Tumgik
#ölümlü insan
e-yyup · 2 years
Text
Çıplak geldin çıplak gideceksin,
Güçsüz geldin güçsüz gideceksin,
Parasız ve eşyasız geldin parasız ve eşyasız gideceksin,
İlk banyon? Biri seni yıkadı
Son banyon? Biri seni yıkayacak,
Neden peki
Bu kadar kin,nefret,kıskançlık,yalan ve kötülük niyeeee!!!
Yeryüzündeki zamanımızın sınırlı olduğunu unutmayalım..
Tumblr media
44 notes · View notes
vaveyla01 · 2 years
Text
Belki de yanlıştı doğrularım..
2 notes · View notes
tenhayi · 1 year
Text
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Düşünüyorum, düşünüyorum
Sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi
Sana ulaşmak istiyorum
1 note · View note
00venusvenus · 2 years
Text
Dünya yaşamayı beceremeyen insanlarla dolu.
0 notes
mubarizhsmv · 3 months
Text
Bu ili ölüm ili adlandıra bilərəm.Çünki il girəndən artıq 4-cü tanıdığım insan vəfat edir.Yaşıdım,əsgər yoldaşım,Fuad.İnanılası kimi gəlmir.Gecəni bu xəbəri alıb,yuxuda da səfərbərliyə çağırıldığımı görürəm. Qəribədir,çox qarışıqdır.Həyat fanidir həqiqətən biraz baxış bucağımızı dəyişib baxsaq,necədə xırda şeyləri dərd edirik ölümlü dünyada.
109 notes · View notes
olafkardanadam · 12 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
•["Kendine sevdiğin kişinin ölümlü olduğunu, sevdiğin şeylerin sana ait olmadıklarını hatırlat. Bir yaprağın kuruyup düşmesi kötüye alamet değildir. Yeşil bir incir elbette kuruyacaktır. Bütün bunlar bir halden sadece başka bir hale geçmektir. Yıkım değil, sadece dünyanın düzenidir. Ölüm dediğin şimdi var olandan, şimdi var olmayana değişimdir. Var olmaktan var olmamaya değil. Var olmaya devam edeceksin, ama başka bir halde.
"Dünyanın sana nasıl ihtiyacı varsa öyle. Zira sen seçtiğin bir an’da da doğmadın zaten. Dünyanın sana ihtiyacı olduğu zamanda doğdun."
İnsan yerküreye, var oluşa, dünyanın devrine hizmet eden bir varlıktır. Önemli olan burda olduğu zamanlarda üzerine düşeni yapmaktır. Erdemli bir ruh sonsuz bir kaynak gibidir."]
42 notes · View notes
kizilelma035 · 9 months
Text
GECEYE....
youtube
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
(1949)
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
53 notes · View notes
hisboslugu · 14 days
Text
korkuyorum. ölmekten mi? hayır, yokluktan. ölmek nihayet birkaç dakikalık mesele. yürümek, uyumak gibi basit bir şey ama yokluk; ölüm. evet, ölmek ve ölüm ayrı şeyler bence. biri sonun başlangıcı biri de son ve yokluk. ölmekte şiir var, duygu var, anlam var. ölüm, sadece karanlık, boşluk, anlamsızlık. doğmak başlangıcı yaşantımızın ve çilemizin. ölmek, sonuç. ölümse; öldükten sonraki zaman. o dizgin vuramadığımız at, asla sahip olamadığımız kadın. ölmek elimizde, ölüm tanrı'nın sırrı, bedeli var oluşumuzun. ölümsüz olmalıydı ölmek dünyada. insan dilediği anda ölmeli, dilediği anda yaşamalıydı. ölümün gelmesini bekleyenler, ölmeyi bilmeyenlerdir. yaşamamız tanrı'nın bileceği bir şey. zamana hükmeden o, ölüme hükmeden de o. yalnız ölmek bizim. onunla yetinmek kalmış bize bu ölümlü dünyada. bu tek hakkımızı da suç saymış bizden önce gelenler. suç işlemişler, günah demişler. yaşatmışlar, yaşamışız. öldürmüşler, ölmüşüz. nerede kaldı bizim üstünlüğümüz? insanlığımız, zekamız nerede kaldı? bitkiler, hayvanlar diledikleri zaman ölemiyorlarsa insan olmadıkları içindir. ölmek asla şerefsizlik değil. yalnız yaşamaktan korkanlar, yılgınlar mı ölmek isterler sanıyorsun? cesaret, başkalarına kötülük etme pahasına da olsa yaşamak mı? cesaret, sürekli bir aldanmaya boyun eğmek mi? durmadan aldatmak mı cesaret? kötü, korkunç bir dünya üzerinde yaşıyoruz. bütün çabamız kendi kendimizi bitirmek ve son vermek insan nesline. öyleyse bir adam eksilmiş olsa bu şuursuz kalabalıktan ne çıkar? hatırlıyor musun? bir şiirimde; "bir yere kadar yaşamak güzel ama bir yerde ölüm güzel oluyor." demiştim. işte bugün ölümün o güzel olduğu yerdeyim.
on birinci m.
9 notes · View notes
otopsicireisso7 · 1 month
Text
Ama ben onların ölümlü, yanılgan insan,
Geçen ve bir daha geri gelmeyen bir rüzgar olduklarını unuttum."
Çünkü unutmak bana göreydi.
Çünkü ben ölümlüydüm.🎈
7 notes · View notes
sondurak-67 · 9 months
Text
Tumblr media
Şu ölümlü dünyada, ölümsüz şeylere tutunmalı İnsan.
{ İbrahim Kalın }
15 notes · View notes
mnsrykt · 11 months
Text
"Her şeyden önce insan ölümlü bir dünyada yaşamayı kabul ettiği, kimsenin ebediyen kalmayı düşünmeyip ancak mümkün olan en uzun süre nefes almayı tasarladığı gibi anne baba-evlat da karşısındaki insanı cennet sebebi olarak gördüğü sürece sorun yaşamaz."
40 notes · View notes
doriangray1789 · 6 days
Text
'Mış'' gibi olandan büyük bir tiksinti duydum hep. Bu biraz retinanın ardına bakabilmekle, perdenin ardında gizli olanla yüzleşebilmekle alakalı sanırım. Buna kendinden başlama acımasızlığını kaç kişi gösterebilir? İnsanın gerçekten ama gerçekten kendiyle muhatap olduğu, olabildiği an'ının sancısına kaç kişi katlanabilir? Hep söylerim; insan beyninin içi fokurdayan kazanlarla doludur. Kimin kendi kazanında ne kaynattığını bilebilmek çetin bir iştir. Ama biz ''mış'' gibilere alışmış insanlarız. Mış gibi.. Gerçek olanın yüzüne, hayali maskeler takmanın uzmanlığı.. Bu uzmanlık zamanla sanrılara dönüşüyor üstelik. Maskelediğin yüzü unutuyorsun. Çizdiğin, hayal mahsulü maskeyi kendi gerçekliğin ilan ediyorsun. Kendi hakikatinin çirkinliğine katlanamıyorsun çünkü. Kendi hakikatinle harp edemiyorsun çünkü. İnsanın kendiyle olan harbini, hiç başlamadan maskelerinin lehine sonuçlandırmasından daha adice ne olabilir? Ayna karşısında görülmesinden, bilinmesinden büyük rahatsızlık duyacağın surat şekilleri ve mimikleriyle kendine bakarken, kendi şarlatanın olurken seni rahatlatan tek şeyin kapının kitli olduğunu kim kendine itiraf edebilir? Bilinmiyorsa ''mış'' gibidir. Kendi performans imparatorluğunun seks tanrıçası olmuşların, mastürbasyon bağımlısı ruhlarıyla yüzleşebilmeleri, kendi otonom karakterlerine dürüst olabilmeleri ne kadar mümkün olabilir? Gerçi gereği yok. Çünkü bilinene kadar ''mış'' gibidir. ''Mış'' gibi olandan büyük bir tiksinti duydum hep. O yüzden kendi sarhoş kusmuğumu saklamadım. İsteyene, çıkarmasını bilene, ardını gerçekten merak edene kartondan maskelerimi de indirdim hep. Orada gerçek “benliğim”, güdülerim, fantezilerim, bilgilerim, hakikatlerimle karşılaştılar. Bu tip öğrenme hallerinin, hazmı zordur. Taş çiğnetir insana. Öyle ahlak sakızı çiğneyip, erdem aromasıyla baş döndürme benzemez. İçindeki kötülüğü tanımamışsan, onu tanımak için bir gün olsa bile kendine dürüst olmamışsan, maskelerini çıkarabilme kontrolünü ve özgürlüğünü kazanmış insanları asla anlayamazsın. Onların davranışları ve hayatlarını, kendi ağzında çevirdiğin ahlak sakızına meze yaparsın. Maskenizi, önce kendinize karşı indirin.. Özgürlükle karşılaşacaksınız...
Tumblr media
Yeteneği, çok çalışmayla kıyaslamama sebebim, değersiz oluşu değil. Kıyaslayamayacağımız kadar az oluşu. Zeka konusunda da aynı problemi yaşadığımızı sanıyorum. ''Yetenek ve zeka, çok çalışmayı teğet geçerek görece hedefe ulaşmanın en kısa yolu'' gibi bir anlayışla zehirlenmiş olabiliriz. Bir konuda yeteneği olduğunu düşünen insanların, vasatın biraz üstü hallerine yakından şahitlik ettim. Zeki olduğunu söylemese bile ima eden, bu fikrini çeşitli yollarla empoze edenlerin ortalama üstü zekalarına maruz kaldım. Sonra anladım ki algımızı, ortamın mesajı belirliyor. Kimsenin hiçbir şey bilmediği bir ortamda, biraz mürekkep koklamış biri pek ala zeki kabul edilebiliyor. Topun icadından haberi olmayanların olduğu bir ortamda, iki defa top sektirebilen Messi sanılabiliyor. Bu o kadar sorunlu bir saha ki.. Sosyal yaşantımızı, işimizi, ilişkilerimizi, arkadaşlıklarımızı, aile içindeki dinamiklerimizi ve pek çok şeyi yakından ilgilendiriyor. Çünkü zeki veya yetenekli kabul edilmiş kişinin, çevresine ilan ettiği bir iktidar alanı var. Bu iktidar alanı, bir süre sonra onun mülkü haline geliyor. O alana ayak basan herkesin, öncelikle o mülkün sahibi yetenek veya zeka veya her ikisini birden barındıran imparatora secde etmesi bekleniyor. Daha yetenekliyim, daha zekiyim iddiasından azade bir psikolojiyle değerlendirme ve bu değerlendirme sonucunda ikna olmama, itiraz etme yolunu seçenlerin karşılaşacakları tek şey, gerçekten zeki yada gerçekten yetenekli insanların tercih edecekleri bir iletişim metodu veya üslubu değil maalesef.. Maskenin ardında etten başka hiçbir şeyi olmayanların, ölümlü olup olmadıklarını deneyin. Kaybetseniz dahi, kazanacaksınız..
3 notes · View notes
tenhayi · 1 year
Text
Beklemek…
Bir garip bir öksüz bir yetim gibi beklemek 🍂
0 notes
ibrahimdem · 2 years
Text
Tumblr media
İnsan, ölümsüzlük fikrine tutunmaya çalışan ölümlü tek varlıktır..
İ.d.
Objektifimden
68 notes · View notes
viskiyidir · 3 months
Text
"Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında?"
- Alev Alatlı | Kabus
5 notes · View notes
sikayetname · 1 year
Text
'Şu ölümlü dünyada insanın yalnızca iki buçuk dakikası vardır:
Biri gülümsemek için,
biri acı çekmek için
ve yalnızca yarım dakika sevmek için.
Çünkü sevmeye ayrılan bu son dakikanın ortasında ölür insan.
Tumblr media
32 notes · View notes