Tumgik
#Kolları
Text
Bedenimin kollarında huzurlu uykuya ihtiyacı var.
24 notes · View notes
yorgunherakles · 10 months
Text
Tumblr media
o yabansı, o büyülü türküleri
ben söylüyordum sağır gemicilere
yalnız ben duyuyordum sirenleri
kirke, bilge tanrıça, selam sana
sağ salim geçtim kendimi
melih cevdet anday - kolları bağlı odysseus
19 notes · View notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
3 notes · View notes
mmartineden · 11 months
Text
ömrümü tam olarak neye harcıyorum ben ya şu yaz tatilinde zamanımı güzelce yönetip her şeye vakit ayırmak istiyorum hedeflerimden biri berna moranın kitaplarını okuyup güzelce ya not almak ya da genel olarak özet çıkarmak sonra kendi kitaplarımdan bolca okumak eğitim bilimlerine başlamak ve yanında da bir alan dersini halletmek ayrıyetten de sporumu yapıp mükemmel bir hale gelmek
1 note · View note
turkudostu61 · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
bulancakajans-blog · 2 years
Text
Gelecek Partisi Kadın Kolları’ndan Muhtarlar Günü Ziyareti
Gelecek Partisi Kadın Kolları’ndan Muhtarlar Günü Ziyareti
Muhtarlarımızı ziyaretleri sadece bir güne sığdırmayarak sürekli irtibat halinde olduklarını belirten İl Kadın Kolları Başkanı ÖZTÜRK ziyaret sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi. “Muhtarlarımız devletimizin uç beyleri ve devletin yönetim idaresinin başladığı noktadır. Muhtarlarımız, köy ve mahallelerimizde bizlerin gözü kulağıdır. Bu vesileyle demokrasi zincirinin ilk halkasını oluşturan,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
newsfindy · 2 years
Link
#Canlı - CHP Gençlik Kolları'nın Güvenpark'tan Anıtkabir'e "Büyük Gençlik Yürüyüşü"
0 notes
gazetelinkmedya · 2 years
Text
"CHP, o fotoğrafı eleştiren Gençlik Kolları Başkanının istifasını istedi" iddiası
“CHP, o fotoğrafı eleştiren Gençlik Kolları Başkanının istifasını istedi” iddiası… İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunda aracına kabul ettiği gazeteciler arasında muhalefete yönelik provokatif söylemleriyle ünlü Nagehan Alçı, Ertuğrul Özkök ve Akif Beki gibi isimlerin yer alması tepki çekmişti. Özellikle seçim döneminde İmamoğlu’nu destekleyen geniş bir kesim tepki gösterenler arasında…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Tumblr media
Bir Yılın Son Günleri  Bir yıl daha bitiyor İşte bu kadar duru,bu kadar yalın Bu kadar el değmemiş Sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın Bu şiire nasıl dahil edilebilir bir yılın son günleri Her sonda,her başlangıçta ve her defasında Alır gibi başkasını karşımıza Perdeler çekip,ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza Sorgulamak kendimizi Öğrenmek ikimizin anadilini,ikinci belleğimizi Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz Karanlık günlerimizin kenar süslerini
Tumblr media
Biterken yılın son günleri Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini Gençlik ikindilerini Kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.
Tumblr media
Bir yıl daha bitiyor Düşlerim ,tasalarım,yarım kalmış onca şey Her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden Bana mı öyle geliyor Yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman İnsan yaşlanırken?
Tumblr media
Kırdım mı incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Dağınık yatağım,mutsuz yatağım Çoğalttım mı eksiklerimi? Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Hançer kıvamındaki o karamizah tadını Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama Yeni bir yıla Ama nedense herşeyin tadı dağılıyor ağzımda Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta
Tumblr media
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Bırakılmış mektuplar Ve yurdumun her karış toprağında tefrika edilen karanlık Ey hayatıma girenler ve çıkanlar Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
Tumblr media
O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime açılan pencereleri, Durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına, Zamanı düşünüyorum;koyuluyorum Anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyüceliği,tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri İşimin başına dönüyorum içimde ıssız bir gönül erinci
Tumblr media
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum "içtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum.
Tumblr media
Sabahları açık penceremin soluduğu kent Nabzında yüzyılın dağınık sancısı Dumanı üzerinde tüten yıkıntılar Hangi anlamı kuşanabilir şimdi yeni bir yıl Umutsuzluk sözlüğünden karşılıklar aranırken hayata Hangi söküğünü dikebilir bu yaralı kuşak Hangi yüreğe öğretilebilir unutmak!
Tumblr media
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hala bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Murathan Mungan
123 notes · View notes
yurekferahligi · 3 months
Text
evimi çok özledim ama duvarları olanı değil, kolları olanı.
104 notes · View notes
Text
NASIL BAŞLADI 1
Takipçi mizden gelen devamı olan bir hikaye
Ben 19, sevgilim 17 yaşındaydı, yaklaşık 1 yıla yakındır sevgiliydik, rahat buluşacağımız ortamlar pek olmuyordu, geceleri parklarda veya piknik yerlerinde tenhalarda sevişiyorduk, bakire değildi, ben de sormamıştım nasıl oldu diye, o konuda sorun yoktu ama yer sorunu vardı.
Bir akşam bir mekânda bira içerken bizden en az 10 yaş kadar büyük birisi sevgilim Derya'ya selam verdi, kısaca hatır sordu, o arada samimi bir şekilde bana da selam verdi, izin isteyip uzaklaştı. Derya'nın bir ara kısa süre sevgilisiymiş, aynı zamanda dershaneden de öğretmeni, çok hoşsohbet kültürlü iyi birisi olduğunu söyledi Derya, ben de "adama ayıp oldu davet etseydin masaya keşke" dedim. Derya "Biz gidelim masasına istersen, çok misafirperverdir" deyince biralarımızı alıp masasına gittik, ayağa kalktı “hoş geldiniz ne iyi ettiniz dedi, gerçekten hoşsohbetmiş devamlı ilginç şeyler anlattı, sorular sordu. Güzel bir sohbet oldu, derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık, o arada kaç bira içtiğimizi sayamadık, Derya'nın da benim de kafalarımız çok iyi olmuştu, masada otururken hafif sallanmaya başlamıştık.
“Çocuklar isterseniz benim eve gidelim, hemen iki sokak arkada evim, orada devam ederiz, isterseniz size kahve konyak ikram ederim, burası az sonra kapanacak” dedi
Derya “aa hocam taşındınız mı? eski evin dekoru çok güzeldi ama dedi,
Hoca Timur Bey, "Buranın dekoru daha da güzel, hadi kalkın" deyince kalktık, bu arada Derya'nın eski eve gittiğini de öğrenmiş oldum, daha o zamanlar, küçük yaşta hocasının evine gidiyormuş yani.
Biz hafif sallanarak iki sokak arkada Timur hocanın evine gittik, ev küçük ama çok iyi, modern dekore edilmiş bir evdi, evin içi ayna doluydu, konyaklarımızı içerken Hoca müzik açtı, ben iyice kafayı bulmuştum bu arada, gözlerim yarı açık durumdaydı. Hoca birden ayağa kalktı Derya'nın elinden tuttu, bana dönüp, "dans için izin var mı" diye sordu, ben ağzımı zor açıp yarım yamalak "aa tabii ne demek buyurun hocam" diye geveledim, konuşacak halim kalmamıştı.Birbirlerine sarılıp dans etmeye başladılar, dans ilerledikçe birbirlerine daha sıkı sarıldılar, Derya’nın kolları hocanın boynuna dolanmıştı, hocanın elleri önce Derya’nın beline dolanmıştı, sonra hocanın elleri Derya’nın kalçalarında doğru kaydı mı? Yoksa ben sarhoşum diye bana mı öyle geliyordu derken, dikkatli bakınca hocanın Derya’nın etekliğini kalçalarını okşayarak yukarı doğru yavaşça sıyırdığını fark ettim. Derya'nın arkası bana dönüktü, etek iyice yukarı sıyrılmış, kalçalarının arasına giren siyah tangası ve yuvarlak iri kalçaları ortaya çıkmıştı.
O kadar sarhoştum ki sadece seyrediyordum, o arada bu manzarayı görünce çok sarhoş olmama rağmen aletimin sertleştiğini fark ettim, hem bir şey diyemeyecek kadar sarhoştum hem de tahrik olduğum için ses etmemiştim.
Benim ses etmeden izlediğimi görünce sanırım cesaret aldılar, ben kalçalara bakarken o arada öpüştüklerini fark ettim, dans ederek yavaş yavaş dönüyorlardı. Derya’nın dudakları hocanın ağzının içindeydi, sarmaş dolaştılar. Nasıl oldu tam fark edemedim, Derya’nın tanga külotu iri kalçalarından aşağı sıyrıldı, Derya bacaklarını hareket ettirerek külotunu ayaklarına kadar indirdi, ayak bileğini sallayarak külotu önce tek ayağından çıkarttı sonra diğer ayağından fırlatıp attı.
Artık bu dans değil, seks şov haline gelmişti ve ben de bu şovu ağzımın suyu akarak izliyordum, onlar da bana aldırış etmeden devam ediyorlardı.
Karşımdaki kanepeye geçtiler hoca oturup pantolonunu aşağı sıyırdı, ne zaman kemerini açmıştı fark etmemiştim, Derya etekliğinin fermuarını çözüp aşağı yere bırakıp tekmeledi etekliğini, sonra yüzün bana dönüp ama beni görmezden gelerek bacaklarını açtı, Derya’nın bacaklarının arasından hocanın kocaman sikini gördüm, dimdik kazık gibi duruyordu
Derya hocanın kucağına ata biner gibi otururken ustaca bir hareketle hocanın sikini amının dudaklarının arasına yerleştirdi, sanırım çoktan sırılsıklam olmuş amını gömdü sikin üzerine yavaşça oturarak. Üzerindeki tişörtü çabucak çıkarttı attı memelerini de sutyenin dışına çıkartıp avuçlayıp uçlarını sıkmaya başladı, bir yandan da sikin üzerine hafif hafif oturup kalkıyordu
Ben ise gelmek üzereydim, sevgilimi canlı porno film gibi izliyordum. Gözleri kısık bir şekilde bana doğru bakıyordu ama sanırım içkiden ve zevkten beni fark etmiyordu bile, beni fark edemeyecek kadar kendisini kaptırmıştı, belki de fark ediyor, aldırış etmiyordu.
İkisi de inlemeye başlamıştı, hocanın eski öğrencisini sevgilisine izlettirerek sikmesi ikisine de çok zevk veriyor olmalıydı. O anda ben de kendimi tutamadım, elim sikimdeydi ve boşaldım, gelmem uzun sürdü. Giyiniktim, pantolonumun altında külotuma boşaldım tabii.
Boşaldıktan sonra bir rehavet çöktü, gözlerim kapandı, sızarken her ikisinin de inleyerek “geliyorum geliyorum, ben de geliyorum” seslerini duyduğumu hatırlıyorum.
Sabah uyandığımda kalkıp baktım, hoca mutfakta kahvaltı hazırlıyordu eve şöyle bir baktım, Derya hocanın yatağında çırılçıplak uyuyordu ben kanepede sızdığım yerde uyumuşum.
Sabah uyandığımda ilk işim tuvaleti girmek oldu, elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım, o arada Derya uyanıp giyinmişti, hiç bir şey olmamış gibi hocanın hazırladığı kahvaltı çok az konuşarak yaptık ve çıktık, Derya dışarı çıkınca anlattı Hoca 14 yaşından beri ara sıra evine atıp sikiyormuş Derya’yı, kızlığını da hoca bozmuş, sevişirken parmaklayarak bozmuş, hafif bir kan sızmış, sonra da “pardon kaza oldu kasıt yok, parmağım kaydı” filan demiş, biraz teselli edip Derya sakinleşince de devam etmişler sevişmeye. o olaydan birkaç ay sonra da ayrıldık” diye kısaca anlatmıştı. O olaydan hiç bahsetmedik, taa ki Derya bir ay sonra kadar “Timur Hoca’nın takıldığı mekâna gidelim mi?” sorana kadar, önceden böyle bir şey soracağını bilseydim büyük ihtimalle yok derdim ama o anda nasıl oldu bilmiyorum ağzımdan “olabilir” çıkıverdi.
140 notes · View notes
aclrmslolsnn · 9 months
Text
acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyorum. acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.
179 notes · View notes
noor-kazem · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
كبيرة الحجم أشد الأسفلت وأحتجز، أدفع الأذرع الهيدروليكية جانباً،الأبواب القابلة للطي وانتظرت، لقد كنت متكدسة بالصمت فقط مقابل قدما واحدة بغرار منفصل.
Oversized I scrape the asphalt and hold, I push aside the hydraulic arms, the folding doors and I wait, I huddled in silence only one foot apart
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Asfaltı kazıdım ve tuttum, hidrolik kolları, katlanır kapıları kenara ittim ve bekledim, sadece bir adım arayla sessizce kıvrıldım
225 notes · View notes
ikraa123 · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media
"Başına gelen sıkıntılar sonucunda teslimiyette acemi isen; kolları koptuğu halde sancağı bırakmayan , Rasulullah'ı asla yalnız koymayan , 'riza-i ilahi yolunda biraz cefa cektik diye , Rahman'a naz mı edeceğiz?' diyen Musab Bin Umeyr'i hatırla..."
69 notes · View notes
turkudostu61 · 2 years
Text
Tumblr media
0 notes
bulancakajans-blog · 2 years
Text
Gençlik Kollarında Duygusal Görev Değişikliği
Gençlik Kollarında Duygusal Görev Değişikliği
Derneğin kabuğuna sığmayan başarılı Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Kaplan’ın yurt dışına gidecek olmasından dolayı görev değişikliği yapıldığını söyleyen Dernek Başkanı Mehmet Şimşek, yönetim kurulu üyeleri ve gençlik kolları ile buluşarak yaptığı açıklamada “Uzun zamandır başarılı, faydalı ve güzel çalışmaları ile bütün camiamızın takdirini toplayan Gençlik Kolları Başkanımız Ahmet Kaplan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes