Tumgik
#Bağırsakları
neredenalinir · 10 months
Text
Kurbanlık deri, kurbanlık et ve kurbanlık bağırsaklar satılıyor mu? Kurbanlık satmak caiz midir?
Kurban kültü, Müslüman ülkelerde önemli yer tutan bir kült türüdür. Kurban kesmek Allah’ın rızasını kazanmak ve Allah’a yakınlaşmak içindir. Peki kurbanın eti, bağırsakları veya derisi satılıyor mu?
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
anonimbeyy · 2 months
Text
İlim talebesinin not defterinde bulunması gereken hadisler-1
📌 1)
-عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ‏ ﷺ : ”مَنْ سُئِلَ عَنْ عِلْمٍ عَلِمَهُ ثُمَّ كَتَمَهُ أُلْجِمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِلِجَامٍ مِنْ نَارٍ.“
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim, bildiği bir konuda kendisine danışılır da onu gizlerse kıyamet günü ağzına ateşten bir gem vurulur.”
(T2649 Tirmizî, İlim, 3; D3658 Ebû Dâvûd, İlim, 9)
📌2)
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ‏ ﷺ : ”مَنْ قَالَ فِى الْقُرْآنِ بِغَيْرِ عِلْمٍ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ.“
İbn Abbâs’ın naklettiğine göre, Allah Resûlü (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim Kur’an hakkında bilgisizce konuşursa, cehennemdeki yerine hazırlansın.”
(T2950 Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 11)
📌3)
عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ‏ ﷺ : ”مَنْ تَعَلَّمَ عِلْمًا مِمَّا يُبْتَغَى بِهِ وَجْهُ اللَّهِ لاَ يَتَعَلَّمُهُ إِلاَّ لِيُصِيبَ بِهِ عَرَضًا مِنَ الدُّنْيَا لَمْ يَجِدْ عَرْفَ الْجَنَّةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ.“
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın rızası için öğrenil(mesi gerek)en bir ilmi, sırf dünya menfaati elde etmek için öğrenen bir kimse kıyamet günü cennetin kokusunu (dahi) alamayacaktır.”
(D3664 Ebû Dâvûd, İlim, 12; HM8438 İbn Hanbel, II, 338)
📌4)
Üsâme b. Zeyd’in işitip naklettiğine göre..., Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü bir adam getirilip cehenneme atılır ve bağırsakları dışarı fırlar. O kişi, eşeğin değirmen taşı ile döndüğü gibi bağırsaklarıyla birlikte dönmeye başlar. Derken etrafına cehennemlikler toplanır ve “Ey falan, ne bu hâl? Sen iyiliği emredip, kötülükten alıkoymaz mıydın?” derler. O da, “Evet, ben iyiliği emrederdim, ama onu kendim yapmazdım. Kötülükten alıkoyardım, ama onu kendim yapardım.” diye karşılık verir.”
(M7483 Müslim, Zühd, 51)
43 notes · View notes
fener-bekcisi · 7 months
Text
Tumblr media
Sabahleyin saat dokuz
tepeden tırnağa berrak bir gün,
mavili beyazlı çizgiler,
yeni yıkanıp giyilmiş
bir kadın gömleği gibi kusursuz.
Bütün unutulmuş lifleri
odunun, minik yosunların,
böceklerin ayacıkları,
solgun, gezgin tüyler,
çamlardan düşen çiviler,
hepsi bildiği gibi parıldıyor,
bir yıldız kokusu var dünyada.
Ama gelir şimdi postacı
serpiştirip müthiş mektupları,
haşin borçları hatırlatan,
ölümü bildiren mektupları,
hapse giren kardeşi,
dahası, biri tuzak kurar bize
örümcek işleriyle,
derken, bir gazete gelir önümüze
ölüm kadar siyah beyaz
ağlar bütün haberler.
Dünyanın ve hıçkırıkların haritası!
Bir gazete ıslanır her gece
ve yanar her sabah
savaşları, hüzünleriyle,
ah, acılı coğrafya!
Buruşur kırık ikindi
uçup gider kullanılmış bir kâğıt gibi,
sokaklardan sokaklara,
pisler üstüne başıboş köpekler,
peşlerini bırakmaz çöpçüler,
korkunç bir tat ekler
tavuk bağırsakları, dışkılar
meçhul ayakkabılar
bir denk gibidir eski gün:
kirli kâğıttan, kırık camdan,
dışarı atılıp uyuyuncaya kadar
kenar mahallelerde.
Gelir gece kadehiyle
örülmüş yıldızların,
boğar rüyalarıyla insanları,
toplar onları kilerinde,
dünya yıkanır bir kez daha,
bir kez daha geri gelir ay,
silkeler eldivenlerini karanlık
başlarken çalışmaya kökler.
Doğar bir başka gün.
* Pablo Neruda - Gece Anahtarlı Gündüz *
9 notes · View notes
dramatik-buluntular · 11 months
Text
Tumblr media
"Bekleyiş, yasadışı bir örgüt"
Ameliyathanenin hemen bitişiğindeki yoğun bakım ünitesinin önünde yoğun duygularla beklediğim bu birkaç saat, gerçekliğin yamuluşunu ve koridorda volta atan Sayın Azrail’in şımarık bir çocuk gibi herkese posta koyuşunu izliyorum. Ağlamaklı kadınlar, çocuklar, üzüntülü babalar, anneler, yaşlılar, iyi haberler bekleyen hasta yakınları o koridoru dünyadan koparmışlardı. Hastanenin bu kısmı her gün böyleydi. Ama biz bunu sadece yolumuz düştüğünde fark edebiliyoruz. Çünkü başkaları bizim için okunaksızdır. Biz de başkaları için öyleyizdir. Dokunmadığımız, ilişki içerisine girmediğimiz, göz ve anlam teması kurmadığımız herkes duygu ve empati alanının dışındadır. Başkalarıdır onlar. Sartre’ın “cehennem başkalarıdır” sözündeki başkaları o başkalarıdır belki de.
İnsan vücudunun ne kadar kusurlu, sürekli aksayan ve hastalık dediğimiz o kavramın kutsal mekânı olduğunu düşünmekten alamadım kendimi. Hayatımızın hemen hemen bütün zamanlarında sağlık ve güvenlik açısından risk altındayız. Hastaneler tıpkı tamirhaneler gibi hiç boş kalmıyor, devasa bir balon gibi şişen sağlık sektörü kapitalizmin en büyük oyuncağı olmuş. O yüzden insan hiçbir zaman yüce bir varlık olmamıştır. İnsan yüce bir varlık değildir, sonsuz evrende toz zerresi kadar bile yer kaplamayan, tıpkı diğer canlılar gibi zaman mezbahasından ufalanarak geçen ıssız bir kavramdır insan.
Neredeyse iki saat geçmişti, babam hâlâ içerde ameliyathaneden çıkmamıştı. Yetmiş altı yaşında, ömrü boyunca iğneden korktuğu için doktorlarla yakın temas kurmayan o asırlık adamın şimdi bağırsak düğümlenmesi nedeniyle karnı kırk santim açılacak ve bir kısmı deforme olan bağırsakları kesilip, sağlam olan yerlerinden yeniden dikilecekti. Yıllarca hep midesinden şikâyet ederdi babam. Ağrıları dayanılmaz olunca mecburen gelmişti hastaneye. Hastalığının midede değil de bağırsakta olduğunun ayırdında değildi henüz.  Öncesinde ciddi bir bağırsak ameliyatı geçireceğini bilseydi o ameliyata girmektense ölmeyi tercih ederdi. Çektiği ağrılar yüzünden ortam bilincini yitirmişti ve apar topar ameliyata alındığının farkına bile varamadı. Hissettiği tek şey kimsesizlikti sanırım.
Bazen babamın çok derin düşüncelere daldığını görürdüm. Onun neler düşündüğünü tahmin etmeye çalışırdım. Memleketini özlüyordu, kardeşlerini, Van Gölünü, dağlardan ovaya akan buz gibi suları, o sudan avuçlarıyla kana kana içmeyi... Atları özlüyordu bir de. Düş taşıyan atları… Şimdi o atlar kafasının içinde koşuyor. Zamanın hasar almamış bir kıyısında o atları durdurup ateş yakıyor, yemliyor onları. Hayallerini anlatıyor. Saatlerce konuşuyor, insanlara anlatamadığını onlara anlatıyor. Yüzünde güneşler doğuyor babamın, görüyorum. Büyülü sessizliği bir telefon sesi veya annemin babama dümdüz seslenişi bozuyor; yüzündeki ifade değişiveriyor babamın, hayaller bulanıklaşıyor. Gerçeklik ve yaşlılık anıt gibi dikiliyor evin ortasına.
Otuzlu yaşlarını hatırlıyorum babanın. Henüz saçları dökülmemişti. Yakışıklı sayılmazdı ama karizmatikti. Bütün yakışıklı olmayanlar karizmatik olarak anılmak isterler. Kısacık boylu dev yürekli bir adamdı. Karları, sisleri, baharları ve yeşillikleriyle resitaller sunan memleketinden kopup Ege’nin yalnızlıklarıyla ünlü bir kasabasına yerleşmişti. Ayakta kalmak için verdiği mücadeleyi, ölesiye çalışmaktan bükülmüş belini ve iki odalı küçük evimizi yapmak için sırtında taşıdığı kum torbalarını, beton torbalarını döküp, suladıktan sonra kürekle karıştırıp tek başına oluşturduğu evin temelini hatırlıyorum. O sıralarda çok küçüktüm ama yardım etmek için taşıdığım tuğlaları gururla gösterirdim babama. Gülümserdi bana. Onun gülümseyişini hatırlıyorum. Kırk yıl öncesinden kalan bir gülümsemeyi hatırlamak beraberinde kusursuz bir kederi de getirip bırakıyor şu koridora, Azrail’in pelerini ve orağıyla korku saldığı koridora.  
Ameliyat odasının kapısı her açıldığında –çok garip ve rahatsız edici bir sesi var kapı açılma sesinin- oraya yöneltiyorum başımı, ayaklarımı ve dikkatimi. Bu kez de babam değil içeriden çıkan deyip geri çekiliyorum. Bu, rahatlama ve tedirginlik arası bir duygu sıçratıyor yüzüme. Başkaları (yukarıda adına cehennem denen şu başkaları) koşup yürüyen yatağın kenarından tutuyor, “nasıl geçti, iyi mi durumu?” diye soruyorlar doktor veya asistan veyahut hastabakıcı olan kişilere. “Size bilgi verilecek” diyor ekipteki o iyi geçmiş ameliyatın kahraman kişisi.
Bir ameliyat veya yoğun bakım ünitesinin önünde ilk bekleyişim değil bu.  10 Eylül 2022’de dördüncü kattan dengesini kaybedip düşen ve mucizelerle yaşama dönen kızım için de günlerce, haftalarca beklemiştim. Anlatılmaz yıkımların ele geçirdiği o zamanlar içimi, belleğimi yara yara geçip gitti. Belki başka bir gün anlatırım o zor günleri. Çünkü o bir anlatım değil, anlatım uçurumu. Durumu iyi, normal hayatına döndü bile.  Az önce aradı Antalya’dan, dedesinin durumunu sordu. “Bekliyorum kızım, henüz çıkmadı, bekliyorum” dedim. Sonra diğer akrabalar aradı, eş dost ve komşular. Hepsine aynı şeyi söyledim: Bekliyoruz.
Beklemek, evet kıvırcık saçlı turuncu bir ormandır beklemek… Okuduğum kitapları düşünüyorum, hepsinin içinde beklemek vardı. Sayfalarca beklemeyi tutup roman yapmışlar, şiir yapmışlar. Bekleyiş, yasa dışı bir örgüt. Yazılan veya çizilen şeylerin çoğu bekleme esnasında ortaya çıkıyor. Hisler, düşler, sıra dışı sözcükler ve o sözcüklerin peşine takılmış akıl almaz imgeler düzenli bir bekleyişin ürünüdür. Şu koridorda üç saattir bekliyorum ölüm ve yaşam gibi iki ağır yükü taşıyan hisçilerle beraber.
Yine kapı açılıyor, koşuyorum, diğer başkaları da koşuyor, ben en öne geçiyorum. Dikkatle bakıyorum sedye yataktaki yüzyıllık adama. Babam bu, evet, yanımda benimle koşanlara “bu benim babam” diyorum. Bizimki bu. Diğerleri (Cehennem olmayan başkaları yani, onlarla yakınlaştık, o yüzden cehennem olmayan başkaları onlar) duruyor. Bir sonraki açılacak kapı sesini bekleyecekler. Doktor yok, içeride kalmış o. Kahraman doktor içeride kalmış. Bir asistan ve hasta bakıcı sürüyor yatağı. Koşarken aniden duruyorum, gözlerim ıslanıyor, yüzüm ıslaklığın Van Gölü. Babamın her iki yanında rahvan yürüyen atlar görüyorum. Babama düşlerindeki atlar eşlik ediyor. “İyi geçti” diyor asistan. Rahatlıyorum, kahverengi bulutların altındaki suskun şehirlerle selamlaşıyorum. Kalabalık bir umut sürüsü üşüşüyor başıma. Babamı ve yüzüne yerleşen kasabanın yalnızlığını yoğun bakım ünitesine alıyorlar. Ancak bir gün sonra görebildim babamı. Gözlerini açmıştı, boşluğa bakar gibi bakıyordu bana. Ağzından sadece tek bir sözcük çıkmıştı o an: “Gördün mü?” dedi. “Gördüm baba” dedim gülümseyerek… Atları kastetmişti babam.
12 notes · View notes
yakazakalb · 1 year
Text
Tumblr media
"Gönülleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlara va‘dedilen cennetin durumu şöyledir: Orada hiç bozulmayan tertemiz su ırmakları, tadı bozulmayan taptaze süt ırmakları, içenlere lezzet veren ve dünyadakiler gibi sarhoş etmeyen şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlar için orada ayrıca canlarının çektiği her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Böyle nimetler içinde yaşayanlarla; cehennemde sürekli kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimseler hiç bir olur mu?" Muhammed/15
9 notes · View notes
sifabul · 5 months
Text
Tumblr media
HANGİ MEYVELER TURUNÇGİLLER AİLESİNDENDİR? 1- Yeşil limon (lime) 2- Pomelo (büyük portakal) 3- Ağaç kavunu (Sitron) 4- Mandarin 5- Portakal 6- Limon 7- Mandalina 8- Greyfurt 9- Bergamot 10- Turunç 11- Kamkat (kumkuat) 12- Satsuma mandarini 13- Tatlı limon TURUNÇGİLLERİN FAYDALARI: 1- Yüksek tansiyonu düşürür. 2- Kötü kolesterolü engeller. 3- Tokluk vererek zayıflamaya yardımcı olur. 4- C vitamini ve potasyum desteği verir. 5- Bağışıklığı güçlendirir. 6- Kemik erimesine iyi gelir. 7- Cildin erken yaşlanmasını önler. 8- Kalp ritmini düzenler. 9- Zengin lif içeriğiyle bağırsakları korur.
şifabul #şifabulun #turunçgiller #turunçgillerinfaydaları #narenciye #narenciyeninfaydaları #turunçgilmeyveler #kışmeyveleri #portakal #mandalina #limon #satsuma #bergamot #lime #yeşillimon #tatlılimon #kamkat #kumkuat #greyfurt #turunç #pomelo #ağaçkavunu #mandarin #cvitamini #bağışıklığıgüçlendirenmeyveler #tansiyondüşürenmeyveler #tansiyondüşürme #yüksektansiyon #yüksektansiyonudüşürme #sağlık #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme #sağlıkbilgileri #sağlıkhaberleri #sağlıktavsiyeleri #faydalıbilgiler
3 notes · View notes
oluruvar · 1 year
Text
Ya geceleri üst kattan biri sürekli ama bakın SÜREKLİ sifona basıyo. Bu bi fetiş falan mı? Bi insanın bağırsakları bi aydır kötü olabilir mi?? Sürekli gelen bu su sesi ne şırıl şırıl? Ne dönüyo üst katta ya basıcam bi gün evinizi delircem meraktan
17 notes · View notes
gece910 · 9 months
Text
Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; Kibir, ruhu kaplayan deridir.
2 notes · View notes
bbellium · 1 year
Text
çocukların neneleri geldi akşam yemeğinde taco yapcakmış şu çocukların boğazından bir lokma sulu yemek girmiyor bağırsakları kitlenecek ama bunları açıklamaya ingilizcem yetmediği için ben de onlarla oturup tacomu yiyeceğim
7 notes · View notes
rcp-grbz · 2 years
Text
CENNET MEYVELERİNDEN: KARPUZ: Peygamber Efendimizin (s.a.v.) en sevdiği meyvelerden birisi de karpuz idi. Karpuz ile beraber taze hurma yerler ve “Hurmanın harareti, karpuzun soğukluğunu, karpuzun soğukluğu da hurmanın hararetini alır.” buyururlardı. Yine hadîs-i şerîf kitaplarında Resûlullah Efendimizin (s.a.v.), karpuz ile beraber üzüm yemeyi de sevdikleri rivâyet olunmuştur.
Ayrıca, “Her bir karpuzda ve narda, cennetten bir damla vardır” denilmiştir.
Karpuz, sıcak ve ılık iklimde yetişir. İlkbaharda don ve kırağı tehlikesi geçtikten sonra ekilir. Bilhâssa nehir ve göl kenarları, karpuz ziraatına elverişlidir.
Karpuzun yüzde 95’i sudur. Yüzde 8-14 arasında da şeker bulunur. Karpuzda B, C, A vitaminleri bulunmaktadır. Protein ve yağ miktarı ise azdır.
Çok faydalı bir gıda olan karpuz, midede çok çabuk hazmedilir, mideyi ve bağırsakları yıkar, buralardaki hastalıkları giderir, böbrekleri ve idrar yollarını temizler. Kanda toplanan zehirleri (toksinleri) dışarı atar. Ayakları ve karnı şiş olanlara fayda verir. Vücudu serinletir. 
Sabahları aç karnına yenilmesi tavsiye olunur; zira tok karnına yenilen karpuz, midedeki yemeği çürütür, bu sebeple mideyi bozabilir.
Her yiyecekte olduğu gibi karpuz yemekte de ölçüye dikkat edilmelidir. Husûsiyle şeker ve tansiyon hastalığı olanlar ile midesi rahatsız olanlar çok fazla yememelidirler.
Karpuz, tam olgunlaştığı zaman yenilmelidir. İçi geçmiş olan karpuz ise yenilmemelidir. Karpuzun tam olgunlaşmış olduğunun bazı emâreleri şunlardır:
Olgunlaşan karpuz, matlığını kaybeder ve parlak bir renk alır, kabuğu, tırnakla kolayca çizilebilecek hâle gelir. Meyvenin toprağa temas eden kısmında bulunan beyaz leke, hafif sarıya döner, karpuza sertçe vurulduğunda, kendine has dolgun ve tok bir ses çıkarır. Halk arasında “bıyık ve kulak” denilen ve meyve sapının 1-2 cm. yukarısında bulunan küçük yapraklar kurur.
Karpuzlar, olgunluğun ileri zamanlarında hafiflerler.
/ FAZİLET TAKVİMİ 12 Haziran 2022, Pazar
4 notes · View notes
korkutkalkan · 3 days
Link
Sindirim sorunlarının çoğu beslenme alışkanlıklarımıza bağlı olarak ortaya çıkabilir. Sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmak ve düzenli egzersiz yapmak sindirim sorunlarını azaltmada önemli rol oynar. Bağırsakların temizlenmemesi, kalp hastalıkları, kanser, sindirim sorunları, sinir sistemi rahatsızlıkları ve dolaşım sistemi problemleri gibi çeşitli hastalıklara neden olabilir. Bağırsakları temizlemek için en etkili yöntem ise sağlıklı ve besleyici yiyecekler tüketmektir. Peki, tıkalı bağırsakları anında açan gıdalar nelerdir? İşte bağırsaklarınızı temizleyecek 7 besin...BAĞIRSAKLARINIZI TEMİZLEYECEK 7 BESİN1. Pancar:Pancar, doğal bir demir ve kalsiyum kaynağıdır. Ayrıca sindirimi destekler, bağırsak ve karaciğeri temizleyerek kabızlığı önlemeye yardımcı olur.2. Kırmızı biber:Kırmızı biberin işlevi sadece yemeklere acı bir tat vermekle sınırlı değildir. Aynı zamanda içerdiği yapısal bileşenler sayesinde mukusları eritici özelliğe sahiptir. Bu özellikle vücuttaki mukuslu oluşumların temizlenmesine yardımcı olur. Kırmızı biber tüketimi sindirim bozukluklarına neden olan belirtileri hafifletmeye ve ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir.3. Sarımsak:Bağırsaklardaki zararlı bakterileri, bağırsak parazitlerini ve virüsleri temizler. Ayrıca damarlarda zararlı maddelerin birikmesini önler ve kanser hücrelerini etkisiz hale getirir.4. Chia tohumu:Bu küçük tohumlar, mükemmel bağırsak temizleyicileridir. Suda bekletildiklerinde şişerek sıvımsı bir kıvam alırlar ve bu özellikleriyle kabızlık problemlerine karşı etkilidirler. Ayrıca antioksidan omega-3 yağ asitleri bakımından zengin bir kaynaktır. Chia tohumlarını bir bardak suya ekleyip bekletebilir ve bu jelleşmiş karışımı içeceklerinize ekleyebilirsiniz. Ayrıca chia tohumlarını salatalarınıza serpiştirerek besleyici bir dokunuş katabilirsiniz! Chia tohumları, sağlıklı bir sindirim sistemi için faydalı olan lif, antioksidanlar ve omega-3 yağ asitlerini içerir, bu nedenle düzenli olarak tüketilmeleri sindirim sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir.5. Koyu renkli, yapraklı yeşillikler:Koyu renkli, yapraklı yeşillikler bol miktarda lif ve mineral içerirler. Ayrıca vücudu toksinlerden arındırmaya yardımcı olan antioksidan maddeler de içerirler. Sindirim sistemi problemleri yaşıyorsanız, pişirilmiş sebzeler tüketmek en doğru seçeneklerden biridir çünkü sindirilmeleri daha kolaydır. Yemeklerinizde düzenli olarak pişirilmiş ıspanak, pazı, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeleri tercih etmek sindirim sistemi sağlığını destekleyebilir. Bu sebzeler lif içeriğiyle sindirimi düzenler ve vücudu toksinlerden arındırmaya yardımcı olur. Ayrıca, sağlıklı yağlar kullanmak da önemlidir. Zeytinyağı, avokado yağı ve tereyağı gibi sağlıklı yağlar, yeşilliklerde bulunan vitaminlerin ve minerallerin vücut tarafından daha iyi emilimini sağlar. Bu nedenle sağlıklı yağlarla pişirilmiş veya salatalarda kullanılmış yeşil yapraklı sebzeler, besinlerin faydalarını en iyi şekilde almanıza yardımcı olur.6: Probiyotikler:Probiyotikler, fermante edilmiş faydalı bakterilerden oluşur ve genellikle ekşi bir tatları vardır. Yoğurt, kefir gibi gıdalar probiyotik içerirler. Bu tip gıdaları tüketmek, bağırsaklarımızı faydalı bakterilerle doldurarak bağırsak sağlığını destekler. Probiyotikler, bağırsaklarımızdaki mikroplarla savaşma gücünü artırır ve sindirim sisteminin daha iyi çalışmasını sağlar. Probiyotikleri dışarıdan almaya da önem vermek gerekir. Probiyotik takviyeleri veya probiyotik içeren besinler, günlük diyetimize eklenerek sindirim sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir. Düzenli olarak probiyotikleri tüketmek, sindirim sistemi sorunlarını azaltmaya ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlamaya yardımcı olabilir.7 Bitkiler:Rezene tohumu, mukus oluşumunu engelleyerek bağırsakları rahatlatmaya yardımcı olur. Nane, sindirim sistemini rahatlatıcı özellikleriyle bilinir ve sindirimde rahatlama sağlar. Ayrıca damarlanma oluşumunu azaltmaya da yardımcı olabilir. Güveyotu ise hem virüs oluşumunu engellemeye çalışır hem de mantar oluşumunu kontrol altında tutar. Bu bitkiler doğal ve faydalı özelliklere sahiptirler ve sağlık açısından sofranızda yer vermeye değerlerdir. Günlük diyetinize bu bitkileri dahil ederek sindirim sistemi sağlığınızı destekleyebilir ve doğal yolla vücudunuzu koruyabilirsiniz.8: Pisilyum:Benzer şekilde suda beklediğinde jelatinimsi bir yapıya dönüşen bu besin, chia tohumuna benzer özelliklere sahiptir. Bu tür bir beslenmeye başladığınızda, başlangıçta yavaş ilerlemeniz önerilir çünkü vücudunuzun bu değişikliğe vereceği tepkileri önceden kestirmek zor olabilir. Ayrıca sindirimi güçlendirmek ve bağırsak temizliğine destek olmak için bol su tüketmeniz de önemlidir. Su, jelatinimsi besinlerin sindirimi için yardımcı olabilir ve vücudun doğal detoks sürecine katkı sağlar. Yeni beslenme alışkanlıklarınızı uygularken vücudunuzun ihtiyaçlarına dikkat etmek ve uygun su alımını sağlamak sindirim sistemi sağlığınızı destekleyebilir.9. Kereviz:Kereviz, mükemmel bir kan temizleyici olarak tanınır ve vücuttaki zararlı maddeleri arındırmak için ideal bir sebzedir. İçerdiği doğal bileşenler sayesinde detoks etkisi sağlar ve kanı temizler. Kerevizin içerdiği flavonoidler, antioksidanlar ve diğer besin maddeleri vücutta toksinlerin atılmasını destekler. Kerevizin sağlık açısından faydaları sadece kan temizliği ile sınırlı değildir. İçerdiği vitaminler (C, K), mineraller (potasyum, folat), antioksidanlar ve diğer besin maddeleri sayesinde genel vücut sağlığını destekler. Kerevizin tüketilmesi önerilen yollar arasında çiğ olarak salatalarda kullanmak, smoothie'lere eklemek veya pişirilmiş yemeklerde kullanmak bulunur.10. Prebiyotikler:Prebiyotikler sindirim sistemi sağlığı için önemli olan sindirilmeyen liflerdir ve sindirim fonksiyonlarını desteklerler. Ayrıca enfeksiyonların vücuda girişini engellemede önemli bir rol oynarlar. Prebiyotikler, sindirim sisteminde bulunan faydalı bakterilerin beslenmesini teşvik eder ve bu bakterilerin çoğalmasını sağlar. Bu da bağırsak florasının dengelenmesine ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar. Soğan, sarımsak, elma, badem, muz gibi besinler prebiyotik özelliklere sahiptirler ve düzenli olarak tüketildiklerinde sindirim sistemi sağlığını desteklerler. Bu yiyecekler, sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenlemeye yardımcı olurken aynı zamanda vücudu enfeksiyonlara karşı koruyabilir. Prebiyotiklerin sindirim sistemi sağlığına olan faydalarından en iyi şekilde yararlanmak için, günlük diyetinizde bu tür yiyeceklere yer vermeye çalışın. Dengeli ve çeşitli bir beslenme programıyla birlikte prebiyotik içeren besinleri düzenli olarak tüketmek sindirim sistemi ve genel sağlık için önemlidir.
0 notes
iahaber · 3 months
Text
Tumblr media
İA HABER AJANSI Kabızlığınız tamamen bitecek! Bağırsakları temizleyen doğal besinler https://www.iahaber.com/kabizliginiz-tamamen-bitecek-bagirsaklari-temizleyen-dogal-besinler/153561/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr www.iahaber.com https://iahaber.com
0 notes
diyetisyentugba · 4 months
Text
Kolonoskopi Diyeti
Tumblr media
Kolonoskopi Öncesi Hazırlık
Kolonoskopi öncesi hazırlık kolonoskopinin başarılı geçebilmesi için oldukça önemlidir. İlk olarak kolonoskopi yapılmadan önce bunu yaptıracak olan hastanın mutlaka kalp hastalıkları, diyabet, akciğer gibi özel hastalıklarını doktoruna bildirmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte kolonoskopi yapılacağı zaman Kolonoskopinin gerçekleşeceği günde bu işlemin hasta için daha rahat bir şekilde atlatılmasını sağlamak amacı ile hastanın rahat edeceği bol kıyafetler tercih edilmelidir.
Bununla birlikte kolonoskopi öncesinde doktorlar mutlaka hastanın işlem sırasında ağrılarına hafifletebilmek amacı ile sakinleştiriciler kullanmalıdır.
Kolonoskopi öncesinde hastanın bağırsaklarının boş olmasını sağlamak amacı ile mutlaka temizlenmelidir.
Kolonoskopi öncesinde hastanın herhangi bir alerjisinin olup olmadığını tespit edebilmek için gerekli tetkiklerin yapılması gerekmektedir.
3 Günlük Kolonoskopi Diyeti Nasıl Yapılır?
Kolonoskopi öncesinde yapılan 3 günlük diyet işlemin başarılı bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır.
Bu diyetin yapılması için ilk olarak kolonoskopi öncesinde hastanın bağırsaklarının temizlenmesine yardımcı olacak besinler ile 3 günlük kolonoskopi diyet uygulanır.
Kolonoskopi öncesi 3 günlük diyette lifli gıdalar tüketilmeye özen gösterilir.
Aynı zamanda kızartmalardan da uzak durularak daha yumuşak gıdalar tercih edilmesi gerekmektedir.
Kolonosksi öncesinde 3 günlük kolonoskopi diyeti için ilk olarak sabah kahvaltılarında bağırsakları çalıştırıcı yumuşak gıdalar tercih edilir.
Bununla birlikte öğle yemeklerinde de aynı şekilde daha çok komposto türü gıdalar tercih edilmesi gerekir.
Akşam yemeklerinde daha çok çorba ve limon türü gıdaların tercih edilmesi gerekmektedir.
Kolonoskopi Öncesi Tüketilmemesi Gereken Besinler?
Kolonoskopi öncesinde tüketilmemesi gereken gıdalara baktığımızda bu gıdalar genellikle çiğ sebzeler gibi kabızlığa sebep olacak gıdalardan oluşmaktadır.
Aynı zamanda yağlı olan ve kızartma ile yapılan yiyeceklerden de uzak durulması gerekmektedir.
Doktorların kolonoskopi öncesinde tavsiye etmediği gıdalardan bir tanesi de domates, salatalık gibi gıdalardan oluşmaktadır.
Bunun yanında marul, lahana gibi gıdalarda tercih edilmemelidir.
Kuru baklagiller de bu aşamada özellikle tüketilmemesi gereken gıdalardandır.
Aynı zamanda sert etlerden de uzak durulması gerekmektedir.
Patlamış mısır veya normal mısır da kolonoskopi öncesinde tüketilmemesi gereken besinlerdendir.
Çerezler ve tohumlar da bu dönemde tüketilmemelidir.
Kolonoskopi Öncesi Beslenme Nasıl Olmalı?
Kolonoskopi öncesinde beslenme oldukça önemlidir. Çünkü bu dönemde vücuda alınan her türlü gıda operasyonun başarısı açısından oldukça önemlidir. Kolonoskopi yapılacağı gün hastanın bağırsaklarının temiz olması gerektiği için Kabızlığa neden olacak herhangi bir gıda vücuda alınmamalıdır. Bu yüzden doktorlar genellikle kolonoskopi öncesinde hastaya özel bir diyet programı hazırlarlar. Kolonoskopi diyeti programında hastanın uzak durması gereken besinler yer almaktadır. İşte bu besinlere dikkat ettiği sürece hasta daha rahat bir operasyon dönemi geçirir. Bu dönemde vücuda alınmaması gereken gıdalar vücuda alındığında kolonoskopi sırasında yapılan görüntüleme sürecinde zorluk çıkarabilir. Bu dönemde beslenme genellikle kızartma türü yerine daha çok haşlanarak veya fırında pişirilerek hazırlanan yiyecekler tercih edilmesi gerekir. Bu dönemde vücuda alınan sıvı miktarı da bir o kadar önemlidir. Vücuda alınan sıvıya özen gösterilmeli ve günlük en az 2 litre su alınması gerekir. En az 2 saat öncesine kadar vücuda bu dahi alınmaması gerekmektedir. KAYNAK: https://www.tugbayaprak.com/kolonoskopi-diyeti-kolonoskopi-oncesi-beslenme/ #kolonoskopi #sağlık #sağlıklıbeslenme #hastalık #kolonoskopidiyeti
0 notes
sagliklitabaklar · 4 months
Text
Muz İshale İyi Gelir Mi? sorusuna evet cevabını, muzun içindeki potasyum ve nişastanın bağırsak hareketlerini nasıl düzenlediğini açıklıyoruz. Ancak, 'Kahve İshale İyi Gelir Mi?' sorusuna hayır diyoruz; kafein bağırsakları hızlandırabilir ve ishali kötüleştirebilir. Ayrıca, ishalin genellikle birkaç günde geçmesi beklenebilecek bir durum olduğunu, ancak bazı durumlarda bir hafta veya daha uzun sürebileceğini vurguluyoruz. Videomuzu izleyip, sağlıklı bilgileri kaçırmayın! 🌿🎥 Abone olmayı ve paylaşmayı unutmayın, teşekkürler!
0 notes
civcivciefendi · 4 months
Text
Tünce
Ellerim yaralı. Yolda köpekler gördüm. Büyüklerdi ve hava karanlık ve soğuktu. Bedenimin derinlerinde bazı parçalar içeri göçerek korktu. Fakat dışarı dostane tavırlar ve seslenmeler haricinde bir şeylerin çıkmasına müsaade etmedim. Bir kutup ayısına benzeyen köpekten korkan daha küçük (ama yine gayet büyük) bir köpek vardı. Beni ilk takip eden oydu. Önce bir tayfa ona havladı, o da korkup arkama saklandı. Tabi bilmiyordu ki ben de korkuyordum aslında. Ama ben sadece içimden korkuyordum.
İnsanları diğer hayvanlardan ayıran şey duyguları değil. Duygularına hakim olmaları da değil tam anlamıyla. Benzer duygular aynı gücüyle yaşanır insanlarda da, ama insan kendine ters düşebilir görünümünde. Göstermeyebilirim ve göstermedim. Sonra o kutup ayısı tayfası geldi bir taraftan yanımıza, koşarak, ve sayıları gittikçe arttı. Arada önüme geçip yolumu kapıyorlardı, çarpmaktan ve dokunmaktan biraz çekindiğim için arada durmak durumunda kalıyordum. Köpeklerin arasındaki gerginlik birkaç keskin koklaşma hareketinden sonra hafifledi, ardından tamamen kayboldu ve arkadaş oldular en az bu geceliğine. Ben de sevdim onları, onlar da beni sevdi. Hayvanların insanlardan farklarından biri de bu. Çıkarsızlık. Maddi bir kazanç için peşimde değillerdi, kendi egolarını tatmin etmek amacıyla beni zehirlemek için de değil. Oradaydılar sadece.
Bu sadece insan olmamalarından kaynaklanmıyor da olabilir. Belki de köpeklerin de birbirlerine karşı benzer toksik çıkar ilişkileri oluyordur. Ama farklı türden varlıklar birbirleriyle karşılaştıklarında, aralarındaki imajiner yansıtma eksikliğinden ötürü bencillik diye bir şey söz konusu olamıyordur. Ve belki de, başkalarından çıkar beklemeyen uhrevi kimseler de hayatlarının bir aşamasında başka bir türe tabi olmuş gibi oldukları için bu kadar yüce kişilerdir. Gerçek aşk için de benzer bir şeye gerek olduğu söylenebilir.
İmajiner aşk da güzeldir elbette, severim onu da. Ama tanrı aşkına yakın aşkın yaşanması için, bir güneş ve bir ayın ilişkisi gibi bir ilişki yaşanması gerekiyordur belki de. Sen ayrı bir varlık ben ayrı bir varlık, ama dokunuyoruz ve yan yana oluyoruz. Çıkarsız ulu aşk. Köpekler dostumdur.
Tumblr media
Et yedim. Yetim bir hayvanın bağırsakları. Kimseyle öpüşemem şimdi ağzımda bu acımasız ceset kokusu dolanırken. Ama uyumadan önce de dişlerimi fırçalamam, uykuya götürmem gereken bir şeydir caniliğim ki kabusumda da birisi beni yesin. Ya Beyza bir gün, sen et mi yedin, derse. Bu sigara kokusu gibi değildir. Yakanda koyu bir kan sıçraması olması gibi bir şeydir. Daha kötüsü. Çünkü üstündeki kan bir mücadelenin izidir, ama midendeki gurultu gürültüsü ancak bir çıkardır. Senin kazancın. Kazanç kokmak kötüdür bence. Ter kokmaksa ne kadar güzeldir.
Köpekler arada bir yerlere takıldılar, beraber bir yerleri koklamaya gittiler, birbirlerine beğendikleri yerleri göstermeye ve bağlanmaya, arada da yanıma yetiştiler hızlı adımlarla. Sonra gittiler. Ama aslında giden bendim, çünkü biliyorum onlar geri gelecekti belki birkaç dakika belki saat sonra. Gidebilecek bir hayvandır insanlar. Evi olanların evine gitmesi değildir olan, ama kapısı olanların kapılarını kapaması olur. Olmasın kapım ve isteyenler gelsin ne zaman isterlerse evime, onlar istemişse ben de istemişimdir muhakkak.
Ellerimdeki yaralar hoşuma gidiyor. Güzel bir renk. Belki bu yüzden dövmelere hiç gerek duymamışımdır kendi hikayemi bedenime kazımak için. Bence hikayeler iyileşince görünmez olur - geçerler değil, içeri giderler. Üşüme de parmakları renk cümbüşüne döndürür, ve acı his getirir. Ağrı olmadan duyumsanmaz uzuvlar, ve ah ne kadar güzeldir parmaklarının yirmisini de aynı anda sonuna kadar duyumsayabilmek. Soğuktan titremek de bir o kadar yüce, zihnin bir bıçak kadar sivriyken hala. Piyano çalmayı yeni öğreniyorumdur ve her ufak hareketin çıkardığı her en ufak ses şaşırtır beni. Bunu da hep hatırlatırım, ama yine geleyim: zeytin toplamak şaşırtır beni. Parmaklarımın antik mahareti, bir zeytini avcun içine yuvarlayıp diğer zeytini kibarca koparıvermesi ve bunlar olurken yerden hiçbir düşme tıpırtısı duyulmaması acayip bir güzellik bana.
Kibarca koparmak ne demek?
21.12.23
0 notes
avmalisveris · 5 months
Text
0 notes