Tumgik
#dizyarasi
dizyarasi · 3 months
Text
“Sana bir şiirler olmuş sevgilim
Yüzün gözün söz içinde
Hangi imla kitabına baksam
Benden ayrı yazılıyorsun”
• Özdemir Asaf
Tumblr media Tumblr media
97 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
187 notes · View notes
dizyarasi · 1 month
Text
“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.”
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
20 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
“Zaten o şefkati aşk zanneti.”
137 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
Tumblr media
111 notes · View notes
dizyarasi · 7 months
Text
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse... Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı. Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Hâlâ yaşıyor gizlenerek ruhuma ‘Kâbil’
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum. Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Hüseyin Nihal Atsız - Geri Gelen Mektup
Tumblr media Tumblr media
23 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
“Sus artık be kızım, ne çok konuştun.” dedi sevdiği kıza gülerek. “Konuş artık be kızım, ne çok sustun.” dedi, sevdiği kızın morgdaki cansız bedenine sarılırken.
142 notes · View notes
dizyarasi · 2 months
Text
Güz yarası, beni neden sevmedin?
Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
“Sene 2009’du. 17 yaşındayım, bizim mahalleye yeni bir aile taşınmış... Tabi o zamanlar mahalleye taşınan kişiyle gidip tanışılır, hediye verilir, sohbet edilir... Mahallede apartmanın önüne masa sandalye koyulur, çekirdek yenilir, sohbet edilir falan... Güzel zamanlar tabi* yeni taşınan ailenin iki çocuğu var, biri 19 yaşında adı Mert, tabi o gün onun benim hayatımın anlamı olacağından bihaberim. :') Diğer çocukta 5 yaşında, erkek, adı da Murat. Mahalleye kızlarla buluşmaya çıkıyorum bir öğle vakti, Murat koşarak yanıma geliyor, tabii bayağı zaman geçti annesiyle Murat bize gelirdi, Murat’la oyunlar oynardık. ‘Selin abla, kapıyı çalıyorum açmıyor annem,’ dedi bana. Uyumuştur diye düşünüp Murat’la onların evine çıktık, kapıyı çalıyorum açan yok tabii. Komşulara söylüyorum, Murat’ın annesi Hatice ablayı telefonla arıyorlar, zil sesi evden geliyor. O sırada Mert geldi, bakındı önce sonra sordu ‘ne oldu?’ diye. ‘Hatice abla kapıyı açmıyor,’ dedim. Gözlerime baktı birkaç saniye... Sonra kapıyı çaldı açan yok, endişelendi hemen. Cüzdanından kart çıkardı, kapının arasına sokarak açtı kapıyı. Mutfağa girdik bir baktık Hatice abla yere yığılmış, nefes almıyor... O gün ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Mert kucakladı annesini, ağlaya ağlaya ölmedi diyor... Ben hıçkıra hıçkıra ağlayıp Murat’ı sakinleştirmeye çalışıyorum. Mert arabasına bindiriyor Hatice ablayı, Muratla bize de binin diyor. Biniyoruz. Öne Murat’ı oturttum, arkada ben, Hatice ablanın kafası kucağımda... Saçlarını okşuyorum, ağlıyorum, dünya dar geliyor. Hatice ablanın kocası, Murat 1 yaşındayken ölmüş. Hatice ablanın nabzına, kalbine bakıyorum atmıyor. Hastaneye varıyoruz, Mert delirmiş durumda, Murat perişan. Murat’ın elinden tutuyorum, Hatice abla sedyeye alınıyor. Ah hatırlayınca her defasında ağlama tutar beni. Her neyse, Hatice abla öldü. Cenazesi vs derken Muratla Mert bizde kaldılar. Annemle babam melek gibi insanlardır, yardıma muhtaca arkalarını dönmezler... Muratla annesi gibi ilgileniyorum, mutlu etmeye çalışıyorum. Mert çalışıyor, eve geliyor, Muratla kaldıkları misafir odasına çekiliyor hemen. Onunla doğru düzgün konuşmuyoruz, ağzını bile açmıyor. Bir gece Murat’ı yatırmak için odaya girdim, uyanıktı, yatakta öylece oturup duvara bakıyordu. Hemen yatağa kucağımdaki Murat’ı yatırıp onun yanına ilerledim. Murat abisinin onu sevmediğini düşünüyordu, bana söylüyordu, hiç olur mu öyle şey diyordum. Geçtim yanına, dedim ki: ‘Muratla biraz ilgilensen, psikolojisi iyi değil.’ Bana döndürdü gözlerini, ellerimi tuttu. ‘Her şey için teşekkür ederim,’ dedi. Saat gece 3, herkes uyuyor, fısıltıyla konuşuyoruz tabii. Sonra sarıldı bana birden... Kokusunu ilk defa o gün yakından aldım. Çok güzel kokardı hep. Odasına sinerdi kokusu. Ne yapacağımı bilemeyip ben de sarıldım. Birkaç saniye kaldık öyle, sonra ağlamaya başladı kafasını omzuma koyup... Birlikte ağladık. Sarılmayı bırakmadan. Sonra çekildi benden, ‘İyi geceler Selin,’ dedi yattı yatağa. İyi geceler dedim çıktım odadan ama kalbim nasıl atıyor. Odama gittim uyuyamıyorum ama. Tüm gece onu düşündüm. Ona âşık olduğumu anladım... Sonra birkaç ay geçti, biz Mertle daha da yakınlaştık, konuşmaya başladık, hatta flört eder gibi konuşmaya başladık falan. Daha sonra Mert para biriktirdi. Ayriyetten bizimle kaldığı için çekinip kiraya, faturalara destek olurdu. Geldi bir gün konuştu babamla, aldı Murat’ı, valizleri amcasının yanına gideceğini söyledi. O gün yüzüme bile bakmadan gitti. Murat’ı öpebildim sadece gitmeden. 2 yıl geçti, bir gün telefonum çaldı. Onun sesi telefonda. ‘Murat seni görmek istiyor,’ diyor. O gün geldi beni almaya.
53 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
Bende bir resmin var, yüzüme bakmıyor.
Tumblr media
38 notes · View notes
dizyarasi · 6 months
Text
Geçmiş değil, bugün gibi yaşıyoruz hâlâ seni...
Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun.
Tumblr media
14 notes · View notes
dizyarasi · 4 months
Text
“Bayrağı bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Bazı sevdalar mahşere kaldı.
Tumblr media
8 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
“70’ lerde olsak bir sürü plak alırdım sana, 80’lerde açık hava sinemasına götürür, izledikten sonra muhallebi ısmarlardım, 90’larda olsak mahallenin bütün güzel misketlerini kazanır dökerdim avuçlarına, 21. yüzyılda nasıl sevilir inan ki bilmiyorum, içim ısınmadı bu yüzyıla, bağışla.”
Çetin Balanuye | Spinoza
31 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
Ve centilmenlik akıyo’ her yanından, bu aşkım hanımefendisi.
Ve çekingenlik akıyo’ her yanından, bu aşkın beyefendisi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
28 notes · View notes
dizyarasi · 4 months
Text
"bazen çok korkuyorum.
ama bu; aslanlarımı açıklamama engel olmuyor
çünkü fena halde yaraşıyor birbirine deniz ve balta
ve anneciğimin derdi vardı, neyin altına giysen bin olur bir
siyah pantolonum gibi şimdi ay!
teknem dolu müfsidle!
bu da caddelerden derviş dervişe gelmeme mani değildir
yolları ay bastı mı lambalara koşuyorum ya, bundan
bunun için kent nesnesi o bıçakla bakunin'di deştiğim
ki ben devletin taş kestiğini en başından bilirdim
İsa'yı polise doğru
ittuğum zaman.
ellerini el olarak tutmak istiyor ellerim
de ki bunun kaburgamdaki kiliseyle ilgisi yok değildir
zaten en az on kişiden biri haindir
ama gözlerimi öyle yırtma annem ilkokul öğretmeniydi benim!
sokaklara çıkıyorum sonra kedilerden görüyorum
gazinolardan
inanmazsın, bir taşra kurmuşlar, aynı bize bakıyor
bir yanım asaf halet söylüyor diğer yanım fabrika
bir şiiri birkaç kalemle yazmak lazımdır geliyor bana
bugün yepyeni bir imparatorluk öğreniyorum ekmeğin ağırlığında
ekmeğin ağırlığından da yeni bir imparatorluk
örneğin gül dönüyor bir beygiri tasviye ediyor şair
arabca akdeniz diyor ben
aynadan dönüyorum, ayna
benden dönmüyor
6 notes · View notes
dizyarasi · 1 year
Text
“Belki aynı kitapta, aynı yerlerin altını çizmişizdir. Yaralarımız aynıdır, kim bilir?”
33 notes · View notes