Tumgik
#yalnızlığın şarkısı
mavininhuzuru · 1 year
Text
Sen duydun mu sessizliğin çığlıklarını
Hissettinmi karanlığın göz yaşlarını
Gördün mü yok olanın varlığını
İşittin mi yalnızlığın şarkısını...
4 notes · View notes
Text
Karanlıkta duramam, ya da boşlukta uçamam. Düşerim. Ruhumda kanatlarımda yok. Geldiğim gibi asla gidemem çünkü kolay bağlanırım ve bırakamam.
2 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 7 months
Text
Kimse Kimseyi Tam Unutamıyor.
Tam Affetmiyor,
Tam Güvenemiyor,
Tam Küsemiyor,
Tam Vazgeçemiyor.
Kimse Aslında Tam Değil...!
Tumblr media
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Bu olmalıydı beni böylesi sarsan ,sevmeye engel acılarım…
Evcilleştiremediğim gün be gün hırçınlaşan,sessiz ol dedikçe yalnızlığın şarkısını bağırarak söyleyen acılarım vardı benim.
Git dedikçe yakama sıkı sıkı yapışan her yeni sevdaya hazırlanışımda aynada suretini gösteren yalnızlığım vardı benim.
Her yıkılışımda sarıldığım yalnızlığım…
Yarın yine ona sarılacağım besbelli.
Sevgililer günüymüş bunu önemsemiyorum diğer günlerden farkı yok ,çünkü sen yoksun.
Her gece gibi yarın gecede kadeh kaldıracağım varlığında yokluğunu yaşatan sevgili.
” bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor” şarkısı eşliğinde.
Sen yerine yastıklara sarıldığım sevgili ,
hala koynumda resmi saklı olan söyle izin verebilir mi yüreğim yeniden çiçek çiçek aşk açmama.
Telefonlarım çalacak sen olmayacaksın.
Her yollanan bigi mesajında küfredeceğim tüm şebekelere ama yüzümü dökmeyeceğim yine de.
Yüzümü döneceğim doğan güne bir gün daha geçti diyeceğim iç çekerek sensiz kimsesiz….
Çok istedim seni kollarından tutup sarsmayı
“artık sevgimi fark et beni fark et diye” bağırmayı .
Yapamadım…Gurur mu gururumu gurursuzca bir köşeye fırlatalı çok oldu.
Ben korktum buna rağmen fark etmemenden ,yine incinmekten ve bir suçlu gibi sustum….
Çaresizliğim,evcilleştiremediğim acım ,herkesi sana benzettiğim sevgilim
Bensizliğin...
Sensizliğim...
Kutlu olsun...
Bu son olsun….
Tumblr media
14 notes · View notes
orbey · 8 months
Text
Abdülbaki Kömür "Yalnızlığın Şarkısı"
youtube
BAZEN İNSAN, KALABALIKLAR İÇİNDE YALNIZ HİSSEDER KENDİNİ. 😕😕😕😕
16 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
SEVMEK, İNSANI TUTSAKLIKTAN KURTARAN EN BÜYÜK ÖZGÜRLÜKTÜR…
Sevmek, bizim kendimize ve dünyaya karşı giriştiğimiz hırsızlığa, kendi gücümüzle karşı çıktığımız biricik haklılığımızdır. Alacakaranlığın ufalaya ufalaya sildiği bir adamı tutup ellerinden, başına ay ışığından bir hale geçirmektir, kaybolmadan sabaha çıksın diye.
Sevmek, özünde varolan büyük bağlanmaya karşın, insanı günlük ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en büyük özgürlüktür. İnsanı yalnızlığın hazinelerine götüren bir arınmadır sevmek. Yalanın kirlettiği bir yüreği yağmur sularıyla yıkamak, sonra da içtenliğin rüzgarıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır. Işıkları kesilmiş odalarda kirpiklerden ve parmaklardan mumlar yakıp, derin bir hazla ışıyan güzelliğini seyretmektir insanın. Bunca aşağılanmaya karşı insanın onurunu kutsamak, gövdesini yüceltmektir.
Evlere karşı sokakların, sokaklara karşı evlerin biricik zaferidir. Zorun, kanıksamanın ve alışkanlığın insan ruhunda açtığı yıkıma karşı, en ince, en güçlü, her zaman yeni, direnme duygusudur. Akıl ona bir olanak sağlıyorsa bir işe yarıyordur, güzeldir, değerlidir. Sevmek, yaşamın bizi sürüklediği uçurumun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı; ölümle dirim arasındaki baş dönmesidir. Üstümüze yürüyen duyarsızlığın o siyah ordusuna karşı yürek çarpıntılarında oluşturduğumuz ışıklı bir korunaktır. Sevmek, bizi onaran, acısından bile haz aldığımız belki de tek incinme; bütün hüznü, iyimserliği ve ikircimine karşın, sesimizin en duru aktığı yataktır.
Önünde durduğumuz kapıların zembereği; saatlerin mutluluk ayarı aldığı boylamdır ömrümüzün. Sevmek barışın kişiye özel adıdır. Kalabalığa karşı bireyin özgeliği; kalabalığa kişilik veren biricik olanaktır. Bütün dillerin ortak şarkısı, bütün şarkıların sustuğu yerdir. Taşa ses veren duygusu insanın; en kolay bağışlanacak kusuru; ölümün eşiğinde bile çırpınan ıslığıdır. Dört mevsimin biricik paydasıdır sevmek, yazı, ayazı aynı içtenlikle güzelleştirir. Bir gelecek düşüdür bütün ufuklardan el eden. Göklerin genişliğini, denizlerin derinliğini, dağların doruğunu büyük bir ustalıkla gözlerimize ve göğüs kafesimize yerleştiriverir. İkide bir camlarına düştüğümüz bizi bize en güzel gösteren hayal aynamızdır.
Yine de insanın kendine en büyük ihanetidir sevmek. Sığlığın kolaylığından derinliğin baş dönmesine geçmek bir zorlu yürek türküsüdür, içindeki binlerce gözü susturmayı gerektiren. İstemekle yapmak arasındaki o ince çizgi, binlerce yılın günah burgaçlarıyla bir uçuruma dönüşür. Dünya karşı tarafta, biz bu tarafta kalmışızdır. Bir iki cılız sesten başka bir şey yoktur sesimizi karşılayan. Giderek bencilliğimizden söz etmeye, sevgimizden utanmaya, kendimizi aşağılamaya başlarız. Bu uçuruma verebileceğimiz kurban, içimizde yeni yeni kekelemeye başlayan sevincimizdir. Rûzgar usul usul kesilir. Gündüzler yatışmıştır. Gece o eski gecedir artık. Tanrılar kazanmıştır. Mutsuzluğumuza karşı ayaklanan çoğunluk geri çekilmiş, kimse mutsuzluğumuzla ilgilenmez olmuştur. Herkes içine gömdüğü yaralı bir hayvanla iyileşmeye çalışmakta, dünyayı düzene koymaya devam etmektedir.
Sevmek, insanın en büyük acısıdır.
Şükrü Erbaş
5 notes · View notes
yenibaslangiclarda · 4 months
Text
Mektubatlar Bölüm : 1 Yalnız Adam
Bir kaç sözle başlayacağım yazmaya. Öncelikle Merhaba! İlk sözümüz biraz uzunca. Çağırılmadığın yere gitme, sorulmayan soruya cevap verme, yardım istemeyene yardım etme.
Nasihat ve giriş kısmı tamam olduğuna göre müphem şarkısı eşliğinde yazmaya devam ediyorum. Evet yalnız adam. Lise yıllarından itibaren bir kaç reddediliş ardından bir düşünce oturdu içime. Ben yanlız yaratıldım. Şimdilerde büyük bir yalnızlığın içinde yitip gidiyorum gibi geliyor. Gerçekten kimsesizim. Belki de kimsesizler mezarlığına gömülmeli bu havalı vücudum. Kimi sevsem elimden alındı gibi geliyor. İlk sevdam annem mesela, ilk aşkım ablam gibi babam gibi kardeşlerim, arkadaşlarım ve dostlarım gibi. Hepsi birer birer yitip gitti. Eğer ki bir yaratıcı varsa ki bana göre kesinlikle var, beni çok seviyor olmalı ki kimsenin sevgisi kalmadı içimde. Kimseyi öyle çok sevemiyor, kimseye öyle çok güvenemiyorum. İnsanın hani bazı mihenk taşları olmalı, dayanak noktaları olmalı. Abla gibi, abi gibi, kardeş gibi anne baba gibi... Bende yoklar. Bu yalnızlık içinde Güzel Rabb'immmden başka güvenebileceğim kimsem yok ve evet buna sen bile dahilsin. Hasılı bu yanlızlık ya beni boğacak ya da beni adam edecek. Yalnız adam...
Bölüm 2 : Yalancı ve Deli Kız
Yalancı kelimesi yahut bizzat yalan kelimesi eminim seni ifrit ediyordur. Sen yalan söylemezdin. Sanırım en çok bu yakmıştır canını. Yansın. Ateşlerde kavrulmuş biri olarak diyebilirim ki birazcık yanmaktan bir şey olmaz. Fakat yalan söyledin bana. Bunu ne ile süslersen süsle neyi bahane edersen et bana yalan söyledin. Hatta bizzatihi kendin yalandın. Geldin bir zaman hayatımda eğlendin ve sıkılınca da gittin. Başka türlü ne o zaman söylediklerini ne bu zaman yaptıklarını açıklamak mümkün değil. Bir insanın bu kadar kısa zamanda bu kadar değişmesi de keza. Bu sebeple yalancısın ve sırf bu sebeple hainsin. O zaman söylediklerine ihanet ettin. Ha bunlar seni kötü yapar mı? Bence hayır. Kendincesin işte. Kendine göre kendini arıyorsun sadece. Bu kadar. Son bir yalanın da şu hani işine gelince yaptığın şeye karşındakinin yaptığını bahane ederken işine gelince senin ne yaptığın beni bağlamaz diyebiliyorsun. Bu bile başlı başına seni yalancı yapıyor bana göre.
Bölüm 3 : Mabet
Bu kısma mabet ismini uygun gördüm çünkü işin içinde kutsiyet var. Okuduğun tefsirde gördüm ki kadın bedeni saklanması gereken bir ziynete benzetilmiş. İşte tam da burada aklıma "yitik hazine" benzetmem geliyor aklıma. Şimdi olayı biraz derinleştirelim. Yıllar sonra çok dardayken çıktın karşıma ve seni insan üstü bir yere koydum. Bu en büyük ve ilk hatam oldu. Sana rahatlayınca aslında sana tosladım son sürat giderken duvara toslar gibi hem de. Sonra aldım koydum yüreğime. Kusura bakma ama benim yüreğim yol geçen hanı değil. Her önüne gelen giremez oraya. Bu sebeple sen oraya layıksan ona göre olmalıydın. Bana göre de öyleydin ve öyle olduğun için seni oraya koymuştum. Sonradan hazineden öte kutsal bir mabed gibi oldun. Yakınından geçen erkek sineğe bile ayar olur oldum. Hatta paşayı bile kıskanır oldum ki bu sağlıklı değildi. Ve öyle korumaya çalıştım seni. Diğer yandan da sana öylesine saygı duymaya çalıştım ki bu beni perem perem etti. Evet yalnız yemek yemeği sevmez arkadaşları ile yesin, yalnız bunu sevmez, yalnız şöyle yalnız böyle... Yalnız yiyemiyorsa b.k yesin, taş yesin diyesim geliyor içimden şimdilerde. Hoş gerçi artık yediği b.klar beni bağlamaz ya neyse... Sonra bir gün öğrendim ki bizim mabede şortla dalmışlar😂😂. O ne biçim la dedim kendi kendime. Ama şimdi düşününce gerçek bu😂😂. Sen o yarı çıplak adamla denize gir üstelik ne şekildesin o bile belli değil bikini mi giydin her ne giydin ki eminim bunlar anlamsız detaylar senin için. Eli elime değmedi (değse de dert olmaz malum Fatih hocaya da elini uzatan insansın.) bedeni bedenime değmedi ki... Sonra da Ali delirmesin kıskanmasın... Burada savımı tekrarlayacağım bir insanı bikini ile görmek ile iç çamaşırı ile görmek nasıl bir değilse yemek yemek ile de denize girmek bir olamaz. Ha bir de neymiş? Kaç senedir denize girmiyormuş. Girmez ol! B.k var demi denize girmede. Neyse ki bunları okumayacaksın rahat rahat b.k diyebilir kızabilirim. Sonra bir gün duydum ki bir o Ergin denen göt sana dediğim gibi çıkma teklifi etmiş sen de mal gibi kabul etmişsin. Bana göre mallık kusura bakma. Sözüm söz, yeminim yemin olsun ki gök girsin kızıl çıksın ki ondan ayrılırsan (bence kesinlikle yürümeyecek) ve karşılaşırsak iyi bir tokadı çarpacağım suratına. Sonra istersen defolup gidebilirsin tokadı yeyince de. Neyse bir göt gelecek mabed gibi gördüğüm kadının sevgilisi olacak ben de arkadaşlığıma devam edeceğim öyle mi? İbne miyim lan ben. Elimden gelse o götün derisini yüzer şort yapar kendi gibi götlere satarım. Ammaaa sen kendini ortaya sermişsin ben ne yapayım. Amma sen kendini sakınmamışsın ben ne yapayım. Ayrıldığımız noktalardan birisi bu aslında. Senin bu saçma salak bakış açın. Açıklar varken bana kim baksın? Çek dar pantolonu, dar eteği dar gömleği... Ha yakışmıyor mu yakışıyor o başka zaten derdim o ya benim gördüğüm gibi görürlerse... Yahut ben onunla da otururum bununla da otururum, onunla da denize girerim bununla da gireririm, onunla da gece çıkarım bununla da gece çıkarım... B.k çıkarsın demek isterdim ama sen seviyorsun ortalarda olmayı ben ne yapayım. Hasılı seni yanlış yere koymuşuz be. Neyse canımız sağolsun. Böyle girsen hayatıma zaten ben dert olurmuşum sana. Sen ise şimdi dilediğin gibi özgür ol. Yeniden diyeceğim ne anlarsan da anla bundan herkesle her şey ol. O göt ile sevgili ol Eren ile kanka ol benim için de defol. Ama bana sorarsan sen kadınsın azıcık ağır ol, azıcık uzak ol, azıcık hazine ol ki millet de sana hafif kız muamelesi yapmasın.
1 note · View note
yalnizliginezgisii · 2 years
Text
Gönlünde bana bir yer aç
Kaçalım buralardan
Bu kez…
Tumblr media
4 notes · View notes
verabianca02 · 3 years
Text
Gidemiyorum senden, neden bilmiyorum çekiyorsun beni kendine oysa yaptığın bir şey de yoktu beni itmek dışında…
3 notes · View notes
birazyorgunbiri · 5 years
Text
"Bi sen, bi sigaram var üstüme sinen..."
2 notes · View notes
mutsuzbiressamm · 3 years
Text
Etrafımdaki sesler yerlerini sükûta bıraktı, sessizliğin melodisini dinlemek çok güzeldi fakat sıkıcıydı. Görmeye alışık olduğum silüetler yok oldu. Sessizliğin melodisini dinlemek tıpkı boş bir tuvalin üzerinde ufak bir boya darbesi aramak gibiydi, huzur verici olsa da huzursuzdum. Kalbimin belli bir ritimde atan atışları hiç durmadan devam ediyordu ve bu beni hiç olmadığım kadar huzursuz ediyordu. Sükûtta ses bulmak için umutsuzca adımladım sonra, kentin bomboş sokaklarında. Yağmur yağdı, saçlarım ıslandı. Durdum, son nefesimi alıyormuş gibi toprak kokusunu kokladım. Damlaların ritmik sesi kulaklarımı uğuldattı, koştum. Nefesim düzensizleşti, kalbimin düzenli atışları yerini hızlı ve düzensiz atışlara bıraktı. Ağladım, gözyaşlarım yağmura karıştı ve beraber yanaklarımda dans ettiler. Sükûtta kalp atışlarım duyuluyor, burada yağmurun sesine karışan hıçkırıklarım duyuluyor, hızlanan adımlarımın üstüne bastığı su birikintilerinin melodik sesi duyuluyor. Burada yalnızlığın şarkısı çalıyor...
2 notes · View notes
hislere-yolculuk · 3 years
Photo
Tumblr media
... Mekanın cennet olsun sevgi adamı, Murat Göğebakan Kuşkusuz çoğunuzun benim gibi "ay yüzlüm" şarkısı ile tanıdığı bu değerli sanatçıyı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Sanat yaşamında çizgisini koruyan sanatçılardan biri olan merhum, ay yüzlüm şarkısında "zaman hancı bulut yolcu, şimdi gitti en son yolcu "derken, dünyanın bir han, hepimizin ise bir yolcu olduğunu hatırlatıyordu. "Gece çöker günler solar, gözlerime yaşlar dolar, hatıralar bende ağlar" hepimizin varlığının sevdiklerimize bir hatıra olarak kalacağınıda haykırıyordu. "Neredeysen dön, sensiz olmuyor. kan damlıyor gözlerimden kan, gücün varsa gel sende dayan, çünkü ben son nefesimi titreyerek, çünkü ben çırılçıplak, çünkü ben sensizim, çünkü ben çünkü ben" diyerek yalnızlığın, özlemin, hasretin ve bekleyişin feryadı yaparken, ölümün bir son olduğunu ve dönüşü olmadığını anlatmada eksik kalıyordu. İnsan ve ölüm aslında birbirine en güzel yakışan iki kelime, yeniden dirileceğini bilen insanlara... Mekanın cennet olsun... EKREM ÖZTÜRK http://www.youtube.com/watch?v=St5T6HbBVAc "AY YÜZLÜM" zaman hancı bulut yolcu şimdi gitti en son yolcu bitmedi mi hasret borcu neredesin ayyüzlüm gece çöker günler solar gözlerime yaşlar dolar hatıralar bende ağlar neredesin ayyüzlüm karakollar mı kuruldu kelepçeler mi vuruldu bak bugünde akşam oldu neredesin ayyüzlüm Şiir: gençliğim dizleri üstüne çökmüş kalpaklanınca sevda yoluna bir doğuş yaratıldı çırılçıplak ve sen ve sen ayyüzlüm kurumuş yaprak gibi düşerken dalından bir ahh.. gibi uzun sesli, koptun dudaklarımdan dön ayyüzlüm dön neredeysen dön... #muratgogebakan #ayyuzlum #aykiriduygular (Safranbolu) https://www.instagram.com/p/CSAC7ivKBbq/?utm_medium=tumblr
3 notes · View notes
ogokmavibensekara · 3 years
Text
yalnızlığın en dokunaklı şarkısı ruhuma vuruyor.
17 notes · View notes
moonqueenofthenight · 3 years
Text
Anladım, sonu yok yalnızlığın. Her gün, çoğalacak. Her zaman böyle miydi? Bilmiyorum. Sanki dokunulmazdı çocukken. Ağlamak. Alışır her insan alışır zamanla kırılıp incinmeye. Çünkü olan yıkılıp, yıkılıp yeniden ayağa kalkmak. Yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbete. Bekliyorum,bekliyorum. Hadi gelin üstüme korkmuyorum.
...🖤🌌🌕...
Anladım, sonu yok yalnızlığın. Her gün, çoğalacak. Her zaman böyle miydi? Bilmiyorum. Sanki dokunulmazdı çocukken. Ağlamak. Alışır her insan alışır zamanla kırılıp incinmeye. Çünkü olan yıkılıp, yıkılıp yeniden ayağa kalkmak. Yalnızlığım yollar��ma pusu kurmuş beklemekte acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbete. Bekliyorum,bekliyorum. Hadi gelin üstüme korkmuyorum.
Bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak üstümüze. Hasret. Yokluğunla ben baş başayız. Nihayet.
Modelin en sevdiğim şarkısı bu...
🖤🌌🌕😢💔
4 notes · View notes
bbigee · 3 years
Text
Şimdi sonsuz yıllar sürecek bir yalnızlığın ortasından
Senin yelken açtığın yeni aşkın şerefine yazıyorum
Geri dönmen için değil
Sende açtığım yaraları iyileştirmek için bir yama arıyorum
Kendimden nefret etmek için sürekli gidiyorum
Ama hep sana varıyorum
Ben kendimi kapattığım zengin zindanda sensiz bir devir eskittim
"Geri dön" diyemezdim, üstümüze işlediğim günahların eli değmişti
Gittiğinde boğazımdan düğüm dolu yüzlerce gemi geçmişti
Ama ben, bir daha aşk şarkısı yazmamaya yemin etmiştim
1 note · View note