Tumgik
#dar kapı
hosgeldinhuzun · 6 months
Text
Tumblr media
"İleride ne olacaksam hep senin için olmak istiyorum."
116 notes · View notes
yorgunherakles · 1 month
Text
...artık başka şey duymak istemediğimden, iç sürgünüme çekilmiştim. zaten duymak istemediğim çok olur, ve çoğu zaman görmek de istemem.
bachmann - malina
14 notes · View notes
huzursuzlugun-blogu · 2 months
Text
her ne olacaksam, hepsini senin için olmak istiyorum.
4 notes · View notes
pembebirkrizantem · 1 month
Text
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Tumblr media
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Dar sokaklarından silinmiş insanlık
Ve serçeler dahi kanatlarını vurmaz olmuş yeryüzüne
Bulanmaktan korkarak hüzne acıya kan ve kire
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Ölüm ucuz, kapı kapı dolanıyor
Fakat ölüm bile bıkmış kendinden
Öldürecek insan bulamıyor
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Çocuklar bir bir süzülüyor semaya
Bulutlar ağlıyor ağma kesilmiş adem yerine
Hatta şeytan bile ağlıyor
Ömrü tamamına ermemiş masumlar niyetine
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Öldü...
Çünkü öldü insanlık...
Ses gelse de duyacak kimse kalmadı
Artık...
-PembeBirKrizantem
103 notes · View notes
murat-o41 · 2 days
Text
Kayınpederimin Cuckold Fantazisi! (Emine 28 Y., Mersin)
Merhaba, adım Emine. 28 yaşında, minyon tipli, beyaz tenli, uzun kumral saçlı, büyük göğüsleri olan, geniş popolu, balık etli bir kadınım. Sekse aşırı derecede düşkünlüğüm vardır. Kocamla severek evlendim. Orta boy sikinin üzerinde her gece dans eder, deliler gibi orgazm olup coşardım. Benim kadar sekse düşkün olmayan kocam bile benim bu azgınlığıma kayıtsız kalamazdı... 
Günler böyle geçerken sevgili kocam yurt dışında güzel bir iş teklifi aldığını ve bir süre babasının yanında kalmamı, sonra da beni de yanına alacağı fikriyle çıkageldi. Her ne kadar yok mok desem de dinletemedim ve kendimi kayınpederin emekli hayatı yaşadığı köy çiftliğinde buldum. Kayınpederim ve kaynanam iyi insanlardı. Kaynanam böbrek hastası, yarı felçli, kullandığı ilaçlar yüzünden çok kendinde olmazdı. Yanlarında iki tane işçi çalıştırıyorlardı. Halit ve Cevat ismindeki bu işçiler 20'li yaşlarının sonunda gösteriyordu. Kaslı, heybetlilerdi. Güneşten iyice esmerleşmis tenleriyle adeta pornodan fırlamış zenci gibiydiler.
Kayınpederim onları aileden biri gibi benimsemiş, adeta öz oğlu gibi seviyordu ikisini de. Hayvanlara bakıp tarlasını ekip dikiyorlardı kayınpederin. Ben taşınana kadar aynı evde kalıyorlardı. Ben gelince de kayınpeder bir iki lafını etti, ama başka bir çözüm de bulamayınca düzen o şekilde kaldı. Aynı evin içinde iki tane azman ile kalmakta beni hiç olmadığım kadar kızgınlaştırıyordu. Atletli halleri, sabah ereksiyonları ile görüyordum. Gerçekten eşofmandan göründüğü kadar büyük müydü sikleri? Hele Cevat'ınki diz kapağının bir karış üzerine kadar uzanıyordu. 
Hoş adamlara da hak vermemek olmazdı, ben de onları kudurtmak için elimden geleni yapıyordum. Sütyensiz penyeler, külotsuz taytlar, tangalı etekler havada uçuşuyordu. Başlarda kayınpederimden çekindiğim için çok giyemiyordum. Ama o bunu fark edip, "Çekinme kızım, burası senin evin!" demesi ilk başlarda garibime gitse de, baktım ciddi bu konuda, koyverdim gitti. Sanırım o da güzel götüme ve büyük göğüslerime hayrandı. Kaçamak bakışlarını çok yakalamıştım, ama o daha çok Halit ile Cevatı kesiyor, sanki onların beni dikizlemesinden, gece beni düşünerek 31 çekmelerinden daha çok haz alıyor gibiydi. Hem ne olacaktı, yanında iki gariban da biraz am göt meme görmüşse derken ben bu teşhir işinden iyice zevk almaya başladım. Garibanlar korkularından hiçbir atak da yapamıyorlardı. 
Birgün onlar evdeyken ve kayınpederimin kaynanamı diyalize götürdüğü bir günde kendimi banyoya attım. Banyonun kapısını da bilerek aralık bıraktım. Biraz sonra kapıda iki iri yarı gölge belirmişti bile. Oohh, beni izliyorlardı. O koca siklerinin benim için kalktığını bilmek, o kapkara balyoz gibi yaraklarının beyaz döller fışkırttığını hayal etmek, ohhhh, elimi bile değmeden sarsılarak orgazm olmama yetiyordu. Zevk suyum banyoya karışırken onların da kapı ardında oluk oluk boşaldığını bilmek... Hiç bitmeyen bir haz dalgası dolaşıyordu evin içinde. 
Kafaya koymuştum, ne yapıp edip altlarına yatacaktım. Banyodan çıktığımda evin içinde kimse yoktu. Kayınpederim şehirde 3 gün kalacaktı, kaynanam fizik tedavi de görüyordu bu sıralar. Öncelikle mükellef bir sofra hazırladım. Kayınpederimle bazen rakı içerlerdi. Yine öyle içkili güzel bir yemek hazırladım. İçeriye geçip her yerime güzelce bebe yağını yedirip tenimi yumuşacık yaptım. Yatağımın başına koydum bebe yağını, akşama lazımdı. Aylardır süren bu açlığı gidermemin vakti gelmişti. 
Üzerime uzun atlet fanilasını andıran mavi bir elbise giydim. Özenle mavi ojelerimi sürdüm. Güzel bir de makyaj yapıp akşamki sikişe hazır hale geldim. Çıkarmakla uğraşmamak için sütyen ve külot giymedim. Aslında elbise çok dardı, götümün hemen altında bittiği için birkaç oturmada tamamen belime kadar toplanıyordu. Kendi kendime söz verdim, ne kadar toplanırsa toplansın hiç elimle müdahale etmeyecektim. 
Göğüslerimi dar ince kumaş zor tutuyor, adeta yanlardan fışkırıyordu. Kocam görse kapıdan girer girmez üzerime atlardı. Ah salak kocam, beni bu azmanların eline sen bıraktın. Baban da pastanın üzerine kaymağını sürdü, bunlara ikram ettiniz. Bu gece deli gibi sikilmek istiyordum. Rahatlamak için rakıdan birkaç yudum aldım. 
Birazdan kapıda sesleri duyuldu. Beni ve sofrayı görünce gözleri yerinden fırlayacak gibi oldu ikisinin de. "Ooo Emine yenge, sağolasın, çok açtık!" dediler. İkisinin de asıl açlığının am olduğunu anlamak için kazık gibi olmuş siklerine bakmam yetmişti. Güldüm, "Hadi hadi soğutmayın yemeği!" dedim. Sırayla banyoya girip geldiler salona. Onlar da kayınpederin yokluğunda daha rahat oluyorlardı, ikisi de altlarına şort giyip gelmişlerdi. Biraz önceki kalkan sikleri inmişti. Eminin banyoda 31 çekip gelmişlerdi. Neyse ki eski hallerini almaları için birkaç kere mutfağa gidip gelmem yetmişti... 
Zaman geçtikçe alkolün de etkisiyle daha da rahatlamıştık. Şuh kahkahalarım havada uçuşuyor, alttan çıplak bacaklarımız birbirine değiyordu. Gözleri sürekli göğüslerime kayıyordu. Ben de beter olmuştum, amım hiç olmadığı kadar sulanmış, göğüslerimin uçları düğme gibi kabarmıştı. Salonda seks kokusu vardı. İyice çakır keyif olduktan sonra kahveleri koltukta içmeyi teklif ettim. Erkeklerim koltuklara geçerken ben de masadaki birkaç parça şeyi mutfağa taşıma bahanesiyle götüme kadar sıyrılan elbisemle onlara şov yapıyordum. Yüzleri iyice kızarmış, sikleri hiç görmediğim kadar kalkık duruyordu. Sanırım amacıma ulaşacaktım. Bunun verdiği mutlulukla hemencecik kahveleri hazırlayıp geldim.
Halit'e kahvesini servis ederken bilerek biraz fazla eğildim. Artık elbisemin etek boyu tam amımın hizasına gelmişti. Cevat'ın arkada hafifçe inlediğini duymamla sulanmış amımı gördüğünü anladım. Hiç bozuntuya vermeden göğüslerimi gözleriyle yemekte olan Halit'e servisi yaptıktan sonra aynı şovu yer değiştirerek bir daha yaptım. 
Nasıl adamlardı bunlar, dağ başı gibi bir yerde buram buram am kokan bir kadına nasıl böyle karşı koyabiliyorlardı? Başka birileri olsa çoktan yatırıp sikmeye başlamışlardı. Ben de kendi kahvemi alıp karşı koltuğa oturdum. Kendime verdiğim söz yüzünden elbisenin eteğini duzeltemiyordum, amım iyice meydandaydı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı kalkıp dudaklarına yapışmak istiyordum. Amımdan sızan zevk sıvıları koltuğu ıslatıyordu. Artık vurucu darbeyi indirmenin zamanı gelmişti... 
Yerimden kalkıp boşalan kahve fincanlarını almak için önce Cevat'ın önüne domaldım. Elimden geldiğince eğilip elbisemin eteğinin belime kadar çıkmasını sağladım. O geniş bembeyaz götüm halitin gözleri önündeydi. Bir hareket gelmeyince bu sefer hiç istifimi bozmadan sanki eteğimin belime toplandığını fark etmemişim gibi Halit'in önündeki fincana eğildim. Tam umudu kesmiştim ki arkamdan götüme bir çift el uzandı. Transa girmiş gibi donup kaldım. Arkamdaki eller önce götümün yanaklarını ve baldırlarımı okşadı, ardından ıslak amıma doğru kaydı. Oohhh, işte olmuştu, sonunda istediğimi almıştım. 
Cevat ta elbisemi karnıma doğru ittirip göğüslerimi özgürlüğüne kavuşturdu, var gücüyle dudaklarıma saldırdı. Az sonra dillerimiz buluşmuş, o dolgun dudakları bütün dudaklarımı kaplamıştı. Elimden geldiğince dil darbelerine karşılık veriyordum. Tam kendimi kaptırmış giderken Halit birden elini çekti arkamdan, oohhh, sikecekti beni. Sonunda istediğimi vereceklerdi bana. Ama biraz sonra onun ıslak dilini amımda hissedince gerçekten bir kadına zevk vermeyi bildiklerini anlamıştım. Salak kocamın hiç yapmadığı bir şeyi elin köylüsü büyük bir iştahla yapıyordu. Bunları düşünmek ve amımdaki dil beni iyice azdırmıştı. 
Elimi Cevat'ın şortuna atıp çıkarmasına yardım ettim. Oofff, nerdeyse bileğim kalınlığında bir yarak yüzüme çarptı. Boyu kocamınkiyle aynı, fakat akıl almaz kalınlıkta, kapkara bir şaheserdi. Hemen elimle sardım, parmaklarım birleşmiyordu. Uuufff, bu bana nasıl girecek diye düşünürken amımdaki dilin de verdiği iştahla o kara yarağın altındaki taşakları yalamaya başladım. Evin içinde şapırtı ve inilti sesleri yankılanıyordu. Halit dilini o kadar güzel kullanıyordu ki, sanki amımda bir canlı varmış gibi durmadan titreşen bir dildo gibiydi. Bacaklarım iyice kasılmış, zevk suyum oluk oluk akmaya başlamıştı. 
Cevat ta bu azgınlıktan payına düşeni alıyordu. Var gücümle o koca yarağı yalıyordum, fakat ne yapsam ağzıma sığmıyordu. Halit biraz sonra arkamdan çekildi, sanırım bu sefer istediğimi alacaktım. Kafamı arkaya çevirdiğimde bir şok daha yaşadım. Kalınlığı Cevat'ınkinden birazcık azdı, fakat uzunluğu, oofff, 20 santim yarak dedikleri bu olsa gerek. İçimi biraz korku, biraz heyecan kaplamıştı. 
Şortunu indiren Halit'e bakıp doğruldum. İkisinin de yarağını kavrayıp peşimden yatak odama götürdüm. Yatağa oturduk. Halit amımla oynayıp dudaklarıma yumuldu. Cevat ise göğüslerime yumulmuş, sırayla öpüp okşuyor, dişliyordu. Gözüme bebe yağı şişesi takıldı, uzanıp aldım. Önce kendi üzerime boca ettim, sonra da sırayla erkeklerimin üzerine. Özellikle yaraklarını sıvazlayarak yağladım. Halit'in yarağı iyice kalkmış, dokundukça inliyordu, zonkladığına emindim, artık yükünü boşaltması gerektiği her halinden belliydi. Dibi ormanı andıran kıllarıyla kavak ağacı gibi uzundu. Cevat'ınki ise kılsız, çikolatalı bir dondurmaydı adeta. Yalamak için kılsız severdim, ama sikilirken de klitorisime kılların değmesi beni aşırı tahrik ederdi. Tam istediğim gibi iki yarak elimin altında, emrime amadeydi. 
Yatağıma sırt üstü uzanırken Halit'i de o koca yarağından tutup üzerime çektim. Haftalar geçmişti bir erkek vücudu altında ezilmeyeli. Dudaklarına, omuz başlarına öpücük kondurdum. Yağdan sırılsıklam olmuş yarağı bir iki kez yuvasını aradı ve sonunda aylardır yarağa hasret amımın kapısına dayandı. Biraz zorladıktan sonra başını almıştım. Koca yarağın içimi yarmasıyla benden hafif bir inilti kopmuş, ellerim istemsiz kasıklarıma gitmiş, birden sokmasını engellemek istemiştim. Ama canım korktuğum kadar yanmamıştı, ellerimi çektim ve erkeğim yavaş yavaş girmeye başladı. Ooofff, oooohhh, iiyhhhh! Çığlıklar arasında yoluna santim santim devam ediyordu, ama bir türlü o kıllarını hissedemiyordum.
Neyse ki canım kortuğum kadar yanmamıştı. Aksine zevk bile alıyordum o koca yarağın amımın duvarlarını yara yara ilerlemesinden, içimde nabız gibi atışını hissetmekten. Biraz durdu, bu sırada gözüm Cevat'a ilişti, sikini okşayıp bizi izliyordu. Elimi uzattım o kalın sikini avuçlayıp ileri geri yapmaya başladım. Halit yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştı. Halen kasıklarımız birleşmemişti, ama ben çoktan zevk denizinde yüzmeye başlamıştım. Bazen hızlanıyor, bazen o koca yarağı dipliyordu, ama halen hissetmiyordum kasıklarını. Her abandığında o koca yarak içimde biraz daha ilerliyordu, hissediyordum. Kocamın hiç ulaşamadığı yerlerime ulaşıyordu bu yarak... 
Halit var gücüyle sikiyordu beni, tamamen altına almış, iki eliyle götümün yanaklarını kavramıştı. Ahhh'lar, Ohhh'lar havada uçuşuyor, zevk çığlıklarım evi inletiyordu. Acı falan duymuyordum, aksine sonsuz zevk alıyordum. Vücudum yavaş yavaş karıncalanmaya başlamış, kalp atışlarımı duyuyordum. Orgazm olmaya yaklaşıyordum. Kocamla evliliğim boyunca bir elin parmak sayısını geçmemişti, oysa şimdi daha yarağının bile tamamını sokmamış bir adamın altında hiç olmadığım kadar coşkulu bir orgazma yaklaşıyordum. Sonunda Halit var gücüyle bir kez daha yüklendi ve o kıllı kasıklarını kilitorisimde hissettim. Sonunda başarmıştım işte, o koca canavarı amımda yutmuştum...
Bir makine gibi çalışmaya devam ediyordu Halit, ucuna kadar çıkartıp tekrar sokuyor ve bunu yaparken o kadar çok geriye çekiliyordu ki, neredeyse vücutlarımız tamamen ayrılıyordu. Bacaklarımı beline doladım, kollarımla sırtını sıkıca kavradım, adeta onu tüm vücuduyla içime sokmak istiyordum. Ve sonunda deli gibi sarsılmaya başladım, amımdan da sular yürümeye başladı. Halit hırsla girip çıkmaya devam ediyordu. Boğuk boğuk iniltiler gelmeye başlamıştı. Son bir darbeyle yine kasıklarımız birleşti. İçimde kasılan koca yarak amımın içine döllerini boşaltıyordu. Gözlerim kararıyor, vücudum seyiriyordu, zevkten gözlerim kısılmış, sesim çıkmıyordu. Hiç bitmesin istiyordum o an, hiç bitmesin. İçimi dolduran erkeğimin dölleri amımdan taşıp dışarı sızıyordu... 
Neden sonra ikimiz de durulduk. O ölmeye başlayan yarağıyla biraz daha gidip gelip doymadığını belli ederek çıktı içimden. O sırada elinde meyve suyuyla Cevat geldi. Çok komikti, koca sikli çırılçıplak bir adam elinde meyve suyu olan tepsiyle bize hizmet ediyordu. Halit kalkıp bir sigara yaktı, yandaki koltuğa attı kendini. Yarağı yavaş yavaş sönüyordu, bu haliyle bile heybetliydi. 
Meyve suyunu içince biraz kendime geldim. Amıma baktım, amımın dudakları kocaman açılmış, içinden benim zevk sıvılarımla karışık Halit'in dölleri sızıyordu. Ben amıma bakarken saölarıma bir el uzandı. Cevat'ın eliydi. Başımı kaldırınca dudaklarıma yumuldu. İçimdeki ateş yeniden harlanmıştı. Ona, "Dur aşkım amımı temizleyip geleyim!" dedim. "Gerek yok, böyle daha zevkli!" dedi, elini amıma atmış, kapanmayan iki dudağı birleştirmeye çalışıyordu. 
Cevat yatağa sırt üstü uzanırken beni de üzerine çıkarttı. Elimle hizaladığım o devasa kalınlıktaki yarak amımı yarmaya başlamıştı bile. Halit'inkinden daha kalın ve biraz kısaydı. İlk başta biraz almakta zorlansam da Halit'in canavarından kalan esneklikle rahatça almaya başladım. Yeni bir zevk dalgasının içine girmiştim. Var gücümle zıplıyor, amımdaki canavarı resmen sağıyordum. Üstünde biraz yorulunca Cevat iki eliyle götümün yanaklarından kavrayıp alttan var gücüyle sikmeye başladı. Kendimi iyice kaybetmiştim, zevk çığlıkları, inlemeler yine evde yankılanıyordu. Kasıklarımızdan çıkan tok ses ve Cevat'ın inlemeleri bana eşlik ediyordu. Bu sikişin bitmesini hiç istemiyordum... 
Cevat yavaşladı. Biraz yarağını eline alıp klitorisime sürmeye başladı. Arada amıma girip çıkıyor, sonra amıma vuruyordu yarağını. Çok azdırıyordu bu beni. Sonra beni yanına uzattı, kendisi de yan yatıp arkadan amıma girdi ve tekrar deli gibi sikmeye başladı. Aaahhh'lar, Oooohhh'lar, Ooofff'lar birbiri ardına ağzımdan çıkıyor, Cevat ise bir eliyle memelerimi diğeriyle klitorisimi okşuyordu. Diliyse boynumda, ensemde, kulağımdaydı. Beklenmedik şekilde iyi sikiyordu Cevat... 
Birkaç kere bosolacakken kendini kastı, ben de yeniden ritmimi yakalamış ve orgazm olmaya yaklaşmıştım. Pozisyon değiştirip bacaklarımı omzuna aldı, yarağını bir anda içime daldırıverdi. Bir çığlık koptu benden. İki büklüm etmiş beni, deli gibi sikiyordu. Benim en sevdiğim pozisyondu bu ve kocamla sikişirken eğer orgazm olabilirsem hep bu pozisyonda orgazma ulaşırdım. Yine nabzım kulaklarımda atmaya başlamış, gözüm kararıyordu. İlk defa ikinci orgazmıma yaklaşıyordum. İki koca yaraklı erkek hoyratça sikmişlerdi beni. Amımın hiç keşfedilmemiş yerlerine ulaşmışlardı. Ben bunları düşünürken vücudumu şiddetli bir titreme sardı. Orgazm oluyordum, hem de sular seller gibi, amımdan yatağıma ve erkeğimin taşaklarına amımın özü akıyordu. İçimdeki yarağı sağıyor, döllerini içime akıtması için var gücümle çabalıyordum. 
Çabalarıma daha fazla karşı koyamayan Cevat ta oluk oluk boşalmaya, içimde kasılmaya başladı. Terden, bebe yağından, zevk sıvılarımzdan sırılsıklamdık. İçimde nabız gibi atan koca yarağın içimi yakan o dölleri zevkimi daha da katlıyordu. Sonunda istediğimi almıştım... 
O gün ve kayınpederim gelene kadar her fırsatta üzerime atladılar. Artık evin içinde kıyafet giymez olmuştum. Neyse ki kayınpederim geldi ve biraz kendime gelme fırsatım oldu. Ama yine rahat durmuyorlardı, mutfakta olsun, banyoda olsun, samanlıkta olsun bir punduna getirip üzerime atlıyorlardı. Amımdan süzülen döllerle dolaşmaya alışmıştım... 
Böyle güllük gülistanlık vakit geçirirken kocamın yurtdışında hapse girdiğini öğrenmemle şoka uğradım. Üzüldüm desem yalan olur, ne de olsa yokluğu hiç aranmıyordu. Bir gün yine kayınpederim kaynanamı hastaneye dialize götürdü. Erkeklerimle deli gibi sikişirken hafifçe açılan kapıdan kayınpederimin kafası belirince ben korkudan kaskatı kesilirken amımdaki yarak deli gibi girip çıkmaya devam ediyordu. Ben telaşla, "Durun, yakalandık!" derken odama giren kayınpederimin çırılçıplak olduğunu farkettim. Üçü birden telaşlı halime gülmeye başladı. 
Meğerse Cuckold fantazisi olan kayınpederim her şeyi en başından beri biliyormuş. "Devam edin!" diyerek geldi yatağın köşesine oturdu ve bizi sikişirken izlemeye başladı. Kaynanama hastanede özel bakıcı hemşire tutup gelmiş. Sonraki günlerde biz sikişirken kayınpederim hep yanımızda oldu, ama pörsümüş ve kalkmayan sikiyle oynayarak mecburen köşede oturup izlemekle yetiniyordu :)
(Emine) 
63 notes · View notes
gercekhikayem · 8 months
Text
Zorlu Teslimat
Sıcak bir Ağustos akşamüstü 48 yaşında bir kadın, yazlığında tek başına. İstediği biraz ilgi ve yazı seks yapmadan bitirmemek.
Zeynep bu sorunla daha önce ilgilenemediği için kendine kızdı. Çamaşır makinesi bir hafta önce arızalanmıştı, gelen tamirci kısa, kel, pis kokulu, işe yaramaz bir erkeklik örneğiydi. Lafta büyük ustaydı ama saatlerce uğraşıp pis su dolu bir mutfağın hayal kırıklığı ve bozuk bir çamaşır makinesi dışında hiçbir şey yapamadı. Artık mutfak masasında bir süreden beri alışkanlığı olan bir şişe şarap ve çalışmayan makineden çıkardığı içi her türlü çamaşır ile dolu büyük sepet  duruyordu. Daha fazla kirli de banyodaki sepetlerde. O da mutfağın pisliğine ve yalnız geçirdiği kötü yaz tatiline sinirle bir kadeh daha doldurdu.
Kocasının bitmez tükenmez iş seyahatlerinden birinde olması, Zeynep'in bu sorunla kendisinin ilgilenmesi gerektiği anlamına geliyordu. Kocasının iş gezilerini bahane ettiğini biliyordu buraya onun yanına gelmek istemiyordu. Kim bilir hangi ucuz orospunun peşine takılmıştır diye düşündü. Yazlığa hafta sonu gelecek yorgunum diye uyutacaktı bütün gün. İkisi de zorda kalmadıkça birbirleri ile olmak istemiyor gibiydi. Kocası gücünü başka kadınlara saklıyordu sanki. Zeynep de geçen yaz barda sarhoşken beraber olduğu adamdan sonra kocası ısrar etmezse, sevişme başlatan taraf olmuyordu. İki üç kere birlikte olduğu o adam da bu sene ortalıkta gözükmemişti. Son üç aydan beri olduğu gibi bir kadeh şarap sonrası kendini okşayarak veya bir film seyrederek uyumaya çalışacaktı bu gece de. Ancak işe yaramaz tamirciyle yaşadığı sinir bozucu an içindeki bu istediği de söndürmüştü. Sözde Ankara'da iş seyahatinde olduğunu söyleyen yirmi beş yıllık kocasını çamaşır makinesi al diye aradığında arkadan gelen müzik sesleri Yunanca idi ve adam telefonu hemen kapamak için tamam tamam en sağlamından bir tane sipariş ederim bugün, bir iki gün çamaşır yıkamasan olur demişti. 25 yıl birbirlerinden uzaklaşmak için yeterli bir süre. Kocası zengin bir adamdı ve çevresinde dolanan genç kadınlar için iyi bir avdı. Bu yazlığı karısı ister istemez almasının sebebi de büyük ihtimal buydu zaten. Karısı ondan ne kadar uzak olursa o kadar iyi.
Tamirci gelmeden bulduğu son temiz şeylerden olan dar şort kasıklarını sarmıştı, amının üstüne gelen kalın dikiş geriye yaslanınca klitorisine kabaca sanki bir parmakmış gibi sürtüyordu. Bir iki kere daha bu baskıdan sonuç almayı denedi. Sinirden ve ortamın dağınıklığından konsantre olamadı. Düşüncelere daldı, uzun sıcak yaz yüzünden bronzlaşmış vücudu ve bacakları ve her gün yüzmekten dolayı sıkılaşmış ve zayıflamıştı. Vücudu neredeyse son bir aydır her gün azgındı ve bazen büyük göğüslerinin uçlarının ne zaman ortaya çıktığını kendi bile anlayamıyordu. Çevredeki kaçamak bakışları irileşen göğüs uçlarında yakalıyordu. Aylardır ondan uzak duran kocasının sikinin yerini hayallerinde zaman zaman yan villada tatil yapan iki üniversitelinin siki alıyordu. Onların veya kendinin çekingenliğini kırmayı ve siklerinin üzerinde zıplayarak boşalmayı hayal ediyordu geceleri. Bir iki kere en cesur bikinisi ile balkona çıkıp gençlere göz banyosu sunmuş ama bir sonraki adımı atamamışlardı. Nasıl atsınlar yıllardır tanıdıkları Zeynep ablaları idi o. 
Şarap, kocasının yokluğu, aklından geçenler ve klitorisi üzerindeki baskı, Zeynep'in bir an önce banyoya gitmesi ve kendini ne olursa olsun boşaltması fikrini aklına soktu. Akşam altıya geliyor önce güzel bir boşalma, sonra akşam yemeği. Kapı zili çaldığında banyo kapısındaydı ve çamaşırı nemden şortuna yapışmıştı. Saçını başını aynada düzeltip kapıyı açtığında ise nefesi tekrar hızlandı. Uzun boylu genç, atletik esmer bir adam, elinde bir not panosuyla gülümseyerek  bir teslimat bekleyip beklemediğini soruyordu. Adamın beyaz parlayan dişlerine ve kalın kollarından gözlerini kaçırmaya çalışarak telaşla evet dedi. Adamın duraksamasını geç fark ederek de içeri mutfağa doğru geçmesini işaret etti. 
Adam içer adım atmadan önce döndü ve teslimat minibüsündeki bir meslektaşına başparmağını kaldırdı. İkinci bir genç, aşağıya atladı. Her ikisinin de üzerinde bir örnek bermuda şortlar ve kısa kollu gömlekler vardı. Kaslı yapıları ile kıyafetleri iki beden küçük gibiydi üzerlerinden. Erkeklerden uzun olanı düğmelerini nerede ise göbeğine kadar açmıştı ve kaslı gövdesini ortaya çıkarmıştı, hafifçe terlemiş ve gömlek sırtına yapışmıştı. Şişmiş göğüsleri gömlek altında belli idi.
Biri yeni cihazın yerini görmek isterken, arkadaşı da makineyi arabadan indirme işlemine başladı. Genç adamı mutfağa götürürken Zeynep adamın vücudundan gelen tatlı terin kokusunu alabiliyordu, boğa gibi görünen genç bir erkeğin yakınlığı ve yürüme hareketi dar şortun kalın dikişinin yarığına sert bir şekilde sürtünmesine ve nemli bölgesinin daha da büyümesine neden oluyordu. Eski makineyi de çıkarmamız gerektiğini söylememişlerdi sorun değil hallederiz dedi adam.  Yazlık bölge olduğundan insanların mayo ile veya şortlar ile onları karşılamalarına alışkınlardı ama bu kadının ince uzun bacaklarını daha da belli eden dar şortu, iri göğüsleri ve ıslak bakan mavi gözleri iki gencin de dikkatinden kaçmamıştı.
Genç adam elindeki panoyu tezgâhın üstüne koydu ve aşağı inip tesisatı kontrol etmek için dolapların arkasına doğru çömeldi. Tesisatı kıçı göreceğim diye gülümsedi Zeynep, adama dar gelen bermudanın kumaşından kıçının hatlarını görme fırsatı verdi. Gözleri biçimli kalçalara takılıyken adam döndü ve gülümsedi sanki gözleri bir an için dar şortun ezdiği ıslak bölgesine baktı. Ayağa kalkarken Zeynep'e gereğinden fazla yaklaşmış gibi geldi. Yok diye düşündü Zeynep tezgah üzerindeki not panosunu almak için eğilmek zorundaydı adam o nedendir. Eski makinenin üzerine eğilerek adamın alamadığı panoyu Zeynep uzattı. Bu sefer de o adamın gözlerini, üzerindeki askılı penyeden yarısı ortaya dökülen göğüslerine bakarken yakaladı. Kahretsin diye düşündü. Uçları yine sertleşmiş ve belli oluyordur. Belli olmayacak gibi değildi ve genç adam da bu yaştaki bir kadının göğüslerinin bu kadar dik durmasına hayret etmişti. Ne kadar bakmamaya çalışsa da kadının sarı saçlarına inat yanmış güzel cildi bakılmayacak gibi değildi. Formdaki bir iki yeri kocanızın imzalaması gerekiyor derken makinenin altındaki son parçayı sökmek için sırt üstü uzanmıştı. Nereyi diye sormak için adama bakarken dar tulumun önündeki kabartı ve yana doğru uzanmış sikinin hatları gözünün önündeydi. Adam bir hortumu sökmek için ileri geri hareket ederken bermudanın ağı yukarı geliyor ve taşaklarıyla sikinin kabartısı ortaya çıkıyordu. Bilerek mi yapıyor bu genç adam diye düşündü. Nasıl bu kadar iri gözükebilir siki. Çok esmer ikisi de, aşağıdaki köydeki Çingen mahallesinden mi? Çingenlerin siki büyük olur derler. Bunları aklından çıkarmak için formdaki küçük yazıları okumak amacıyla makinenin üstüne eğildi. Ayağa kalkmış ve  şimdi Zeynep'in biçimli kıçına ve ince uzun bacaklarına bakan adam kocanız sipariş etmiş o imzalasa daha doğru olur, evde mi diye sordu. Hayır dedi Zeynep bu evdeki her işi ben yapıyorum. Formu kadın da imzalayabilirdi ama sadece evde yalnız mı olduğunu teyit etmek için sormuştu adam. Yüzlerce teslimat yapmıştı arada ufak tefek maceraları olmuştu ama bu kadın farklı idi. Çarpıcı güzelliği değildi aklını alan, kadının eve girdikleri andan beri tutuk hareketleri vücudunu süzen gözleri idi. Ulaşılmaz, ukala zengin kaltaklardan biri diye düşündü, dikkatli olmak gerek. Karının şortunun ağındaki renk değişikliği ne peki, am suları mı sanmam, bana öyle geliyor olsa diye kafasını toplamaya çalıştı.
O anda kapı eşiğinden biri geliyorum diye bağırdı ve ikinci genç adam mutfak odasına girdi. Kardeş gibi birbirine benzeyen ama diğerinin daha kısa bir versiyonuydu bu. Daha kaslı bir yapıya sahipti, giydiği dar bermudaya benzeyen pantolonun kasık bölgesine niye baktığını kendi kendine sordu Zeynep. Az evvel gördüğünü diğer gençte de mi arıyordu? Her iki adam da eski çamaşır makinesine yönelip onu yerinde tutan boruları ve kablolardan kurtardı. Kasları esneyerek ve daha da şişerek kolayca makineyi havalandırdılar ve evin dışına çıkardılar.
Tüm bu koşuşturma sürerken bile Zeynep'in klitorisi yanıyordu. Adamlar eski makineyi arabaya yüklemek ile meşgulken hızlıca göğüs uçlarını ve  nemli bölgesini kontrol etti. Şortun üzerine kadar çıkmıştı ıslaklığı ve biraz daha artsa açıkça görülebilirdi. Elini içeri sokarak dar şortun amına baskı yapan yerini uzaklaştırmaya başladı ve klitorisinin baskısını biraz olsun hafifletmek için şortun belini hafifçe aşağı çekti. Yere konan makine sesine arkasını döndüğünde ise elini telaşla çekti ve masanın üzerindeki çamaşırlara çarparak yere saçtı. Teslimatçılardan uzun olanı içeri girmiş ve ayakta onu izliyordu. Kardeşinin hadi şovunu yap önerisini kabul ederek tek başına yeni makineyi taşıyabilmek için gömleğini çıkarmış ve kaslı gövdesini sergilemişti. Özür dilerim sizi korkuttum diyerek yaklaşmış ve çamaşırları almak için eğilmişti. Ona durmasını söyleyerek ısrar etti. Bir yandan da bir elinin amında diğerinin arkasında olduğunu adamın görmemesinin imkansız olduğunu düşünüyor ve iyice panikliyordu. Adama yaklaşarak yerden topladığı çamaşırları adamın elinden almaya çalıştı. Adamın tuttuğu yazlık sutyenlerinden ve bikini altlarından biri idi ve adam önce sutyene sonra da Zeynep'in göğüslerine dik dik baktı. İkisinin de birer ucundan tuttuğu sutyeni daha hızlı çeken adamın gücüne karşı koyamadı ve gövdesi adama yapıştı. O şaşkınlığını atmadan adam yapacağını yaptı ve bir elini atlet gibi penyesinin üstünden göğsüne yapıştırdı. Kalın parmak uçları ile göğsünü sıkarken diğer eli kalçasına pençe gibi geçmişti. Dur dedi önce ama el önce kabarmış göğüs ucunu sıktı. Göğsünü sıkan el belinden içeri girip ince sutyeni üzerinden göğsünü kavradığında ağzından sadece derin bir nefes çıktı Zeynep'in.
Kadının direnmemesinden hoşnutluk bulan adam şortunun bel düğmesini çözdü ve iki eli ile kumaşı bacaklarından ayak bileklerine kadar çekti. Kardeşi haklı çıkmıştı. Karının meme uçları dışarda ve yürürken kıvranıyor, bu karı biz gelmeden kesin kocası ile sikişmek üzereymiş demişti. Kocasının evde olmadığını öğrenmişlerdi. Zeynep adamın çıplak kalçalarını sıkan ellerine teslim olmuş çaresiz hissediyordu, bir elinde kendi kirli sutyeni vardı. Aşağıya baktığında önünde diz çöken adamın siyah saçlı kafasının bacak arasına yaklaştığını gördü. Dili uzun süredir ıslak duran amına ve klitorisine hafifçe vurunca masaya yaslandı ve amını adamın yüzüne doğru itti. Çok ıslakmışsın diye ilk defa konuştu adam. Koca dili amının derinliklerine girmişken cevap veremedi. Burada bu an ayakta boşalabilirdi. Anın tadını çıkarmak için gözlerini kapattı. Am yemeği biliyor bu adam, hele şişmiş bekleyen klitorisine büyük dudakları ile baskı yapınca ince bacakları titriyordu. Büyük elleri kalçalarını yoğururken suratını kadının amına iyice bastırıyordu. Dili nohut gibi şişmiş ve sertleşmiş klitorisine dayanılmaz bir baskı yapıyordu. Bir süre sonra bir elin sıkarak tuttuğu sutyeni elinden aldığını hissetti ve gözlerini açtığında yanında duran ikinci teslimatçının da belden yukarısı çıplak olduğunu gördü. Adam ona bakarak şortunu çıkardı ve uzanarak kadının üzerindeki penyeyi sutyeni ile birlikte çıkardı. Altındaki bokseri da çıkarttığında kadının gördüğü beklentilerini aşan bir sikti. Yarı sert sik yumruk büyüklüğündeki başı ile adamın cildinden daha kara idi ve hayallerindeki zenci sikleri gibi uzanıyordu. Üzerinde damarlardan oluşmuş çizgiler ile korkutucu idi. Bu daha kısa boylu olanıydı ve yaklaşıp göğüslerini aynı anda kavradı sağ memesini sertçe sıkıp sert meme ucunu emmek için eğildi. Demiştim sana meme uçları sikilmek için dikilmiş, penyeyi yırtacaktı. Her şey hayallerinden daha fazla idi. Dev gibi iki el göğüsleri ile ilgilenirken klitorisi ustalıkla yalanıyordu. Biri hiç konuşmazken diğeri onun nasıl sike aç olduğunu bilir gibi beynine giriyordu. Sikine bakıyordu değil mi orospu, kocasız kaldığı belli. Klitorisi adamın dudakları arasında kaldığında bacakları titremeye başladı. Göğüslerini emen adamın kafasını iyice kendine bastırdı. Off karının göğüsler gerçek lan taş gibi. Orgazm dalgaları arttıkça bacaklarından aşağı süzülen sular da artıyordu. Kadını yalayarak boşaltmanın verdiği güven ile ayağa kalkan adam da soyundu ve eşit derecede etkileyici oranlarda kalın sanki biraz daha uzun bir siki ortaya çıkardı. Yüzü Zeynep'in am suları ile parlıyordu. Karı biz gelmeden ıslakmış, amını okşuyordu içeri girdiğimde, yatır şunu masaya da sikelim.
Bir kuş gibi havalandırıp çırılçıplak vücudunu masaya yatırdılar. İkisinin de elleri kadının üzerinde gezindi. Kalın parmakları kırmızı ve ıslak amının üstünde buluştu, içini parmakları ile keşfettiler. Bir parmağım bile amına zor giriyor diye güldü kısa olan. Bu dar karının ilk sikişi senin abi dedi ben girersem dayanamaz. Demek kardeştiler. İki yanında sarkan iki kalın sike uzanarak tuttu. Parmaklarını her birinin kalın ve sert etrafına sarmaya çalıştı. Dimdik tavanı gösteren siklere hayranlık durarak okşamaya başladı. Kocamanlar ve elime sığmıyorlar, amımı parçalar bunlar. Bunları düşünmek, sıkılan göğüsleri ve amına giren parmaklar uzun uzun inlemesine neden oldu. Karı durmadan akıyor abi, tam bir amcıkmış.
Uzun boylu olan bacaklarını çekti ve ayak bileklerini omuzlarına koydu. Geniş gövdesi şimdi daha heybetli görünüyordu. Sikini am girişine yerleştirdi. Böyle bir yarak yedin mi daha önce? Hayır hayır diye inleyebildi. Seyret o zaman diyen kardeşi ensesini kaldırarak kadının dirseklerinin üzerinde durmasını ve amına girecek siki seyretmesini sağladı. Adamın yatay olması için aletini aşağı doğru bastırması gerekiyordu. Amıma girince bu sik yine dikleşecek ve beni çıldırtacak diye düşündü. Bağırmaktan çekinme diye güldü kardeşi. İlk defa yiyenlerden bayılan bile oldu. Dirseklerinin üzerinde dinlenirken, yanmış vücudu ile kontrast oluşturan beyaz kalmış mayo izi üzerinden amına sürtünen koyu renkli sike bakmaya devam etti. Kara yumruk gibi başı pembe am duvarlarını geri itti. Adam geri çekilip bunu tekrar yaptı. Sıcak siki ile onunla oynarmış gibi sırıtıyordu. Amının girişinden kat kat iri duran sike bakan Zeynep'e adam alay eder gibi seslendi. Alamayacaksın galiba ev orospusu. Kendinin bile beklemediği bir tepki ile sessizce mırıldandı sok hadi orospu çocuğu sok. Penisin giren kısmı amcık dudaklarını iyice açtı boynu geriye düştü kadının ve kısık, gırtlaktan bir inilti çıkardı.
İlerlemeye devam eden kara canavar am dudaklarını içe doğru itti, iç duvarlarını parçalar gibi geçip içine yerleşti. Alnından ve karnından boncuk boncuk terler akmaya başladı. Tekrar içine girene baktı. Sik amının dibini onu tamamen doldurarak bulmuştu. Dışardan kalan kısmı o korkunç kalınlıktaki kökü girişini iyice germişti. Siyahlığı beyaz güneş görmeyen yerlerinin tam zıddı idi. Adam aletini çıkarmaya başladığında, amındaki boşluğu sevmediğini düşündü ve adama doğru kendini kaydırdı. O sikten ayrılmak istemiyordu. Orospuya bak abi sik diye kıvranıyor. Adam zenci gibi sikini onun artık teslim olmuş amcığına hızlanarak sokarken topların kıçına çarptığını hissedebiliyordu. Adamın sikme hızına uyum sağlayan kadar çığlıkları mutfakta çınladı. Bir süredir sadece göğüslerini okşayan ve bunları da sikeceğim diyen kardeşin sikini tutmak için uzandı, yüzüne doğru çekti, kocaman başını yavaşça yaladı, adamın ohh orospu diye inlemesinden memnun kalarak dilini ucunda gezdirdi. Başını alabilmek için ağzını sonuna kadar açması gerekti.
Ağrıyan ağzından siki çıkardı ve ilk gördüğü andan beri aklında olan iki tenis topu büyüklüğündeki taşakları okşadı. Birazdan onların içindekiler amcığımı dolduracak düşüncesi içini titretti. Sik yakından ve en sertleşmiş hali ile bir canavara ait gibi duruyordu. Bacaklarının katlanması ve içindeki sikin çılgınca hızlanması ile tekrar orgazma ulaştı. Gözünden yaş göğüslerinden ter akıyordu ve karnı sancılanarak titriyordu. Amından akan sular utanç verici derecede fazlaydı ama utanmak yerine zorla açtığı gözleri ile kasıklarına baktı ve amının açgözlülükle siki dibine kadar yuttuğunu gördü, amcığı ıslaktı, çok ıslaktı ve amının suyu içine giren siyah kalın pistonu yağlıyordu. Yaşadığı bir orgazmın ötesi idi, kaybolmuştu aklı. Boğazının ağrıma sebebi çığlıkları idi. Aletini onun amına pompalayan genç adam da terliyordu, neredeyse iki katı yaşındaki bu güzel kadının mavi gözlerine ve sallanan sert büyük göğüslerine bakarak amını daha hızlı sikmeye çalışıyordu. O hızlandıkça kadından çıkan çığlıklar artıyor, çığlıklar arttıkça o hızlanıyordu. Kadın siktikçe güzelleşiyordu sanki. Siki kalındı, kadınlar ilk aldıklarında zorlanırdı, bunu biliyordu ama uzun süredir de bu kadar dar ve sulu bir amcık sikmemişti. Patlaması yakındı. Sikini kadının amına yerleştirip durdu. Nerene istersin kaltak? Zeynep cevap vermedi sadece bacaklarını sikicisinin beline doladı üzerine eğilen adamla dudakları ilk kez şehvetle buluştu. Adam homurdanarak aletini elinden geldiğince içeri itti. Orgazmının devam ettirdi bu darbe. Zeynep okşadığı diğer siki bir anlığına bırakarak adamın omuzlarına uzandı, onu kendine iyice yapıştırdı. Amından dokunulmamış yerleri keşfeden dev yumruğun ve sikin seğirdiğini sıcak yapışkan sıvıyı içine çektiğini hissettiğinde dili adamın ağzındaydı. Amına bu kadar uzun süre bu kadar yakıcı döl akmamıştı hiç.  Korunmak aklının ucundan bile geçmiyordu o an.
Perişan halde bacakları masadan sarktı, gözleri yine kapandı, sikin amını terk ettiğini hissetti, nefeslenmek istiyordu ama amı boş kaldığı için üzgündü . Yeniden doldurulması gereken bir boşluk hissederek diğer gence baktı. Hiç konuşmadan sarkan bacaklarını masanın kenarına katlayan genç belini sikine doğru çekti.  Bu masada yemek yenmez artık diye güldü adam, karının am suyu ve döllerin kaplı abi. Sert yumruk büyüklüğündeki sikin ucu çok hızlı bir şekilde amının girişine konumlandı, amına doğru bastırdı. İçeri girerken az evvel kalın başka bir sik girmesine rağmen bir miktar dirençle karşılaştı. Zeynep şaşkınlıkla gerildi. Abisinden daha kalın bir yarak mı?  Sikin başı amına girince de kafası geri düştü Aman Tanrım yavaşş diye bağırdı ve yüksek sesle bir homurtu çıkardı. Canı yanıyor ama ne kadar genişleyebilirim diye de merak ediyordu. Gözleri kapandı. Amının yaşadıkları gözünde canlandı, dev baş amını yararak ilerlemiş onun açtığı yerlere kalın gövde yerleşmişti. Amında yeni yeni kapılar yeni zevk noktaları açılmıştı. Sikicisi yarıya kadar dışarı kaydı ve hızla tekrar içeri itti kütük gibi kalın siki. Artık vücudunu tamamen ter ile kaplanmıştı ve güçsüz bacakları adam omzunda tutuyordu. Bu daha iyi bir sikici. Sikinin dev başını am duvarlarında gezdire gezdire sikiyor ve bağır orospu bağır diye söyleniyordu. Arada omzundaki bacaklarını öpüyor küçük küçük ısırıyordu. Isırılmayacak gibi değildi, tüysüz, güneşte yanmış pürüzsüz bacakları. Bağırıyor ve durmaksızın terliyordu. Bağırmasına aldırış etmeyen diğer sik dudaklarına çarptı. Kocaman bir et parçası olarak yanaklarını tokatladı. Sikin başını hızlıca dilledi, kendi suyuyla onun sperminin karışımını tattı. 
Genç spermlerin baş döndürücü tadı. Kocası veya yazlıkta geçen sene verdiği yaşlı adamınki gibi değil. Yarak manyağı bu karı. Baksana şuna tam bir sikilmelik kaltak. Hiç bu kadar güzel bir karı siktin mi abi. Göğüsleri tokatlanırken amındaki devin hızı arttı. Yavaş sik lan kaçmıyor karı bak amından sular fışkırıyor tekrar. Göğüs uçları ezilirken Zeynep tekrar doruğa çıktı. Nefes almak haykırmak istiyordu ama ağzına giren sik izin vermiyordu. Amını siken göbeğini okşarken ağzındaki sikin sahibi göğüslerine hoyratça saldırmıştı. Tutamıyorum lan karıyı nasıl çırpınıyor orospu. Karnındaki tüm kaslar acıyarak bacakları gerilerek orgazma teslim oldu. Adam kalın sikini kasan titreyen amcığa rağmen sikişini durdurmadı. Bir haftadır sikişim yok karı sikimi koparacak zor dayanıyorum diye söylendi. Hareketsiz kalmış kadının hala kasılan amına patlamak üzere olduğunu anladığında abisinin yaptığını yaptı. Nerene istersin ev orospusu amına mı ağzına mı? Aklında o güzel dudaklara ve küçük burna doğru patlamak vardı.  Kadının sarı saçlarını çekerek domaltarak sikmek ise ilk gördüğü andaki fantezisi idi. Bunları düşünmek boşalmasını hızlandırdı. Kadın ise sadece inleyebiliyordu elleri ile karnının üzerini işaret etti. Küçük kardeş sikini çıkardı. Görüntüsü am suları ile parlayan siyah bir boru gibi idi. Damarları korkunç derecede şişmişti. Sıcak beyaz dölleri fışkırarak göbeğine oradan göğüslerine kadar geldi. Bir iki üç dört fışkırma ile tenis büyüklüğünde taşakların ne ile dolu olduğunu kadına gösterdi. Sikinin ucundaki yarıktan son bir iki damlayı da hassaslaşmış am dudaklarına sürterek bıraktı.  Kocam bir ayda bu kadar döl çıkaramazdı herhalde dedi içinden.
Gözleri kararak çevresindeki seslere aldırış etmeden masa üzerinde yığılı kaldı. Kendine gelen Zeynep  terli ve spermlerle kaplıydı, amının girişi soğumaya biraz da sızlamaya başlamıştı. Terli cildinde spermler soğurken sikicileri onu bırakmış makineyi kurmuşlardı. Masadan kalkmaya çalışırken başı döndü, amı sanki hala aralıktı ve uzun süre kapanmayacak gibi sızlıyordu. Amından ve göbeğinden sızanları yere yayılmış çamaşırlar ile sildi. Koca sikleri tam inmemiş ve sallanan adamların yanından konuşmadan geçti ve bir bornoz almak için yukarı çıktı. Banyo aynasında kendine baktı. Göğüs uçları sert sert sıkılmaktan dolayı ağrıyordu ve renkleri morarmış gibi koyulaşmıştı ama vücudunda başka bir kızarıklık görmedi. Sarı saçlarına kadar sıçrayan bir dölü eli ile aldı. Makinenin çalışma sesini duyunca bornoza sarılıp aşağıya indi. 
Geldiğini gören kardeş kadını hızlı çekip onu dudaklarından sert bir şekilde öptü. Zeynep amını dağıtan o koca siki bir kere hissetmek isteyerek kasıklarını sürttü. Diğeri kapının arkasından bir sonraki randevunun 5 dakika sonra olduğunu bağırdı, gecikirsek atarlar işten. Hareket etmeleri gerekti, göğüslerini hızla sıktı ve ismin ne diye sordu. Zeynep dedi fısıldayarak. Abim ve ben yarın da sana teslimat yapmaya geleceğiz Zeynep, ister misin? Akşam gelin son teslimat bana olsun diye kıkırdadı. Çevresine bakınan adam kulağının kenarından öperek o zaman tost olmaya hazırlan ve bol bol bira al, canını çok yakacağız diyerek arabaya koşturdu.
Dolaptan bir bardak daha alıp şarap doldurdu, kahrolası çamaşırlar bir gün daha bekleyebilirdi. Yarın döllerle kaplanacak yatak çarşafları ile beraber yıkanırdı. Masa üzerinde acele ile başlayan bir sikişte bile perişan etmişlerdi. Yarın gece kalpten götürür bunlar beni düşüncesi aklına gelince şarabı bıraktı ve buzdolabındaki vitaminlere uzandı.
--- bu hikaye bir kadın okuyucu tarafından gönderilmiştir.---
yeni hikayeleri gecikmeden takip etmek ve daha rahat okumak için adresiniz.
201 notes · View notes
tipitip213 · 7 days
Text
Annemin kalçası
selam size anneme olan ilgimin nasıl ilişkiye dönüştüğünü anlatıcam..annem 165 boyunda 73 kilo beyaz tenli 36 yaşında bir kadındır.erken evlendiği için üç çocuğu olmasına rağmen halen çook sexidir.benim ençok ilgimi çeken yeri kalçalarıdır.kocaman kalçaları var ve hiç güneş yüzü görmedikleri için bembeyazdır
bazen eğilince arkadan kalçalarının yarığını görürürüm ve süt gibi beyaz kalçaları beni deli eder.evde genellikle dar elbiseler giyer ve bu enfazla tayttır.tayt giydiği zaman arkadan külot izi belli olur ve her zaman kendisine bir beden küçük kilot giydiği için harika bir görüntü ortaya çıkar tabi buda benim 31 lerimin en önemli kaynağıdır.evde yanlız olduğum zaman onun iç çamaşırlarını karıştırırım ve en az 3 posta atmadan rahatlamam çünkü annemin mükemmel iç çamaşırları var.ve bu çamaşırları onun üzerinde hayal ederim.ve azgınlığım dahada artar.
neyse asıl olaya gireyim.anneme olan ilgim gitgide artıyodu ve bunu fiiliyata dökmek için fırsat arıyordum neyse bi gece yine acayip azmıştım ve annemlerin odasına gitttim kapı yarı açıktı içeri yavaşça girdim annemler derin uykudaydılar nefes alışlarından anlamıştım.annemin kalçalarını okşamayı kafama sokmuştum.gece uykuda pek çok kişiyi okşadığım için biraz tecrübeliydim kimleri okşadım derseniz kardeşim halam ve amcamın kızını bir çok kez okşadım.annem yüz üstü uyumuştu ve yorganı yarı açıktı üzeride beyaz bi tayt vardı ve kocaman kalçaları dahada belirginleşmişti benim alet taş gibi olmuştu.yavaşça yaklaştım elimi yorganın altına soktum sıcacıktı ve ilk önce göt yanaklarını okşamaya başladım ilk kez annemi okşuyordum ve çok heyecanlıydım.tabi okşarken çok yavaş yapıyordum bi yandanda sikimi okşuyordum.taş gibiydi boşalmamak için kendimi zor tutuyordum.neyse bi ara annem uyanır gibi oldu elimi çektim biraz bekledim sonra devame ettim bu sefer kalçalarının arasına elimi soktum amının şişkinliğini hissettim çok etli bi amı vardı ve külot sıkıştırmıştı amını.o ara dalmışım okşamaya ve birden annemim sesini duydum çok kısık bi sesle odana git dediğini duydum şok olmuştum adeta nefesim kesilmişti dondum kıpırdayamadım annem tekrar ettim odana git diye bende yavaşça doğruldum ve odama gittim ama perişan durumdaydım yakalanmıştım.ve babama söylerse diye korkudan ölüyordum
neyse odama gittim beklemeye başladım ışık kapalıydı on dakka sonra annem geldi.sen ne yapıyodun dedi utanmıyomusun dedi.bende dayanamadım dedim evde çok dar giyiniyosun ve benda kendime hakim olamıyorum dedim sürekli seni düşünüyorum dedim bana beni düşünerek kendini tatmin ediyomusun diye sordu .bende evet dedim şaşırdı neremi peki diye sordu bende kalçalarını dedim hafif güldü işte bu gülümsemesi ilgimin onun hoşuna giititği anlamına geliyordu rahatladım. sonra bana hiç ilşkiye girdinmi diye sordu bende utandım ve hayır dedim.derken ışığı açtı ve kapıyı kitledi ve arkasını bana dönüp domaldı ben çok şaşırmıştım bana nasıl diye sordu bend emükemmeldedim ve yerimden kalktım kalçalarını okşamaya başladım annem taytını sıyırmaya başladı ben dur dedim ben soyacam seni dedim.oda tamam dedi ben yavaş yavaş sıyırdım taytını altında siyah ve dapdar bi külot vardı külot normaldi ama dar olduğu için annemin bembeyaz ve kocaman kalçalarının arasına girmişt.harika bi görüntüydü.en aletimi çıkarmadan ve annemin külodunu çıkarmadan kalçalarını arasına dayadım bu benim en büyük fantezimdi ve gidip gelmeye başladım bi yandan da body sinin üstünden annemin iri memelerini okşamaya başladım mükemmel bi ritim tutturmuştuk derken annem elini aletime attı ve çıkarmaya çalıştı bende yardım ettim ve çıkardık aletimi kafası mosmor olmuştu annemin aletime dokunmasıyla boşaldım aşırı derecede fazla kamıştı menim ama sikimin ineceği yoktu.
annemi yatağıma yatırıp etli ve kısa kıllı amını yalamaya başladım gece olduğu için fazla inliyemiyordu ama kasılmasından zevk aldığı belliydi.amı iice sulanmıştı benimde aletim tekrar taş gibi olmuştu.annemi ters çevirdim amacım koca götünün arasına sokmaktı o da amdan istemedi çünkü yanımızda prezervatif yoktu.göt delii dar gürünüyordu ve yalamaya başladım bi yandanda amını parmaklarımla okşuyordum annemin kasılmaları iyice hızlandı oda boşalıyprdu sanırım ama ben deliini yalamaya devam ediyodum.deliğini iice yumuşattım ve anneme hazır olmasını söyledim annem yastığı ıssırdı ve ben aletimin başıdı deliğine dayadım ve yavaş yavaş sokmaya başladım ilk başlarda annem inlemelerini artırdı ve yastığı ıssırdı ama biraz gidip gelince deliği genişledi ve ben 2-3 dakka git gelden sonra bi daha boşaldım ama inanın sikimde hiç inme olmadı.sonra anneme bi daha istermisin dedim o da acele edersen olur dedi ve yine gidip gelmeye başladım annme zevkten inliyordu ve bende bi yandan kocaman ve uçları dikleşmiş memelerini okşuyorum bi daha boşalmama az kalmıştı sikim çıkardım göbeğine boşaldım annem acayip zevk almıştı ....sonra her fırsat bulduğumuzda sikişiyoruz annemin koca götünü sike sike dahada büyüttüm ve onunla kimse omadığı zamanlarda iç çamaşırı fantazilerimi gerçekleştiriyoruz aanem benmi ona alığım külolu çorapları ve külottları giyip karşımda dans ediyor...tekrar görüşmek üzere....
33 notes · View notes
pandoraebru · 5 months
Text
• KARGO PERSONELİ PASİF HASTASI ÇIKTI ( Bolu’dan pir pasif itirafı daha )
Öncelikle selamlar sevgili pasif severler yaz aylarında başıma gelen bir hikayemi sizlerle paylaşmak istedim, genelde evde olduğum için sürekli internetten bayan iç çamaşırı, vibratör, oje, gecelik vs vs şeyler sipariş veriyordum. Süreklide kapıma Aras kargoda çalışan bir çocuk geliyordu ismi Soner hafif sarışın 170 boylarında yaşıda 28 ila 30 civarlarında biriydi her kapıyı açtığımda üzerimde ya dar bir pantolon yada beyaz bir eşofman üzerimde ise bayan sporcu atleti olur ayak tırnaklarımda mutlaka oje ve fileli çorablarım olurdu, soner’ le karşılaşarak kapıda önce ismimi söyler sonra şifre ister ve kargomu teslim ederdi o esnada sürekli ayak parmaklarımdan göğüslerime kadar süzerdi beni. Elinden kargoyu alıp arkamı döner ve önünde domalırdım tepkisini merak etmek için gün geçtikçe ve sürekli o geldiği için artık bazende başka kargocular gelirdi tabiki .. Bazı günler evde olmadığım içinde kaçırırdım tabi kargomu. Bir gün yine evde kendime hem temizlik, hemde bakım yapıyorum, ayak parmaklarıma siyah oje sürdüm kuruduktan sonra banyoya girdim bir güzel içimi dışımı temizledikten sonra vibratörümü duvara yapıştırır yavaş yavaş gel git yapar kendimi tatmin ederdim. O esnada kargodan sms gelmişti 2 saate evindeyiz diye bazende çok kısa sürüyordu. Bende yarım file çorap giyip altıma dar bir kot pantolon giydim üzerimde beyaz atlet memelerimi artık okşadıkça gelişiyor ve büyüyordu, bu beni çok mutlu ediyordu artık, derken kapı çaldı otomata bastım kapıyı açtım ve bekliyordum Soner gelmişti artık naber falan diyerek biraz sohbet etmiştik yine gözleri üzerimde geziyordu anlaşılan azdırmıştım yine çocuğu, derken bir anda numaranı alabilir miyim diyerek bazen evde olmuyorum haberleşmek için dediğimde olur dedi ve numarasını verdi. Kolay gelsin diyerek kapıyı kapattım ve odama geçtim hemen mesaj attım sonere benim diye akşam film izlerken telefonuma mesaj geldi sonerden gelmişti nasılsın napıyorsun yarın için kargon var mı diye sohbete başlamıştık, aslında yarın içinde kargom vardı işin akşam kaçta bitiyor sorun olmazsa en son bana bırakabileceğini söyledim, oda olur diyerek gülücük attı.
Artık sohbet sohbeti aştı ve konu benim giyim ve kuşamıma gelmişti, her defasında ayaklarında oje ve bayan kıyafetleriyle görüyorum seni ve fiziğinde çoğu kızdan daha iyi diyerek eklemişti, beni bir kahkaha bastı ve iltifatların için ayrıca teşekkür ederim canım, bakımlı olmayı seviyorum ve kendimi bir kız gibi görüyorum ve bu yüzden bayan kıyafetleri giyiyorum diyerek cevap vermiştim. Kendisi bu durumdan baya bir memnundu ki sürekli bana iltifat ediyor kalp atıyor canım cicimli konuşmaya bile başlamıştı benimle artık. Tam bir pasif aşığı olduğunuda sonradan öğrendim tabiki kendisinin, Bolu’da sürekli gittiği birileri varmış ve ben seni nasıl bulamadım diyede kendi kendine dövünüyordu, ona twitter adresimi verdim biraz inceledikten sonra iyice aşık oldum sana diyerek iltifatlarına devam ediyordu, yarın akşam için sözleşmiştik artık. Sabah oldu telefonu elime aldım sonerden günaydın mesajları gelmişti bile, güzelce bir kahvaltı yaptım ve rutin bir şekilde takılıyordum evde akşam görüşme olacağı içinde heyecanlıydım aslında, saatte yaklaşıyordu bende hazırlanayım biraz dedim ve altıma kırmızı tangamı ve kırmızı bir sütyen giydim hardal sarısı bir elbise giymiştim üzerimede dizlerimin hemen üzerinde boyu uzun kollu ve dar bir elbiseydi, popom hafif çıkmış ve hatlarım belliydi ayna karşısında kendime yükselmiştim artık, gözlerime kalem ve dudaklarıma ruj sürüp bacak bacak üstüne atıp sigaramı yakmış ve kocamı bekliyordum artık. Saat 8 olduğunda kalbimin atışı bile değişmişti artık üzerim de bir heyecan vardı, ve havada çok sıcak olduğu için ateş basmıştı vücudu mu.
Kapı çaldığında bir irkilmiştim hemen koşup otomata bastım ve yavaş yavaş geliyordu kocam, güler yüzüyle ve beni o şekilde görünce aletini okşamaya başladı bile, kapıda sarılıp içeri girdik ayak üstü biraz sohbet edip, kanepe oturduk yan yana hemen elini bacağıma koydu sıvazlamaya başladı bir yandanda gününün nasıl geçtiğini konuşuyorduk, içim kıpır kıpırdı hemen ayağa kalktım bişey içermisin diye sordum olur dedi dolaptan iki shot aldım mutfakta arkam dönük bir şekilde biraları açarken çoktan yanıma gelmiş nefesini ensemde hissetmiştim bile bir anda irkilmiştim, harikasın diyerek eliyle popomu okşamaya başlamıştı ve nefesiyle ensemi öpüyor du biralar elimde kalmıştı ensemden öpe öpe kalçalarıma kadar inmişti arkamda eğilip elbisemi yukarı sıyırdı ve elleriyle kalçalarımı tokatlıyor ve yalıyordu inanılmazdı adeta, bende artık zevke gelmiş ve hafif eğilmiştim,tekrar boynuma çıkıp öpüyor bir yandan da eliyle deliğimi okşuyordu. Elleriyle göğüslerime yapıştı kulak mememi yalarken kaldırmış aletini kalçalarıma sürtüyor baskı uyguluyordu pipim zevkten şahlanmış ve zevk suyum tangamı ıslatmıştı bile, belimden tutup kendine çevirdi beni kucağına alıp dudaklarıma yapıştı deli gibi emiyordu dudaklarımı yatak odama geçtik beni yatağa yatırdı karşımda azgın bir boğa duruyordu sanki, tişörtünü çıkarıp pantolonunu düğmelerini açmaya başladı yataktan kalkıp önünde eğildim hemen, pantolonu indirip boxserin üzerinden kalkmış sikini ısırıyor ve yalıyordum yavaşça boxserida indirdim aletiyle göz göze gelmiştik artık 16 17 cm vardı küçük ama kalındı dilimle kafasına masaj yapmaya başladım ve yavaş yavaş ağzıma almıştım bile gözlerini kapatmış evet aşkım harikasın bebeğim diyerek iltifatlar yağdırıyordu bana, elleriyle kafamdan tutup tamamını sokuyordu ağzıma ve nefes almakta zorlanıyordum ağzımdan salyalarım akıyor gözlerim sulanıyordu sakso çektikten sonra beni kaldırdı elbisemden saniyeler içinde kurtulmuştu, yatağa çıkıp hemen domalmıştım önünde tangamı kenara sıyırdı ve diliyle deliğime masaj yapmaya başladı offff bu zevk beni delirtiyordu tangamın önü sırıl sıklam olmuştu çoktan, hadi kocam sok gir artık içime diye inliyordum, kendisi yüz üstü uzandı yatağa benide kucağına alıp kalçalarımı sikine sürtüyordum çok sertleşmişti artık bir elimle aletini tutup deliğime yerleştirdim ve yavaşça oturmuştum aletine, elleri göğüslerimde sıktırıyor bende kalın aletin üzerinde zıplamaya başlamıştım bile, daha fazla dayanamayıp boşalmıştım ben o hala devam ediyordu beni sikmeye, üzerinden kalkıp önünde tekrar domalmıştım bekle geliyorum diyerek içeri gitti geldiğinde elinde telefon vardı ve videoya çekmek istediğini söyledi, kaydı başlatmış aletini deliğime sürtüyordu, içime tekrar girdi ve gidip gelmeye başlamıştı bile sesler odada yankı yapıyor bir yandan sikiyor diğer yandan da kameraya çekiyordu, artık telefonu bırakıp elleriyle belimden kavrayıp daha hızlı sokmaya başladı her vuruşunda kalçalarımın dalga oluşunu hissediyordum artık.
Geliyorum diyerek hemen ağzımı açtım önünde eğilip boşalmasını bekliyordum, dilime ve yüzüme ılık ılık boşalmıştı artık ağzımda döllerini çiğniyor ve dudaklarımı yalıyordum aletini ağzıma soktu tekrar, sikini yalarken dölleri ağzımın kenarından dökülüyordu, sikini güzelce temizledikten sonra salona geçtik ve birer sigara yakmıştık biralarımızı alıp kanepe ye uzanıp kaldık, döllerinin yarısını yutmuştum bile, çektiği videoyu açıp izlemiştik gerçekten te her vuruşunda kalçalarım dalga dalga oluyordu ve kocamın siki tekrar kalkıyordu, sigarayı söndürüp elimdeki birayla kucağına oturup kalkan sikine sürtünüyordum, bir yandan da biramı yudumluyor ve yarısını da göğüslerimden aşağı döküyordum ayağa kalkıp tangamı çıkardım pipim küçülmüş serçe parmağım kadar olmuştu, 69 pozisyonuna geçip o benim deliğimi yalarken bende saksoya başlamıştım bile, biradan bir yudum alıp deliğime boşaltıyor ve tekrar yalıyordu, kanepede yanına yer açıp bende onun yanına uzanmıştım sırtımı ona dönerek, bacağımı yukarı kaldırmış ve aletini sokmasını bekliyordum deliğime, yavaşça sokup gidip gelmeye başlamıştı bir eliyle göğsümü okşuyor ve bir yandan da deli gibi hızlanmış deliğimi sikiyordu yüzümü çevirip dudaklarıma yapışıp dilimi emiyordu altında inliyor ve çığlık atıyordum ama durmak bilmiyordu kocam, önünden kalkıp tekrar sakso çekmeye başladım sikine eliyle kafamdan tutup baskı yapıyor, ağzıma gidip geliyordu dilimle taşaklarını emiyor aletini sıvazlıyordum, kanepeye oturup kucağına aldı tekrar sırtım dönük kucağına oturdum ayaklarımı dizlerinin üzerine koyup alttan sikmeye başlamıştı beni tekrar sürekli pozisyon değiştirip kucağından inmiyordum hiç, o kadar çok terledim ki surat ifadem değişmiş kalem sürdüğüm gözlerim akmıştı artık dudağımda ruj kalmamış tecavüze uğramıştım sanki, beni kanepeye oturdum bacaklarımdan ayırıp tekrar sikini sokmuştu deliğime baldırlarımdan destek alıp hızlı hızlı sikmeye başlamıştı altında inliyordum adeta artık deliğim parçalanmıştı resmen, geliyorum aşkım diyerek içime boşalmıştı bir kere daha ılık ılık içimde hissediyordum spermlerini üzerimde bir ohhh çekip yanıma uzanıp kalmıştı dizlerimin bağı çözülmüştü artık bir süre hareketsiz kalıp anın tadını çıkarıyordum hayatımda böyle sikilmemiştim ben ..
Birlikte duşa girip yıkanıp çıkmıştık halen daha gözleri vücudumda eli popomda geziyordu kocamın her fırsatta buluşup sürekli sikişiyorduk unutulmaz anılar yaşatmıştı bana …..
28 notes · View notes
eylences-blog · 9 months
Text
SONUNDA DELDİRDİM 4. BÖLÜM! (Hakan 32 Y., İzmir)
Bir akşam evde viski içip internette takılırken Şeref Dayı aradı. Bazı işleri olduğunu, bana danışmak için İzmir'e geleceğini söyledi. Uçağının saatini öğrendim ve ertesi gün onu karşıladım. Miras davasından ve ticaret davasından dolayı kutladı beni önce. Miras davasından hakkımı alamadığımı bildiğini ama telafi edeceğini söyledi. İzmir'de bazı alım satım ve emlak işlerine girdiğini söyledi. Bazı konularda fikrimi alıp ciddiyetle dinledi beni. Bu şirketlerde kendisini temsil etmemi istiyordu. Bana güzel bir ofis tutacağını söyledi. Tüm masraflar ondandı. 1 senelik kirayı da peşin ödeyecekti. Ayrıca İzmir'e çok sık gidip geleceği için benim de kalacağım güzel de bir daire tutmak istiyordu. Tüm masraflar yine ona aitti ve yine 1 senelik kira peşindi. Hatta iyi bir yer olursa satın bile alabileceğini söyledi. Ertesi gün onu yolcu ederken yer bakmamı ve ona haber vermemi tembihledi ciddi şekilde.
Hemen emlak sitelerine girip araştırmalara başladım. İzmir'in çok iyi bir semtinde, merkezde bir ev vardı. Daha önce de ofis olarak kullanılmıştı. Geniş bir salonu, 4 tane büyük odası vardı. Kira belki biraz pahalıydı ama Home-Office olarak kullanabileceğim bir yerdi. Telefonda bütün bunları anlattığımda Dayı dikkatle dinledi ve "Tamam tut o zaman, ama içi çok güzel döşensin, misafirlerim geldiğinde mahçup olmayalım, hiçbir masraftan kaçınma sakın!" dedi, 1 haftaya kadar da biriyle geleceğini söyledi. Sonra da bana bir dava daha yönlendirdi gider ayak. Ancak bu seferkiler bir hayli önemli insanlardı. İzmir'de bu kadar tanıdığının olmasına şaşırmıştım biraz.
Evi tutup bu işlerden iyi anlayan bir arkadaşımın da yardımıyla en güzel şekilde döşedim. Salon çok şık bir ofis olmuştu. Oturma grubu, çalışma masası, toplantı masası, dosya dolabı ve asistan masası vardı. Bunlara rağmen de hiç de çok dolu görünmüyordu. Bir odayı yatak odam yaptım. Güzel bir yatak, gardrop. Şeref Dayının yatak odasına ayrı bir özen gösterdim. Öbür odayı da oturma odası gibi yaptım kendime. 2 divan ve koltuktan oluşan bir oturma grubu, büyük bir TV, sehpa. Kalan odayı şu an ne yapacağımı bilemiyordum pek. Bir yatak aldım oraya. Ufak bir dolap ve masa koydum. Misafir gelirse de burada yatar işte diye düşünüyordum. Koridorun ortasında yaptırdığım kapı da ofisi evden ayırıyordu.
3 gün sonra geldiğinde havaalanından onu kendi arabamla aldım bu sefer. Yanında 19-20 yaşlarında gösteren, esmer, uzun boylu ve çok yakışıklı bir delikanlı vardı. Alper'di ismi. Sessiz biriydi. Şeref Dayının gözünün içine bakıyordu birşey lazım olur mu diye. Onları alıp ofise götürdüm hemen. Çok heyecanlıydım Şeref Dayıya göstermek için. Daha girerken semti de binayı da çok beğenmişti. İçeri girince de ona evi, ofisi, odaları gösterdim.
Salonda koltuklara oturduğumuzda sigarasını yaktı. Ben, "Bir çay yapayım!" derken Alper hemen fırladı, "Ben yaparım abi!" diyerek. Mutfağa girerken Şeref Dayı bana bakıp (Bırak yapsın!) der gibi bir işaret yaptı. Çayları içerken kısa bir iş sohbeti de yaptık. Bugün beni iş yaptığı insanlarla tanıştıracaktı. İş, aile ve diğer konularda biraz sohbet ettikten sonra evden çıkıp şirketleri gezdik. Akşama kadar bir sürü insanla görüştük. Arazi ve binaları gezdik. Büyük düşünüyordu gerçekten. 5-6 milyon dolara yakın iş vardı ortada. Yaptığımız görüşmelerde bile iki tane davayı almıştım.
Yemeği dışarıda yedik birkaç kişiyle. Alper sürekli olarak Şeref Dayının yanındayken bana da bakıyordu birşey lazım olur mu diye. Bir iki defa ona bakmaktan kendimi alamamıştım ben de. Giydiği kot pantalon biraz eskiydi. Tişörtünün de rengi solmuştu. Tişört biraz dar gelmişti ve kaslarını çıkarmıştı ortaya. Kızları ne biçim siker bu, eline düştü mü bayıltır diye şöyle bir alıcı gözle bakmaktan alamadım kendimi. Ayakkabısı da eskiydi çok. Şeref Dayının bu tür şeylere dikkat ettiğini bilirdim. Yanında olan birinin böyle gözükmesini istemezdi. Ama bu genç kimdi, niye bizim yanımızda böyle dolaşıyordu onu anlamamıştım halen. Tam bir erkek güzeliydi ama orası kesin. Akşam yemeğinden sonra eve geçtik. Oturma odasında biraz TV izledik beraber. Alper bu sefer rakı, su ufak tefek meze ayarlayıp getirdi bize. İş konuşmaları derken de yatıp uyuduk. Misafir odasında yattı Alper de.
Sabah kalktığımda uyanmıştı o da. Çok saygılı bir şekilde bana, "Günaydın!" dedikten sonra kahvaltıyı hazırlamaya devam etti. Şeref Dayı da uyandı o sırada. Kahvaltı sonrası beraberce büyükçe bir AVM'ye gittik Şeref Dayının isteği üzerine. Alper'e üç pantolon, gömlekler, birkaç kazak, mont, iç çamaşırları derken çorabına kadar bütün giyeceklerini aldı. Elleri torbalarla doluydu ve yüzünde saklayamadığı bir mutluluk vardı. Şeref Dayı sürekli telefonla görüşürken elbiseleri almasına ben yardımcı oldum. Çok saygılıydı bana karşı. Ama oldukça tutuk, çekingen bir gençti. "Sen seç!" dememe rağmen bir şey demiyor, ne verirlerse, "Tamam!" diyordu. Bir pantolonu denediğinde dar geldi. O an sağa yatırdığı sikini fark ettim. Fark edilmeyecek gibi değildi gerçi. Tezgahtar kızların ilgisinden etkilenmişti anlaşılan delikanlı. O da aynaya bakınca görmüş, kıpkırmızı kesilip değiştirmeye soyunma odasına girmişti. Elbiseleri aldıktan sonra oyalanmadık fazla ve ofise döndük. Bütün torbaları taşıyordu Alper. İçeri girdikten sonra salona yerleştik Şeref Dayı ile. Alper'i çağırdı ve "Yeğenim al şu parayı da aşağıdan bize bir şişe o benim sevdiğim viskiden al. Fındık fıstık falan da al hadi. Gelince biraz çık da dolaş sen de. Biz Hakan abinle birşeyler konuşacağız!" dedi.
Ben sessiz bir şekilde Şeref Dayıya bakıyordum. Alper çıktıktan sonra anlatmaya başladı. Bizim oradan bir köydenmiş Alper. Rahmetli babasını tanırmış. Annesi de bir akrabasıymış Şeref Dayının. Şerefsizin tekiymiş babası ona göre. İki karısından 9 tane çocuğu varmış. Öldükten sonra Alper biraz daha idare etmiş ama annesi de ölünce bunu evden uzaklaştırmışlar. Biz konuşurken Alper de gelmişti. O gelince Şeref Dayı konuyu değiştirdi. Şişeyi, bardakları, buzları getirip çerezleri tabağa koydu. Biz içkileri doldururken Şeref Dayı da ona izin verdi. Biraz anlar gibi olmuştum işin rengini. Anlaşılan bu evde yalnız olmayacaktım. Annesi de ölünce Alper sağda solda takılır olmuş. Sokaklara kadar düşmüş. Şeref Dayı sahip çıkmış sonra ve bir kasabada işe koymuş bunu bir tanıdığın yanında. 16 yaşlarındaymış o zaman. Anlatırken durdu ve viskisinden büyük bir yudum alıp sustu. Sigarasını yakıp derin bir nefes çekti. "Ben bunu işe koydum da meğer adamlar da bir çobana vermişler bunu yanında dursun iş öğrensin diye. O çobanlar da anlayacağın..." sustu bana bakıp. Anlamamı ister gibiydi.
Biraz merakla baktım. Anlar gibi olmuştum, ama kolay söylenecek birşey değildi. "O çobanlar çocuğu kullanmış işte. Hepsi birden sikmişler senin anlayacağın. Benim kulağıma geldiğinde olay büyüdü tabii ki. İki tanesini benim yeğenler.... anladın işte. Neyse artık. Anlayacağın Alper'i aldım oradan. Artık bizim oralarda pek yapamaz. Bir senedir bende duruyor. Katır gibi çalışır. Her işi de kolayca öğrenir. Benim yazıhanede bilgisayarı falan da iyice öğrendi hemen. Liseyi de bitirdi orada. Okusun bu yiğenim. Akıllı ve dürüst biri. Ben olaya karışınca zaten işler de biraz büyüdü. Bir süre uzak durması lazım bizim oradan. Yani diyeceğim..." deyip sustu ve bana baktı.
Sağa sola gidecek, bazı basit işleri takip edecek bir elemana zaten ihtiyacım vardı benim de aslında. Ama burada kalacak olması biraz canımı sıkmıştı. İnternetten genç bir gay ayarlamıştım bile, yarın akşam buluşmayı düşünüyorduk onunla. O iş de yatmıştı şimdi. Birşey diyemezdim ama Şeref Dayıya. Hayatta elde ettiğim herşey onun sayesindeydi. Bir şekilde idare edeceğiz artık diye düşünüp, "Tabii ki kalsın burada. Yazık delikanlıya. Ben ona iş de öğretirim, okuması için de yardımcı olurum. Senin isteğin emirdir bizim için. Boş oda da var zaten kalır işte burada!" deyince güldü omuzuma vurdu memnuniyetini belirterek. "İyi biridir merak etme. Bu olaylar 3-4 sene önce oldu ama halen çok durgun haliyle. O gidince ben daha rahat idare ederim onun meselesini de!" dedi. Gözleri çakmak çakmak olmuştu bunu derken. Anlaşılan bir hayli dağıtacaktı ortalığı orada.
Sıkı içiyordu Şeref Dayı. Biz şişeyi bitirmek üzereyken de Alper geldi. Benimle kalacağını, sözümden çıkmamasını sıkı sıkı tembih etti ona. Elini öptü Şeref Dayının Alper. Benim de elimi öpmek isterken ben çevirdim elimi. Sonra odasını gösterdim. Banyoyu falan anlattım ona. Ertesi sabah Şeref Dayı gitti. Pazar sabahı ofiste ona çalışmaları anlattım. Baro, adliye, bankalarda yapabileceği işleri anlattım. Bilgisayarı gösterdim. Gayet de iyi biliyordu bilgisayar kullanmayı. Yazışmalarımı da temize çekebilirdi. Elinden yemek yapmak da geliyordu.
Ve böylece Alper ile beraber yaşamaya başladık. Ona hiç başka gözle bakmıyordum. Acıyordum biraz aslında. Çok saygılıydı bana. Beyim beyim derken bana Hakan abi demesini öğretmem bir haftamı almıştı. Bir ayın sonunda ise verdiğim bütün işleri yapar hale gelmişti. Yazılarımı temize çekip adliyeye, baroya gitmesi falan çok rahatlatmıştı beni. Gayet güzel yemek de yapabiliyor ve ortalığı da topluyordu. Çok durgun, çekingen biriydi. İş olmadığı zaman mutfakta oturur, iş sonrası ortalığı toparladıktan sonra da odasına çekilirdi. Ona cep telefonu aldığımda sesi titremişti teşekkür ederken. Akşamları beraber oturup TV izliyorduk. Aslında o gelmiyordu odaya, ama ben çağırmıştım onu ısrarla. Bazen PS bile oynuyorduk beraber. PES'te beni yenmeye bile başlamıştı kerata.
İlk maaşını aldığında elimi öptü teşekkür ederken. Şeref Dayıya da anlattım bu durumu. Teşekkür edip gülerek bana çok saygı duyduğunu söyledi. Benim hakkımda basit birşeyler sormuş meğerse Alper'e. Şeref Dayıyı neredeyse babası gibi görmesine rağmen sıkılmış anlatmamış birşey. Benim de hoşuma gitmişti bu tabii ki. Kısa sürede abi kardeş gibi olmuştuk onunla. Bana alışınca aslında çok sempatik olduğunu görmüştüm. Yaşadıkları belli ki çok etkilemişti onu. Bir gün ağır bir grip geçirdiğimde bana çok iyi bakmıştı. Bütün gece uyumadan beklemişti ilaçlarımı zamanında almam veya terleyince yardımcı olmak için. Ben iyileştikten sonra o hasta olunca ben de ona bakmıştım.
Herşey iyi gitse de benim sex konusunda biraz sıkıntım vardı. Alper evdeyken rahat 31 bile çekemiyordum. Eskiden laptopu TV'ye bağlar, büyük ekranda pørnø izlerdim. Birini eve getirmem zaten söz konusu değildi. Alper'e para verip evden uzaklaştırırdım belki biraz. "Çık üç dört saat sonra gel!" desem gıkı bile çıkmazdı. Ama anlayabilirdi birşeyler...
Dördüncü ayın sonunda azmaya da başlamıştım iyice. Bu kadar azınca da hep bir gay ile sikişmek istiyordum. Emre de şehir dışındaydı ve beni oyalar gibiydi. Bazı akşamlar film izlerken genelde birşeyler içerdim. Birkaç defa Alper'e de teklif ettim ama istemedi o. Daha önce içmiş. Ben anlamadım konuyu önce tam ne zaman diyecekken sessiz kaldı. Geçmişini sorgulamamak en iyisiydi. Film ve içki sonunda ise oturma odasında uyurdum battaniyeyi üstüme çekip. Gece bir ara kalkar odama geçerdim uyumaya.
Bir gece dizi izledik Alper'le. Bu son yapılan dizilerin pørnødan farkı yoktu zaten de bu dizi iyice abartmıştı olayı. Battaniyenin altında taş gibi olmuştu sikim. Alper'e baktığımda ise onun da durumunun fena olduğunu anladım. Kolları battaniyenin içindeydi ve arada sırada hızlı hızlı hareket ederken durup bana bakıyordu. 5 bölüm izledikten sonra sikim çatlayacak gibi olmuştu. Odama gidip cep telefonuyla işi bitireyim bari diye düşünsem de üşengeçlikten kalkamadım. İçkiyi de biraz fazla kaçırmıştım zaten. Yatma pozisyonu alırken Alper de anladı. Battaniyeyi çekip kalktığında ise bir an yutkundum. Gri eşofmanının önünde bir şişkinlik vardı, ama sanki oraya bir patlıcan veya salatalık sokulmuş gibi duruyordu. Hızla kalkıp iyi geceler dileyerek çıktı odadan. Güldüm kendi kendime. 31 çekmeye gittiği çok belliydi.
Bir içki daha koyup sigara yakarken biraz işleri düşündüm karanlıkta oturup. Bir ara odanın kapısında bir gölge gördüm sanki. Alper sessizce kapıya kadar gelip beni kontrol etmişti. Eh oğlan 19 yaşındaydı. Bu yaşta normaldi gayet. Ben onun yaşında duvarı sikecek kıvamdaydım da Ozan yardımcı olmuştu bana. Hiç rahatsız etmedim Alper'i. Rahat divanda battaniyeye sarılıp uykuya geçtim. 10 dakika kadar sonra çişim gelince uyandım. Zar zor kalktım divandan tuvalete gitmek için. Kapıyı sessizce açıp tuvalete giderken tam karşıda Alper'in odasının kapısı hafif aralıktı. Kapısını tam kapatmazdı zaten. Çok hafif bir inleme sesi duydum. Merakla kapının önüne geldim.
Eşofmanını dizlerine kadar indirmiş, üstünü de sıyırmıştı iyice. Cep telefonundan pørnø bir film açıktı ve sesi çok kısıktı. Elinde ise tam bir canavar vardı. Bu kadar büyüğüne hiç denk gelmemiştim. Kalınlığı benimki kadar vardı ve 20 cm belki daha bile büyüktü siki. Yavaş yavaş yapsa da hızlanmaya başlamıştı. Sıvazladıkça öbür eliyle de taşaklarını bazen de göbeğinin altını okşuyordu. Dışarıdan gelen loş ışıkta parlıyordu siki. Hafif bir sesle inliyordu 31 çekerken. Tutamadım kendimi ve elim sikime gitti izlerken. Daha önce ona hiç bu gözle bakmamıştım. Evet sikinin büyük olduğunu birkaç defa anlamıştım. Çok yakışıklı ve küçük yaşlardan beri çalışmasının sonucu kolları, omuzları da yapılıydı, ama onu böyle görünce aylardır sex yapamamanın da sonucu olarak çok etkilenmiştim. Sikinin o mantar gibi kafasını dudaklarımın arasına alsam ve emerken ezsem kimbilir nasıl zevk alırdı diye düşünmeden edemiyordum onu gizlice izlerken.
İyice hızlanmaya başladı. Sanki döver gibi tokatlıyordu şimdi yarağını. Sol eli taşaklarındaydı. Ben de sıkıyordum sikimi izlerken. Sesi çıkmaya başlarken sol elinin aşağı inmeye başladığını gördüm. O an kasıldım birden. O hareketi yapmaz, o kadar da değil desem de elini çekip parmağını emdi ve tekrar aşağıya götürdüğünde başı geriye düştü. Tam taşaklarının altına götürmüştü parmağını ve bilekten hareket ediyordu eli. Ses çıkarmak istemiyordu ama dudaklarının arasından gayet yüksek sesli bir inleme çıktı. Sikinin kafasından bembeyaz döller fışkırıp göğüslerine yapışmaya başladı aynı anda. Ohhh, döller durmuyordu hiç. İşer gibi attırıyordu. Nefes nefese kalıp durduğunda halen döller akıyordu sikinin kafasından göbeğine. Elimi zar zor çektim sikimden. Tuvalete girerken de istemeden de olsa ses yapmıştım. Girdiğim gibi donumu sıyırdım hemen ve daha 10 saniye sürmeden boşaldım. Sesimi çıkarmamak için ben de çok zorlanmıştım.
Ertesi gün çok geç bir saatte uyandım. Pazar günleri Alper'e de izin vermiştim. Bana kahvaltı hazırlamasına gerek yoktu. Genelde dışarıdan birşeyler söylüyorduk zaten. Öğlene doğru uyanınca dün geceyi hatırladım. O kocaman siki, zevkten kıvrana kıvrana kendini parmaklaması, boşalması halen gözümün önündeydi. Ona karşı bir hareketim olmazdı, ama geldiğinden beri ilk defa ona artık başka bir gözle bakmıştım. Biraz dikkatli incelemeye başladım onu. Bankaya gidip geldiğinde pantolonundan belli oluyordu siki. Sık sık tuvalete gittiğini de fark etmiştim. Bir keresinde kapının önünde durup dinlediğimde içeriden bir inleme sesi gelmişti. Anlaşılan bu benden de azgındı. Köylerde, kasabalarda geçmişti hayatı ve İzmir'e gelip fazla giyinmeyi sevmeyen İzmir kızlarını görünce iyice azmıştı. Gay hisleri var mıydı, istiyor muydu, yoksa tecavüze uğramanın getirdiği travma mıydı kendini parmaklaması. Hiç bilmiyordum bunları.
Ama kendim için de birşeyler yapmam gerekirdi artık. Daha önce sikiştiğim Emre'ye mesaj atıp yokladım. Müsaitmiş ve onun da canı istiyormuş. Yer sorunu da yokmuş evi müsaitmiş birkaç gün için. Alper'e akşam geç geleceğimi söyleyip Salı günü Emre'nin evine gittim. Giderken yolda düşündüm, Emre tam da Alper'in yaşındaydı ve ona da benziyordu biraz. Niye onu seçmiştim ki? Alper'e benziyor diye mi? Evine çıkarken sikim dimdikti. Kısa bir şort ve tişörtle karşılamıştı beni. Beline sarılıp kendime çektiğimde hoşuna gitti azgın halim. Öpüşmeye başlarken yatak odasına sürüklenir gibi gidiyorduk.
Yatağa oturttum onu ve ayların verdiği abazalıkla fermuarımı açtığım gibi sikimi ağzına verdim hemen. O da benim bu halime ayak uydurmuş deli gibi yalayıp emmeye başlamıştı sikimi. Elimi başına götürüp bastırıp çekmeye başladım ağzına. Montumu attım üstümden. İki elimle başından tutup ağzını sikmeye başladığımda eli taşaklarıma gitti. Aldığım zevkten gözlerimi kapattım. Ağzı sıcak ve ıslaktı. Dili her yerime sürtünüyor, sikimin kafasını yanaklarına sürtüp damağının altında ezerken sanki yutuyordu. Pantolonumu bile tam çıkarmamıştım daha. Boğazına kadar soktum. Bir an öylece kaldığımda yüzü kızardı. Salyaları taşaklarıma akıyordu. Sertçe çıkardım ağzından. Emre, "Ne oldu sana Hakan bu gece, feci azmışsın sen!" derken gözlerime bakıp yüzüne sürtüyordu sikimi.
Bir anda onu koltuk altından tutup çevirdim yatakta. Götünü avuçlayıp şortunu çekerken o da domaldı. Bir elini yatağına öbürünü de duvara koyup kaldırmıştı o güzel götünü. İkiye ayırdım elimle. Daha önce tadına baktığım o nefis deliği açılıp kapanıyordu. Benim geleceğimi bildiği için hazırlamıştı bile. Parlıyordu kaydırıcıdan. Dibinden tuttum sikimi ve yaklaşırken bir elimi omuzuna koydum. Prezervatifi falan siktir ettim o gün. Tükürdüm tam deliğinin üstüne. Sikimin kafasını getirip hafifçe bastırarak sürdüm iyice. Omuzdan çekip belimi ittirerek sikimin kafasını içine yerleştirirken canı acımıştı. "Ahhhh, yavaşş ama, tamam. Senin zaten o. Biraz daha yavaş!" diye yalvarır gibi inlerken yerleştirip geçirdim içine yarısına kadar. Debelenip kaçar gibi kıvrıldı önümde. Daha sert çektim omuzundan ve bir ayağımı da yatağın üstüne koyup köküne kadar soktum götüne. Sımsıkı sarmıştı sikimi içine kayarken. Ohhhhh, çok güzeldi bu. Girince bir an çığlık attı ve boynu yukarı kalktı. Omuzundan boynuna sarıldım ve kendime çekerken bir daha sokup çıkardım. Sokup çıkartıyordum durmadan götüne artık. Gözlerimi kapatmıştım tamamen. O an gözümde Alper vardı sanki. Sanki onu altıma almış böyle inlete inlete sikiyordum.
Emre artık zevkten inliyordu. İyice hızlanmıştım. Ter içinde kalmıştım elbiselerle. Durmadan sokup çıkartırken elimi onun sikine attığımda o da götünü arkaya verip sallamaya başladı. Ohhh, sikim içinde sürtünüyordu iyice. Girip çıkıyordu durmadan. Dayanmak çok zordu buna daha fazla. Abana abana sikmeye başlarken durdurmadım kendimi hiç. "Ohhh, al Alperciğim, al koyum hepsini, bak neler yapıyor sana Hakan abin!" diye bağıra bağıra içine boşalttım tüm döllerimi. Üstüne yığıldığımda halen içindeydim. Nefesim düzelirken yavaşça çıkardım içinden ve yatağa uzandım. Tam boşalırken gözümün önüne Alper'in yüzü gelmişti.
Emre sessizce elini göğsüme koyup dudağımı öptü. "Onun da haberi var mı senin duygularından?" dediğinde irkildim birden. Beni öperken soymaya başlamıştı yavaş yavaş. "Kim bu Alper, merak ettim gerçekten. Çok etkilemiş seni. İster mi seninle sikişmeyi? Belki beraber de sikişiriz, ne dersin?" diye konuşurken dudaklarımı, boynumu öpüyordu. Çırılçıplak kalmıştım ben de. Cevap veremiyordum ona hiç. Emre, "Onun sikini de böyle emmek ister miydin?" diye ağzıma verdiğinde ise eme eme sokup çıkarmaya başladım ağzıma. Sesi kesilmişti küçük sürtüğün. Başım bacaklarının arasında inip kalkıyor o nefis sikini sokup çıkartıyordum ağzıma. Emre, "Ohhh, ona da bunu yaparsan ne istersen yapar sana sonra Hakan. Ohhh, harikasın!" diye inlemeye başladı. Gülümsedim bir an. Alper'in sikini ağzıma alsam ne yapardı acaba? O çok saygı duyduğu Hakan abisinin ağzına verse neler hissederdi kim bilir? Ya daha da ileri gidersek?
"Hadi konuşma çok. Konuşmaya gelmedim buraya ben!" deyip yüzüstü uzandım. Emre üstüme çıkıp sürtündü deliğime. Sonra güzelce emmeye başladı deliğimi. Dilini sokup çıkartarak ağzını şapırdatarak yalayıp emiyordu deliğimi. Sonra üstüme çıktı oturur gibi. "O da sana bunu yapmak ister mi ya? Sen istersin kesin di mi Hakancım?" derken elini belime sarıp beni haififçe kaldırmış ve birden sikinin kafasını sokup yavaşça köküne kadar yerleştirmişti içime. Ohhhhhh, evet, çok isterdim Alper'in bana bunu yapmasını. Eminim ki delirirdi zevkten. Onu o halde görmeyi, zevkten kısılmış gözlerle bütün azgınlığı ile üstümde tepinmesini çok isterdim. Emre durmuyordu. Benim zevk aldığımı anlamıştı. Ve hatta büyük ihtimalle o an başkasını düşündüğümü de anlamıştı. Hızlandı iyice sertçe sikmeye başladı. Bir süre sonra ikimiz de boşaldık ve yanyana yattık nefes nefese.
Bir sigarayı paylaşırken Emre gülümsedi ve "Yaa dayanamayacağım ama ben. Söylemeyecek misin kim olduğunu yaa? Acayip etkilemiş seni belli ki!" derken göğüs kıllarımla oynuyordu. "Adı Alper. Seninle yaşıt ve sana anlatamayacağım bir ilişki var aramızda..." diye biraz anlatmaya başlarken o sikimi yavaş yavaş öpüp emmeye başlamştı bile. Onun bu enerjik hali çok hoşuma gidiyordu. Ona bıraktım kendimi. Alperin gay olup olmadığını sorduğunda ise, emin olmadığımı söyledim nefes nefese. O kalın sikimi taşaklarıma kadar ağzına sokup çıkartırken hiç zorlanmıyor gibiydi. Kalkıp üstüme oturdu sonra. Eliyle sikimi tutup götüne alırken inledik ikimiz de. "Hadi Alper de yine bana olmaz mı, fantazi yapalım biraz!" derken hepsini içine sokmuş o güzel poposunu sağa sola sallıyordu kucağımda. Yüzünde yaramazlık yapan bir çocuğun ifadesi vardı sanki. Belimi ileri hareket ettirip daha çok soktum. Ve sonra da hiç durmadan siktim onu. Boşaldığımda bile tam yumuşamadan devam ettim...
Bir süre uyuyup dinlendim Emre kollarımda yatarken. Onu hafifçe öpüp uyandırdım gitmek için. Çıkarken her zaman verdiğimden biraz daha fazlasını vermiştim ona. Eve döndüğümde çok yorgundum. Saat de bir hayli geç olmuştu. Aralık kapıdan odasına baktığımda Alper uyuyordu.
[Hakan]
30 notes · View notes
hosgeldinhuzun · 6 months
Text
Tumblr media
"Onun yanında mutlu hissediyordum kendimi,
öylesine mutlu ki,
düşüncem,
onun düşüncesinden farklı hiçbir şey aramıyordu artık;
ben de onun gülümsemesinden,
çiçekli ılık bir yolda onunla el ele yürümekten başka hiçbir şey dilemiyordum."
63 notes · View notes
yorgunherakles · 1 month
Text
anılarımda beni yalnızca sen tedirgin ediyorsun.
ingeborg bachmann - dar zaman
18 notes · View notes
iconic1 · 3 months
Text
Sürekli mutsuz hissediyorum. Her şeyi batırıyorum. Yaş aldıkça babama benziyorum. Huysuz ve aksi. Kendime kızıyorum, ama kızdığım yerden kırılıyorum. Bir gecede tüm yaşamım bir rüyadan ibaret oluyor ve ben her şeyi unutabiliyorum. Sonra uyanınca her şey yeniden detaylıca zihnime doluyor. Bazen derinlerden bir çığlık duyuyorum, bu ben değilim diyorum, bir çığlık daha geliyor. Birileri çok ağlıyor. Gözlerim ağrıyor. Evden aceleci çıkıyor, anahtarımı almayı unutuyorum. Utancımdan yüzüm kızarıyor da insanlara görünmemek için dar ve karanlık sokaklara sapıyorum. Turuncu ışıklı sokak lambasının dibine oturuyorum. Sokaktan birkaç kişi geçiyor ve beni sarhoş sanıyor. Oysa ben içmeden sarhoş olanlardanım. Bir gecede çekebileceğim tüm oksijeni içime çektim ve artık oksijen kalmadı. Ciğerlerimdekiyle idare ederken kafam güzelleşti. Kendimi birden orkidelerin arasında buldum. Orada unutuldum, soldum, çürüdüm. Yeniden doğdum, ismimi Orkide koydular. Kabul etmedim, evden atıldım, bir gecede tüm orkideleri soldurdum. Bunu da hiçbir şey yapmayarak yaptım. Orkideleri görmezden geldim. Sevmedim. Hastalandılar ve sonunda öldüler. Neyse, dedim içimden. Neyse, zaten birileri üstlerine basıp geçecekti. Gün ağarıyor. Başım ağrıyor. Kalkıp eve gideyim bari diyorum. Anahtarı unuttuğumu anımsıyorum. Kapı çalmaya yüzüm varmıyor. Dar sokaklarda kayboluyorum...
13 notes · View notes
murat-o41 · 5 days
Text
Ne yapacaktım bu arsız yüzsüzle ben… Nereye varacaktı bu işin sonu? Çat kapı gelmiş, kapıma dayanmıştı. Benden beni istiyordu.
-“Deli değilim. Sadece seni istiyorum. Senden cesaret aldım. Senin güzelliğinden, senin istekli hareketlerinden…” dedi boğuk sesiyle… Yaklaştı. Burun burunaydık. Kekeledim,
-“Ben… Ben… Ne istiyorsun benden? Yapamam… Evliyim ben… Kocam…” diyebildim. Hala kendimi frenlemeye, içimdeki azgın kısrağı dizginlemeye çalışıyordum umarsızca…
Cevap vermedi. Omuz başlarımdan tuttu yumuşakça… Okşadı… Şeytan tüyü vardı bu adamda… Ürpererek gözlerimi yumdum, elimde olmadan bir iç geçirdim. Aralanan dudaklarıma o güzel etli dudaklarıyla bir öpücük kondurdu. İncitmekten korkuyordu sanki… Otobüste sertliğiyle kalçalarımı delmeye çalışan, vapurda pantolon kumaşının üstünden zorla penisini elime tutuşturup içimdeki volkanı kaynatan o azgın değildi sanki…
Onun yumuşak hareketleri şimdi alabildiğine daha da tahrik ediyordu beni… Nazikçe belimden tutup kenardaki hayli geniş deri misafir koltuğuna götürdü, bir köşesine oturtturdu. Bacaklarımı koltuğun üstüne uzattı. O da yanıma ilişti. Ayağımdaki yüksek topuklu lame ayakkabıları çıkardı. Dar ayakkabının içinde büzülen ayak parmaklarımı, topuklarımı çorabımın üzerinden hafif hafif ovaladı. Gözlerim kapandı verdiği rahatlama hissinden… Sırtımı koltuğun kenarlığına dayayıp, hiç itirazsız, minnetle kendimi onun parmaklarına bıraktım… Mest olmuştum. Ayaklarımı okşayan parmaklar yukarıya çıkmaya başladı okşaya okşaya… Dizlerimi geçti elleri… Eteğimin altına girince irkildim, gözlerimi açıp kendimi çekmeye çalıştım.
-“Şşştt… Rahat ol… Çekinmene gerek yok. Mesleğim bu benim…” dedi fısıltıyla…
Sesi de bacaklarımı okşayan parmakları gibi içimi okşuyordu. Gönüllü masörümün uzman ellerine bıraktım kendimi ben de… Çorabımın dantel konçlarını okşayan eller çıplak tenimi okşuyordu şimdi… Zevkten ürperiyordum sürekli… Kocamın altında bunca yıllık sevişmede böyle tahrik olduğumu hatırlamıyordum. Sihirbaz gibiydi. İki eliyle iki çorabımı okşayarak aşağıya sıyırmaya başladı.
Az sonra bacaklarım çıplak, iki çorabım da yerdeydi. Az önce çorabımın üstünden okşadığı tenimi şimdi çıplak vaziyette okşuyordu. Bir ayağımı tuttu iki eliyle, yukarıya kaldırdı. Ağzına götürdü. Ayak parmaklarımı ağzına sokup emiyor, diliyle aralarını, tabanlarımı yalıyordu. Sıcak ve ıslak dili öyle zevk veriyordu ki… İnlemeye başlamıştım. Yine de o zevkin arasında söylenmekten kendimi alamadım,
-“Hey, ayaklarım terli Selim… Ne yapıyorsun sen?” diyebildim. Gözleri üstümdeydi ayaklarımı yalarken… Bacaklarımda, yukarıya kaldırdığı bacağımın aralık bıraktığı mini eteğimin altından görünen ıslak külodumda, bluzumun dekoltesinden yarıya kadar görünen memelerimde dolaşıyordu yakan bakışları… Başparmağımı ağzından çıkarıp yanıtladı beni… Başını kaldırıp
-“Benim için dünyanın en güzel lezzeti bu…” dedi. “En güzel, en afrodizyak kokusu… Sabaha kadar yalayabilirim ayaklarını…” Kıkırdadım elimde olmadan…
-“Delisin sen… Bırak artık onları… Madem yalamak istiyorsun…” Oturduğum yerde gerindim, kalçalarımı oynattım, eteğimi elimle hafif yukarıya çektim, ıslak külodumu gösterdim ona… Şehvetten boğuklaşan sesimle,
-“Yalanacak başka yerlerim de var… Ayaklarımı bırak…” dedim. Gülümsedi. Ayağımı bıraktı. Dudaklarıyla okşayarak yukarıya çıktı. Gür, siyah saçları eteğimin altına girdi. Islak dudaklarını uyluklarımda hissedince zevkten kıvrandım. Külodumun üstünden amıma bastırdı ağzını… Eteğimi yukarı kaldırıp ne yaptığını görmek istedim. Elini bacaklarımdan ayırmadan dişini tanga külodumun lastiğine geçirdi, aşağı doğru çekiştirdi. Kalçalarımı oynatıp külodumu çıkarmasına yardımcı oldum.
Az sonra külodum dişlerinin arasında bana bakıyordu. Başını sallayıp külodu fırlattı. Oyuncağıyla oynayan yavru köpek gibi hırladı neşeyle… Güldüm ben de… Islak amıma yumulmasını beklerken o yine aynı sakinlikle yukarıya, dudaklarıma yöneldi. Hasretle öpüştük. Hafif nane kokuyordu soluğu ve ağzı… Zevkle o nane kokulu dudaklarını emdim. O da benim kırmızı rujlu dudaklarımı emdi, yaladı. Boynuma geçti. Oradan aşağıya… Bluzumun düğmelerini açtı teker teker… Çıkarıp attı. Sütyenimi de onun yanına fırlattı.
Üstümde sadece bir mini etek haricinde hiçbir şey kalmamıştı. Çıplaktım. Zevkten, şehvetten kıvranıyordum. Eteğimi de çıkardı. Çırılçıplak uzanıyordum deri koltukta… Klimanın serinliğiyle soğuyan deri koltuğun serin temasıyla ürperiyordum. Bir yandan derinin serinliği, bir yandan içimdeki seks ateşinden tenimdeki tüyler kabarmış, diken diken olmuştu. İri memelerimin uçları parmak gibi olmuş, sertleşmişlerdi.
Aşığım hala giyinikti. Yanıma ilişmiş, tepeden tırnağa çıplak vücudumu seyrediyordu içercesine… Ben de elimi uzatıp kaliteli yumuşak kumaştan gömleğinin düğmelerini açmaya çalıştım. Parmaklarım göğsünün kıllarına temas etti. Düğmeleri kemerine kadar açtım. Ben okşadıkça karnındaki baklava kasları kasılıyordu. Nefis görünüyorlardı, okşama isteği uyandırıyordu. Ben onun karın kaslarını okşuyordum, o ise avuçlayıp bıraktığı koca memelerimden başlayıp kasıklarıma kadar geziniyordu uzun parmaklı elleriyle tüy gibi…
Gömleğini çıkaramadan birden eğildi, kasıklarıma kapandı. Vahşice amımın dudaklarını kemirmeye, içini yalamaya başladı.
-“Aaahhh…” diye kıvrandım.
Dilini içime sokuyor, adeta diliyle ırzıma geçiyordu. Parmaklarını zevk sularımdan ıslanan amımda ıslatıp çıkardığı dilinin yerine sokuyor, oradan çıkarıp arka deliğimi okşuyordu ıslak ıslak… Delirtiyordu beni… Bacaklarımı ayırabildiğim kadar ayırıyor, parmaklarımı saçlarına geçirmiş, dilini içime daha çok soksun diye, kuytularımı, kenarlarını yalasın emsin diye kıvranıyor, şekilden şekle giriyordum koltuğun üstünde…
Bacaklarımın arasına girmişti tamamen… Gözlerini gözlerimden ayırmadan yalayıp, emip duruyordu. Her dil darbesinde zevkten kasılıyor, kıvranıyordum. Karnım göbeğim zevk dalgalarıyla dalgalanıyordu. Kendimi kaybetmiştim zevkten… Şehvet çığlıkları atıyordum. Sonunda dayanamadım, saçlarına asılıp dudaklarını amımdançekmeye çalıştım,
-“Ohh… Bırak artık… Hadi….” diye yalvardım. Başını kaldırdı, amımı yalamaktan ıslanmış dudaklarında bir gülümseme,
-“Ne istiyorsun Gül?” dedi sakince…
-“Ne isteyebilirim şapşal?” dedim. “Seni istiyorum. Gir artık içime… Dayanamıyorum…”
-“Yapamam Gül…” demez mi bana? Dirseklerime dayanıp yarım doğruldum koltuğun üzerinde…
-“Nasıl? Ne demek yapamam? Ne diyorsun sen?”
-“Yapamam işte… Sen evli bir kadınsın… Kocan var… Seni sikemem…”
Gözlerindeki muzip parıltıları fark edince anladım ki oynuyor benimle… Dalga geçiyor, sevişmeden önce söylediğim sözleri tekrarlıyor. Çırılçıplak bedenimle doğruldum, hala giyinik duran sevgilime sımsıkı sarıldım. İsterik bir kadın olup çıkmıştım birkaç saatin içinde… Yalvardım ona…
-“Lütfen… Alay etme benimle… İstediğimi biliyorsun…” Elimi pantolonun önüne götürdüm. Taş gibiydi kabarıklığı… “Sen de istiyorsun, bak, taş gibi olmuş. Sabahtan beri bunun için koşturmadın mı peşimden? Yalvartma beni…”
-“Ne istediğini söyle bana… Onu yapayım…”
-“Sev beni… Okşa… Kadının yap…”
-“Onu yapıyorum zaten… Seviyorum, okşuyorum… Sen ne istediğini açıkça söyle bana…” Gözleri parlıyordu çıplaklığımı izlerken… Anlamıştım ne istediğini…
-“Sik beni… Beni sikmeni istiyorum… Oldu mu? Ohhh… Amıma geçir bu koca şeyi… Amcığıma… Orospun yap beni… Hadi aşkım… Çok istiyorum… Beni yatırıp becer… Akşama kadar seninim… Akşama kadar sik beni burada… Kölen olurum senin… Ne istersen yaparım… Yeter ki sik beni…” Gözlerimden yaş akıyordu istemsizce… Öyle istiyordum ki onu…
-“Ne istersem ha? Peki… Gül… Madem sikmemi istiyorsun… Sikerim seni… Ama başlamadan şu çorapları geçir ayağına… Çoraplarınla sikmek istiyorum seni…”
Yaşlı gözlerle bakıp çorapları araştırdım. Ortada, yerde duruyorlardı. Ben sözünü ikiletmeden hemen kalkıp onları giyerken Selim de üstündekileri çıkarmaya başladı. Çorapları, yüksek topuklu ayakkabılarımı giyip ona döndüğümde o da çırılçıplaktı. Önündeki oku beni gösteriyordu. Otobüste arkama dayanan, beni kudurtan alet şimdi gözlerimin önündeydi.
Eliyle işaret etti sikini… Ne istediğini biliyordum. Hemen önünde diz çöktüm. Ellerime sığmayan koca aleti taparcasına dilimle, dudaklarımla sevmeye, okşamaya, yalamaya başladım. Bir anıt gibi havaya yükseliyordu kalın siki… Göbek deliğinin hizasına kadar yükseliyordu upuzun… Uzunluğunun yanı sıra bileğim kadar kalındı da… Yalaya yalaya bitmiyordu.
Kasıklarındaki siyah kıvırcık pırıl pırıl parlayan kılları kesmemiş, uzun bırakmıştı. Yumruk gibi başını ağzımın içinde dilim ve damaklarımın arasında ezerken parmaklarımın ucunu o siyah kıllara dolayıp çekiştiriyor, altında koç yumurtası gibi sarkan torbalarını okşuyordum bir yandan… Bu kez inleme sırası ondaydı. İntikamımı alıyordum. Az önce beni azgın bir orospu gibi, yarak diye yalvartmasının hesabını soruyordum dilimin ucuyla…
Dayanamadı sonunda… Saçlarımı çekiştirip duran, başımı öne arkaya çekiştirip ağzımı kadınlık organıymış gibi siken ellerini yolarcasına saçlarıma geçirdi, ayağa kaldırdı. Islak dudaklarıma yumuldu. Vahşice öpüştük. Islak siki bacaklarımın arasında yolunu arıyordu. Doktorun masası yanı başımızdaydı. Elinin tersiyle masanın üzerinde ne varsa sıyırıp yere fırlattı. Sert hareketlerle kalçalarımdan tutup masaya oturttu beni… Bacaklarımı ayırıp arasına girdi. Arzudan titreyerek misafirimi bekliyordum.
Fazla bekletmedi. Yalanmaktan parlayan sikinin yumruk gibi başını amıma dayadı. İstekle dudakları aralanan amımı zorlayarak girmeye başladı içime… Boynuna sarıldım sımsıkı… Gözlerim kapalı, dudaklarımı ısırarak, içime giren kalınlığın verdiği dolgunluk hissinin zevkine varıyordum. Bitmek bilmedi sanki içime girmesi…Amımı yara yara girdi… Girdi… Sonunda kabarmış klitorisimde onun uzun kasık kıllarını hissettim. Az sonra kasıkları klitorisimi ezmeye başlamıştı bile…
İçimde, ıslak vajinamda heybetli kalınlığı, klitorisimde gıdıklayan, huylandıran kasık kılları, gidip gelmeye başladı yavaşça… İnliyordum sürekli… Şehvetten başım dönüyordu. Bacaklarımı beline dolamıştım. Kendimi masaya sırt üstü bırakmış, göğsünü, karın kaslarını, masaya dayanıp destek alan kol kaslarını, pazularını okşuyor, zevkten geberiyordum.
-“Nasıl? Güzel sikiyor muyum? Israr ettiğime değdi mi? Memnun musun hayatından?” diye sorup duruyordu beni sikerken… Başımı sağa sola sallıyor, ona laf yetiştirmeye çalışıyordum,
-“Ooohhh…. Evet… Evet… Çok memnunum… Çok güzel sikiyorsun… Aaahhh…. Harikasın erkeğim… Aşkım… Çok zevk veriyorsun… Delirtiyorsun beni… Ooohhh…. Koca sikin amımı geriyor, bitiriyor beni… Aygırım benim… Hadi… Devam et… Böyle sikmeye devam et… Siikkk… Oooohhhh….”
Arada belimdeki bacaklarımı çözüyor, sikmesine ara vermeden omzuna alıyordu bacaklarımı… Jartiyer çoraplarının üzerinden bacaklarımı okşuyor, ayak parmaklarımı çorapla beraber koca ağzına alıp ısırmaya çalışıyor, tabanlarımı yalıyordu. Çorapla sikilmek hoşuma gitmişti. Kendimi aşağılık bir fahişe, zevk düşkünü birorospu gibi hissetmeme yol açıyordu bu manzara… Daha da tahrik oluyordum.
Ne kadar pompaladı beni bilmiyorum, hatırlamıyorum. Kaç kez boşaldığımı da… Sürekli zevk dalgalarında, zirvelerde dolaşıyordum. En son kalçalarımdan tutup kaldırdı, masaya domalttı beni… Memelerim masa üstündeki deri sümende ezilirken bacaklarımı araladım. Arkamdan amıma geçirdi koca sikini… Uzun boyuyla üstüme kapaklandı kalçaları gidip gelirken, sırtıma, omuzlarıma minik ısırıklar atmaya, yalamaya başladı. Alttan ellerini memelerime atmış, pençeleriyle avuçlamış, sıkıyordu bir yandan da… Boynumu yalarken beni etkileyen boğuk sesiyle uyardı beni…
-“Geliyorumm…” diye hırladı. Artık amım sızlamaya başlamıştı. İçimden sular fışkırıyor, bacaklarımdan süzülüyordu. “Nereye?” diye sordu.
Anlayamadım önce… Dizlerim titriyordu artık… Sonra sorusunun amacını anladım,
-“İçime…” diye haykırdım. “İçime boşal… Korunuyorum. Döllerini hissedeyim içimde… Hadi…“
Son bir kez amıma dipledi sikini… Saçlarımdan tutmuş, kısrak yelesi tutar gibi kendine çekip bağırarak sıcak spermlerini püskürtmeye başladı. O sıcaklığı hissedince ben de son kez kasılmaya, en lezzetli orgazmlarımdan birini yaşamaya başladım.
-“Hızlan… Hızlan…” diye hırıldadım. “Sokup çıkar yarağını… Ben de geliyorum… Hadi… Pompala beni… Geçirr… Sik beni aşkım… Erkeğimm…”
Sonunda sakinleştik. Üstüme kapandı, masayla onun ağırlığı altında eziliyordum. İnleyince kalktı üstümden, koltuğa attı kendini… Ben de belimi tutarak doğrulmaya çalıştım. İyi sikmişti beni piç… Koltuğa, onun yanına gidip başımı kucağına koydum, uzandım. Kasıklarımda hala orgazmın zevk şimşekleri çakıyor, kasılıp duruyordum. Bacaklarımı sımsıkı bitiştiriyor, o tatlı duygunun, şehvetin bitmesini istemiyordum.
-“Güzel miydi?” diye sordu her erkek gibi… Alacağı yanıttan emin, mağrur… Başımı kaldırıp yakışıklı yüzüne baktım, istediği yanıtı verdim ona,
-“Bir de soruyor musun?” dedim. “Harikaydı. Çok güzel siktin beni… Bitirdin… Zevkten öldürdün… Her yerim titriyor şu anda…” Ellerimi çoraplı bacaklarımda, çıplak kasıklarımda, tüysüz, parlayan üçgenimde dolaştırdım yorgun argın… Vurdura vurdura örselediği, tenini kızarttığı hassas am dudaklarım az önce içinden çıkan koca yarağın etkisiyle hala açık duruyordu. Elimi attım, koltuğa süzülen spermleri bulaştı elime… Parmağımın ucundaki kremsi beyaz kalıntıyı dilimin ucuyla yaladım, kekremsi tadını dilimin hücrelerinde tattım, ağzımın içinde dolaştırıp yutkundum. Gülümsedi,
-“Dur bakalım… Kendini koyverme hemen… Bana sözün var… Akşama kadar sikeceğim seni…” Elimi uzatıp göğsündeki kılları okşadım,
-“Delisin sen… Yorulmadın mı? Belki iki saat oldu sevişmeye başlayalı… Ben bitmiş vaziyetteyim.”
-“Anlamıştım zaten… O aptal kocan seni bir postada bırakıyor değil mi? Bu sikilesi güzelliği bir kere sikmekle yetiniyor bence… Seni aç bırakıyor, eminim…” Eğilip dudaklarımdan öptü. Mutluydum. Kollarımı açıp gerindim.
-“Eh, doğru söze ne denir? Aynen dediğin gibi… Bankadan geç gelir, erken gelse siki kalkmaz, kalktığı zaman da bir postada bırakır, kendi boşalır, bana aldırmaz çoğu zaman… O ilk balayı günlerindeymiş. Zaman geçince eski hızı kalmadı kocamın… Bugün otobüste gördüğün koca, nadiren isteklendiği günlerden birindeydi…” diye dert yandım aşığıma…
-“Merak etme Gül… Bugün seks yapmaya doyacaksın. Yeter diyeceksin…” Güldüm,
-“Yeter diyeceğimi zannetmiyorum ama, bir başlayalım bakalım…” dedim. Başımı çevirip konuştukça sertleşen, eski dikilitaş halini alan sikine bir öpücük kondurdum. Başını dudaklarımın arasına alıp dilimle yaladım. Bir yandan gözlerine bakıyordum. Onun bakışları odada geziniyordu. Dip taraftaki paravanla ayrılmış muayene bölmesini, sedyeyi gördü, gözleri parladı. Başımı tutup sikini ağzımdan kurtardı.
-“Gel bakalım Gül hanım… Şu sedyeye yat da, seni güzel bir muayene edeyim.” Kıkırdadım,
-“Peki doktor bey…” diyerek hevesle kalktım.
Üzerimdeki jartiyer çoraplarını düzeltip sedyenin yanına gittim, çırılçıplak uzandım. Selim doktorun tiril tiril beyaz, ütülü önlüğünü çıplak bedenine geçirip stretoskopu boynuna takmış, beni bekliyordu. Öyle komik görünüyordu ki, durmadan kikirdiyordum. Doktor gömleğinin iliklenmemiş önünden kaslı çıplak bedeni, baklava şeklini almış karın kasları, kasıklarından göbeğine doğru yükselen uzun siki görünüyordu. Selim ise tüm ciddiyetiyle streteskopu kulağına geçirmiş, ben güldükçe inip kalkan iri göğüslerimde gezdiriyor, dinlemeye çalışıyordu.
-“Lütfen gülmeyin hanımefendi… Çok ciddi bir hastalığınız var, siz gülüp duruyorsunuz…” diye tersledi beni…
-“Yaaa… Neymiş rahatsızlığım doktor bey? Yaşayacak mıyım?” diye sordum doktoruma… Streteskop memelerimden karnıma, oradan kasıklarıma inmişti şimdi… Yine o ciddi tavrıyla,
-“Hanımefendi… Siz seksüel blumia hastalığına yakalanmışsınız… Bakılmadığı için çok ilerlemiş. Durum kötü…”
-“Peki çaresi yok mu doktor bey? Neymiş bu hastalık? Kurtulacak mıyım?” diye arka arkaya sordum.
O sırada streteskopun soğukluğunu am dudaklarımda, içinde hissedince kıvrandım. Ürperdim. Aklıma titiz ve ciddi doktorum, patronum geldi. Şu anda büyük olasılıkla mikrop bulaştırıyorduk doktorun alete… Ve bembeyaz önlüğü erkeğimin çıplak bedeninde duruyordu.
-“Açlık hanımefendi…” dedi doktorum… “Sekse aç kalmışsınız. Doyuran olmamış sizi… Ama ben sizi iyi edicem.” Sertleşmiş sikini elime tutuşturdu. “Bundan günde beş kere yerseniz, iyileşirsiniz. Fitil olarak günde beş kere amınıza alacaksınız bunu…”
-“Mmmm…” dedim. “Hemen mi başlamam gerekiyor doktor bey?” diye sordum gülmeme engel olmaya çalışarak…
-“Evet… Hemen… Vakit kaybetmeyin… Şu anda başlamamız lazım tedaviye… Yoksa yaraksızlıktan öleceksiniz…” dedi.
Bir hamlede sedyenin üzerine çıkıverdi. Bacaklarımı araladı. Üstünde sadece doktor önlüğüyle, bacaklarımın arasında dikilip çıplaklığımı seyretti bir an… Gözlerim kısılmış, bekliyordum. Havaya kalkmış aletini üstten bastırıp yaklaştı, bacaklarımın arasına yerleşip bir hamlede amıma soktu…
-“Aaahhh…” diyerek çığlık attım. “Fitil canımı yaktı doktor…” diye dert yandım. Gidip gelmeye başlamıştı.
-“Merak etmeyin… Önce acır, sonra iyileşirsiniz. Zevk alırsınız. Bakın, doktorunuz da zevk alıyor. Nasıl, güzel mi fitil? Acıyor mu şimdi?” diye konuşuyordu aletini sokup çıkarırken…
-“Oohhh… Geçti doktor… Acımıyor artık… Çok güzel ilacınız varmış… Yerim ben bu fitili… Harikaymış… Ohhhh…”
Elimi doktor önlüğünün altından sokup sırtını okşuyor, kabalarından tutup kendime çekiyor, feryat figan doktorumun kocaman fitilini amıma alıyordum. Dakikalarca sürdü fitili almam… İkimizin zevk inlemeleri, altımızdaki sedyenin şikayetçi gıcırtılarına karışıyor, Selim amıma kökledikçe duvara vuran sedyenin sesi tok tok sesler çıkarıyordu. Kendimizi öyle kaptırmıştık ki, duymuyorduk bile sesleri…
Sonunda bir posta da orada, sedyenin üstünde boşaldı içime… Doktorun kullandığı banyoya gidip temizlenmek istedim. Duşun altındayken Selim geldi yine kalkmış aletiyle… Doymak bilmiyordu adam… Bir kez de kaygan köpüklerin eşliğinde sahip oldu bana… Akşama kadar kapalı muayenehanenin her yerinde sikiştik… Sonunda akşamüzeri zorlukla yolcu ettim. Ben de evin yolunu tuttum.
Otobüste kalabalığın içinde Leyla gibiydim. Ne ter kokularını duyumsuyordum, ne de fırsattan istifade orama burama değdirenleri umursuyordum. Dizlerim titriyordu yorgunluktan… Eve kendimi zor attım. Biraz sonra da kocam geldi. Yemeğimizi yedik.
Zavallım, hala sabahki olayın etkisindeydi, kalkmış sikini gösterip sevişmek istedi. Son perdeyi de kocamla kapadım. Bir posta da o attı. Sikilmekten gevşemiş amımı fark etmedi bile… Doğaldı, seyrek yaptığından anlamaması… Aldırmadım, zevk almış gibi yaptım, kocam bacaklarımın arasında gidip gelirken inleme sesleri çıkardım. Sonunda da o gelirken dört dörtlük bir orgazm taklidi… O banyoya giderken ben içimde kocamın dölleri, kafayı vurup ölü gibi uyudum.
Asıl sürprizi üç gün sonra yaşadım. Doktor gelmiş, hasta kabulüne başlamıştı. Yoğun bir gündü. Öğle tatilinde ben yemeğe çıktım, o raporları bitirmek için bilgisayarın başına geçti. Öğleden sonra tekrar aynı yoğunluk… Akşam son hastayı gönderdikten sonra her zamanki gibi eve gitmek için toparlanmaya başlamıştım ki, doktor içeriye çağırdı.
Merakla yanına gittim. Koltuğa oturmam için işaret etti, oturdum. Masanın üzerinde duran büyük bilgisayar ekranını görmem için bana çevirdi. Ekranda bir videonun son sahneleri vardı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Videonun sesini açtı bu arada… Odayı benim çılgın gibi orgazm feryatlarım doldurdu anında… Selim üstünde doktorun önlüğüyle, doktorun geniş deri makam koltuğunda oturmuş, ben de kucağına oturmuş, çılgınca oturup kalkıyordum. Selim de alttan koca aletini sokup çıkarıyordu. Hiç gizli kamera diyemezdiniz. Öyle ustalıkla bir açıya yerleştirilmişti ki, sanki özel çekim yapılmış gibi duruyordu.
Ne diyeceğimi bilemedim. Donup kalmıştım. Neden sonra gözlerimi ekrandan ayırabildim. Bitmiştim ben… İş yaşamım, belki de evliliğim… Aptal gibi etrafıma bakınıp gizli kamerayı nereye koyduğunu bulmaya çalıştım kısa bir an… Sonra da doktorumla göz göze geldik. Titreyerek ölüm fermanımı bekledim. Sonunda konuştu doktor…
-“Gül, geçen ay bir Pazar günü arkadaş kurdu güvenlik sistemini… Hırsızlığa karşı bir önlem… Sana haber vermeyi unuttum. Hareket sensörlü, HD kalitesinde gizli kamera… Saatlerce kayıt yapabiliyor. Nasıl, görüntü kalitesi çok güzel değil mi? En ince detaylarına kadar görebiliyorum…”
-“E… Evet… Çok iyiymiş…” diye kekeleyebildim. Ayağa kalktı. Yüzüm kıpkırmızı, yerin dibine geçmeyi isteyerek koltuğa gömülmüş vaziyetteydim. Bir sessizlik oldu. Beklediğim fırça, hakaret, kovulma gelmiyordu bir türlü… Başımı masadan yukarıya yavaşça kaldırdım korka korka… Gözüm doktorun önündeki kabarıklığa ilişti önce… Sonra da biraz daha kaldırınca bana istekle bakan yüzünü gördüm. Gözleri parlıyordu.
-“Senin tüm güzelliğini yakalamış. Harikaydın…” dedi.
Rahatladım. Derin bir nefes alıp kendimi arkaya bıraktım. Gülümseyerek,
-“Sanırım bana kızmadınız…” dedim.
-“Yoo… Tam aksine… Seni ne kadar beğendiğimi biliyorsun. Kocan var, yeni evlisiniz diye asılamıyordum sana… Hep seni sikmek istedim. Karımı sikerken seni hayal ettim hep… Bugün benim bayram günüm…” dedi.
Anlaşılan bundan sonra yeni bir yaşam başlayacaktı benim için… Kocam, Selim, Doktor arasında, merkezinde benim olduğum bir seks üçgeni… Masanın üzerindeki telefona uzanıp kocamın numarasını çevirdim. Açtı.
-“Aşkım, ben bugün geç kalacağım. Çok önemli bir hasta bekliyoruz. Sen beni bekleme istersen. Yemeğini ye. Benim ne zaman geleceğim belli olmaz… Doktor bey beni eve bırakır…” dedim.
Ben telefonu yerine koyarken, doktor masanın etrafından dolanıp yanıma geldi. Bacaklarımı okşayarak eteğimi yukarıya sıyırdım, tanga külodumu, jartiyer çorabımın dantellerini gösterdim ona… Doktor telaşlı hareketlerle pantolonunu aşağıya sıyırırken benim akşam mesaim başlıyordu
Tumblr media
51 notes · View notes
aynodndr · 3 months
Text
Tumblr media
Her gün sana gelmeleri erteliyorum,
Boğazını sıkıyorum,sana deliren anıların;
Hep kapı eşiğinde...
Ben hergün katil damgasını,
Giydiriyorum,yüreğime...
Kapı eşiği cinayetlerim var,
Sen bilmiyorsun...
Sözlerin ne zaman düşüyor aklıma,
Bölüyorum bana bakan bi karar gözlerini...
Gözlerin bin parça düşlerimi oyalıyor...
Düşlerimde gözlerin asılı,
İndiremiyorum iskemleyi yere...
Parçaların yüreğime batıyor;
Naaşım kalkıyor,
Dar vakitlerin gölgelerinde...
Sen görmüyorsun...
Bıraktığın boran lar geziyor ayaklarımda,
Kapılar ardımdan çarpıyor hep...
Yüzümü dönsem boşluğuna düşüyorum,
Kilidi yok bu anlamsızlığın,
Ben hep sana kalıyorum sağanaklar arasında,
Fırtınalarında savruluyorum,
Sen anlamıyorsun,
Umutsuz vaka varlığın varlığıma...
Anlamsız molalarımızın yolunu kesiyorum.
Bütün duraklar çift kişilik.
Keşişiyoruz her soluk alışlarımızda...
Nefesin nefesime aşina;
Altında eziliyoruz,
Molalarımızın soğuk duvarlarında,
Ölüp ölüp diriliyoruz;
Sen yine susuyorsun...
Bilmiyor
Görmüyor
Anlamıyorsun
Ben her yeni başlayan günü,
Kapı eşiğinde karşılayıp;
Sabıkamı kabartıyorum.
Benim cenazem senin
Gözbebeklerinde...
Gözlerini kapat artık...
Mustafa Kemal Aykılıç
4 notes · View notes
tipitip213 · 2 days
Text
Kaynımın hanımı Şengül
Merhaba. Kaynım geçen yıl kaçak olarak hollanda'ya gitti kaçak olduğu için uzun zaman oldu gelmiyor. Kaynımın hanımı şengül kaynanam ile birlikte kalıyor.ara sıra gider ihtihaçları olup olmadığını sorarım.yine böyle bir günde gittiğimde kaynanam köye gitmiş vasıta bulamadığından orda kalacağını söylemiş.
Şengül içeriye davet etti ilkbaşta girmek istemedim ancak çok sıkıldığını söyleyince girdim.biraz sohbetten sonra çay koymak için mutfağa gitti şengül bense kültablası almak için arkasından gittim ancak mutfak dar olduğundan arkasından geçerken götüne sürtünmek zorunda kaldım o anfa fark ettim ki taş gibi ve ateş saçıyordu götü.odaya geçerken yavaşça bastırarak geçtim hiçbir tepki göstermedi.bir ara odaya girdiğinde göz göze geldik giderken hafif gülümsedi ve başa cesaret vermiş oldu tekrar mutfağa gittim ve kapı önünde konuşmaya devam ettik bu arada sigaradan bir nefes istedi bu tamam demekti yavaşça yanına sokuldum buzdolabına doğru çekildi ama ben devam ettim ve ka! çacak yeri kalmayınca dudaklarına doğru hamle yaptım biraz nazlandı ve karşılık vermeye başladı o kadar ateşli öpüyordu ki dudaklarım kopacaktı sanki.
yatak odasına doğru giderken şengül dudaklarımı hala bırakmamıştı acele ile pantolonumu indirdim ve yarrağımı ağzına verdim muhteşem birşekilde yalıyordu nerdeyse hepsi girmişti ağzına dayanamadım ve bütün spermlerimi ağzına boşalttım inanmıyorum hepsini yuttu olmaz böyle birşey ne kadar azmıştı anlatamam.ir müddet yattık ve yine yarrağımı yalamaya başladı taşgibi göğüsleri vardı arasına sürdükçe yarrağım tam formuna gelmişti.
önüme domaltıp amını yalamaya başladım iç çekmeler bitmiş ağlamaya başladı sok artık diye ağlıyordu ben yavaş yavaş sürterken birden bir hamle yaptı ve yarrağım ıslanmış amına girdiğinde tir tir titriyordu 1.5 yıl aradan sonra ilk defa yarak girmişti amına az sonra felaket bir şekilde boşaldı şengül benimki hala taş gibiydi ve niyetim götünü sikmekti amını peçeteyle temizledi gitmek üzereyken ben tekrar do! maltıp göt deliğini yalamaya başladım çok hoşuna gitmişti kaynım hiç yalamamış göt deliğini (o göt yalanmazmı ibne) diye geçirdim bir ara içimden derken orta parmağımla alıştırmaya başladım götünü evet zamanı gelmişti yarrağımı bolca ıslattım ve götüne dayadım önce yapma dedi acıyor dedi ama ben kafa koymuştum ve kafası girdiğinde ince bir inilti çıktı şengülden biraz daha girince gidip gelmeye başladım muhteşem bir götü vardı sım sıkı yarrağım zor gidip geliyordu tekrar boşalmak üzere iken şengülü önüme aldım gögüslerine boşalmak isterken hemen ağzına aldı yarrağım nerden çıktı ve naraya girdi ne miğde varmış diye düşünürken bütün gücümle attırdım ağzına yine hepsini yutmuştu tek damla bile ziyan olmadı .. bu ilişki yaklaşık bir yıldır devam ediyor şimdi şengülün bekar kızkardeşi var gçözümü ona diktim hadi hayırlısı
19 notes · View notes
yolgosteren · 5 months
Text
Dar Kapı - Andre Gide
"Ölümün ayırabilecegine inanıyor musun?"
"Demek istediğim.. "
"Bence tam tersine ölüm yaklaştırır.. Evet, bütün yaşam boyunca ayrı kalmış olanları yaklaştırır ölüm.")
8*
3 notes · View notes