Tumgik
#ise ebi
tanuki-kimono · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Festive red for this outfit, pairing a kimono with dynamic brush-like swirls, with an antique black base obi depicting an Ise-ebi among bamboo leaves.
Ise ebi (Japanese spiny lobster) are an auspicious creature part of New year osechi ryôri celebratory dishes: their bent back make them look like an old person, hence why they symbolize wishes for long life :)
297 notes · View notes
adramajp · 3 months
Text
SUSHINETA-ISE-EBI(spiny lobster)
With its imposing stature and bright red color, lobster is considered a good luck charm. Since it is a luxury food, it is not so popular ingredients.
0 notes
yalnzardc · 18 days
Text
Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi vesellem
(Taberi)
Doğumu : (Peygamber Efendimizin) Anasının adı Âmine idi. Zühreoğullarından Abdulazza oğlu Vehb'in kızıydı. Kâbe-i Mükerreme'ye yakındı. Evinin adı Yusufoğlu eviydi. Peygamberimizin babasının eviydi ve peygamberimiz (s.a.v.) o evde doğdu ve peygamberliği gelinceye kadar Mekke'de kaldı.
Hazreti Peygamber'in (s.a.v.) babası Abdülmuttalib oğlu Abdullah, anası Âmine Resûl-i Ekrem'i karnında taşırken, Mekke'den Medine'ye ticaret için gitmişti. Orada hastalanıp öldü. Kabri Medine'de "Dârun Nâbiga" denilen yerdedir. Peygamber (s.a.v.) babası öldüğü zaman henüz anasının karnındaydı. Yedi aylıktı
Peygamber efendimiz Ebu Talib ile Şama yola çıktığında 9 yaşındaydı.
Hicret : Hazreti Resûlullah'ın (s.a.v.) yâranından bir bölüğü Habeş ili yolunu tuttular.
Hicret iki kez oldu. Biri o hicrettir ki Hazreti Muhammed'e (s.a.v.) peygamberlik geldikten sonra beşinci yıldaydı.
Savaşlar :
Resûl-i Ekrem, Medine'de kaldığı on ay içinde yedi gaza yaptı. Dört gazada kendisi bulundu. Onlar da:
1. Gazvet'ül Keder
2. Gazve-i Beni Kaynuka
3. Gazve-i Seviyk
4. Gazve-i Enmâr
Resûl (s.a.v.) yirmi yedi gazâda bulunmuştur. Bunların dokuz gazâsında cenkleşti. Ötekilerinde savaş yapmadı. Ayrıca otuz beş kez gazâya asker yolladı. Fakat kendisi askerle birlikte gitmedi.
Nitekim Tebük Gazâsı da son gazâsıdır.
-Biz şimdi bütün gazaları burada açıklayalım.
1. Ebvâ Gazâsı
2. Ebvât Gazâsı
3. Zil Aşire Gazâsı
4. Enmar Gazâsı
5. Kirad Gazâsı
6. Seviyk Gazâsı
7. Birinci Bedir Gazâsı
8. Batn-ı Nahle Gazâsı
9. Büyük Bedir Gazâsı
10. Kedr Gazâsı
11. Uhud Gazâsı
12. Reci Gazâsı
13. Zatü'r Rikâ Gazâsı
14. Bedril Mev'ud Gazâsı
15. Kurayzaoğulları Gazâsı
16. Hendek Gazâsı
17. Dûmet-İl Cendel Gazâsı
18. Lihyanoğulları Gazâsı
19. Zî Krad Gazâsı,
20. Müstalikoğulları Gazâsı
21. Hudeybiye Gazâsı
22. Hayber Kalesi Gazâsı,
23. Umret-İl kaza Gazâsı
24. Mekke'nin Fethi Gazâsı
25. Huneyn Gazası
26. Tâif Gazası
27. Tebük Gazási
Hac ve umreleri : Ve Hazreti Resûl'ün (a.s.) bu, son Haccı olduğu için buna "Vedâ Haccı" "Haccetül Vedâ" dediler. Bu da Hicret'in onuncu yılında idi.
Bütün halkın sözbirliği ettikleri şudur ki, peygamber (a.s.) ömrü boyunca dört kez hacda bulundu: Üçü Mekke'den Medine'ye hicretten önceydi. Biri de Medine'den Mekke'ye gelince, haccetmişti ki ona da;
1. Haccül Vedâ derler. Ona:
2. Haccül Belâğ,
3. Haccü'l-Tamam da diyenler vardır.
Dört kez de Umre'de bulunmuştur ki, birini Hicret'ten önce, birini de Hudeybiye'de ve birisini de Umretül Kazâ'da, birisini de Haccül Veda'da ifâ buyurdu. Bu rivâyet Hazreti Aişe'nindir. Ve Hazreti Abdullah bin Ömer (r.a) ise: Üç umre eyledi. Biri, "Umre-i Hudeybiyye", biri "Umret-il Kaza" idi. Birisi de "Haccül Vedâ"dır.
Katipleri : Resûl'ün (s.a.v.) on yazıcısı vardı.
Kimisi inen vahiyleri yazardı. Kimisi zekât mallarını yazardı.
İlki, Osman bin Affan (r.a) Hazretleri.
İkinci kâtip Ali bin Ebû Talib.
Üçüncüsü, Halid bin Sa'd.
Dördüncüsü, onun kardeşi Ebân bin Sa'd.
Beşincisi, Alâ-i Hadramî.
Altıncısı, Ubeyy bin Kâab.
Yedincisi, Abdullah bin Ebî Sarh.
Dokuzuncusu, Muaviye Bin Ebi Süfyân.
Onuncusu, Hanzala el-Esedi idi.
Binekleri : Peygamberimizin (s.a.v.) yedi atı vardı
Atların birisi: Melûk idi. Uhud Gazâsı'nda bineği bu attı.
Birinin de adı, Nizar idi.
Bir atı da Semendi idi
Bir adı da Safa adında idi
Birisi de Tareb idi.
Bineklerden, iki tane de değerli hecin devesi vardı.
Birisinin adı Şehba idi
Birisinin de adı Fudda (Gümüş) idi
Bir de katırı vardı ki adı: Düldüldü.
İki de eşeği vardı.
Birisinin adı, Akabe idi
Birinin adı da Yağfur idi
Üç tane de devesi vardı ki onlara dizgin vurup binerdi.
Birinin adı Kusvâ idi.
İkinci devesinin kulağı dibinden kesikti. Adını Ced'a koymuştu.
Üçüncü devenin de adı, Adbâ idi
Bu üç bineğinden başka on tane de sağılır devesi vardı
Bu develerin de adı 1.Şekrâ , 2. Semrâ, 3. Arîş, 4. Sa'diyye, 5. Ka'rem, 6. Şîre, 7. Reyyâ, 8. Cümâ, 9. Nede idi. 10.Hay'ya idi.
Silahları : Hazreti Peygamber'in (s.a.v.) yedi kılıcı vardı
Birinin Adı Beyzâ idi.
Birnin Adı Zülfikar'dı.
Birinin adı Haydar;
birinin adı, Bettar;
birinin de adı, Felka idi.
Üç yayı vardı. Onların da adları; Revha, Beyza ve Safrà idi.
Üç de mızrağı vardı. Adları; Fidda, Zafere ve Fâsıla idi.
Ve bir aş'gı vardı. Bir deri kalkanı da bulunuyordu.
Peygamber efendimizin hayatı / Ahmet Cevdet Paşa
Bedir gazası ; Muhacirlerden ilk şehid : Hazreti Mihca, o Hazret-i Ömer radıyallahuanah' ın azadlısı idi. âmir bin hadramî' nin oku ile Şehid oldu.
Ensardan ilk şehid : Hazreti Hâris bin Süreka, o Hazrec kabilesinden idi. Düşman saflarından atılan bir ok ile Şehid oldu.
Uhud muharebesi ; ilk şehîd olan Ebû Câbir bin Amr radıyallâhü anh hazretleridir.
Bu muhârebede müşriklerin ölüsü yirmi ile otuz nefer arasında, şehîdlerin miktarı ise yetmişti
Hendek gazası ; İslâm askeri üç bindi. Otuz altı atları vardı. Muhacirlerin sancağı Zeyd bin Hârise hazretlerinin elinde ve Ensârın sancağı Sa'd bin Ubâde hazretlerinin elindeydi.
Bu muhârebede müşriklerin dört askeri öldü. Müslümanlardan da beş asker şehîd oldu
Beni Kurayza gazası ; İslâm askerinin tamâmı üç bin kadar olup otuz altısı atlı idi. Bu sûretle Benî Kurayza kalesi pek şiddetli muhasara altına alındı.
Hayber'in fethi ; Resûl-i Ekrem, Hudeybiye'den dönüp yirmi gün kadar Medine'de kaldıktan sonra hicretin yedinci senesi Muharremi içinde bin dört yüz piyâde ve iki yüz süvârî ile Medîne'den çıkıp Hayber tarafına hareket buyurdu.
Kalelerini muhasara etti. Muhasaranın müddeti on günden ziyâde sürdü.
Hayber muhârebelerinde Ehl-i İslâm'dan on beş asker şehid oldu. Yahûdîlerden ise doksan üç kişi öldürüldü.
Resûl-i Ekrem de Bâzân'ı San'â vâlîsi tâyin etti. İşte peygamber Efendimiz'in ilk tâyin ettiği vâlî budur ve Acem hükümdarlarından ilk imana gelen de odur.
9 notes · View notes
ilmiyyat1453 · 7 months
Text
Tâziye Yemeği
Rivayet edildiğine göre Cafer bin ebi Talib (radıyallâhu anh)'ın ölüm haberi gelince, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cafer'in ailesi cenaze defin işleriyle meşgul oldukları için yemek yapmaya fırsat bulamadılar. Siz onlara yemek götürün.'' (Ebu Talib El-Mekki, Kutü’l-Kulub; c:4 s:202)
Taziyede ölünün ailesinin yemek verip millete ziyafet çekmesi, bid'attir. O yemekten yemek, mekruhtur. Sünnet olan; eş - dost, akrabanın ölünün ailesine yemek getirmesidir.
قال ابن الهمام الحنفي: " وَيُكْرَهُ اتِّخَاذُ الضِّيَافَةِ مِنْ الطَّعَامِ مِنْ أَهْلِ الْمَيِّتِ ؛ لِأَنَّهُ شُرِعَ فِي السُّرُورِ لَا فِي الشُّرُورِ، وَهِيَ بِدْعَةٌ مُسْتَقْبَحَةٌ ". انتهى من "فتح القدير" (2/142).
Cenaze evinde cenaze sahiplerinin yemek ziyafeti ver­meleri mekruhtur. Çünkü bu tür ziyafetler sevinç halinde verilirler. İçinde bulundukları durum ise musibet halidir. BU, ÇİRKİN BİR BİD'ATTİR. (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir; 2/142)
TAZİYENİN MAKSADI Taziye; teselli etmek, acısını paylaşmak gibi manalara gelir. Taziyenin 2 mühim maksadı vardır: 1- Taziyeye gelenlerin, ölünün ailesini bu acılı günde yalnız bırakmayarak teselli etmesi, sabrı tavsiye ederek manevi destek olmasıdır.
2- Gelenlere ölümü hatırlatması ve tefekküre sevk edip kalpleri yumuşatarak dünyadan sıyırıp ahirete yöneltmesidir.
Halbuki bugün yapılan taziye merasimlerindeki ziyafetler, taziyenin asıl maksadının dışında, sünnete uygun olmayan işlerdir. Bundan dolayı taziye yerleri; insanların gelip yemeğini yediği, çayını içtiği, dedikodu ve boş muhabbetlerin havada uçuştuğu laklakhaneler haline geliyor. Ancak uzaktan gelen misafirler varsa, onlar tabi ki aç bırakılmaz, onlarla oturup hal-i hazırda olan yemeği yemede de bir beis yoktur.
Bir yakınını kaybetmenin üzüntü ve sıkıntısı içinde olan cenaze sahiplerinin, taziye için gelen misafirlere yemek hazırlayıp sunması ilave bir telaş ve sıkıntıya sebep olacağından mekruh görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, III, 148).
Tumblr media
21 notes · View notes
kutlumesut · 3 months
Text
🌠"Hiçbir şeyin OL madığı için övünmek değil, hiçbir şeyin sahibi OL madığın için övünmektir."🌹
"Ruhunuza güvence vereni kazanın Tutku bahşedilen herkese güvenlik bahşedilmez.
"Sözü kimin ise, sevgisi ON un görevidir.🌹
-imam Ali bin🌹Ebi Talib🌹
🌠"İç Huzurun YOK sa Dışardaki Şartlar Seni Mutlu Edemez.!🌹
Tumblr media
17 notes · View notes
mnsrykt · 8 months
Text
"İbni Ebi Şeybe onlarla ilgili başka bir rivayette şunları naklediyor:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ashabı boynu bükük , çökmüş kimseler değildiler. Bir araya geldiklerinde şiirler okur, cahiliye dönemine ait hatıralarını anlatırlardı. Onlardan birine dini ile alakal bir iş düştüğünde ise gözleri yerinden oynardı."
(Musannaf, 35965)
14 notes · View notes
ablanizpapat · 6 months
Text
Abdullah b. Ebil-Huzeyl naklediyor: Hz. Musa veya diger peygamberlerden biri: "Rabbim! Bu nasıl oluyor? Dostların dünyada korku içindeler ve öldürülüyorlar. Yakalanıp kesiliyorlar. Düşmanların ise istediklerini yiyip istediklerini içiyorlar" veya buna benzer bir şey dedi. Bunun üzerine Yüce Allah (meleklere): ''Kulumu Cennete götürün" buyurdu. Cennete girdiğinde de daha önce hiç görmediği hazır dolu kadehler, dizilmiş yastıklar, serili yaygılar, huriler, meyveler ve el değmemiş incilere benzeyen hizmetçileri gördü. Sonra Yüce Allah ona: "Şayet dostlarımın geleceği yer burası ise dünyadayken çektiklerinin onlara ne zararı olabilir ki?" buyurdu. Daha sonra: "Kulumu götürün" emrini verince bu kez onu alıp Cehenneme götürdüler Oraya vardığında içinden öyle bir ateş alevi çıktı ki kul, çarpıldı. Kendine geldiğinde Yüce Allah ona: "Nihai yerleri burası olduktan sonra dünyadayken düşmanlarıma verdiklerimin onlara ne faydası olabilir ki?" diye sordu. Peygamber de: "Hiçbir şey!" karşılığını verdi.
İbn-i Ebi Şeybe, Musannef 35142
6 notes · View notes
hattabi · 1 month
Note
Selam aleyküm. Zekat ve fitre hakkında bilgi verebilir misin kardeşim genel hatlarıyla kime verilir ne verilir ne kadar verilir
Aleykum esselam, Fıtr zekatının ahkamına dair birkaç başlık altında şunları zikredebiliriz:
Fıtır sadakası kimlere farzdır?
İbn Ömer (رضي الله عنهما) dedi ki:
فرض رسول الله صدقة الفطر على الذكر والأنثى والحر والمملوك
"Allah Rasulü fıtır sadakasını, erkek ve kadın, hür ve köle üzerine (ya'ni bütün müslümanlara) farz kıldı"
| Nesai, el-Mucteba 2501
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
لم يلزمه زكاة الفطر عنه لأنه لا يطهر بالزكاة
"Onun (kafirin) fıtır zekatını (vermesi) gerekmez. Çünkü o, zekat ile temizlenmez"
| el-Umm 2.cilt syf 68
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
خذ من أموالهم صدقة تطهرهم وتزكيهم بها
"Onların mallarından, kendilerini onunla temizleyecek ve onları arındıracak bir sadaka (zekat) al"
| Tevbe 103
Anne karnındaki cenin için fıtır zekatı vermek farz mıdır ?
İbn'ul-Munzir (رحمه الله) dedi ki:
وأجمعوا على أن لا زكاة على الجنين في بطن أمه وانفرد ابن حنبل فكان يحبه ولا يوجبه
"Onlar (ilim ehli) icma etti ki, annesinin karnında olan cenin üzerine (fıtır) zekatı yoktur. (Ahmed) İbn Hanbel tek kalıp, (cenin için verilmesini) hoş gördü ve(lakin) vacip saymadı"
| el-İcma syf 47
İmam Ahmed -Allah ona rahmet etsin- bu hususta Osman'dan -Allah ondan razı olsun- nakledilen fetva ile bunu söylemiştir.
| Mesailu Ahmed, rivayetu Abdullah syf 644; İbn Ebi Şeybe, el-Musannef 10737
Hilaf olmakla beraber, fıtır gecesi şevval hilali çıktıktan (ya'ni güneş battıktan) sonra, çocuğu olan ya da güneş batmadan ölen kimse için fıtır sadakası farz değildir.
| el-Umm 2.cilt syf 68-69; el-İşraf 3.cilt syf 73.
Fıtır sadakası kimlere verilebilir ?
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
إنما الصدقات للفقراء والمساكين والعاملين عليها والمؤلفة قلوبهم وفي الرقاب والغارمين وفي سبيل الله وابن السبيل فريضة من الله والله عليم حكيم
"Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, miskinler, onun üzerine çalışanlar (zekat memurları), kalpleri (İslam'a) ısındırılacak olanlar, gözetim altındakiler (köleler), borçlular, Allah yolundakiler ve yolda kalmışlar içindir ! Allah, Alim'dir, Hakim'dir"
| Tevbe 60
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
وليس لأحد أن يقسمها على غير ما قسمها الله عليه
"Hiç kimse için onu (zekatı) Allah'ın taksim ettiğinden gayrısı üzerine taksim etmesi yaraşmaz"
| el-Umm 2.cilt syf 77
Fakirler ve miskinler kimlerdir ?
Allah (سبحانه وتعالى) dedi ki:
يحسبهم الجاهل أغنياء من التعفف تعرفهم بسيماهم لا يسألون الناس الحافا
"İffetli olduklarından, cahil onları zengin zanneder. Sen (ise) onları simalarından tanırsın. (Kalkıpta) İnsanlardan yüzsüzlük ederek dilenmezler"
| Bakara 273
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
الذي لا يجد غنى يغنيه ولا يفطن له فيتصدق عليه ولا يقوم فيسأل الناس
"(Miskin) Kendisine ihtiyaç gözetecek bir zengin bulamayan, kendisi üzerine sadaka verileceği bilinmeyen ve kalkıp insanlardan (yüzsüzlükle) dilenmeyendir" 
| Nesai, el-Mucteba 2572
Kalpleri islama ısındırılacak olanlar kafirler midir ?
Allah Rasulü (عليه الصلاة والسلام) dedi ki:
إن قريشا حديث عهد بجاهلية ومصيبة فإني أردت أن أجبرهم وأتألفهم
"Muhakak ki Kureyş, cahiliyye ve musibetten (kurtuluşta) yenidir. Şu muhakkak ki, istedim ki onlara (verip) ıslah edeyim ve (kalplerini İslam'a) ısındırayım"
| Ebu Ya'la, el-Musned 3002
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
ولا يعطى من الصدقة مشرك يتألف على الإسلام
"İslam'a ısındırılmak için, müşrik'e sadakadan (zekattan) verilmez"
| el-Umm 2.cilt syf 77
Bu hususta ilim ehli icma etmiştir. 
İbn'ul-Munzir ilim ehlinin icmaen kafire zekat verilmez dediğini nakletmiştir.
| el-İcma syf 118
Fıtır sadakası nelerden verilebilir ?
Ebu Said (رضي الله عنه) dedi ki:
كنا نخرج زكاة الفطر صاعا من طعام صاعا من شعير صاعا من تمر صاعا من زبيب أو صاعا من أقط
"Biz (Allah Rasulü zamanında) fıtır zekatını, yiyecekten bir sa (ya da) arpadan bir sa (ya da) kuru hurmadan bir sa (ya da) kuru üzümden bir sa ya da keş peynirinden bir sa olarak çıkarırdık"
| Şafi'i, el-Musned 667
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
والصاع أربعة أمداد بمد رسول الله بأبي هو وأمي
"Sa ; anam babam Ona feda olsun, Allah Rasulü'nün müddünden (avucundan), dört müddür"
| el-Umm 2.cilt syf 32
Fıtır sadakası para olarak verilebilir mi ?
لا أزال أخرجه كما كنت أخرجه على عهد رسول الله أبدا ما عشت
Ebu Said (رضي الله عنه) dedi ki:
"Ben, hayatım boyunca Allah Rasulü zamanında çıkardığım gibi çıkarmaktan hiç vazgeçmedim"
| İbn Mace, es-Sunen 1829
İbn'ul-Munzir (رحمه الله) dedi ki:
واختلفوا في إخراج قيمة صدقة الفطر بدلا منها فكان الثوري وأصحاب الرأي يجيزون ذلك وروى معنى قولهم عن عمر بن عبد العزيز والحسن البصري وفي قول مالك والشافعي لا يجوز البدل منه وقال إسحاق وأبو ثور لا يجوز ذلك إلا عند الضرورة
"Onlar (ilim ehli) fıtır sadakasında onun (yiyeceğin) yerine kıymet çıkartılmasında ihtilaf ettiler. es-Sevri ve rey ashabı (Ebu Hanife ve ashabı) bunu yeterli saydılar. Bunların sözlerinin manasında (ya'ni paranın caiz olduğu) Ömer bin Abdulaziz ve Hasen el-Basri'den de nakledilmiştir. Malik ve Şafi'i'nin kavlinde ona (yiyeceğe) bedel olmaz. İshak ve Ebu Sevr ise 'Bu (para olarak vermek), zaruret müstesna caiz değildir' dedi"
| el-İşraf, ala mezahib'il-ülema 3.cilt syf 80
Hakeze İbn'ul-Munzir'de bunun caiz olmadığını söylemiştir.
İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:
ولا يؤدي الا الحب نفسه لا يؤدي دقيقا ولا سويقا ولا قيمة
"(Kişi) Kendisine ait hububattan başka (bir şey ile fıtr sadakasını) eda edemez ; (Kişi) Ne un ne kavrulmuş un ne de kıymet (para) ile (fıtr sadakasını) eda edemez"
| Muhtasar'ul-Buveyti syf 346
İmam Ahmed para ile verilmesini inkar ederek dedi ki ;
لم يلتفت أبو سعيد ولا ابن عمر إلى قيمة مقومة
"Ne Ebu Said ne de İbn Ömer kıymetin (paranın) onun (yiyeceğin) yerine (geçmesine) iltifat etmediler"
| Mesailu Ahmed, rivayetu ibnuhu Salih 3.cilt syf 18
Abdullah bin Ahmed (رحمه الله) dedi ki:
سمعت أبى يكره أن يعطي القيمة في زكاة الفطر يقول اخشى ان اعطى القيمة ألا يجزئه ذلك
"Babamı (Abmed'i) işittim, fıtır zekatının kıymet (para) ile verilmesini kerih görüp 'Kıymetin onun (yiyeceğin) yerine kafi gelmemesinden korkarım' diyordu"
| Mesailu Ahmed, rivayetu Abdullah syf 171
Hakeza yine dedi ki ;
أخاف أن لا يجزئه خلاف سنة رسول الله
"(Kıymetin) kafi gelmemesinden korkarım ; Allah Rasulü'nün sünnetine muhaliftir"
| Mesailu Ahmed, rivayetu Ebu Davud syf 123
Allah en doğrusunu bilendir.
Fıtır sadakası ne zamana kadar verilmelidir ?
İbn Ömer (رضي الله عنهما) dedi ki:
أن رسول الله أمر بزكاة الفطر أن تؤدى قبل خروج الناس إلى الصلاة
"Allah Rasulü fıtır zekatının, insanlar namaza (bayram namazına) çıkmadan önce eda edilmesini emretti"
| Muslim, es-Sahih 986
İmam Şafi'i fıtır zekatının verilmesinin, Şevval hilalinin görülmesi ile vacib olacağını söylemiştir. 
| el-Umm 2.cilt syf 76
İbn Ömer bayramdan bir ya da iki gün önce de verilebileceğini söylemiştir.
| İbn Ebi Şeybe, el-Musannef 10792
İmam Malik ilim ehlinin fecr çıktıktan sonra bayram namazından hemen önce verimesini sevdiklerini aktarıp, namazdan sonra verilmesine gelince ;
وذلك واسع إن شاء الله
"İnşaAllah bu hususta genişlik vardır" demiştir.
| Muvatta, el-Leysi rivayeti 778
İmam Ahmed fıtır sadakasını, oğlu Abdullah her zaman bir gün önce verdiğini aktarıyor.
| Mesailu Ahmed, rivayetu Abdullah 1.cilt syf 171
İmam Buhari yukarıda zikrettiğim hadisi şu bab başlığında zikretmiştir;
باب الصدقة قبل العيد
"(Fıtır) Sadakası, bayram (namazından) önce (verilir) babı"
| Sahih, el-Buhari 1509
Allah en doğrusunu bilendir.
5 notes · View notes
moonloveee · 2 months
Text
SONUNA KADAR OKURSANIZ MAKSAT ANLAŞILMIŞTIR
KAYNAK VERDİĞİM HADİSLER KÜTÜB-İ SİTTEDE GEÇİYOR YANİ SAHİHDIR
Öyle insanlar vardır ki bilgisizce insanları Allah yolundan saptır­mak ve Kur´anın âyetlerini alaya almak için "Boş sözler" satın alırlar. İşte boylclcri için, hor ve hakir kılan bir azap vardır.
-Lokman Suresi 6.ayet
Müfessirler bu âyet-i kerimeyi farklı şekillerde izah etmişlerdir. Ebi Ümame el-Bâhilî (r.a.)den nakledilen bir görüşe göre, âyette zikredilen "Boş sözler satın almak"tan maksat şarkı söyleyen cariyeler satın almaktır.-Ebi Üma­me, Resulullahm şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Şarkı söyleyen cariyeieri satmayın, satın almayın, onlan (Bu hususta) eğitmeyin. Onların ticaretinde hiçbir hayır yoktur. Onların paraları haramdır." Ebu Ümame bu âyetin, Resulullaha bu gibi konularda indiğini söylemiştir.
-Tirmizî, K. Tefsir el-Kur´an Sure: 31, Hadis no: 3195
Diğer bir kısım âlimler ise "Boş söz satın almak"tan maksadın, şarkı ve türkü söylemek ve onları dinlemek olduğunu söylemişlerdir.
Abdullah b. Mes´ud, Abdullah b. Abbas, Cabir b. Abdullah, Mücahid, Sa-id b. Cübeyr ve İkrime bu görüştedirler.
Bazı âlimler de buradaki "Boş söz satın almak"tan maksadın, oyun âletleri satın almak olduğunu söylemişlerdir. Bu görüş Hasan-ı Basrî, İbn-i Cü-reyc ve Mücahid´den nakledilmektedir. Dehhak ve İbn-i Zeyd ise, satın alınan boş söz´den maksadın, Allaha ortak koşmak olduğunu söylemişler ve görüşleri­ne delil olarak da bundan sonra gelen âyeti gösterm işi erdir.
Taberi, âyet-i kerimede zikredilen "Boş söz"den maksadın, kişiyi Allah yolundan alıkoyan ve Allah ve Resulü tarafından yasaklanan her türlü söz oldu­ğunu söylemiş ve âyet-i kerimenin umumî olan ifadesinin bunu gerektirdiğini beyan etmiştir.
Ayet-i kerimede, boş sözler satın alanların, bunları, insanları Allahm yo­lundan saptırmak için satın aldıkları beyan edilmiştir. Burada zikredilen, Alla­hın yolundan maksat, Kur´an okumak, Allahı zikretmek ve kulu, Allaha yaklaş­tıracak her türlü ibadet, her türlü itaat ve Allahm dinidir. Batıl sözleri satın alanlar, insanlan bu sözler vasıtasıyla Allahın yolundan alıkoyarlar ve Allahın diniyle alay ederler. Bu itibarla onlara, kıyamet gününde hor ve hakir düşüren çetin bir azap vardır. Zira onlar hem kendileri sapmış hem de diğer insanlan saptırmışlardır.
-Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 6/430-431.
“Ümmetimden bir takım kavimler gelecek; zinayı, ipeği, içkiyi ve çalgı aletlerini helal sayacaklar! Yine bir takım topluluklar bir dağın yanına konaklayacaklar. Onlara ait koyun sürüsü ile bir çoban her sabah onlara gelecek. Bunlara bir de fakir ihtiyacı için gelecek de ona;
-Buhari 12/5649
İmran bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ümmetim arasında semadan atılan helak edici atışlar, suret değişimi ve yerin dibine geçirilme görülecektir!”
Sahabeler:
−Ey Allah’ın Rasulü! Bu ne zaman olacak? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Çalgı aletleri ortaya çıkar, şarkıcı cariyeler çoğalır ve şarapların içileceği vakit!”
Tirmizi 2309, İbni Ebi’d-Dünya Zemhu’l-Melahi 1/b, Ebu Amr ed-Dani es-Sünenu’l-Varide fi’l-Fiten 39/a ve 40/b, İbnu’n-Neccar Zeylu Tarih-i Bağdad 18/252
3 notes · View notes
teneres · 11 months
Text
Tumblr media
Bizleri batıl ehlinden beri kılıp, kulu ve elçisi olan Muhammed Mustafa’nın izinden gidenlerden, razı olduğu sahabeleri örnek alıp, onlara tabi olmak nimetinden uzak tutmayan Allah’a hamd olsun.
Nice gafiller var ki, gerek iki ayaklı şeytanların sözleriyle, gerekse kendi heva ve heveslerini her şeyin üzerinde tutan kibirlerinden dolayı doğru yoldan sapmış, bidatlere ve küfür/şirk çukurlarına yuvarlandıkları halde kendilerini doğru yolda zanneder olmuştur.
İnsanları saptıran konulardan biri de ehli beyt ve tarihte yaşanan olaylardır. Ehli beyti katlettiler söylemi üzerinden, sanki ehli sünnet vel cemaatin hadis ve fıkıh kaynaklarında böyle bir emir varmış da, o yüzden bunlar yaşanmış, sanki ulemasından avamına her Sünni bu meselelerde Muaviye b. Ebi Süfyan ve oğlu Yezid’i haklı buluyormuş gibi propaganda yaparak, insanları doğru yoldan ayırıp kendi rezil ve şirk itikadlarına sürüklüyorlar.
Başka sefihler ise, bu tarihi olayları gösterip, sanki bizim ayrışma sebebimiz yaşanan olaylarmış, 1000 yıldır Ali mi haklı Muaviye mi haklı kavgası veriyormuşuz gibi lanse ederek, şirk çukuru olan Şiilerle kardeşlik naraları atıyorlar.
Hayır, ne dün Osmanlı uleması Alevilerin (Şiilerin) yemeği yenmez (müşriklerin kestiği et yenmez) , onlarla nikahlanılmaz (müşrik erkek ve kadınlarla evlenilmez) vb fetvalar verirken Emevi hanedanını tuttuğu için bu fetvaları verdi, ne de biz bugün bu kavgada taraf olarak Şiileri tekfir ediyoruz.
Onları tekfir ediyoruz çünkü onlar; Kuran’ın Ali radıyallahu anh’a gelirken, Cebrail aleyhisselâm tarafından yanlışlıkla Muhammed aleyhisselam’a getirildiğini söylüyorlar. Onlar kafirler çünkü elimizdeki mushafın eksik olduğunu Kuran’ın hakikatte 17.000 ayet olduğunu, bu doğru mushafın Fatıma annemizde olduğunu iddia ediyorlar. Onlar kafirler, çünkü Allah’ın Tevbe Suresi ve Fetih Suresinde razı olduğunu ayetle sabit kıldığı sahabeye kafir diyorlar. Allah’ın razı olduğundan razı olmayanlardan bizlerde razı değiliz.
Onlar müşrikler çünkü darda kaldıklarında ehli beyt imamlarını yardıma çağırırlar. Onların türbesine gidip debelenenlerin cennetlik olduğuna inanırlar.
Müşrikler çünkü meleklerin Ali radıyallahu anh’ın “nurundan” yaratıldığını iddia etmekteler. Müşrikler çünkü meleklerin Ali radıyallahu anh ve soyunu tesbih etmeden önce tesbih etmeyi bilmediklerini iddia etmekteler.
Bunların küfr, şirki ve bidati anlatılamayacak kadar çoktur. İş bu kitap Şiilerin, bizdeki Buhari, Müslim, Ebu Hanife, İmam Şafii gibi itibar ettikleri, fetvalarıyla amel ettikleri, sözleriyle itikad ettikleri kimselerin kitaplarına dayanarak yapılmış bir araştırmadır.
İyiyi bilmek yetmez. Birde şerri bilmek gerekir ki insan bilmediğinden sakınamaz malum.
10 notes · View notes
etaali · 10 months
Text
Tumblr media
Neden Hz. Ali'yi (a.s) bu kadar seviyorsun ?
Fransız filozof Roger Garaudy diyor ki:
Meşhur, Sorbon Üniversitesinde (Fransa) ders veriyordum.
Birgün kız öğrencilerimden birisi beni yolda durdurarak şöyle dedi; ben büyük bir hayranlıkla kitaplarınızı, makalelerinizi okudum ve söyleşilerinize katıldım.
Sizin yazdıklarınızda ve söyleşilerinizde çokça bahsettiğiniz bir müslüman adam var adı (Ali) bu benim ilgimi çok çekti.
Kimdir bu Ali? Ve sizde niye bu kadar büyük bir hayranlık uyandırmış?
Roger Garaudy dedi ki; O islam Peygamberinin amcaoğlu, kızının kocası, islam ordusunun komutanıdır. Müslümanların arasında peygamberden sonra gelir, faziletleri ise saymakla bitmez..
-Onu sana daha iyi tanıtabilmek için birkaç soru sormak isterim.
Kız öğrenci, tabii buyrun dedi..
-Roger Garaudy dedi ki: Karşıdan karşıya geçmek isterken hızla gelen bir araba sana çarpsa.. sana ne olur??
Kız dedi ki: Ya hemen ölürüm ya da şuurumu kaybeder bayılırım.
-Roger Garaudy dedi ki: Peki dördüncü kattan düşersen sana ne olur?
Kız dedi ki: Aynı cevabi verebilirim. Ya o anda ölürüm, yada her-yerim kırık bir şekilde şuurum kayıp bayılırım!
-Roger Garaudy dedi ki: Halbuki bu adam (hz. Ali) secde'de durduğu bir anda namaz kılarken başına bir kılıç darbesi almış ve yara kafatası boşluğuna yani beyne ulaşmış ve iki gözünün ortasına kadar inmiş.
Böyle şiddetli bir darbe alan kişinin akibeti hakkında ne beklersiniz?
Kız öğrenci; kesinlikle anında ölür veya ölmezse bile bilincini kaybederek koma'ya girer..
-Roger Garaudy dedi ki; Ama ölmedi. Bilinci ise eksiksiz bir şekilde yerindeydi. Darbe beynin en alt kısmına kadar ulaşmış parçalamıştı.
Buna rağmen bir gün boyunca hayatta kaldı ve oğluna geleceğe ışık tutacak nasihatte'de bulundu.
Oğlu hz Hasan'a verdiği hikmet ve marifet dolu vasiyet insanlık tarihine ışık tutacak niteliktedir.
(O, oğlu Hz. Hasan (a.s)ı yanına çağırarak, yakalanan katil İbni Mülcem için,
“Bunun yemeğini yedirip istirahatini de temin edin. Asla haddi tecavüz etmeyin. Zira Allah haddi tecavüz edenleri sevmez.” Der.)
Oğlu Hasan'a tavsiye ederken şöyle devam eder:
Ey Hasan oğlum! Esirine karşı merhametli ol!
Ona iyi davran, şefkatle yaklaş.
Senin üzerinde olan hakkım adına söylüyorum. Ona, yediğinizden yedirin. İçtiğinizden içirin.
Sakın onun ellerini bağlamayın veya ayaklarına zincir vurmayın. Ben ölecek olursam ona sadece bir darbe ile vurup öldürün.
Onu sakın ateşte yakmayın ve işkence etmeyin!
Vallahi deden Resulullahtan duydum ki,
şöyle buyurdu:
İşkenceden sakının! hatta kuduz bir köpeğe bile işkence etmeyin!
Eğer ben ölmez yaşarsam onu affetmekte evlâyım..Ona ne yapacağımı ben bilirim.
Size takva'ya sarılmanızı (takvalı olmayı) tavsiye ediyorum.
Dünya size yönelsede (gülümserse) siz ona gülümsemeyin (yönelmeyin)
Dünyanın zevklerinden kaybettiklerinize üzülmeyin ve doğruyu konuşun, yetimlerin hakkını gözetin.
Zalimin düşmanı, mazlumun yardımcısı olunuz.
Ünlü Fransız filozof Roger Garaudy diyor ki; ben vasiyetin sonuna geldiğimde kız öğrencinin gözyaşlarına hakim olmadan ağladığını gördüm.
O benim hz. Ali'ye niye bu denli hayranlık beslediğimi, sevdiğimi anlamıştı.
Ona dedimki; Bu anlattıklarım ölüm saatinde geçen bir kesitten ibaret sadece..
Onun bilgeliğini, faziletini, mucizelerini, takvasını hakkıyla anlatmaya kalksak sanırım ömrümüz yetmez.
Selam olsun sana Ey dini'nin önderi, Belâgat sahibi ve kahramanların piri, Ali bin Ebi Talib müminlerin emiri..
9 notes · View notes
yalnzardc · 1 year
Text
Beraat gecesinin ve gününün amelleri :
Bu gece Namaz kılmak en faziletli amellerdendir.
*Bu gece kılınacak Namazlar hakkında bir kaç rivayet vardır :
1- Ali ibni Ebi Talib r.a dan rivayet edilen "Salatü'l-hayr":
"Ey Ali Her kim şabanın yarı (on beşinci) gecesinde 100 rekat kılar, Her rekatta 1 Fatiha ve 10 İhlas okursa, ey Ali Hangi bir kul bu Namazları kılarsa, Allah-u T.a onun için o gece istediği her haceti yerine getirir."
Kişi dilerse 10 rekatta 100 ihlaslada bu Namazı kılabilir.
Zebidi r.a ın beyanı vechi ile bu Namazdan maksat İhlası şerifin 1000 okunmasındır ki bu şekilde eda edilirsede yeterli olur.
Bu Namaz hakkında rivayet edilen sevapların çokluğuna şaşılmamalıdır. Zira ihlası şerife nin faziletine, Namaz içinde ve dışında da okunmasının bereketine, 50 kere 100 kere ve 1000 kere tilavetinin kazandıracağı faziletlere delalet eden bir çok hadisi şerif mevcuttur. Bazılarını zikr edecek olursak :
Enes ibni Malik r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur : "Her kim 50 kere İhlas-ı şerife okursa 50 senelik günahları silinir."
H.z Enes r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur : "Bin kere İhlas okuyan kişi Cennetteki mekanını görmedikçe, veya makamı kendisine gösterilmedikçe ölmez."
Feyruz ibni Deylemi r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur : "Namaz içinde veya haricinde 100 kere ihlas okuyan kişiye cehennemden beraat verilir."
2- Ebu Hureyre r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur :
"Her kim şabanın yarı gecesinde, her rekatta 30 kere İhlas okuyarak, 12 rekat kılarsa, cennetteki makamını görmeden (dünyadan) çıkmaz."
3- Ali ibni Ebi Talib r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur :
"Şabanın yarı gecesi Rasulullah s.a.v in kalkıp 14 rekat Namaz kıldığını gördüm
Namazdan sonra 14 kere Fatiha . 14 kere Felak . 14 kere Nas surelerini 1 kerede : Tevbe sr 128-129. Ayetlerini okurdu.
Okumasını bitirince kendisine yaptığını gördüğüm amelinden sordum. Buyurdular ki :
"Her kim benim yaptığımı yaparsa kendisi için 20 makbul hac ve 20 sene makbul oruç sevabı verilir.
Eyer o gün oruca niyet sabahlarsa geçmiş ve gelecek birer sene olmak üzere 2 senenin orucu gibi olur."
4- Mukri Cemaleddin Muhammed ibni Yusuf et-Tebbai r.a ın Rasulullah s.a.v e eklenen isnadıyla rivayet edip icazet verdiği bir hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur.
"Her kim şabanın yarı gecesinde, 1 Fatiha ve 10 İhlas ile 12 rekat kılarsa günahları mahvedilir ve ömrüne bereket verilir.
5- Abdulah ibni Mesud r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Rasulullah s.a.v bu gece kılınacak 100 rekatla ilgili başka bir tarifte bulunmuş tur:
" Her kim şabanın yarı gecesinde 1 Fatiha ve 5 ihlas ile 100 rekat kılarsa Allahu teala ona her birinin yanında nurdan bir defter bulunan 500 bin melek indirir ki kıyamet gününe kadar onun sevabını yazmaya devam ederler."
7- Tavus ın Vasile ibni Eska r.a dan rivayetine göre :
"Bu gecenin Namazı gusül ve temizlikten sonra kılınacak 4 rekattır ki her rekatta bir Fatiha ve 25 İhlas okunur."
Beraat gecesinde okunacak sureler & Dualar :
Ali el-Kadri r.a beyanına göre bu gece okunması müstehab olan surelerin en önemlisi "Duhan Suresi" dir.
Nitekim Ebu Hüreyre r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Rasulullah s.a.v şöyle buyurmuştur :
" Bir gece içersinde Duhan suresini okuyana, sabaha kadar 70 melek istiğfar eder."
*Beraat gecesi hayırlı kaza ve kader için yapılacak bir dua :
Allah dostları içerisinde halefin seleften tevarus (vasiyet yoluyla nakl)ettiğine göre : Her kim beraat gecesi şu sayılanları yaparsa o gece yaptığı bütün istekler kendisine verilerek muradı hasıl olur.
a) Akşam Namazından sonra, her rekatı 1 Fatiha 6 İhlas ile 6 rekat kılar.
b) Her iki rekatın selamından sonra birer Yasin-i şerif okur.
c) 1. sinde ömrüne berekete niyet eder.
d) 2.sinde rızkına bereket ve belaları def etmeye niyet eder.
e) 3.sün de ise insanlardan istiğna (Muhtaç olamama) ve husn-ü hatime (İmanla biten güzel bir sona erişme)ye niyet eder.
f) En sonunda berat gecesi duası diye meşhur olan şu duayı 10 kere okur.
Tumblr media
*Abdulkadir-i Geylani r.a'a nisbet edilen bir dua :
Tumblr media
Beraat gecesinde yapılacak bazı ameller:
*Rasulullah s.a.v'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir :
"Beraat gecesi iki gözünün birine, üç defa, diğerine ise iki defa sürme çekin ki Allah-u Teala sizi göz rahatsızlığından korusun
*Rasulullah s.a.v'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir :
"O gün evlerinizde kapkacaklarnızı boş bırakmayın. Zira Allah-u Teala o gün alıp yetiştirdikleriniz hususunda gelecek seneye kadar size bereket verir."
38 notes · View notes
saidaslan1 · 11 months
Text
Tumblr media
Seyyid Kutub’un tezvirâtlarına devam ediyoruz.
Seyyid Kutub’un Hazret-i Osman Efendimiz hakkında haddi aşan sözleri;
Seyyid Kutub “Cihan Sulhü ve İslam” isimli kitabında şöyle yazmaktadır: “Yönetimin hakikati hakkındaki bu tasavvur Osman zamanında değişmiştir.”
O bu ifadesi ile Peygamber Efendimiz, Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer döneminde yönetim ve mali işlerin İslam’ın ruhuna uygun olarak yürütüldüğünü ama Hazreti Osman dönemine gelindiğinde kendisinin yukarıda tasavvur ettiği hakikatin değiştiğini yani, Hazreti Osman’ın yönetim ve mali işlerde kendisinden önceki halifeler gibi davranmadığını belirtmektedir.
S. Kutub, "İslam'da Sosyal Adalet" adlı kitabının Arapça aslı olan "El Adalet-ül ictimaiyyetü Fil islam" kitabında “Burada Osman’ın zayıf ve yumuşak huyu, akrabalarına olan korumacı ve şefkatli tutumu, İslam’ın ruhuna aykırı tasarruflarının başlamasına sebep olmuştu. Etraflarındaki sahabeler ise bu tasarrufların çoğunu yadırgamış ve karşı çıkmıştır. Bu tasarrufların birçok kötü sonu ve İslam’a zararlı fitneler doğuran sonuçları olmuştur” demektedir.
Yine Seyyid Kutub, Hz. Osman Efendimizin hilafeti hakkında edep sınırlarını aşmış, “Pek yaşlı olan Osman’ın hilâfete geçmesi kötü bir talihin eseridir.” diyerek Peygamber Efendimizin onun hilafetine işaret etmesine rağmen, kendisi kötü bir talihin eseridir, demektedir.
Seyyid Kutub’un, Hazreti Osman Efendimiz hakkındaki iftiraları bunlarla da bitmiyor. Hiçbir kaynak göstermeden şöyle devam ediyor:
“Osman, Müslümanların mallarını gelişigüzel harcamıştır. Çok müsrif idi. Zübeyr’e 600.000, Talha’ya 200.000, Mervan’a ise Afrikıyye haracının beşte birisini verdi. Ashab ve bilhassa Ali bin Ebi Talib bunları işitince onu azarladı. Muaviye’nin mülkünü genişletip Filistin’i de ona verdi. Akrabalarını vali yaptı. Bu İslam’ın ruhuna aykırı idi.”
Yine aynı kitabın 187. sayfasında diyor ki:
“Sahabe, Osman’ın İslam ruhundan ayrıldığını görüyorlardı. Ve İslam’ı kurtarmak, halifeyi de sıkıntıdan kurtarmak için Medine’ye toplanıyorlardı. Halife ise yaşlanmış, kocamış hâliyle Mervan’a hükmedemiyordu. Osman’da İslam ruhu vardır dememiz zordur.”
Seyyid Kutub işte bu büyük sahabeyi müsriflik ve Beyt'ul maldan yolsuzluk yapmakla suçlamaktadır!.. İhtiyar ve akli dengesinin yerinde olmadığını söyleyip, icraatları için, “İslam ruhuna aykırıdır” ve “Osman’da İslam ruhu vardı dememiz zordur” diyerek, itham etmektedir. Bu öylesine ağır bir ithamdır ki kişiyi küfürle itham etmeye kadar varır. Düşünelim ve az fikredelim. “Onda İslam’ın ruhu yoktur” ne demektir veya Hazreti Osman hakkında insanları şüpheye düşürücü ifadeler kullanmak nasıl bir zihniyettir?
S. Kutub yukarda, Hz. Osman (Radiyallahu anhu) efendimizin beyt'ülmalı kendi akrabalarına peşkeş çekerek dağıttığını söyleyip çok çirkin başka bir iftira atmaktadır.
Bunun yalan olduğuna dair Hadis-i şerif:
Abdurrahman İbni Semüre(Radıyallahu anhu) anlatıyor: "Hz. Osman (Radiyallahu anhu), Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Tebuk ordusunu teçhiz ettiği sırada bin dinar getirdi ve Resulullah'ın kucağına döktü. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) parayı kucağında (eliyle karıştırıp) altüst etti ve şöyle dedi: "Bugünden sonra Osman'a, her ne yapsa zarar vermeyecektir! ve bu sözü iki sefer tekrar etti. (Kütüb-i Sitte, Hadis No: 4401; Tirmizi, Menakib 57)
Yine Tirmizi'de nakledilen diğer bir Hadis-i şerifte Abdurrahman İbnu Habbab (Radiyallahu anhu) şöyle anlatıyor:
"Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Tebük ordusunu teçhiz ederken şahid oldum. Osman İbn-i Affan (Radıyallahu anhu) kalktı ve: - "Ya Rasulallah!, yüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için bendendir!" dedi.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) ordu için bağış yapmaya tekrar teşvikte bulundu. Osman (Radiyallahu anhu) yine kalkıp: - "Ya Rasulallah! Çuluyla semeriyle iki yüz deve, Allah rızası için bendendir!" dedi.
Sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) ordu için bağışta bulunmaya yine teşvikte bulundu. Osman (Radiyallahu anhu) tekrar kalktı ve: - "Ya Rasulallah! Üç yüz deve çuluyla, semeriyle Allah rızası için bendendir!" dedi.
Abdurrahman (Radiyallahu anhu) der ki: - "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'i minberden inerken gördüm, hem iniyor, hem de: "Bu hayırdan sonra, Osman (Radiyallahu anhu)'nun yapacağı hiçbir amel artık onun aleyhine olmaz!" diyordu.
(Kütüb-i Sitte, Hadis No: 4402; Tirmizi, Menakib 57.
Alın teriyle kazanmış olduğu kendi öz malının tamamını, Allah yoluna sarf eden bu büyük zat, nasıl olurda hilafete geldiğinde devletin malıyla yolsuzluk yapar. Bu da çok çirkin ve aşağılık iftiralarından bir başkasıdır.
13 notes · View notes
kosul123 · 9 months
Text
UMEYR B. EBİ VAKKAS
15-16 yaşlarında genç bir mücahid: Umeyr bin Ebî Vakkas
“Bedir Savaşı’nda Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ordu hazırlıyor. Eli kılıç tutan yiğitleri, hak ile batılın ayrıldığı ‘Furkan Savaşı’na götürecek. 15-16 yaşlarında olan genç sahabe Umeyr bin Ebi Vakkas savaşa gidecek ordunun içerisinde fakat kendini gizliyor.
Bu durum bir sahabenin dikkatini çekiyor ve kendisine soruyor. ‘Ey Umeyr! neden kendini gizliyorsun?’
Umeyr diyor ki ‘Ben gencim, korkarım ki Allah Resulü, beni görür ve yaşım küçük olduğundan beni geri çevirir.’
Bu aşka bakın… 15-16 yaşlarında bir genç, daha önünde uzun bir zaman var. Ama o ölmek için can atıyor. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), orduyu teftiş ederken Umeyr’i görüyor.
Peygamber Efendimiz, ona kaç yaşındasın?’ diye soruyor.
Umeyr: ‘16 yaşındayım Ey Allah’ın Resulü’ diye cevap veriyor.
Peygamber Efendimiz yaşı küçük olduğundan Umeyr’i ordunun içerisinden çıkarıyor. Şehadet sevdalısı Umeyr ise çocuklar gibi ağlamaya başlıyor.
Abisi Sa’d Bin Ebi Vakkas’a dönen Umeyr, ‘ Ey Sa’d senle her zaman güreştiğimizi ve seni yendiğimi Allah Resul’üne söylesene’ diyor. Peygamber Efendimiz Umeyr’in, Sa’d’ı güreşte yendiğini öğrenince onu orduya alıyor. Umeyr Uhud Savaşı’nda şehid oluyor.”
4 notes · View notes
Note
Tumblr media
Lobster :]
"heey josuke, come here! look at this cool lobster my big bro just gave me! you are jealous, right? hehe ~ so awesome. bet your present is not as cool as mine."
thus i got curious and searched, the ise-ebi (japanese lobster) is apparently a symbol of longevity. subliminal meanings, araki? probaly not, but hope never dies :B
also the  slapping hard colors!? purple fits joshu so muchh. 
thank you so much for the ask ♥ your art is super beautiful.
3 notes · View notes
mnsrykt · 2 years
Text
"Bir defasında, Ali bin Ebi Talib'in radıyallahu anh olaylara hakim olamadığını îma etmek isteyen biri, ona şunu söylemiş: 'Ya Emirelmiü'minin! Ben Ebu Bekir ve Ömer döneminde de yaşadım. Çok huzurlu senelerdi o seneler!' Ali bin Ebi Talib radıyallahu anh'ın bu zata verdiği cevap, oldukça mânidardır: 'Bu dediğin doğrudur. Zira Ebu Bekir ve Ömer'in arkasında ben vardım. Benim arkamda ise sen varsın!'
51 notes · View notes