma Şenek, Hanife Şenek, Amine Demitaş, Neslihan Kaymaz, Gizem Günay, Menekşe Kerçin, Meltem Ece, Fatma Ayhan, Şeyda Bak, Gülizar Turan, Neşadiye Gökmen, Türkan Köse, Gülhanım Ekber, Naime Öztemurcu, Muazzez Türkyılmaz, Nezife Ersoy, Gizem Şolpal, Semiha Keyik, Çiğdem Pala, Ümmügülsüm Dursun
Eylül
Fatmagül Karakaş, Suphiye Avşar, Cennet Gülbeyaz, Esen Yaman, Sema Acar, Fatma Alp, Alev K., Ebru K., Semra Ezel, Yeliz Y., Türkan Mavi, Zekiye Bakırcı, Esma Kamalı, M.K., Kadriye Polat, Özlem Yıldırmaz, Özlem Yıldırmaz, Fatma Metinöz, Asma Bobdione
Ekim
Özlem Yıldırım, Seycan Birişik, Elvan Dedeler, Havva Eker, Rosham Arab, Müberra B., Hasret Akdoğan, Figen Titiz, Senem Zeybek, Zeynep Aksoy, Emine Kuru, Çiğdem Koç, Hüsne Kocamanoğlu, Arife Çolak, D.Ö., M.A., Samaya K., Irmak Kupal, Mehtep Özkanlı, Fulya Özdemir, Derya Demirkan, Raciye G., Güler Mete Oğuz, Saniye Özdemir
Kasım
Fatma Kente, D.E., Hatice Sökmen, Merve Coşkun, Satı Kan, Amina Almouna, İmhan Kılıç, Kübra Karğın, Nargül Ölmez, Nursel Şengül, Havva Er, Filiz Yurdabak, Gülşan Yurdabak, Fatma Elif Uysal, Müjgan Abacı, İlknur Y., Sibel Keklik, Selime Ateş, Hafize Müjde Özer, Fatma Karabulut, Münevver Erkan
Aralık
Tuğçe Uludağ, Vildan Kandemir, Şehriban Elmas, Zeynep Demir, Songül Erçil, Nisa Özlem İnçke, Berfin Yıldız, Amine B., Gülnaziye Köseoğlu, Fatma Köse, Gamze T., Kader Korkmaz, Sevin�� A., Meltem Karaslan, Şehriban Dinç, Sinem Kır, Sevgi T., Renim Taha Mehlül. (ÇT)
İstanbul - BİA Haber Merkezi
2 notes · View notes
kurtlukiraz · 6 months
Link
Yaman ve Alaz, Çağla'yı kanlar içinde buldu. ÇOK KAN VAR ABİ... Yabani 10. Bölüm Sahneleri: (14 Kasım 2023) Yabani Her Salı 20.00'de FOX'ta! Yaman, babasından aldığı bilgiyle dağılmıştır. Alaz da Rüya’yı sevmektedir. Yaman eğer bu düşmanlığın bitmesini istiyorsa Rüya’ya olan aşkından vazgeçmek zorundadır. Rüya olan bitenden habersiz Yaman’ın ellerini tutarken, Alaz da yaşadığı aşk acısıyla Asi’nin peşine takılır. İki gencin gecesi Yaman’ın karşılarına çıkmasıyla biter. Çağla, Rüzgar’a hamile olduğunu söyler. Rüzgar için bu bulunmaz bir fırsattır. Çağla’yla evlenip Soysalan ailesinden intikamını alacaktır. Neslihan Güven’le arasına babasının girmiş olduğunu öğrenmiştir. Bu büyük aşkın kaderini değiştiren Eşref’tir. Neslihan bu gerçekle hastaneye döndüğünde onu daha kötü bir haber beklemektedir. Ece’nin durumu ağırlaşmış, kızının yaşaması için nakilden başka çare kalmamıştır. Eşref, otopsi sonucuyla yıkılır. Sonuç beklediği gibi çıkmamıştır. Ama Feride bu işin içinde Şebnem’in olduğundan emindir, bu şüphe onu yeni bir yola sokar. Şebnem kaçarken son anda polis tarafından durdurulur. Yakalandığını, yolun sonuna geldiğini düşünürken onu bir sürpriz beklemektedir. Rüya, Yaman’ın kendisine neden soğuk davrandığına, uzak durduğuna anlam veremez. Bu durumu Ece’nin hastalığına yorarken aslında öyle olmadığını anlar. Çağla, Rüzgar’la buluşmak için evden kaçar. Bunu fark eden Rüya Çağla’nın peşine takılır. Son anda Yaman’a haber verir. Buna sinirlenen Çağla bütün ailenin önünde hamile olduğunu söyler. Ne yaparlarsa yapsınlar Rüzgar’la evlenecek bu çocuğu doğuracaktır. Aile bu gerçekle sarsılır. Güven söz verdiği gibi Umut’un ameliyatını yapıp gidecektir. Serhan’ın planından habersiz ameliyata girer. Yaman ameliyathanenin önündeyken Rüzgar’dan gelen bir mesajla sarsılır. Çağla üstünde annesinin gelinliğiyle evden kaçmış Rüzgar’la buluşmuştur. Ama işler düşündüğü gibi gitmemiştir. “Kimi kimden koruyorsunuz?” dedi Yabani. “Bizi sokaklardan mı, yoksa sokakları bizden mi?” Henüz dört yaşındayken köklü bir aileden kaçırılıp sokaklara düşen Ali, tam on yedi sene sonra evine Yaman olarak döner. Bu hikâye, bu gencin “Yaman Ali” olarak kendini yeniden var etme mücadelesinin hikayesidir. Oyuncular: Halit Özgür Sarı, Simay Barlas, Yurdaer Okur, Dolunay Soysert, Bertan Asllani KÜNYE Yapımcı: Fatih Aksoy & Mehmet Yiğit Alp Yapım Şirketi: NTC Medya Yönetmen: M.Çağatay Tosun Hikaye/Senaryo: Hilal Yıldız Genel Koordinatör: Emel Kurt Uygulayıcı Yapımcı: Cenk Yengin Müzik: Ender Gündüzlü Tür: Dram Resmi YouTube Kanalı: Resmi İnstagram Sayfası: Resmi Facebook Sayfası: Resmi Twitter Sayfası: #NTCMedya #Yabani #HalitÖzgürSarı #SimayBarlas
0 notes
gundemburadadedim · 6 months
Link
Yaman ve Alaz, Çağla'yı kanlar içinde buldu. ÇOK KAN VAR ABİ... Yabani 10. Bölüm Sahneleri: (14 Kasım 2023) Yabani Her Salı 20.00'de FOX'ta! Yaman, babasından aldığı bilgiyle dağılmıştır. Alaz da Rüya’yı sevmektedir. Yaman eğer bu düşmanlığın bitmesini istiyorsa Rüya’ya olan aşkından vazgeçmek zorundadır. Rüya olan bitenden habersiz Yaman’ın ellerini tutarken, Alaz da yaşadığı aşk acısıyla Asi’nin peşine takılır. İki gencin gecesi Yaman’ın karşılarına çıkmasıyla biter. Çağla, Rüzgar’a hamile olduğunu söyler. Rüzgar için bu bulunmaz bir fırsattır. Çağla’yla evlenip Soysalan ailesinden intikamını alacaktır. Neslihan Güven’le arasına babasının girmiş olduğunu öğrenmiştir. Bu büyük aşkın kaderini değiştiren Eşref’tir. Neslihan bu gerçekle hastaneye döndüğünde onu daha kötü bir haber beklemektedir. Ece’nin durumu ağırlaşmış, kızının yaşaması için nakilden başka çare kalmamıştır. Eşref, otopsi sonucuyla yıkılır. Sonuç beklediği gibi çıkmamıştır. Ama Feride bu işin içinde Şebnem’in olduğundan emindir, bu şüphe onu yeni bir yola sokar. Şebnem kaçarken son anda polis tarafından durdurulur. Yakalandığını, yolun sonuna geldiğini düşünürken onu bir sürpriz beklemektedir. Rüya, Yaman’ın kendisine neden soğuk davrandığına, uzak durduğuna anlam veremez. Bu durumu Ece’nin hastalığına yorarken aslında öyle olmadığını anlar. Çağla, Rüzgar’la buluşmak için evden kaçar. Bunu fark eden Rüya Çağla’nın peşine takılır. Son anda Yaman’a haber verir. Buna sinirlenen Çağla bütün ailenin önünde hamile olduğunu söyler. Ne yaparlarsa yapsınlar Rüzgar’la evlenecek bu çocuğu doğuracaktır. Aile bu gerçekle sarsılır. Güven söz verdiği gibi Umut’un ameliyatını yapıp gidecektir. Serhan’ın planından habersiz ameliyata girer. Yaman ameliyathanenin önündeyken Rüzgar’dan gelen bir mesajla sarsılır. Çağla üstünde annesinin gelinliğiyle evden kaçmış Rüzgar’la buluşmuştur. Ama işler düşündüğü gibi gitmemiştir. “Kimi kimden koruyorsunuz?” dedi Yabani. “Bizi sokaklardan mı, yoksa sokakları bizden mi?” Henüz dört yaşındayken köklü bir aileden kaçırılıp sokaklara düşen Ali, tam on yedi sene sonra evine Yaman olarak döner. Bu hikâye, bu gencin “Yaman Ali” olarak kendini yeniden var etme mücadelesinin hikayesidir. Oyuncular: Halit Özgür Sarı, Simay Barlas, Yurdaer Okur, Dolunay Soysert, Bertan Asllani KÜNYE Yapımcı: Fatih Aksoy & Mehmet Yiğit Alp Yapım Şirketi: NTC Medya Yönetmen: M.Çağatay Tosun Hikaye/Senaryo: Hilal Yıldız Genel Koordinatör: Emel Kurt Uygulayıcı Yapımcı: Cenk Yengin Müzik: Ender Gündüzlü Tür: Dram Resmi YouTube Kanalı: Resmi İnstagram Sayfası: Resmi Facebook Sayfası: Resmi Twitter Sayfası: #NTCMedya #Yabani #HalitÖzgürSarı #SimayBarlas
0 notes
gotuboyalicivciv · 11 months
Text
bilirsin sen beni çok uzakta da değilim aslında gör artık beni yanına gelemedim ama sen bulursun beni seversin hem son bir kaç hafta zor geçti sevgim değil ama sabrım tükenmek üzere biliyorsun sana olan sevgimi bu yükü sana bırakamam yalnızlığa alışığım ben ama geceleri uyuyamıyorum işte alışmışım sesinle uyumaya gitmek istemiyorum senden sadece anılarımızı sakla sevmeyi de unutma çok güzel seversin sen olmadı diye isyan da etme bir sen bir de sigaram var üstüme sinen bilmiyorum anlamam da ayrılığın dilinden ki gittiğin zaman sadece puslu bir ses kaldı aşktan geriye sen gel geceleri bana sor o zaman anlarsın özlemek ne demek hatıralar da zoruma gidiyor hem çok sevdik kolay değil silmek senden öncesi de sonra da önemsiz olacak benim için ayrılık çok yaman geçmez oldu zaman ne annem anladı ne kardeşim sadece hoş bir hatıran yeter oldu bana ben sende tutuklu mu kalacağım bilmiyorum ama kendi hayatımdan çalacaksam senin için varsın çalayım uyuyamadım diye saçmalıyorum belki de ama gökyüzünde ki tüm yıldızlar gözlerinin ışıltısını hatırlatıyor rakı da çözüm değil sen olmadıktan sonra hayal mi gerçek mi yaşadıklarımız bilmiyorum ama seni tanımak çok güzeldi bu şehir beni belki hiç anlamayacak ama tek çarem senmişsin gibi geliyor be sevgili yoruldu gözkapaklarım kalbim uykusuz bu gecelerde herkes gider mi bilmiyorum ama sessiz bir gece bu gece yorgun ve ıslak bakışlarım kimse anlamıyor diyemem her şey biter mi ki hem çok erken değil mi sevgilim sen hala üşürken ben nasıl ısınayım çok erken be sevgilim benim için sil şimdi geceyi ve tut kendi ellerini okşa saçının her telini ve kendin için yakar mısın mumlarımızı mutlu yıllar sevgilim sensiz kutlarım bu geceyi çok yalnızım kalbimde bir umutla bekliyorum bir şarkı mırıldan bizim için seni hiç beklemezken geldin hayatıma bu sonsuzlukta savrulduk birlikte kaybolduk kafam biraz dağınık biraz soyutlandım hayata karşı gülüşlerin bir insanı öldürecek güzellikte bir tek seni sevmeyi bilen salak bir kadınım sadece giy ince bir şeyler kanatların incinmesin meleğim saçların ıslanacak yağmurlarda ellerimi uzatacağım ama tutmayacaksın uyanmak istemediğim bir rüya gibiydi koskoca sekiz ay seninle ağlayıp saatlerce konuşup verdiğim tüm sözleri unutuyorum sigarayı dibine kadar içiyorum gene de senin hakkında kötü bir şey diyen olursa asla inanmıyorum sevgilim okyanusta boğuluyorum sorma beni ne kadar yakınsak o kadar uzağız işte seninle sonbaharı çok severim ya ben o sonbaharı anımsatan gözlerin sesin gülüşün ben hapsinden razıyım artık dön tekrar sarılalım bak ben çok özledim gülüşlerin kaldı gözyaşlarımda sadece içim yanıyor sensizlikten zor oldu aslında ama çok sevdik umudum var hala buradayım gitme de lütfen çünkü ben denden gitmek nedir bilmem ama sürekli kanıyor yaram ve hala çok seviyorum papatyaları o kıyamadığım papatyaların falına baktım zamanımız varsa hep seviyor çıktın hasret resmini çizdim sana ben sana hep teslim oldum ve hep ben koştum yanına ölmedim belki ama acım hiç dinmedi yüzüm gülmedi ama inadıma hep sevdim seni uzak kalamadım yollarına tutup saramadım kollarıma ama gene de anlatamam başkasına seni kıskanırım o da sevecek diye savaşlarımız bitmedi kırlangıçları gördüm ama peki bir acı ölene kadar mı devam eder sahi ölüm bir son olmadı çünkü ama bu acıyı biz seçtik birlikte senden bana bir şarkı kaldı bir kaç hatıra uyku düzenimi siktim mesela şu an gittiğin an her anımızı hatırlamaya çalıştım seni ve hatıralarımızı unutmak kolay değil bir yanda yaşadığımız güzel günler bir yanda anılar seni yaşatacak çok şey var içimde alkolden sarhoş değilim ama gözlerinin renginden kokunun derinliğinden sarhoşum inceden gözüm dalıyor sen çıkıyorsun hep karşıma sebebim sensin belki de yaşamak için derbeder bir haldeyim günlerdir sokaklarda dolaşsam kime anlatsam derdimi bilmiyorum korkuyordum korktuğum oldu ama çabuk gel derin yaram çok derin dermanım sensin tez gel başka bir şey istemem beni derde sen saldın sen gel başka tabiplere gerek yok ömür bir nefes arasıdır sevgilim sıra elbet bana da gelir o zaman çok yaş dökme ardımdan kıyamam sana bilirsin yaram gönlümde sen gel yanı başıma..
1 note · View note
destinaa7-blog · 1 year
Photo
Tumblr media
Nerede kalmıştık?? İlk panik atağımdan sonra eve geldim... Saatler geçmek bilmemişti.... Hastaneden eve geldiğimde yorgunluktan bitap düşmüştüm. Fakat uyumak o denli zordu ki benim için..... Korkuyordum.... Ya tekrar olursa? Ya bu sefer hastaneye gidemezsem.. Yetişemezsem? Ya sahiden kalbimde bir problem varsa ve bunu farkedememişlerse? O zaman ne olacaktı? Tüm dünyam alt üst olmuştu. Yıllardır onca zorluğa göğüs germiş olan beynim bu sefer bana meydan okuyordu. Hem de en sert en kuvvetli şekilde... Nasıl atlatacaktım bunu.... Kendimi hiç bu kadar zayıf hissetmemiştim. O cesaretten özgüvenden eser kalmamıştı....... Beni en çok korkutan şey zihnimin ne denli kuvvetli olduğunu bilmekti... Ardından derin bir sessizlik.. Ertesi gün  direkt işimden istifa etmiştim. Bana iyi gelmeyen ne varsa hayatımdan def edecektim.. Kararlıydım. Bu benim için yeni bir başlangıçtı. Beni üzen kıran ne varsa ertlemeyip hayatımdan def edecektim.... Uzun bir istirahete ihityacım vardı. Fakat sonuç yine hüsrandı.... Daha 1 hafta olmamıştı atak geçeli... Ansızın bir cafe de çayımı yudumlarken tüm kasvetiyle geldi bana. Onca kalabalığın içinde bardağı falan devirip fırlayarak çıkmıştım  oradan. Yaptığım onca şey boşunaydı... Panik Atak yine bedenimi ele geçiriyordu. Ölecektim... Ölüme yine çok yakındım. Bunun doğru olmadığını haykırsa da içerilerde bir yerlerde olan o tiz ses, beynime söz geçiremiyordu.... Allahım nasıl da yaman bir savaştı bu.... Deliler gibi yürümeye başladım. Telefonun bir ucunda sevgilim.... Sürekli girdiğim davaları anlatıyor dikkatimi dağıtmaya çalışıyordum. Ama kaçtıkça peşimi bırakmıyordu... Dikkatim asla dağılmıyordu.... O gün 3 km yürüdüm. Etkileri 7 saat boyunca sürdü..... Durum çok ciddiydi. Evet bu sefer daha kontrollüydü en azından kalp krizi geçiriyorum diye hastanede bulmamıştım kendimi. Fakat o kadar yıpratıcıydı ki benim için.... Çok yorulmuştum. Zaten çok zor şartlarda hayatımı sürdürürken bu başıma gelmemeliydi. Hayır doğru zaman değildi... Güçsüzdüm.... Acilen psikoterapi aldım..... Uzun zamandır ara verdiğim psikolog seansımı yaptım. Rahatlattı mı bir nebze... Fakat sürekli tetikteydim..... Sonra tamamen iç dünyama yöneldim. Gittim bir sürü kitap aldım. Spiritüel dünyaya adadım kendimi... Daha çok kendime vakit ayırıyor ruhuma iyi gelecek şeyler yapıyordum. Uzun bir seyahate çıktım. Uzun zamandır görmediğim sevgilime koştum...... Her şey yoluna giriyor gibiydi..... Uzun zaman sonra ilk defa huzurlu hissediyordum. Onu konuşmadıkça ondan daha çok kurtuluyor gibiydim. Teslim olmuştum. Evet ataklar geçirmiştim. Ama bu dünyanın sonu değildi. Güçlüydüm.. Üstesinden gelebilirdim. Öncekilerde geldiğim gibi. Babamın ölümünde dahi bir şekilde devam edebilmiştim.... Uzun zaman geçmişti... Yeni bir işe başlamış motivasyonumu toplamış bana kötü gelen her şeyi bırakmıştım... Zaten doğumgünüme böyle girmek en son isteyeceğim şey olurdu.... 7 ŞUBAT..... Fakat tam her şey yoluna girdi derken 6 Şubat...... 6 şubatta her şey tepetaklak oldu. 10 il beşik gibi sallanmıştı.... O sabaha böyle uyanmak...... Kalbim çok acıyordu. En kötüsü depremden saatler önce gördüğüm haberci rüya beni çok etkilemişti....  Bu denli büyük bir felaketi önceden görmek ve elimden hiç bir şey gelmeyişi ruhumu darmaduman etmişti..... Yeni yaşıma kocaman bir acı binlerce kayıpla giriyordum... Panik havası hakimdi dünyama...Kalbim hep çıkacak gibi yerinden.... O göçük altındaki insanların sürekli seslerini duyar gibiydim... Üşüyordum.... Korkuyordum.... Sürekli neden kötü şeyler oluyordu? Takıntılarım hat safhaya ulaşmıştı. Hayat durmuştu benim için. Uzak durmam gerektiğini bildiğim halde haberlerden kendimi alıkoyamıyor zaten sallantıda olan psikolojimi iyiden iyiye dibe sürüklüyordum.... Çok kayıp vermiştik.... O insanları canlarımızı düşündükçe göğüs kafesim parçalanak gibi oluyordu.... Günlerce kendime gelemedim... Verilen kayıplarımız vardı... Çok acı...... Evren neye evriliyordu? Birlik bilinci ile hareket etmemiz gereken bir dönemden geçerken benim ruhum çok güçsüzdü.... Herkese şifa enerjisi göndermeyi denemeyi bırak kendime bile iyi gelemiyordum....Benim bu süreçte görevim neydi? Toplum olarak bu kadar büyük bir acıyı nasıl atlatacaktık... Bu deneyimin sırrı neydi? Son günlerde kötüleşmeye başlamıştım. 2.cil travma yaşıyordum....  Ve evet hoşgeldin Panik Atak..... 3 gün önce yine geldi... Çok şiddetliydi... Onca acıya inat sanki beni öldürmeye gelmişti.... 1 Aydır verdiğim bunca emek.... Yine yenilmiştim... Bu seferkinde çok savaştım. 5 saat kadar sürdü... Saatlerce soğuk du��ta kaldım... Yenilmeyecektim.... Ama yenildim.... Saatlerce bitmedi.... Korkuyordum.... Artık daha ciddi destek almam gerektiğini farkettim... Ve hayatıma kabul ettim antidepresanları... Sonrada burada buldum kendimi..... Uzunca bir zaman beraber olacağız... Yalnız değilsiniz....  Sağlıcakla kalın......
16 Şubat Perşembe 2023 
0 notes
laviniavq · 3 years
Text
Sen benim için çok özelsin. Kelimelerle ifade edilmesi çok zor olan, Türkçe'min yetemediği kadar. Evet daha önce, yüzünü fotoğrafların hariç başka hiçbir yerde görmedim. Seninle görüşen arkadaşlarının şansından çok isterdim. Üstelik Dilan'ın şansından.
o seni zahiri olarak görebilir, ama ben seni maneviyatıma işlettim.
Evet sevgilim, bir kış sabahıydı. Bir gün cesaretimi toplayıp, eninde sonunda ağzımda ekmek varken seni sevdiğimi sana söyledim. Oldukça korkak ve çekingendim. Çünkü tüm umudum şu şekildeydi: "o benden hoşlanmayacak, arkadaşı olarak görüyor". Ama sonradan, "Sonunu düşünen kahraman olamaz Aleyna, en fazla seni reddeder". diye düşündüm ve parmaklarımı, ağzımdaki ekmekle büyük bir heyecanla, titrek ellerimle yazdım. -"Yaman, senden hoşlanıyorum"- diye. Çok geçmedi, hemen yazdın. "En azından deneyelim" dediğinde, bu Dünya'nın en mutlu kızı yapmıştın beni. İlk defa, (-ki diğerleriyle hiç ciddi düşünmüyordum, İstanbul'da olmalarına rağmen-) seninle yapabileceğimi, sanaldan cidden birisini sevebileceğimi düşündüm. Oysa, sanalı aşıp, kilometrelerce öteden kalbimi saracak olan ellerinden habersizdim.
İlk zamanlar oldukça öküz, çekingen ve bir o kadar da tedirgindim. Diğer konuştuğum hiçbi' erkeğe benzemiyordun. Nasıl bir tavır takınacağımı, nasıl bir üslupla konuşacağımı karıştırmış bir vaziyetteydim. Oldukça şımarık davranıyordum, çünkü o zamanlar 14'ünden çıkmış, 15 yaşında bir kızdım. Gerçi hâlâ çok büyük olduğum söylenemez, 16 yaşındayım. Ama tek bir farkı var yaşımın: ben senin Galata'lı kız çocuğunum. Şu 365 günde, seninle büyüdüm, hâlâ da büyümeye devam ediyorum. Her neyse, öyleydi işte sevgilim, oldukça dağınıktım. Seninle düzene girdim. Sonra, günlerden bir gün ayrılmak istediğini söyledin. Haklıydın, çünkü girip sana zaman harcayamıyordum, malûm bir ameliyat geçirmiştim. Sen, her zamanının benimle geçmesini isterken ben elimin uzaklığındaki telefonu alıp sana yazmaktan acizdim bile. İşte o zaman, yıkılmak, yok olmak, bitmek, hüzün, aşk, hâyâl kırıklığı gibi duyguları bir anda hissettim. Ki ben, hiçbir şeyi genelde kafaya takmazdım. İşte o zaman kaybettiğimi, ve hayatından bir hiç olup gittiğimi sandım. Sessiz ve habersiz kız çocuğu ölmüş gibi bir şeydi.
ama sonra nereden bilebilirdim ki bir gün ailenin beni evin kızı olarak görüp seveceğini?
Hayatlarımız ihtimaller ve kararlar üzerine kurulu. Bizim ileride karşılaşmamız kader, fakat yan yana kalmak ise bizim irademizdir.
Neyse, o gün çok durgun hissediyordum, ama unutup geçeceğini sanıyordum. Ama bir insan, unutulmayacağını seninle öğrendim. İlk ayrıldığımızda canım o kadar yanmamıştı, ve bir gün tekrar barıştığımızda seni daha çok sevmeye başlamıştım, yıl 2020. İşte sana deli gibi bağlandığımın yılı. Seninle bir yıl daha atlatıyoruz sevgilim.
Hatırlıyor musun? Sana bir ara sürekli yazıyordum. 'Özledim' diyemememin farklı bir yoluydu bu da. Ama bana 29 Nisan'da, "Sanırım Rüya ile barışmak bana en güzel hediye oldu" dediğinde, yer yarılsa da yerin içine girsem diye düşündüm ve direk ayrıldım sohbetten. İşte o gün çok ağlamıştım. Seni resmi olarak tamamen kaybettiğim gündü. Beni tamamen aklından çıkarmış, o öpülesi kalbine başka bir kadını almıştın. Tüm güzel iltifatlarını artık o alıyordu, sevginden o besleniyordu. Bense aç bir çocuk gibi kalmıştım, yemeği başka bir çocuk tarafından kapılmış bir, kız çocuğu.
Bir ara da, seninle sürekli sesli konuşuyorduk hatırlıyor musun? Sana ex aşklarımı anlatıyordum kfnvşdpfm :) sana hayallerimden bahsediyordum, daha doğrusu seninle olmak istediğim ama sadece hâyâlmiş gibi anlattığım şeyler. Bir akşamda konuşuyorduk öyle, öyle bir gülmüştün ki içim gitmişti. İlk defa bir erkeğin gülüşüne bu kadar içten gülmüştüm, fark etmiş miydin? Sen güldüğünde bende gülüyordum.
ama yine nereden bilebilirdim ki birbirimize küllerimizden yeniden doğacağımızı?
Bir gün yine ayrılmıştık, bana "en büyük hâyâl kırıklığımsın" dediğinde, yerle bir olmuş vaziyetteydim. İşte o zaman çok uzun ayrı kalmıştık birbirimizden. Sana acı çektiğimi asla hissettirmedim, yapım buydu ve hâlâ bir gururum vardı. Sonra bir gün, pişman olduğunu söyledin. Kalbim ne kadar seni istese de mantığım "hayır" dedi. İlk kez mantığımı dinlemek istedim, ve seni geri çevirdim. O gece, sohbetten gözlerim dolu çıktım. Zira: yediremememiştim o sözleri kendime.
Ve bir gün yine ayrılmıştık, bu sefer benden nefret ettiğini düşündüm, ettiğin tüm laflarının kalbinden gelmediğini umud ederek yanında kalmaya çalıştım. Biz çok acı çektik Yaman. Bir şey için ne kadar uğraş verirsen, ne kadar zahmete girersen o kadar kıymetlenir. Ben, bizim ilişkimizi tek bir kalemde silip atamam. Zira: bunun için fazlasıyla emek verdim/verdik. Kendi dünyamızda oldukça acı çektik, mutlu olduk. Sadece, seninle acı bir gerçek olan tek imkanım telefonla görüşmek gerçeği beni yakan tek nokta. İstanbul'daki tüm gereksiz insanları görürken en kıymetlimi sadece fotoğraflarda görmek oldukça sinir bozucu, ve üzücü oluyor. Ama geleceğini biliyorum, göz göze, el ele olacağımız vakitlerinde geleceğini biliyorum. Çünkü sana güveniyorum, yapar beni bırakmaz diyorum.
çünkü beni bırakmak için oldukça sahiplenici ve sevicisin.
Babamdan sonra, sevgisine inandığım tek erkeksin. Babamdan sonra, hayallerime hapsettiğim tek erkeksin. Babamdan sonra, elini tutmak istediğim ilk erkeksin. Babamdan sonra, sarılmak istediğim tek erkeksin. Babamdan sonra, 2. süper kahramanımsın.
Biliyorum sevgilim, önümüzde oldukça şeyler var. Biz birbirimize güvendiğimiz ve birbirimizin arkasında durup sevdiğimiz sürece önümüzde ki bütüüün engeller, küçük bir taş parçasından ibaret bile olmayacak. Biraz sabır ve zaman sevgilim, her şey çok güzel olacak, zira ben seninle her şeye varım.
Yaşım daha 16, ama nice yaşlı yaşlara seninle girmeye nasip olsun. Saçlarım seninle beyazlasın.
Allah bir kuluna her şeyin hayırlısını verir. Öyle bir hayırlım ol ki, ahiretime kadar beraber olalım.
herz schöne liebling.
6 notes · View notes
merve-seker20-blog · 3 years
Text
Rüyada Kurşun Deliği Görmek
#rüyatabirleri #ilginçbilgiler #beşiktaş #yeniyıl #tr #rüyatabirim #rüyalardabuluşuruz #kitapkurdu #istanbul #ilginçbilgi #yeni #rüyayorumu #rüyatabiri #rüyalaralemi #kitap #ilim #haber #üsküdar #trend #rüyam #rüya
Rüyada Kurşun Deliği Görmek   Rüyada kurşun deliği görmek, yaman çelişkiler içine düşülecek, karasızlık yaşanacak ve kişinin gecelerini uykusuz bırakacak bir dönemin yaklaştığını vurgular. Sağlık konusunda endişe duyulacak kadar sıkıntıların meydana gelmesine, tedavisi imkansız olmasa da çok uzun sürecek, zor bir hastalıkla mücadele etmek zorunda kalınacağına, maddi olanakların hesapta olmayan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
elansooth · 6 years
Text
Dana Antrikot
Hayatımın en ani ve ciddi yol ayrımından birini yaptım yaklaşık 1 ay önce. 
2 yıl çalıştığım, maddi ve manevi olarak tatmin olamadığım şirketimden, çok daha iyi koşulları olan bir firmaya 2 hafta gibi bir sürede geçiş yaptım ve Ekim ayı itibariyle onlarla çalışmaya başlamış oldum.
Tabi yol ayrımının altındaki en önemli gerekçeler yeni işimin Anadolu yakasında olması. Dolayısıyla evimin de artık burada olması. Her ne kadar şu an en yakın arkadaşımın evinde kalsam da, yaşadığım yeri Anadolu Yakası olarak kabul etmek ayrı bir keyif.
Yeni iş, yeni ev, ikisinin de yaşamak istediğim kıtada olması ve topyekun yeni başlangıçlar enerjimi ciddi şekilde yükseltti. O depresif, negatif ve karamsar ruh halinden bir anda, kendiliğinden çıkmış olmak ayrıca bir mutluluk sebebi. Elbette bu pozitif yönlü ilerleme "gönül işlerim" için hareketli bir döneme girmemi sağladı. Sıfırlanıp yeniden açılan aplikasyonlar; temelli bu yakada yaşamak suretiyle "yeni bir insan" muamelesi görüyor olmak taliplerimin hayli artmasına vesile oldu. Sanırım bu da dolaylı olarak kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. 3 haftadır kullandığım aplikasyonların neticesi, bugün itibariyle, kafamdaki 2 kişi. Aslında 1 demek daha doğru gibi olur. İlki yaklaşık 2,5 yıldır farklı mecralarda defalarca kez konuştuğum, ancak bir türlü(!) buluşup yüz yüze tanışma imkanı bulamadığım biriydi. Kesik ve verimsiz aplikasyon mesajlaşmaları-ki telefon alış-verişi yapmış bile olmamıza rağmen- kendisini sosyal bir profil olarak beğenememe neden olmaktaydı. Bu hafta içerisinde yeni profil açarak ilk bana mesaj atmış olması ve şaşırtıcı şekilde seri bir bir mesajlaşma akabinde kendisinden gelen "akşam buluşalım mı? teklifi hasreti vuslata çevirdi. Teklifine olumlu yanıt vermem onu beğeniyor olmamdan daha ziyade "merak ediyor" olmamdan kaynaklıydı. (yalan tabi ki, bildiğin yanığım çocuğa) Buluşma birer türk kahvesi, arından yürüyüş ve son olarak da birer bira içmek suretiyle 3 kısma ayrılarak toplamda 2,5 saat sürdü. Merakım geçti, kendini şiddetli bir beğeniye bıraktı. Uzun yıllardır -ki son iki sevgilimi de buna dahil ediyorum- biri beni böyle heyecanlandırmamıştı. En son 10 sene önce biri için böyle heyecanlanmıştım sanırım. Öyle ki o gece eve gelip yattıktan sonra sabah kadar onunla ilgili sayısız rüya gördüm. Hatta gece arkadaşım rüyamda aşırı tepinmemden ötürü uyanmış ve gelip beni uyandırmıştı. Ve hayır, rüyalar cinsel içerikli değildi. Mantıklı - mantıksız bir sürü rüya silsilesi idi sadece... Peki bu kadar yüksek olmamın sebebi ne? Tipini beğeniyorum, kesinlikle yakışıklı biri. Boyu benden biraz daha uzun ki arayıp da bulamadığım şey. Vücudu normal ki benim için yeterli. Sesini de beğendim. Fiziksel olarak "iyinin üstünde" bir değerlendirme notu verebilirim. Peki beni geri çeken şeyler ne? Buluşmanın başındaki ilk giriş, tanışma ve sohbet anında müthiş rahatlamıştım; çok sıcak ve samimi idi. Ancak ilerleyen sürede, kendini çektiğini, kısmen mesafeli durmaya çabaladığını ve bazen kendini ispat etmek isteyen küçük gösterişler yaptığını düşündüm. Hele bir ayrılış sahnemiz var ki, açıkçası kafamı karıştırdı ve biraz modumu düşmesine sebep oldu. Daha buluşmadan önce, buluşacağımız yer yaşadığım yere yürüme mesafesinde olduğundan ötürü, ondan ayrılırken evime yürüyerek dönmek için plan yapmıştım. Ancak ayrılma anında telefonla konuşurken beni evime bırakmayı teklif edince o an planımı yürütemedim ve "tamam, olur" dedim. Arabaya bindiğimiz andan itibaren daha uzak, kafasında soru işaretleri olan, çekinceli birine dönüştü. Sohbet yine devam etti ama o değişen enerjisini oturduğum yerden hissettim. Arabadan inme kısmı asıl benim modumu değiştirendi. Söylediğim yerde durmayıp, anayol üzerinde durunca, hızlıca geldiği için teşekkür edip, tanıştığımıza memnun oldum derken; yanağından öpmek için uzandığımda karşılık alamadım. Çünkü o öpmeyi planlamıyordu belli ki. O an sadece yanağını uzattı, iki yanağından öptüm -o öpmedi- ve iyi geceler diyerek indim. Yanaktan öpmenin hem adetten hem de nezaketen şık bir hareket olduğunu düşünüyorum. Üstelik de bu bir gönül buluşması iken. Açıkçası eve döndüğümde bu olay kafamı düşük şiddette kurcalamış olsa da, ondan şiddetli bir şekilde etkilenmiş olduğum için -aşık bile olmuş olabilirim- gecem suskun, dalgın ve düşünceli geçti. Bu halim gece rüyalarıma da yansıdı, ve her aşık olduğum zamanki ertesi günüm mütemadiyen ağlayarak geçti. En son Emre için ağlamıştım 2008 yılında. Ertesi gün, gün içerisinde ve akşamında o bana mesajlar attı. Sohbeti kısa; merak gidermeye ve sesini duyurmaya yönelik gibi görünüyor. "Bak aklımdasın" demek ister gibi. Dün gece 2. kez buluşmak için de bir çaba sarf etti ama çok geçti ve kendisi de geç olduğunu anlayıp teklifini geri çekti. Ailesi Türkiye'de aktif oldukları sektörde eski ve bilinen bir aile. Dolayısıyla işlerinden kaynaklı olarak Türkiye standartlarının üstünde bir yaşamları var. Son yıllarda Türkiye'deki ekonomik ve siyasi aksiyonlardan olumsuz bir şekilde, ziyadesiyle etkilenmiş olsalar da hayatları göründüğü kadarıyla oldukça iyi durumda. Ki bu durum, bugüne kadar olduğu gibi, o kişiye karşı kuvvetli bir ilgi duymamı sağladı. Varlıklı insanları daha çekici buluyor olmamın altındaki sebebi hala anlayamıyorum. Bu gibi insanlara, benim için para harcatmayıp bunu ağır bir gurur meselesi yapıyorken; hala neden onlarla beraber olmak istiyorum bir türlü bilemiyorum. Sanırım sahip olmak istediğim hayatı yaşıyor olmaları ve bir şekilde bana da yaşatıyor olmaları bunun sebebi olabilir, yine de emin değilim.
Her şey bir yana; şu ana kadarki bütün iletişimimizi alt alta toplayıp düşününce, çözemediğim o "mesafesinin" altında bir veya birden çok sebep olabilir: 
- Anadolu kültürüyle büyümüş bir aileden gelmenin etkisiyle gizli olması gerekmesi; 
- İş hayatları ve iş dünyasındaki bilinirlikleri nedeniyle de gizli ve kontrollü olması gerekmesi, 
- Siyasi-politik sorunlar nedeniyle daha da fazla güven sorununun olması ve bundan ötürü yeni tanıştığı kişilere daha çekimser bir tutum sergilemesi; 
- Ya da hepsi bir yana, karakter olarak da belki içinde öz güvensiz ve sosyal ilişkilerinde yüzeysel bir insan olması ihtimali.
Buluşmamızda insanlara çok zor güvendiğini, zor buluştuğunu söylemişti. Yine yukarıdaki sebeplere dayanıyor da olabilir aslında, ancak o ortamdaki insanlardan ötürü böyle hareket ettiğini belirtmişti. En son sevdiği kişiden yediği kazığı anlatınca da kendisine hak vermiştim. Hem buluştuğumuz günden beri her gün, birkaç defa -sadece whatsapp üzerinden, kısa kısa da olsa- mesaj atıyor olması belki de bana artık güvendiğinin göstergesidir? Sebebini bilmiyorum ama onu istiyorum.
******
İlk buluşmamızın üstünde 2 kere daha görüştük. Hala aynı seviyede bir ilgi ile görüşmeye devam etmekteyiz. Ben ilk görüşme sonrasındaki o yoğun duyguları yaşamıyorum artık. Bunun da başlıca iki sebebi var sanırım:
İlki, onunla ilgili kendi kafamın içinde o kadar yoğun iç savaşlarla, derin sorgulamalarla ve cevapsız sorularla boğuştum ki, kendi kendimi yordum. Bu durumu bazen yaşıyorum çok etkilendiğim insanlara dair. Bunun sebebi kendi paranoyak yapımla beraber, karşımdaki insanın duyguları ve düşünceleri hakkında benimle yeteri kadar paylaşımda bulunmuyor olması.
İkinci sebebi ise, daha çok vakit geçirdikçe karşımdaki insanı daha çok tanıyor ve biliyor olmak dolayısıyla da örtüşmediğin yerlerden soğuyor olmak. Geçmişi beni daha önce başkalarında da rahatsız eden ortak bazı şeylerle dolu. Ama o eski insanlardaki kadar da rahatsız etmedi, sanırım sevgi bazen en sert topları bile göğsünde yumuşatıp öyle veriyor ayağıma. 
Zaman zaman kendimi onu düşünürken, o an yaptığım şeylerden kopuk bir halde buluyorum. Seyrekleşmiş olsa da hala devam etmekte. Kendi labirentlerimde kaybolmak gibi bu. Hem hızlı giden ilişkilere karşı yüksek direnç gösterip kendimi koruma moduna alıyorum, yavaş ilerleyen ilişkilerde de karşı tarafı içimden sorgulayarak yoruluyorum. Ne yaman çelişki Ya Rab!
Ona dair niteliği yüksek, niceliği az fikir ve hislerim var. 
Fırtına diniyor.
2 notes · View notes
medyamagazini · 4 years
Photo
Tumblr media
Bir TV kanalının davetlisi olarak gittiği Madrid’de büyük ilgiyle karşılanan Can Yaman, İstanbul’a önceki akşam döndü.Ancak oyuncu, aynı ilgiyi burada bulamadı. İstanbul Havalimanı’ndan menajeriyle ayrılırken görüntülenen Yaman, muhabirlerin “Burada neden aynı ilgiyi görmediniz” sorusuna şöyle yanıt verdi:“Falcao buraya geldiğinde karşılandı. Kolombiya’da karşılanıyor mu? Bu enteresan bir konu zaten.Napoli’ye gittiğimizde otel yetkilileri bana ‘Buraya Maradona da geliyor ama böyle izdiham olmadı’ dedi. Bir Türk oyuncunun bu şekilde karşılanması, Haluk Bilginer’in de dediği gibi ‘kendi adıma değil ülkem adına çok gurur verici’. Biraz da bu milli duygularla bakmak lazım. Ne güzel ki böyle bir şey oluyor.”Can Yaman, Madrid’deki havalimanı karşılamasının kurgu olduğu, kalabalığı bir kişinin organize ettiği iddiasına da yanıt verdi: “O arkadaş muhabir, adı da Sergio Silva. Benimle röportaj yaptı. O da benim fanım gibi bir şey. Orada insanları coşturmak istemiş. Benim dışımda gelişen bir olay. Biz oraya Media Set’in daveti üzerine gittik. Kurgu olduğunu söyleyenler oraya mail atıp bunu araştırabilir.”Can Yaman, İspanya ziyareti hakkında şöyle dedi: “Rüya gibiydi. Yeni yeni hazmediyorum. Madrid’deki ilgi şimdiye kadarki hiçbir yerde yoktu. En delicesi İtalya’ydı, İtalyanca bildiğimden dolayı öyle olduğunu zannediyorum. İspanya, İtalya’yı üçe, dörde katladı.”(kelebek) #canyaman #erkencikuş @baraniletisimteknikservis @elzemeryemfilmi @nurmehmetmnr @baranrentacars @medyamagazini #medyamagazini #elzemeryemfilmi . #sondakika #new #magazin #magazine #magazintürkiye #magazinsondakika #söylemezsemolmaz #ünlüler #gelkonuşalım #istanbul #ankara #izmir #hadise #acunilicali #likeforlike ve #followme #sondakika #sondakikahaber #ensonhaber #repost #yemekteyiz #fenomen #tbt https://www.instagram.com/p/B5Z7S-rFku9/?igshid=15ew802c3e6v2
0 notes
azizefan · 7 months
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Rüya + Yaman - episode 1x3
42 notes · View notes
devrimcikadinlar · 7 years
Photo
Tumblr media
2016'da Öldürülen 261 Kadını İsimleriyle Anıyoruz
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz 261 kadının isimleri...
03 Şubat 2017, Cuma 00:03
bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler 2016’da en az 261 kadın ve kız çocuğu öldürdü. Öldürülen kadınların altısı Suriyeliydi. İkisi ise trans kadınlardı.
2016’da öldürülen her dört kadından biri ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma/birliktelik teklifini reddedildiği için öldürüldü.
Sene boyunca medyadan öldürüldüğünü okuduğumuz kadınların isimleri şöyle:
Ocak
Sultan Sarı, Şükran Akçakoca, Songül Demir, Fatma K., Gülden Çobanoğlu, Diya Hudra, Duygu Şen, Zeliha Kara, Hediye Yolcuoğlu, Hümeyra Korkmaz, Rabia Kızılkaya, N.S., Güler Subaşı, Yeliz Tokçak, Nafiye Kirişçiler, Leyla Laman, Hülya Okatan, Leyla Kuruçay, Serap Çınar, Nurhan Eriş, Dervişe Kara, Hacer Kara, Pembe Canal, Aliye Canal, Edibe Demirbilek, Bahar Turhan, Nurcan Arslan, Türkan Akal, Fahriye Halil
Şubat
İsmet Çiftçioğlu, Tülin Türe, Yıldız Tongul, Tuğba Taş, Şener Çakmak, Gülay T., Türkan T., Gül T., Nurcan Çakmak, Nesrin Aksoy, Hatice Aksoy, Kübra Acar, Elif Zelal Yeni, Hamiyet Uğur, M.B., Burcu Akkuş Kaya, Zeynep Çelebi, Güler Taflan, Burcu Acar, Hülya Aydın, Zeliha Köse, Türkan Sarıkaya, Selma Kiraz
Mart
Fatma Karakoyun, Emine Baştan, Beysun Özkanışlı Düz, Şeker Buse, Yasemin Altun, Safiye Geyik, Hilmiye Demitürk, Müzeyyen Neşeli, Demet Karataş, Nermin Akçay, Şükran Durmaz, Ayşe Şöhmelioğlu, Sebahat Özdemir, Sueda Üçoğlu, Gönül Çakı, Tenay Çakı, Aysun S, N.T.B., F.A., Aynur Gökhan , Özlem Koç, Neslihan Kızılkaya, Ayşegül Şimşek, Elena Carnelia, Sibel Çadırcı, Latife Çetinkaya, Elveda Battal, Hediye Durmaz
Nisan
Emine A., Gönül Gürbüz, Serap Demir, Filiz Coşkun, Hülya (Rüya) Polat, Gülcan Demir, Rita Darı Winkler, Hatice Öztürk, Güllü Çelik, Emine Uysal, Sultan Zora, Fatma Kızılçelik, Simge Alay, İlknur Keskinsoy, Özgecan Arslan, Nuborakhon Usmonova, Şerife Yılmaz, S.M.A, Gülseren A.
Mayıs
Fazile Özmen, Neşe Adıgüzel, Asmer Gruyeva, Güner G., Dilek Adıgüzel İnanç, Necmiye Ceren Baran, Rukiye Sezer, Elmas Başdüzen, Ghada Shekhousi, Behiye Güçlü, Zeliha Uygur, Zübeyde Ünlü, Fatma Kayıkçı, Esra Güvem, Gizem Bulut
Haziran
Ceren Demirkan, Sibelcan Çobandedi, Meryem Özcan Şanlı, Emine Türken, Sultan Bayram, Damla Kozak, Yıldız Eryılmaz, Afife Barsal, Serpil Sağır, Esra Adıgüzel, Abide Demirli, Zeynep Nalbant, Cansel Bağlı, Özlem Gülyaprak, Ayla Coşkunlar, Seda Erol, Nezahat Durmaz, Fettaha A., Selma Güngör, Gizem Ekinci, Bahar Akbaş, Asiye Özbay
Temmuz
Özlem Sarıkurtbay, Güleser Şimşek, Banu Demirok, Yıldız Çakır, Fatma Baloğlu, Fatma Şengül, Menel İsmail, Nurcan Efe, Sibel Çelik, Arzu Nevruz, Şükran Gülçelik, Medine Özata, Anakız Dorum, Güler Dursun, Şehriban Akbaş, Berivan B., Aysun Ural
Ağustos
Kader Kaya, Esma Şenek, Hanife Şenek, Amine Demitaş, Neslihan Kaymaz, Gizem Günay, Menekşe Kerçin, Meltem Ece, Fatma Ayhan, Şeyda Bak, Gülizar Turan, Neşadiye Gökmen, Türkan Köse, Gülhanım Ekber, Naime Öztemurcu, Muazzez Türkyılmaz, Nezife Ersoy, Gizem Şolpal, Semiha Keyik, Çiğdem Pala, Ümmügülsüm Dursun
Eylül
Fatmagül Karakaş, Suphiye Avşar, Cennet Gülbeyaz, Esen Yaman, Sema Acar, Fatma Alp, Alev K., Ebru K., Semra Ezel, Yeliz Y., Türkan Mavi, Zekiye Bakırcı, Esma Kamalı, M.K., Kadriye Polat, Özlem Yıldırmaz, Özlem Yıldırmaz, Fatma Metinöz, Asma Bobdione
Ekim
Özlem Yıldırım, Seycan Birişik, Elvan Dedeler, Havva Eker, Rosham Arab, Müberra B., Hasret Akdoğan, Figen Titiz, Senem Zeybek, Zeynep Aksoy, Emine Kuru, Çiğdem Koç, Hüsne Kocamanoğlu, Arife Çolak, D.Ö., M.A., Samaya K., Irmak Kupal, Mehtep Özkanlı, Fulya Özdemir, Derya Demirkan, Raciye G., Güler Mete Oğuz, Saniye Özdemir
Kasım
Fatma Kente, D.E., Hatice Sökmen, Merve Coşkun, Satı Kan, Amina Almouna, İmhan Kılıç, Kübra Karğın, Nargül Ölmez, Nursel Şengül, Havva Er, Filiz Yurdabak, Gülşan Yurdabak, Fatma Elif Uysal, Müjgan Abacı, İlknur Y., Sibel Keklik, Selime Ateş, Hafize Müjde Özer, Fatma Karabulut, Münevver Erkan
Aralık
Tuğçe Uludağ, Vildan Kandemir, Şehriban Elmas, Zeynep Demir, Songül Erçil, Nisa Özlem İnçke, Berfin Yıldız, Amine B., Gülnaziye Köseoğlu, Fatma Köse, Gamze T., Kader Korkmaz, Sevinç A., Meltem Karaslan, Şehriban Dinç, Sinem Kır, Sevgi T., Renim Taha Mehlül. (ÇT)
İstanbul - BİA Haber Merkezi
10 notes · View notes
haberihbarhatti · 6 years
Text
Tartışma yaratan muhafazakâr kadınlara yönelik AVM
Tüm haber ve son dakika gelişmelerini Haber İhbar Hattı ile anlık takip edin! Haber için önce http://www.haberihbarhatti.com/2018/tartisma-yaratan-muhafazakar-kadinlara-yonelik-avm/5157/
Tartışma yaratan muhafazakâr kadınlara yönelik AVM
Video Haber: Berza ŞimşekZeruj Port muhafazakâr kadınlara yönelik bir alışveriş merkezi. İstanbul Zeytinburnu’nda geçen hafta açıldı. Alışveriş merkezi anlayışıyla çok konuşuldu.Erkeklerin alınıp alınmadığı tartışma konusu oldu.Çoğunluğu erkeklerden oluşan açılış fotoğrafı da tepki topladı.AVM’nin işletmecisi Zehra Özkaynak, düzenlediği muhafazakâr kadın modası festivallerine ilgi yoğun olunca burayı açmaya karar vermiş.Hem İslami hem de laik kesimden eleştiri alıyor.Özkaynak “Muhafazakâr giyim dediğimiz zaten tesettürle açık giyim arasında bir giyim şekli. Daha ölçülü giyimi kapsayan bir giyim şekli. Bizler de bunun burada moda temsilciliğini yapıyoruz aslında. Ama tesettürün giyimin bir modası olmaz. Biz burada ayrımcılıktan ziyade birleştirici bir rol üstleniyoruz. Açık kadın, kapalı kadın, öyle kadın, böyle kadın yoktur. Burada her kadın kendine bir mutluluk bulabilir” diyor.Alışveriş merkezini gezen Nuray Yaman, modasever başörtülü kadınların kıyafetlerini bulmak için çok çaba harcamak zorunda kaldığını söylüyor. Bütün aradıklarını tek bir adreste bulabilmekten mutlu.”AVM’yi çok güzel buldum. Çünkü biz kapalılar olarak belli başlı kapalı markaları çok uzun zamanlarda, çok uzak yollarda bulabiliyorduk. Instagram aracılığıyla bulabiliyorduk. Ama şu an hepsi tek bir bina içerisinde ve çok düzenli bir şekilde dizilmiş durumda. Bu bizim için çok büyük bir mutluluk” diyor.Marka sahibi Selma Özkan ise ürünlerinin her kesimden kadına hitap ettiğini söylüyor.”Kapalı kadına da hitap edebiliyor, açık kadına da hitap edebiliyor. Bazı ürünlerimiz var beach’lerde kimono olarak kullanabiliyor hanımlar. Ama biz öyle bir konseptle hanımlara hizmet veriyoruz ki, içine içlikler vererek bir kimonoyu bir mayo üzerine giyilen kıyafeti, tesettüre de uygulayabiliyoruz” diyor. Avrupa ve Orta Doğu’daki muhafazakâr kadınların ‘Türk kadını gibi’ giyinmek istediklerini söyleyen Özkan,”Artık tesettür hanımı da gerçekten çağdaş ve şık giyinmek istiyor” diyor.Erkekler de buraya girebiliyor, hatta bazı mağazaların sahipleri ya da satıcıları erkek.Ancak herkes bu durumdan memnun değil.Alışveriş merkezini ilk defa gezen Sevil Soyrak, erkek satıcılardan rahatsız olduğunu söylüyor.”Erkeklerin daha az çalışması daha uygun olurdu bizim için çünkü erkeklerden rahatsız oluyorum” diyor ve ekliyor: “Madem kadınlara yönelik açıldı. Her şeyinin kadın olması gerekir.” Burada mecit ve abdesthane de var. 5 vakit ezan da okunuyor.İşletmeci Özkaynak, bu fikir için Dubai’deki alışveriş merkezlerinden esinlendiklerini söylüyor:”Dubai’de Dubai Mall, Emirates Mall, dünyanın gözbebeği alışveriş merkezleridir. Buraya Hollywood starları bile gidiyor. Ve orası Müslüman bir ülke ve içerisinde de ezan okunuyor. Ve ezan okunduğu zaman, herkes o aurada o tınıyla beraber kafalarında çok güzel bir rüya oluşuyor. Ezan sesinin verdiği çok güzel bir hissiyat vardır. Bundan kimse rahatsız olmadı yıllardır. Hatta bilakis hoşlarına da gidiyordu. Biz de dedik ki ‘Türkiye de Müslüman bir ülke, Dubai Mall’da yapılan bu uygulama bizim ülkemizde de yapılabilir.”Türkiye’de muhafazakar gençlik dinden uzaklaşıyor mu? Ailede, siyasette, dinde ‘erkek egemenliğine’ muhalif bir kadın: Hüda Kaya
kaynak: Tartışma yaratan muhafazakâr kadınlara yönelik AVM
Anadolu Ajansı, DHA, İHA tarafından geçilen tüm yerel haberler bölümünde Haberihbarhatti.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen websiteleri ve ajanslardır.
Görüş, öneri ya da şikayetiniz paylaşmak isterseniz, İletişim Formunu doldurarak bize ulaştırabilirsiniz. En kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook sayfamızı takip edin!
Kaynak: http://www.haberihbarhatti.com/2018/tartisma-yaratan-muhafazakar-kadinlara-yonelik-avm/5157/
0 notes
ujuz · 7 years
Audio
Dinmez Yaralı yüreğimin sesidir bu. Ölümlerden yılmamış öfkemin. Vurur da kara bulutlarına, Açar, mavisi göklerin Derin mi derin, Binlerce yıl öncesinin, Boynumuza taktığı kulluk halkasıdır, bu yara Kanadı kırılmış kuşta, Açmadan koparılmış tomurcukta, Ve mavi düşleri çalınmış, Boynu bükük çocuktadır.
Aktık, nehir nehir Taştık, deniz deniz Tarifsiz acılarla buluştu, en nazlı körpeciklerimiz. Haddi hesabı yok akıntının. Lakin ulaşamadı daha ve ulaşmayacakta Analarımızın kutsal rahmine, kara eli ölümün.
Bire yüz Yüze bin kattık. Ve volkanlar kopardık, tek kıvılcımdan Sönmedi yüreklerimizin ateşi, Dinmedi öfkemiz Bundandır ki, Onmaz korkuların cenderesinde Çığlık çığlığa yürekleri, telaşlı bir kudurganlık, Ve kanmaz bir susamışlıkla Dolaşır zulmün bıçakları Dört bir yanında dünyanın.
Coşkun bir lav akışıdır, önüne geçilmek istenen, Ve koca buz dağlarıdır, Güneşin önüne, engel diye dikilen. Zindandır, İşkencedir, Sürgünler, Ölüm ve ihanettir dayatılan, Kurtulmayalım diye, boynumuzdaki Halkadan
Nafiledir sevgilim..! Nafiledir, kağıttan kaplanların çabası Yaklaşan sonun, kudur çırpınışında Zulmün tiranları Elleri kanda, Ayakları kireç kıyısında son ısırışıdır vahşetin.
Çıkar ellerini koynundan Bükme boynunu Bugün, en kolay iştir ağlamak ve İhanete eştir, kavganın şartlarını yok saymak.
Aldatmasın seni bu sessizlik Son darbenin, kılıçlarıdır bilenen, Yüreğinde sessizliğin Ve ölümsüz şarkımızın ışıltısı, Tükenmez, gür soluklarıdır, İşkencehanelerde, darağaçlarında Ve hain pusularda. Ölümün karanlık rahmine, kanla döllenen.
Öyle kuru yaprak gibi bırakma kendini Örsele yüreğini derinden, Ve savur kavganın akkor ateşine o kara kederini. Unutma! yetmiş üç on sekiz mayısını. Hatırla ve öğren ondan Tek başına da olsan dövüşmeyi ve yenmeyi Olmaz deme! Yıkılmaz deme, zulmün kara cidarı İnan o cevhere, O cevher ki, nice zorbalıklara baskın çıkmış, Elvan elvan marazın, bircik dermanı, Lokman elidir.
--------------------------------------------------------------------------------
O cevher ki, Bengi suyu, ustasıdır sonsuz sevincin. Kulak ver onun sesine, Yeniden bile kinini Ve keskin bir giyotin gibi, çullan zulmün ensesine. Bak o zaman sen. Göreceksin ki, boş bir rüya değilmiş, Uğruna ölünen.
Zaman kısa, Zaman dar, Sende bilirsin ki bir yol ayrımındayız Şimdi. Yılgınlar, dönekler ve hainler ortasında Dolaşıp Durma efkardan. Ağlamak boş. Faydası yok, hiçbir dövünmenin Ve boşuna değil bunca kavga çabası. Bir aşkın buyruğudur, yerine getirilmek istenen. Bir sevdadır uğruna ağular içilesi. Bir sevda ki; mavi düşüdür çocukların. Zincirsiz, ve duvarsız en son resmidir dünyanın.
Bir sevda ki uğruna nice canlar vermişiz. Onlar ki, yürekleri avuçlarında. Tasasız, Ve tereddütsüz yürüdüler mayınlı yollarda. Genç, Körpe, Tomurcuk tazeliklerini akıttılar Şorul şorul, cömertçe. Yüzümüzün kederi dağılsın diye. Onlar ki; demirin, betonun taşın, Sağırlığına taşıdılar, en billur sesleri, Havasız, susuz ve topraksız Bire birlik karanlık hücrelerden. Güneşi yudum yudum içmiş, Baharlar gönderdiler zemherimize.
Onlar ki, kendilerinden önce düşenlerin, Yüreklerine tutunup, Bir iş tulumundan sıyrılır gibi düştüler, Aynı rahatlık içinde, Aynı sevinçle, Aynı sevda uğruna.
Onlar ki; tüm çarelerin, tam bitişinde, Göklere uzanan bir ışıltılı yoldur. Kavgamızın, bükülmez mızrak uçlarında, Sabrın taşı çatlattığı yerde, Ateşin gözlerinde, Yeraltı sularındadır onlar.
Ve onlar ki, Ben anlatamam, Ve unutamam yasını ölümsüzlüğün. Çünkü bu, ölümsüzlüğe dair tutanaktır. Dolu dolu, Yoğun ve aralıksız sapına kadar yaşamaktır. İnançtır bu, Sevinçler derleten, acılardan Ve güldüren kan revan içinde, Ve yakan sarayları tahtları, Ve değiştiren bahtları, Ve ondandır ki, odur olmaz Nafiledir zulmün çabası Mutlaka ama mutlaka gerçekleşecektir. Tüm insanlığın kardeşlik rüyası
Çıkar ellerini koynundan Bükme boynunu Suskunluğun biriktirdiği, alınacak öclerdir. Ve dövülme tavındadır şimdi kızıl yıldızın çeliği. Varsın herşey bitti desinler, Dönekliğin şerbetiyle, yüreklerini ferahlatanlar Ve avaz avaz haykırsınlar, deliliğimizi. Yılgınlar doruğunda pinekleyenler.
Ödü patlak tavşanların, can havli telaşıyla, Söylenir mi ihtilalin türküsü. Bakılır mı ışığa, yarasa gözleriyle Ve uzun uzun yollar tükenir mi, Yakmadan bedenleri, yüreklerin ateşi. Boşuna yormayın çenelerinizi. Doğrudur muhteremler, doğrudur Dediğiniz Hemi de bin kere Sonsuz kere sicillidir, deli oğlu deliliğimiz. Gülümseme
--------------------------------------------------------------------------------
Lakin; eski bir bataklık türküsünün Derinden gelen yankısıdır, Günün boz bulanıklığında, Kızıl dekorlar ve yeni çalgılar eşliğinde, Notası notasına döktürdüğünüz. İsterik nağmeler.
Gerek var mı anlatmaya? Herkesin malumudur, o hikayet O hikayet ki, üç boyutlu ihanet.
Önce, örgütleyecelermiş bütün zihinleri, Sonra, bir gece ansızın Helikopterle indirecekmiş dağların Doruklarına yaman kızıl birlikleri, Ve bu aklı harikayla, döndüreceklermiş tekeri. Tavşanla kaç, tazıyla tut incelikleri. Ya da minareden at beni, in aşağı tut beni.
İşte size, Bayramlık şekerlemelerin yeni mamülleri Haveten terbiye edilmiş aslanların Süt dökmüş, uyuz kedilerle Ebedi kardeşlik bildirgeleri
Kulakların çınlasın doğu. Al işte sana, yeni akıl küpleri, Zira, deliyiz biz. Kadrini bilmez, harcarız böyle değerleri.
Ey! inkar sofrasında kaşık sallayanlar Ey! felaket tellalları, duygu tüccarları. Herşeyi kendileriyle başlatıp Kendileriyle bitiren aklı sivriler. Ne çabuk çıkmaza soktunuz kızıl güzergahları. Ne çabuk unuttunuz, kızıl andları Ama unutmadı, Eyfel şehrinin duvarları Ve sizi arıyor şimdi, duvardaki kavga Şablonları Neredesiniz? Çıkın deliklerinizden. Yüreğiniz mi durdu, saatiniz mi yoksa?
Bir kez daha dönek sürüleri Bir kez daha, abbas yolcular. İyice kazın beyinlerinize Ve cesetlerimizin ardından, Yazın ki büyük puntolarla teşhir bildirilerinize Evet biz akıl almaz delileriz. En az ustaları kadar, o kutsal sevdamızın. Ve gönüllü fedaileriyiz, bu belalı aşkın.
Bir akıllı yeter bize sevgilim Bir akıllı yeter. Bir akıllı ki, arşiv küflerinde aramamış Kavganın şartlarını, Bir akıllı ki, biley taşı yapmış, kitabı kılıcına. Baruta, Kurşuna dökmüş sayfa sayfa... Ve namlularla söylemiş ihtilal türküsünü. Bir akıllı ki delilik ondan bize Paha biçilmez miras.
Fakaaat deme Çekme içini. O cevher ki çözecektir. Kafandaki kör düğümlerin hepsini. Ölüm tuzaklarıyla örülü, ateşten bir yoldur bu. Dayanamaz her yürek Ve her aklın harcı değildir, bu yolda ilerlemek. Hainler, dönekler çıkacaktır elbet Ve unutma ki, her an Hemen yanı başında filizlenebilir ihanet
Sözün özü, dün, bugün ve yarın. İçimizde gizlidir, en tehlikelisi Ve en güçlüsü düşmanların. İşte o büyük ustanın dediği gibi, Sırasıdır şimdi burjuva karargahları bombalamanın. İşte böyle sevgilim. Gel artık, fazla söyletme beni. Bu son çağrıdır sana. Körükle yüreğindeki kıvılcımı, Hazır ol kavgaya.
Yolumuz uzun, Yolumuz çetin. Keskin dönemeçlerden, Derin uçurumlardan, Ateşin cehennemsi koruna, Basa basa geçeceğiz. Kan, Acı ve ölümün örsünde Dövüle dövüle çelikleşeceğiz. Tarih tanığımızdır. Ve tarih bilir ki, Biz, yaralarımızın üstüne basa basa yürürüz. Yeniden ve yeniden yaratırız, Hayatı ölümlerin içinden. Sulu göze, Yufka yüreğe, tasaya ve tereddüte, Yer yoktur saflarımızda.
Her an hazır Her an uyanık, Ve her an, tetikte oluruz. Vura-vura, Kıra-kıra, Yana yana Sırısıklam gömleklerimiz, Duraksız ve aralıksız Gidilecek bu yoldan, Ve akaçak kan Daha fazla, bugüne kadar akandan. Senin anlayacağın zoru zor sökecek. Ve böyle sürecek, Devlet zorbasının ateşi sönünceye dek.
Bizimdir bu dünya, Bu kavga durmaz yolda. İzin vermeyin yoldaşlar!.. Küllenmesin yüreklerin ateşi, Doldurun umutsuzluğun çirkef çukuruna, Kızgın lavlarını coşkunun. Kuşatma saatidir şimdi, yüreklerin doruklarını. Haber salın dört bir yana, Kuşana canlar kuşana Yollara düşüle, Dağlara çıkıla, Ateşler yakıla, kavga günüdür. Günüdür hey, serden geçme günüdür Barutun, kurşunun, öcün günüdür. Ağlasın anaları, analarımızı ağlatanların Ve yıkılsın dünyaları Dünyamızı karartanların. Kavganın töresi bu, Kan kanla yıkanacak, Al kanlı gömleklerle hedefe varılacak. Kaldır başını bak, Kökleri yeraltı sularında, Alnı dudaklarında şafağın Açtı açacak, kızıl goncası dünyaların
Garip Şahin
0 notes
muratcollections · 7 years
Photo
Tumblr media
#Anadolu'da #lezzet dolu, rüya gibi 7 gün... 😇❤️🇹🇷🤗 Yaklaşık 3.500 km #yol katedip 22 şehirden geçerek, birbirinden güzel eşsiz lezzetleri ve #tarihi-#kültür harikaları keşfederek, güzegahımızdaki eş dost akrabayı ziyaret ederek sağ salim #İstanbul'a geri döndük çok şükür 😊🙏 Yorulduk, ama gördüğümüz güzellikler, tattığımız lezzetler tüm yorgunluğumuzu aldı; geriye unutulmayacak hatıralar kaldı... Seyahatimiz boyunca Anadolu'nun yaman yollarına direksiyonda meydan okuyan Nadir ve Armagan'a, bizi evlerinde ağırlayan Alhas, Çetin ve Erbağcı ailelerine, bize yol gösteren #GoogleMaps ablaya, dinlenme imkanı sunan tesis ve -özellikle #Opet ve #Shell yakıt istasyonlarına, bizi kendimizi özel hissettirerek ağırlayan restoranlara ve otellere, kısacası bu harika seyahatimizde emeği geçen herkese #teşekkürler! 🙏🌟 #Gastronomi içerikli #yemek paylaşımlarımızdan dolayı hakkınızı edin... #Türkiye cennet vatan; sevin, doya doya, kardeşçe yaşayın! 🇹🇷❤️ (Türkiye)
0 notes
sizekitap · 7 years
Text
Kahraman - 1
Kahraman – 1 Buse Atmaca Epsilon Yayınları
Yaman, Rüya için, tıpkı onun söylediği gibi, bir kahraman olmak istemişti.  Bir katil değil, öfke ve sertlik dolu bir adam değil, basit bir kahraman…  Sadece bir anlığına da olsa, uzanıp kızın elini tutsa, değişebileceğini hissetmişti.  Yoktan var olup bambaşka bir adam olabileceğini…  Karanlık denizi aydınlatan bir deniz fenerinin ışığını görmüştü gözlerinin içinde. Öyle parlak, öyle güzel bir ışıktı ki gözlerindeki, adama o karanlık denizi aşabileceğini hissettirmişti… Sanki yalnızca bir kez sıkıca yakalasa o eli, tüm kirleri terk edecekti bedenini.  Ama adam o eli tutmamıştı.  Nasıl tutardı ki?  Tutamazdı.  Tutarsa kirletirdi.  Tutarsa değişmesi gerekirdi. 
devamı burada => https://goo.gl/ELU1Sj
0 notes