Tumgik
#zaman su gibi akıyor
huseyinozdemirerk · 2 years
Text
Sevdiğiniz insanları hafife almayın. Söyle onlara, sarıl, sarıl. Bugün ve her gün dökülen sevginizle onları sinirlendirin.
0 notes
sexcxsblog · 1 year
Text
NASIL BAŞLADI-4
Memelerimi yalayıp yuttuktan sonra beni kaldırıp yatağa fırlattı. Azgın bir boğa gibiydi. Sırt üstü yatıyordum. Fikret abi bacaklarımdan kaldırıp götümden amıma doğru yalamaya başladı.
-bal kutunu yerim senin kim sikecek bu amı
-sen sikeceksin Fikret abi ohhh. Telefonu eline aldı ve video çekmeye başladı.
-arkadaşlar Şuan bir bakire kızın amını yalıyorum birazdan sikmeye başlıcam diyip önce amımı sonrada onu yakarken video çekip bir kenara bıraktı. Ben orgazm oluyordum aşırı iyi yalıyordu amuşumuu.
-hoşuna gitti mi orospu
-evet Fikret abi
-sokayım mı amcığına yarrağımı parçalayım mı amını He
-evet parçala amımı kadın yap beni abi.
-e o zaman benden günah gitti. Dedi eline kamerayı aldı
-16 yaşında arkadaşımın bakire kardeşinin amını şimdi sikicem bu orospuyu kadın yapıcam dedi ve amıma doğru yarrağını bastırmaya başladı.
-Fikret abi ben bu yarrağa alamayacağım galiba çok büyük
-anına koyduğum orospusu o zaman yiyemeyeceğin yarrağın altına girmeyecektin diyerek bastırmaya devam etti ve bir yandan da hala video devam ediyordu. Fikret abi geri çekildi herhalde o da anladı girmeyeceğini sikmeyecek diye düşünürken bi kuvvetle amıma şak diye soktu o kılların arasında yükselen o koca yarrağını. Bende o acının etkisiyle bir bağırdım. Fikret abi Tokat atıp
-sus amına koduğum babanı uyandıracaksın. Bunu derken yavaş git gel yapıyordu. Kamerayı amımdan akan kanlara yaklaştırıp
-artık bu orospu bakire değil bozdum hahaha.
Sikini çıkarıp gitti yıkadı bezle de benim amımı sildi. Sonra o koca yarrağını tekrar amıma sokup sikmeye başladıı.
-bitirdin beni Gül amın daracık sıcacık tam sevdiğim gibi. Yavaş yavaş köklüyor içimde boş bir yer bırakmıyordu. Am dudaklarım sanki yarrağına sakso çekiyordu. Müthiş bir görüntüydü. Orgazm üstüne orgazm yaşıyordum. O kadar suyum akmıştı şlap şlap diye ses çıkıyordu.
-Gül işte bu sese aşığım ohh nası sikiyorum seni ama
-sik orospuyu Fikret abi parçala amımı ohh
-sen daha dur güzelim daha çok yiyeceksin bu yarrağı ben o mükemmel amının tadına baktım kolay kolay bırakmam.
Fikret abi geliyordu
-içime boşal abi dölle karını hamile bırak
-geliyorum orospu aggghhh
Sonunda içime boşaldı ama ne boşalmak. Bi bardak nerdeyse. Video çekmeye başladı yine
-evet arkadaşlar orospuyu siktim bozdum şimdide döllerimi içine akıttım. Çok güzel bir o bal kutusundan krema akıyor.
Videoyu kapattı bana döndü. Dudaklarımdan öptü. O yorgunlukla yattığı gibi uyudu. Ben duş alıp öyle yattım. Yatarken artık bakire olmadığım aklıma geldi. İstediğim kişiyle rahatça sikişebilecektim. Beni Fikret abi bozmuştu. Hak etmişti de. Çektiği videolar aklıma geldi gittim baktım telefonuna yine pezolar adlı gruba atmış. Önce bakireliğimi bozarkenki videoyu atmış
M-amk fındık gibi amı nasıl aldı senşn o kocaman yarrağını
A-offf bende sikmek istiyorum bu orospuyu
M-kanka bari götü bize bırak onu biz bozalım he
Sonrasında döllediği videoyu atmış
M- amına koyayım ne tatlı amı var aq ya bu arada helal olsun Fikret orospunun hakkından gelmişsin.
A-abi offf offf
Mesajları okurken yine azmıştım. Gittim Fikret abinin yarrağını yalamaya başladım. Hem sertleşti. Fikret abi baktığımda o hala uyuyordu. Sonra onu yana çevirdim. Koynuna girip yarrağını amıma sokmaya başladım. Amım henüz alışamamıştı o koca yarrağa. Ben uğraşırken Fikret abi yarrağını bir hışımla amıma soktu.
-doymadın mı sen orospu
-hayır Fikret abi
-güzel sabaha kadar sikicem seni ohh
-yubbi
-yubbiyi göstercem sana amına koduğumun orospusu.
Bacağımı kaldırdı seri bir şekilde sikmeye başladı. O gece Fikret abi beni 3-4 defa sikti. Sabaha doğru ben odama geçtim.
109 notes · View notes
master1wayne · 8 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B4
BÖLÜM 4 [EMPATİ]
Sabah'ın ilk ışıkları cam'ın önüne vurmuş, kuşlar ötüşüyordu.
Gözlerim aralandı saat'e baktığımda 12.45'di.
[Derin bir iç çekme ile] Saat kaç olmuş be ne uyumuşum.
Yerimden kalktım ve Derya abla'nın bana kullanmam için verdiği ayıcıklı terliği giydim. :/
İlk baş etrafıma baktım sonra da yavaş ve sakin adımlarla lavabo'ya gittim, ışığı açtığımda ışığın parlaklığından dolayı gözlerim bildiğin kör olmuştu.
Biraz bekledikten sonra gözlerim alıştı ve musluğu çevirdim.
[Su akıyor ama o hala aynaya bakıyordu]
Bir an aklıma dün Derya abla'ya olan yakınlaşmam gelmişti ve sonra da beni uzaklaştırdığı.
Belki de orada öyle davranmamalı ve uzak durmalıyım diye düşünmek istedim ama, aklıma kendisini bana bastırması geldi.
Neden, bunu yapan kadın sonra da kendisini uzaklaştırır ki.
[Su hâlâ akıyordu]
Of, off neyse yüzümü yıkayayım.
Güzelce yüzümü yıkadıktan sonra sessizce kapıyı kapattım ve odasına doğru yöneldim.
Kapıyı araladığımda sırtı bana dönük duvar tarafına doğru kendini vermiş bir şekilde uyuyordu.
Rahatsızlık vermek istemedim ve kapıyı aynı sessizlikle kapattım.
Aklıma kıyafetlerim geldi, kurumuş mu diye banyo'da duran askıya bakmak için tekrar döndüm.
Gömlek ve pantalon güzelce temizlenmişti. Teker teker askıdan aldım ve gözüme makine'nin kenarında duran ütü takıldı.
Elime ütüyü aldım ve salon'a döndüm. Gömlekle pantalon'u güzelce ütüledim ve sonra da kenara bıraktım, fişi çektim.
[Mutfağa yönelir]
Mutfağa döndüm, dolabı açtığımda bir sürü şey vardı. O an güzel bir kahvaltı hazırlayıp o uyanmadan masa'yı hazırlayıp gitmek geldi aklıma sadece...
Ne bulduysam çıkardım ve üç, beş bir şey hazırladım sonra da biraz ucundan tattım ve giyinip evden çıktım.
Merdivenlerden inerken telefonumu kontrol ettim. Her zaman olduğu gibi kimse aramamıştı.
Apartman'ın kapısını açtım ve içime güzel havayı çektim. Ciğerlerim doldukça ruhuma bir ferahlama geliyordu.
Çıktım ve birazcık yürümeye başladım. Yolda etrafı seyrediyor ve bir yandan da el ele dolaşan mutlu insanları gördükçe kendi kendime hayaller kuruyordum.
Güzel bir fırın'ın önünden geçerken yeni çıkmış taze bir kıymalı börek kokusu burnuma geldi.
Durdum ve geri döndüm az bir kıymalı börek alıp yolda ağzıma atarak gidiyordum.
Yaklaşık 15 dakika sonra, karşı kaldırımda bir çocuğun adamın birinden tokatlar yediğini gördüm.
Çocuk "abi yapma yalvarırım yapma" diyordu, ama adam yine de durmuyor daha da sert vuruyordu.
Bir an kendimi tutamadım ve koşar adımla karşı kaldırıma doğru gittim.
Ç: Abi gözünü seveyim yapma yalvarırım, sadece 1 lokma ekmek be abi lütfen..
A: Sus lan it! Sus! Demek benim iş yerimden ekmek çalarsın ha!
Ç: Aaahh abi vurma a.. a..
A: Lan it oğlu seni!
Tam tekrar elini havaya kaldırdığında elinin bileğinden tuttum.
Hoop ne oluyor lan?
A: Sen kimsin la, bırak elimi hemen.
Lan! Küçücük çocuğa vurmaya utanmıyor musun şeref yoksunu köpek!
A: Marketimden ekmek çaldı, ne yapayım tebrik mi edeyim. (Beni iter) Şimdi yürü git belânı bulma benden.
Bana bak! Çocuk aç, görmüyor musun halini? Bir ekmek versen ne olur ölür müsün?
A: Sana mı soracağım? Hayırdır aslanparçası?
[Artık kendini tutamamıştı]
O anlık sinirle kendisine kafa attım. Adam bir anda yere devrildi!
A: Ahhhh burnum, hayvan burnumu kırdın lan!
[Ayağa kalkmaya çalıştı]
Sakın kalkayım deme, kemiklerini kırarım! (Bağırarak) Bir daha hiç bir çocuğa vurmayacaksın anlıyor musun lan beni ha, anlıyor musun orospu çocuğu!?
Adama yüksek sesle bağırıp daha da üstüne yürüyünce ayakları ile yerde geri adım attı ve duvara yaslandı.
A: Ta-tamam sakin ol Allah Muhammed aşkına, lütfen sakin ol bir daha yapmam affet!
Sanki gözlerimden alev çıkıyordu, nefes alış-verişim yavaştan düzeldi sonra da çocuğa döndüm ve:
İyi misin kardeşim?
Gözlerinden yaşlar süzülüyor, burnu akıyor ve midesini tutuyordu.
Ç: A-abi çok canım yanıyor. Çok vurdu abi! Çok acıttı!
Ah be kardeşim gel, gel destek al benden.
Elim'e uzandı ve midesini tutarak ayağa kalktı. Ayağa kalkınca üstündeki yırtık kazağının kol kısmına yüzünü ve burnunu sildi.
Gel bakalım gel, biz biraz uzaklaşalım buradan merak etme karnın doyacak.
Çocuk o an hiç bir şey demeden benim yanımda yürüyerek geliyordu.
Birazcık arayı sıcak tutmak için ona soru sormak aklıma geldi. İlk baş biraz çekindim nedensizce ama sonra kendimi topladım ve sordum.
İsmin ne dostum?
S: S-selim abi senin?
Aras ben de memnun oldum.
S: B-b-ben de abi, bu arada az önce söyleyemedim te-...
Şşş tamam teşekkür etmeye gerek yok! Ben gerekeni yaptım o kadar.
Şimdi Selim şurada bir lokanta var gel bir girelim şuraya.
S: Tamam abi.
[Garson gelir]
G: Ne istersiniz efendim?
Ne istersin Selim söyle çekinme!
S: A-aa ben bir...
Oğlum söyle sen çekinme haydaa.
S: Kebap olur mu?
Olur olur! Çocuğa bir kebap lütfen yanına da ayran.
G: Hemen efendim.
S: Sağ ol abi!
Estağfurullah kardeşim ne demek.
Şimdi anlat bakalım nerelisin, ailen yok mu neden buralarda tek başınasın ve okulda değilsin?
S: Abi, Iğdır da doğdum büyüdüm annem çalışıyor babam da hasta.
Annem ne kadar çabalarsa çabalasın iyi bir para kazanamıyor. Patronu onu sigortasız çalıştırıyor.
...
S: Ben de ne bulursam ve ne yaparsam aileme götürmeye çalışıyorum.
Ekmek bulduğum gibi koşup babam'a veriyorum. Para bulursam da ilaç için biriktiriyorum.
Peki bu para bütçe olarak ne kadar?
S:... A-abi, 2,5 milyon tl!
Ne? Oğlum çok para bu sen nasıl bunu toplayacaksın ki? Bu insanlar verse verse sana bir iki lira verir anca.
S: Olsun abi, bir iki sonra üç olur elbet o para bulunur. Hem ben inanıyorum biri bize yardım edecek.
İçimden kendi kendime konuşuyor kendimce fikir alış-verişi yapıyordum.
Çocuğun gözleri parlıyor buna gerçekten inanıyordu.
G: Buyrun efendim yemeğiniz.
Al bakalım Selim ye doyur karnını.
S: Tamam abi, çok teşekkürler.
[Yarım saat sonra]
Doydu mu karnın?
S: Evet abi çok sağ ol. Ben iznin olursa gideyim biraz para toplayayım.
Dur bir dakika. Elimi iç cebime attım ve para var mı diye baktım. Biraz karıştırdıktan sonra cebimde 5bin TL vardı.
Al bakalım bunu da.
S: A-abi bu çok fazla değil mi ben bunu alamam.
Al sen bunu haydaa! Senin daha çok ihtiyacın var. Ben kazanır tekrar biriktiririm.
Yavaşça ve çekinerek elini uzattı.
S: Sağ ol abi, cidden bir gün sana bu parayı ödeyeceğim.
Ödemene gerek yok baban iyileşsin yeter, bu arada sen de okuyacaksın anladın mı beni?
S: Tamam abi.
Hayır, tamam abi falan yok! Söz ver bana söz de!
S: Söz abi'm!
Çocuk yavaşça uzaklaştı son kez arkasına baktı ve bana el salladı. Yüzün'deki o mutluluğu görünce içim bir hoş olmuştu. Kendisine el salladım ve ben de yoluma yürüdüm.
[1 saat sonra]
Evimin kapısının önüne gelmiştim, güvenlikten sorumlu benimle uğraşan şerefsiz beni görünce, arkadaşına dokundu ve beni işaret etti.
Aç bakalım kapıyı.
Bana bakıyor ve öylece gülerek bekliyordu.
Tekrar ettim; aç kapıyı.
Gülerek bakıyordu. O an artık bazı şeylerin yavaştan da olsa değişmesi gerektiğini ve kendi ağırlığımı koymam gerektiğini, daha doğrusu risk almam lazımdı.
Eğer ki o kapıyı açmazsan anneni sikerken sana izletirim, anladın mı beni orospu'nun doğurduğu?
Bunu söyleyince adamın yüzü bir an bozuldu, böyle bir şey beklemiyordu. Hemen düğmeye sinirli biçimde bastı kapı yavaşça açıldı.
Biraz uzaktaydı hemen 4 adım attı ve tam bana vuracakken. Bir hamle ile kurtulup adamı iktirdim.
Yere düşmüş yolun önün'deki çamurlu suya yapışmıştı, üstü başı çamurlu duruyordu. Hemen arkadan diğer arkadaşı gelip saldırmaya kalktı.
Kontrolsüzce koşarak ve savunmasız geldiği için burnuna bir tane gelişine yumruk atmıştım.
Adam da yere yapışınca diğeri kalktı bana arkadan tekme attı. Sırtıma gelen tekme ile biraz savruldum.
Fakat hemen kendimi toparladım. Teker teker hamlelerinden kaçınıyor hepsini ekarte ediyordum.
[Ekarte: Rakibi saf dışı bırakmak]
Bir tane göğüs kafesine vurduktan sonra da arkasına geçerek sırtına öğrendiğim şekilde vuruyordum.
En sonunda adam yere devrildi ve göğsünü tutarak acı içinde kıvranıyordu.
Diğer adam yerden beni izliyordu. Yavaşçe yere çömeldim. Elimi boğazına attım.
Artık bazı şeyler değişmeli arkadaşlar sizlere bu kadar sabretmek beni çok yordu.
Bu sebeple artık, eğer ki bana karşı bir hata yapacak olursanız sizleri şurada duran köpeğe gerekirse siktiririm.
Sizler konumunuzu baya unuttunuz, işinizi unuttunuz, kim olduğumu unuttunuz, ama merak etmeyin sizlere ya seve seve ya da döve döve kendimi anlatacağım.
Şimdi kalkın üstünüzü başınızı temizleyin bu aciz görüntüyü görmek istemiyorum. İşinizin başına haydii!
Adam gözlerime baktı ve sadece kafasını sallayarak onaylayabildi.
Tekrar doğruldum ve yakamı düzeltip evime doğru yöneldim.
[Anahtarı sokar ve kapıyı açar]
İçeri girdiğim vakit yavaş adımlarla salona geçtim. İçeri geçtiğimde annem, babam ve annem koltukta oturuyordu.
Ablam hemen atlayıp; işte geldi yüzsüz saygısız köpek.
Babam hemen ayağa kalktı; sen kim olduğunu sanıyorsun lan ha?
Öfff ne oluyor yine? Canınız mı sıkıldı ne var?
Annem; ablana söylediklerin hakkında konuşuyoruz burada! Hem bilmemezlikten geliyorsun bak sen?
Haa şu mesele mi. (gülerek)
Ay: Benden özür dile hemenn!
A: Ablan'dan özür dileyeceksin.
B: Haydi Ablan'dan özür dile.
İçimden kendi kendime yine düşünmeye başladım. Şimdi baktığımda özür dilesem kendi ailem haksız olmalarına rağmen onlara bildiğin boyun eğecektim.
Ya da artık yapmam gereken duruşu sergileyip, bazı şeylere dur demek için ayağa kalkacaktım.
Derin bir nefes aldım; özür falan dilemiyorum, ne söylediysem o gün hakettin.
Senin kadar cahil ve sizler kadar aptal insanlar ile hayatımı geçirmek kanser gibi.
Ne yapmak istiyorsanız yapın. İsterseniz evden kovun umrumda bile değil, yıllardır hayatımı bir sülük gibi emip bitirdiniz.
Hayatta ne yaşadıysam sizler yüzünden pişmanlık duydum. Keşke doğmasaydım dedim kendime.
Sizlere daha ağır şeyler söylerdim ama bu benim size haketmeseniz bile duyduğum saygıdan şimdi odama geçiyorum.
Beni rahatsız etmeyin sizinle de uğraşamam, azıcık rahat verin insana.
Babam bana yaklaştı ve "bak adam gibi özür dileyeceksin kemiklerini kırarım senin" dedi.
Yapma ya ciddi misin oğlum? (gülerek)
Belin'deki kemeri yavaşça çıkardı.
Ben artık bu şerefsiz adama da dur demeliydim. Bugün yaptığım ne varsa aynısını bu pezevenge yapmalıydım.
Sana çok boyun eğdim baba ama artık karşılığını alma vaktin geldi.
Gömleğimin düğmelerini teker teker açtım ve kenara bıraktım sonra gelmesini bekledim.
Büyük bir atılım yaparak, koşarak gelmeye başladı.
Kemerini kırbaç gibi kullanarak vurmaya kalktığı esnada kemerinden tuttum ve bir hamle ile kemeri elinden çektiğim gibi, boynuna dolayıp geçirdim.
Kemeri iyice sıktırmıştım, babam nefessiz kalmıştı, arkadan bazı sesler geliyor ama ben sinirden duymuyordum.
Arkamdan annem ve ablam kollarımdan tutarak beni uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Babam'ın ağzından "yapma, bırak" gibi kısık kısık sesler geliyor. Yavaştan hareket etmeyi bırakıyordu.
Tam o esnada daha önce Derya abla'nın bana söylediği bir şey geldi "ne olursa olsun, böyle bir insanın kanını dökmek sana bir şey kazandırmaz, seni onun gibi yapar" demişti.
O an kendime geldim ve kemeri hafif gevşetip bıraktım.
Babam yere yüzüstü düştü, ablam ve annem kemeri çıkardı, babam ard arda öksürüyor öküz gibi böğürüyordu, annem ve ablam bana korku ile bakıyordu.
Ben sadece, ellerimi arkadan bağlamış onları izliyordum.
Tekrar derin bir nefes aldım sonra da "evet ailem, ben odama gidiyorum. Beni rahatsız etmenizi istemiyorum. İyi günler!" dedim.
Tam gömleğimi alıp merdivenden çıkacakken kapı çalıyordu telefon ile babamı güvenlikçiler arıyordu fakat babam hâlâ berbat durumdaydı.
Telefonu aldım ve açtım "ne oluyor Aras Bey kusura bakmayın efendim polisler geldi babanız ile konuşmak istiyorlar efendim" dedi.
Bunu söyledikten sonra yüzüne telefonu kapattım ve hemen gömleğimi giydim aileme döndüm.
Şş alo ağlak karılar gibi ağlamayın yüzünüzü temizleyip gelin, polis gelmiş.
Annem ve ablam, babamı kaldırdı ve lavabo'ya gittiler.
Kapıyı açtım.
Merhaba, memur bey sorun nedir?
P.M: Rahatsızlık verdiğimiz için kusura bakmayın, Ahmet Bey'i emniyet'e kadar götürmemiz lazım.
Sorun nedir acaba?
P.M: Bize bilgi verilmedi, emniyette sorarsınız efendim.
Tamamdır bir 5 dakika bekleyebilir misiniz lütfen?
P.M: Tabii ki bekliyoruz.
Babam annemin ve ablamın kollarına dayanarak gelmiş üstünü başını düzeltmiş ve yüzünü temizlemişti.
Hep birlikte toparlandık ve emniyete gitmek için polisin izni ile kendi arabamıza binerek polis kontrolü'nde emniyete gittik...
Herkese merhaba, bu bölümü biraz isteksiz ve belki de kurgusu yazdım bu sebeple kusuruma bakmayın bazı dış etkenler sebebi ile yorgun ve mutsuzluk var umarım hikâye'de karamsarlık yapmamışımdır.
-İYİ OKUMALAR AMINA KOYAYIM-
27 notes · View notes
oluruvar · 8 months
Text
Bazen bir başkası olmayı öyle içten diliyorum ki. Kendim olmaktan memnun olmadığım için değil, uyum sağlayamadığım, acı çektiğim, çırpınıp durduğum için. İnsanlar ne kolay yaşıyor. Dert etmiyor, dikkat etmiyor, düşünmüyor. Öylece yaşıyor. Benim hamurunda yok gibi öylece yaşamak. Eleştirmek, olanı biteni derinlemesine sorgulayıp anlamaya çalışmak var özümde. Mesela su gibi akıyor çevremdeki insanlar ve bir şekilde buluyorlar yollarını. Dert ettiğim şeyleri ne zaman anlatsam fazla derin düşündüğümden yakınıyorlar ve şaşırıyorlar. Onlar hayatta su gibi akarken kendimi labirentin içinde nereye gideceğini bilmeyen bi fare gibi hissediyorum. Aslında söylediklerim mübalağa ve her insan elbette dert ediyor bir şeyleri. Yine de biliyorum dert ettiğimiz şeylerin farklarını. Benim de günlük dertlerim daha ağır bassaydı keşke. Keşke diyorum ama başka bir yaşam da tatmin etmezdi ki beni. Bazen minicik bir şeye çok büyük tepkiler veriyorum, en önemli şey oymuş gibi davranıyorum kendimi kandırmak, dikkatimi dağıtmak için ama olmuyor işte. Bilmiyorum, düşünüp durmaktan, ne yapacağını bilememekten, duygusal yorgunluklardan bunaldım. Bi şeyler ağır geliyor. Yaşamak ağır geliyor. Hallederim, biliyorum ama işte bazen çıkar yol bulamadığın anlarda... Neyse
17 notes · View notes
rknrki · 9 months
Text
Herşeyime, Herkesime...
Hala alışamadım gidişine. Arada bir kaptırıyorum kendimi hala yaşıyorsun sanıyorum sonra bi anda aklıma düşüyorsun. Hüzün kaplıyor dört bir yanımı. Her yerde sana dair birşeyler var. Çarşıdaki oyuncakçıda, sahildeki bankta. Bir gün bile sensizliğe dayanamazken, günlerdir nasıl sensiz yaşıyorum bilmiyorum. Zaman su gibi akıyor, sesinde zihnimden. Dinlediğim bütün şarkılarda sana dair birşey buluyorum. Kırgınsın sanırım bana. Gecelerdir yalvarıyorum ama hala gelmedin rüyalarıma. Oysa bi bilsen seni ne kadar özlediğimi, yokluğunla yavaş yavaş bittiğimi. Fotoğraflar ve bir kaç video dindirmiyor hiçbir şeyi. Ağlamakta bi işe yaramıyor, yaş gelmiyor artık gözlerimden. Tükenmişim. O gece eve gitmeden öpmek istedim seni, ama çekindim rahatsız olursun sandım. Bilseydim seni son görüşüm olduğunu zamanın dolana kadar başında beklerdim. Şimdi fark ediyorum da geleceğe dair bütün hayallerimde sen varmışsın. Sensiz tek bir an bile düşlememişim. Her şey yarım kaldı artık. Çocukluğum da seninle birlikte gömüldü Mardin topraklarına. Artık acı çekmiyor oluşunu düşünerek avutuyorum kendimi. Gidişinden sonra herşey tepetaklak oldu sanki. Şu bomboş hayatımda en çok seni sevdim, en çok senle gülümsedim, anne oldun baba oldun, kardeş, çocuk, dost, sevgili... Herşeyden herkesten verdin bana. O kadar özelsin ki yetmiyor kelimeler seni anlatmaya. İyi uykular herşeyim, herkesim.
Seni sokağın tavanı kadar seven Hindirin.
40 notes · View notes
savasbitti · 3 months
Text
kuduz bir köpek gibi karşımda duruyor hayat şimdi yok onu tedavi edebilecek ne bir aşk ne bir tutku ne de bir söz hem ben de bir aşk, bir tutku, bir paranoya ile kestiğim zaman bileklerimi ve onu dalayan yaralarımı iyileştirecek bir şey bulamıyorum kolonya kokuları, sabun artıkları, ince kumlar bana bunlardan kalan şimdi nedir hangisini istiyorum şu her gün mezardan kalkar gibi doğrulup içine atıldığım hayattan su her zamanki gibi akıyor, aksın kuş yine gökte uçuyor, uçsun ben çenemi sıkıp çaresizce içime gömüldükçe her gece ne oluyorsa olsun ben de kalmıştım bir ara zindanlarda sırtımda açılmış derin kırbaç yaralarıyla yürümüştüm üç gün sürmüştü oradan bu zirveye çıkışım bir uçurtma gibi göklerde özgür ve hür şimdi söyleyin bana bunca telef ve ziyan ortasında bunca yarayla, saplanırken bir çivi gibi beynimize sapkınlıklar hangi deniz onacak ve yuyacak bizi
11 notes · View notes
jan-berk · 10 months
Text
Zaman su gibi akıyor ne yaşadığımı bile anlamıyorum.
21 notes · View notes
bahariinyo · 4 months
Text
İyi geceler bahanesiyle birkaç bi şey yazayım dedim ve yine geldim.
Bu gönderiyi gecenin 3'ünde yazıyorum. Sabah görmeniz çok normal ♡
Öncelikle meraba diyorum ve sizi çok sevdiğimi bilin istiyorum -evet bazılarınızın varlığınızdan haberim olmasa bile burda sizi sevecek kalbi çok açık bi insanın olduğuna inanın ve kimse beni sevmiyo dramlarına girip kendinizi depresyona sokmayın. Pamuk tıkanmış gibi yattığınız kıçınızı kaldırın ve koca bi bardak soğuk su için. Harbi iyi geliyor insana.
Gününüz nasıl geçti bilmiyorum. İyi, kötü, sıradan veya her nasılsa hiçbir fikrim yok. Eğer kötü geçtiyse bile söylemek istediğim şeylerden birisi hayatınızın kıymetini bilmeniz. Size sınırlı diye küçük gelen yaşamınız, yaşantınız değer verilmeyi hak ediyor bence -normalde değer verdiğimiz insanları da görüyoruz ki yanımızda bile değiller, yaşamınıza bu değeri vermekten gocunmayın bi zahmet. Size rutinlere uyun infulencerlar gibi yaşayıp kıymetini bilin tarzı bişey demiyorum ve demem de. Kastettiğim anların kıymeti. Size sıradan bi tesadüf gibi gelen anlarda bile bazen hayat bizi öyle bi yola sürüklüyor ki, noldu bi anda ya, diyebiliyoruz. Bazen bi tesadüften fazlası olabiliyor her şey. Zaten böyle anlar da hep tesadüflerle başlar. Dünya'ya yeni gözlerini açmış bi bebekten farksız, daha hiçbir şeyin farkında değilken.
Elimizdekilerin kıymetini, elimizde olmayan vakitler sayesinde biliyoruz. Ya da elimizde olmayan kötü sebepler sonrası, her neyse işte. Mutsuzluğu bilmeyen bi insan mutluluğu tam anlamıyla yaşayamaz. Güvenin ne olduğunu bilmeyen bi insan korkamaz -bunlar her ne kadar insani duygular da olsa. Bu yüzden bi şeyin değerini bilebilmek için o şeyin ne kadar değerli olduğunu anlamak, anlamak için bi şey yaşamak gerekiyor bazen. Her ne yaşadıysanız inanın bi şeyin de başlangıcıdır. Her ne bittiyse ardından illa güzel bi şey gelir, gelecektir. Hayat bu kadar acımasız değil bizlere karşı. Biz sadece farklı zamanlarda kalıyoruz. Oysa hayat geçiyor, zaman akıyor. Bizim de akışına bırakmamız gerektiğine inanıyorum ben. Geçmişe bu kadar takılmayın ve tesadüflere hep bi şans verin. Kötü sonuçlansa bile güzel şeylerin sizi bulacağına inanın. Zorlayın demiyorum tabi ki. Üzülün, ağlayın, duygularınızı en derinden yaşayın ki yaşamalısınız. İnsanız ki bünyemizde var bunlar. Ama hayatınızın bundan ibaret olmadığını bilin. Evren sandığımızdan çok daha büyük ve yaşanmaya değer. Ve evrenin içinde sınandığımız bu küçük gezegende minik bi olaya takılmak aynı bütün domino taşlarını dizmişken ortadaki herhangi bi taşın yamuk duruşuna takılmanıza benzer. O taş illaki devrilecek ve ardındakini de devirecek. Kendinizi olaylara, kişilere bu kadar kaptırmayın. Bi bakmışsınız ortadaki domino taşını düzelteyim derken eliniz çarpmış, her şeyi yıkıp berbat etmişsiniz.
Tumblr media
4 notes · View notes
aylema52 · 5 months
Text
Tumblr media
kafamin içi bazen buna benziyor ama daha az yoğun olanı yani kafam su kadar yoğun değil düşüncelerin havada kalabileceği kadar yoğun yüzeye çıkarmıyorlar hava kadar hafif mi bilmiyorum galiva ondan da hafif . Çoğu zaman kendimi anlatmakta sorun yaşadım bunu en derinden hissettiğim ve bozuntuya vermediğim cok an oldu . Ben bunları önemli şeyler olarak görmüyodum. İlk gördüğünüz insanlardan nefrer edemwzsiniz bakım düşünceleri size uymaz ama nefrer besleyemezsiniz yada beslersiniz sonuç olarak bu beni ilgilendirmiyor ama nefretinizin temelleri uçan balonlara bağlı olur. Nedeni benim anlayamadığım balonlar . Buraya yazarken bile tereddüt etmemi sağlayan balonlara bağlı . Zihnimde Ki koca kalabalığa katılan ve o kalabalıkta boğulan balonlar . Zihnim cok berrak değildir tezatlarla doludur her an hangi sini söyliyeceğim belli olmaz beynimde bir kısım hislerim sadece duru bir nehirden farksız caakiyor ama onlarda sanki bir baloncukta akıyor sanki o kadar hafif ki zihnim balon patlamadan içinde su barındırabiliyor . bende anlam veremiyorum bu tür durumlarda ona ne yapiyor amacı ne bazende su sanki garip hirseyler yapıyor kelimlerle anlatamadigim . Zihnimi onceleri bir ev sanardım icine çamurlu ayaklara girilebilevek bir ev . Değilmiş zihnimin sorunu oraya girdikleri de orda yürüyememeleri imiş aslında orayı kirletmiyorlar daha kapıya gelmeden geri dönüyorlar GERÇEKLİK köprüsüne o kadar bağlı kalmışlar ki birinin zihninin kıyılarında arafta kalıyorlar . Ölmüyorlar ama ölüyor gibi davranıp kaçmaktan başka bir sey de yapmıyor kimse . Benim yürüdüğü gibi yürümüyorlar bende yürümuyorum bu yürümek değil süzülmuyorum zihnim durağan bir yerin etrafinda dönüyor . şuan farkediyorum ben en başından beri içeri davet ettiğim kimseyi içeri alamamışım hepsi ölüyor sanmiş kendini belki beni de ölü
2 notes · View notes
dianaa70 · 1 year
Text
Şu an kötüyüm ve bir şeyler yazmam gerek o yüzden istersen okumadan geç önemli şeyler değil zaten.
Çok yorgunum.
Aslında şu an tek istediğim tek kalmak ve artık mutlu olmak. İnsanların olduğu yerde mutlu olabilceğimi düşünmüyorum artık. Düşünüyorum,aslında diyorum belki de sen her şeyi zorlaştırıyorsundur belki de abartıyorsundur diyorum. Bu ne kadar iğrenç bir şey olduğunu biliyor musun?? Çektiğin acıları küçümsemenin ne demek olduğunu biliyor musun?? Nasıl hissettirdiğini?? Ben aptalın tekiyim ya. Lan yaşamayı bile beceremiyorum . Hiçbir zaman beceremedim ki. Bütün yaşlarımda mutsuzdum ben . Hiçbir fotoğrafımda gözlerimin içi gülmüyor benim. Ben eksik büyüyen o çocuğum hatta erkenden büyümek zorunda kalan . Beni iyi sanıyorlar . Hergün daha fazla yıkılıyorum ama onlar beni iyi sanıyor. Diğer kötü olan bir şey de ne biliyor musun?? Beni mahveden şeylerin doğru olduğunu düşünüyorlar . Öyle olması gerektiğini söylüyor. Benim yanımda olduklarını sanıyor karşımda duranlar. O kadar yorgunum ki,lan diyorum ne yaşadın amk ne yaşadın. Sonra susuyorum yanaklarımdan aşağı gözyaşlarım akıyor. İçimde ki çocuğun bu gece hıçkırarak ağlama sesleri daha çok arttı. Yolun sonunu göremiyorum. Nereye gittiğimi bilmiyorum. Çaresizliği bilir misin?? Hayat bana çok güzel öğretti ben bilirim. İyi değilim tamam mı?? Yemin ederim iyi değilim. Kendimi asla iyi hissetmiyorum ama bu nasıl anlatılır bilmiyorum da. Yoruldum işte tek söyleyebildiğim bu. Ben neden böyleyim ya... Kendimde de nefret ediyorum. Of, Allah'ım yardım et... Olmuyor , ne yaşadığımı anlamıyorum. Niye böyle olduğumu anlayamıyorum. Ben artık kendimi anlayamıyorum. Ruhum benden farklı davranıyor. Eğer mutluluk varsa bana da gelsin fakat yoksa acısız bir ölümle har şey son bulsun . Arafta sıkışıp kalmanın bir anlamı yok bir tek zaman kaybı. Bırak küçük kız yıkıl, mahvol. Kimse önemsemiyor zaten . Emin ol sen görünmez gibi bir şeysin yıkılsanda görmezler ,siktir et içinde bir şeyler tutmaya çalışma artık çünkü ben çok yoruldum. Taşıyamıyorum artık yükleri. Bu gece hiç iyi değilsin küçük kız unutma bunu. Umarım mutlu ama gerçekten mutlu olduğun bir gece olur. Unutma hiç umut kalmadığında bile umut vardır. Kayıpların var biliyorum. Sus ,kimseye bir şey anlatmaya çalışma artık . İyi ol küçük kız artık iyi ol. Kendine değer ver biraz. Her şeye rağmen tekrar ayağa kalk . Unutma eğer sen kalkmazsan ebediyen bir daha kalkamayacaksın kimse sana elini uzatmayacak bekleme boşuna. Yoluna her zaman ki gibi tek devam et. Sen teksin unutma.
15.05.2023
02:39
Mavi gri ~ Altüst olmuşum
8 notes · View notes
derilx · 6 months
Text
Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında Nereden sığınak bulurum?  Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam Yine de elinin ağırlığını üzerimde hissederdim. Beni kararsızlıkla sarhoş ettin Senin yolların ne kadar gizemli Senin yolların ne kadar gizemli.
Yüreğimin acısını söylüyorum Ruhumun yakıcılığını söylüyorum Sessizliğimi korurken, kemiklerim ufalıyor Çünkü elinin ağırlığı üzerimde.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret Çöldeki bir pelikan gibiyim Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış. Dökülmüş su gibiyim Ve ölüp gitmişler gibiyim Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes. Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere, Ebedi karanlıklar ülkesine.
Allah'ım, Güvercinin ruhunu vahşi hayvanlara emanet etme.
Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret Değirmenlerin gürültüsü Ve o acı dolu aylara Ve çevremi saran neşeli şarkılar Ve canlı ışıklar yitip gitti. Ne mutlu, bu zamanda hasat yapanlara Ve elleriyle başakları toplayabilene.
Çölde şarkı söyleyen ruhları dinleyelim Âh edenlerin ve ellerini gökyüzüne açanların şarkısı, diyor ki:
"Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi! "
Âh sen, Beline kadar inen saçların dökülürken, Kırmızı elbiseler giydiğin, Altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun. Gözlerine sürme çekerdin Hatırla; kendini boşu boşuna güzelleştirirdin, Çölde yalnız bir şarkı olduğun Ve arkadaşların seni terk ettiği için.
Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi, Hayatımız da iniltiyle dolu.
İçimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere Ve bir kurtuluş bulamadık. Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için Ama kimse duymuyor bizi. Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz.
Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir Bize doğru gel Bize doğru gel.
6 notes · View notes
surgundekimavi · 9 months
Text
Zaman su gibi akıyor. İzmir’de bir kaç gün geçirip oradan Ankara’ya geldim ve şimdi kürkçü dükkanına dönüş zamanı geldi. Her şey o kadar çabuk bitiyor ki. Hiç gidesim olmasa da mecburiyetler var malum. Şimdi yine bi hengâme içerisinde Eylül sevdasını bile hissedemeden başlayacağız.
Yarınlar güzel gelsin. Eylül hep güzel kalsın.
2 notes · View notes
redgreen-notblue · 2 years
Text
Ah sarılsam sana, alsam kollarıma
Baş ucumda kokun, yanında 'burnuyamuk'la
Anlatsam da inanmazlar ki
Hasretim belki geçer, sonsuz yıllar sonra
*****************************************
Günler haftalar geçmiş, taa 6 ay olmuş
Sanki günler koşmuş, 6 gün olmuş
Zaman akıyor su gibi
Senin kokun burnumda hala dün gibi
14 notes · View notes
likesomesongsare · 2 years
Text
merhaba acım.
Bir yangın merdiveninde hayatımın en acı çığlığını attım. Herkes duydu ama kendime duyurmadım. Bir telefonda haykırış koptu. Kabullenemedim. Birileri sakin olmamı söyledi. Birileri kendime gelmem için beni uyardı. Kimse anlamadı ama. Dediler ki; annen öldü. Hayır hayır böyle değildi. Başın sağ olsun, çok hastaydı zaten annen kurtuldu.. Ve daha nicesi. Kimse demedi ki her şeyin gitti. Kimse demedi ki artık yapayalnızsın. Kimse demedi.. Kilometrelerce uzaktan öğrendim bu haberi. O an annemi deli gibi görmek istedim. Görmek ve inanmak. Bir çok kez sayıkladım. 'Hayır hayır ölmedi. Gidicem ve evimize getiricem. Üşüyen ayaklarına çoraplarını giydiricem. Yine göğsünde soluklanıcam. Ama hayır annem gitmedi. Bırakmaz ki. Anneler hiç yavrularını bırakır mı? Annem bırakmaz beni...' ve daha nicesi. Aniden annemin olduğu şehre gidemedim. Uzaktık. Ve o günden sonra artık hep uzak kalacaktık. Bekledim akşam yola çıktım. Birileri geldi bir şeyler söyledi. Dinlemedim. Hatırlamıyorum. Sadece bulunduğum odadaki uğultular var zihnimde. Ellerim titriyor. Gözlerimden akıyor. Çığlık atamıyorum sessiz sessiz süzülüyorlar. Birileri beni otogardan karşılıyor. Yol boyunca neyle karşılacağımı düşünüyorum. Annemi nasıl göreceğimi. Ama en çok alıp eve götüreceğini düşünüyorum. Sonra beni mezarlığa getiriyorlar. Bir yanlışlık var diyorum. Ben en son annemi hastanede bıraktım. Sözü vardı diyorum annemin. Ben gelene kadar çıkacaktı o odadan. Susuyorlar. Sonra bana bir toprak yığını gösteriyorlar. Burası işte. Burda annen diyorlar. Saçmalamayın diyorum. Sonra ablamla göz göze geliyorum. Anlıyorum. Bana bir bakışıyla sanki olan her şeyi anlatıyor. Çığlık atarak toprağa kapanıyorum. Çığlık çığlığa bağırıyorum. 'Ne olursun anne çık Ordan! Ben geldim anne! Anne çok çok özledim! Anne toprak soğuk! Çıkarın annemi!' sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda arabadayım. Durgunum. Anlamlandıramıyorum. Sonra beni kalabalık bir yere götürüyorlar. Uğultular var. Bazende duyulan ağıtlar. Arada bir kuran sesi. İçeri bir giriyorum bir sürü kadın. Bana bakıyorlar. Öyle acıyarak bakıyorlar ki dizlerimin üzerine düşüyorum. Annemi arıyorum içlerinde. Belki hala içlerindedir diye. Abim sarılıyor ağlıyor, ablam sarılıyor ağlıyor duruyorum öylece. Yüzümden yaşlar akıyor. Boğazımda koca yumru. Bakıyorum öylece. Babam geliyor sonra. Omuzları çökmüş. Mavi gözlerin kan oturmuş. Sarılıyor. İşte o zaman kopuyor bir çığlık daha dudaklarımdan. Babamı koparıyorlar benden. Kimseyi duymuyorum. Sus diyorlar. Böyle ağlama. Böyle bağırma. Susuyorum. Annem olsaydı diyorum ilk kez. Bağırmama kızmazdı. Alırdı basardı bağrına 'ağla kızım' derdi. Susuyorum yine. Çığlıklarımı yutuyorum. Sonra bir çocuk geliyor. Biliyorum o çocuğu sadece 1 sene önce annesi kaybetmişti o da. Tutuyor elimden. Gözlerindeki kendimi görüyorum sanki. Tüm gün öyle oturuyoruz. Sonra akşam oluyor. Eve gideceğiz. Yıkılmış bir ev. Sanıyorum yine annem evde beni karşılayacak. Kollarına atılacağım sanıyorum. Arkamda insanlarla giriyorum. Buz gibi sanki ev. Tek tek odalara bakıyorum. Anne diye çığlık atıyorum. Yatak odasında en son giydiği yeleği görüyorum. Çöküyorum.. Anne diyorum nerdesin bak ben geldim. Annem yok. Kocaman evde annem yok. Kimsem yok. Her yeşim yok. Öyle sessiz döküyorum ki göz yaşlarımı, acımı öyle derinden yaşıyorum ki. Asla konuşamıyorum. Konuşsam anne diyeceğim. Susuyorum öylece boş olan bu dünyaya sığmayan çalışıyorum.
15 notes · View notes
gokyuzum-blog · 2 years
Text
Evet Yazardım bir zamanlar ,sayfalarca …
Şimdi bakıyorum yazacak şey çok ama yazamıyorum galiba , 24 saate olan sıkışmışlık bir kelime bile karalamama izin vermiyor öyle eskiden olduğu gibi , su gibi , ben gibi ..
Kelimelerim akmıyorda zaman su gibi akıyor ya .
Uyanma zamanı gelmedi mi artık ?
7 notes · View notes
ruhhaastasi · 2 years
Text
size biraz açılsam sorun olmaz herhalde..
çok kötü hissediyorum. o kadar kötü hissediyorum ki şu sıralar hiç bişeyden zevk alamıyorum şehir şehir gezip yine de yolumu bulamıyorum , iyileşemiyorum.. biliyorum su akar yolunu bulur derler ama bu sefer çok farklı.. gücüm kalmadı benim sanki boğulmaya gram kalmış gibi belkide boğulmuş gibi.. sevildiğimi hissetmiyorum sevebileceğimi düşünmüyorum çıkmaz sokak her gittiğim yol evet su akıyor belki ama gidemiyor sanki her günüm son günümmüş gibi mutlu uyanıyorum ama lanet olsun ki yaşiyorum.. sil baştan başlasan diyolar unutsan o kadar anını onu da silmek istemiyorum çünkü sanki onu silersem az da olsa ayakta kalmaya güç bulduğum şeyi kaybedecekmişim gibi.. bilmiyorum çok yorgunum herşeye karşı bitkinim. daha 15 sin neyin olacak bu yaşta diyolar ama öyle değil büyükler hep dertleri onlarda sanıyorlar ben 15 yaşıma kadar çoğu şeyi tek başıma atlattım tramvalar krizler geçirdim. kimse bilmiyorken herkes mutluyken.. ee nisa bi karar ver bi mutlusun bi üzgün, nisa saçmalama ne yaşadın da böyle konuşuyosun, bide sigaraya başla istersen nisa, intahar et bide kesmez seni çok dertliymişsin ya....
yeter artık beni yordunuz halim kalmadı biri de nasılsın demedi biride iyi misin demedi..
ama artık gerek de olmuyo kendim hallediyorum..
umarım siz de benim yaşadıklarımı yaşamazsanız o zaman inanın çok geç olur açıklama ve özür için..
iyi günler.
7 notes · View notes