Tumgik
#kalbin yok mu senin
didoretrosu · 4 months
Text
cigarette daydream
7 notes · View notes
Tumblr media Tumblr media
Yoksa korkuyor musun?
Bu aşk sana çok mu?
Senin kalbin yok mu hiç?
Kalbin yok mu senin?
0 notes
nebez · 2 months
Text
Önceden adın bile yoktu.
Tıpkı yaşadığın Dünya'nın da daha önceden bir adı olmadığı gibi.
Zaman yoktu,
Mekân yoktu,
Madde yoktu…
Sende, her şey gibi bir hiçtin.
Bırak yaşadığın alem içindeki yerini, yaşadığın Dünya'da bile bir noktadan ibaretsin, hatta bir zerreden.
Dünya'nın, o koskoca, devasa evrende yok olması, kıyâmetinin kopması ne kadar bir önem arz ediyorsa, senin bu Dünya'dan gidişinde o kadar önem arz ediyor; Sevdiklerin, seni sevenler için başka anlamlar, derin duygular ifade edebilsede.
Seni sevenler de, senin sevdiklerin de daha önceden bir hiçtiler. Tıpkı senin gibi. Onların da bir adı, şânı… yoktu.
Dünya senden kaç yaş büyük?
Doğduğundan bu yana kaç kişi öldü?
Seninle birlikte kaç kişi doğdu?
Şimdi kaç yaşındasın: 15, 20, 30, 40…?
Senden önce kaç kişi yaşadı, kaç kişi öldü?
Bunların bilimsel bağlamda hep cevapları mevcut. İlim öğrenmek basit bir iş değil. Bu hayata geldiğinde, elinde olanlar ve elinde olmayanlar hep seni ilgilendirdi.
Kalbin, elinde olmadan atıyor; Senin bir yardımın oluyor mu ona? Ciğerlerin, senin komutlarının dışında nefes alıp vermekte. Sen istesen, kendi başına bunu becerebilecek misin?Hadi bir yere kadar engel olabilirsin. Elinde olmayanlara daha bir yığın örnek verilebilir.
Peki bu elinde olmayan, ama senin hayatta kalmanı sağlayan etkenler senin elinde olsaydı, yaşamaktan nasıl zevk alabilecektin bir düşün bakalım. Bazen oluyor, eline batan dikenin acısıyla iki dakika geçiremiyorsun. O güzelim tasarımı ve akıllara zarar sistemi ile işleyen kalbi nasıl idare edecektin?
Elinde olanlara bakalım bir de; Gözlerini istediğin yere çevirebiliyorsun. Göz kapakların senin emrinde. (istisnalar dışında) Ellerini, ayaklarını (yine istisnalar hâricinde) istediğin gibi hareket ettirebiliyorsun. Peki bunlar senin elinde olmayanlar içinde olsaydı.
Hepsi, daha önce kendilerine verilmiş bir komut eşliğinde, kafalarına göre veya hareket etselerdi; Hayattan nasıl zevk alabileceğini bir düşün? Alabilir miydin? Demek ki, elinde olmayanların elinde olmaması, elinde olanların elinde olması gerekmekteymiş. Bu gerekli denklemi sana kim sağladı? Tabiki yüce Yaratıcın.
Bu yaşına kadar bu denli kusursuz ve dâimi düzenle birlikte olduğun için sanırım o Yaratıcına bir şükrü çok görmüyorsun. Onun istediği gibi de ona secde ediyorsundur umarım.
Şunu da asla unutma; Senin, emirleri yerine getirmemenden ötürü, sana emri veren o yaratıcın bir şey kaybetmez, ondan bir şey eksilmez. Sen, onun emirlerini yerine getirdiğin taktirde de o bir şey kazanmaz, bunlara da muhtaç değil. Ama sen, ama sen yaparsan çok şey kazanır, yapmazsan çok şey kaybedersin. Denemesi bedava.
Şimdi görmezsen bile alem değiştirince son noktasına kadar idrak edeceksin.
Tumblr media
104 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 9 months
Text
Sana diyecek hiç bir şeyim yok artık. Ne kadar saçma değil mi? Oysa ben seni anlatacak kelime bulamazken şimdi ağzımı açıp hiç bir şey diyemiyorum. Sanki sana satırlar yazan, her bir satını gözyaşlarıyla silen ben değilmişim gibi. Eskiden seni görünce hissederdim bir kalbim olduğunu. Şimdi görsem kilim kıpırdamayacak haldeyim. Bir insanı kendinden nefret ettirmek nasıl bir duygu? Peki seni seven insanı kendinden nefret ettirecek kadar kötü olmak. Ya ben sana ölürüm derken şaka yapmıyordum. Ama şimdi karşımda can versen arkama bakmadan giderim. Öyle bitirmişim bendeki seni. Öyle soğumuş bir zamanlar bahar çiçekleri açan kalbim. Kendini berbat hissediyorsun değil mi? Yaktı mı canını sözlerim? Dokundu mu olmayan kalbine? Bir ürperti geldi mi içine? Dedin mi "Ben ne yaptım?" diye. Olmadı mı? Şaşırmadım senin kadar kalpsiz birinden başka ne beklenir ki? Gülüp arkanı döndün, gidiyorsun bir gün sana gelmek için adım saydığım yollardan. Ah kalpsiz kadın Bir kere ciğerin yansın. Bir kere kahrol sende benim gibi. Yüzüme bakacak yüzün olmasın. Sana beddua etmeyeceğim, sen onu bile hak etmiyorsun artık. Ne garip ya bir zamanlar her gece dua ederdim Rabbim seni kaderime yazsın diye. Demek ki vazgeçmek böyle bir şeymiş, insan dualarını bile tövbe ederek hatırlıyormuş. Sitemim sana da değil yanlış anlama. Sitemim taş kalbine ama en çok ta kendime. Ben fazla aşık olmuşum sana, Fazlaca katmışım kendime. Sen oluşuma lanet ediyorum bu gün. Taş kalbinin içinde bir yerlerde olmak için çabaladığım günlere lanet ediyorum. Şu son 7 seneye tanet ediyorum. işte şimdi git kalbim. Seni azad ediyorum..😢😢😢
Tumblr media
61 notes · View notes
yalnizligincisi · 4 months
Text
İnsan mısın sen? Geberdiğimi görmedin mi benim? Bir insan bir insana bunu nasıl yapar, kalbin yok mu senin?
21 notes · View notes
bencinayetoldum · 7 days
Text
fakat işte gel gör ki dünyam takla attı. çünkü kalbin ani fren yaptı. hiçbir sebebi yok üstelik, beni sevmeyi, öylece birdenbire bıraktın. ben o beşikte yaşamaya öyle alışmışım ki, evsiz yurtsuz uykusuz ümitsiz kalakaldım. ve şaşkın. böyle bir ihtimale karşı çok hazırlıksız yakalandım. evvel zaman içinde, ben sanırdım ki senin beni sevmediğin bir sabaha uyanmak artık mümkün değil, afetler tufanlar savaşlar çıksa yer yarılsa başımıza taş yağsa gök yıkılsa ben hatalar üstüne hatalar yapsam yaşlansam yaslansam bi bastona ellerim kırışsa burușsa düşsem elden ayaktan herkesler dönse sırtını ben bile sevmekten vazgeçsem kendimi, ben sandım ki sen beni yine de seveceksin. așımız olmasa aşkımız olur başımız kopsa kalbimiz durur sandım ben çok mu aptalım. ölsek toprak toprak yaşarken köpük köpük dalga dalga severiz bir ömür sürer gider bu böyledir çünkü kalp sebebini bulursa hep onun için çarpar sandım. renkler solsa şarkılar dursa kuşlar ölse çiçekler dökülse biz baharı yeniden taşırız sandım. sevmek bitmez pil değil ki kalem hiç, kalemin bile tükenmeyeni var sevgi tükenir mi sandım. tam da bu yüzden. dünyam takla attı. hasarım hesapsız. başımda dehşet bir ağrı. dünleri düşünmeyi bırakmam lazım. solmayı seçen bir çiçeği inatla yeșertmeye çalışmaktan vazgeçmem lazım. değişen mevsimle ve gelecek günlerle yüzleşmem lazım. da nasıl. sökük dikilir dökük toplanır yara sarılır ama benim dünyam takla attı. buna ne yapılır.
@tugbakarademir ❤️‍🩹
11 notes · View notes
ausstraliiss · 2 days
Note
Merhaba, biraz hesabına göz attım. Çok hoştu.
Kendimden bahsetmek istedim, nedensizce.
Her gün 60 km yol gidip geliyorum, yollar insana bir şeyler katar mı? Bana çok şey kattı, şarkıların dillerini çözdüm mesela, kendimi fark ettim, unuttuğum şeyleri hatırladım. 60 km yol ne katabilir demeyin çok şey katıyor.
Bazen nefes alamıyorum, mecazi anlamda. İnsan nefes almayı unutur mu? Ben unutuyorum.
Lisedeyim, ilk yıllarım. Aşkı tattığım yıl, üst kata çıkıcaktım öğretmenler odasına merdivenleri dönerken biriyle çarpıştım, çarpan benim o pardon dedi, kem küm ettim hızlı hızlı merdivenleri çıktım. Yeşilli ama,üstünde yeşil bir ceketi vardı. Arkadaşlara rezilliğimi anlattım seninki demeye başladılar, ortada bir şey yokken hoşlantı tohumları kalbime ekildi. Gece gündüz yüzü aklımdan çıkmıyor, bir gün cesaretlendim yazdım uzun uzun.. 8 saat sonra gördü, tam 8 saat sonra, heyecanla beklediğim 8 saat..
Söveceğini falan bekliyordum o kadar uzun yazmıştım ki karakterini bilmiyorum tabi sadece yazmak istedim, içimdekileri bilsin istedim ve yazdım.
O kadar kibar bir şekilde reddetti ki ben daha çok hoşlandım, hayatında kimseyi istemiyormuş, yazdıkları hoşuna gitmemiş değil, hislerime karşılık vermek istermiş, kırmak istemezmiş, ama reddetmesi daha uygunmuş. Hak vermiyor değilim, şu an o kadar haklı ki, iyiki diyorum iyiki.. ama o an çok üzülmüştüm, okulda dönem boyunca umut verircesine baktı, gözleri kalbimi delip geçiyordu. Peşini bırakmadım yüzsüz gibi yazıp yazıp durdum, seviyordum ne yapayım. Kalbinin o kadar temiz olduğunu görünce sevmekten başka ne yapabilirdim ki. Çok sevdim, güzel sevdim. Taki talihsiz olaylara kadar, uzun zamandır görmedim onu ama kalbimde hala ona karşı bir sevgi var duruyor orada tam ortada, dayanamayıp yine yazdım. Konuştuk uzunca ertesi gün o yazdı, konuşmaya başladık bildiğiniz, o kadar güzeldi ki, o kadar huzurluydu ki. Bakın onu öpmedim, ona sarılmadım bile, kokusunu dahi bilmiyorum ama sözleri o kadar huzur veriyordu ki, mutluydum.. Ama ortada bir şey yoktu arkadaş desen arkadaş değiliz flört desen değiliz, sevgili desen değiliz. İyikide değilmişiz, biz iki yabancıydık öyle de kaldık. Ondan uzaklaşmam gerekti onun için zaten hep uzaktık birbirimize ondan kopmam gerekliydi, kendim içinde onun içinde. Sınav yılıydı ders çalışıyordu, onu rahatsız etmek istemedim. Düşünsenize bir kişi sizin aklınızı karıştırıyor ders çalışmanızı engelliyor bir şekilde gireceğiniz sınavda bir net fazla yapacağınıza düşük yapıyorsunuz ve demez misiniz o etkiledi, ondan dolayı oldu, diye.
Belki çok ince ve ayrıntılı düşünüyorumdur bilmiyorum ama bildiğim tek şey onun hayatını kötü etkilememek, ondan uzaklaştığımı fark etmemiştir bile belkide, ben ona hep kalbimden geçenleri söyledim, içimi döktüğüm zamanlar oldu, hep en güzel sözlerle teselli etti. Aşk değildi belkide aramızda olan çünkü o da demişti tek taraflı aşk olmaz diye ben çok sevdim güzel sevdim sadece, şimdide mutlu muyum bir yanım evet bir yanım hayır, onunla daha çok zaman geçirebilirdim ama o kalbini bırak kapılarını açmadı bana, ama hayatına giripte onun bu iyi kişiliğini mahvetmedimde, geleceğini kötü etkilemedim de, sadece sevdim..
Güzel sevdim..
Ona armağan etmiştim bu şarkıyı
Kör kuyum..
Ne desem bilemedim ama sana şunu söyleyeyim. Böyle kalması en iyisi olmuş çünkü karşı tarafın haberi olmadan başkayan hoşlantı, sempati, aşk, sevgi adına ne denirse, o kişi sana karşılık verseydi uzun sürmeyecekti. Uzun soluklu bir ilişki olmayacaktı ve emin ol sen bitirecektin ilişkiyi. Çünkü karşılıksız başlayan ve arzulanan her kişi veya his karşılık almaya başladığın an artık eski önemini kaybeder. Bunu deneyimledim ve çok uzun sürmeden yarı yolda bırakıldım lsmgkslls. Oysa ki arzulayan, peşimden koşan da oydu. Demek ki karşılık bulunca hisler anlamını yitiriyormuş. Senin sevgini özel kılan şey de bu. Ulaşamamak, karşılık bulamamak. Allah karşına kalbin gibi temiz insanlar çıkarsın. (Şarjım 8 uzun uzun yazardım aslında ama vaktim yok.)
10 notes · View notes
Text
Sokakta yürürken aynı anda okyanusun dibindeymiş gibi. Yatağımın köşesinde dizlerimi karnıma sokmuş kuşlara renk seçerken ellerim kanamış ve hayır kırmızıyı seçmeyeceğim diye bağırmış gibi. Çok ağlamak istemişim ağlatmamışlar gibi. Bir örümceğin ağlamasıyla benimki bir gibi odanın köşesinde. Bir örümceğin bacaklarındaki kırılganlıkla geçiyorum omzunu. Aynı anda balkonda tüm ağırlığı parmak uçlarıma veriyormuş gibi. Rüzgarın kulaklarımdan geçmesi gibi. Yağmurun sırtımdan geçmesi gibi. Gibiler.
Üşümüş bir çocuğu giydirir gibi güzel ellerinle kalbindeki sesi sessizliğe çeviren şey aynı. Bir otel merdiveninde sarhoşluktan odasına çıkamayanlar kadar acı çekmiştir oysa yangın merdivenlerinden atlayanlar. Ellerinin bununla alakasını anlamıyorsun. Kimse anlamıyor kanla ellerinin alakasını. Kimse bir elinde silah diğerinde güvercin taşımıyor. Ama senin kafandaki atlıkarıncaya binen otuz beş çocuğun otuz beşi de mutlu. Korkmasan olur mu? Hiçbiri büyüyüp aynı anda girmeyecek otele. Korkma olur mu? Yangın merdivenleri bazen otellerin içinde olur ve hepsi ölür. Hayat kocaman bir at olur, ben küçücük bir karınca gibi kalırım üzerinde. Süremem. Yönlendiremem. Düşmemeye çalışırım sadece. Nehre gireriz, korkma olur mu derim kendime.
Bazen dudaklarımdan öpücük sökmeye çalışıyorum. Dondurulmuş yemekleri ısıtıp yemek gibi buzdan kalıplar halinde kalbine döküp kaçmak. Yanarsa hem kabarmaz hem de öpmüş olurum böylece. Sonra bu düş yayına acil müdahale gibi kesiliyor, sonra tam nehrin ortasında atın ayağı kırılıyor. Ağlama demek istiyorum, acımıyor. Kalbimden biliyorum. Ayaklarımda karınca bacaklarının kırılganlığıyla kendimden geçiyorum. Çekilmiş bir okyanustan sonra bakıyorum başındayım her şeyin. Okyanus sadece bir tablo duvarda ama ben okyanusun dibinde. Kuyunun dibinde. Yerin dibinde. Bir düş tekrar; hiç başucunda beklemedim senin. Keşke bir gece öksürseydin. Dizinin dibinde olurdum. Bir kesilme tekrar; ama başa döndüm dizlerimi karnıma soktum. Başucunda beklemek güzelken kitap olsaydım keşke. Ama başa döndüm. Olamam ellerim kanamış. Kırmızıyı seçmeyeceğim diye ağlamak istemişim ya, ağlatmışlar bu defa. Dip balığı gibi. Beni ağ la mış gibi biri. Kurtulmamış gibi. Kurtulmak istememiş hiç çırpınmamış gibi. Dök beni ortalığa der gibi. Beni renklerden uzak tutuyorlar. Daha sık siyah giyinmek istemiyorum. Daha fazla yas. Daha fazla ölüm. Merdivenlerle alakası yok. Çocukları mutluyken öldürüyorlar. Lunaparklar kapatılıyor bir bir. Kırmızıyı seçmeyeceğim diyorum diye oluyorsa bunlar, bak bileklerimi kestim. Ama o kırmızıdan değil de insan. Gecenin ortasında, kapkaranlık bir odanın köşesinde sigarayla “yanıp sönen küçük kırmızı bir” balık olmaktan yoruluyor.
Hadi yağmur başlayacak diyorum kendime sonra. Başımızı pencereden dışarı çıkarıp Eylül’ü öpelim.
30 notes · View notes
bengeldim-1 · 2 months
Text
Çek hayalini gözlerimden bu aşk sana çok mu? senin kalbin yok mu ?
2 notes · View notes
novaninfisiltilari · 3 months
Text
Çocuğu yanlış bir şey yaptı diye döve döve hayatı ona zindan eden cahil döl israfları kadar gereksiz bir şey yok bu toplumda. Ya ne yapmış olabilir çocuk sana ne demiş ne yapmış olabilir bu kadar. Ya yavrun o senin vicdansız. Yavrun. Sen çok doğruydun ya zamanında. Size çocuk yapan insanların %90'ının çocuğunu sırf çocuk sevgisi için değil de hizmetçi ya da toplum baskısı yüzünden yaptığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
Çocuğu döve döve eğitmeye çalış sonra çocuk mala dönünce suç sende değil onda olsun. Tabi ya ne çok akıllısınız siz.
İntiharlar oluyor. Minicik çocuklar ölüyor. Yedirdik içirdik giydirdik hiçbir şeyini eksik etmezdik deniliyor arkadasından. Ya bunları sen lütuf olarak mı görüyorsun. Sence bunlar bir lütuf mu. Bunlar senin sorumluluğun ya sike sike yedirip giydireceksin çocuğu. Bakamayacaksan durumun yoksa ne diye doğurdun. Zaten çocuğun derdi yemek giyecek olsa neden ölmek istesin ya. Annem seviyor der katlanır. Yıllarca çocuğu döv psikolojik siddet uygula çocuk intihar edince gel bir de ağla. Ha bir de şey var. Çocuk tam intihar edecekken engel olup bi tur daha döven. Bi tur daha söven. İntihar etmeye kalkıştı diye çocuğa deli muamelesi yapan da var tabi. Ama onu intihara kim sürükledi orası hep muamma.
Tacize uğrayan çocuğuna sarılmak yerine elaelem ne der diyen var mesela. Elalem duyarsa ne der ne düşünür. "Sus" der çocuğuna. Sus elalem duymasın. Elalemin hepsi gelip seni tek tek seni siksin adi şerefsiz. Çocuğun taciz edilmiş ya. Çocuğun neler yaşamış biliyor musun ya. Ya sen çocuğundan bihaber misin. O nasıl, iyi mi? Hiç düşündün mü sen bir kerecik. Annelik babalık yedirmek giydirmek değil bunun farkında mısın sen. Sikmişim senin yokluğunu. Neymiş çocukken çok yokluk görmüş hiç yiyip giyememiş çocukluğunda. Şimdi de çocuğuna aldığı kıyafeti lütuf görüyor.
Kızına mesela "ölü yüzünü seyredeyim" diyenler var. Aklınız alabiliyor mu? Bir baba kızına bunu nasıl diyebilir. Sonra gelip seni seviyorum dediğinde seni seviyorum lafına inanır mı o çocuk. Hoş gerçi %99'u asla seni seviyorum demez cocuguna. Neymiş çocukken ailesinden hiç sevgi görmemiş bu nedenle cocuguna nasıl sevgi gösterir bilmezmiş. Sikerim senin sevgisizliğini de seni de. Yok öyle bir şey. Seven belli eder. Seven kıyamaz. Senin kalbin taştan. Senin kalbin kapkara. Sen sevmek sevilmek ne bilir misin ki haysiyetsiz herif.
Çocuğun psikolojisini sikip kenara attıktan sonra bir de derslerinde mükemmel başarı elde etmesini isteyenler var. Çocuk ne yapacağını şaşırmış durumda. Hiçbir şey yapamıyor hedefi yok geleceği yok. Çocuk intiharı düşlüyor. Bu orospu evladı not peşinde mesela. Çünkü hava atmalı. Etrafına elaleme hava atmalı "Benim çocuğum .... kazandı." Onun derdi çocuğun geleceği değil ki elaleme hava atmak. Onunla övünmek. Böbürlenmek. Artık her ne boksa.
Çocuklar gözler önünde eriyip tükenirken onlar elalem, not, para derdinde.
Doğurabilen herkes anne baba olamıyor malesef.
2 notes · View notes
heranin-kalbi · 7 months
Text
Çek şu hayalini göster gerçek yüzünü
Böyle aşk olur mu hiç kalbin yok mu senin
4 notes · View notes
uzavil · 7 months
Text
normal birisi degilim, olmadım hic. aniden uzaklara dalıp gitmelerim vardır benim. kahkaha atarken bir anda yuzumun dustugunu, gozlerimin doldugunu gorursunuz. cok aglarken gormezsiniz beni ama sık sık cenemi sıkarken yakalarsınız. pek konuşmayı beceremem ben. sessizlesirim, bos bos etrafa bakarim. dedim ya normal birisi degilim, olmadım hic. dertlerim de benim gibi normal olmadı. hep farklı seyler dusundum, farklı seylerle mucadele ettim. hep bir seyleri yapmak, bir seylere susmak, bir seyleri yutmak ve bir seyleri hissetmiyormus rolu yapmak zorunda kaldım ben. kalbim yokmus gibi davranıldı bana, zamanla ben de alıstim bu davranislara. senin bir kalbin yok diye kabullendim. kırılma, alınma, darılma, trip atma gibi luksum olmadı hic. luks mu bunlar diyebilirsiniz, evet luksmus.
2 notes · View notes
izahtanvareste · 8 months
Text
canım
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım
his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış
çok sevince anladım
hayat, o evde yerin yok diyor
yerini bil
evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim
hâlâ, güzel olduğunu bilmeden
güzel duranı seviyorum
ellerini takip ediyorum, hâlâ
elin ısısıyla kalbin ısısı birbirine ne yakınmış
kalp sıkışıyor, el buz
yüzümü yağmura uzatsam geçecek diyorum
geçmiyor
ev buz
anlamaktan, kaybetmekten, sevmekten
beklemekten yoruldum
uykuya sarılmaktan
sen, o evde sarılmaktan korkanların en uzağında dur
olur mu?
öyle birine aşık ol ki
her şeyi unut, dans etmeyi hatırla
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sev
çok sev. çok küs. çok barış
ellerini takip et sonra.
ellerinde ne gördüğümü bulursan
en sonunda, ilk gördüğüne gülümse
güzel gülene aşık ol
aşık olursan bir gün benim kadar
yüzünü yağmura uzat...
geçti, geçti desin biri
hiç geçmesin
artık senin de bir şiirin var!
geçti... geçti...
2 notes · View notes
tubablbn · 11 months
Text
-Senin bi’ kalbin yok mu?
3 notes · View notes
Text
Sevmek Aslı
Sevmek aslımın bir nüshası yok. Her kalp kendinde mühürlü, hükümlü ve sadeliği kendinde çırpınır bir kalp çarpıntısı... Gelmezsen gelme sevgilim; kalbimdeysen başka bir yere ait değilsin. Yıllar boyu bir garip seviş yerleştirip takvime, namına yürüyen sevgiler podyumunda gittiğin yerlerin seyircisi oldum. Olsun, bendeysen en güzel sensin. Bir salise düşünüp bu büyük sevda yazgısını, seni bana getirir kılan kaderin müsveddesine çizilen mutluluk olduğun geldi aklıma. Ben mutlu, sen mutlu, aşk mutlu...
Hayal de mi kurmak yasak? Ona henüz yasak gelmedi. Cezaya kalan ve boyunun hizasına gelemeyen bu aşk, kalben isyankar olsa da kıymetin isyandan münezzehtir bilesin.
Kaç yokluk bindi ve kaç yokluktan bir varlık getiremedin, saymak istemem. Yoruluyorum. Matematiğim de zayıf zaten.
Her gün, her an, her salise ve her yanlışta kalpteki doğru sen oldun. Ödülün bu aşk ve almak istemediğin günler kadar özüne buhar karıştırdım sevdanın. Üzgünüm.
Ruh, eşini bulurken kendini tamamlanır sanırmış. Demek bu yüzden olmasan da ben bir türlü eksik olamadım. Kaç kayıp, kaç dikiş kaç bitiş ve kaç yama vurursa kalbimi bedenen; orada nefese bir şans veren yazgı hakim kılıyor yaşamı. Buna tutunup ayakta kalmaya çalışıyor sevginin masumluğuyla pekişen sevda.
Sizin oralarda havalar nasıl acaba? Havadan kasıt; gönlünün iklimi sevgilim... Ayaz vurur mu, açıkta kaldı mı kalbin? Üşümesin sakın. Senin için yoksam da benim için hâlâ hep bir ton fazlasın. Eksilen hayatlar gibi kiminin kuru özrü, kiminin samimi pişmanlığıyım. Senin neyinim acaba? Hangi gözlük gösterir beni? Sevda gözlüğü satılmıyor aşkta.
Kalbinin yağmuruna değdiğim sebepsiz hayallerin izin günündeyim. Yıllık iznimi kullanıyorum bu aşktan yana. O kadar yorgunum ki, mesaim yirmi dört saat. Uykunun sen halinde bile çalışıyor kalp senin için atarken. Artık korkmuyorum. Yokluğumun ne önemi var ki varlığımı hatırlatmak lüksüm korkutsun? Zaten her zaman hiçbir şeyindim ben. Şefkat dağlarında açan çiçeklerden kuruyana dek bahsedilmeyendim. Sen ise saatlerin bir ileri bir geri giderken hep sende durduğu gerçektin. Ne yapalım? Bu aşkın yazgısı matemli günlerin bile gökkuşağıymış benim için. Her gün yepyeni renklerle uyanıyorum sana. Her gece içinden siyahı taşıyor gönlümün, durmasını istiyorum. Bu aşka kara yakışmaz çünkü.
Bir mutlulukta açan çiçek olup “Seviyorum” diyemedim ya özgürce; demokrasinin suyu çıkmış... Bir aşkta gözlerine bakıp “seni çok seviyorum” diyemedim ya gönülce; sevdaların suyu çıkmış... İklimin sevgilim, kara kışın mateminde demlenen sabahlarda mısın? Acımasın gönlün, ben orada olmasam da acımasın. Kimse üzmesin orayı. Sevdiceğin şanslı olmalı. O kalbin içinden hayata seslenmek güzel olmalı. Ben sana hep çirkin kalanım...
Ruhumu doğru teslim edemedim demek, zaman yanlış, hayat yanlış ve ben yanlış gerçeği bir tokat gibi çarptı yazgıma. Seni bana getirmeyen kadere bir miktar kırgınım. Başkalarına ulaştıran aşka daha çok sitemkârım. Kim tarafından çok sevilirsen sevil, kalbimdeki kadar gerçek olamayacaksın. Kimin elini tutarsa sevdan, yokluğunun şiddetinde dahi varken o ellerde gerçek olamayacaksın.
Uzaktan işte, sesini dahi cikaramadan bana sunduğun en küçük değere bile razıyım. Zorla ne olur ki? Kalp gormedikten sonra ne olabilir ki?
Sen, sevdiğim... Unutulmak sende kalbimce güzel durur sanıyorsan olmaz. Her şeyi iste, yokluğumu iste ama bunu isteme. Ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş, kalbimdeysen en yakınımdasın.
Üzgün şarkıların razı cicegiyim. Koklamak istemezsen anlarım. Sana dikenler batmasın da her türlü razıyım. Gelmeyen merhabana, bana varmayan aşkına ve bir merakta benim için carpmayan kalbine samimi bir razıyım .
Kader istiflemiş olmasını istediğini; ben, kaldığım yerde acıyım. Saat sensizliği kaç buçuk geçe oldu yine, partiye geç kaldım sandım. Meğer hiç katkım olmamış kalbindeki mutluluklara.
Gözdeki incilerin koptuğu anlara rast gelme. Kolyenin kopuşu gibi değil gözdeki incilerin yazgısı. Yazgı hakimi beraat etmemi istemiyor. Sana müebbet, sensizliğe acı voltalıyım. Ziyaretime geleceğin görüş gününe kadar kaç yaş yaparsam bir ton fazlası kadar kalbimdesin. Her yaşa bir ton...
Kaderimin uykusu geldi, doğru severken yanlış oldum ya; kaç yanlış beni senden götürdü hesaplayamam. Matematiğim hep zayıftı zaten.
Sevdiceğim, lirik intihardan kurtarılışımdın sen. Her gün ölüp hep fazladan dirildiğim...
Tamam, bu sonbahar da yaprakları düşecek tadımın tuzumun. Olsun, yokluğunda yetmeyen mutlulukların varlığı isimsiz mutluluklardaysa razı bir çiçeğim ben; koklanmayan...
Dilara AKSOY
8 notes · View notes
Text
bu aşk sana çok mu?
senin kalbin yok mu hiç ?
13 notes · View notes