Tumgik
#mikroorganizma
Text
Bulaşıcı Hastalıktan Korunma Yolları
Tumblr media
Bulaşıcı hastalık nedir? Bulaşıcı hastalıklar, mikroorganizma adı verilen çok küçük organizmaların neden olduğu hastalıklardır. Bu canlılardan bazıları genellikle bağırsaklar gibi vücudun belirli organlarında bulunsa da diğer organ ve dokulara hareket ettiklerinde hastalık yapabilirler.  Read the full article
0 notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Elektrik Bakterileri Petrol ve Metan Azaltmaya Yardımcı Olabilir
Elektrik Bakterileri Petrol ve Metan Azaltmaya Yardımcı Olabilir
Elektrik Bakterileri Petrol Sızıntılarını Temizlemeye ve Metan Emisyonlarını Azaltmaya Yardımcı Olabilir Bir tutam mikroorganizmanın çevresi üzerindeki etkisi, toksik sülfürleri ve metanı temizler. Bu karanlık alan mikroskobu görüntüsündeki uzun, ince filamentler olan kablo bakterileri elektriği iletir. Bilim adamları, bakterilerin davranışlarını çevreye yardımcı olabilecek şekillerde kullanmayı…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
tarifemevzuati · 2 years
Text
Mikroorganizma Kültürleri
Gümrükler Genel Müdürlüğünün 01.06.2022 tarihli 74906918 sayılı “Mikroorganizma Kültürleri” konulu yazısında kısaca; silaj üretim prosesinin fermantasyon basamağında katkı maddesi olarak kullanılan ve mikroorganizma kültürlerinden oluşan eşyaların 30.02 tarife pozisyonunda sınıflandırılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir. İlgili Yazıya Ulaşmak İçin Tıklayınız: Mikroorganizma Kültürleri
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
onlinefirmam · 4 months
Text
Vakum Makinası
Tumblr media
Vakumlama Makineleri
Günümüzde, besinlerin uzun süre taze ve lezzetli kalması, tüketicilerin ve işletmelerin öncelikli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu hedefe ulaşmada önemli bir rol oynayan vakumlama makineleri, gıdaları oksijensiz bir ortamda muhafaza ederek tazeliklerini korumak için kullanılan etkili cihazlardır.  
Vakumlama işlemi, bir ürünü ambalaj içindeki hava basıncını azaltarak gerçekleşir. Vakumlanmış ortam, mikroorganizma büyümesini engeller ve böylece ürünlerin raf ömrünü uzatır. Ayrıca, vakumlu ambalaj, gıdaların renk, aroma ve besin değerlerini korumalarına yardımcı olur.  
Bu makineler, evde kullanılan küçük boyutlu cihazlardan endüstriyel ölçekli büyük sistemlere kadar çeşitli modellerde bulunabilir. Evde kullanılan vakumlama makineleri genellikle vakum torbaları veya kaplarını kullanarak gıdaları korurken, endüstriyel makineler geniş hacimli ürünleri hızlı ve etkili bir şekilde işleyebilir.  
Vakumlama makinelerinin kullanım alanları sadece gıda endüstrisiyle sınırlı değildir. Elektronik cihazlar, ilaçlar, tekstil ürünleri ve daha birçok sektörde, ürünleri korozyondan, nemden ve diğer olumsuz etkilerden korumak için vakum ambalajlama teknolojisi tercih edilmektedir.  
Vakumlama makineleri, gıda ve diğer ürünlerin muhafaza edilmesinde modern bir çözüm sunar. Bu teknoloji, hem ev kullanıcılarına hem de endüstriyel işletmelere ürünlerini uzun süre taze ve sağlam tutma imkanı sağlayarak sürdürülebilir bir tüketim modeline katkıda bulunur.  
Tumblr media
Vakum Makinesi Fiyatları
Vakum makinesi fiyatları, çeşitli marka, model ve özelliklere bağlı olarak geniş bir yelpazede değişebilir. Bu makineler, ev kullanımından endüstriyel ölçekli işletmelere kadar farklı ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanmıştır. İşte vakum makinesi fiyatları hakkında genel bir bakış:  
Ev Kullanımı İçin Vakum Makineleri: Evde kullanılan vakum makineleri genellikle daha kompakt ve kullanımı kolaydır. Bu makineler, genellikle vakum torbaları veya vakum kabı kullanarak gıdaları muhafaza etmek için kullanılır. Fiyatlar genellikle 100 TL ile 500 TL arasında değişebilir.  
Profesyonel Mutfaklar ve Küçük İşletmeler İçin Vakum Makineleri: Orta ölçekli mutfaklarda veya küçük işletmelerde kullanılan vakum makineleri, daha büyük kapasiteye ve daha gelişmiş özelliklere sahip olabilir. Fiyatlar 500 TL ile 2.000 TL arasında değişebilir.  
Endüstriyel Vakum Makineleri: Büyük ölçekli üretim tesisleri veya gıda endüstrisinde kullanılan endüstriyel vakum makineleri, yüksek kapasiteli, dayanıklı ve otomatik işlevlere sahip olabilir. Bu makinelerin fiyatları genellikle 2.000 TL'den başlayarak, özelliklere ve kapasiteye bağlı olarak daha yüksek rakamlara ulaşabilir.  
Otomatik Vakum Makineleri: Bazı vakum makineleri, otomatik işlevlere sahiptir, bu da kullanıcıların işlemi daha hızlı ve daha verimli bir şekilde gerçekleştirmelerine olanak tanır. Otomatik vakum makinelerinin fiyatları genellikle manuel modellere göre daha yüksek olabilir.  
Fiyatları etkileyen faktörler arasında marka ünü, vakum makinesinin kapasitesi, kullanılan teknoloji ve ek özellikler bulunabilir. Ayrıca, satın almadan önce ihtiyaçların ve kullanım sıklığının dikkatlice değerlendirilmesi önemlidir. Çünkü bir kişi için uygun olan model, başka bir kullanıcı için aynı şekilde uygun olmayabilir. İhtiyaçlara uygun bir vakum makinesi seçmek, uzun vadede kullanıcı memnuniyetini artırabilir.
#vakummakinesi #vakummakinası #gidavakummakinesi #gidavakummakinasi #vakumlamamakinesi #vacuum #foodvacuum #foodvacuummachine #vacuumpacking #paketlememakinesi #vakum #paketleme #akseendustriyel #makpack
2 notes · View notes
soguknevalesblog · 1 year
Text
yeni mikroorganizma türleri uydurduğum sınavdan 90 almışım ksmsjsnsj
3 notes · View notes
felsefesitesi · 2 years
Text
DMY Felsefe yeni yazı
DMY Felsefe, yeni felsefeler :) : https://www.dmy.info/egonun-ironisi/
Egonun İronisi
Tumblr media
Bir insan toplumla paylaşımda bulunmuyorsa, başkalarını umursamıyorsa kesinlikle bencildir, egoisttir. Yine de aslında egosu için çalışmıyor çünkü onun egosu gerçekten yok. Sadece felsefi olarak değil, pratik olarak da. Ego, kişilik olabilmek için; bunu insanların gözünde inşa etmeniz gerekiyor. İnsanlar tanımı gereği sosyal bir yapıdır, sadece biyolojik değil aynı zamanda kültürel bir yapıdır. İnsan kişiliği olabilmek için insanlarla çalışmak gerekir. Egoist, bencil insanlar gerçekten kendileri için çalışmazlar. Gerçek, özgün benlikleri yerine ataları ve geçmişleri için çalışıyor olabilirler çünkü kültürel-sosyal yerine biyolojik benliğiniz için çalışmak asla yaratıcı bir çaba değildir. Aslında, bu makro organizmada sadece bir mikroorganizma olduğunuz sürece egonuz için çalışmak pek mümkün değildir. Ego dediğimiz radar bilinci, başkaları
5 notes · View notes
vahdaniyet · 20 days
Text
Mide Ağrısına Neden Olan Hastalıklar
Tumblr media
Mide, sindirim sisteminin kritik bir elemanı olarak, çeşitli rahatsızlıkların merkez üssü oluyor; bu rahatsızlıklar ya mideye özgü hastalıklardan kaynaklanıyor ya da sindirim sisteminin diğer organlarının patolojilerinden dolayı ortaya çıkıyor. Hem yaygın mide hastalıkları hem de sindirim sistemi bozuklukları mevcut. Mide ağrısının ardında yatan hastalıklar arasında şunlar bulunuyor:
Kolorektal kanser, kalın bağırsakta bulunan hücrelerin anormal bir şekilde değişmesi ve kontrol edilemeyen bir hızla çoğalması sonucu ortaya çıkıyor. Bu hastalık, en yaygın görülen kanserler arasında yer alıyor ve yaş ilerledikçe ve erkek cinsiyette risk artıyor.
Gastrit, mide zarının iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlık. Araştırmalar, bu iltihaplanmanın çoğunlukla Helicobacter pylori adlı mikroorganizma tarafından yaratıldığını gösteriyor. Ancak, yaşam biçimi ve beslenme düzeni gibi faktörler de gastritin oluşumuna etki ediyor.
Divertikülit ise, sindirim sisteminin duvarında küçük keselerin oluştuğu bir durum. Lif alımının yetersiz olması, bu keselerin oluşumuna katkıda bulunuyor. Bu yüzden, lifli gıdaların bitkisel kaynaklardan gelmesi ve günlük diyetin önemli bir parçasını oluşturması gerekiyor.
Kaynak: (Vahdaniyet Haber Sitesi) https://www.vahdaniyet.com/mide-agrisina-ne-iyi-gelir/
0 notes
gundemarsivi · 28 days
Text
Tumblr media
Gıda Güvenliği Ve Hijyen
✍🏻 Sanmarko, 28 Ocak 2019
https://www.gundemarsivi.com/gida-guvenligi-ve-hijyen/
A)HİJYEN NEDİR
Yemek artıkları, donmuş ve yanmış yağlar, lekeler ve kireç birikimleri gibi göz, burun ve cilt tarafından rahatsız edici olarak algıladığımız tüm yabancı maddelere kir denir.
Hijyen; Mikroorganizmaların çoğalarak yayılmasını, hastalık yapmasını, Yiyecek maddelerini bozarak, gıda zehirlenmelerine yol açmasını önlemek için alınan sağlık önlemlerinin tümüdür.
Temizlik ise hijyene ulaşmak için atılan ilk adım olup, kir olarak adlandırdığımız tüm yabancı maddelerin ortamdan uzaklaştırılması işlemidir.
Ortamda mikroorganizma bulunduğu durumlarda temizlik yapılarak bunların uzaklaştırılması her zaman mümkün olmaz. Bunu sağlamak için dezenfeksiyon işlemleri gerekir.
Dezenfeksiyon, gıda ve gıda ile temas eden yüzeylerde bulunan ve kontaminasyon kaynağı olabilecek mikroorganizma sayısının zararlı etki yapmayacak düzeye indirilmesidir. Bu işlem kimyasal maddeler(DEZENFEKTAN) ile veya yüksek sıcaklıkta su veya buhar kullanmak sureti ile yapılır. Sanitasyon ise, insanlarda hastalığa neden olan ve gıdaların bozulmasına yol açan mikroorganizmaların, gıdalara bulaşma ve gelişmesinin önlenmesi için gerekli koşulların sürekli olarak sağlanmasıdır.
B) GIDA GÜVENLİĞİ
Gıda güvenliği gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütünü olarak; güvenli gıda ise amaçlandığı biçimde hazırlandığında fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri itibariyle tüketime uygun ve besin değerini kaybetmemiş gıda maddesi olarak tanımlanmaktadır. Gıda kaynaklı hastalıkların önlenebilmesi için öncelikle, yiyeceklerin güvensiz hale gelmesine neden olan tehlikelerin bilinmesi ve bu tehlikelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından “tehlike” kabul edilmeyen bir düzeyde bulunduğunda sağlık üzerinde olumsuz etkisi bulunan biyolojik, kimyasal veya fiziksel ajan olarak tanımlanmaktadır. Yiyecekleri güvensiz kılan üç tür tehlike vardır:
a. Fiziksel Tehlikeler: Cam, metal, plastik, tahta, kemik parçaları, kıl, zımba teli vb.
b. Kimyasal Tehlikeler: Doğal toksik maddeler, alerjenler, tarım ilaçları, veteriner ilaç kalıntıları, toksik mineraller, gıda katkı maddeleri, gıda işleme sırasında oluşan toksik maddeler, deterjan ve dezenfektan kalıntıları vb.
c. Mikrobiyolojik Tehlikeler: Bakteri, virüs, küf, parazit vb.
Mikroorganizmalar çoğu gözle görülmeyen yaşayan, küçük canlılardır. Bunların besin üretiminde kullanılan yararlı tipte olanları olduğu gibi, besin kaynaklı hastalıklara ve besin zehirlenmelerine neden olan tipleri de vardır. Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar arasında bakteriler, mantarlar (küf-mayalar), virüsler ve parazitler sayılabilir.
Bakteriler, toplu beslenme yapılan kuruluşlarda besin kaynaklı hastalıklara en fazla neden olan gözle görülmeyen organizmalardır. Bakteriler yaşadığımız her yerdedirler. Hepimizin vücudunda (ağız, burun, eller, deri, bağırsak vb.), kıyafetlerinde bulunabildikleri gibi, tüm çiğ gıdalarda, havada, hayvanlarda, kirli olan yerlerde, toprakta ve kirli sularda, dışkıda bulunabilirler. Bir çay kaşığı kadar toprak yaklaşık bir milyon bakteri barındırır. Hayvanlar; ayakları, deri ve ağızları aracılığıyla bakterileri taşırlar. İnsan derisinin 1cm²’sinde ortalama 100 000 bakteri bulunur.
Toplu beslenme yapılan kuruluşlarda esas tehlike, besinlere bulaştıktan sonra uygun koşul ve sürelerde üreyerek hastalık yapan bakteriler yani patojen bakterilerdir. Uygun koşullarda bakteriler hızla ürerler. Bakteriler canlı kalabilmek ve üreyebilmek için besin, uygun sıcaklık, uygun asitlik, nem, oksijen ve zamana gereksinim duyarlar. Bazı bakteriler uygun olmayan şartlara karşı korunmak ve yaşamlarını sürdürebilmek için spor denilen özel yapılar oluştururlar. Spor oluşturmuş bakteriler kaynayan suda bile bir saat veya daha fazla canlı kalabilirler. Dondurma işlemine ve bazı dezenfektanlara karşı da dirençlidirler. Bu yüzden bakteri sporlarını imha etmek çok zordur.
İnsan hücrelerinde olduğu gibi bakterilerde de yaşamsal bir takım olaylar meydana gelmektedir. İnsanlar gibi bakteriler de artık maddeler üretir ve öldüklerinde de parçalanırlar. Bu parçalanma sonucu toksin adı verilen zehirli bir madde açığa çıkar. Patojen bir bakterinin kendisi ölmüş olsa bile geride bıraktığı bu toksinler öldürücü olabilir. Bazı toksinler ısıya duyarlıdır.
Bakterilerin Besinlere Bulaşma Kaynakları: Besinlere mutfağa gelmeden önce ve üretim sırasında çeşitli kaynaklardan bakteriler bulaşabilir. Başlıca bulaşma kaynakları; toz, toprak, haşere, kemirgen ve diğer hayvanlar, su, potansiyel riskli besinler, artık ve atıklar ile insanlardır.
Bakterilerin Bulaşma Yolları: Bakteriler kendi başlarına hareket edemezler. Besinlere bulaşabilmeleri için mutlaka bir aracıya gereksinimleri vardır.
Bakteriler besinlere hasta ya da taşıyıcı insan ve hayvanlar aracılığı ile bulaşabildiği gibi, çapraz bulaşma denilen yolla da bulaşabilir. Çapraz bulaşma hijyenik yiyeceklere, besin olmayan ve bakteri içeren etmenlerden bakteri bulaşmasına denir.
Bunlar; eller, araç gereç, doğrama tahtaları, çalışma tezgâhları, giysiler, öksürme, hapşırmadan kaynaklanan damlacıklar, bakteri bulaşmış ya da potansiyel riskli besinlerden sızan sıvılardır. Bakterilerin dolaylı yolla besine bulaşması hasta hayvan etleri, çöpler, kirli sular, kirli araç gereç, toprak ve haşereler aracılığıyla olmaktadır.
Mikroorganizmalarla Mücadele:
Mutfak alanlarında hijyenik bir ortam sağlanması mikroorganizmaların çoğalmalarının engellenmesi ve sayılarının kontrol altında tutulması ile mümkündür.
Amaç mikroorganizmaların tamamen yok edilmesi değildir. Zaten pratik olarak mutfak alanlarında bunun sağlanması mümkün değildir. Yapılan temizlik ve dezenfeksiyon uygulamaları ile mikroorganizmaların büyük bir bölümü yok edilebilir, daha sonra birtakım koruyucu önlemler, yapılacak ara bakım ve kontroller ile ortamın kirlenmesi ve mikroorganizmaların çoğalma hızı yavaşlatılabilir.
Mikroorganizmaların yok edilmeleri, yani dezenfeksiyon işlemi mutfaklarda termal dezenfeksiyon (65-140 ºC ısı kullanarak) ve kimyasal dezenfeksiyon (kimyasal madde kullanılarak) olmak üzere iki şekilde yapılır.
BESİN ZEHİRLENMELERİ:
Yeterli ve dengeli beslenmek amacıyla tüketilen besinler çeşitli olumsuz nedenlerden dolayı insan sağlığına zarar verecek hale gelebilirler. Besin kaynaklı hastalık ve besin zehirlenmelerine neden olan etmenler; kimyasal maddeler, doğal besin zehirleri, parazitler ve mikroorganizmalardır. Bunların içerisinde en yaygın olarak görüleni bakterilerin neden olduğu besin zehirlenmeleridir. Besin zehirlenmelerine neden olan bakterilere patojen (zararlı, hastalık yapan) bakteriler denir.
Yiyecekler bakterilerin etkisiyle biyolojik olarak bozulurlar. Bundan başka sıcaklık, ışık, nem gibi fiziksel etkenler de yiyeceğin bileşiminde kimyasal değişiklikler oluşturarak tehlikeli durumlar yaratabilir. Örneğin; proteinli yiyeceklerin bozulması kokma, çürüme, küflenme, renk değişimi ile kendini gösterir. Karbonhidratlı yiyeceklerde ekşime ve renk değişimi, bozulduğunun kanıtıdır. Bu yiyeceklerin tüketilmesi sonucunda zehirlenme olayı meydana gelir. Buna yol açan da bakterilerdir. Besin zehirlenmeleri ekonomik kayıplara neden olduğu gibi bazıları ölümle de sonuçlanmaktadır. Besin maddelerinden kaynaklanan birçok hastalık gıda maddelerinin yanlış depolanmasından, sağlık koşullarına uymayan şekilde yemek hazırlanmasından, ya da mutfakta çalışan personelin kişisel temizlik konusuna yeterince önem vermemesinden ve ihmallerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yemek ve depolama hizmetinde çalışan personelin mikroorganizmaların yayılmasında oynadıkları rol, doğrudan ve dolaylı bulaşma yolları ve temizlik konusunda kişisel alışkanlıklar edinmesinin önemi kavratılmalıdır
DONMUŞ GIDALARIN ÇÖZÜNDÜRÜLMESİ
Çözündürme işlemi uygun şekillerde yapılmazsa, gıda kaynaklı hastalıklara neden olan mikroorganizmaların çoğalması, bulaşma ve çapraz bulaşma gibi birtakım riskler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çalışanların bu konuda bilgili ve bilinçli olması gerekmektedir. Aşağıda dondurulmuş gıda maddelerinin hijyenik olarak çözündürülmesi ile ilgili uyulması gereken ilkeler verilmektedir:
(1) Dondurulmuş ürünler, çözülmeleri için gereken süreler göz önüne alınarak uygun bir süre öncesinde derin dondurucudan çıkartılmalı ve çözdürme işlemi başlatılmalıdır. Bunun için iyi bir üretim planlamasına gereksinim vardır. Hangi malzemeye hangi miktarda ve ne zaman gereksinim duyulacağı standart reçeteler aracılığı ile üretim planlamasında yer almalıdır.
(2) Çözündürmede en güvenli yöntem, soğutucu ünitelerde (örneğin buzdolabı) veya endüstriyel bir ekipman olan çözündürme kabinlerinde doğru sıcaklıklarda (maksimum +5°C) gıda maddesinin çözünmesini sağlamaktır. Çözündürme işlemi sırasında gıda maddesinin yüzey sıcaklığının +5°C’yi aşmaması gerekir. Çözündürme süreci bitiminde yiyeceğin merkez sıcaklığının -1°C’nin altında olmaması gerekir.
(3) Gıda maddesi, çözünürken ortaya çıkan suyun diğer gıda maddelerine akmaması için uygun bir kap içerisine konmalı, buzdolabı veya soğutucunun en alt rafına yerleştirilmelidir.
(4) Çözündürülen gıda maddesinin konulduğu kabın dibine yerleştirilecek bir ızgara ile suyun gıda maddesine değmemesi sağlanmalı ve çözündürme sırasında ortaya çıkan sıvı atılmalıdır.
(5) Çözündürme sürecinde çapraz bulaşma risklerini önleyecek şekilde bütün önlemler alınmalıdır.
(6) Çözündürme başlama ve bitiş zamanları gıda maddesinin bulunduğu kabın üzerine kaydedilmelidir. Gıda maddesinin çözünmesi tamamlandıktan sonra uygun koşullarda saklanması koşuluyla 48 saat içerisinde kullanılması sağlanmalıdır.
(7) Çözülmüş ürünler kesinlikle tekrar dondurulmamalıdır.
Üretim planlamasının dışında acil olarak kullanılması gereken donmuş gıda maddeleri için kullanılabilecek bir başka yöntem ise, gıda maddesini doğrudan suyla temas etmemesini sağlayacak şekilde orijinal ambalajında ve ayrıca poşet içine konarak 21°C ya da altındaki sıcaklıkta, akan suda çözündürmektir.
Özellikle düşük yoğunluktaki gıda maddeleri, üretim sürecinde hemen başka bir pişirme donanımına aktarılacaksa mikrodalga fırında çözündürme işlemi yapılabilir. Yalnızca dondurulmuş olarak pişirilmesi güvenli olan yiyecekler (dondurulmuş patates, sebze vb.) çözündürülmeden pişirilmelidir.
GIDA BOZULMALARI
YEMEK HAZIRLANMASINDA DİKKAT EDİLMESİ GERKEN DİĞER HİJYEN HUSUSULARI
(1) Pişirmede Hijyen İlkeleri: Pişirme esnasında ürünlerin merkez sıcaklığı 70°C olmak şartıyla en az 2 dakika veya 60°C’de en az 45 dakika ya da 80°C’de en az 2 saniye tutulmasına dikkat edilmelidir. Bazı kuru gıdalarda ürün sıcaklığı daha yüksek tutulmalıdır. Örneğin toksin içerebilen kırmızı barbunya fasulyenin en az 100°C’de 10 dakika kadar ısıtılmış olması içerdiği toksinin etkisinin yok edilmesi için gereklidir. Pişirme esnasında yiyeceğe uygulanan yüksek sıcaklıklar mikroorganizmaların yok edilmesini ve yiyeceklerin güvenli hale gelmesini sağlayacaktır.
Izgara gibi susuz pişirme yöntemiyle sunulan biftek, köfte gibi et yemeklerinde en büyük risk, etin içinin iyi pişmemesidir. Doğru sıcaklık ve yeterli sürede pişirilmeyen bu tür yiyeceklerin içleri kırmızı veya pembe renkte kalmaktadır. Bu nedenle özellikle hazırlık aşamasında bulaşma riski yüksek olan rosto, biftek ve tavuk gibi gıda maddelerinin, pişirilmeleri esnasında merkez sıcaklıklarının ölçülmesi gerekir. Bunun için de mutfak alanlarında yiyeceklerin merkez sıcaklıklarını ölçecek termometrelerin bulundurulması zorunludur.
(2) Soğutma İşleminde Hijyen İlkeleri: Pişirilerek hazırlanan yemekler her zaman hemen sıcak olarak servis edilmezler. Bazen önce soğutulmalarını gerektiren durumlar söz konusu olabilir. Zeytinyağlılar, sütlü tatlılar gibi mutfaklarda pişirilen bir kısım yiyecekler ancak soğuduktan sonra servis edilmektedir.
Pişirilen yemeklerin en kısa sürede hızlı bir şekilde soğutulmaları gerekir. patojen bakteriler çok miktarda pişirilip oda ısısında yavaş soğutulan yiyeceklerde kolayca çoğalmaktadır. Bu nedenle yemeklerin kendi halinde soğumasına hiçbir şekilde izin verilmemeli, hızlı soğutma teknikleri uygulanmalıdır. Bu tür yiyeceklerin 5°C-63°C arasında olan tehlikeli sıcaklık bölgesinde kalma süreleri minimuma indirilmelidir. Burada önemli olan nokta yiyeceklerin yüzeyindeki değil, merkezindeki sıcaklığın düşmesidir. Yemekler pişirildikten sonra hemen tüketilmeyecekse mümkün olan en kısa sürede buzdolabı veya derin dondurucuda saklama sıcaklıklarına indirilmelidir.
Yiyeceğin merkez sıcaklığının 2 saat içinde buzdolabı sıcaklığı olan +5°C’ye düşürülmesi en ideal durumdur.
Endüstriyel bir mutfak ekipmanı olan hızlı soğutucu ve şok dondurucular, yeni pişmiş ve çok sıcak olan yemeklerin sıcaklık derecelerini istenilen güvenli sıcaklığa çok kısa sürede indirebilen, böylece yiyeceklerin güvenli olmasını sağlayan ekipmanlardır. Hazır yemek sektöründe yer alan işletmelerin ve banket organizasyonu hizmetleri yiyecek içecek iş yükünün önemli payını oluşturan tesisler bu ekipmanlarla hızlı soğutma işlemini gerçekleştirmelidirler. Hızlı soğutucuda soğutulan yiyecekler 5 güne, şoklanarak dondurulan yiyecek maddeleri ise birkaç haftadan başlayıp 12 aya kadar saklanabilme özellikleri nedeniyle, mutfakta üretim planlaması yapılabilmesini ve iş akışının düzgün işlemesini sağlarlar.
Hiçbir şekilde daha önce pişirilmiş bir yemekle yeni pişirilmiş bir yemek karıştırılmamalıdır. Örneğin bir gün önceden artan pilavın yeni pişirilmiş pilavla karıştırılmaması gibi.
(3) Tekrar Isıtma İşleminde Hijyen İlkeleri: Tekrarlanan ısıtma ve soğutma işlemlerinde mikroorganizmaların çoğalması riski ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yiyecekler pişirildikten ve soğutulduktan sonra sadece bir kez ısıtılmalıdır. Tekrar ısıtma işleminde yiyeceğin merkez sıcaklığı en az 2 dakika süreyle 80 ºC’de tutulmalıdır. Isıtıldıktan sonra tüketilmeyen yiyecekler tekrar ısıtılarak tüketime sunulmamalı, atılmalıdır.
BESİNLERİN SAKLANMASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
(a) Tüm gıda maddeleri bulaşma veya çapraz bulaşma riskini önleyecek şekilde depolara yerleştirilmelidir. Çiğ ve tüketime hazır yiyecekler ayrı koruyucularda muhafaza edilmeli, birbirleri ile temas ettirilmemelidirler. Örneğin yumurtalar, çiğ olarak tüketilecek yiyeceklerden (salata malzemeleri vb.) uzakta muhafaza edilmelidir. İşletmenin olanakları varsa her ürün grubu için farklı soğutucuların kullanılması daha uygun olmaktadır. Bu olanak yoksa ürün gruplarının ayrı raflarda saklanması gerekir. Örneğin en alt rafa en kirli (patates gibi topraklı sebzeler) veya kırılabilir (yumurta vb.), dökülebilir (yemekler vb.) gıda maddeleri, en üst raflara ise çok sık kullanılmayan diğerlerine göre daha temiz, ambalajlı gıda maddeleri yerleştirilmelidir.
(b) Tüm gıda maddeleri, gıda kalitesi standartlarına uygun olan ambalaj malzemesiyle kaplanmış veya üstü kapalı olarak saklanmalıdır.
(c) Dondurulmuş gıdalar orijinal kapları içinde saklanmalıdır. Bu kaplar genellikle nem ve buhar geçirmez.
(ç) Un, pirinç gibi gıdalar rutubetten korunmalı ve sıkı kapaklı, paslanmaz kaplarda tutulmalıdır.
(d) Yiyecekler depolara konulmadan önce gerekli ayıklama, temizlik ve yıkama işlemlerinden geçirilmeli, kesinlikle satın alındığı gibi kutularla ya da kasalarla konulmamalıdır.
(e) Büyüklüğü veya şekli yüzünden raflara konmayan yiyecekler kolay hareket edebilen kızaklara yerleştirilmeli, yere konmamalıdır.
GIDA İŞİNDE ÇALIŞANLARIN HİJYENİ
Yiyecek içecekle uğraşan personel, insan sağlığı yönünden ağır sorumluluklar taşımaktadır. Birçok besin zehirlenmesinin ana nedeni, personelin dikkatsizliği ve bu konudaki bilgi yetersizliğidir.
(1) Gıda çalışanlarının elleri, mikroorganizmaların yiyeceğe bulaşmasında başlıca tehlike kaynağı olarak kabul edilmektedir. Bakteri üremesini engellemek için mutfak personeli işe başlamadan önce ellerini mutlaka yıkamalıdır. Bunun için mutfak personelinin kolay erişebileceği noktalarda sadece el yıkama için kullanılan lavabo, dezenfektanlı sıvı sabun, kâğıt havlu vb. donanıma sahip el yıkama üniteleri sağlanmalıdır.
(2) Tek kullanımlık eldivenler de tıpkı ellere hijyen açısından gösterilen duyarlılıkla kullanılmalıdır.
(3) Gıda hizmetinde çalışan kişilerin (Aşçı,Garson,komi, Barmen vb.)muhakkak periodik sağlık muayenelerinin (Portör ) ilgili yasalarca belirlenen period ve şekillerde yapılması sağlanmalıdır.
GIDA ÜRETİM MAHALLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DİĞER HUSUSLAR
1. Depolama alanları sık sık kontrol edilmeli, böcek haşere ve kemirgenlerin ürememesi için önlem alınmalıdır.
2.Zehirler, zehirli maddeler ya da temizlik malzemeleri yiyecek depolama alanlarından uzak yerlerde tutulmalıdır.
3.Yemek hazırlama araç ve gereçleri düzgün şekilde temizlenmeli, dezenfekte edilmeli, her işlem arasında temas edilen yüzeyler de dezenfekte edilerek temizlenmelidir.
4.Kullanım Suyunun Temizliğinden Emin Olmak: İşletmede içme, buz yapımı, içecekler ile karıştırma, yiyeceklere ilave etme, yiyecek malzemelerinin yıkanması, el yıkama, çalışma tezgâhları, araç ve gereçlerin temizliğinde kullanılan suyun içme suyu kalitesinde olması gerekir.
5. Masaların temizliğinde hijyen kurallarına uyulmalıdır. Masa örtüsü kullanılıyorsa, misafirler tarafından her kullanımından sonra masa yeni misafirler için hazırlanmalı, temiz masa örtüsü serilmelidir. Masa örtüsü kullanılmıyorsa boşlar toplandıktan sonra dezenfektanlı bir bezle masa silinmelidir.
6. Soğutucu üniteler ve dondurucuların temizliği de son derece önemlidir. Soğutucu/dondurucuların temizliğinde izlenmesi gereken adımlar şunlardır: Elektrikle bağlantı kesilir ve içinde bulunanlar boşaltılır. İç yüzey ılık, orta derecede bir deterjanla temizlenir. Ovucu tozlar kullanılmaz.
7.Gıda işletmelerinde kullanılan araç ve gereçler ile makinelerin düzenli periyotlarla temizliğinin yapılması gereklidir.
8. Yiyecekleri hazırlamada kullanılan tezgâh, ekipman, araç ve gereçler paslanmaz çelik veya polietilen gibi uygun malzemelerden yapılmış olmalıdır. Yeterli temizlik ve dezenfeksiyon sağlayamayacağı için tahta gibi malzemeler kullanılmamalıdır.Yemek hazırlama araç ve gereçleri düzgün şekilde temizlenmeli, dezenfekte edilmeli, her işlem arasında temas edilen yüzeyler de dezenfekte edilerek temizlenmelidir.
0 notes
gelmeyin · 2 months
Text
Spirulina: Doğanın Eşsiz Hediyesi
Spirulina, son yıllarda popülerliği hızla artan bir mavi-yeşil alg türüdür. Bu küçük mikroorganizma, besleyici özellikleri ve çeşitli sağlık faydalarıyla dikkat çeker. Doğada tatlı su göllerinde ve tropikal iklimlerde bulunan spirulina, beslenme dünyasında bir süper gıda olarak kabul edilir.
Spirulina, yüksek miktarda protein, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar içerir. Özellikle B12 vitamini açısından zengin olması, vegan ve vejetaryenler için önemli bir kaynak haline getirir. Ayrıca, demir, kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerin yanı sıra beta-karoten ve klorofil gibi güçlü antioksidanlar da içerir.
Bu alg, bağışıklık sistemini güçlendirebilir, enerji seviyelerini artırabilir, spor performansını iyileştirebilir ve kasların onarımını destekleyebilir. Ayrıca, sindirim sağlığını destekleyebilir, kan şekeri seviyelerini dengeleyebilir ve kolesterolü düşürebilir. Bazı araştırmalar, spirulina tüketiminin hatta kanser riskini azaltabileceğini öne sürmektedir, ancak bu konuda daha fazla çalışma gerekmektedir.
Spirulina, çeşitli formlarda tüketilebilir. Toz halinde takviyeler, tabletler, kapsüller veya sıvı özleri olarak bulunabilir. Günlük sağlık rejiminize spirulina eklemek, beslenmenizi zenginleştirebilir ve genel sağlık ve iyilik halinizi artırabilir.
Ancak, herhangi bir takviye gibi, spirulina da uygun dozlarda tüketilmelidir. Aşırı tüketim bazı yan etkilere yol açabilir, bu yüzden sağlık uzmanıyla danışmak önemlidir. Ayrıca, spirulina alerjisi olan kişilerin dikkatli olmaları gerekir.
0 notes
cevap · 2 months
Text
Spirulina: Doğanın Gücüyle Beslenme
Spirulina, son yıllarda sağlık ve beslenme dünyasında önemli bir yere sahip olan mavi-yeşil alglerden biridir. Bu mikroorganizma, zengin besin içeriği ve çeşitli sağlık faydalarıyla dikkat çekmektedir.
Spirulina, özellikle protein bakımından zengin bir besindir. İçerdiği temel amino asitler açısından dengeli bir profil sunar ve bu da onu vejetaryen ve vegan beslenme tarzını benimseyenler için önemli bir protein kaynağı haline getirir. Ayrıca, sindirimi kolay olan bu protein kaynağı, vücut tarafından daha etkili bir şekilde kullanılır.
Bu mükemmel protein kaynağına ek olarak, spirulina birçok vitamin ve mineral bakımından da zengindir. Özellikle demir, beta-karoten, B vitaminleri ve E vitamini gibi besin maddelerini içerir. Bu özellikleriyle, bağışıklık sistemini desteklemek, enerji seviyelerini artırmak ve antioksidan koruması sağlamak gibi çeşitli sağlık faydaları sunar.
Ayrıca, spirulina doğal olarak klorofil içerir. Klorofil, vücuttaki toksinleri temizlemeye yardımcı olan güçlü bir detoksifikandır. Bu özelliği sayesinde, spirulina vücudu detoksifiye etmek ve genel sağlığı desteklemek için etkili bir destek sağlar.
Spirulina doğanın bize sunduğu mucizelerden biridir. Zengin besin içeriği ve sağlık faydalarıyla dolu olan bu alg, dengeli bir beslenme programının önemli bir parçası olabilir. Ancak, herhangi bir besin takviyesi gibi, kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
0 notes
cemeks · 3 months
Text
Tumblr media
CEMEKS olarak hermetik kapılar konusunda uzmanlaşmış bir firma olarak hizmet vermekteyiz. Peki, hermetik kapılar nedir ve nasıl çalışır?
Hermetik kapılar, özellikle hastaneler, laboratuvarlar, ilaç endüstrisi gibi sterilizasyonun önemli olduğu alanlarda kullanılan kapılardır. Bu kapılar, dış ortam ile iç ortam arasında tam bir hava geçirmezlik sağlar. Böylece, iç ortamın sterilizasyonu ve hijyenik koşulların korunması mümkün olur.
Hermetik kapılar, özel contalar ve hava kilitleme sistemleri sayesinde hava sızdırmazlığı sağlar. Bu sayede, iç ortamda oluşabilecek hava akışı, toz, mikroorganizma ve diğer zararlı maddelerin geçişini engeller. Ayrıca, hermetik kapılar, basınç dengesini de kontrol altında tutar. Bu özellikleri sayesinde, sterilizasyonun önemli olduğu alanlarda güvenli ve hijyenik bir ortam sağlar.
Hermetik kapıların birçok avantajı bulunmaktadır. Bu kapılar, enerji tasarrufu sağlar ve iç ortamın ısı dengesini korur. Aynı zamanda, gürültü ve duman gibi dış etkenlerin iç ortama girmesini engeller. Hermetik kapılar, acil durumlarda da güvenli bir çıkış sağlar ve yangın gibi tehlikeli durumların yayılmasını önler.
CEMEKS olarak, hermetik kapı konusunda kaliteli ürünler ve profesyonel hizmet sunmaktayız. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunarak, hijyenik ve güvenli ortamlar oluşturmalarına yardımcı oluyoruz. Hermetik kapılar hakkında daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
gozdehaber · 3 months
Text
Bağırsak Sağlığı İçin En İyi 7 Fermente Gıda
Fermente gıdaların bağırsaklarınız ve içinde yaşayan trilyonlarca mikroorganizma için iyi olduğunu zaten biliyorsunuz, ancak en iyilerini seçmek her zaman kolay olmuyor. Bunları diyetinize dahil etmek, genellikle şişkinlik, kabızlık, asit reflü, cilt sorunları ve beyin bulanıklığını içeren dengesiz bağırsak ortamının belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Burası sağlığın (ve hastalığın)…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
vetrehberi · 4 months
Link
Koyunlarda Mikoplazma Ovis - Vet. Hek. Tahir Yavuz​
#mikoplazma #mikoplazmaovis #Eperythrozoonosisovis #Eperythrozoonosis #Mycoplasmaovis  #Mycoplasma #koyun #sheep #vet #pet #animal #veterinary #veteriner #vetrehberi #vetrehbericom
1 note · View note
karaca2508-blog · 6 months
Text
Biyolojik Risk Etmenleri İle Çalışanlarda İş Sağlığı ve Güvenliği
Tumblr media
Biyolojik Risk Etmenleri İle Çalışanlarda İş Sağlığı ve Güvenliği ile, çalışanın sağlık ve güvenliğine yönelik riskleri değerlendirmek ve alınması gereken önlemleri belirlemek için, çalışanın etkilenme türü, düzeyi ve süresi saptanmalıdır.
Biyolojik etkenler
Biyolojik etkenler denildiğinde aklımıza “herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmalar, hücre kültürleri ve insan parazitleri gelmelidir. Mikroorganizma, genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel olmayan mikrobiyolojik varlığı, hücre kültürü ise, çok hücreli organizmalardan türetilmiş hücrelerin in– vitro olarak geliştirilmesini, tanımlamak için kullanılan sözcüklerdir. Sağlıklı Yaşam ve Egzersiz
Biyolojik Risk Etmenleri İle Çalışanlarda İş Sağlığı ve Güvenliği
Biyolojik risk etkenlerinin söz konusu olduğu tüm işyerlerinde kurulum aşamasında, mimari yapı işlevine uygun tasarlanmalıdır. Çalışırken uyulacak hareket tarzları liste halinde yazılmalı ve tüm çalışanlar (örneğin bir hastane için başhekimden temizlik elemanına kadar) başta bu hareket tarzları konusunda olmak üzere, el yıkama davranışı geliştirme, kişisel hijyen, biyolojik etkenler ve neden oldukları hastalıklar vb. konularda eğitim almalıdırlar. Periyodik taramalarla duyarlı kişilerin saptanmasına çalışılmalıdır. Yalıtım ve dezenfeksiyon işlemlerinin etkene uygun olması sağlanmalıdır. Enfeksiyon taraması için bir epidemiyolojik sistem geliştirilmeli ve eğer o etkene yönelik bir aşı geliştirilmişse tüm çalışanların aktif bağışıklaması sağlanmalıdır.
Biyolojik Etkenlerin Enfeksiyon Risk Düzeyleri
Biyolojik etkenler enfeksiyon risk düzeylerine göre 4 gruba ayrılmışlardır. Grup 1 biyolojik etkenler İnsanda hastalığa yol açma ihtimali bulunmayan biyolojik etkenler. Grup 2 biyolojik etkenler İnsanda hastalığa neden olabilen, çalışanlara zarar verebilecek, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan, genellikle etkili korunma veya tedavi olanağı bulunan biyolojik etkenler Grup 3 biyolojik etkenler İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski bulunabilen ancak genellikle etkili korunma veya tedavi olanağı olan biyolojik etkenler Grup 4 biyolojik etkenler İnsanda ağır hastalıklara neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, topluma yayılma riski yüksek olan ancak etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenler. Biyolojik etkenlere maruz kalma riski bulunan herhangi bir çalışmada, çalışanın sağlık ve güvenliğine yönelik riskleri değerlendirmek ve alınması gereken önlemleri belirlemek için, çalışanın etkilenme türü, düzeyi ve süresi saptanmalıdır.
Maruziyet
Birden fazla grupta yer alan biyolojik etkenlere maruziyetin söz konusu olduğu işlerde RD, zararlı biyolojik etkenlerin tümünün oluşturduğu tehlike dikkate alınarak yapılmalıdır. RD, düzenli aralıklarla ve çalışanların biyolojik etkenlere maruziyet koşullarını etkileyebilecek herhangi bir değişiklik olduğunda yenilenir. RD yapılırken; - İnsan sağlığına zararlı olan veya olabilecek biyolojik etkenlerin sınıflandırılması, - Yetkili makamların, çalışanların sağlığını korumak için biyolojik etkenlerin denetim altına alınması hakkındaki önerileri, - Çalışanların yaptıkları işlerinin sonucu olarak ortaya çıkabilecek hastalıklarla, alerjik veya toksik etkilerle ilgili bilgiler, - Yaptıkları işle doğrudan bağlantılı olarak çalışanların yakalandığı hastalıkla ilgili bilgiler göz önüne alınmalıdır. İşveren, yapılan işin özelliğine göre zararlı biyolojik etkenleri kullanmaktan kaçınmalı ve teknik gelişmelere uygun olarak, kullanım koşullarında çalışanların sağlığı için tehlikeli olmayan veya daha az tehlikeli olan biyolojik etkenleri kullanmalıdır (ikame-yerine koyma).
Tumblr media
Yapılan RD sonucunda, çalışanların sağlık ve güvenliği için risk olduğu ortaya çıkarsa, çalışanların etkilenimi önlenmelidir. Bunun teknik olarak mümkün olmadığı durumlarda, çalışanların maruziyet düzeyinin en aza indirilmesi için; Mekanik Titreşimlerin Etkileri - Etkilenen veya etki altında kalabilecek çalışan sayısı, olabildiğince az sayıda tutulmalıdır. - Çalışma prosesleri ve teknik kontrol önlemleri, biyolojik etkenlerin ortama yayılmasını önleyecek veya ortamda en az düzeyde bulunmasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir - Öncelikle toplu koruma önlemleri alınmalı ve/veya maruziyetin başka yollarla önlenemediği durumlarda kişisel korunma yöntemleri uygulanmalıdır. - Hijyen önlemleri, biyolojik etkenlerin çalışma yerlerinden kontrol dışı dışarıya taşınması veya sızmasının önlenmesi veya azaltılmasını sağlayacak şekilde uygulanmalıdır. - Biyolojik risk işareti ile birlikte ilgili diğer uyarı işaretleri de kullanılmalıdır. - Biyolojik etkenlerin karıştığı kazaların önlenmesine yönelik plan hazırlanmalıdır. - Gerekiyorsa ve teknik olarak olanak varsa, kullanılan biyolojik etkenlerin saklandıkları ortam dışında bulunup bulunmadığının belirlenmesi için ölçümler yapılmalıdır. - Atıkların, gerektiğinde uygun işlemlerden geçirildikten sonra çalışanlar tarafından güvenli bir biçimde toplanması, depolanması ve işyerinden uzaklaştırılması (güvenli ve özel kapların kullanılması da dahil) uygun yöntemlerle yapılmalıdır. - Biyolojik etkenlerin işyeri içinde güvenli bir şekilde taşınması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Önlemler
Biyolojik risk etkenleriyle yapılan çalışmalarda işverenler ÇSGB’na şu bilgileri vermekle yükümlüdür: - RD sonuçları çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden risk bulunduğunu ortaya koyuyorsa, istenmesi halinde; - RD'nin sonuçları. - Çalışanların biyolojik etkenlere maruz kaldığı veya kalabileceği işler. - Maruz kalan çalışan sayısı. - İşyerinde sağlık ve güvenlikten sorumlu kişilerin adı, soyadı, unvanı ve bu konudaki yeterliliği - Çalışma şekli ve yöntemleri de dahil olmak üzere alınan koruyucu ve önleyici önlemler. - Fiziksel engellerin ortadan kalkmasından kaynaklanabilen, Grup 3 veya Grup 4 de yer alan biyolojik etkenlere maruziyetten çalışanların korunması için acil eylem planı. - İşveren, biyolojik etkenin ortama yayılmasına ve insanda ciddi enfeksiyona ve/veya hastalığa sebep olabilecek herhangi bir kaza veya olayı derhal ÇSGB ve Sağlık Bakanlığı’na bildirir. - İşletmenin faaliyeti sona erdiğinde, biyolojik etkene maruz çalışanların listesi ile bu konudaki tüm tıbbi kayıtlar ÇSGB’na verilir. - Tüm çalışanların, biyolojik etkenlerin bulaşma riski bulunan çalışma alanlarında yiyip içmeleri engellenmelidir. - Çalışanlara uygun koruyucu giysi veya diğer uygun özel giysi sağlanmalıdır. - Çalışanlara, göz yıkama sıvıları ve/veya cilt antiseptikleri de dahil, uygun ve yeterli temizlik malzemeleri bulunan yıkanma ve tuvalet olanakları sağlanmalıdır. - Çalışanlar için gerekli koruyucu donanımlar; belirlenmiş bir yerde uygun olarak saklanmalıdır. Her kullanımdan sonra ve kullanımdan önce kontrol edilip temizlenmelidir. Bozuk koruyucu donanımlar, kullanımından önce onarılmalı veya değiştirilmelidir. - İnsan ve hayvan kaynaklı örneklerin alınması, işlem yapılması ve incelenmesi yöntemleri belirlenmelidir. - Koruyucu elbiseler de dâhil, biyolojik etkenlerle kirlenmiş olabilecek iş elbiseleri ve koruyucu donanım, çalışma alanından ayrılmadan önce çıkarılmalı ve diğer giysilerden ayrı bir yerde saklanmalıdır. İşverence, kirlenmiş bu elbiselerin ve koruyucu donanımın dekontaminasyonu ve temizliği sağlanmalı, gerektiğinde imha edilmelidir. İşyerlerinde İş Hijyeni Ölçümleri Nasıl Yapılır?
Biyolojik İzlem
Biyolojik İzlem’in tanımı Biyolojik izlem tehlikeli maddelerin, metabolitlerinin ya da bunların biyokimyasal veya biyolojik etkilerinin parametrelerinin varlığında çalışanlardan alınan biyolojik materyallerin analizidir. Amaç çalışanların iç maruziyetini ölçmek, analiz sonuçlarını eşik düzeyleri ile karşılaştırmak ve maruziyeti azaltmada uygun önlemleri önermektir İki çeşit biyolojik izlem yapılır; - İç maruziyeti izleme ve biyolojik ile biyokimyasal etkiyi izleme. - İç maruziyet izlemesinde, biyolojik materyaldeki tehlikeli maddelerin ve metabolitlerinin düzeylerinin ölçülür. Biyolojik etki izlemesi hücresel düzeyde biyolojik reaksiyonları ölçer (örn., mutasyonlar, sitogenetik ve sitotoksik etkiler). İzlenen etkilerinin kendisinin organizma için olumsuz sonuçları olması gerekmez. Biyokimyasal etki izlemesinde genellikle protein ve DNA gibi makromoleküllere kovalan olarak bağlanan (örn., DNA eklentileri ve protein eklentileri) mutajenik maddelerin reaksiyon ürünlerinin ölçümünün kastedildiği anlaşılır İş sağlığının hedeflerinden biri de; çalışanların, sağlıklarını olumsuz etkileme riski olan maddelere maruziyetini en ufak bir sağlık sorununa ya da toksik etkiye neden olmayacak sınırlarda tutmaktır. Bu nedenle işyeri ortamından numuneler alınarak maruziyetin değerlendirilmesi gerekir. Çalışanın etkilenme derecesinin değerlendirilmesi için ortam ölçümleriyle birlikte kullanılacak biyolojik izleme ölçümlerinin geliştirilmesi önem kazanmıştır. Endüstride kimyasal maddeye maruziyetin belirli standartlara göre analizi ve yorumlanması "çevresel izleme", kişisel maruziyetin ise biyolojik parametrelere göre biyolojik sıvılarda analizi ise "biyolojik izleme" olarak ifade edilir. Bir başka tanımla; “Sağlık risklerinin değerlendirilmesi amacıyla; doku, salgı, dışkı, solunan hava ya da bunların kombinasyonundaki madde ya da metabolitlerinin ölçülmesi ve değerlendirilmesine biyolojik izleme” denir. Örneğin, aromatik bir hidrokarbon olan toluenin işyeri ortamında TLV-TWA olarak tayini, çevresel izleme, maruz kalan kişilerin kanlarında toluen, idrarlarında metabolitleri olanhippurik asit ve o-krezol tayini "biyolojik izlemeye" örnektir. Biyolojik izleme, kişisel maruziyet değerlendirmesinin yöntemi olarak önerilmeden önce toksikokinetik ve toksik kimyasalların metabolizmaları ile ilgili yeterli bilgi edinilmelidir. Bu analizler duyarlı ve güvenilir (standart) analitik yöntemlerle gerçekleştirilir. İş ortamında iyi endüstriyel hijyenik koşulların sağlanması için çalışanların maruz kaldığı zararlı miktarda, tehlikeli maddeleri tanımlamak amacı ile çevresel izlenmeleri yapılır. Ancak çevresel izleme yanında maruz kalınan internal dozun incelenmesi (biyolojik izleme) maruziyetin daha iyi bir göstergesi olarak kabul edilir. Bu amaçla da maruz kalınan kimyasal madde veya karışımlarının kan, idrar, saç gibi biyolojik materyalde kendileri ve/veya metabolitlerinin niteliksel veya niceliksel analizleri yapılır. Analizde kullanılan yöntemlerin her kimyasal maddeyi tanımlayacak spesifiklikte olması gerekir. Ayrıca kompleks yapıdaki biyolojik materyalde ise çok düşük miktarda bulunduklarından dolayı bu yöntemlerin duyarlıkları yüksek ve yeterli derecede tekrarlanabilir olmalıdır. Biyolojik izlem’in kullanımı ve amacı Biyolojik izlem çalışma koşullarının değerlendirilmesi için bir araçtır, mesleki tıbbi korunmanın bir parçası olarak mesleki tıbbi muayene ile bağlantılı kullanılır. Biyolojik izlem gereksinimi yasal düzenlemeler veya iş yeri koşullarının bir sonucu olabilen özel koşullar ya da bir maddenin kendine has özellikleri tarafından belirlenir. Biyolojik izlem gerekip gerekmediğini iş yeri hekimi tespit eder ve işverene haber verir. Biyolojik izlem şunların ölçümünü mümkün kılar; - Çalışanlar tarafından inhalasyon, deri yoluyla veya yutma aracılığıyla alınan tehlikeli maddelerin miktarları, - Tehlikeli bir maddeye maruziyetin spesifik biyokimyasal ve biyolojik etkileri, - Tehlikeli maddelerin metabolizmasında kişisel farklılıklar, - Tehlikeli maddelerin kullanımında kişisel hijyen, - İş yerinde koruyucu önlemlerin etkinliği ve böylece sağlık risklerinin değerlendirilmesi. Biyolojik izleme kanser gibi düşük dozlarda uzun süre / kronik etkilenim sonucu ortaya çıkan hastalıklar için genellikle yetersiz kalmaktadır. Kimyasal maddelerin kan veya idrara metabolitlerinin aranması daha çok akut toksik etki oluşturan kimyasal maddeler için geçerlidir. Genel İş Sağlığı ve Güvenliği Kuralları Bir kimyasalın havadaki yoğunluğu vücuda giren/alınan/emilen miktarla ilişkili olmayabilir. Yani ortam havasında konsantrasyonu çok yüksek olan bir madde kanda veya idrarda bulunmayabilir. Bu nedenle asıl etki olan sağlık etkisinin takibi için; bazı durumlarda ortam ölçümlerine göre biyolojik izlem daha avantajlıdır. Çünkü önemli olan absorbe edilen kimyasalın miktarıdır. Oysa aşağıda sayılan birçok faktör kimyasalların vücuda alınmasını etkilemektedir: - Farklı yerlerde kimyasalların konsantrasyonundaki değişiklik, - Farklı zaman noktalarında kimyasalların konsantrasyonundaki değişiklik, - Parçacık büyüklüğü ve aerodinamik özellikleri, - Kimyasalın çözünebilirlik özellikleri, - Çeşitli emilim yolu seçenekleri (deri, sindirim vb.), - Koruyucu donanımlar ve etkinlikleri, - Solunum hacimleri (iş yük-iş enerji istemleri), - Kişisel alışkanlıklar, - İşyeri dışındaki etkilenmeler, - Kimyasalların vücuda toplanması, - Havadaki konsantrasyonlar genellikle zaman ve yer ile değişkenlik gösterebilir. Örneğin uygun ve etkili bir KKD kullanan bir çalışanın çalıştığı ortamdaki ölçümler ne olursa olsun sağlık etkisinden korunmuş olacaktır. Oysa ortam havasında izin verilen limitlerin altında bile olsa KKD kullanmayan bir işçi zaman zaman yüksek dozlarda maruz kaldığından toksik sınırlarda etkilenmiş olacaktır ve kan ve idrarda etkilenilen maddenin metabolitleri saptanabilir Bu ifadeden ortam havasını ölçmenin gereksiz olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Etkeni kaynağında yok etmek buna ek olarak ortamdaki yoğunluğu azaltmaya çalışmak temel ilkelerden biridir. Bu nedenle çevresel ölçümlerle biyolojik izlemlerin birlikte yapılması gerekmektedir. Maruziyet durumunun izlenmesi; kimyasalın vücuttaki miktarının saptanması kimyasal maddenin vücuttaki değişimine bağlıdır. Emilim oranı yüksek bir madde kanda yüksek konsantrasyonlara ulaşabilir ama karaciğerden ilk geçişte metabolize oluyorsa rutin maruziyet izleminde anlamı olmayabilir. Düşük dozda kronik etkilenilen bir maddenin vücutta metabolize olamıyor/atılamıyorsa maruziyet izlenmesi mutlaka gerekli ve anlamlıdır. İş_Kazası Kapsamı ve Bildirim Süreleri Maddenin vücutta nerede biriktiği, ne kadar sürede elimine edildiği de önemlidir. Bu nedenle bazı maddelerin kan konsantrasyonu önemli iken bir başkasının idrar konsantrasyonu bir başkasının hedef doku ve organdaki yaptığı patolojik değişiklikler önemlidir Read the full article
0 notes
onlinefirmam · 4 months
Text
Gıda Vakum Makinası
Gıda Vakum Makinası: Tazeliği ve Dayanıklılığı Korumanın Anahtarı
Tumblr media
Gıda vakum makinaları, mutfakların vazgeçilmez yardımcıları arasında yer alırken, gıda tazeliğini ve dayanıklılığını korumanın en etkili yollarından birini sunarlar. Bu cihazlar, yiyecekleri vakumlu poşetlerde saklayarak havadan izole ederler, böylece oksijen temasını sınırlarlar. Bu, gıdaların daha uzun süre taze kalmasını sağlayarak israfı azaltırken aynı zamanda lezzetin ve besin değerinin korunmasına yardımcı olur.
Gıda vakum makinası, ev kullanımı için tasarlanmış küçük modellerden, restoranlar ve gıda işletmeleri için profesyonel büyük makinelerine kadar geniş bir yelpazede bulunur. Temel olarak, bu cihazlar bir vakum pompası ve vakumlanacak yiyecekleri yerleştirmek için bir vakum poşeti veya rulo içerir.
Gıda vakum makinalarının sağladığı avantajlar nelerdir?
Tazeliği Korur: Vakum ambalaj, yiyeceklerin hava ile temasını keser, bu da oksidasyonu ve bakteri üremesini engeller. Sonuç olarak, meyve, sebze, et, balık ve peynir gibi gıdalar daha uzun süre taze kalır.
Gıda İsrafını Azaltır: Gıda vakum makinaları, yiyeceklerin daha uzun süre dayanmasını sağladığı için atılmasını gerektiren gıda israfını azaltır. Bu, hem bireylerin hem de işletmelerin bütçelerine katkı sağlar.
Daha Uzun Süre Depolanabilirlik: Vakumlanmış gıdaların dondurucuda veya oda sıcaklığında daha uzun süre depolanabilmesi, hazırlanan yemekleri ileri tarihlerde tüketmek veya gıdaları mevsim dışı dönemlerde saklamak için büyük bir avantajdır.
Lezzeti ve Besin Değerini Korur: Vakum ambalaj, gıdalardaki lezzet ve besin değeri kaybını minimize eder. Bu sayede gıdalar daha lezzetli ve besleyici kalır.
Marinasyonu Hızlandırır: Vakumlanmış yiyecekleri marine etmek, lezzetlerin daha hızlı emilmesine yardımcı olur. Bu, etlerin veya sebzelerin daha lezzetli ve aromatik hale gelmesini sağlar.
Gıda vakum makinaları, modern mutfaklarda vazgeçilmez bir yardımcıdır. Hem ev kullanıcıları hem de ticari işletmeler için yiyeceklerin tazeliğini ve dayanıklılığını artırmanın etkili bir yolunu sunarlar. Ayrıca, bu makinelerin çevresel etkileri de göz önünde bulundurularak doğru kullanımı, yiyecek israfını azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Gıda vakum makinaları, hem pratik hem de ekonomik bir çözüm sunarak mutfaklara değer katar.
Gıda vakum makinası, gıdaların uzun süre taze kalmasını sağlamak, besin değerini korumak ve gıda israfını azaltmak amacıyla kullanılan bir cihazdır. Bu makinalar genellikle evde ve endüstriyel mutfaklarda kullanılır. İşlevselliği, kullanım kolaylığı ve sağladığı avantajlar nedeniyle giderek daha popüler hale gelmektedir.
Gıda vakum makinaları, ambalajlanacak gıdaların içindeki hava miktarını azaltarak oksidasyonu önler. Oksidasyon, gıdaların renk, tat ve besin değeri üzerinde olumsuz bir etkiye neden olabilir. Ayrıca, vakum ambalajı, gıdaların mikroorganizma büyümesini ve bozulmasını önleyerek raf ömrünü uzatır.
Bu makineler genellikle şu temel prensiplere dayanır: Gıdalar özel vakum torbalarına yerleştirilir, makina hava emer ve torbayı sıkıca kapatır. Bu işlem, gıdaların çevresindeki oksijen miktarını azaltarak bozulmayı önler. Ayrıca, bu yöntem, dondurulmuş gıdaların dondurulmuş halde daha uzun süre taze kalmasına da yardımcı olabilir.
Gıda vakum makinalarının birçok avantajı vardır. İlk olarak, bu makineler gıda israfını azaltabilir. Çünkü vakumlu ambalaj, gıdaların daha uzun süre taze kalmasını sağlar, bu da kullanıcıların gıdalarını daha uzun süre saklamasına olanak tanır. Ayrıca, özellikle sezon dışı meyve ve sebzelerin taze lezzetini korumak için kullanılabilir.
Bu makineler aynı zamanda gıda hazırlığı ve saklaması konusunda pratik bir çözüm sunar. Evde yemek hazırlayan kişiler, önceden hazırlanan yemekleri vakumlayarak buzdolabında veya dondurucuda saklayabilirler. Böylece, yoğun bir iş gününde bile sağlıklı bir yemek hazırlamak daha kolay olur.
Gıda vakum makinaları, evde veya restoranlarda kullanıldığında, toplu alışveriş yapıldığında veya özel bir sebze/meyve hasadı olduğunda da oldukça kullanışlıdır. Bu makineler, büyük miktarlarda gıda satın alındığında veya üretildiğinde, ürünlerin taze kalmasını sağlayarak maliyet tasarrufu yapılmasına yardımcı olabilir.
Gıda vakum makinası, gıdaların daha uzun süre taze kalmasını sağlayarak besin değerini korur, gıda israfını azaltır ve genel olarak mutfak işlerini kolaylaştırır. Ev kullanıcılarından profesyonel şeflere kadar birçok kişi için pratik ve faydalı bir mutfak aracıdır.
#vakummakinası #vakum #foodvacuum #vacuummachine #gıdavakummakinası #makpack #vakumlama #vacuum #vakummakinesi #kasap #kuruyemiş #şarküteri
2 notes · View notes
ethicwater · 6 months
Text
Tumblr media
Su Kirliliği ve Neden Olduğu Hastalıklar
Su Kirliliği, Musluk suyu, bazen sizi hasta edecek kadar yüksek seviyelerde mikroorganizma ve kimyasallarla kirlenebilir. Kamu suyu ve özel kuyuların nasıl kirlediğini öğrenin ve suyunuzun güvenli olmayan mikroorganizma veya kimyasal seviyelerine sahip olup olmadığını nasıl öğreneceğinizi keşfedin.
Su Kirliliği
Şebeke suyu, tüketim için uygun hale getirilmek üzere arıtılmaktadır; fakat bazen kirlenme riskleri bulunmaktadır. Türkiye’de içme suyu kalitesini denetleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, suda bulunabilecek mikroorganizma ve kimyasallar için belirli sınırlar koymuştur. Ancak, çeşitli sebeplerle şebeke suyu, zararlı mikroorganizma ve kimyasallarla güvenli olmayan seviyelerde kirlenebilmektedir.
Bu kirleticiler, suyun kaynağında (örneğin, yeraltı suyunda, göl veya nehir suyunda) bulunabileceği gibi, su arıtma tesisinden geçtikten ve mikroorganizma ve kimyasalları ayırdıktan sonra dağıtım sistemine girdiğinde de oluşabilir.
Bakanlık, su işletmelerini, içme suyu sistemlerinde bulunan mikroorganizma ve kimyasallar için test yapmaya zorlar. Bu testler sonucunda, suda herhangi bir güvenli olmayan kimyasal veya mikroorganizma seviyesi tespit edilirse, su işletmeleri tüketicilere bilgilendirme yapmakla yükümlüdür. Ayrıca, tüketicilere yıllık içme suyu kalitesi raporu da sunulmaktadır. Bu raporlar, tüketicilerin suyun kalitesi hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar.
Bazı insanlar, sudaki mikroorganizma ve kimyasallardan daha kolay hastalanma riski taşımaktadır:
Bebekler
Küçük çocuklar
Hamile olan bireyler
Yaşlı yetişkinler
Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar; HIV ile yaşayanlar, kemoterapi tedavisi görenler veya organ nakli sonrası ilaç alanlar gibi.
Bu gruplar, su kaynaklı hastalıklara karşı daha duyarlıdırlar ve bu nedenle su tüketirken ekstra dikkatli olmalıdırlar. Şebeke suyunun kalitesi hakkında bilgi sahibi olmak, bu gruplar için özellikle önemlidir.
https://www.ethicwater.com.tr/2023/10/25/su-kirliligi-ve-neden-oldugu-hastaliklar/
0 notes